Re: Anayasal SuÇ Sayilirmi ?
Devlet personel kanununda bu durum açıkça izah edilmiştir anayasal bir suç değildir. Devlet memurluğu 'üst' görev sayıldığından eşler devlet memuruna göre tayin edilir...
Re: Anayasal SuÇ Sayilirmi ?
danıştaya itiraz yolu açık değil mi
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Bu yönetim kadınların çalışmasını istemiyor, istifa etmesi için tayini çıkarılmıştır. İstifa etsin ki yerine bir adamlarını alsınlar.
Bu dönemde o kadar çok Anayasa'ya aykırı yasalar çıkarılıp suç işleniyor ki, onlara bakan yok, amaçları başka anlasanıza, mecelle'den gidiyorlar.
Anayasa IV. Çalışma ve sözleşme hürriyeti
"Madde 48.- Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
“Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır." der.
Bir şikayet konusunda, davalara bakın, devlet, özel teşebbüsün yasalara uygun çalışma koşullarını sağlayan güvenlik tedbirlerini alamadığından/almadığından, şirket yetkilisi, suç teşkil edebilecek faaliyetlerde bulunduğunda, diğer çalışanları da suçlu ilan ediliyor, tutuklanıyor.Bu Anayasal aykırı bir uygulama değil mi?
Zaten komik ama gerçek, organize suçların çıkış sebebi siyasi otorite boşluğu gerekçesini de yazabiliyorlar. Olmasın kardeşim vatandaşın sorunu mu, otorite boşluğu? Yönetime talip olanların, iktidar olanların beceriksizliğini, yetersizliğini niye vatandaşa suç olarak geri döndürüyorsunuz. Bu nasıl bir adalet anlayışı?
Şimdi soruyorum, Devlet bu iş yerinin, bu şirket yetkilisinin neden faaaliyetlerine yasal izin vermiştir? İşe girerken çalışandan savcılık kağıdı/temiz kağıdı isteniyor. İşverenler neden böyle bir kurala tabi tutulmuyor. Ticaret odaları sadece para almasını mı biliyor?
İnanın geçen bir yakınım anlatıyor, yanında bir alaylı yetişmiş tüccar telefonla konuşuyormuş, karşısındakine " kafamı kızdırmasınlar, onları suç örgütü diye bir şikayet edersem, görür gününü" diye tehdit savuruyormuş. Yasaların işleyiş biçimi tehdit unsuru olmuş, ben daha ne söyliyeyim.
BİM marketler El kaide'ye, Fortis, Seven Hill PKK'ya Fethullah suç örgütü tüm sektörlerde külliyen islam ülkesi kurulması için devlete karşı suç işlemek üzerine çalışıyor. Vatandaş istemeyerek demokrasiye kurşun sıkıyor.
Yargı Ömer'le Mehmet'in alacak-verecek işini suç örgütü diye incelemeyi bıraksın da, bunlarla bir uğraşsın.
Uğraştıkları hukuk mahkemelerinin, ticari davaları
Hakimlerimz ve savcılarımız; bağımsız, sağduyulu ve vicdanlı bu tabloyu görmektedirler!
Bu sadece birkaç örnek değil mi?
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Anayasal suç diye bir suç ceza kanunumuzda yoktur ancak anayasanın 41. maddesine göre devlet ailenin huzur ve refahını sağlamakla yükümlüdür,yürütmeyi durdurma istemini mahkeme kanımca haksız olarak reddetmiş ve büyük ihtimlle de davanızı reddedecek ancak kararı temyiz ettiğinizde temyiz mercii talebinizi haklı görüp eşinizi eski yerine iade edecektir dayanak noktanız çok doğru,2-3 yıl önce gazetede sürekli geceye verilen bi polisin eşinin bu maddeye dayanarak dava açtığını ve yerel mahkemenin, polisin karısının talebi doğrultusunda karar verdiğini okumuştum.Eşiniz işine geri dönecek merak etmeyin.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Müsteşarından yardımcı hizmetlisine kadar bütün kamu görevlileri Devlet memurudur ve bu Devlet memurların çok büyük bir kısmının eşleri özel şirketlerde çalışmaktadır. Kamu kurumlarındaki her düzeydeki memurun atanma şartları ve eşdurumu ve diğer mazeretlerinin hagi hallerde gözetileceği atama ve nakil yönetmeliklerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Sayın Selçukas'ın eşinin hangi kurumda ve hangi düzeyde bir devlet memuru olduğu bilinmeden, sırf kendisinin bir özel şirkette çalışmakta olduğu gerekçesi ile eşinin tayininin yapılamayacağını söylemek hukuki dayanaktan yoksun bir iddiadır.
Böyle bir iddianın kabulü halinde hiç bir memuru bir başka yere atamak söz konusu olamayacağından, kamu kurumlarının işlemez hale geleceği açıktır.
Aile birliğinin korunması Anayasa ile teminat altına alınmış olup, buna aykırı hüküm içerecek bir kanun Anayasa Mahkemesince; yönetmelik de Danıştayca iptal edileceği kuşkusuzdur. İdarece aile birliğinin korunmasına yönelik hükümlere aykırı olarak yapılacak bir tayin İdare Mahkemesince iptal edilir.
Kaldı ki Sayın Selçukas'ın bu tayin işlemine karşı İdare Mahkemesinde dava açtığı ve İdare Mahkemesince de davanın reddedilmiş olduğu ifade edildiğine göre, yapılan tayinde aile birliğinin korunmasına yönelik bir hak ihlali olmadığı anlaşılmaktadır.
"Hukuk ve adalet" isimli üyenin yaptığı bir "hukuki tartışma" veya "hukuki yardım" olmayıp siyasi bir tartışmadır. Siyasi tartışmanın yeri de burası değil, "Genel Formlar"daki "Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma" bölümüdür.
Bu hususa dikkat etmeden her önüne geldiği konuda işi siyasi tartışma ile noktalayan üyeler, buralara sorunlarını yazıp bir kaç bilgi kırıntısı uman üyelere saygısızlık ettiklerinin farkında olmalılardır.
