-
Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
arkadaşlar ben denizci astsubayım bugün askeri mahkemeye gittim ve birlikte cep telefonu bulundurmaktan emre itaatsizlikte ısrar suçundan 25 gün hapis cezası verildi öncelikle bu oda hapsi mi göz hapsi mi oluyo bilmiyorum bi de 16 güne düşme durumları varmış o nasıl oluyo ve bi de temyize gitmeyi düşünüyorum.telefonu elimde gören bi yüzbaşı mahkemeye verdi temyiz dilekçesini nasıl veririm.gerekçe olarak ne gösteririm bi faydası olur mu yardımcı olursanız sevinirim..bi avukatla anlaşsam bu işten beni kurtarabilir mi yardımlarınızı bekliyorum teşekkür ederim şimdiden sağolun..
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Öncelikle geçmiş olsun. 21. yy'da böylesine basit bir fiilden dolayı hapis cezası veriliyor olması son derce ilginç ve yalnızca bizm ülkemizde olabilir denecek cinsten. Çalıştığım büroda bu tür durumlarla sıkça karşılaşmaktayım o nedenle size açıklamada bulunmak istedim.
Ama öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu fiil bir 'askeri suç' olduğundan askeri mahkemede yargılanır, mahkum olursanız da askeri cezaevinde yatarsınız. Göz hapsi, oda hapsi vs. disiplin cezasıdır ve tamamen ayrıdır. Öte yandan hukuki durumu inceleyecek olursak, Askeri Ceza Kanunu md.87/1'de düzenlenmiş olan emre itaatsizlikte ısrar suçunun cezası 1 aydan 1 yıla kadar değişebilmektedir. Ancak mahkemeler cep telefonu gibi basit meselelerde alt sınırdan hüküm kurmaktadırlar. Buna bir de iyi hal indirimi dediğimiz durum da uygulanınca (1/6 oranında indirim) ceza 25 güne düşmektedir. [16 güne düşme olayını duydum ama hukuki sebebini hala bulamadım açıkçası, bilen varsa ben de öğrenmek isterim.] Ceza bu olmakla beraber, beraat etmek istiyorsanız emrin size tebliğ-tebellüğ edilmediğini veya bu emrin olaydan sonra verildiğini ispatlamanız gerekmektedir, emrin varlığını baştan kabul etmiş iseniz bunu ispat etmek daha da zorlaşmaktadır. Hamkumiyete hükmedildiğine göre bunu ispatlayamamışsınız demek ki, ya da olayı pek önemsemediniz. Temyizde verilen kararın bozulma ihtimali mevcuttur ancak bunun için hükmün verildiği günden itibaren 7 gün içinde temyiz başvurusunda bulunmanız şart. Şu aşamada en doğru ve güvenilir yol bir avukata başvurmaktan geçmektedir. Tekrar geçmiş olsun.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
1. Askeri birliklerde cep telefonu bulundurmak rütbeli personel dahil yasaktır.
2. Cezanız alt sınırdan verilmiş ve mahkemedeki iyi haliniz taktiri indirim sayılaran neticeden 25 gün hapis cezasına çarptırılmışsınız.
3. 16 güne düşmesinin HUKUKİ DAYANAĞI İNFAZ KANUNUDUR. Malumunuz mahkemenin ilamında yer alan cezalar ceza kanununda ki sürelerdir. Birde ceza infaz hukuku vardır. Buna görede cezaların nasıl infaz edileceği ve sürelerinin hesabı vardır. Ülkemizde ki İNFAZ sistemi bire bir değildir. Dolayısı ile kesinleşen 25 gün hapis cezasının ceza evinde ki süresi 16 gün olmaktadır.
4. Birlik içerisinde cep telefonu ile yakalandınız ise temyiz etmenizin hiç bir işe yarayacağını sanmıyorum. Ancak temyiz karara itirazdır. Sizin için özel bir koşulu yoktur. Sadece Askeri Yargıtaya gönderilmek üzere ..... Askeri mahkemesi Başkanlığı'na yazmanız yeterlidir. Temyizin süresi vardır onu kaçırmayın.
5. Sayın Stj.Av.Ferhat Büyükada bir eylemin niçin ''suç'' sayıldığını bilmeden ''21. yy'da böylesine basit bir fiilden dolayı hapis cezası veriliyor olması son derce ilginç ve yalnızca bizm ülkemizde olabilir denecek cinsten.'' yargısına varmanız genç bir avukat adayı olmanız nedeniyle beni çok şaşırttı. Size bu kanunun gerekçelerini anlatmak benim haddime değilde sadece şunu söyleyeyim. ''Pentagona girmeyi deneyin bakalım cep telefonu ile üzerinize kaç kişi atlayacak '' Lütfen gerekli donanıma sahip olmadan yorum yapmayalım. Benden size abi tavsiyesi...
Saygılarımla.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
sayın commodore1tr,
şöyle bir maziye baktığımızda cep telefonu kullanmanın serbest bırakılmasını isteyen askeri mahkemeler olduğunu görüyoruz. sonuç olumsuz olmuş o da ayrı bir durum. ama sonuç itibari ile bir şekilde durumun vehametinin sizin belirtmiş olduğunuz kadar kritik olmadığını düşünüyorum. ayrıca siz pentagon örneğini vermişsiiniz ama genel kurmay başkanlığımızda da durumun farklı olmadığını düşünüyorum.
http://www.maxicep.com/konu-disi/ask...-mu-24105.html
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Bu konuların tartışılmasını sevmem . Ancak verdiğiniz linkede baktım ilgili gazetenin haberinide buldum. Haber gayri ciddi bir asparagas haberi... zaten de 2006 ya ait...
1. Emre itaatsizlikte ısrar suçunda mahkeme suçun maddi unsurunun oluşup oluşmadığına bakmakla yükümlüdür. Eğer ortada ''Kanunlara mualif ''bir emir varsa ve bunda ısrar suçu işlendi ise Askeri mahkeme askeri bilir kişi isteyecektir.
2. Annesine merhaba dedi diye hapse girenler var gibi akla zarar bir hukuk gerekçesi olamaz. Gerekçe hukuka dayalı olur...
3. Narlıdere Deniz Kuvvetlerinin bir birliği dir dolayısı ile nezdinde askeri mahkeme vardır. Poligonda bulunan Geney Deniz saha Komutanlığında Yusuf Kaya diye bir hakim subay yoktur! Olmayan subay nasıl beraat kararı verir !
4. Son sözü Anayasa Mahkemesi söyleyecek ne demek ! Eğer ortada bir beraat kararı varsa ve bu karar Askeri mahkemeye aitse buna Askeri savcı veya nezdinde Askeri mahkeme kurulan birlik komutanının itiraz hakkı vardır. Yani ya mahkeme savcısı yada Güney Deniz Saha Komutanı olan Koramiral itiraz edecek. Bununda görüşüleceği tek yer Askeri Yargıtaydır... Haber son derece açık beraat kararı üzerine kuruludur. Askeri mahkeme hiç bir karar vermeyip '' Bu konu Anayasanın X maddesine aykırıdır '' dememişki...
5. Askeri kışlalarda kontürlü telefon doludur. Askeri hapishanelerde bile eskiden beri vardır bunlar. Dolayısı ile haberleşme özgürlüğü ihlalide değildir...
6. Neden ismi belirsiz hemde tuğ general ( karacı) konuşuyor konu hakkında?
7. Günümüz teknolojisinde ki cep telefonlarının nelere kadir olduğu kısmen herkesçe bilinmekte bilinen ve bilinmeyen kullanımların kötü amaçlarını engellemek için rütbeli rütbesiz herkese yasaktır cep telefonu.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
5. Sayın Stj.Av.Ferhat Büyükada bir eylemin niçin ''suç'' sayıldığını bilmeden ''21. yy'da böylesine basit bir fiilden dolayı hapis cezası veriliyor olması son derce ilginç ve yalnızca bizm ülkemizde olabilir denecek cinsten.'' yargısına varmanız genç bir avukat adayı olmanız nedeniyle beni çok şaşırttı. Size bu kanunun gerekçelerini anlatmak benim haddime değilde sadece şunu söyleyeyim. ''Pentagona girmeyi deneyin bakalım cep telefonu ile üzerinize kaç kişi atlayacak '' Lütfen gerekli donanıma sahip olmadan yorum yapmayalım. Benden size abi tavsiyesi...
Sayın commodore1tr;
Verdiğiniz tavsiye için teşekkür ederim. Verdiğiniz tavsiyenin abi tavsiyesi olduğunu belirttiğiniz ve dolayısıyla beni kardeşiniz olarak gördüğünüz için de ayrıca teşekkür ederim. Bu yasağın sebebini gerçekten sizden öğrenmek isterim ama önce şunları ifade etmem gerekirse:
Tartışılması gereken hukuki soruna gelecek olursak, okuduğum-incelediğim onlarca askeri ceza dosyasının içinde öyleleri var ki... Bunlarda asta müessir fiil, üste hakaret, görevi ihmal, görevi kötüye kullanma, zimmet, askeri eşyayı çalmak vs. başı çekmekte. Mahkemelerce verilen hükümlere baktığımızda ise, örneğin eylemi asta müessir fiil olarak nitelendirilen ve mahkemece bu eylemi sabit görülen sanığa, takdiren ve teşdiden 1 yıl hapis cezası verildiğini, ancak hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını görüyoruz. Aynı dosyada 9 ayrı suçla yargılanıp, tüm eylemleri sabit görülen fakat hepsinden de mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen bir şahsın (üst rütbeli sayılabilecek) elini kolunu sallayarak TSK'da gezmesi, ancak çok masum sebeplerle cep telefonunu birliğe sokan erin-yedek subayın hapis cezasına mahkum edilmesi beni gerçekten yaralıyor ve adalete olan inancımı sarsıyor.
