Merhaba bize de site aidatı yüzünden icradan ihtarname geldi.
Eve haciz ile ilgili olarak ev eşyalarımız haczedilebilir mi?
Lutfen bilirkişilerden cvp gelirse sevinirim.
Printable View
Merhaba bize de site aidatı yüzünden icradan ihtarname geldi.
Eve haciz ile ilgili olarak ev eşyalarımız haczedilebilir mi?
Lutfen bilirkişilerden cvp gelirse sevinirim.
Alacaklı yan avukatı neyin muhafaza altına alınmasını isterse haciz yapılır. yani ev eşyanız haciz yapılabilir.
Evet sayın karakaş2 son derece haklı neyin var neyin yoksa örneğin.
Buzdolabı. kombi fırın ocak hepsini alır götürür 3 kuruşa yakın bir paraya satar
evine haciz uğrayan borçluda TAŞDEVRİ çağında yaşamaya devam eder
İcra İflas kanununa göre
Haczi caiz olmıyan mallar ve haklar:
Madde 82 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/46 md.)
Aşağıdaki şeyler haczolunamaz:
1. Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar,
2. Borçlunun zatı ve mesleki için lüzumlu elbise ve eşyasiyle borçlu ve ailesine lüzumu olan yatak takımları ve ibadete mahsus kitap ve eşyası,
3. Vazgeçilmesi kabil olmıyan mutfak takımı ve pek lüzumlu ev eşyası,
Kafama takılan 2 soru var
1- madde 82 nin 2 fıkrasına göre
ibadete mahsus kitap ve eşyası haczolunamaz.
Peki borçlunun evinde 1 adet ipek kumaş üzerinde çok değerli taşlarla işlenmiş olan değeri 100.000 tl civarı olan kıymetli bir SECCADE var
ve asırlar öncesinden kalmış zamanın ünlü bir hattadı tarafından EL YAZMASI KURAN-I KERİM var değerine paha biçilemiyor. Bu 2. fıkraya göre haczedilirmi.
2- madde 82 nin 3 fıkrasına göre
Vazgeçilmesi kabil olmıyan mutfak takımı ve pek lüzumlu ev eşyas
bunlar nedir ben biraz zor anlıyorumda bunu hiç anlamadım
Buzdolabı vazgeçilebilir bir mutfak eşyasımıdır yada kombi lüzumlu ev eşyası değilmidir tv çamaşır mak. kanepe halı sizce pek lüzumlu değilmidir düşünceleriniz nedir. Benim düşüncem şudur
Bu kadar saçma bir dille yazılmış,bir kanun değerli avukatlarımızın işine geliyor haczi caiz olmayan eşyalar arasında buzdolabı yazmıyor diye haciz edip gidiyor. pek lüzumuna bakmıyor nede olsa avukatların kazancının %80 hacizden para kazanıyor böylede muğlak yazılmış bir kanun var neden değerlendirmesinki.
Benim nacizane tavsiyem şudur
yarın hacze gidip buzdolabı haczetmeden önce kendi dolabınızın fişini çekin
hacizden gelince yorgun ve acıkmış olursunuz çalışmayan dolabınızdaki yiyecekleri yemeyi deneyin yada küçücük çocuğunuz çizgi film izlerken tv yi kapatın. bakın bakalım pek lüzumlumuymuş değilmiymiş.
vazgeçilebiliyormu eşyasız ev nasıl oluyor
1- madde 82 nin 2 fıkrasına göre
ibadete mahsus kitap ve eşyası haczolunamaz.
Peki borçlunun evinde 1 adet ipek kumaş üzerinde çok değerli taşlarla işlenmiş olan değeri 100.000 tl civarı olan kıymetli bir SECCADE var
ve asırlar öncesinden kalmış zamanın ünlü bir hattadı tarafından EL YAZMASI KURAN-I KERİM var değerine paha biçilemiyor. Bu 2. fıkraya göre haczedilirmi.
Değerli üyelerimiz yukarıdaki soru hala güncel
Ciddi anlamda bu sorunun cevabını merak ediyorum. Gerçi artık beni muhatap almıyorsunuz ve hangi konuya yazarsam cevap vermediniz nedenini ise anlayabilmiş değilim
buna cevap yazarsanız çok memnun olurum
alacaklının avukatı neyini isterse alabilir.
