-
TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Yıl 2009 ve A.B.D Mars'a uzay aracı yollarken ülkemizde görev yapan subay astsubay ve uzman çavuşların firar etmeye mahkum bırakılması vicdanları yaralamaktadır.Firar etmeye mahkum bırakılan subay ve astsubaylar binlerce insan arasından cok zorlu sınavları kazanarak tsk bünyesine katılmış nadide ve seçkin insanlardır.
FİRAR SÜRECİ VE SONUÇLARININ BİR KISMI:
1-)Yaklaşık 1,5-2 yıl süren bir firarda kalma süreci.(firar eden personel ailesiyle birlikte çok ciddi maddi ve manevi travmalar yaşmaktadırlar;bu süreç emin olunuzki cezaevi koşullarından daha yıpratıcı ve zordur))
2-)Terörle mücadele eden bu adsız kahramanlar ayrılık sonrasında cok ciddi MADDİ TAZMİNATLAR ödemektedirler.
3-)Yeniden kamu hizmetine girmekte ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar.
4-)Toplumdan kimbilir neden atıldı şeklinde tecritlere marzu kalmaktadırlar.
5-)6 ay gibi bir süre cezaevinde hapis yatmaktadırlar.
Pişmanlıktan yararlanan teröristler kamuda devlet eliyle işe yerleştirilirken onları dağlarda kovalayan subay,astsubaylar ve uzman çavuşlar ayrılık sonrasında adeta toplumdan dışlanmakta ve iş bulmakta zorluk cekmektedirler.
2008 yılında hala bu uygulamalar devam etmektedir.Bu yüzden bu insanlara istifa hakkı en kısa zamanda tanınmalıdır.Anayasamıza göre kimse zorla çalıştırılamaz.Bu anayasal bir haktır.
İstifa hakkı tanınmalıdır diyen bu konuya duyarlı herkesin görüş düşünce ve katkılarını bekliyoruz.
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler.
Sayin libertysea:
Keske dileginiz gerceklesse ve yuzlerce dinamik beyin toplum hizmetine baska bir yolla kazandirilabilse.. Ama umudum yok. Cunku bunun onundeki en temel engel genel kurmay baskanligidir. Zaten bu anti demokratik anayasa ya bile aykiri olan kanunlarin cikmasida milletimizin asker sevgisini pasa sevgisi sana zihniyette gizlidir.. Meclise en olmadik baskilar ile istedikleri yasalari cikartan istemediklerini ise engelleyen bu zihniyet en buyuk zarari bizzat silahli kuvvetler bunyesinde gorev yapan gercek Turk milletinin evlatlarina vermektedir. Hani su siyaset sahnesinde sikca izledigimiz " vatandas bilmez, biz biliriz" zihniyeti kaynagini silahli kuvvetlerin yonetiminden almistir.
Dileginizin gerceklesmesi icin cani gonulden destek vermekle birlikte bu dileginizin gerceklesememesinin nedenlerini bir cogumuzun bildigi konulari bir kez daha dile getirmek istiyorum.
Bildiginiz uzere yer yuzunde yonetim kadrosunda gorev yapan ama yoneticilik vasiflari sorgulanmayan insanlarin gorev yaptigi yegane kurum ordudur. Sarikamista sogukta olume terk edilen sehitlerden tutunda kendi gemimizi batirmamiza kadar, aktutunden tutunda, sahinkaya pasanin zamaninda hava kuvvetlerine ait tum birliklerde seramiklerin degisimine kadar icraatlari sorgulanmayan yegane idareciler ordudadir. Boylesine sorumsuz, hesap vermekten uzak icraat sergileyen ve bu tavirlara alismis dahasi yasam bicimi kabul etmis insanlara, verdikleri yanlis emirlerden hosnut olmayan personelin sonsuz itaati icin zorla calistirma kanunlari yururluktedir.EGER ZORLA CALISTIRMA KANUNLARI IPTAL EDILECEK OLUR ISE BU KEZ YONETIMIN, YONETICILIK BECERILERIN SORGULANMASI GUNDEME GELECEKTIR. Bu da generallerimizin, kurmay takiminin hic hosuna gitmez. Zira onlar her seyin en dogrusunu en iyisini bilirler !!!
Gercekte olmasi gereken ise bunun aksinedir. Her insan gibi onlarinda bilemedikleri hatali olabilecekleri yerler vardir. Hatali olan gider hatasiz yukselir. Iste salt bu yuzdendir ki harp okuluna hasbel kader giren biri hic bir yararlilik gostermese bile, albay olur, assubay okuluna giren biri ise Kd.Bcvs....
Ordunun en temel sorunu olan mecburi hizmet olgusu, ortalamanin uzerinde zeka ve dusunme yetenegine sahip, konumuna gore emsallerine gore ustun fikir yada is uretebilen bu insanlarin torpulenmesi icin uretilmis cok fonksiyonlu bir zimpara gibidir. Turk toplumun ortalama zeka seviyesinin uzerinde olan ve bunu gectikleri bir cok zorlu sinavlardaki basarilari ile de kanitlayan genc subay/Assubaylar bu yontem ile toplumsal fayda yaratmaktan uzaklastirilirlar. Onlara ogretilen siradan olmaktir.Siradan olmak istemeyen,bunyesinde yenilikci fikirler barindiran ve uretken olan bu genc beyinlerin ELEMINE EDILMELERININ en kolay yolu mecburi hizmet uygulamasidir.
Bu yontem hem Turk milletine fayda yaratabilecek genc beyinleri elemine ederken, bir diger yandan da yonetim kadrosunun rahat, gevsek, basibozuk ve hesap vermekten uzak calismasina olanak tanir.