Üstelik bilinen bir gerçek var ki, çoğu birlikte cep telefonu kullanımına ses çıkarılmıyor, ama bazı art niyetli komutanlar gerektiğinde bu tür kozları erlere karşı çok güzel kullanıyorlar (tabi ki hepsi değil, ama bu kurumda da kötü niyetli insanlar var). Şimdi elinizi vicdanınıza koyup tekrar düşünün, askerde hasbelkader herkesin elinde cep telefonunu görüp birliğe telefonunu getiren, bir şekilde binbaşı veya albay'a yakalanan, hakkında soruşturma başlatılan, terhis olduktan sonra aniden ellerine iddianame tutuşturuluveren, sonra yargılama sürecinin ve çarptırılacağı hapis cezasının manevi yükünü omuzlarında taşıyan, sabıkası olduğu için ya da alacağı muhtemel hapis cezası yüzünden işe giremeyen-iş bulmakta zorlanan üniversite mezunu pırıl pırıl gençleri.. Sizin gözünüzde adalet bu mudur? 21. yüzyılda herkes özgürlükleri savunurken siz yasakları savunuyorsunuz, bu sizin hukukçu kişiliğinize yakışıyor mu?
Stratejik noktalarda bazı güvenlik önlemlerinin alınması tabi ki mantıklıdır (örneğin Genel Kurmay, MSB vs.) ama örneğin astsubay gazinosunda çalışan, ordu evinde çalışan askerin böyle yasaklara maruz bırakılması hiç de anlamlı gelmiyor bana. Ayrıca illa da ceza verilecekse disiplin cezası verilmesi suç ve cezanın orantılılığı açısından daha doğru olacaktır, bunu askeri suç olarak nitelendirmek bence ceza hukukunun temel ilkelerine de (orantılılık-ıslah edicilik) aykırıdır.
Anladığım-duyduğum kadarıyla askeri ceza hakimlerinin bu konuda fikirleri eskisine nazaran daha yumuşak, en azından emekli olanların. Yakında Askeri Yargıtay da görüş değiştirirse hiç şaşırmam, bence siz de şaşırmayın. Hukuku insanlar yapar ve gerektiğinde değiştirir, bunu da unutmamak gerekir. Saygılar.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
sayın commodore1tr,
ben linki verirken google dan bir arama yaparak bu haberi bulmuş idim. aynı haberi veren benzer haber kaynakları da var.
http://www.tumgazeteler.com/?a=1374541
http://www.haber7.com/haber/20060303...ciliyor-mu.php
siz asparagas olarak değerlendirmişsiniz ancak bu haberi yayınlayanlar sadece bir forum değil. yukarıdaki iki linkten haberi yayınlayan gazetlerin takvim ve haber7 olduğunu görüyoruz. ben kesinlikle doğru olduğunu iddia etmiyorum ancak benzer haberi yayınlayan birden fazla kaynak olduğunda bunun üzerinde biraz durup düşünüyorum.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
arkadaşlar verdiğiniz cevaplara teşekkür ederim ki bu cezayı yani yatacağım 25 günlük sürenin ertelenmesi söz konusu mu yani ne kadar ileriye atabilirim? süre olarak..
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Maalesef bu suç için erteleme gibi bir durum hukuken mümkün değil ancak, temyiz başvurunda bulunursanız dosya en erken Askeri Yargıtay'dan onanıp gelinceye, en geç de Askeri Yargıtay hükmü bozarsa yeniden yargılama yapılıp verilen yeni hükmün temyizden dönmesine kadar gecikir. Bu açıdan, süreç ne kadar uzarsa cezanın kesinleşmesi de o kadar gecikir. Ceza kesinleşmediği müddetçe de sizi cezaevine sokamazlar.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
malesef sırf askeri suçlar ertelenemez, para cezasını çevrilemez.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Temyiz kararı gelinceye kadar ceza infaz edilemez. Eğer temyiz ederseniz muhtemel terhisinizden sonra infaz emri gelecektir. İnfaz savcılığı yürürlükteki kanunlar gereğince infazı belirli süre erteleyebilir ama asla sonsuza kadar değil.
Askeri hukukta ki uygulama hatalarını tartışmaya yetkili değilim. Ancak askeri mahkemelerin çok fazla ast üst ayrımı yapmadığını biliyorum. Ast ın üste yaptığı fiiller TSK nın durumu gereği disiplini çok bozucu fiil olarak değerlendirildiğinden ceza olarak çok ağırdır. Disiplin tesisi en önemli unsur olarak karşımıza çıkmaktadır TSK iç yapısına bakıldığında.
Vermiş olduğunuz dokuz ayrı suçla yargılanıp tüm suçları sabit görülen bir subayın durumunu bilemediğim gibi kötü örnek kötü örnek teşkil etmeyeceği yönünde ki görüşüm ağırlıklıdır. Kuvvet komutanına bile en ağır cezayı veren bir yapıya sahip olduğunu ispatlamıştır askeri yargı.
Cep telefonu konusuna gelince; bireysel açıdan baktığımız zaman her bir bireyin masumane duygularla cep telefonu soktuğundan emin olamayacağımız bir gerçektir. Birey olarak kendimizi düşündüğümüz sürece bu çok saçma geleceği de aşikardır. Dikkat edilirse zaten uygulama ''telefonla konuşma '' değil; ''birliğe cep telefonu sokma'' olarak tanımlanmaktadır.
Uzun süreden beri tartışılan ancak tam netleşmeyen cep telefonu olayı ; Deniz Kuvvetleri Komutanlığında ki skandal, peşinden elektronik olarak cep telefonundan net yer tespitinin olduğu ; İstenildiğinde kapalı cep telefonunun bile dinlenebildiğinin anlaşılması üzerine yasaklanmıştır. Kaldıki cep telefonlarının pil haznelerinin patlayıcı madde sayılan c4 tipi bombaların birliğe sokulabilmesi için iseal olduğu vede sokulduğu ( hasdal, poligon II. taktik hava kuv.) gibi net anlaşılması da bunun ciddi olarak takibini gerektirmiştir.
Bundan dolayı öyle dendiği gibi '' anneye merhaba'' demeyi engellemek için getirilmiş yad bundan dolayı ceza verilmiş değildir. Eğer dinlemeye yani istihbarata karşı koyma sinyaline takılmasa idi o masum cep telefonlarından birisinin ikinci taktik k.'lığını yok edeceği ortadadır. Gerek istihbarata karşı koyma gerek birlik içersinden bu yönde sabotaj gerekse yer tespitini önlemek için bu yasak getirilmiştir. Sadece kripto kriptolu telefonlr kullanılabilmektedir.
Askerlik yapan vatan evlatlarımızın bu suça çok sık düşmesi hem üzücü hem düşündürücüdür. Üzücü olması yakalananların yüzde doksandokuza yakınının gerçekten masum niyetlerde olmasıdır. Düşündürücü olması Gerek birlik içersinde gerek tv ve gazetelere kadar bu yasağın gündemde olmasına rağmen ''takmamaları'' durumudur. Bu aslında ülkemizde ki laçkalığında ufak bir göstergesidir. ''Bir şey olmaz'' mantığı bizi ülke olarak geçmişten bu yana hep zorda bırakmıştır.. Hele hele birliklerde kontürlü telefon varken , izinlerde konuşulabilecekken... Böyle bir yola girmek anlaşılır gibi değildir.
Askeri birliklerimizin şuanki disiplin durumu gerçekten beni üzme boyutundadır. Eğer çağdaşlaşmadan anladığımız laçkalıksa biraz uzak duralım çağdaşlaşmayalım.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
arkadaşlar anlaşılmayan bi nokta var ben astsubayım benim terhisim felan olmayacak yasa ya göre de astsubay ve subaylara oda hapsi ve göz hapsi öngörülüyo siz askeri hapishaneden bahsettiniz.bu askeri hapishaneler suçu isleyen askerliğe gelmiş kişiler için sanıyorumyani erler için.astsubay ve subaylar bu hapishane konmuyo diye biliyorum.bugün avukata gittim ve temyiz dilekçesi hazırladım yarında göndereceğim izin alıp mahkemeden dosyamın fotokopisini alacağım avukatla incelemek için. sonra tekrardan temyiz dedi avukat.umarım hayırlısı olur...
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Erden Maraşale kadar Askeri Mahkemelerin verdiği hapis cazaları süreleri dahilinde Askeri hapishanelerde infaz edilir.
Cep telefonu bulundurmaktan dolayı emre itatsizlikte ısrar suçundan 30 gün hapis cezası almışsınız Mahkeme takriren 25 güne karar vermiş. ( İyi hal) İnfaz kanununa göre 16 gün askeri hapishanede yatarsınız. Askeri hapishanelerde subay Astsubay koğuşları ayrıdır tek fark budur. Hapis süresince maaşınızın 1/2 sini alırsınız terfi ve rütbelerinizde bu kadar gün geriye sarkar. Askeri sicilinize işlenir Ancak adli sicil kaydınıza işlenmez. İnfaz tarihi temyiz kararından sonra onama olursa birliğinize tebliğ tarihinden itibaren en kısa süredir. Hiç bir şekilde seneye devredilemez.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Konunuzla alakasız belki ama bir yakınım uzman jandarma ve 1 haftadan beri haber alamıyoruz.Görev yaptığı yeri aradık önce 1 hafta izin aldı gitti dediler.telefonları kapalı olunca olayın üstüne gittik görev yaptığı şehrin birliğine gönderildiğini orda 1 hafta göz hapsinde tutulacağnı söylediler.Ancak antep askeri ceza evine gönderildiğni öğrendik.Şuan hepimiz çok telaşlıyız antep askeri ceza evine çoğunlukla hangi suçlardan yargılananlar gönderilir ne olmuş olabilir lütfen yardım edin
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Disiplin mahkemesince bir hafta hapis cezasına çarptırılmış olabilir. Ciddi olmayan bir suç işlemiştir. Ancak göz hapsi değil Hapis cezası aldığı ifadenizden kesin anlaşılmaktadır
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
Tangör Evren rumuzlu üyeden alıntı
Disiplin mahkemesince bir hafta hapis cezasına çarptırılmış olabilir. Ciddi olmayan bir suç işlemiştir. Ancak göz hapsi değil Hapis cezası aldığı ifadenizden kesin anlaşılmaktadır
cevabınız için çok teşekkür ederim.yalnız görev yapptığı yerde değilde başka bir şehirdeki ceza evine gönderildiğini öğrenince telaşlandık.Tekrar teşekkürler
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
economist_444 rumuzlu üyeden alıntı
cevabınız için çok teşekkür ederim.yalnız görev yapptığı yerde değilde başka bir şehirdeki ceza evine gönderildiğini öğrenince telaşlandık.Tekrar teşekkürler
Sayın Tangör Evren doğru söylemiş.Göz hapsi cezası disiplin ceza evinde çektirilmez.Bir çeşit mesaiye devam cezasıdır ve birliğin içinde dışarıya çıkmadan çektirilir.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
yld19sm rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Tangör Evren doğru söylemiş.Göz hapsi cezası disiplin ceza evinde çektirilmez.Bir çeşit mesaiye devam cezasıdır ve birliğin içinde dışarıya çıkmadan çektirilir.