Geçen hafta bir şirkete hacize gittim her şeyi yazdık bir odada iki sekreter kız vardı "bu ikisini de götürüyoruz" dedim "haaaayyııır biz ne haciz ne de yeddiemin olmayız" diye karşı çıktılar, öğretilmişler besbelli :)
Sorunuzu yeni fark ettim. İbadete mahsus kitap ve eşyası haczedilemez evet, borçlu dediğiniz gibi değeri 100.000.TL olan bir seccadede de namaz kıldığını, tarihi değeri yüksek bir kur'anı okuduğunu iddia ediyorsa haczedilmezlik itirazında bulunabilir. Ancak borçlunun haline münasip evi haczedilmez kuralında olduğu gibi haline münasip olmayan lüks ve kıymeti yüksek malları haczedilmezlik kurallarına dahil değildir. Bu konu mahkemede bilirkişi marifeti ile keşif yolu ile tespit ve araştırma konusu yapılıp karara bağlanmaktadır.
Ne sizi ne başka bir üyeyi muhatap almama gibi kibirli kötü karakterli insanlar değiliz. Gözden kaçıyodur, ilgi alanımıza girmiyodur veya defalarca cevapladığımız içindir bazı sorular cevapsız kalıyorsa...
Sayın av engin bey nazik cevabınız için tekrar teşekkür ederim. 3 aşağı 5 yukarı cevabı bende böyle tahmin ediyordum ve seccade ve kuran-ı kerim sadece 1 örnekti. ve bu gibi durumda bende haczedilmeli diye düşünüyorum çünkü eğer borçluysan o seccadeyi satıp borcu öde ibadetini 50 tl lik bir seccadede yap. Mantık bu
Ancak bu mantığa göre ev eşyasındada haline münasiplik aranmalı mütevazi bir buzdolabı veya tv haczedilmemeli diye düşünüyorum. Tekrar teşekkür eder saygılarımı sunarım
madur arkadaşlara müjde ev eşyasına haciz kalktı .bazı tek taraflı düşünen avukatlar avukatlar,üzülecek ama .dar düşündükleri için .az cık kafaları çalışsa.daha kolay tahsilat yapılacagını .anlamaları lazım.örnek ssk lı işe giremiyrdu borclu şimdi girecek 4/1 kesılecek buna herkes razı zaten
Meslektaşlarımın tamamının kafasının sizden daha iyi çalıştığını garanti edebilirim. Hakaret ettiğiniz kişilerden yardım talebinde bulunmanız ve cevap alamayınca da serzenişte bulunmanız durumunuzu daha da aciz bir hale getiriyor. SSK'lı 1/4'ün kesilmesine herkez razı iken o 1/4 ü bile çok görüp kaldırılmasını talep eden borçluya kimsenin tahammülü olmaz. Azcık siz de kafanızı çalıştırın ve bir alacaklı olarak düşünün. "Dosyam neden tahsil edilmiyor avukat bey" diyen de sizlersiniz.
Ayrıntılar belli değil.... buzdolabı dışında herşeye el konulabilmeli,
bir de bilgisayarların harddiskleri hariç...
vur deyince öldürüyoruz...
Avukatların tek taraflı düşünmediğini en azından size verilmiş cevaptan anlamışsınızdır. İçinde bulunduğunuz durum ne olursa olsun, iki yönlü düşünmelisiniz. Borçlu olduğunuz için mağdur olduğunuzu ilan ediyorsunuz. Ya alacaklı olsaydınız? Bu sefer de avukat benim haklarımı savunamıyor, TC kanunları alacağımı alamıyor diye serzenişte bulunacaktınız. Yasalar tek taraflı koruma sağlamamalıdır. İnsanların insanca yaşama hakkı olduğu kadar Adalet mülkün temelidir sözünü hatırlatmak isterim. Kimsenin borcunu ödemediği veya kimsenin alacağını tahsil edemediği bir toplum sizce ne olur? Siz borcunuzdan kurtulacaksınız diye toplum yapısı, ticaret çökerse acaba maaş alabilecek bir işiniz olur mu diye düşünün.
Bu yazınızdan dolayı sizi tebrik ederim.
ben bazı avukat lardan bahsedıyorum,bu herkesı kapsamıyor.ban olumsuz cevap verenler buna dahıldır.kaç kısının eşyasını alarak tahsılat yapabıldınız,kaç kişinin yuvasını dagıttınız kac kısıyı canından ettınız,bu yasayla borçlu kayıt dısılıktan çıkacak,şahsen ben ssk lı bır işe girip borcumu yavaş yavaş ödeyecegım.sonunda emeklı olup cocuklarımda madur olmayacak.benım borcumdan dolayı ailemin ne suçu var.bunu anlamayana dar düşünen diyorum.sosyal devlet bu plmalı sosyal avukatta bu olmalı saygılar
Ne ev hacizi ne iş yeri en caydırıcı tedbir hapis cezasıdır. Borçlunun eşini çocuklarını çalışanlarını mağdur etmeye lüzum yok hapse atacaksın ödenmeyene kadar da çıkarmayacaksın.