Gunumuz ekonomik kosullarinda bir cok yetenekli genc insan salt ekonomik sikintilardan dolayi orduya girmeye mecbur birakilmaktadir.Orduevleri kamplar gibi sosyal olanaklarin varligi adeta bir magaza vitrini edasi ile sergilenir genc, zeki insanlarin bu kiskac icine alinmasi saglanir.Birkez kapidan iceri adiminizi attiginizda ise once yasalar sonra toplumsal hatali kosullanmalarin birey uzerindeki baskilari neticesinde ayrilmaniz adeta imkansizdir.
Butun karsilasilabilecek zorluklari bile goguslemeye karar vermis, ulkesine, insanina baska bir is kolunda belki daha fazla faydali olabilecek bu subay/assubaylar bu kez toplumsal baskilara maruz kalirlar.
Sorunlarin kaynaginda birde nemelazimcilik yatar. Askeri hastanelerde gorev yapan onlarca psikiyatr/psikolog vardir.Ama hic biri kalkip da bir rapor duzenlemez bu uygulamalarin insan uzerindeki negatif etkilerini dile getirmez.Soruna derman olabilecek bir diger departman ise ordu icindeki adli musavirliklerdir.Yine bu adli musavirlikler mevcut yasalarin temel hak ve hurriyetlereden uzak oldugunu nedense bir turlu goremezler..
Silahli kuvvetlerde personele saglanan imkanlar toplumun dusundugunun cok altindadir.Calisma barisi yoktur.Personel birbirine kirdirilir. Siniflasma yaratilmis subay,assubay,uzman erbas gibi her biri bir digerine dusman kesimler olusturulmustur. Oysa bu insanlar yarin olasi bir savas durumunda omuz omuz carpisacak insanlardir. Bu ayrimciliktan medet umarak yonetimin yoneticilik kabiliyetlerinin sorgulanMAyacagini varsayan ust yonetim,olusturduklari kaosun neticelerini (Allah bu ulkeyi savasa sokmasin) olasi bir savas halinde cok aci bicimde ogreneceklerdir. AMA BU ACI ONLAR ICIN YINE BIR SEY IFADE ETMEZ.CUNKU CAN VEREN INSANLAR TURKLERDIR, KAYBEDEN TURK MILLETI OLACAKTIR.
Dileginizin gerceklesmesini yurekten dilerken herkese saglik ve esenlik diliyorum.
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler.
Sayın Ozdeasker.Öncelikle verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim.Sizin gibi insanlar bu ülkenin aydınlık yüzünü temsil etmektedir.Gerçekten benim ifade edemediğim o kadar çok konuya o kadar güzel bir uslupla değinmişsinizki eski bir asker ve herşeyden önce bir insan olarak sizi tebrik ederim.Bizler bu ülkeye hizmet etmiş ve hizmet etmekten gurur duyan insanlarız.Bu konuda foruma başka katkılarınızı mutlaka bekliyorum.En içten saygı ve sevgilerimle...
-
Bir yandanda dağdaki pkklıya af düşünülüyormuş.Aşağıdaki yazıyı cok dikkatli okuyun lütfen!!
Irak’ın kuzeyine peşpeşe yapılan hava harekatlarının ardından askeri başarıyı ortadan kaldırmaya yönelik girişimler başlatıldı. PKK’lı teröristleri güya dağdan indirmek amaçlı gibi sunulan bu girişimler aslında PKK’nın istediklerini silahla değil de silahsız olarak alması anlamına geliyor.
16 Aralık gecesi başarıyla icra edilen ilk harekatın ardından, bu işin Amerika sayesinde yapıldığı yönünde basın ve televizyonlarda yürütülen bilgi kirliliği halen devam ediyor. Amerika’nın sağladığı istihbarat sayesinde bombardımanın yapılabildiğini; eğer Amerikan istihbaratı olmasaydı bu işin gerçekleştirilemeyeceğini söyleyenler esas söylemek istediklerini hemen dile getiriverdiler: PKK’ya karşı hava harekatı sürerken bir yandan da bir siyasi açılım paketi devreye girmeli.
Hükümetin de paylaştığı bu fikre göre PKK’lı teröristlere değişik yollarla af sağlanması gündemde. Her zaman olduğu gibi Türkçe lisanıyla yayın yapan gazete ve televizyonlarda yazı yazan ve boy gösterenler, böyle bir girişim sayesinde PKK örgütünün dağılacağını ifade ediyorlar.
Oysa bu tür girişimlerin pek çoğu geçmişte başarısız oldu. Bu hükümet zamanında 2003 yılında çıkarılan ‘eve dönüş yasası’ malum. Yine aynı teranelerle örgütün dağdan indirileceği söylenmiş; Amerikalı diplomatlar Meclis’te adam adama markajı andıran girişimler yaparak milletvekilleri ile görüşmüş ve sonuçta yasa çıkarılmıştı. Ama serbest bırakılan yaklaşık iki bin civarındaki teröristin neredeyse tamamı dağa dönmüştü. Yani eve dönüş yasası aslında dağa dönüş yasası haline dönmüştü.
Çok muhtemeldir ki, bu defa da öyle olacak. Zaten böyle bir girişim Amerika tarafından da desteklendiğine göre, içinde bir bit yeniği olması kuvvetle muhtemel. Şu ana kadar basında konuşulanların gerçeklerden uzak öneriler olduğunu ve tamamen aldatmaca amaçlı ortaya atıldığını burada not edelim evvela.
Örneğin tanık koruma kapsamı genişletilecek ve silahı bırakmak isteyen teröristlere para ve imkan verilerek işyeri açmaları sağlanacakmış. Bazılarının yurt dışına gitmelerine izin verilecekmiş. Oh ne güzel!!! Adam yıllarca dağda terörist olsun, askere ve polise kurşun sıksın; hatta belki de asker ve/veya polis katili olsun; sonra da dağdan indi diye adama dükkan açalım.
