Danıştay'a hain saldırı!

BU GÜN DANIŞTAY 2. DAİRESİ BAŞKAN VE ÜYELERİ TOPLANTI HALİNDE İKEN MAALESEF AMA MAALESEF BİR MESLEKTAŞIMIZ AVUKATIN SİLAHLI SALDIRISI SONUCUNDA 2'Sİ AĞIR OLMAK ÜZERE 6 ÜYENİN YARALANDIĞI HABERİ GELMİŞTİR.

SALDIRIYI DÜZENLEYENİN İSTANBUL BAROSUNA KAYITLI AV. ALPARSLAN ASLAN OLDUĞU VE YAKALANDIĞI BİLDİRİLDİ.

RİVAYET MUHTELİF OLMAKLA BERABER UMARIZ VEFAT EDEN OLMAMIŞTIR.

ANCAK SALDIRININ, BİR ÖĞRETMEN İLE İLGİLİ TÜRBAN DAVASINDA VERİLEN KARAR NEDENİYLE OLDUĞU İDDİA EDİLİYOR.

ADALET'E YAPILAN BU ALÇAKÇA SALDIRIYI KINIYORUZ. SALDIRGANIN MESLEKTAŞIMIZ OLMASI ACIMIZI VE ÜZÜNTÜMÜZÜ BİR KAT DAHA ARTIRIYOR.

YARALILARIN BİR AN ÖNCE İYİLEŞMELERİNİ DİLİYORUZ.

ÇOK ÜZÜCÜ BİR OLAY FIRAT ABİ , ACİL ŞİFALAR DİLİYOR VE ŞİDDETLE KINIYORUM

2. DAİRE LAİKLİK HASSASİYETİYLE ÖNE ÇIKTI (MYNETTEN ALINTIDIR)

Danıştay 2. Daire, laiklik konusundaki hassasiyetiyle öne çıktı. Daire, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı'nın yurt dışı görevlendirmeleri ile yurt dışında okuyanlara denklik konularında önemli kararlar aldı.

Danıştay 2. Dairesi; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ile bu bakanlıkların bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli kamu personeline ilişkin mevzuattan kaynaklanan dava ve temyiz başvuruları ile kamu personelinin sicillerine ilişkin dava ve temyiz başvurularına bakıyor.

Daire, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı'nın yurt dışı görevlendirmeleri ile yurt dışında okuyanların denklik konularında önemli kararlara imza attı.

Hain saldırıyı kınıyorum. Yaralı meslektaşalrımıza acil şifalar diliyorum.Milliyet gazetesinin haberine göre saldırgan Alparsalan Aslan 1977 Bingöl d doğumlu, Marmara Hukuk fakültesi mezunu. Saldırgan Saldırganınn Avukat olması acımı dahada artırdı. Danıştay 2. Dairesi laiklik kararlarını veren daireydi. Başabakan Tayyip Erdoğan Danışatay 2. Dairesinin kararları ile eleştirmiş ve kınamıştı. Dinci Vakit gazetesi Danışatay 2. Daire üyelerinin resimlerini yayınlayarak hedef göstermişti. Saldırgan Alparslan Aslan saldırıyı başörtüsü nedeniyle gerçelklşetirdiğini belirtti. Saldırganın kullandığı silah X raylere yakalanmayan Avusturya yapımı Glock marka tabanca, profosyonel katillerin kullandığı sialah olarak biliniyor. Trabzonda ki rahip Santoro cinayetinde de Glock marka silah kullanılmıştı. Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetin düştüğü hallare icler acısı.

Başbakan tayyip bey , yargıya sürekli saldırıda bulunursa ,ve türban konusunda danıştayı suçlayan ifadeler de bulunursa,ve kendi oy potansiyellerine valla bizim elimiz kolumuz bağlı danıştay engelliyor şeklinde bir hava oluşturursa ,ve vakit gazetesi danıştay üyelerini manşet yaparak işte bunlar diye büyük puntolarla başlık atarsa ,ve bunları okuyan ve o çevrelerin adamı olan avukatta böyle bir eyleme kalkışır.

mağdur psikolojisi ,yaratılıp ,hükümetçede bu psiloloji desteklenirse böyle durumlar bundan sonra da devam edecektir.

Bu konuda iki form var ana sayfadaki formla birleştirilmesini talep ediyorum ...
Olay vahimdir konu kilitlemesi yerine taşıma yapabiliyorsak ikisinden birisini ötekine alalım..

Terör örgütlerinin yaptığı bölücülükten ne farkı var diye düşünesi geliyor insanın. [V]

Arkadaşlar bu konu bilerek Hukukçulara Mahsus Kamuya Açık Forumlar ve Genel forumlar kategorisinde olmak üzere 2 başlık altında açılmıştır, amacımız olayın hukuki yönüyle burada, diğer yönleriyle ise genel forumlarda tartışılmasını sağlamaktır.