Kafası çalışmayan varsa o da kredi kartı mağduru çek senet mağdurudur. On yıl önce bir banka lazım olur bir kredi kartı verelim dedi sekiz bin lira da limit vermişlerdi bi kaç sene kullandım sonra limiti beş yüz liraya düşürdüm bi süre sonra da kapattım gitti. Bir kaç kartım var şu an toplamasan limitleri ikibin lirayı geçmez. Kredi kartı üzerinde para taşımamak içindir yoksa ne verdilerse al harca helal demeden haram demeden yedir çoluk çocuğuna sonra pis bir geçmişle hayatını sonlandır geride kalanlara borçlu baba namı bırak değildir. Babam rahmetli servet bırakmadı bize ama tek kuruş borç da bırakmadı ömrü boyunca tek bir ödeme emri gelmedi evimize. Baba dediğin böyle olur. Her gün nice borçluları arıyorum telefona çıkmıyor not bırakıyorum "söyleyin ödesin borcunu gelmeyeyim oraya rezil rüsvay ettirmeyin kendinizi konu komşuya" diyorum yazık ev halkı da şerbetlenmiş gerçi çoğunun adam "korkmayın bişi yapamazlar adalet bizden yana" diyordur. Adalet evet borçludan yana ama toplum hala ahlaklıdan yana şükür.
Bu yorum muhatabınadır onlar kendilerini biliyor ve pis pis sırıtıyorlardır şu an, diğerleri üstüne alınmasın.
Yasa yürürlüğe girdikten sonra, önceden eşyası haczedilerek yeddiemin olarak kendisine bırakılan kişinin yapması gereken bir şey var mıdır?
hapse atınca ödeniyomu kardeşım maduriyetten bahsediyosun.hep madur ediyorsun.ben sana bı ornek vereyım.30 yıldır esnafsın.bıldıgımız türkiyedeki klasik orta hallı esnaf.bırgun karşına koskoca bır alış veriş magagazası açılıyor.ve senı sattıgın urunu aldıgın fıyatın altına satıyor.sen dıyeceksın şımdı sen alırken kazanamadın dıye,arayıp buluyosun daha ucuz fiyata lıyorsun ürünü,aradan 1 hafta gecıyor,ve o marketler dahada fiyatı düşürüyor,ve mal elinde çakıyor.tabi bir giderin var kazan kazanma mecburi olan,iş kaybın ugrayınca çek senet kredi ye bulaşıyorsun bır umut kurtulurum dıye,bu boyle devam edıyor buyudukce buyuyor,30 yıl sonra neyın var neyın yok kazandıklarının hepsı gıttıgı gıbı.bır okadarda içeri gırıyorsun,itibarın bıtıyor kredın bıtıyor sonrası üç kagıttı oluyorsun.sızlerın bahsettı kışı bu,bu işi bilinçli yapanlar.ssk yan ihtiyacı yok gelecek korkusu yok cunkü götürmüş adam malı bir ömür sülalesine bakacak kadar.bu adam kaçmada kaçmıyor hayatı garanti,bunları tesbıt edın.şımdı bır avukat olarak elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin sistemin hiçmi sucu yok.gelmişşin 50 yaşına ticaret yammıssın bundan sonra ne ış yapacaksın.adres bellı olacak korkusuyla ssk prımlerını odeyemıyorsun .sizlerin bahsettıgı kısılerın ssk ya emeklılıge ıhtıyacı yok beyler.
Cezai müeyyidelerin birincil amacı önleyici olmasıdır. Ucunda caydırıcı bir ceza bulunan bir işe kolayca kalkışılmaz yoksa hapse girince borç ödenir mi ödenmez mi tartışabiliriz. Ben mesleki tecrübelerimden hapse girecek borçluların ya da yakınlarının borcu ödediğine çok şahit oldum hatta borcu ödemek yerine hapiste yatmayı tercih edenine hiç rastlamadım.