Saygılarımla.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Sayın Fatih Karaca yerel mahkemenin davacının talebini reddetmesi aile birliğinin ihlal edilmediği anlamına gelmez,daha karar kesinleşmemiş çünkü.Fiilen de aile birliğinin ihlal edildiği ortada,eşlerin ayrı kentlerde olduğu bi evlilik devam edemez çünkü burda ailenin huzur ve refahı temelinden sarsılmış hem de bu dava temyizde kesin kazanılır bence.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Bütün memurların eşleri çalışmıyor,çalışanlar da Türkiyenin her yerinde var.Onun için kimsenin tayin edilemeyeceği iddiası mantıklı değil.Tayin yaparken devlet öncelikle eşlerin birlikteliğini gözetmek zorundadır uzaktan evlilik olmaz,yürümez.Kanunlar da buna aykırı hüküm olduğunu da sanmıyorum aksine şu an bulduğum bir madde:
Madde 9 – Yer değiştirme suretiyle atanmalar, Devlet Memurlarının dengeli bir şekilde dağılımını sağlamak için öğrenimi, uzmanlığı, iş tecrübesi, mesleki bilgisi gibi özellikleri ile boş kadro durumu gözönünde bulundurularak kurumlarınca hazırlanan bir plan dahilinde yapılır.
Yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından, eş ve sağlık durumları ilgili kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak dikkate alınır.
DEVLET MEMURLARININ YER DEĞİŞTİRME SURETİYLE ATANMALARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Sayın Unbelievable,
İdare mevzuata göre işlem yapmak zorundadır. Öncelikle Sayın Selçukas'ın eşinin neden tayin edilme sebebinin ve statüsünün bilinmesi gerekmektedir.
Bilindiği gibi bazı memurlar rotasyona tabidir. Şayet bu memur rotasyona tabi bir memur ise benim eş durumum var ben gidemem diyemez. İkincisi, Teftiş veya soruşturma sonunda personelin görev yerinin değiştirilmesinde zorunluluk bulunduğu tespit edielbilir. Yine böyle bir durumda da memur eş durumu mazeretine sığınamaz. Bir başka tayin sebebi de memurun üst üste olumsuz sicil almasıdır. Bu halde de memurun görev yeri değiştirilir ve eş durumu mazeretine bakılmaz.
Bunun haricinde eş durumu göz önünde bulundurulamayacak bir çok durumlar ortaya çıkabilir. Mesela memurun bulunduğu yerde fazlalık, bir başka yerde de ihtiyaç vardır. Bu durumda tabiki öncelikle eş durumuna bakılır, ancak diyelim ki bütün memurların eş durumu var. O halde idare tayin yapamayacak mı. elbetteki içinden birini tayin edecektir.
Gerek yukarıdaki örneklerde olduğu gibi ve gerekse daha saymadığım bir çok halde memurun eşi çalışıyor olsa bile bir başka yere tayininin yapılması mümkün ve muhtemel bulunmaktadır. Onun için "eşiniz çalışıyorsa kesin mahkemeyi kazanırsınız" gibi bir mantıla işi kestirip atmak insanları yanlış bilgilendirmek olur. Bu gibi durumlarda davayı etkileyen bir çok sebep ortaya çıkabilir.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Siz illa aileyi dağıtacam diyorsanız,o sizin görüşünüzdür ben hiç bi nedenle eşlerin birbirinden ayrıltılamayacağı görüşündeyim.Diğer eşi işini bırakmaya zorlayamaz devlet bu anayasada belirtilen temel hak ve hürriyetlere de aykırıdır.Devlet çalışmayı köstekleyemez,aksine destekler.Ayrıca en önemlisi anayasamıza göre aile Türk toplumunun temelidir,aileyi dağıtırsanız Türk toplumunu temelinden sarsmış olursunuz.
A. Çalışma hakkı ve ödevi
MADDE 49. – Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/19 md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.
(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/19 md.)
İKİNCİ BÖLÜM
Kişinin Hakları ve Ödevleri
I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı
MADDE 17. – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
(Değişik: 7.5.2004-5170/3 md.)Meşrû müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.
I. Ailenin korunması
MADDE 41. – (Değişik: 3.10.2001-4709/17 md.) Aile, Türk toplumunun temelidir
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Sn:selcuk bey,Bu konu'nun Anayasal bir suç olmadıgı ancak,657 sayılı Devlet Memurları kanunun da düzenleme yapılmıştır.siz yasal yolları denediginiz ancak sonuç alamadıgınız anlaşılmaktadır.Bence, T.B.M.M.İnsanhakları Komisyon Başkanlıgına Durumunuzun vehametini bildirir bir dilekçe yazarak p.t.t vasıtasıyla alma haberli olarak gönderin denemekte yarar vardır.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Sayın Av. Fatih Karaca,
Siz avukatsınız ben de kamudan emekli bir bürokratım. Siz yasal yönünü bilirsiniz, ben de uygulamayı. Herkes kendi alanından değerlendirme yaparsa olumlu sonuçlar beklenebilir.
Benim değindiğim Anayasa maddelerine başka katılımcılar da değinmek ihtiyacı duymuş. Belirli (doktor, hemşire,ebe,öğretmen gibi)meslek alanları dışında kamu çalışan bulmakta zorlanmaz. Kamuda çalışan sayısını, tırpanlamasalar ihtiyaç duyulan yerde de çalışan daha kolay bulunur.Bu forum yeri mi bilmem de, AB ülkelerinin çok altında, nüfusa göre çalışan kamu personeline sahip bir ülkeyiz.
Bu tayinin siyasi ya da değindiğim amaçlı yapıldığını düşünüyor, diğer paragrafta da bu tayini çıkaranların yapısının, memura bu, özel sektöre de şu örneğini veriyorum.
Bu ülkede birşeylerin altı oyuluyor.Farkedilmesi için her plarformda tartışılması gerekir. İnsan haklarına, en doğal çalışma hakkına uygulanan gasp yöntemlerinden güncel kullanılan biri de bu.