şimdi haber aldık üstüyle kavga etmiş 1 ay ceza vermişler.1 aydan sonra mahkemeye çıkaracaklarmış.Bu durumda mahkeme nasıl bir ceza verebilir yardım edin lütfen
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
üstü alay komutanıymış.Alay komutanıyla tartışmaya giren uzman jandarmaya sizce nasıl bir ceza verilir?Şuan askeri ceza evinde ve mahkemeyi bekliyor.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
hocam peki ben antalya da görev yapıyorum bu hapis yatacağım 16 günü hangi askeri hapishanede geçireceğim??astsubay olduğum halde doğru düzgün askeri hapishane görmedim..yardımcı olursanız sevinirim??
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Nezdinde askeri mahkeme kurulan birlikte Askeri hapishanede vardır. Muhtemelen siz Adana ya bağlı olabilirsiniz. Nerede yargılandınızsa orada yatarsınız. Bol bol kitap al git oku bence temyizde etme zamanına yazık kaldıki Ağustos tayininde zor bir bölgeye çıkar tayinin koşullar ağır olur..
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
economist_444 rumuzlu üyeden alıntı
üstü alay komutanıymış.Alay komutanıyla tartışmaya giren uzman jandarmaya sizce nasıl bir ceza verilir?Şuan askeri ceza evinde ve mahkemeyi bekliyor.
Üste fiili taaruzdan yargılanabilir bu konudaki forumlara bakınız. Ciddi bir askeri suçtur.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Askerlik yapan vatan evlatlarımızın bu suça çok sık düşmesi hem üzücü hem düşündürücüdür. Üzücü olması yakalananların yüzde doksandokuza yakınının gerçekten masum niyetlerde olmasıdır. Düşündürücü olması Gerek birlik içersinde gerek tv ve gazetelere kadar bu yasağın gündemde olmasına rağmen ''takmamaları'' durumudur. Bu aslında ülkemizde ki laçkalığında ufak bir göstergesidir. ''Bir şey olmaz'' mantığı bizi ülke olarak geçmişten bu yana hep zorda bırakmıştır.. Hele hele birliklerde kontürlü telefon varken , izinlerde konuşulabilecekken... Böyle bir yola girmek anlaşılır gibi değildir.
Askeri birliklerimizin şuanki disiplin durumu gerçekten beni üzme boyutundadır. Eğer çağdaşlaşmadan anladığımız laçkalıksa biraz uzak duralım çağdaşlaşmayalım.
"takmamaları" konusuna ben takılıyorum. şöyleki, eğer askerde her cep telefonu kullanan kişiler askeri mahkemeye gönderilmiş olsa, bu durumda askerler için gerçekten de bir caydırıcılık olur ve buna binaen cep telefonu kullanılmaz. asıl düşünülmesi gereken nokta da bu değil midir?
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
mahkeme ısparta da görüldü.orda da cezaevi varsa sanırım en zor orasıdır.çünkü dağ komando birlikleri bildiğiniz gibi ısparta da...koğuşların şeklini biliyo musunuz peki arkadaşlar tke kişilik mi yoksa toplu halde mi astsubayların yeri ayrıldığına göre bişey düşünülmüştür heralde bilmiyorum...
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
ahmet_1983 rumuzlu üyeden alıntı
"takmamaları" konusuna ben takılıyorum. şöyleki, eğer askerde her cep telefonu kullanan kişiler askeri mahkemeye gönderilmiş olsa, bu durumda askerler için gerçekten de bir caydırıcılık olur ve buna binaen cep telefonu kullanılmaz. asıl düşünülmesi gereken nokta da bu değil midir?
Gözünüzü seveyim bu kadar yıkıcı olmayın. İnsanlar hata yapabililer ama herşeye de hapis cezası olmaz ki. Böyle yapınca hapis cezası da anlamsızlaşıyor.
Önce askerlere imzalatılan onlarca sayfalık belgeleri gerçekten anlayıncaya kadar okutsunlar da, bu insanlar neyi imzaladıklarını yani neyi yapıp neyi yapmamaları gerektiğini bir öğrensin, ondan sonra cezalandırma yoluna gidilsin. Cezalandıracaksa da verilecek ceza ile fiilin ihlal ettiği hukuki menfaat orantılı olsun. Sizce böyle bir eylem için herhangi bir disiplin cezası yeterli olmaz mı örneğin? İlla hapiste yatması mı gerekiyor, ıslah olmaları-bir daha yapmamaları için. Kaldı ki bu suç en çok muvazaf erler tarafından işleniyor, dolayısıyla verilen ceza ancak terhisten sonra infaz edilebiliyor. Dolayısıyla verilen hapis cezasının HİÇBİR anlamı kalmıyor. Oysa disiplin cezası verilse caydırıcılığı çok daha yüksek olur. Misal, tertibinin cep telefonu kullandığı için 2 gün oda hapsi aldığını bizzat gören başka bir er bundan ibret alacaktır ve yapmayacaktır, oysa diğer durumda böyle bir durum söz konusu olamayacaktır.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Askeri disiplinin mutlak olarak sağlanmasının ne derece gerekli olduğunu hukuk eğitimi almış insanlardan ziyade asker kişilerin daha iyi bileceğini düşünüyorum. Ancak bir noktada Sayın Büyükada'ya katılmamak elde değil. Bilindiği üzere ceza, inkarın inkarıdır. Yani toplumca kınanan, yapılmaması istenilen fiilin, başka bir fiille müeyyide altına alınmasıdır. Ceza verilmesinin bir diğer nedeni de bu olaydan ibret alınmasının sağlanmasıdır. Bu nedenledir ki davalar suçun işlendiği yer mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılır. Suç nerede gerçekleşmiş ise cezalandırma da orda yapılır ve diğer insanların bundan ibret alması istenir. Anladığım kadarıyla askerlik ödevisi ifa ederken suç işleyen asker, terhis olduktan sonra cezalandırılmakta ve ceza ile amaçlanan "ibret olma" hususu gerçekleşmemektedir. Bu durumda yapılması gereken hem disiplinden ödün vermemek hem de yasaklanan davranışların hızlı bir şekilde cezalandırılmasını sağlamaktır. Bu hızlı bir yargılama ile mümkün olabilir, ayrıca hapis cezası yerine başka yaptırımlar da öngörülebilir.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
Stj.Av.Ferhat Büyükada rumuzlu üyeden alıntı
Gözünüzü seveyim bu kadar yıkıcı olmayın. İnsanlar hata yapabililer ama herşeye de hapis cezası olmaz ki. Böyle yapınca hapis cezası da anlamsızlaşıyor.
Önce askerlere imzalatılan onlarca sayfalık belgeleri gerçekten anlayıncaya kadar okutsunlar da, bu insanlar neyi imzaladıklarını yani neyi yapıp neyi yapmamaları gerektiğini bir öğrensin, ondan sonra cezalandırma yoluna gidilsin. Cezalandıracaksa da verilecek ceza ile fiilin ihlal ettiği hukuki menfaat orantılı olsun. Sizce böyle bir eylem için herhangi bir disiplin cezası yeterli olmaz mı örneğin? İlla hapiste yatması mı gerekiyor, ıslah olmaları-bir daha yapmamaları için. Kaldı ki bu suç en çok muvazaf erler tarafından işleniyor, dolayısıyla verilen ceza ancak terhisten sonra infaz edilebiliyor. Dolayısıyla verilen hapis cezasının HİÇBİR anlamı kalmıyor. Oysa disiplin cezası verilse caydırıcılığı çok daha yüksek olur. Misal, tertibinin cep telefonu kullandığı için 2 gün oda hapsi aldığını bizzat gören başka bir er bundan ibret alacaktır ve yapmayacaktır, oysa diğer durumda böyle bir durum söz konusu olamayacaktır.
Ferhat Bey,
Aslında aynı düşünüyoruz. Ancak benim demek istediğim nokta, her askere aynı davranılmadığını belirtmekti daha çok. Ben de terhis olduktan sonra bu suç nedeni ile yargılanacağım, aynı durumdan muzdaribim yani.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Sayın Stj.Av.Ferhat Büyükada ve Sayın Ulaş Değirmenci ;
Yaklaşık iki senedir Tv ler dahil gazeteler de ve hemen hemen tüm hukuki siteler ile tartışma platformlarında bu konu çok açık bir biçimde ele alınmış yaptırımları tartışılmış ve gitgide daha sıkı kontrol ve daha ağır ceza gündeme gelmişken bu konunun ''hala anlaşılamaması'' '' bilinememesi'' '' caydırıcı olmaması'' döylemlerini kabul etmek mümkün değildir.
Yargılamanın hızlı yapılması konusunda hem fikirim. Ancak bu Türkiye'nin kanayan ciddi bir hukuki sorunudur ve işin acısı askeri yargılama en hızlı giden yargılamadır ülkemizde. Sivil yargının genelde iki dava arası verdiği sürede askeri yargı temyizi bile tamamlıyor neredeyse...