Sistemin hiç mi suçu yok? sorusuna baş sorumlu sistemdir diye yanıt veririm. Kapitalist sistem büyük balık küçük balığı yer, insan insanın kurdudur felsefesiyle işler. Bu yüzdendir koca koca sanayi devleri bile marketçiliğe fast foodçuluğa pvc pencere üretimine vs. küçük veya orta ölçekli işletmelere özgü işlere girmeye tenezül etmektedir.
Her hangi bir aracı amacı dışında kullanana ben akıllıdır demem. Kredi kartı ve çek ödeme aracıdır borçlanma aracı değildir. Bono ise bir borçlanma aracıdır. Nedense bono mağdurlarını hiç duymayız :) Kredi kartı ve çek özellikle üstünüzde para taşımamaya yarar ayrıca bazı mal ve hizmetlert için taksitle ödeme fırsatları sunar.
Bankalar toplumun ve düzenin düşmanı kurumlardır. Hiç bir dost verdiğinden fazlasını sizden istemez ve durumunuza aldırış etmeksizin ödeme güçlüğüne düştüğünüzde evinizin yatak odanızın içine kadar girip ev halkının göz yaşlarına aldırmadan neyiniz var neyiniz yok çevreye göstere göstere alıp götürmez. Çoluk çocuğuna düşmanının ekmeğini yediren insana aklı başında insan nasıl diyebiliriz değil mi?
Şikayetini yaptığınız hususlara katılabilirim ama "bir umut kurtulurum" yerine ticaret kanunumuzda da yer bulan "basiretli tüccar" gibi hareket etmek daha yerinde olur. Bekara karı boşamak kolay gir ticarete öyle konuş diyebilirsiniz ben de elin şeyiyle gerdeğe girilmez" derim.
Aşağıdaki linki tıklayın orda da bir kart mağduru var asgari ücretli ve banka vermiş diye limitleri sonuna kadar kullanmış ve ne duruma düşmüş. Banka suçlu mu evet suçlu hırsızın hiç mi suçu yok?
https://www.hukuki.net/showthread.php...-eve-yapılırmı
Tabi avukatların tek derdi sizsiniz. Hepsi sizin peşinizde dolaşıyorlar sanki. Kardeşim kredi kartını kullanmayı bilmeyen sensin. Sonra ailenin suçu mu ne? Ne aldın kartla? Hepsini sen mi yedin? TV aldın, cep telefonu aldın, eve öteberi aldın. Şimdi de ailemin suçu ne diyorsun. Yerken iyiydi. Bana bankanın faizi fazla de anlarım ama sanki banka gelip seni dolandırmış gibi mağdur rolü oynama. Tatlı tatlı yemenin acı acı çıkarması vardır. Avukatlara akıl öğreteceğine 10cm lik kartı nasıl kullanacağını öğreneceksin önce. Bilmediğinden mağdurum diye ortada dolaşıyorsun ama borç kavramı sadece banka borçlarından ibaret değil. Biri paranı alsın da ödemesin, hepsini şimdi istiyorum, neden devlet alacağımı alamıyor diye bas bas bağrınıp durursun. Bu kez de rumuzun "borçlumağduru" veya "mağduralacaklı" falan olur herhalde.
Konuyu mecrasından saptıranlara cevap vermekle meşgul olduktan sonra konuyla ilgili birkaç şey de ben söylemek istiyorum. Gerçekten ev eşyası haczi sona erecekse bence işyeri haczi ve maaş haczi de kalksın. Hele hele işyerine haciz asla olmasın o zaman. Neden mi? Borçlu borcunu çalışarak ödeyebileceğine göre örneğin bir bakkalın malı haczedilemesin değil mi? Ev eşyasını satarak borcun ödenemeyeceğini söyleyenler asıl bunu düşünsünler. Adam küçük esnaf, makinesini haczedersen nasıl para kazanıp öder? Ödeyemez, direkt iflas. Şimdi bunları türetip durursak şu sonuç çıkar; evi haczetme, işyerini haczetme, maaşı haczetme... Yani hukukun durduğu yere geldik demektir. Sonra ne mi olur? O beğenmediğiniz avukatlar yerine eli silahlı mafyamatiklerle muhatap olur. Şimdiki gibi avukata hak hukuk diyererek ettiğiniz itirazlar onlara sökmez. Çarpar ağzınızın üstüne oturturlar yere. Ödeme de göreyim... Oldu mu size mafyamatik toplum? Silahı kapan kapıya dayansın, bitsin hukuk. Yoksa gerçekten bunu mu istiyorsunuz?
Hukuk devrimi mi yapacağız, hukuku mu devireceğiz? Maksat Ne?
