Printable View
mrb ben bir çevre mühendisi olarak çevre mevzuatına, ilgili kanun ve yönetmeliklere genelgelere, tebliğe vs. meslektaşlarımın (ben dahil) pekte hakim olmadığımızı düşünüyorum . ilgili kanun ve yönetmelikler ülkemizde yeterince bilinse ve uygulansa çevre kalitesinin daha iyi noktalarda olacağı görüşündeyim.Bu anlamda küresel ısınma gibi son derece güncel bir çevresel sorunda mevcutken yasal güncellemeler vs. hakkında karşılıklı görüş ve bilgi alışverişinde bulunabiliriz.
Sayın Saraç; bu girişiminizden ve yaklaşımızdan ötürü kendim ve ekibim adına teşekkür ederim.
Siz bir çevre mühendisi olarak konuyu detaylandrırısanız size hukukcular olarak iştirak edeceğimizi düşünüyorum. Bununla da kalmayıp meslektaşlarınızıda bu tartışmalarda görmek isteriz.
sayın Duygu TEKAY;
ben bu aralar çevre mühendisi arkadaşları ve çevreye duyarlı tüm insanları son derece ilgilendiren çevre mevzuatının taranması ve konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görev, yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi ve uygulanması konusunda bir çalışma yapmaktayım. öncelikle herkese sorumluluk alanını hatırlatmak ve yetkileri konusunda bilgilendirmekle başlamanın en uygunu olacağı düşüncesindeyim. konuyla ilgilenen tüm arkadaşlarla çalışmalarımı paylaşabilirim saygılarımla.
sayın optimal; baraj gölü ve toplama havzasını korumak amaçlı belirlenmiş uzun mesafeli koruma alanlarında (su kirliliği kontrolu yönetmeliği madde:20 gereğince) ağaçlandırma yapmanızda bir sakınca yoktur.ama aynı maddede açıklandığı üzere uzun mesafeli koruma alanı orta mesafeli koruma alanından 3 km mesafe sonrasından başlar. yani sizin bahsettiğiniz bölgenin konumunun baraja mesafesi 5km olmalıdır.(100m mutlak koruma alanı, 900m kısa mesafe k.a. 1km orta mesafe 3km uzunmesafa tolam 5km) bu durumdada orda maden bile işletebilirsiniz:) zeytin ağaçlarını gönül rahatlığıyla dikiniz:)
saygılar
teşekkür ediyorum sayın özlem _saraç, konu hakkında benim de bildiklerim bunlar, su kirliği kontrol yönetmeliğinin 20. maddesi uyarınca gerekli önlemler alınırsa fabrika bile kurmak mümkün ama bazı belediyeler siyasi gerekçelerle durumu zorlaştırıyorlar. bu yüzden bazı sıkıntılar var neyse bilgilendirmenizden dolayı çok teşekkürler saygılar
Bende çalıştığım yerde cevre mevzuatı ile ilgili bildiklerimi paylaşmak isterim ve buna hazırım
Zülfü Livaneli zlivaneli@gazetevatan.com29.06.2008 Dünyayı uyaran adam
Bilim adamları; kutuplar eriyor diyor. Arılar kayboluyor, toprak bitiyor, sular zehirleniyor diye de ekliyorlar.
Stephen Hawking kendimize yeni bir gezegen aramamız gerektiğini bildiriyor.
Söylediklerinin onda biri doğru olsa bile felaket kapıda demektir.
Çünkü insanoğlu uyarıları dinlemedi, devletler, hükümetler bu konudaki sağduyulu seslere kulaklarını tıkadılar:
Sağduyulu sesler dedim de aklıma geldi: Bakın daha 1959 yılında neler yazılmış:
“Öyle meselelerimiz var ki onları savsaklamak bize çoğa mal olacak. Bir ölüm dirim işi bu. Var olmak ya da olmamak.
Ormansız toprak olmaz. Birkaç dikili ağacımız kalmış, onu da bitirmek, tüketmek için büyük çabamızı görüyor musunuz? El ele verip milletçe birleştiğimiz tek şey ormanlarımızı bir an önce yok etme çabası değil mi?
Köylü toprağından kopuyor, şehirleri gecekondular dolduruyor. İnsanlar böyledir; daha iyi bir yaşama geçmek için yerlerini terk ederler.
Bizimkiler ölmüş, çoluklarını çocuklarını yaşatamayan topraktan kaçıyorlar. Arkanda toprak olmayınca ne kadar büyük endüstri kurarsan kur, onu sürdüremezsin... Bu gidişle topraklarımızın üstünde aç, sefil, ekmeğe, bir dilim kuru ekmeğe muhtaç sürüneceğiz.
Bu memleket halkını göçebe olmaktan kurtaralım. Daha o kadar elimizden çıkmış değil topraklarımız.”
***
Bu satırları 1959 yılında Yaşar Kemal yazmış.
Bir ülke daha açık bir dille nasıl uyarılır? Daha ne söylenebilir?
Ama gördüğünüz gibi bu uyarılara kulak tıkanmış; gündelik politika ile kâr hırsının zehirli kıskacında yıllar heba edilmiş.
***
Yaşar Kemal dünyanın belli başlı bütün dillerine çevrilen kitaplarında, konferanslarında, yazılarında avazı çıktığı kadar haykırdı ve herkesi yaklaşan büyük felaket karşısında uyarmaya çalıştı.
Hem de 60 yıl önce.
Daha bugünkü felaketlerin belirtisi bile yokken.
Ona göre kapitalizm doğayı bitiriyordu; akarsularımızı ve havamızı kirletiyor, toprağımızı yok ediyor, ormanlarımızı elimizden alıyordu.