Askeri yargılamanın terhisten sonra olduğu yönündeki üye iletisi tamamen gerçek dışıdır. Sanırım kendisi kararın terhis sonrasına kaldığını söylemek istedi.
Gerek er gerek rütbeli olarak daha caydırıcı ne olabilir ki? Rütbeli kişilerin terfisi maaşları ilerlemesi bu karardan etkilenmektedir. Kurmaysa kişi ileriye dönük ciddi beklentilerinin sonudur. Erse kişi yattığı süre kadar askerliğinin uzayacağını hapiste geçen günlerin askerlikten syılmayacağını bilmektedir.
''Cezalandıracaksa da verilecek ceza ile fiilin ihlal ettiği hukuki menfaat orantılı olsun.'' Mantığı doğrudur. Çok doğrudur hemde. Bu bağlamda baktığımızda ''cep telefonunun'' ihlal ettiği hukuki menfaatin teminini nasıl yapacağız sorusu gündeme gelmektedir .
Dağlıca baskını göz önüne alındığında ''şehit olan intikal birliğinin yerini teröristlerin bir askerin cep telefonu sinyalinden buldukları''gerçeği ortadayken acaba ihlal nedir ? Cep tekefonu taşıyan erde şehit olmuştur bu çatışmada... Ama ihlal nedir ? Cidden nedir ?
Bir er ki şimdi hapiste Deniz Kuvvetleri Karargahı istihbarat Şubesinden Kozmik gizli evrakları cep telefonunun fotağraf makinesi marifetiyle çalmıştır. Acaba İhlal Nedir ?
Üst düzey komutan toplantısında kapalı bir cep telefonuna girilerek konuşma kaydedildiği tespit edilmişrtir . Acaba İhlal nedir?
İkinci taktik hava kuvvetleri Komutanlığı /Diyarbakır'da iki askerin cep telefonunun teröristlerce dinlenmesi üzerine askeri konvoya saldırı olmuştur. Aynı şekilde birlikte cep telefonu pilinin cd4 olduğu sptanan er çıkmıştır . Acaba ihlal nedir ?
Cep telefonunun yararları olduğu tartışmasız bir gerçektir. Kimse inkar edemez. Ancak cep telefonu İstihbarat açısından da çok ama çok sakıncalı bir durum yarattığıda ortadadır. Cep telefonunun bomba yapılabilmesi yanı sıra yer tespiti dinleme fotoğraf çekme gibi amaçlarlada kullanılabildiği çok sık tespit edilmiştir. Dostça yada sevgiyle merhaba demenin ölümlere yol açyığı belgelerle kanıtlanmıştır.
Bu bağlamda ceza düşünülürken ''fiilin ihlal ettiği hukuk'' un boyutunun korkunçluğundan dolayı ''önleyici yaptırım'' ön plandadır. Aslında bu Trafik polisinin Kaza ve ihlal olabilecek yerlerin ötesinde saklanıp ihlali yazana ceza kesmesi durumunun tersidir. Gerçekte trafik polisinin görevi ihlali görüp ceza yazmak değil ''ihlali önlemektir'' Dolayısıyla Mantık ''ihlal' olmadan önlem almaktır. Çünkü ihlalin boyutları hakkında bir fikrimiz tam yoktur hiç bir şey olmayacağı gibi korkunç bir facia yada neden olabilir...
Gerek Askerli şubelerinde gerek Acemi birliğine ilk girişte her er uyarılır. Ceza almadan cep telefonuyla vedalaşacağı tek yer Acemi birliğinin giriş kapısında ki( Nizamiye veya Lumbarağzı) ilk kontroldür... Bundan sonraki bulundurmalar bilerek ve isteyerek kapsamına girer ki emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturur.
Kimse unutmamalıdır ki günümüz teknolojisinde ki gelişmeler neticesinde ''merhaba'' demek için hayatlar tehlikeye girebilmektedir. Bundan dolayı hiç kimsenin ''merhabası'' bir hayattan değerli değildir...
Kontürlü telefon kullanın yahu azıcıkta.. Gören de cep telefonu ile doğdunuz sanacak...
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
...Askeri yargılamanın terhisten sonra olduğu yönündeki üye iletisi tamamen gerçek dışıdır. Sanırım kendisi kararın terhis sonrasına kaldığını söylemek istedi....
Burada gerçekdışı bilgiler verdiğimizi düşünüyorsanız ya da öyle bir kuşkunuz varsa lütfen site yönetimine şikayet ediniz! Orada belirtmek istediğim şey şudur: Bir er kışlaya adımını atar atmaz böyle bir suç işlemiş olsa bile, yargılamanın infaz aşamasına gelmesi fiilen 15 aydan çok daha uzun sürmektedir. Dolayısıyla burada karardan ziyade, infaz aşamasına gelmiş bir hükümden bahsetmiştim. Doğru anlayamamışsınız ya da yanlış yorumlamışsınız.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
...Erse kişi yattığı süre kadar askerliğinin uzayacağını hapiste geçen günlerin askerlikten syılmayacağını bilmektedir...
Yukarıda bahsettiğim üzere fiilen olanaklı bir durum değildir. Olsa bile istisna teşkil etmektedir.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Dağlıca baskını göz önüne alındığında ''şehit olan intikal birliğinin yerini teröristlerin bir askerin cep telefonu sinyalinden buldukları''gerçeği ortadayken acaba ihlal nedir ? Cep tekefonu taşıyan erde şehit olmuştur bu çatışmada... Ama ihlal nedir ? Cidden nedir ?
Stratejik noktalarda bazı özgürlüklerden taviz verilebileceği noktasında daha önceki beyanımı tekrarlıyorum.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Bir er ki şimdi hapiste Deniz Kuvvetleri Karargahı istihbarat Şubesinden Kozmik gizli evrakları cep telefonunun fotağraf makinesi marifetiyle çalmıştır. Acaba İhlal Nedir ?
Buradaki ihlal cep telefonu bulundurmak mıdır, yoksa yetkisiz kişilerin o noktalara rahatça sızmasına engel olmamak-olamamak mıdır? Diğer masum erlerin tarafınızca potansiyel suçlu ilan edilmesi sizce doğru mudur?
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Üst düzey komutan toplantısında kapalı bir cep telefonuna girilerek konuşma kaydedildiği tespit edilmişrtir . Acaba İhlal nedir?
Her türlü teknik altyapıya sahip Şanlı Türk Ordusu üst düzey komutaların toplantısına gerekli teknolojik desteği sağlamamış anlaşılan. (Ayrıca bu üst düzey komutanların kim olduğunu bilmiyorum, olayı da ilk defa sizden duyuyorum, detaylandırırsanız öğrenmiş oluruz.)
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
İkinci taktik hava kuvvetleri Komutanlığı /Diyarbakır'da iki askerin cep telefonunun teröristlerce dinlenmesi üzerine askeri konvoya saldırı olmuştur. Acaba ihlal nedir ?
Diyarbakır gibi sürekli terörist faaliyetlerin had safhada olduğu bir yeri niye örnek gösteriyorsunuz anlayamıyorum. Bunlar çok uç örnekler. Ben size astsubay gazinosunda - orduevinde vs. askerlik görevini yerine getiren askerlerden bahsediyorum siz Diyarbakır'ı örnek gösteriyorsunuz. Akıl alacak gibi değil. Diyarbakırda patlama olmuş o zaman Burdur'da cep telefonu bulunduran askere hapis cezası verelim, böyle mantıksız bir ifade kabul edilemez.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Bu bağlamda ceza düşünülürken ''fiilin ihlal ettiği hukuk'' un boyutunun korkunçluğundan dolayı ''önleyici yaptırım'' ön plandadır. Aslında bu Trafik polisinin Kaza ve ihlal olabilecek yerlerin ötesinde saklanıp ihlali yazana ceza kesmesi durumunun tersidir. Gerçekte trafik polisinin görevi ihlali görüp ceza yazmak değil ''ihlali önlemektir'' Dolayısıyla Mantık ''ihlal' olmadan önlem almaktır. Çünkü ihlalin boyutları hakkında bir fikrimiz tam yoktur hiç bir şey olmayacağı gibi korkunç bir facia yada neden olabilir...
Herşeyi tehlike olarak görürseniz bir müddet sonra tüm özgürlüklerinizi kaybetme noktasına gelirsiniz. Örneğin bir müddet sonra bahsettiğniz kışla içerisindeki telefonları bile 'dışarıya bilgi sızdırılıyor' diye kaldırılmış olabilir. Burası Türkiye bunu hiç unutmamak lazım. Tarihte bunun bir çok örneğini görmek de mümkündür.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Gerek Askerli şubelerinde gerek Acemi birliğine ilk girişte her er uyarılır. Ceza almadan cep telefonuyla vedalaşacağı tek yer Acemi birliğinin giriş kapısında ki( Nizamiye veya Lumbarağzı) ilk kontroldür... Bundan sonraki bulundurmalar bilerek ve isteyerek kapsamına girer ki emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturur.
Sizin bahsettiğiniz bu husus nedense hiçbir üst rütbeliyi bağlamıyor anlaşılan ya da fiili duumdan yeterince haberdar değilsiniz. Mesai saatleri dahilinde hangi komutanı arasak cep telefonundan ulaşmak mümkün. Hatta incelediğim bazı ifade tutanaklarından da bu durum açıkça anlaşılmaktadır. Siz hiç bir albayın cep telefonu bulundurduğu için askeri mahkemede yargılandığını duydunuz mu? Ben hiç duymadım. Peki bu durum albayların hiç bir şekilde birlik içinde cep telefonu bulundurmadıkları anlamına gelir mi? Bunun cevabını siz de çok iyi biliyorsunuz.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Kimse unutmamalıdır ki günümüz teknolojisinde ki gelişmeler neticesinde ''merhaba'' demek için hayatlar tehlikeye girebilmektedir. Bundan dolayı hiç kimsenin ''merhabası'' bir hayattan değerli değildir...