Merhaba,
Yeni tasarının gündeme gelmesiyle bence 1.000 TL lik borcu 35.000 TL ye çıkarabilmeyi beceren alacaklılar mağdur olacak.
Faiz oyunlarıyla hakettiğinden çok daha fazlasını alma peşinde olan bankalar bu yasadan sonra alması gerekeni alacak diye düşünüyorum.
Ev eşyası haczinin tehdit unsuru olmak dışında bir işlevi yok.
Benim de bankalara 100.000 TL den fazla borcum vardı. Son 5-6 ayda 30.000 TL sini ödedim. Kalan borcumu da ödeyeceğim.
Ama bu yasadan sonra artık kan emici bir yaklaşımla faize faiz uygulayanların istediği meblağı değil gerçekten ödemem gerekeni ödeyeceğim.
Ya anapara + masraflara razı olacaklar. Ya da maaşımın 1/4'ü için sırada bekleyecekler.
Elbette borçlular borcunu ödesin alacaklılar alacağını alsın. Ama böyle pembe bir tabloyu realiteye dökmek imkansız.
Ticaret içinde riski barındırır. Bundan sonra para kazanmak için daha az risk alacak insanlar.
Hükümete bu yeni düzenleme için teşekkür ediyorum.
Fahiş faiz taleplerine diyecek bir şey yok. Tabii ki senelerce, özellikle bankalar vatandaşın canına okudular. Ama https://www.hukuki.net/showthread.php...Senet-ile-İcra linkindeki gibi alacaklı ne yapsın? Her şey yasak. Avukatlar eve haciz yapamayacak, emekli maaşına haciz koyamayacak, mal beyanında bulunmama cezası çıkartamayacak, çeklere ceza verilmeyecek. Peki alacaklı alacağını nasıl alacak? Mafyalara mı gitsinler? Bugünün alacaklısı yarının borçlusu olacak daha kimse farkında değil. Ben tüm mülklerimi satacağım, eşimin üzerine yapacağım. Hatta parayı külçe altına çevirip evde saklayacağım. Nasılsa ev haciz edilemeyeceğinden en güvenli yer. Kusura bakmayın ama yazacağım artık alacaklılar benden nah para alır. Ha buna borçlu olduğum siz bakkal, mühendis, kasap, mimar, doktor vs. vs. hertürlü kişi dahil. Ödemediğim paralar yüzünden alacaklılar sizi haczetsin bana ne :) Sevgiler AKP.
Bir şeyin iyice cılkı çıkmadan doğrusu iyisi gelmez. Kendini akıllı sanan zavallı borçlular bilsin ki kendi kıçlarını kurtarmış olabilirler ancak bunların acısı gelecek nesillerden yani çocuklarından torunlarından çıkacak. Bundan sonra çekle senetle zor ticaret yapılır kıçında donu olmayan adam milyarlara imza atıp zor mal alıp satar evini geçindirir. Eğitimin cılkı çıkalı zaten on yıllar oluyor en iyi üniversiteyi bitiren insan boş geziyor. İşsizlik fakirlik tavan yapar artık parası olan paradan para kazanır diğerleri avuçlarını yalar durur. Bankalar herkese kredi vermez verdiklerinden de faizle alır. Oysa çek senet vade kazandırıp genellikle faizsiz alış veriş olanağı sağlıyordu.
Bu yakışıksız üslubunuzun nedeni bundan sonra daha az para kazanacak olmanızın verdiği üzüntü mü ?
"Zavallı borçlular" derken sanırım 2008'de yaşanan ve birçok insanın işsiz kalmasına, iflas etmesine neden olan global ekonomik kriz nedeniyle ödeme güçlüğüne düşen insanları kast etmiyorsunuzdur.
Elbette bankacılık sektörünün kontrolsüz ve gözü dönmüş bir şekilde ince eleyip sık dokumadan 500 TL maaş alan adama 15.000 TL limitli kredi kartı vermesinin de bugünkü yaşanan tabloya katkısı yadsınamaz. Ben limiti vereyim de bu insanlar nasıl olsa bunu hoyratça kullanır ve bana borçlanır. Ben de canına okur 20 katını alırım düşüncesi ile hareket ettiklerini hepimiz biliyoruz.
Aynı bankalar tahsil edemedikleri alacaklarını zarar yazıp vergiden düşüyor zaten. Dolayısıyla zararını telafi ediyor.