Bu mücadelede şehit olan veya kolunu bacağını kaybeden gazilerin suçu neydi? Hükümet onlara dükkan açmayı neden hiç aklından geçirmez? Dahası, bugüne kadar eline silah alan teröristlerin işsizlik sebebiyle dağa çıktıklarına dair bir söz duymadık. Eğer teröristler bölgede fabrika olmadığından yakınsa, iş isteseler ve dükkan açma arzusunda olsalar, okul hastahane isteseler bu tür yöntemler yıllar öncesinden denenebilirdi?
O bölgeye giden alt yapı hizmetlerini önleyen bu terör örgütü değil mi? Bölgeye yatırım yapmak isteyen özel kuruluşların personelini tehdit eden ve hatta öldüren terör örgütü değil mi? Öğretmenleri katledenler PKK’lılar değil miydi? Bu örnekleri artırmak mümkün; ama gereksiz. Özetle söylemnek gerekirse, PKK’lıların derdi ekonomik ihtiyaçlar değil. Onlar devlet kurmak istiyorlar ve o bölgenin kalkınmasına bilerek ve isteyerek mani oluyorlar. Çünkü o geri kalmışlığı istismar ediyorlar.
Bütün bunlar ortadayken ve PKK’lılara yönelik daha evvelki af girişimleri örgütün işine yaramışken bir kez daha benzeri ve hatta daha kapsamlı af girişimini başlatmak ne anlama gelir? Ayrıca Başbakan Erdoğan bu defa durumun farklı olduğunu ifade ettiğine göre, acaba siyasi bir çözümden mi bahsediyor? Acaba Amerika ile Türkiye’de bir Kürdistan eyaleti oluşturma konusunda mutabakat mı var? Bu defa farklı olan bu mu? Değilse bu defa farklı olan ne?
not: okuduğunuz yazı 27,12,2007 tarihli milli gazete'den alıntıdır
-
sabah gazetesinin haberi
SABAH
Eve döndü serbest kaldı
Başbakan Erdoğan'ın dağda kanlı teröre bulaşmamış gençlere 'baba ocağına dönün' çağrısı ile "eve dönüş yasası" tartışmalarının alevlendiği bir dönemde F.D. isimli bir PKK'lı, Kuzey Irak kamplarında 12 yıl faaliyet yürüttükten sonra film gibi bir kaçış sonrasında teslim olduğu Türkiye'de "Hiçbir eylemi bulunmadığı ve örgütten gönüllü ayrıldığı" gerekçesiyle serbest bırakıldı.
AİLESİ DEVREYE GİRDİ
F.D.'nin, örgütten filmleri aratmayan kaçışı şöyle gerçekleşti: Kuzey Irak'taki Kalereş kampında attan düşerek yaralanan F.D. buradan Mahmur kampına götürülerek, burada tedavi gördü. Kampta kaldığı süre içerisinde örgütten kaçmayı planlayan ancak öldürüleceğini düşündüğü için buna cesaret edemeyen F.D. fırsatını bulur bulmaz durumu telefonla görüştüğü Şırnak'taki ailesine anlattı. Ailesine, "Kaçmak istiyorum. Bana yardım edin'' diyen terörist, yakınlarından gelecek cevabı beklemeye başladı. F.D'nin ailesi, durumu yakınları olan geçici köy korucuları F.D ve M.N.G.'ye iletti. Köy korucuları, teröristin yakınlarıyla birlikte, eski Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı kurmay albay Habip Doğar ile görüştü. Albay Doğar'ın yardımları sonucunda pasaport işlemleri yapılan ve Kuzey Irak'a geçen köy korucuları, burada kamptan bir bahane uydurarak çıkan F.D. ile buluştu. F.D. korucularla birlikte yardım istediği IKDP yetkililerinin 'peşmergeye katıl' tekliflerini kabul etmeyince Türkiye'ye gönderildi. Güvenlik güçlerine teslim olan terörist F.D. verdiği ilk bilgide terör örgütüne ait 14 kilogram patlayıcının ele geçirilmesinin ardından örgüt içerisindeki bağlantılarını kullanarak 2 PKK'lının teslim olmasını sağladı. Hakkında Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle geçen yıl dava açılan F.D. 1995'te Batman'ın Sason ilçesinden Gabar Dağı'na çıkarak örgütün dağ kadrosuna katıldığını belirten F.D. IKDP güçleriyle silahlı çatışmaya girdiğini ve bu çatışmada parmağından yaralandığını anlattı. F.D. "Gördüğüm tedavinin ardından bana kaçakçılardan para toplama görevi verildi. Daha sonra Kandil Dağı'ndaki kampa giderek, Osman Öcalan'ın yakın korumalığını yaptım. Türkiye'de hiçbir eyleme katılmadım'' dedi. F.D. için Albay Habip Doğar ve köy korucuları F.D. ile M.N.G. duruşmada tanıklık etti. Mahkeme, sanık ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı'ndan yazı istedi.
ÖCALAN'A KORUMA
Gelen yazıda, "sanığın ifadelerinde geçen kaçakçılık yapan kişilerden para toplanması ve IKDP güçleri ile girdiği çatışmaya ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı'' belirtildi. Mahkeme, geçen ekim ayındaki duruşmada, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan sanığın, herhangi bir eylemde bulunduğunun tespit edilemediği ve örgüte katıldığı için pişmanlık duyduğu, gerekçesiyle TCK'nın "etkin pişmanlık'' maddesini içeren 221. maddesi uyarınca serbest bırakılmasına karar verdi.
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler.
Ben de askerliğini kısa dönem olarak yapmış bir üniversite mezunuyum. Sizin durumunuzu bu forumda okudukça ben de üzülüyorum. Dünyanın başka hangi ülkesinde vardır acaba böyle bir zorunluluk? 18 yaşından küçük iken vermiş olduğunuz kararların insanın hayatı boyunca böyle gitmesi nasıl bir mantıkdır anlayabilmiş değilim.