Kontürlü telefon kullanın yahu azıcıkta.. Gören de cep telefonu ile doğdunuz sanacak...
Böyle bir mantık asla hukukla bağdaşmaz. Olayı dramatize etmek, askeri cezaevinde yatan (bence 'masum') vatandaşlarımızın kaybettikleri o günleri geri getirmiyor maalesef. Neresinden bakarsak bakalım böyle bir fiil için 25 gün hapis cezası vermek akla-vicdana-insafa sığmaz. Alternatif disiplin cezaları pekala uygulanabilir ve çok daha etkili olur. Orantılılık ve ibret olma foksiyonu layıkıyla yerine getirlmiş olur.
Gençlerimiz askerlikten öcü gibi kaçmaya devam etmezler. 'Askeriyede mantık olmaz.' tabusunu yıkmış olursunuz. Askeri hayatı Türk gençlerine daha çok sevdirmiş, askerlikten keyif almalarını ve vatani hizmetlerini cezai tehditlerden uzak yapmalarını sağlamış olursunuz.
'Askerde cep telefonu kullanmak bile suç.' cümlesinin gençler üzerinde nasıl bir menfi tesir yarattığını ve askerlikten korkmalarına neden olduğunu basit bir zihin faaliyetiyle rahatça anlamak mümkündür. Günlük hayatta en çok kullandıkları şeyi hapis cezasını müstelzim bir suç haline sokmak ve bunu savunmak, gençlerimizin TSK'yı adeta bilinmezlerle ve tehlikelerle dolu bir kabus olarak görmelerine yol açmaktadır. Bu tür düşünceler nedeniyle askerlik vazifesi gençler arasında kutsallık niteliğini kaybetmeye başlamıştır. Bunun ise, en istemediğimiz şey olduğunun farkındasınızdır umarım. Tüm bunları göz önüne almak şarttır. Aynı olay bir gün sizin ya da bir yakınınızın da başınıza gelecek olursa ne demek istediğimi çok çok daha iyi anlayacaksınız.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Üst üste yayımlanan genelgelerle cep telefonu krito kriptolular hariç kesinlikle yasaktır. İşin çok ilginç yanı bu yasağın sadece Türkiye'de varmış gibi algılanması öyle dikte edilmesidir. NATO dahilinde ki tüm silahlı kuvvetlerde cep telofonu bulundurmak yasaktır. ABD de bu üst disiplin suçu oluşturur ki ''görevi tehlikeye atmakla '' yargılanırsınız.
Alıntı:
Ben de terhis olduktan sonra bu suç nedeni ile yargılanacağım, aynı durumdan muzdaribim yani.
İlk iletim size değil ahmet_1983 eydi. Öyle bir olay olamaz. Terhisten sonra yargılanamaz . yargı başlar...
Kanun ve uygulamalar yer ve bölgeye göre yapılmaz. O zaman ben neden oraya askere gidiyorum ? Diyene vereceğiniz bir yanıt olmaz. Tüm erler eşitlik ilkesi içerisinde aynı kanunlara tabidirler. Farklı davranmak okuduğunuz okulun ilk konularından birisi olan 'kanun önünde eşitlik'' ilkesinin çok açık ihlalidir ki Anayasaya aykırıdır. Bunun adına taviz değil Anayasanın ihlali denir.
Haberleşme sadece cep telefonuyla yapılabilen bir sistem değildir. Askeri birliklerde çok fazla telefon mevcut olduğu gibi santraldende ilgili kişiler aranabilmektedir. Bu konuda herkesin özgürlüğü varken niçin ciddi sakıncaları belli bir konuda ısrar ettiğinizi anlayabilmiş eğilim.
Şuanda Jammerlar ve kripto kriptosu dışında cep telefonunu engelleyen sistem yoktur. Frakans bastırması yapılabilir ki o da tüm çevreninde cep telefonlarını iptal edecek bir elektronik harp sistemidir. Çok kısmi olarak ceza evlerinde kullanılır. Dikkat ederseniz ceza evlerinin yakınından geçerken ikide bir cep telefonunuz kapanabilir.
Diyarbakırda olan patlamanın Burdur da olmayacağının garantidini verebiliyor musunuz? Harp karargahında görevlendirilen, mayın depoda görevlendirilen bir askerle astsubay gazinosunda görevlendirilen bir askerin farekı nedir ? Tekine serbest tekine yasak anlayışı hangi hukuk görüşünün eseri olabilir ? Kaldı ki güvenlik her yerde güvenliktir. Astsubay gazinosunda olacak bir patlamanın yada saldırının az önemsiz olacağı kabul edilemez. Kaldı ki istihbarat ile ikgili sızıntılar genelde böyle dinlenme tesislerinden çıkmaktadır.
Askerliğin temeli disiplindir. Disiplin kanunlara nizamlara ve amirlere mutlak itaat astın ve üstün hukukuna riayet demektir. Askeri ceza evinde yatan vatandaşımız defaaten verilmiş emirlere karşı geliyorsa masum olarak yatmamakta disiplini zedelemekte itaatsizlikte ısrar etmektedir. Konu günlerce medya da dahil gündemde kalmış Askeri yargıtay konuyu defaaten incelemiş görüşler alınmış ve bunun disiplin bozucu ve emirler direk itaatsizlik suçu olduğu kabul edilmiştir. Bundan sonra ısrarla bu konuda diretmenin masumane bir davranış olduğunu sanmıyorum. Kişi bilerek bu suçu işlemiş oluyor. Askere gidecek ve askerde olanların belkide bildiği en iyi kanun maddesi budur. Buna rağmen bu suçu işliyorlarsa buna masum demek hangi hukuk öğretisiyle bağdaşmaktadır ?
Alternatif disiplin cezalarının neler olabileceğini hiç yazmıyorsunuz nedense ? Aklınızda ne varsa söylerseniz en azından o konuda konuşma yorum yapma fırsatı bulunur. Cep telefonun kadar olmasa da askerlikte özellikle erlerin en çok işlediği suç firar suçudur ! Bu suçun cezası eskiden çok korkunç inanılmazdı. Alenen insan hakları ihlali gibi bir ceza vardı . Ancak hiç caydırıcı olmadığı aşıkça ortadadır. Kaçan gene kaçıyor ! Günümüzde cezası makul olabilecek boyutlara geldi. En azından ''sil baştan askerlik '' denilecek '' yapmış olduğu hizmetin yok sayılması ve baştan askerlik'' ortadan kalktı. Ne oldu firar kesildi mi? Suç işleme fikrinde olan kişi gene işliyor. Bahaneleri değişik oluyor ama oluyor... Ben daha bu güne kadar ''canım sıklıdı kaçtım '' diyenini duymadım. Dinleseniz hepsi haklı ... Ben dördüncü firarında aynı savunmayı yapanı bile gördüm... En dramatik savunma... '' Anam öldü izin vermediler mecbur kaldım...'' Unuttuğu tek olay erin dosyasının seceresinin olduğu idi!!! Mahkeme kıdemli hakiminin '' Oğlum senin kaç anan var ha bire ölüyorlar ?'' sorusunu hayatım boyunca unutmayacağım... Bu bağlamda yapılması Men edilmiş bir edimi yapmak suçtur. Her suçun bir cezası vardır. Bu da emre itaatsizlikte ısrar suçuna sokulmuş ve genelde asgarisi uygulanmakta... Ha gün olur buna çözüm bulunur yasak kalkar gevşer bir şey diyemem iyide olur. Bir çok inatçı rahatına düşkün genç riskten kurtulur.
Aslında gönül ister ki sizin gibi gencecik avukat adaylarının suçu savunma yerine '' hali hazırda ki kanunlara uymak ve cep telefonunu birliğe getirmemek gerekir'' yaklaşımında olmanız. Suçu küçümsemek bu suçun nelere sebebiyet verebileceğini hesaba katmadan ''orantısızlıkla ''suçlamak pek yakışık almadığı kanaatindeyim.
Günümüz gençliğinin cep telefonu yüzünden askerden soğumaları kaçmaları yaklaşımınız bir ironi olsa gerek ! Ben bildim bileli Şehirdeki gençler ''her Türk asker doğar'' diye bağırıp ''askere gitmeme yolları'' arar. Maalesef bir takım dinci tarikatler askere gitmeme yönünde baskı yapmaktadır. Nir çok genç hormonla şişmanlayarak çürük raporu almaya çalışmakta ve hepsi yakalanmaktadır. Terör olaylarının çok fazla tırmanması ve maalesef TSK nın dışında hülümetin ciddi kayıtsızlığıda gençleri korkutmaktadır. Ekonomik şartların getirdiği zorluklar aileye bakma zorunluluğu gibi maddi faktörlerde çok önemlidir. Yanlı dinci medya ve bir takım çıkar çevrelerinin TSK yı karalama kampanyaları bile çok etkilidir. Kendisine DİVA dedirten bir tipin bir saçma programda ettiği saçma laf çok etkili olmaktadır. Askerden dönen gençlerin eski işlerine girememeleri yada işsizlik ordusunun aşırı büyümeside çok etkilidir...
Her halde bu gençliğe askerden neden kaçıyorsunuz diye sorulsa binici sırada bile cep telefonu yasakta ondn yanıtını alamazsınız.. Ne biçim Vatan sevgisi bu cep telefonuna endeksli ???
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
Aynı olay bir gün sizin ya da bir yakınınızın da başınıza gelecek olursa ne demek istediğimi çok çok daha iyi anlayacaksınız.
Benim başıma gelme şansı artık yokta İki akrabamın başına geldi. Hemde ikiside denizci olarak erlik yaparken... Hemde ikisi de Deniz Kuvvetlerinden çok sevdiğim arkadaşlarıma yakalandılar.... Hemde ikisinde de arkadaşlarım erlerin soyadından uyanıp '' Siz X in nesi oluyorsunuz ?'' sorgulamasından geçip öz be öz akrabam oldukları ortaya çıkarcasına... Hemde ikisinde de arkadaşlarım bana telefon açıp '' Yahu senin yeğen cepten yakalandı. ne diyorsun ?'' denmesine rağmen... Her ikisinede tek yanıt verdim....