Söylemek istediğim, günümüzde uygulamada herşey Anayasal suç. Ama kılıf bulunuyor, hem de yasal. Size binlerce örnek verebilirim. Anayasa'ya aykırı yasalar çıkarılıyor. Hangi forum da olmalıyı tartışan, mesleğinizden, TBB den de ses yok.
Hangi forumun konusu olmaktan yana meslek disiplininiz itibariyle bu konulara dikkat çekildiğinde, duyarlı yaklaşımınız ve çözüme katkı olabilecek öneri ve düşüncelerinizi beklerdim.
Her siyasi karar bir toplumsal sonuç doğurur, her toplumsal olay, siyasi kararlarla ilişkilendirilmelidir. Münferit olaylar çoğalıp çığırından çıkınca siyasi sonuç olur.Ben bu günkü iktidarın yönetim anlayışında neler yapıldığını anlatmak için 2 örnek kullandım. Somut iki olaydan sözederek.
Güncel-siyasi konular daha farklı içerik taşımalı.
Aile toplumun en küçük ve temel birimidir. Yasal hak olsa bile, ona saygılı davranmazsak, kamudaki o işin görülmesi için başka eleman bulmak yerine aile birliğini bozmanın toplumsal daha büyük sorun teşkil edeceğini düşünmeliyiz.
Kuralların katı olması ve uygulanmasından yanasınız. Bu bakış kamu vicdanı gibi birgün sizi de rahatsız edebilir. Her konuyu da mahkemeye havale etmek, çözümsüzlüğü arttırıyor. Yargının hali ortada. Demokrasinin benimsendiği ülkelerde kurumlar sorumlu davranarak yargıyı da gereksiz meşgul etmiyor.
En iyi dileklerimle,
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Sayın Hukuk ve adalet, benim illa aileyi dağıtmak gibi bir düşüncem yok. Elbette ki ideal olan memurların tayinlerinde aile birliğinin korunmasıdır. Ancak, benim söylediğim hukukta olması gereken değil, mer'î hukukun ve mahkemelerin bu konuda ne dediğidir. Burada üyelerin sorularını cevaplandırırken ideal hukuku değil yürürlükteki mevzuatı ve mahkeme kararlarını göz önünde bulundurmamız gerekir. Siz doktriner tartışma yapalım diyorsanız o zaman başka, ama onun yeride burası değil başka bir forumdadır.
Bu konudaki Danıştay Beşinci Daire'nin 04/04/2006 tarihli ve E.2005/6401-K.2006/1775 sayılı kararı sanırım size ışık tutacaktır. Saygılarımla...
657 SAYILI YASANIN 72. MADDESİNİN 2. FIKRASI UYARINCA EŞ DURUMUNUN NAKLEN ATAMA SIRASINDA GÖZÖNÜNE ALINMASININ, ANCAK ATANAN MEMURUN EŞİNİN DE MEMUR OLMASI HALİNDE MÜMKÜN OLABİLECEĞİ HK.
Karar Düzeltme İsteminde Bulunan (Davalı): Sağlık Bakanlığı - ANKARA
Karşı Taraf : ?
Vekili : Av. ?
İsteğin Özeti : Gaziantep İdare Mahkemesi'nce verilen 25.2.2003 günlü, E:2002/1077, K:2003/123 sayılı kararın onanmasına dair Danıştay Beşinci Dairesi'nin 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı kararının, davalı idarece 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Cevabın Özeti : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : Bülent Küfüdür
Düşüncesi : Karar düzeltme isteminin kabul edilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Saadet Ünal
Düşüncesi : Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 54 üncü maddesine uygun bulunduğundan davalı idarenin düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay beşinci Dairesi'nce verilen 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı kararın kaldırılarak anılan Daire kararında yer alan düşüncemiz uyarınca İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
Gaziantep ? Hastanesinde Kadın Doğum Uzmanı olarak görev yapan davacının aynı görevle ? Devlet Hastanesine naklen atanmasına ilişkin 21.05.2002 günlü, 55665 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Gaziantep İdare Mahkemesi'nin 25.2.2003 günlü, E:2002/1077, K:2003/123 sayılı kararıyla; davacının görev yaptığı hastanede Sağlık Bakanlığı müfettişince yapılan inceleme sonucunda saptanan hususlar karşısında dava konusu işlem tesis edilmiş ise de, davacının eşinin Kızılay Kan Merkezinde hemşire olarak görev yaptığı, davacının atandığı ? İlçesinde eşinin çalışabileceği Kızılay Kan Merkezinin bulunmadığı, bu durumda eşinin görev yapabileceği yerlerin araştırılarak ve kurumuyla gerekli koordinasyon sağlanarak uygun bir yere atanması gerekirken eş durumu dikkate alınmaksızın kurulan dava konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Gaziantep İdare Mahkemesi'nin anılan kararı Danıştay Beşinci Dairesi'nin 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı kararı ile onanmıştır.
Davalı idarece; davacının görev yaptığı Gaziantep ? Hastanesinde Sağlık Bakanlığı Müfettişlerince yürütülen inceleme ile davacının hasta ilişkileri konusunda göstermiş olduğu tutum ve davranış biçimine ait olumsuz saptamalar dikkate alındığında, davacının görev yerinin değiştirilmesine yönelik olarak kurulan dava konusu atama işleminde kullanılan takdir hakkında, kamu yararı ve sağlık hizmetlerinin gerekleri bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek; dava konusu işlemin iptali yolunda İdare Mahkemesi'nce verilen kararın onanmasına dair Danıştay Beşinci Dairesinin 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi ve İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinin 1/c fıkrası hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesi'nce verilen 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı karar kaldırılarak uyuşmazlığın esasına geçildi.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 72 nci maddesinin 2. fıkrasında; "Yeniden ve yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşinde isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74. ve 76.maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır.'' hükmüne yer verilmiş olup, yine aynı maddede yer değiştirme suretiyle atanmaya tabi memurun atandığı yerde eşinin atanacağı teşkilatın bulunmaması ya da teşkilatı olmakla birlikte niteliğine uygun münhal bir görev bulunmaması ve ilgilinin de talebi halinde, bu personele eşinin görev süresi ile sınırlı olmak üzere (belirtilen şartlarda) izin verilebileceği hükmü yer almıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı hakkında, Sağlık Bakanlığı Müfettişi tarafından düzenlenen ön inceleme raporunda, hasta yakınlarından para istemek, para almak, hastayı özele yönlendirmek, poliklinik saatlerine uymamak eylemlerinden dolayı disiplin yönünden uyarma, kınama ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezaları ile cezalandırılması, idari yönden ise, görev yerinin değiştirilmesinin önerilmesi üzerine, davacının ? Devlet Hastanesi'ne naklen atamasının yapıldığı, davacının eşinin Türkiye Kızılay Derneği Gaziantep Atatürk Kan Merkezi Müdürlüğü'nde Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi hemşire olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır.