Dünya kaçınılmaz bir çevre felaketine doğru gitmekteydi ve bu gidişin sonu iyi değildi.
Çukurova’nın değişimini izledi önceleri, sonra Marmara’ya bakıp “Deniz Küstü” dedi, ülkeyi baştanbaşa dolaşıp yok olan ormanların, toprağın, suyun ağıdını yazdı.
Dünyada milyonlarca insan bu ağıdı anladı da bir tek hükümetler anlamadı.
Hükümetler de insan değil mi diyeceksiniz.
Bence değil.
Onlar da değil, vahşi kapitalizmin gözü dönmüş küresel liderleri de...
Olsaydı dünya bu hale mi düşerdi.
***
Profesör Albert Einstein bir gün arılar kaybolursa dünyanın sonu gelir demiş.
Hazret keşke Türkçe bilip de Karacoğlan’ın yüzyıllarca önce söylediği şu dizeleri anlayabilseydi.
“Arılar da konmaz oldu pürene
Şükür olsun bu sevdayı verene”
Şükür olsun ki biz de insanlığın vicdanı olmuş yazarlar, şairler yetiştirmişiz.
4 Haziran 2010 CUMA
Resmî Gazete
Sayı : 27601
YÖNETMELİK
Çevre ve Orman Bakanlığından:
ÇEVRESEL GÜRÜLTÜNÜN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ VE
YÖNETĠMĠ YÖNETMELĠĞĠ
BİRİNCİ BÖLÜM
ALTINCI BÖLÜM
Gürültüye Hassas Kullanımların Bulunduğu Alanlar İçin Esas ve Kriterler
Gürültüye hassas kullanımlar için gürültü kontrolü
MADDE 26 – (1) Gürültüye hassas kullanımlardaki çevresel gürültü esasları aşağıda belirtilmiştir.
a)
d) Radyo, televizyon, müzik seti ve her türlü müzik aletlerini çok ve orta derecede hassas kullanımların bulunduğu alanlar ile toplu taşıma araçlarında çalmak yasaktır.
ğ) Eğlence amacıyla patlayıcı, maytap, havai fişek ve benzeri şeyleri kullanmak, ateşlemek gibi benzeri faaliyetlerin, çok hassas kullanımların bulunduğu alanlarda yapılması yasaktır. Bu faaliyetler çok hassas kullanımların bulunduğu alanlarda ancak İl Mahalli Çevre Kurulu Kararı ile belirlenecek alanlarda ve saatlerde, 14/8/1987 tarihli ve 87/12028 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Tekel Dışı Bırakılan Patlayıcı Maddelerle Av Malzemesi ve Benzerlerinin Üretimi, İthali, Taşınması, Saklanması, Depolanması, Satışı, Kullanılması, Yok Edilmesi, Denetlenmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Tüzüğün 117 nci maddesine istinaden yerel mülki amirinden izin alınarak yapılabilir.
ı) Çok hassas kullanımları etkileyebilecek şekilde yakınında, bitişiğinde, altında veya üstündeki alanlarda konser, gösteri, miting, tören, festival, düğün ve benzeri gibi açık hava faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi yasaktır. Bu faaliyetler çok hassas kullanımların bulunduğu alanlarda ancak İl Mahalli Çevre Kurulu Kararı ile belirlenen alanlarda yapılabilir. Orta derece hassas kullanımların bulunduğu alanlarda bu tür faaliyetlerden çevreye yayılan gürültü seviyesi Leq gürültü göstergesi cinsinden mevcut arka plan gürültü seviyesini 5 dBA‘dan fazla aşamaz.
denmektedir. bu yeni yayınlanan yönetmeliği uygulamakla mükellef idareler alt kademe belediyelerin zabıta amirlikleridir. özetle yaz geldi düğün sezonu açıldı:) arka bahçelerinde düğün yapacak arkadaşların ve bu düğünlerden rahatsız olan arkadaşların bilgilerine arz olunur:)
sayın saraç;
gürültü ile ilgili yönetmelik gereğince belediyelerin gürültü denetimi için yetki devri alması gerekmektedir. Ülkemizde malesef yetki devri almakla yükümlü tutulan belediyelerimiz, yetki devri için gerekli koşulları sağlamamak adına ellerinden gelini yapmaktadırlar. böylelikle gürültü konusunda yetki ortada kaldığı için dnetim yapılamamaktadır. bu konuda en önemli sorun malesef budur. İstanbul için başta büyükşehir olmak üzere bazı alt belediyeler yükümlülüğünü yerine getirsede hala getirmeyenler mevcuttur.Anadolu da ise durum daha vahimdir. İzmir bile alamıştır. saygılarımla
aslında benim bu siteye üye olmamım sebebi bu gürültü.
Arkadaşlar ben üsküdarda oturuyorum.Üsküdar belediyesi yetki devri almamış,üsküdara büyükşehir bakıyor.
önümüzdeki binada market var ve soğuk hava deposu ekipmanını binanın bahçesine koymuş.
anlıyacağınız üzere sesten duramıyoruz.belediye duruma ilgisiz.dava açılabilir mi?
gereksinimler nedir? katkılarınızı bekliyorum?
Merhabalar,
Sayın Saraç,
Ab uyum süreci ve Çevre Müktesebatı yerelde etkileri konulu yüksek lisans tezi hazırlıyorum,
ayrıca kısa süre öncesine kadar bi kamu kurumunda Çevre Denetlem Üyesi olarak çalışıyordum.
Gerek okul gereksekse mesleki olarak çalışmanız ile yakından ilgileniyorum paylaşmak isterseniz
beni mutlu edeceğine çok fayda göreceğime inanaıyorum. Şiimdiden teşekkür eder
çalışmalarınızda baaşrılar dilerim.
Yasin ASLAN