'' Ben o sıpayı bin kez ikaz ettim.... Dinlememiş demek ki derhal ver abi askeri mahkemeye yatsın aklı başına gelsin.'''
Ha sonra hapishaneye sigaralarını alıp ziyarete gittim tabi... Oturup çay içtim...
'' Nasılsınız ? İyimisiniz ? Hoş musunuz ? Cep telefonu alayım ister misiniz ?'' dedim...
Çıkarkende gene ikaz ettim...
'' Burası ana kucağı değil asker ocağı... Kanunları hafife almayın eşeklik yapmayın ..Kurallara uyun... Yoks bu kafayla zor alırsınız teskere... ''
Bu konularda hiç şakam yoktur... Kanun kanundur .Kanun çiğnenmek için değildir. Yerine ikame edilecek mantıklı bir çözüm bulunur o uygulanmaya başlanır ... Yoksa kanunlar gene bildiğimiz gibidir...
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Kanunun uygulanması hususunda yakınlarınıza kayırma talebinde bulunmadığınız için sizi kutlarım. Gayet olumlu ve erdemli bir davranış. Takdire şayan gerçekten. Ama sormadan da edemiyorum, yakınlarınız böylesine basit bir şey için hapiste günlerini harcarken vicdanınızda hiç bir sızı hissetmediniz mi? Değer mi bunun için hapiste yatmaya demediniz mi? 2 gün oda hapsi yetmez miydi vs. demediniz mi? Olduğu gibi kabul mu ettiniz verilen cezayı. Eğer öyleyse asker mantığıyla düşündüğünüze ve tüm yorumlarınızı bu doğrultuda yaptığınıza kani olacağım. Ancak bu yaklaşımın hukukilikle asla bağdaşmayacağını belirtmek isterim. 'Kanun kanundur.' sözü bence geçerli değildir. En azından bir hukukçudan bu mantıkla hareket etmesini beklemeyiniz.
Tarih boyunca devletler-egemen güçler çok çeşitli eylemlere abartılı cezalar vermişlerdir. Bunların değiştirilmesi ve normale döndürülmesi ise sorgulayıcı ve rasyonel düşünceye sahip hukukçular sayesinde gerçekleşmiştir. Genç bir avukat olarak benim işim kanunları olduğu gibi kabullenmek değildir. Bu, daha ziyade hakim ve savcıların görevidir. Çünkü onlar mevzuat hükümlerini anayasaya aykırı görmedikçe uygulamakla yükümlüdürler. Biz avukatlar ise mantıklı görmediğimiz hiçbir kanun hükmünün arkasında durmayız.(Ben öyleyim en azından) Biz KANUN ADAMI değil HUKUK ADAMI olmak için çaba gösteriyoruz. Bunu yapmamızın sebebi de bu tür tartışmalarda egolarımızı tatmin etmek değil, toplumsal huzurun tesisine yardımcı olmak, vicdan sızlatıcı uygulamalara son vermek, akıl ve mantığı egemen kılmak istememizden ileri gelmektedir. Bu nedenle asla, mantıklı göremediğim bir yasağı (sizin ifadenizle 'suçu') savunmamı beklemeyiniz.
Çalıştığım büroya bu sebeple gelen bir çok terhisli askerden dinlediğim üzere, onların masumane olarak değerlendirdiği ve bulundukları birlikte herkesçe yapıldığını bizzat gördükleri bu durum hiç de SUÇ olarak algılanmamaktadır. Hatta kendilerine bu yönde bir emrin GELMEDİĞİNİ ama okumalarına müsaade edilmeden imzalatılan belgelerde belki bunun da yer almış OLABİLECEĞİNİ belirtmektedirler. Siz, 'askere gideceklerin ve askerde olanların en iyi bildikleri madde belki de budur' diyorsunuz ama onlar bundan haberdar olmadıklarını söylüyorlar. Anlam veremiyorum açıkçası. Belki de bu durumun temelinde birlikten birliğe değişen uygulama farklılıkları vardır. Öyle ya, eğer suç olduğu herkesçe açıkça kabul edilmiş olsaydı Askeri Ceza Kanunu'na tıpkı 'firar' gibi, tıpkı 'madununa sövüp saymak veya fena muamelede bulunanmak' vs. gibi ayrıca bir madde konmak suretiyle monte edilirdi. Bu, hukuk tekniğine daha uygun olurdu, avukatlar da her davada 'cep telefonu bulundurmama şeklinde bir emrin müvekkillerine tebliğ edilmediğini' ispatlamak zorunda bırakılmazdı. Bu durumda eşitlik ilkesi GERÇEKTEN uygulama alanı bulabilirdi.
Ayrıca, eşitlik ilkesinden bahsetmişisiniz ama peki asıl şu durum kanun önünde eşitlik ilkesine ters değil midir: Komutanlarınla (çavuş da dahil) iyi geçiniyorsan cep telefonu kullanabilirsin kimse bişey yapmaz, ama yeterince itaatkar değilsen en küçük hatan bile muhakkak cezalandırılır.(cep telefonu bulundurmak dahil) Asıl bunu anlamak mümkün değildir. Askeri mekanlarda bırakın kanun önünde eşitlik ilkesini, hukukun 'h'sini aramak bile bazen anlamsız kalıyor. Ben kendi gözlemlerinden sadece bunu öğrendim. Askeri yargı kendi işini layıkıyla yapıyor, bunu asla inkar edemeyiz, hepsi de hukuku tam olarak uygulamaya gayret ediyorlar. Ama askeri savcıya da soruşturma emri veren neticede 'komutan'. Hiçbir savcı gidip erleri tek tek kontrol etmiyor cep telefonu var mı yanında diye. Bu durumda bir fiilin suç olup olmadığını takdir etmek komutana kalıyor, adalet komutanın emri doğrultusunda tecelli ediyor. Komutaların bir çoğunun erleri adeta 'askeri mal' olarak gördükleri ise malumunuz. Bu durumda gerçek bir eşitlik ve adaletten bahsetmek imkansız oluyor.
Somut olaya gelirsek, benim yakınlarım aynı cezaya muhatap olsalardı benim vicdanım fena halde sızlardı. Zira Mart 2008'den önce bu fiilden dolayı CMK 231/5'e gidiliyordu. Demek ki disiplini o kadar da ihlal edici bir şey değilmiş. Demek ki ceza verilmeden de 2005 Haziran-2008 Mart arasında disiplin sağlanabilmiş. Aksi takdirde 3 koca yıl beklenmezdi. Hukuk nosyanuna sahip askeri hakimlere sormak lazım eski uygulama mı daha çok vicdanınızı zedeliyordu şimdiki uygulama mı diye. Eminim en güzel cevabı verdikleri her kararda vicdanlarıyla hesaplaşan bu kişiler yani askeri ceza hakimleri vereceklerdir.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
ahmet_1983 rumuzlu üyeden alıntı
Ferhat Bey,
Aslında aynı düşünüyoruz. Ancak benim demek istediğim nokta, her askere aynı davranılmadığını belirtmekti daha çok. Ben de terhis olduktan sonra bu suç nedeni ile yargılanacağım, aynı durumdan muzdaribim yani.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Askeri yargılamanın terhisten sonra olduğu yönündeki üye iletisi tamamen gerçek dışıdır. Sanırım kendisi kararın terhis sonrasına kaldığını söylemek istedi
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
İlk iletim size değil ahmet_1983 eydi. Öyle bir olay olamaz. Terhisten sonra yargılanamaz . yargı başlar...
ilk mesajınızda diyorsunuz ki, ben yalan söylüyorum ! (gerçek dışından bunu anlıyorum) Karar terhisten sonraya filan kalmadı. Daha hakim karşısında ilk ifadem bile alınmış değil.
Ayrıca, yukarıda alıntılamış olduğum ikinci mesajınızın içeriğini anlayamadım. Terhisten sonra yargılanma ile terhisten sonra yargılamanın başlaması arasında ne fark var benim açımdan? Siz terhisten sonra yargı başlar demişsiniz, ben de aksini iddia etmiyorum zaten. terhisten sonra yargılama başlıyor, ve sonuç itibari ile terhisten sonra yagılanıyorum !
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
ahmet_1983 rumuzlu üyeden alıntı
ilk mesajınızda diyorsunuz ki, ben yalan söylüyorum ! (gerçek dışından bunu anlıyorum) Karar terhisten sonraya filan kalmadı. Daha hakim karşısında ilk ifadem bile alınmış değil.
Ayrıca, yukarıda alıntılamış olduğum ikinci mesajınızın içeriğini anlayamadım. Terhisten sonra yargılanma ile terhisten sonra yargılamanın başlaması arasında ne fark var benim açımdan? Siz terhisten sonra yargı başlar demişsiniz, ben de aksini iddia etmiyorum zaten. terhisten sonra yargılama başlıyor, ve sonuç itibari ile terhisten sonra yagılanıyorum !
Sanırım ciddi bir yanlış anlaşılma var. Muhtemelen yanlış anlayanda benim. Ben konunun gidişinden sizin dediğinizi '' yargılamalar terhisten sonra yapılıyor'' anladığım için kesinlikle gerçek dışıdır dedim. Çünkü suç evrakı anında tanzim edilerek soruşturma başlar...
Ancak genel olarak okuduğumda siz kendinizin hakim karşısına çıkamadığını yargılamanızın terhisten sonraya da sarkacağını belirtmek istemişsiniz. Bunu zaten belirtmiştik yargılamaların hızlı olmadığı Türkiye'nin kanayan yarasıdır.
Bu yanlış anlaşılmadan dolayı istemeden sizi kırdımsa özür dilerim.