Devlet Memurlarının yer değiştirme suretiyle atanmaları sırasında aile birimini korumak bakımından, kurumlar arasında eşgüdümün sağlanması suretiyle atanan memurun eş durumu gözönüne alınarak işlem yapılmasına ilişkin 657 sayılı Yasanın 72. maddesinin yukarıda açıklanan 2. fıkrası hükmüne göre, eş durumunun gözönüne alınması ancak yer değiştirme suretiyle atamaya tabi tutulan kişinin eşinin de memur olması halinde mümkün olabileceğinden, davacının Türkiye Kızılay Derneği Gaziantep Atatürk Kan Merkezi Müdürlüğünde hemşire olarak çalışan eşinin Devlet memuru olmaması nedeniyle, idarenin davacının eş durumunu gözetmek suretiyle atama yapma zorunluluğu bulunduğundan söz edilemeyeceği, dolayısıyla idarenin bu yönde yargı kararı ile zorlanamayacağının açık olması karşısında, eş durumu gerekçesine dayanılarak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuksal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, Gaziantep İdare Mahkemesi'nce verilen 25.2.2003 günlü, E:2002/1077, K:2003/123 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 4.4.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:113)
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Sayın Hukuk ve adalet, yukarıdaki cevabımı hazırladığımda son cevabınızı okumamıştım. Onun için bir kaç hususu daha ilave edeyim. Birincisi, ben avukat olduğum kadar aynı zamanda bir devlet memuru olup her gün uygulamanın içindeyim. İkincisi, burası siyaset yeri değil ve ben siyaset yapmıyorum. Siyasi argümanlar kullanılarak hukuki sonuca varılamaz. Siz yazdıklarınızla, hem Anayasa Mahkemesini hem de diğer mahkemeleri zan altında bırakıyorsunuz. Anayasaya aykırı kanunlar Anayasa Mahkemesinden; hukuka aykırı idari işlemler de İdare Mahkemelerinden geri dönmektedir. Yukarıdaki yazımda da ifade ettiğim gibi, biz burada doktriner bir tartışma yapmıyoruz, üyelerimize yol göstermeye çalışıyoruz. Dolayısıyla cevaplarımı bu çerçevede değerlendirmeniz icabeder. Saygılarımla
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Sayın unbelievable,
Gerçekten inanılmazsınız.Konuyu mevzuat o yazıyor, bu yazıyor ama olması gereken; Anayasa başta, aile birliğine zarar vermeyecek şekilde yorumlayarak, devlet memurunun çalışma düzeninde aile birliğinin korunmasının sağlanması konusunda ısrarcısınız. ben de sizinle aynı görüşteyim.
Zaten bu noktada kopukluk, farklılıklar ortaya çıkıyor, biri mevzuat bu yaparım derken diğeri hayır öncelik budur yapmamalısın diyor.
Yargı tartışılır oluyor. Ben kamudan emekli bir birey olarak kamuda da çalışan avukatların da ayrıcalıklı olduğunu bilenlerdenim. Mevzuat yazıyor diye, ihtiyaç var diye, isteği dışında tayini çıkmış bir avukat göstersinler bana.
Yasa, mevzuat, toplumsal sorunlar yaratacak sonuçlar doğuruyorsa, gökten inmiş ayet değil, düzeltilmesi için çaba harcamalıyız. Yanlışı savunmak çözüm olmuyor, olmayacak.
657 yazsa da yanlış yazmış, Anayasa yapma diyor. Yargı kararlarından örnekler olabilir, arasanız tam aksi yönde kararlar da bulabilirsiniz.
Ancak bu toplumun kaderi bu olmamalı. Çünkü hukuk devletinde, adalet anlayışı bu uygulamayı reddeder. Çelişkileri ortadan kaldırır.
Kamuda çalışanın verilen örnekte olduğu gibi, bir davranış bozukluğu varsa, aile birliğini bozmadan giderilmesi, cezalandırılması yöntemleri de vardır.
Burda sicillerin gizli tutulması sorunu da ortaya çıkıyor. Sicilleri veren sicil amirleri de sonuçta memurdur. Siciller de delil olarak kullanılırken objektif olamayacağı düşünülmeli. Çok farklı nedenleri vardır.Her yere adamın adamı olmak zihniyetini yerleştiriyor.Kamudaki hiyerarşik yapılanma, çalışanı, kamu görevi dışında bu tür ilişkilere/iletişime de zorluyor. Çok yaygın bir örnek eğer ideolojik olarak amirinizle farklıysanız bu sicile yansıyor.Bu anlamda sorun yaşamış çok kamu görevlisi vardır. Siz şimdi kamuda siyaset olmaz diyerek bu sorunu yok varsayabilir misiniz? Bu sorun vardır, her iktidar değişiminde bu olaylar sıkça yaşanır.Böylece çifte standart uygulanır. Ben de birçok olaya tanık olmuşumdur mesela kamuda çalışan birçok bankamatik memuru olduğu da biliniyor, çok yazıldı, çizildi. Kamuda çalışan avukatlar da bu yazdıklarımı bilir!