Bu yasa sanırım en çok sizin gibi gözü dönmüş ve insanlık onurunu zerre kadar önemsemeyen avukatları üzdü. Zaten başta da belirttiğim gibi üslubunuz sizi ele vermiş.
Bundan sonra bankalar da esnafta parasını alabileceği insanlara kredi açar. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi kredibilitesi yüksek insanlar kapitalist düzenin enstrümanlarını daha rahat kullanır.
Ben ise kalan borcumu da ödeyip ondan sonra bankanın önünden dahi geçmemeyi planlıyorum.
sanırım avukatlar yukardakı uslubu sureklı kullanıyor kendılerını cok farklı sanıyorlar bızden evet borc olmus olabılır her ınsanın hayatında hic beklemedıgı bır anda öyle seyler yasayabılırlerkı darbogaza girebiliyor ınsan ama sayın avukatlar bunu anlamaz uslupda oluyorlar ...
elbettekı kımse borclu yasamak yada borcu yasayıp kacmak ıstemez ama makul sartlarda ödenme sıstemı olması acısından veya avukatların üslubu acısından böyle bır duzenleme ıyı kanımca
Sözüm muhatabınadır arkadaşlar onlar kendilerini bilir bu uslup da onlara analarının ninnisi gibi gelir "anlat anlat çok uykum geldi" der geçerler. Sözden birazcık rahatsız olanlar elbette sözün dışındaki meclistendirler.
Ben bankaların avukatı da yalakası da değilim sözüm banka borçlularından ziyade basiretsiz veya sırf dolandırma amaçlı hareket edenleredir. Bankalar dediğiniz gibi zararını vergiden düşer zaten zarar edebileceği oranı düşünüp faizleri vs bedelleri ödeyenlere yıkmıştır bankaların zararı genellikle kardan zarardır.
Sözün muhatabı " kendini akıllı sanan zavallı borçlulardır. Baştan ödeyemeyeceğini bilip de yüksek kredi limitlerine itiraz edip durduracağı hatta benim gibi düşüreceği yerde hem kendine hem de çoluğuna çocuğuna yedirenler sadece zavallılardır.
Zavallı borçlular kısmı bence, hükümetin her borçluyu zavallı olarak addetmesi ve bu mevzuatı bu şekilde düzenlemesinin eseridir. Gerçekten de her borçlu zavallı mıdır? Yoksa bazıları zavallı olmayıp, sadece amiyane tabiriyle çakal mıdır? Yani oh yasa lehimize borç morç ödemeyeceğim diyen türden midir? Bana göre borca sadık olan dürüst, borcuna sadık olmayan ise işte o zaman zavallıdır. Konunun avukatlarla da hiçbir alakası yoktur. Biz kimseyle birlikte yiyip içmiyoruz...
Diğer iletileri de okuyunca ek yapma ihtiyacı duydum. Şimdi borçlu vatandaş/firma bankaya gidiyor hadi yallah fazla konuşma... veya alacaklısı şahsa gidiyor, cevap: hadi yürrüü fazla konuşma, ağzını burnununu dağıttırma muamalesi görüyor. Ne kadar çirkin değil mi? Ama karşınızda avukat görünce aslan kesiliyorsunuz. Ne de olsa hukuk adamı. Hukuka aykırı davranamaz değil mi? Haksızsam haksızsın deyin de yakında karşınızda avukat bulmak için can atacağınız günler gelmez umarım. Alacağını hukuki değil de illegal yollardan almaya çalışanlar bakalım avukatlar kadar nazik olacak mı? Hımm darp mı ettiler sizi? Bak o zaman bir avukat bulmanız lazım :)
Sonuç olarak , bugün ;
ev eşyası haczi durdurulmuş -kaldırılmış durumda mı veya hala aynı şekilde ev eşyası haczi yapılabiliyor mu?
Hani "bu bir eserdir, eserlere saygı göstermek lazım" denir ya; İşte benim bu "eser" e saygı gösteresim yok.
Adam üç kuruş daha fazla faiz alacağım diye parasını bankere, off shore'a yatırıyor; hatta ve hatta faize değil, DÖVİZE yatırıyor; sonra zarar edince de "yandım" dediğinde devlet "yananı görüp" benim ödediğim vergilerden zararını karşılıyor.
Bunları göre göre ben de böyle olacağım. Hiç kusura bakma Engin Bey; bankayı dolandırıp borç istenince de avazım çıktığı kadar bağırınca devlet vergisini ödeyen dürüst vatandaşlardan alıp bana verecekse neden namuslu olayım ki diye düşünmeye başladım şimdi. Evet, başımı, kaşarlı tost yapar gibi iki elimin arasına aldım ve düşünüyorum. Darısı başınıza.