Saygılarımla.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Sayın Stj.Av.Ferhat Büyükada sevgili kardeşim ;
Anladığım kadarıyla yaşınız ufak ve Askerlik halihazırda yapmamışsınız. Bundan dolayı bazı yorumlarınızı büyük bir samimiyet duygusu içerisinde yazdığınızı anlıyorum. Aslında bazılarına da kısmi olsada katılıyorum ancak gene de bazı tahsisleri yapmak gereklidir diye düşünüyorum ki ileride ki meslek hayatınızda bu konuda böylesi HATALI söylemlerde bulunmayın.
Bundan dolayı tersten yani HATALI dan başlayayım izninle...
Alıntı:
Zira Mart 2008'den önce bu fiilden dolayı CMK 231/5'e gidiliyordu. Demek ki disiplini o kadar da ihlal edici bir şey değilmiş. Demek ki ceza verilmeden de 2005 Haziran-2008 Mart arasında disiplin sağlanabilmiş. Aksi takdirde 3 koca yıl beklenmezdi. Hukuk nosyanuna sahip askeri hakimlere sormak lazım eski uygulama mı daha çok vicdanınızı zedeliyordu şimdiki uygulama mı diye. Eminim en güzel cevabı verdikleri her kararda vicdanlarıyla hesaplaşan bu kişiler yani askeri ceza hakimleri vereceklerdir.
Demişsiniz . Bu kesinlikle doğru bir yorum değildir. Genç bir hukukçu olarak kanunları ve uygulamaları çok sıkı takip etmekte öncelikli görevinizdir sanıyorum...
5731 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 'Hükmün açıklanması ve ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması'başlıklı 231 nci maddesinin 5nci fıkrası 8 Şubat 2008 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 5728 sayılı Kanunun 562 maddesi ile değiştirilerek 1 yıl olan ceza süresini 2 yıla çıkarmış ve mahkemelere bu süre ve daha az ceza alanların cezasının açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebileceği yönünde takdir yetkisi tanımıştır. Bu değişiklik yapılırken ''askeri ceza'' hariç bırakılması son zamanlarda her kanunda hata yapan yasamaca unutulmuş böylece Askeri Mahkemeler İlk defa işlenilen firar,izin tecavüzü,emre itaatsizlikte ısrar gibi suçlarda verdikleri ceza genelikle iki yıldan az olduğu için bunlarada örtülü af çıkmış olmaktadır.
Buna MSB itiraz etmiş ve apar topar 5739 sayılı Kanun 1 Mart 2008'de yayımlanmış ve bununla :
'' 22/5/1930 tarihli ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununa aşağıdaki ek 10 uncu madde eklenmiştir.
“EK MADDE 10- Bu Kanunda ve diğer ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemeler bakımından bu Kanunun ek 8 ve 9 uncu maddeleri ile 16/6/1964 tarihli ve 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanunun 63 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Bu Kanunda yazılı suçlarla ilgili olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesinin beş ilâ ondördüncü fıkraları uygulanmaz”
hükmü getirilmiştir. Yani tekrar 8 Şubat 2008 de yayımlanan kanun öncesine Askeri Ceza olarak dönülmüştür. Ancak hukukun üstünlüğü ilkesi gereği 1 Mart 2008 Tarihinden önce işlenen bu tip suçlar ile bu tip suçlarla ilgili yargılamalar ve infazlara 8 Şubat 2008 değişikliği etkili olmuştur. Yani aslında topu topu 20 günlük bir süreçtir bu süreç. Eğer kanun koyucu 8 Şubatta çıkardığı 5731 sayılı kanuna
''1632 sayılı Askeri Ceza Kanununa 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesinin beş ilâ ondördüncü fıkraları uygulanmaz”
maddesini eklemeyi unutmasaydı hiç bir kargaşa yaşanmamış olacaktı.
Dalayısı ile sizin dediğiniz gibi bir uygulama hiç bir zaman olmamış , kanun koyucunun yarattığı '' hukuki boşluk'' nedeni ile geçici bir ''kısmi af'' ortaya çıkmıştır.
Kaldı ki Askeri Yargıtay Daireler Kurulu nun emsal kararı ( 7 Ekim 2007) bu konuda son noktayı koymuştur.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Sayın commodore1tr,
Bu af konusundaki açıklamayı gündeme getirmeniz güzel oldu. Şimdi ben size şöyle bir soru sormak istiyorum. İki tane T.C. vatandaşı var. Bir tanesi sivilde hırsızlık yapmış ve bunun sonucunda örneğin 6 ay hapis cezası almış. Diğeri ise, askerlik görevi esnasında cep telefonu kullanmış. Şimdi, hırsızlık suçunu işleyen kişi TCK'ya göre yargılanıyor. Eğer daha önce bir sabıkası yok ise, hakimin takdiri ile de iyi niyeti anlaşılır ise, bu suçun hükmünün açıklanması geriye bırakılıyor, yani sizin de tabir ettiğiniz gibi örtülü affa uğruyor.
Diğer taraftan, cep telefonu nedeni ile alt sınırdan 25 gün hapis cezası alan asker, eğer suçunu 01.03.2008 tarihinden sonra işlemiş ise hükmün açıklanmasından faydalanamıyor. Üstelik cezası ertelenemiyor, para cezasına çevrilemiyor. En kısa sürede infazı gerçekleştiriliyor.
Şimdi size sorum şu. Hırsız mı affı hakediyor, yoksa asker mi?
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
ahmet_1983 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr,
Bu af konusundaki açıklamayı gündeme getirmeniz güzel oldu. Şimdi ben size şöyle bir soru sormak istiyorum. İki tane T.C. vatandaşı var. Bir tanesi sivilde hırsızlık yapmış ve bunun sonucunda örneğin 6 ay hapis cezası almış. Diğeri ise, askerlik görevi esnasında cep telefonu kullanmış. Şimdi, hırsızlık suçunu işleyen kişi TCK'ya göre yargılanıyor. Eğer daha önce bir sabıkası yok ise, hakimin takdiri ile de iyi niyeti anlaşılır ise, bu suçun hükmünün açıklanması geriye bırakılıyor, yani sizin de tabir ettiğiniz gibi örtülü affa uğruyor.
Diğer taraftan, cep telefonu nedeni ile alt sınırdan 25 gün hapis cezası alan asker, eğer suçunu 01.03.2008 tarihinden sonra işlemiş ise hükmün açıklanmasından faydalanamıyor. Üstelik cezası ertelenemiyor, para cezasına çevrilemiyor. En kısa sürede infazı gerçekleştiriliyor.
Şimdi size sorum şu. Hırsız mı affı hakediyor, yoksa asker mi?
Güzel ve basit bir örnek sunmuşsunuz, tebrik ederim. Bu soruyu, bırakınız hukuk tahsili almış, evrensel ceza hukukunun temel esaslarını anlamış-özümsemiş bir kişiye sormayı, sokaktan geçen orta zekalı (ve askerliğini yapmış) bir kişiye bile sorsanız cevabı bellidir.
Ancak ne hikmetse, askerler bu suçu (genelde emre itaatsizlikte ısrar, özelde birlikte cep telefonu bulundurma) dünyanın sonuymuş gibi görüyorlar. Disiplini mantıktan çok yasakla sağlamaya çalışan zihniyete ne söylesek boş. Oturup hepsine de tek tek anlatacak değiliz, bırakın kim hangi doğruya inanıyorsa öyle kalsın. Benim bu yasal düzenleme karşısında vicdanım hala sızlamaya devam ediyor, bu yüzden hapis cezası çekenlere üzülüyorum, yalnızca bunu ifade edeyim o bana yeter.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Alıntı:
ahmet_1983 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr,
Bu af konusundaki açıklamayı gündeme getirmeniz güzel oldu. Şimdi ben size şöyle bir soru sormak istiyorum. İki tane T.C. vatandaşı var. Bir tanesi sivilde hırsızlık yapmış ve bunun sonucunda örneğin 6 ay hapis cezası almış. Diğeri ise, askerlik görevi esnasında cep telefonu kullanmış. Şimdi, hırsızlık suçunu işleyen kişi TCK'ya göre yargılanıyor. Eğer daha önce bir sabıkası yok ise, hakimin takdiri ile de iyi niyeti anlaşılır ise, bu suçun hükmünün açıklanması geriye bırakılıyor, yani sizin de tabir ettiğiniz gibi örtülü affa uğruyor.
Diğer taraftan, cep telefonu nedeni ile alt sınırdan 25 gün hapis cezası alan asker, eğer suçunu 01.03.2008 tarihinden sonra işlemiş ise hükmün açıklanmasından faydalanamıyor. Üstelik cezası ertelenemiyor, para cezasına çevrilemiyor. En kısa sürede infazı gerçekleştiriliyor.
Şimdi size sorum şu. Hırsız mı affı hakediyor, yoksa asker mi?
Bu yazıyı gülümseyerek okumuştum. Çok ilgisiz iki olayın birbirine örnek teşkil ettirilmesi ince bir zeka olmanın dışında ciddi temel altyapısı olmayan bir örnek olmaktan ileri gidemeyeceği için yorum yapmamıştım. Ancak çok yakında avukat kimliği taşıyacak bir kardeşimizin de ''hukuki'' gözle aynı şeyi söylemesi beni şaşırttı...
Basketbolda belirli bir mesafeden atılan ''basket'' üç puan getirir, futbolda ise istersen kaleden kaleye gol at karşılığı bir sayıdır. EE bu büyük haksızlık değil mi? Hem çok daha uzak mesafeden hem karşında bir sürü kişi varken üstelik kalede ''kaleci'' diye birisi var ve topu tutma yetkisine sahipken bu mesafeden atılan golün üç gol sayılması gerekmez mi?
Örnek aynı örnek aynen alanlar çok farklı kanunları çok farklı... Ama bir mantığı var yok değil.... Ama böyle bir tartışma '' Futbol Basketbol'' diye değil futbolun kendi kuralları üzerinden yapılabilir. Sonuç ne olur bilemem ama bu tartışma yapılabilir...