Adalette bile bile lades olmaz.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Evet kararları okudum yerel mahkemelerin eş durumunu gözetmesine ya da gözetmemesine rağmen dava dairelerinin eş durumunu gözetmesine veya dava dairelerinin eş durumunu gözetmesine rağmen karar düzeltmede hep olumsuz sonuçlar çıkmış,her halukarda olumsuz sonuçlar çıkmış eğer diğer iş memur değilse.Ama bence kararlar doğru değil,eğer memurun disipin sorunu varsa memurluktan çıkarmaya kadar disiplin cezaları vardır,ya da bulunduğu yerdeki kendi hizmet sınıfı içinde olan memuriyetlerden birine atanabilir,başka bi kurumda aynı göreve atanabilir,kamu yararı ve hizmet gerekliliği böyle sağlanabilir kadro doluysa atandığı kurumdan biri bunun yerine atanabilir,çare çok,kamuda çalışan milyonlarca insan var birbirinin yerini tutabilecek onbinlerce insan var.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Bu arada çalışan diğer eş memur değilse, bunun gözetilip gözetilmeyeceğine dair bi hüküm yok kanunlarda ve yönetmeliklerde,sadece 2 eş de memursa bu durum gözetilir diyor ancak 2 eş de memursa zaten aynı ya da çok yakın kurumlara atanmaları mümkündür,ancak diğer eş serbest çalışıyorsa artık o eş işini bırakmak zorunda kalacaktır ve bu da anayasanın çalışmayla ve maddi varlığı geliştirme ile ilgii hükümlerine aykırıdır bunun böyle yorumlanmayıp da kanunda 2 eşin de memur olması durumununda eş durumu gözetileceğinin belirtilmesine dayanarak diğer eşin serbest çalışması durumunda bu durumun gözetilemeyeceğine hükmetmek hukuk mantığını bilmemek anlamına gelir,kanunda sadece eşlerin 2sinin de memur olması durumunda eş durumu gözetilir deseydi bu gerekçeleri doğru olurdu mahkemelerin,ancak böyle bi madde iptal edilirdi muhtemelen anayasa mahkemesine götürülmesi durumunda.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
değiştirme suretiyle atanma:
Madde 72 – (Değişik: 12/5/1982 - 2670/25 md.)
Kurumlarda yer değiştirme suretiyle atanmalar; hizmetlerin gereklerine, özelliklerine, Türkiyenin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılır.
(Değişik: 9/4/1990 - KHK - 418/5 md.; İptal: Ana. Mah.'nin 5/2/1992 tarih ve E. 1990/22, K. 1992/6 Sayılı Kararı ile; yeniden düzenleme: 18/5/1994 - KHK/527/5 md.) Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşin de isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74 ve 76 ncı maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır. Yer değiştirme suretiyle atanmaya tabi memurun atandığı yerde eşinin atanacağı teşkilatın bulunmaması ya da teşkilatı olmakla birlikte niteliğine uygun münhal bir görev bulunmaması ve ilgilinin de talebi halinde, bu personele eşinin görev süresi ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki şartlarda izin verilebilir.
(Ek: 9/4/1990 - KHK - 418/5 md.; İptal: Ana. Mah.'nin 5/2/1992 tarih ve E. 1990/22, K. 1992/6 Sayılı Kararı ile; yeniden düzenleme: 18/5/1994 - KHK/527/5 md.) Bu suretle izin verilenlere, aylık ve diğer ödemelerine karşılık olarak, aylık (taban ve kıdem aylığı dahil), ek gösterge, zam ve tazminatlarının kanuni kesintiler düşüldükten sonraki net miktarının, eşleri;
a) Olağanüstü Hal Bölgesine dahil illerle bu illere mücavir olarak belirlenen illerde görevli olanlara % 60'ı,
b) Kalkınmada 1 inci derecede öncelikli yörelerde görevli olanlara % 50'si,
c) Kalkınmada 2 nci derecede öncelikli yörelerde görevli olanlara % 25'i,
kurumlarınca kadro tasarrufundan ödenir.
Eşleri diğer yörelerde görevli olanlar ise ücretsiz izinli sayılır.
(Ek: 9/4/1990 - KHK - 418/5 md.; İptal: Ana. Mah.'nin 5/2/1992 tarih ve E. 1990/22, K. 1992/6 Sayılı Kararı ile; yeniden düzenleme: 18/5/1994 - KHK/527/5 md.) Yukarıda sayılanların kadroları eşlerinin görevlendirme süresiyle sınırlı olarak saklı tutulur. Ancak, bu süre memuriyet boyunca 4 yılı hiç bir surette geçemez. Bunların kademe ilerlemesi;emeklilik ve diğer bütün hakları ve yükümlülükleri devam eder. Ancak ücretsiz izin verilenlerin bu sürelerinin emeklilikten sayılabilmesi için kesenek ve kurum karşılıklarının her ay kendileri tarafından T.C. Emekli Sandığına yatırılması gerekir.
Görüldüğü üzere kanunda sırf eşlerin 2sinin de memur olması durumunda eş durumu gözetilir diye bi ibare yok,ayrıca diğer eşin yapabileceği bi iş yoksa belli koşullar altında belli maaş yüzdeleriyle 4 yıla kadar izinli sayılıyor ya da sadece izili sayılıyor ve bu arada izinli eşin memurluk statüsü korunuyor bu 4 yıl boyunca her halukarda.
Diğer eşin serbest çalışması durumunda ise işini bırakıp kazanç kaynağından yoksun kalacağı için(tabi kişi aynı koşullarla ya da yakın koşullarla eşinin atandığı yerde de iş bulma ihtimali yüksek biriyse eş durumu gözetilmeyebilir,kişi kanımca yeni işine yerleşene kadar mahrum kaldığı kazançları da devletten talep edebilir bu durumda)evleviyetle serbest çalışan eş durumunun da gözetilmesi gerekir.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Sayın unbelievable ve sayın hukuk ve adalet;
Eğer hukukçu iseniz, “yarışan haklar” ve “hakların üstünlüğü” kavramları vardır ve sizler bu kavramları duymuş olmanız gerekir.