Bu nedenle genel görüşlerin https://www.hukuki.net/topic.asp?topic_ID=12436 bu foruma yazılmasını rica ediyor, saygılarımı sunuyorum.

Türkiye'de yargı bağımsız mı, yargıya müdahale söz konusu mu değil mi diye tartıştık durduk ve en sonunda en ala müdahaleyi gördük hep birlikte, en acı, en kanlı müdahaleyi...

Bu olay, yargının sac ayakalarından biri olan savunmayı, biz avukatları da olumsuz etkileyecek diye düşünüyorum. Elbette bir avukatın (üzülerek zikrediyorum) böyle bir saldırıya kalkışması tüm meslektaşlara mal edilemez ancak yargının diğer mensuplarında, avukatlar hakkında ister istemez bir önyargı oluşacaktır. Dahası avukatların birtakım hakları kısıtlanacaktır, üstümüz, çantalarımız aranamıyorken daha sıkı kontrollere maruz kalabiliriz gibi geliyor bana. Umarım yanılırım, umarım darbe üzerine darbe alan yargımız daha fazla yıpratılmaz, umarım avukatlık mesleğini bu oyunun bir parçası haline getiremezler...

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI' NIN BASIN AÇIKLAMASI

Yüce Türk Ulusuna,

Demokratik ve laik Cumhuriyetimizin temel güvencelerinden olan Danıştay, bugün Anayasadan aldığı yetki ile Türk Milleti adına yargılama görevini yerine getirdiği sırada, kendisini; dolayısıyla hukuku, Anayasayı, Cumhuriyeti, Devleti ve milleti hedef alan menfur bir saldırıya uğramıştır.

Bu saldırı, meslektaşlarımızı kişisel olarak hedef alan bir saldırı değildir. Bu saldırı, mensuplarımızın kamuoyunun bilgisinde olan kimi kararları dolayısıyla, birkısım sorumsuz basın ve yayın kuruluşları ile yazarlarınca hedef gösterilmeleri, devlet adına yetki kullanan makamlarca da cesaretlendirici, ihtiyatsız beyanlarda bulunulması sonucu gerçekleşmiştir.

Başkanlığımızca önceki tarihlerde yapılan basın açıklamalarında ve 10 Mayıs 2006 tarihinde düzenlenen Danıştay'ın 138'inci Kuruluş Yıldönümü töreninde Danıştay adına yaptığım konuşmada bu hususlar altı çizilmek ve tehlikeye işaret edilmek suretiyle vurgulanmasına karşın, devlet yetkisini kullanan en üst makamların açıklamalarında maalesef bu tehlike hafife alınarak göz ardı edilmiştir.

Yargısına sahip çıkmayan Devlet, bu olayda, büyük yara almıştır. Saldırıya uğrayan meslektaşlarımıza acil şifalar diler; bu menfur olayı şiddetle kınar, olayın nedenleri ile sorumlularının değerlendirilmesini Yüce Türk Milletinin takdirine bırakırız.

Tüm Danıştay mensupları adına Danıştay Başkanlığınca kamuoyuna duyurulur.

17 Mayıs 2006

Değerli hukuki.net üyeleri, yarın aramızdan ayrılan tekkik hakimi Sayın Yücel Özbilgin için İstanbul Barosu avukatlarının da katılacağı bir tören düzenlenecek.
Tören için Anraka adliyesi önünden saat 10.00 da servisler Anıtkabir'e hareket edecek. Tören Saat 11.00 deAnıtkabir'de başlayacak. Tüm hukukçuları Anıtkabir'e bekliyoruz.

İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, Danıştay 2. Dairesine silahlı saldırı düzenleyen Alparslan Arslan'ın, İstanbul Barosu'na 2001 yılında üye olan bir avukat olduğunu belirterek, "Bu kişinin baromuza üye olması üzüntümüzü bir kat daha artırmıştır" dedi.

Kolcuoğlu, Baro'da yaptığı basın toplantısında, 1977 Bingöl doğumlu Alparslan Arslan'ın, 2001 yılında İstanbul Barosu'na üye olduğunu söyledi.

"Çok üzücü bir olay yaşadık. Bu kişinin baromuza üye olması üzüntümüzü bir kat daha artırmıştır" diyen Kolcuoğlu, "Danıştay 2. Dairesi Başkanı ve üyelerine yapılan bu saldırıyı, İstanbul Barosu ve aynı zamanda hukukçular olarak nefretle kınıyoruz, lanetliyoruz" diye konuştu.