Öte yandan, dağdaki terörist şu anda da affediliyor. Eğer terörist hiç suça bulaşmamış ise bu aftan faydalabiliyor. bunun anlamı şu, amacı Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı teröristlik yapan bir vatandaş, eğer pişman olur ise! affedilme şansı var iken, görevinden ayrılmak isteyen bir askeri böyle bir hakkı yok. Devlet dağdaki teröristi affediyor, TCK 231. maddesi ile hırsızı affediyor, ancak subayının affetmiyor, hatta TCK 231. maddesi ASCK da uygulananamaz diye bir kanun çıkartıyor, suçu emre itaatsizlikte ısrar olan, herhangi bir terörist eylem nedeni ile cep telefon kullanma niyeti olmayan, ailesi ile görüşmek için cep telefonunu kullanan bir askerini affetmiyor.
AB ye böyle mi girecek bu ülke? Yasakların olması gerektiğinin sadece biz mi çok iyi biliyoruz? Atatürk çağdaş medeniyetler seviyesine gelmeliyiz derken biz neden halen yasakçı oluyoruz, kendi insanımızı mahkum etmeye çalışıyoruz?
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler.
Ahmet Bey sizinde ifade ettiğiniz gibi malesef dağdaki terörist kadar değerimiz yok.Bir ülkenin kendi öz evlatlarını sırf ordudan ayrıldı diye hapse atarken dağdaki teröristi af edip iş vermesi gerekirse yurt dışına göndermesi hangi mantıkla açıklanabilir cok merak ediyorum.Af edilen bu teröristler sadece benim onlarca devre arkadasımı şehit ettiler.Yazıklar olsun bu yasaları cıkaranlara diyorum.Desteğiniz için cok tesekkürler.
-
Anayasa madde 18 (Zorla çalıştırma yasağı)
İKİNCİ BÖLÜM
Kişinin Hakları ve Ödevleri
II. Zorla çalıştırma yasağı
MADDE 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.
-
Re: Anayasa madde 18 (Zorla çalıştırma yasağı)
Gerçekten bu konudaki görüşlerinize katılmamak elde değil...Yukarıdaki yazıları okudukça kendi yazımı okur gibi oldum...İnsanlara bu kadar zulüm etmenin ne alemi var..."Askerlik sevilmeden yapılacak meslek diil" denir, ama sevmeyen adamı tutmak için her türlü çaba harcanır...İşin içine girince görürsün ki adamın yemediği halt kalmamış, bi delikanlı da çıkıp "senin gibi asker olmaz bu orduya yakışmıyorsun" deyip ATAMIYOR, istemeyen adamlar ZORLA tutulmaya çalışılıyor...
İçine girince görüyorsunuz ki insanlara çok büyük nimetlermiş gibi anlatılan işler aslında "işini bilene" yarıyor..
örnek verecek olursak;
"Sizin askeri kamplarınız var" cümlesine kananlar kamplara her sene aynı adamların nası gidip de diğerlerine de "puanınız yetmediği için kamp çıkmamıştır" dendiğini bilmez...
"Ordueviniz var istediğiniz gibi kalıyorsunuz"a kananlar güneydoğuda bu sene terörün göbeğinde aç, susuz unutlan benim X Orduevinde rezarvasyon sırasında aldığı "Üzgününüz komutanım yerimiz yok sizi alamayız" cümlesini bilmez...(Terörle mücadele bölgesinin göbeğinden gelip izinde yer bile bulamamak ne demektir, bakmak için orduevine gidip de içerdikileri görenler biliriler.)
Askeri Hastaneler ayrı bi faciaa, anmak bile istemiyorum...
İşin özü, herkes mesleğe başlayınca gördüklerini sevmek, yıllar boyu subay\astsubay olarak kalmak zorunda DEĞİLDİR! Ordu köle çalıştırma yeri değildir çünkü... Ama ne yazık ki biliyoruz ki kaçak geziyoruz, hapis yatıcaz, para ödüyecez, hırsız, arsız, terörist kadar da değerimiz olmayacak...
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Alıntı:
libertysea rumuzlu üyeden alıntı
Anayasamıza göre kimse zorla çalıştırılamaz.Bu anayasal bir haktır.
İstifa hakkı tanınmalıdır diyen bu konuya duyarlı herkesin görüş düşünce ve katkılarını bekliyoruz.
Aksi görüşte olanlar yazmasın değil mi?
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Alıntı:
Av.Feyz Pazarbaşı rumuzlu üyeden alıntı
Aksi görüşte olanlar yazmasın değil mi?
Bu mantıkla söylendiğini sanmıyorum. Çünkü bu konuda mağdur olanlar zaten düşünen, akıl yolunu arayan, doğruyu savunanlar...Sisteme uyarım, dalgama bakarım diyen insanların zaten derdi yok.. Biz burada karşıt görüşlere de açığız, sadece anladığım kadarıyla bir kamuoyu yaratılmaya çalışılıyor...Forumu incelerseniz firar konusundaki başlıklara 33.000 gibi bakılma sayısı olması bile başlı başına bir göstergedir bence..Burayı sadece okuyup da gönlünden geçenleri yazamayan onlarca arkadaşım, abim olduğuna inanıyorum ben.
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Bu durumda olanlar, bu hukmu AIHM ne goturup oradan tazminat talep edebiliyorlar mi?
-
Her türlü görüş ve eleştiriyi önemsiyoruz.
Alıntı:
Av.Feyz Pazarbaşı rumuzlu üyeden alıntı
Aksi görüşte olanlar yazmasın değil mi?