Anayasanın “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” bölümünde yer verilen “Ailenin korunması” başlıklı 41 inci maddesinde, “Aile, Türk toplumunun temelidir ... Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ... için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.” hükmüne yer verilmiştir. Ancak bu hükümden önce Anayasa da bir hüküm daha vardır ki, bu hüküm Anayasanın “Genel Esaslar” kısmındaki 10 uncu maddesidir.
Anayasanın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10 uncu maddesinde, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir ... Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz ... Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” denilmektedir.
Gelelim eşi serbest çalışan memurların durumuna;
Öncelikle bir hususu açıklığa kavuşturmakta fayda var. Şöyle ki; Şayet eşi serbest çalışan bir memurun tayini eşinden dolayı bir başka yere yapılamayacak ise, eşi bir başka yerde serbest olarak çalışan bir memur da eşinin serbest olarak çalıştığı yere tayin isteyebilmelidir. Bu, Anayasanın eşitlik ilkesinin bir gereğidir.
Bu duruma göre, eşi Ankara’da serbest olarak çalışan bir memur artık emekli oluncaya kadar bir daha başka bir kente tayin edilemeyeceği gibi, Ankara’ya gelmek isteyen bir memur da serbest çalışan eşine hemen Ankara’da bir iş ayarlayacak ve böylece tayinini eş durumundan kolayca Ankara’ya yaptıracaktır.
Hasbelkader ikiside memur olan eşlerin kaderi ise idarenin insafına kalacak; idare onları isterse Edirne’de, isterse Hakkari’de birlikte çalıştıracaktır. Çünkü onların bulundukları kentte kalabilmelerine ilişkin bir mazeretleri yoktur. Yeter ki idare onları birbirinden ayırmasın!
Böylece, eşlerinden birisi serbest çalışan memur aileleri, karı-koca memur olan ailelere göre artık İMTİYAZLI AİLE’dir. Çünkü onlar Ülkein her yerinde istedikleri zaman istedikleri kadar çalışabilirler. Ve bu Ailenin korunması adına yapılacaktır. Tabii ki böyle bir durumda memurlar evlenmek için serbest çalışan ya da hiç çalışmayan eşler tercih edecekler ki, istedikleri zaman istedikleri yere tayinlerini yaptırabilsinler.
Bu arada, belli yerlerde memur yığılmaları olacak, bazı yerlerde ise çalıştırmaya memur bulunamayacak ve kamu hizmetlerinin sekteye uğraması falan da hiç kimsenin umurunda olmayacaktır. Yeter ki İMTİYAZLI AİLELER bölünmesin!
Böyle bir düşünce tarzını benimseyen ve savunan bir hukukçunun hukuk mantığını benim aklım almıyor! Alan varsa gelsin anlatsın biz de anlayalım.
Aşağıda konuyu çok güzel açıklayan bir Danıştay kararını vereceğim. Gerçekten de kararda serbest çalışan eş durumu gayet güzel izah edilip açıklanmıştır. Söz konusu karar, Maliye Bakanlığı Personelinin Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 8. 11, 12/a-b, 13/a-c, 17/c, 18. maddeleri ile Ek 1 nolu Tabloda yeralan Kırıkkale ve Karaman illerine ait hizmet tablosunun iptali talebiyle açılan davada verilmiş olup, dava konusu Yönetmelik daha sonra yürürlüğe giren başka bir yönetmelik ile yüyülükten kalkmıştır.
Kararda, dava konusu edilen Yönetmeliğin 13. maddesinin (a) bendinin ikinci cümlesi ve (c) bendi ile 17. maddenin (c) bendi iptal edilmiş olup, diğer maddelerinin iptaline dair talep reddedilmiştir.
İptali talep edilen maddelerden 12 nci maddenin (b) bendinde, eş durumu özürüne dayanarak personelin yer değiştirme veya yerinde kalma talebinde bulunabilmesi için, eşinin 217 sayılı KHK'ye tabi bir Kurumda memur veya sürekli işçi kadrosunda çalıştığının veya Kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki mesleki teşekküllerin yönetim kurulu başkan ve üyesi olduğunun belgelendirilmesi şartı aranmıştır.
Bu maddenin iptal talebinin redddedilmesindeki gerekçe konuya ışık tutacaktır.
Saygılarımla.
Danıştay Beşinci daire'nin 16/04/1997 tarihli ve E.1995/850-K.1997/861 sayılı kararı:
Davanın yönetmeliğin 12(b) maddesine yönelik kısmına gelince; T.C. Anayasasının 41. maddesinde, "Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların Korunması.... için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar" hükmü yer almakta, 657 sayılı yasanın 72. maddesinin 2. fıkrasında, "Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından Kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşinde isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74 ve 76. maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır. Yer değiştirme suretiyle atamaya tabi memurun atandığı yerde eşinin atanacağı teşkilatın bulunmaması ya da teşkilatı olmakla birlikte niteliğine uygun münhal bir görev bulunmaması ve ilgilinin de talebi halinde, bu personele eşinin görev süresi ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki şartlarda izin verilebilir" hükmüne yer verilmekte, dava konusu yönetmeliğin 12(b) maddesinde ise, eş durumu özürüne dayanarak personelin yer değiştirme veya yerinde kalma talebinde bulunabilmesi için, eşinin 217 sayılı KHK'ye tabi bir Kurumda memur veya sürekli işçi kadrosunda çalıştığının veya Kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki mesleki teşekküllerin yönetim kurulu başkan ve üyesi olduğunun belgelendirilmesi şartı aranmıştır.