Danıştay 2. Dairesinin "türbanla ilgili almış olduğu kararlar bulunduğuna" işaret eden Kolcuoğlu, olayın amacının, soruşturma geliştikçe net ve açık olarak ortaya çıkacağını, ancak şu anda "basının ve orada bulunanların tespitlerine göre olayın dini motifli, din inanışlı bir cinayet olduğunun saldırganın binadan çıkarken sloganlarıyla açık olarak ortaya çıktığını" söyledi.

Kolcuoğlu, aynı düşünceyi taşıyanların bir yandan Cumhuriyet Gazetesi'ne, basına yönelik bombalı saldırılarda bulunduğunu, "bir yandan Meclisin içinde gösteri yaparak Cumhuriyet'e ve laikliğe meydan okuduğunu" savunarak, "Bu olay, Türkiye'deki olayların nasıl gelişeceğini açık olarak ortaya koymuştur. Umarız ki bundan sonra bu
tip olaylara şahit olmayalım. Demokratik yapı içerisinde insanlar görüş ve düşüncelerini hedef gözetmeden, inançlarını güce dönüştürmeden ve aynı zamanda insanlara karşı bu tip suçlar işlemeden yerine getirmeye çalışsınlar" diye konuştu.

"DİSİPLİN İŞLEMİ BAŞLATILACAK"

Kolcuoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Bu arkadaşımız hakkında baro olarak gerekli disiplin işlemini hemen yürürlüğe koyacağız. Çünkü bu tip bir olaya sebebiyet veren bir kişinin artık avukatlıkla ilişkisi kalmaması gerekiyor. Avukat, insanların yaşam hakkının, insanların özgürlüklerinin, insan haklarının savunucusudur. Disiplin işlemine göre hareket edeceğiz. Bu konuda karar verecek tabii ki ilgili kurullardır. Ama yönetim olarak düşüncemiz açık ve nettir."

haber3.com

Korktuğum başıma geldi, silahın hayalet olmadığı, X-ray cihazının silahı tespit edebildiği, buna rağmen saldırganın silahla içeri girmesine izin verildiği, bu durumun güvenlik sorunu olduğu tartışılırken basında "Barolar avukatların üstlerinin aranmasına itiraz etmişti" şeklinde manşetler atılmaya başlandı. Ne acı ki olay sıcaklığını kaybettikçe bir caninin sırf avukat olmasından dolayı gözlerin bizlere, avukatlara çevrileceği endişesini taşıyorum. Mevcut düzenlemeye göre üst arama mümkün görünmese de, Avukatlık Kanunu'nda bir değişiklik yapılması an meselesidir. Bu olayın mesleğimize yansıtılması beni ziyadesiyle üzmekte...

Avukatların üstlerinin aranması taraftarıyım. Maalesef her meslekte olduğu gibi bu meslekte de kötüniyetli kişiler çıkabilmekte ve bir risk olarak cezaevlerine veya adliyeye silahlar sokabilirler.

Ancak işin diğer boyutundan bakarsak üst arama avukatları aşağılayacaktır. Ve mesleğimizi yaparken bizi zorlayacaktır.

Sevgili Ali,

Her meslekte olduğu gibi elbette avukatlar arasında da kötüniyetliler bulunmaktadır ki örneğini üzülerek gördük. Ancak böyle bir vahşet genelleme yapılarak avukatlık mesleğine, avukatlara mal edilmemelidir. Bana göre üst araması yapılmamalı, ancak güvenlik dışında hiçbir meslek mensubunun da silahla geçişine izin verilmemelidir.

Çok vahim bir olay ! Yargının ne suçu var ? Kanunlar neyse yargı onu uygular.. mahkemeler tarafsızdır. Bu cumhuriyete yapılmış bir saldırıdır.

Böylesi hain bir saldırıyı şiddettle kınıyorum.

Danıştay'a yargıtay'a meclise herhangi bir kuruma yapılan kişisel silahlı saldırılar kişisel bir sorundan dolayı değerlendirilmesi aklı başında bir insanın yapabileceği bir suç olamaz.. Olayı yapan kişinin isminin hiçbir önemi yoktur. Önemli konu burada silahı tutan kişinin avukat olması ve yaşanan facianın bir mesaj iletisi olmasıdır.. Karanlık eller olduğu sürece ülkemizde tutlacak o kadar çok maşa olacaktır, ilkini herzaman bileceğiz ama sonuncusunu hiçbirzaman kestiremeyeceğiz..

28 Şubattaki Fadime Şahin denen şahsiyet nasıl bazılarınca kullanılmışsa Alparslan Arslan denen kişi de Fadime Şahin gibi olmasa da kullanılmıştır. Yalnız benim aklımın almadığı şey şu,, sevgili hukukçu büyüklerim nasıl olur da kendilerini yanlışa sevkedeceğini bile bile öfkeyle yorum yaparlar? Yanlış anlamayın, yargılamıyorum ancak bu yüzden suçu olmayan insanların zarar göreceğini çıkarmak kolay değil mi? Teşekkürler.