Sayın Av.Feyz Pazarbaşı.Forumu açarken aksi düşünenler görüş yazmasın diye bir düşünce içinde asla olmadım.Bu yüzden eleştirinizi oldukça önemsiyor ve yanlış anlamaya mahal vermemek için o cümleyi değiştiriyorum.Sizinde eleştiri ve görüşlerinizi dinlemek bizim için çok değerli olacaktır.Her türlü görüş ve önerinizi bekliyoruz.
Ayrıca amacımız teröristlere ve onların hakları adına bile kamuoyu yaratıldığı bir ortamda yaşadığımız bu büyük haksızlığının resmini daha net ortaya koyabilmek amacıyla bir kamuoyu yaratabilmektir.Şundanda eminimki firar yoluyla ordudan ilişiği kesilen personel Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı ve ordudan ayrılmış olsa bile kurumuna sahip çıkan iyiniyetli insanlardır.Ancak mevcut uygulamalar yüzünden yapılan hatalarla insan hayatında onarılmaz yaralar acılmasına yol açılmaktadır.Bu kadar seçkin subay ve astsubay salt ayrıldıkları için toplumsal katma değerden uzak tutulmaktadır.Bu kadar yetişmiş beynin harcanması ancak 3. dünya ülkelerinde olabilir.saygılarımla...
-
Önemli bilgi! Firar yoluyla ilişiği kesilen personel cok dikkatli okusun lütfen!!
Firar yoluyla ilişiği kesilen personel için ''Silahlı kuvvetlerde kalması uygun değildir'' şeklinde disiplinsizlik sicili düzenlenir ve disiplinsizlik nedeniyle 5434 sayılı emekli sandığı kanunun 39.maddesinin e fıkrası gereğince re'sen ayırma işlemi yapılır ve bu personel resen emekli edilirdi.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 104. maddesi şöyledir:
"MADDE 104 - 39 uncu maddenin yetersizlik ve disiplin sebepleri hariç olmak üzere (e) ve (f) fıkralariyle 92 nci maddede gösterilenler, kurumlarda emeklilik hakkı tanınan vazifelerde çalıştırılamazlar."
Ancak bu kanun tamamıyla yürülükten kalkmıştır.Bu kanun firar eden personel açısından sorun yaratmamakta idi ancak kaldırılmış olması uygulamada cok daha olumlu bir gelişmeye yolaçacaktır.Aşağıda sgk'nın verdiği bilgi edinme cevabı yeralmaktadır.Bu çok önemli ve olumlu bir gelişmedir.
Cevap: 5434 Sayılı Kanunun 104.maddesi 01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanunun 106.maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Bilgilerinizi rica ederiz.
-
657 sayılı devlet memurluğu kanununun yeni hali
657'nin 48'inci Maddesi Değişti
Firar eden personel genel olarak 10 ay hapis cezası aldığı için aşağıdaki yeni düzenlemede memur olma yolundaki en önemli engeli ortadan kaldırmıştır.
Kimlerin Devlet memuru olmayacağını belirleyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesi değişmiştir. 8 Şubat 2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5728 Kanunun 317. maddesiyle bu değişiklik yapılmıştır. Değişiklikte öne çıkan iki husus bulunmaktadır. Birincisi memur olabilmedeki alt sınır olan "6 ay hapis cezası", "1 yıla" çıkarılmıştır. Diğeri ise bazı hususların suç olmaktan çıkarılmasına ilişkindir.
MADDENİN YENİ HALİ;
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendinin yeni hali şu şekildedir:
“5. Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.”
MADDENİN ESKİ HALİ
Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, ağır hapis veyahut 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak.
DÜZENLEMENİN TBMM MADDE GEREKÇESİ
Maddenin yetmişüçüncü fıkrasıyla, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi değiştirilmiştir.
Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak mahkûmiyet koşulu Türk Ceza Kanunu hükümleri dikkate alınarak yeniden belirlenmiştir.
Düzenlemede, Türk Ceza Kanununun suç karşılığı uygulanan yaptırım sistemi, mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına ilişkin güvenlik tedbirleri, suç karşılığı uygulanan cezalarda özellikle mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan aslî ceza – fer’i ceza ayrımına yeni Türk Ceza Kanununda yer verilmemesi, Türk Ceza Kanununun özel hükümler kitabında yer alan bazı suçlara karşı uygulanan yaptırımların alt ve üst sınırları, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 104, 105, 106, 107 ve 108 inci maddesi hükümleri ile 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun ilgili hükümleri dikkate alınmıştır.
AÇIKLAMALAR
1-Daha önce "ağır hapis veyahut 6 aydan fazla hapis" şeklinde yapılmış olan belirleme "kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına" şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişikliğe gör hapis cezalarındaki sınır 1 yıla yükseltilmiştir. Buna 8 ay hapis cezası alan bir kişi artık memur olabilecektir.
2-Önceki düzenlemede yer alan "istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık", "ihtilas" gibi suçlar yeni düzenlemede yer almamıştır. Buna göre kullanım ve tüketim amaçlı kaçakçılık fiileri de memur olmaya artık engeldir. Maddedeki " inancı kötüye kullanma" ifadesi "inancı kötüye kullanma" olarak; "resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma" ifadesi ise "ihaleye fesat karıştırma" olarak değiştirilmiştir. Ayrıca "yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suç" ibaresine yeni hükümde yer verilmemiştir.
3- Önceki düzenlemede yer alan "Gibi" ifadesi madde metninin yeni halinde yer almamıştır. Bunun yerine suçlar tek tek sayılmıştır.
MADDE MADDE MEMURLUĞA ENGEL SUÇLAR
Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile;
1- kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da
2- affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçları.
Bu suçlardan bir gün bile hapis cezası alınması halinde, bu ceza, paraya çevrilse, ertelense veya affa uğrasa bile memuriyete engel olacaktır.
Affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar nelerdir? Bu husus Türk Ceza Kanunun "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar" başlığı altında düzenlenmiştir. Bu başlıktaki suçlar şu şekildedir:
- Madde 302: Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak,
- Madde 303: Düşmanla işbirliği yapmak,
- Madde 304: Devlete karşı savaşa tahrik,
- Madde 305: Temel millî yararlara karşı hareket
- Madde 306: Yabancı devlet aleyhine asker toplama
- Madde 307: Askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına anlaşma
- Madde 308: Düşman devlete maddî ve malî yardım
Affa uğramış olsa bile Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar neledir? Bu husus Türk Ceza Kanunun Beşinci Bölümünde yer alan "Anayasal Düzene Ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" başlığı altında düzenlenmiştir. Bu başlıktaki suçlar şu şekildedir:
- Madde 309: Anayasayı İhlâl,
- Madde 310: Cumhurbaşkanına Suikast Ve Fiilî Saldırı,
- Madde 311: Yasama Organına Karşı Suç,
- Madde 312: Hükûmete Karşı Suç,
- Madde 313: Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine Karşı Silâhlı İsyan,
- Madde 314: Silahlı Örgüt,
- Madde 315: Silah Sağlama,
- Madde 316: Suç İçin Anlaşma
Affa uğramış olsa bile milli savunmaya karşı suçlar nelerdir? Bu husus Türk Ceza Kanunun Altıncı Bölümünde yer alan "Millî Savunmaya Karşı Suçlar" Başlığı başlığı altında düzenlenmiştir. Bu başlıktaki suçlar şu şekildedir:
- Madde 317: Askerî Komutanlıkların Gasbı,
- Madde 318: Halkı Askerlikten Soğutma,
- Madde 319: Askerleri İtaatsizliğe Teşvik,
- Madde 320: Yabancı Hizmetine Asker Yazma, Yazılma,
- Madde 321: Savaş Zamanında Emirlere Uymama,
- Madde 322: Savaş Zamanında Yükümlülükler,
- Madde 323: Savaşta Yalan Haber Yayma,
- Madde 324: Seferberlikle İlgili Görevin İhmali,
- Madde 325: Düşmandan Unvan Ve Benzeri Payeler Kabulü
Affa uğramış olsa bile devlet sırlarına karşı suçlar ve Casusluk suçları nelerdir? Bu husus Türk Ceza Kanunun Yedinci Bölümünde yer alan "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar Ve Casusluk" Başlığı başlığı altında düzenlenmiştir. Bu başlıktaki suçlar şu şekildedir:
- Madde 326: Devletin Güvenliğine İlişkin Belgeler,
- Madde 327: Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme,
- Madde 328: Siyasal Veya Askerî Casusluk,
- Madde 329: Devletin Güvenliğine Ve Siyasal Yararlarına İlişkin Bilgileri Açıklama,
- Madde 330: Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açıklama,
- Madde 331: Uluslararası Casusluk,
- Madde 332: Askerî Yasak Bölgelere Girme,
- Madde 333: Devlet Sırlarından Yararlanma, Devlet Hizmetlerinde Sadakatsizlik,
- Madde 334: Yasaklanan Bilgileri Temin,
- Madde 335: Yasaklanan Bilgilerin Casusluk Maksadıyla Temini,
- Madde 336: Yasaklanan Bilgileri Açıklama,
- Madde 337: Yasaklanan Bilgileri Siyasal Veya Askerî Casusluk Maksadıyla Açıklama,
- Madde 338: Taksir Sonucu Casusluk Fiillerinin İşlenmesi,
- Madde 339: Devlet Güvenliği İle İlgili Belgeleri Elinde Bulundurma
-
Re: Her türlü görüş ve eleştiriyi önemsiyoruz.
Alıntı:
libertysea rumuzlu üyeden alıntı
Ayrıca amacımız teröristlere ve onların hakları adına bile kamuoyu yaratıldığı bir ortamda yaşadığımız bu büyük haksızlığının resmini daha net ortaya koyabilmek amacıyla bir kamuoyu yaratabilmektir.Şundanda eminimki firar yoluyla ordudan ilişiği kesilen personel Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı ve ordudan ayrılmış olsa bile kurumuna sahip çıkan iyiniyetli insanlardır.Ancak mevcut uygulamalar yüzünden yapılan hatalarla insan hayatında onarılmaz yaralar acılmasına yol açılmaktadır.Bu kadar seçkin subay ve astsubay salt ayrıldıkları için toplumsal katma değerden uzak tutulmaktadır.Bu kadar yetişmiş beynin harcanması ancak 3. dünya ülkelerinde olabilir.saygılarımla...
Bu cümlelerinize katılmamak elde değil...Siz ordudan ayrıldığınız halde bile konu hakkında kamuoyu yaratmaya çalışıyorsanız, bu sözlerinizin en güzel desteğidir bence...Çünkü bu olayın ne kadar gurur kırıcı olduğunu sadece yaşayanlar bilir. Hepimiz daha çocuk yaşta askeri okullara güle oynaya, onurumuzla girdik. Zaman içinde bişeyler gördük, yaşadık, bunlar bireysel kararlardır, isteyen devam eder, istemeyen etmez. "Ben bıraktım herkes bıraksın demiyorum" herkesin değer yargıları farklıdır. Benim gücüme giden şey teröristi bile affetmeye hazırlanan, hapishanelerde yer yok diye 2 yıldan az cezaları hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasıyla erteleyen devletimiz, dolu diye hırsızı göndermediği hapishaneye, rüşvet yememiş, haraç almamış, cetecilik yapmamış subayını sırf mesleğini bırakmak istiyor diye gönderebiliyor.
İşte bunun ne kadar onur kırıcı olduğunu ancak o onura sahip olanlar bilir...:(
-
Re: Her türlü görüş ve eleştiriyi önemsiyoruz.