Söz konusu hükümlerle güdülen amacın, aileyi parçalanmaktan kurtarmak, bireylerini bir arada tutmak suretiyle ailenin huzur ve mutluluğunu devam ettirmek ve bu yolla kamu görevlilerinin ailevi kaygılardan uzak bir biçimde kamu hizmetlerini verimli, etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütmeleri için gerekli ortamı sağlamak olduğunda kuşkuya yer yoktur. Anayasanın, 657 sayılı yasanın ve yönetmeliğin sözü edilen düzenlemelerine göre, aynı kurumda çalışan eşlerden birinin hizmetin başka bir yere naklini gerekli kılması halinde, diğer eşin de coğrafi bakımdan aynı veya aile bütünlüğünün bozulmasına yol açmayacak kadar yakın bir yere; eşlerin ayrı kurumlarda çalışmaları halinde ise diğer eşin çalıştığı kurumla gerekli koordinasyon sağlanmak suretiyle bu eşin de, isteği halinde, aynı veya yakın yere naklinin yapılması idare için bir yükümlülüktür.
Kamu görevlisinin eşinin serbest meslek sahibi olması halinde ise durumun farklı boyut kazanacağına işaret etmek gerekir. Bir kamu görevlisinin, kamu hizmetinin gerekli kılmasına karşın, eşinin mesleğini serbest olarak yürütmekte olduğu öne sürülerek, isteği olmadıkça, başka bir yere nakledilemiyeceği gibi bir anlayış; idarenin bütün işlem ve eylemlerinin ortak hedefi olan kamu yararını sağlamak amacının gerçekleştirilmesini kişilerin subjektif karar ve tutumlarına bağlı kılmak sonucunu doğurur ki; hukuken benimsenemez. Öte yandan, başta da değinildiği gibi, eşi aynı veya başka bir kamu kurumunda çalışmakta olan bir kamu görevlisinin, kamu hizmetinin gerektirmesi halinde, eşinin de doğrudan veya kurumlararasında gerekli koordinasyon sağlanmak suretiyle naklinin yapılabilmesine karşılık, eşi serbest meslek icra eden bir kamu görevlisinin naklinin serbest çalışan eşin istek ve iradesine bağlı tutulması yolundaki bir anlayış, ikinci durumda olanları öncekilere göre ayrıcalıklı bir duruma sokmasının yanısıra kamu hizmetlerinin yürütülmesi açısından da büyük sakıncalar yaratır ki; hukuken kabul edilemez. Bu durumda, yönetmeliğin 12(b) maddesinde serbest çalışan eşin durumunun özür hali olarak kabul edilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Sayın Av Karaca,
Soru soran mağdur kişi, bu konuda uygulamayı bilerek sormuştur. Önemli olan zihniyet. Verdiğiniz yargı örnekleri, sizi ve anlayışınızı doğruluyor.
Benim örneklerim, uygulamada bu tayinlerin genel amaçları. Bu siyaset yapmak değil, kamu kuruluşlarındaki anlayış, mevcut durum.Bu sadece bugün için değil yılların anlayış sorunu, uygulamada kullanılan bir yaptırım/cebir.
Konu; aile birliğinin korunması.
Şimdi devlet memuru karı-koca aynı yerde çalışır, imtiyazlı durum vb.
Aile birliği memur eşler olunca önemli, o yerde ihtiyaç var mı, yok mu önemsiz. Eşler farklı sosyal güvenlik ve çalışma mevzuatına bağlıysa aile birliği dikkate alınmaz mantığına dayanan yasalar kişi ve çalışma hakları bakımından eşitsizliğe sebep olmakta. Yanılıyor muyum?
Aile birliği, çalışma yaşamı başlarken bu konular değerlendirilir, karar verilir ve uygulanır. Aile birliği bir düzen içinde sürdürülürken, arada yapılan bu tayinler, çocukların eğitimi de sorun yaratarak aile birliğini bozmaktadır. Bu nedenle süresi dolan, ancak halen çalışması hak olan çoğu kişi emekliye ayrılmak zorunda bırakılmıştır.
Şayet eş, esnaf, serbest meslekse işini bozup tayin çıkan yere gitmesi olanaksız.Bu durumda çalışma koşullarında/haklarında, kişinin ekonomik faaliyet alanına göre bağlı bulunduğu kamu mevzuatına göre bir eşitsizlik sözkonusu. Üreten, katma değer yaratan, çalışma hakkını kullanan bireyin/eşin faaliyetleri kısıtlanıyor, yok oluyor ya da aile birliği bozuluyor.
Topluma doğrudan hizmet üreten meslek alanlarında bu sıkıntı yaşanmakta, rotasyon, mecburi hizmetle giderilmeye çalışılmaktadır.
Ancak uygulamada bunun dışında tayinlerin çoğu dile getirdiğim olmaması gereken ancak mevcut durumu yansıtıyor.
Siz, eşlerin her ikisi memur olmadığında, aile birliğinin korunması bakımından nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?
En iyi dileklerimle,
Re: Anayasal suç sayılır mı?
burada eğer bir ilk atama sözkonusu ise yeni atanan memur mazeret nedeniyle tayin isteyemez asaletinin onaylanması gerekir. eğer memur rotasyona uğramamışşa özel şirkette çalışan eşin bulunduğu yere tayin isteyebilir. burada arkadaşımız bunlara dikkat eder ve bulunduğu ilde de eşinden daha düşük puanlı(kıdemli) kişiler eş durumundan tayin olmuşlarsa ortada eşitliğe aykırı durumlar var olduğundan bahisle açtığı davasını kazanabilir.aldığı cezalara ilişkin durum tartışılır çünkü bu durum sürgün dediğimiz konuya girerki bu durum meurlar açısından tartışmalıdır. iderenin kötü niyeti herzaman bu konuda olmuştur.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
sayın fatih karaca en son verdiğiniz karar memurun ceza almasıyla ilgili mağdur arkadaşımız herhangi bir cezadan bahsetmiyor kaldı ki disiplın soruşturmasına da tabi tutulmuş olabilir bunun anyasal bir ilke olan aile birliğini etkilememesi gerekir çünkü bu cezalandırma yöntemi ile cezaların şahsiliği ilkesi de çiğnenmiş olacaktır aile fertleri de bu cezadan etkilenmiş olacaktır. Şunu da belirtmek isterim siyasi iktidarların idari birimler üzerindeki hukuki olmayan teamülleri( teamül diyorum artık normal hale gemiş) devam ettiği sürece bu tarz sorunlar herzaman çıkacaktır. idarenin yanlış uygulamalarına karşı duruş sergilemeye çalışan memurlar soruşturma geçirme korkusuyla haklarını arayamaz hale gelecektir. yani iderenin en büyük mülki amirlerinden biri olan valinin bir raporuyla memur hakkında soruşturmalar açılır ve sürgünler yaşanabilir hatta benim müvekkilimin başına geldiği gibi memurluktan dahi atılabilir.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Sayın Anlar,
Sayın Selçukas yazısında "Eşimin tayini geçen yıl başka bir ile çıktı" dediğine göre eşinin tayini ilk atama değil. Tayinin neden çıktığına dair hiç bir ip ucu vermemiş. Normal şartlar altında bir kişinin tayini durup dururken çıkmaz. Tayin sebebini yazmamış. Bu bilinseydi buna göre bir değerlendirme yapılabilirdi. Bir de her kurum kendi atama-nakil yönetmeliğinde tayin mazeretlerini ve yer değiştirme usullerini düzenliyor. Memur hangi kurumda olduğu bilinemeyince tayinin ilgili mevzuata uygun olup olmadığı da anlaşılamıyor. Bu hususlar bilinse belki daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabilir. Sizin ifade ettiğiniz gibi bu tayin siyasi iktidarın bir sürgünü olarak yapılmış ise yanlış hesap bağdattan döner. Bu gibi durumlarda mahkemeler hemen iptal kararı veriyor. Tabiki istisnaları var. Mahkemelere güvenmek lazım.