Sn. Liti "zavallı" kelimesinin birden fazla anlamı vardır :)
Geçen sene borcunu taksitlere bağladığım bir borçlu ofise taksidini ödemeye geldi ve bana "Allah razı olsun sizden avukatlar olmasa millet birbirinin boğazını sıkar, siz aracı oluyorsunuz da vatandaşın canını hatta ırzını koruyorsunuz bu vesile ile" dedi.
Yasal düzenleme tasarı halinde komisyonlarda bildiğim kadarıyla henüz yasalaşmadı. Yasalaşsa dahi bu eve hiç haciz maksadıyla gidilemeyecek hiç bir eşya haczedilemeyecek şeklinde bir neticeye yol açacağını sanmıyorum. Tasarıya göre ev halkı için ihtiyaç niteliğindeki ev eşyası haczedilemecek diğer eşyaların veya aynı eşyadan birden fazla olanların haczi mümkün olacaktır kanaatimce...
Zaten benzer bir düzenleme var ki. Borçlunun yaşaması için elzem şeyler zaten haczedilmiyor. Şimdi yeni düzenlemeden sonra, koltuk insanca oturmak için lazım (onun yerine tabure bırakılsın), fırın yemek için lazım (onun için piknik tüp bırakılsın), TV insanca bilgi edinme hakkı için lazım, bulaşık makinesi su tasarrufu ve kadının ellerine gelebilecek bir sağlık problemi nedeniyle SSK nın yükünü hafifletmek için kalsın vs. vs bahaneler bulunup ev haczi tamamen kalktı denilecek. Alacaklılar da sopayı alıp borçluları zorla tahsilat yapacak. Hukuka bak be, fahiş faize itirazcıyım ama vatandaşın alacağını tahsil edebilecek hiçbir güç bırakılmamasına karşıyım.
Şunu da belirtmek istiyorum.
Avukat arkadaşlarımızın belirttiği üzere bu konu tartışılırken gerçekten ödeme güçlüğüne düşen insanlar ile niyeti bozuk olan insanları ayırt etmek gerekir.
Elbette masum esnafı hatta bankaları art niyetli insanlardan koruyacak caydırıcı cezalar gerekli.
Ben daha ziyade kendi durumumda olduğu üzere iflas eden ve toparlanmak için zamana ihtiyacı olan, eline geçen her kuruşu borçlarına yatıran iyi niyetli mağdurlar açısından olaya bakışımı yansıtıyorum.
Yani avukat arkadaşlarımızın da haklı olduğu şeyler var. Burada sap ile samanı iyi ayırt etmek ve istemeden o duruma düşen insanlara insanlık dışı muameleyi reva görmemek gerektiğini belirtmek istiyorum.
Saygılar,
İşte tüm mesele bu. Ama kanun kimin iyiniyetli borçlu kimin kötüniyetli borçlu olduğunun ayırımını yapamaz, yapsa da bu ayırımı kim yapacak? Bir insan/şirket ne zaman kötüniyetli borçludur, ne zaman iyiniyetli borçludur şeklinde bir kural mı konulacak, iyiniyetli borçlular için özel bir defter mi tutulacak? Benim şahsi kanaatim şu an yürürlükte bulunan İcra iflas kanunundaki gibi ev haczinin devamıdır. Zaten hangi eşyaların haczedilmez olduğu kanunda vardır. Mağduriyetin özellikle alacaklının fahiş faiz talepleri (bu konuda tek sabıkalı alacaklı bankalardır, yoksa diğer alacaklı profilinde akdi faiz uygulaması çok azdır) önlenmelidir. Borçluya borcunu eşit sayıda ödeme şansı 4 taksitten 8 takside çıkarılmalıdır. (Nedense bu hiç düşünülmüyor). Amaç borçluların mağduriyetini engellemek ise borcun ödenmemesi için değil, borcun ödenmesini teşvik için kanun çıkarılmalıdır. Üstelik borcun ödenmemesi durumunda İCRA DAİRELERİNİN ve dolayısıyla devletin İCRA TAHSİL HARCI kaybı çok büyük olacaktır. Adalet sistemi; Alacaklı ve Borçlu haklarını eşit oranda korumalı, dengeyiş bozmamalıdır. Denge alacaklının çaresizliği şeklinde bozulursa mahalledeki tüm serseriler iş sahibi olacak, illegal tahsil yöntemleri türeyecektir... Ben bir avukat olarak, bir hukukçu olarak buna karşıyım. Kaos değil, adaletin tecellisidir isteğim.