Değerli üyenin verdiği örnekte aynen bunun gibidir. Askeri Ceza Kanunu'nun bazı maddelerinin değiştirilmesi bazı ''basit'' suçların cezalarının kaldırılması affı istenebilir. Buda tartışılabilir geliştirilebilir. Mantıklıdır olur. Zaten askerlik kanununun ceza kanununun maddeleri değiştirilmektedir ikide bir.
Ancak yapılan kıyaslamanın temel ilkesi yoktur. Hırsızlık yüzkızartıcı adi bir suç sayılmakta ve cezası TCK ya göre düzenlenmekte olan suçlardandır. Gerek infaz kanunun gerekse CMK daki uygulamalara göre ''icrası'' gerçekleştirilmektedir.
Cep telefonu bulundurulmasu ise Askeri disiplini bozan fiillerden kabul edilmiş ve yasaklanmıştır. Öncelikle halihazırda bunu kabul etmemiz gereklidir. Bunun doğru veya yanlış olduğu apayrı bir tartışma platformu gerektirir. Ancak bakmamız gereken tabii olduğumuz kabul etmesek bile yürürlükteki kanun, uygulamadır. Kaldı ki bu uygulama ve yürütme defaaten ikaz edilen basın yayın yoluyla binlerce kez gündeme gelmiş bir konudur. Sırf bu sitede bile cep telefonu kapsamında bir çok forum bulunmaktadır. Dolayısı ile bu husus ''askere başlarken imzalatılan bir sürü sayfa arasındaki bir madde'' olarak küçümsenip geçiştirilemeyecek kadar önemli bir şekilde gündemdedir.
Bir bütün olarak baktığımızda ''nöbette uyumak'' ''nöbette sigara içmek'' ''nöbet mahalini terk etmek'' gibi bir çok salt askeri maddenin hilafında hareket edipte ceza alanların nedense böyle bir şikayeti yani ''bilmiyorduk'' dememesine rağmen gümbür gümbür gündemde olan ''birlik komutanı ve yetkili kıldığı bir kişi'' hariç çok ciddi sınırlama getirilen bu konunun hala '' bilmiyorduk'' savunmasının pek inandırıcı olmadığının altını çizmek gerekir. Burada kişi ''ben yakalanmam'' mantığı ile hareket etmektedir bana göre... İstediği an rahat rahat konuşma olanağından yararlanmak istemektedir aslında bu yüzdende bu ''kesin yasağı'' bilinçli çiğnemektedir. Bir çok acı emsale rağmen bunu bilerek yapmaktadır.
Elbette benimde böylesine ''şapşalca'' bir suçtan ceza alanlara üzüntüm olmaktadır. Amma kör gözüm parmağına zihniyetinide anlayabilmiş değilim... Askeri disiplinin MANTIKTAN ÇOK YASAKLA SAĞLANMAYA ÇALIŞILDIĞI GÖRÜŞÜNE İSE TAMAMEN KARŞIYIM. Cep telefonu bulundurmanın teknik ve taktik zararları açıkça ortaya konmuş çok ciddi sorunlar yaşanmış ve yaşanmaya devam ettiği bir ortamda basit bir düzenleme ile felaketler önlenebilecekse felaket olmasını beklemenin mantığı bulunmamaktadır.
Sivilde hırsızlık yapan kişinin cezasının kanunlar gereği tedbire çevrilip ertelenmesi ile bunun benzerliği yoktur. Asker kişide hırsızlık yapsa aynı kanunlardan yararlanarak aynı yaptırımla karşı karşıya kalacaktır. Aynı kanunla cezası tecil edilecektir. Ancak gerek halihazırda asker olsun gerekse sivil hırsızlık yapmasının sabit olması ve cezasının ertelenmesi durumunda bile askerlikle ilgili ciddi sorunları olacaktır. O sivil kişi Üniversite mezunu ise askerliğini asla ve kata ''yedek subay veya kısa dönem er'' olarak yapamayacaktır. O kişi rütbeli bir asker kişi ise ''silahlı kuvvetlerden ihraç '' edilecektir. Dikkat buyurursanız bunlarda hırsızlığın cezasını düzenleyen TCK da yer almaz... Erteleme tedbire çevirme kısmi aftan yararlanma beraat etmek demek değildir. Dolayısı ile bu suçu işleyen kişi askerlik yaparken bu suçun askerlikte ki gereği ile karşı karşıya kalacaktır. Buda askerlik kanunun yedeksubaylık kanunu ve askeri ceza kanununda açıkça belirtilmiştir...
Buradan varacağımız sonuç şudur. Sayın ahmet_1983 rumuzlu üyemizin son satırdaki sorusu yanlıştır. Yani
Alıntı:
Şimdi size sorum şu. Hırsız mı affı hakediyor, yoksa asker mi?
sorusu.
İki arkadaş hadi on gün kafamızı dinleyelim diye basıp gidiyorlar. On gün sonra dönüyorlar. İlki çalıştığı iş yerine gidiyor. '' On gün mazeretsiz işe gelmemek'' nedeni ile İş kanununun ilgili maddesi dayanak yapılarak işten çıkartılıyır... Öteki ise birliğine gidiyor ve tutuklanıyor!! '' Birliğinden on gün süresince izinsiz ayrılmak suretiyle firar suçundan'' askeri mahkemeye de çıkıyor Hapis cezası alıyor ve askerliğine devam ediyor!!! Şimdi aynı anda yapılan tatil eyleminin sonuçlarının çok farklı olmasının hukukun tersliğinden eşitsizliğinden mi olduğunu savunacağız yoksa koşul yer ve kanunlara göre olan uygulamaları mı?
İki arkadaş hadi gidip kafa çekelim diyip içiyorlar azıcıkta sarhoş oluyorlar. İkiside okulun ''disiplin kuruluna sevk ediliyor'' İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyan '' okula sarhoş gelmek ve huzursuzluk yaratmaktan'' onbeşgün okuldan uzaklaştırma cezası alıyor. Başka bir deyişle git on beşgün ne yapacaksan yap iç gez toz sonra adam gibi gel deniyor... Öteki ise Deniz ve ya Hava Harp okulunda okuyor. Aynı suçtan 21 gün oda hapsi cezası alıyor. Yani Cuma Akşamından Pazar akşamına kadar okulun disiplin odasında kalarak dışarı çıkmama cezası! Pazartesi Cuma da derslere giriyor hapisten sayılmıyor! Yani 21 gün sadece hafta sonları sayılıyor! Tek istisnası dört haftaya bir hafta sonu çıkabilmek ! Teki okuldan uzaklaştırılıyor öteki hafta sonu dahil okulda tutuluyor !! Hemde suç aynı sizin örneğinizde ki gibi kel alaka suçlar değil !!! Şimdi hangisi hatalı? Yoksa ikisi de kendi mantığına göre doğru mu?
Kıssadan hisse hukuk ve ceza kuralları insan hakları ihlali olmadığı sürece kendi koşullarında oluş ve kabule göre değerlendirilir eşitlik ilkesi ''aynı'' statü de uygulanır. Hırsızlık kanunönünde eşit yargılanma ve eşit cezayı gerektirir. Buda sağlanır. Ancak yüz kızartıcı suç ve askerliğin şerefi ile bağdaşmayacak suç olmasından dolayı rütbeli kişi meslekten ihraç edilirken sivilde ki hayatına devam eder. Buda bize eşitsizlik olarak gözükmemelidir. Bilmem anlatabildim mi?
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
Sayın commodore1tr,
Demişsiniz ki, benim ilk sorduğum soruyu okudunuğuzda gülüp geçmişsiniz. Malasef ben de size şunu söylemek durumundayım. Vermiş olduğunuz örnekleri görünce ben de kendimi gülmekten alıkoyamıyorum.
Nedenine gelince, ben sorduğum soruda aynı suçun farklı kurumlar tarafından nasıl tepki verildiğini karşılaştırmadım. Benim vurgulamak istediğim nokta ortada bir af var ve bu affın kimlerden yararlanabildiği konusu idi. Ben örneği verir iken, iki T.C. vatandaşı var, bir tanesi sivilde cezayı işliyor diğeri ise askerde işliyor. Birisi için suç sayılmazken diğeri için ise Askeri Mahkeme yolu gözüküyor, bu haksızlıktır demedim size. Sizin vermiş olduğunuz örnekler ise hep bu kapsamda olmuş. Yani ortak bir davranışın farklı kurumlardaki tepkisinin ne olacağı üzerinde durmuşsunuz.
Bakın siz askeriyenin disiplininden bahsetmişsiniz ve cep telefonunun yasak olmasının sebebininin disiplini sağlamak olduğuna değinmişsiniz. Ben de size şöyle bir örnek verebilirim. Türkiye Cumhuriyeti devletinde hırsızlık yapılması da disiplini ve huzuru bozan bir durumdur. Ki, bu suçun cezası TCK tarafından belirlenmektedir. Ancak gördüğünüz üzere, 231. madde kapsamında bu disiplini, huzuru bozan kusurlu davranış affedilebiliyormuş. Ama askerin işlediği suç ise affedilemiyor.
Ve eğer sizin için yanıtı bir sorun teşkil etmiyor ise, şunu sormak istiyorum. Siz bir avukat olarak, cep telefonu nedeni ile size gelen askerlerin davalarına bakmıyor musunuz? Yaptığınız yorumlar bende böyle bir izlenim oluşturmaktadır.
-
Re: Emre itaatsizlikte ısrar suçu hakkında
merhaba, bugün, arkadasımın bu cep telefonu sokma suçundan 25 gün cezaaldığı haberi aldım.. yargıtay bu cezayı malesef onadı.. karar düzeltme yoluna gidebilirmiyiz acaba?? Birliğe girilirken bir takım kağıtlar imzalatılmış ve o meşhur emir o kağıtta yazılıymış.. kimseye okumaya imkan vermeden imzalatılıyormuş.. arkadaşım o emrin orda olduğunu yakalanınca ifadede öğrenmiş.. ne yapılabilir?