Saygılarımla.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
Hakim adayıyım sayın fatih karaca,dediğim gibi son tahlilde hukuka aykırılık bulunmadığına karar verilmiş bu tür tayinlerde, kopyaladığınız kararı okumuştum mahkeme ayrıcalıklı bi durum yaratır demiş, ancak 4 yıl boyunca ücretli ya da ücretsiz izinden bahsetmemiş, memuriyetin devam ettiğinden bahsetmemiş demek ki ayrıcalıklı durumu yok eşi serbest çalışanın eşi memur olana göre.Kötü niyetten bahsetmişsiniz mahkeme serbest çalışan eşin ne zaman işe girdiğini ne kadar maaş aldığını öğrenebilir,atama yapılan yerde aynı ya da yakın olanaklarla iş olup olmadığını ya da bu tür işe girip girmeyeceğini değerlendirebilir.
Re: Anayasal suç sayılır mı?
forumu baştan sona okudum bence bu konuyu daha fazla tartışmaya gerek yok. çünkü gördümki iki taraf da haklı. Sayın Avukat Fatih Karaca bey forumdaki üyeye bilgi verirken üyenin çok fazla ümitlenmeden hakkını aramasının yerinde olacağını söylemiş. umutlanmamalarını söylemiş çünkü pozitif hukuka göre yani halen yürürlükte olan mevcut yasalara göre eşlerden birinin devlet memuru diğerinin özel sektörde çalışan olması halinde akibetlerinin ne olacağı hakkında bir düzenleme yok. ancak soruyu soran arkadaşımızın nevi şahsına münhasır kasten yapılmış idarenin keyfiyetine dair emareler varsa bunları mahkemeye sunarlar ve bunlar yardımıyla kazanabilirler davalarını. somut delil olmadığı sürece sadece dava açmış olmak için dava açmış olurlar. sayın hukuk ve adalet ve sayın unbelievable da doğru söylüyolar çünkü idarenin keyfi işlem yapma ihtimali her zaman vardır ve kişiler bu tip uygulamalara itiraz etmediği sürece hep olduğumuz yerde sayarız. onların savunduğu da kanun devleti değil hukuk devleti ilkesine dayanan şeyler. şimdi diceksiniz iki taraf da haklı diyosun e bu mağdur üye napmalı? cevap vereyim: elinde yeterince delili varsa hakkını sonuna kadar aramalı, delillerini mahkemeye sunmalı ve demeli ki bu işlem devlet hiyerarşisinin gerektirdiği normal prosedür gereği yapılmadı şu, şu, şu... sebeplerden ötürü ortada bir kasıt olduğunu düşünüyoruz. ileri sürdükleri nedenler geçerli nedenlerse bağımsız mahkemelere güvenin eminim adalet yerini bulacaktır.
sayın hukuk ve adaletin bahsettiği gibi benim de başıma böyle bir keyfi olay geldi. çevremde sevilen biriyimdir. insanlarla genelde hiç problemim olmaz uyumlu olduğumu düşünüyorum. idare birsüreden beri benimle uğraşmaya başladı derken bir yolsuzluk olayında bilgim haricinde yetkilerim kullanıldı. adli ve idari soruşturma açıldı adli yönden takipsizlik aldım ama idare yakamdan düşmedi soruşturma konusu yolsuzluktu ancak idare soruşturmaya gelen yetkililere bu personel uyumsuz biridir dedi, diğer personellerde idareyle bozuşmamak adına idarenin bu beyanını teyit etti, derken yolsuzluğa bir de uyumsuzluğu katıp hakkımda devlet memurluğundan çıkarılma cezası teklif edildi. oysa bu yönde yani rüşvet alabileceğim yönünde ne bir personel ifadesi vardı ne de bir vatandaş ifadesi. somut delil olmadığı için koskoca savcılık takipsizlik verdi idare ne hikmetse hayır bu personel suçlu diyo. sözlü savunmam olacak yakında bakalım sonu nereye varacak bilmiyorum ama artık şu gazetelerde haksızlığa uğrayan insanlar haberlerine tamamiyle inanmaya başladım. demekki heryerde her kuruluşta oluyo böyle vakkalar. şimdi bana hukuki yönden mücadele etmek düşüyo bu konuda da malumunuz olduğunuz üzere avukatlık ücretleri çok fazla boş vaktiniz oldukça forumlarda açtığım https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=21431 başlığına yardımcı olur musunuz. bir avukata gittim bir dilekçeye 150 ytl istedi. gerçekten bu ülkede hak hukuk aramak çok zor vesselam. Allah zalimlerin şerrinden korusun herkesleri. amin.