Dostlar sizlerin tartışmasında taraf olmak istemiyorum ama nacizane fikrim ev eşyası haczinin kalkmasının çok iyi olduğu yönünde...Zaten 1000 tl borcu ödeyemeyen birinin evine hacze gidip her seferinde borcun üstüne haciz masrafı diye 300-500 tl arasında masraf bindirmek,sonrada bunu alacaklının menfaatleri için yapıyoruz demek bence hiç inandırıcı değil..bU yasa ile artık alacaklı da alış veriş yapacağı insanı iyi seçecek.Bu adam borcunu ödeyebilirmi diye düşünmeden,nasıl olsa icra ile haciz ile alırız deyip kendilerini hiç bir sorumluluk altına sokmadan rahat rahat bu düzeni döndüremeyecekler..Ayrıca bence bazı alacak meblağlarının altına mesela 5000 tl maaş haczi bile kalkmalı ki satıcı da biraz risk alsın...
Hukuk her vatandaşın haklarını koruyan bir kurumdur. Alacaklıyı üstün kılamayacağı gibi borçluyu da kayırmamalıdır. Bir işin temeli ile sonuç kısmını karıştırmamak lazımdır. Belirttiğiniz gibi alacaklılar "güvenmedikleri kişiyle alışveriş yapmasınlar" mantığı bence doğru değildir. Çünkü toplumda alacaklılar veya borçlular diye bir zümre yoktur. Bugün alacaklı olabileceğiniz gibi borçlu da olabilirsiniz. Örneğin işçisiniz maaş konusunda siz alacaklı, işveren borçludur. Maaş alacağınız ödenmezse siz de kredi kartınız nedeniyle bankaya, aidat nedeniyle oturduğunuz binaya borçlu olursunuz. Görüldüğü üzere alacak-borç ilişkisi sadece SATIŞtan kaynaklanmaz. Biraz satıcı da risk alsın demek bence talihsiz bir açıklama olmuş. Örneğin size TV satan satıcının suçu ne? Neden risk alsın? Risk gerçekleşirse, zararı kimden ve nasıl tazmin edecek?
Benim görüşüm ev haczinin belirli kurallar dahilinde (ki aslında bu tartışmanın temelinde "hangi eşyalar insanın insanca yaşaması için elzemdir" sorusunda kilitleniyor) nelerin haczedilebileceği nelerin haczedilmemesi gerektiği konusunda düzenlenmesi gerektiğidir.
Arkadaşlar hepiniz avukatsınız çıkarılmış tasarıda ki metni yorumlayamadınız mı? Hailen nelerin haczedilip haczedilmeyeceğini tartışıyorsunuz.
Bu tasarı bu şekilde kanunlaştığında ;
Para kıymetli evrak bono altın vs.
Aynı eşyadan 1 den fazla varsa bunların biri hariç;
geri kalan ev halkı için lazım olan tüm eşyalar.
Bu kadar basit. Neleleri haciz edebileceğiniz ayrıntılı olarak yazılmış diğerlerini ise gerekli eşya olarak görmüş.
Zaten bir evde başka ne olabilir ki insanların kullandıkları eşyalar dışında, adam eve otomobil sokacak hali yok değilmi.
Kısacası bu yukarıdakilerin dışında hiç birşeyi ev haczinde alamazsınız, eğer alırsanız suçlu duruma düşersiniz.
Ayrıca Avukatlar tuhaftır neden sadece alacaklıların avukatıymış gibi onları savunurcasına bu kadar hiddetli yazıyorlar.
Borçluların avukatıda olun. Neden çünkü tek gelir alacaklılardan geliyor. He bunuda dolaylı olarak biz alacaklıları düşünüyoruz gibi yazmanıza gerek yok açıkca kazancınız ile alakalı olduğunu zaten biliyorsunuz, ikrar etmenizde de bir sakınca yok.
Hapisi makul gören avukatlar, inanın kazançları için idamı bile makul görürlerdi.
Kötü niyetli alacaklı dediğiniz insanlar %1'i geçmez neye göre hırsız olarak hangi hakla bu şekilde borçluları suçlarsınız.
Hırsızın açıkca anlamını biliyorsunuzdur ve cezasının ayrı olduğunuda biliyorsunuz.
Ama insan kendi çıkarını düşününce yaptığı yorumların mantıksızlığınıda göremiyor.