Benim asıl sormak istediğim şu:
Biz bu süreçteki olayların yanlış ve onur kırıcı olduğunu hangi birimlere faks, e-mail veya yazı göndererek bildirmeliyiz? Önemli olan sesimizi resmi yoldan duyurmak çünkü...
-
Re: Her türlü görüş ve eleştiriyi önemsiyoruz.
Alıntı:
Recidivist rumuzlu üyeden alıntı
Benim asıl sormak istediğim şu:
Biz bu süreçteki olayların yanlış ve onur kırıcı olduğunu hangi birimlere faks, e-mail veya yazı göndererek bildirmeliyiz? Önemli olan sesimizi resmi yoldan duyurmak çünkü...
Asıl mesele de bence bu. Sesinizi duyurabilecek misiniz? Kaç kişisiniz? Kaç kişi buna destek verecek? Bugün terörist sesini duyurabiliyor çünkü mecliste onların bir bakıma temsilcisi sayılabilecek bir partisi var. Bedelli askerlik isteyenler sesini duyurabiliyor çünkü çok fazla destekçileri var. Peki ya sizin, peki ya benim gibi cep telefonu nedeni ile yargılanan kişinin? Kaç kişi destekçi olacak?
-
TSK onurumuzdur gururumuzdur.
Ordudan bireysel bir takım kararlar neticesinde ayrılmış olsakta TSK'ya olan sevgi ve desteğimiz kesinlikle tamdır.Bugün bir görev verilse seve seve en ön safta çarpışma azmimiz ve kararlılığımızda en ufak bir azalma yoktur.Bunu özellikle belirtmek istiyorumki forumu okuyan dışardan insanların kafalarında bir takım yanlış anlaşılmalar olmasın.Bizim ufacık ve tek bir isteğimiz var.Bu onurlu mesleğe onurumuzla girdik ayrılırkende onurumuzla ayrılabilme olanağı tanınsın.Ekstra hiç bir talebimiz yoktur.Altını çiziyorum üniformayı cıkarsak bile Tsk'ya sevgi ve desteğimiz tamdır.Umarım bu bilgi ve aydınlanma çağında yapılan bu hatalardan dönülecek ve insan hayatında onarılmaz yaralar açan firar gibi yanlış bir uygulamadan vazgeçilecektir.Herkese en içten saygı ve sevgileri sunuyorum.
-
Re: TSK onurumuzdur gururumuzdur.
Alıntı:
libertysea rumuzlu üyeden alıntı
Umarım bu bilgi ve aydınlanma çağında yapılan bu hatalardan dönülecek..
inşallah...
-
Re: Her türlü görüş ve eleştiriyi önemsiyoruz.
Alıntı:
Recidivist rumuzlu üyeden alıntı
Benim asıl sormak istediğim şu:
Biz bu süreçteki olayların yanlış ve onur kırıcı olduğunu hangi birimlere faks, e-mail veya yazı göndererek bildirmeliyiz? Önemli olan sesimizi resmi yoldan duyurmak çünkü...
Öncelikle ilk yapmamız gereken şeyin Bu platformda mümkün olabildiği kadar cok katılımın gercekleştirilmesini sağlamak olmalıdır diye düşünüyorum.O yüzden gerek hukuki.net gerekse diğer forumlardan insanlara haber verip bu konudaki hassasiyetlerini bizimle paylaşmalarını sağlamalıyız.Böylelikle ortaya çıkacak sinerji ve beyin fırtınası ile sesimizi daha iyi duyurma şansımız olacaktır.sevgi ve saygılarımla
-
Re: Her türlü görüş ve eleştiriyi önemsiyoruz.
Alıntı:
libertysea rumuzlu üyeden alıntı
Öncelikle ilk yapmamız gereken şeyin Bu platformda mümkün olabildiği kadar cok katılımın gercekleştirilmesini sağlamak olmalıdır diye düşünüyorum.O yüzden gerek hukuki.net gerekse diğer forumlardan insanlara haber verip bu konudaki hassasiyetlerini bizimle paylaşmalarını sağlamalıyız.Böylelikle ortaya çıkacak sinerji ve beyin fırtınası ile sesimizi daha iyi duyurma şansımız olacaktır.sevgi ve saygılarımla
Sayın yöneticiler,burada yazilanların askeri ceza kanunu uygulaması ile uzak yakın ilgisi yok.Bu bölümün tartışma veya başka bir bölümde olması lazım diye düşünüyorum.Tabiiki takdir sizlerin.Bence de istifa edebilmeliler diye düşünüyorum.Ancak sadece astsubaylarla ilgili olarak değil.Bu husus kanun değişikliği gerektiriyor.Bunun taraflarca ve becerilebilinirse meclis gündemine taşınması gerekli.
-
Re: Her türlü görüş ve eleştiriyi önemsiyoruz.
https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=51178
Belki bu idari aftan yararlanabiliyoruzdur, böylece büyük bir hatadan çoooook geç olsa da dönülmüş olur...
-
idari afla ilgili
Firar eden personel firar sürecinde iken tsk bünyesinde idari bir kurul toplanır ve firardaki subay ve astsubay için ''tsk'da kalması uygun değildir'' şeklinde disiplinsizlik sicili tanzim eder.Bu sebepten yani disiplinsizlik dolayısıyla 5434 sayılı emekli sandığı kanununun 39.maddesinin e fıkrası gereğince re'sen ayırma işlemine tabi tutulur yani re'sen emekli edilir.Dolayısıyla bu tamamen İDARİ bir işlemdir.Bilgilerinize.(Bu konunun üzerinde duralım ve herkes araştırsın..önemli bir açılım cıkabilir
-
Re: idari afla ilgili
Alıntı:
libertysea rumuzlu üyeden alıntı
Firar eden personel firar sürecinde iken tsk bünyesinde idari bir kurul toplanır ve firardaki subay ve astsubay için ''tsk'da kalması uygun değildir'' şeklinde disiplinsizlik sicili tanzim eder.Bu sebepten yani disiplinsizlik dolayısıyla 5434 sayılı emekli sandığı kanununun 39.maddesinin e fıkrası gereğince re'sen ayırma işlemine tabi tutulur yani re'sen emekli edilir.Dolayısıyla bu tamamen İDARİ bir işlemdir.Bilgilerinize.(Bu konunun üzerinde duralım ve herkes araştırsın..önemli bir açılım cıkabilir
Ben de diğer forumda bu kadar teknik olmasa da bu işlemden bahsediyodum işte tam olarak:) Askeri hakim ikincil olarak çıkarma cezası vermezse işlemi idare yapıyor bu da idari işlem oluyor, umarım bizim için geçerlidir...
-
Re: idari afla ilgili
Ben bu bahsedilen nitelikte cezalar nelerdir bulamadım..Bulabilen var mı?
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Emre itaatsizlikte ısrar suçu da eğer affedilecek ise benden forum üyelerinden 10 kişiye yemek. ;)
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
http://www.facebook.com/ext/share.ph...=HE96e&u=8fzWi
Buradaki videoda daha hayatlarının baharındaki gençler devletin "tazminat" diye kendilerinden istediği "personel gideri", "amortisman" gibi saçmalıklara karşı seslerini duyurmaya çalışıyorlar...
Kimse ayrılan adam tazminat ödemesin demiyor ama bunun yolu böyle tefeci gibi 10 lira para verip 30 lira istemek değildir..
Askeri lisede dağıtılan ayakkabılardan pazarda 5 milyona gördüğümüzde ayrılan çocuklardan 55 milyon isteniyordu...Yazık...
Ayrılan şahıstan devletin personel masrafı bile alınıyor. Bu liseden sonra üniversiteyi kazanamayan adamdan lise öğretmenlerinin masrafını istemek gibi birşey...
Galatasaray lisesinin yıllığı 3000 lira, askeri liseler neredeyse 15000-20000 lira, yorum sizlerin...
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Galatasaray lisesinin yıllığı 3000 lira, askeri liseler neredeyse 15000-20000 lira, yorum sizlerin...[/QUOTE]
katılmamak elde değil.yazık ki ne yazık...
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Bende zorunlu hizmetin azaltılacağı hakkında bazı çalışmaların olduğunu duydum umarım gerçekleşir.Konu hakkında kapsamlı bilgisi olan varsa lütfen bildirsin teşekkürler.
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Alıntı:
turk78 rumuzlu üyeden alıntı
Bende zorunlu hizmetin azaltılacağı hakkında bazı çalışmaların olduğunu duydum umarım gerçekleşir.Konu hakkında kapsamlı bilgisi olan varsa lütfen bildirsin teşekkürler.
Ben Askeri Liseye girdiğimde de vardı, hala var...:o
Sanırım başka bilgiye gerek yoktur...Kendi subayını hapse atan devlet mecburi hizmeti azaltır mı ya, yakında firar edenleri bile atmazlar görürsünüz...Bi gariban yazmıştı dersiniz o gün...
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Alıntı:
Recidivist rumuzlu üyeden alıntı
Ben Askeri Liseye girdiğimde de vardı, hala var...:o
Sanırım başka bilgiye gerek yoktur...Kendi subayını hapse atan devlet mecburi hizmeti azaltır mı ya, yakında firar edenleri bile atmazlar görürsünüz...Bi gariban yazmıştı dersiniz o gün...
Ben de 90 yılından beri bu dedikoduyu duyuyorum.Aradan nerdeyse 20 yıl geçecek hala aynı dedikodu. Ayrıca firarla ordudan ayrılmanın önünü kaldıracaklarını ben de düşünüyorum.
6 buçuk ay hapis yattım bütün koğuştaki suçlular ağır suçla yargılanıyordu. İmralıdaki vatan haini bile benden daha rahat koşullarda yaşadığına eminim. En azından onun yatağı var. Ben yerde yattım çünkü cezaevleri kapasitesinin 2 katı kadar çoğunlukta olduğu için çoğu kişi yerde yatıyor. Yatakta yatanlar sadece koğuş kıdemlileri onlar da ağır suçlu. Hırsızı bile affettiler. 1 ay yatıp çıktı. Hatta o sıralar çocuk tacizcisi malum gazeteci bile benden az cezaevinde yattı.
Bir yerde bir sorun var ama nerede. Biz çektik bizden sonra gelen genç nesil çekmesin. Bu mesleği herkes ya severek yapsın ya da istifa hakkı versinler. Gönülsüz yapılan işten ne bu ülkeye ne de burda çalışan insana faydası var. Devlet büyüklerimizin konuya el atmasını istiyoruz.Askerler, Hekimlik vb gibi kurumlarda çalışan insanlar gibi haklarını rahatlıkla arayabilen insanlar olmadıkları için malesef bu konuyla yeteri kadar ilgilenilmediğini düşünüyorum. Hem devletimize hemde bu kurumda çalışan insanlarımıza zarar.
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
ANAYASA DİYORKİ
Zorla çalıştırma yasağı
MADDE 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.
Ancak bizler zorla çalıştırılıyoruz.
ANAYASA madde 38
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
Ancak biz firar edip sözleşmeden doğan yükümlülüğümüzü yerine getirmeyince hapis cezası alıyoruz.
Askeri kanunlar anayasanın üzerindemi?
Yada neden askeri mahkeme diye bir kurum var, sivil mahkemeler mi yetersiz yada yanlış kararlar mı veriyorlar?
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Evet bu kanun tamamen AİHM ve Anayasaya aykırıdır. Anayasaya göre Hiç kimse zorla çalıştırılamaz.Bu konu hakkında AİHM ne dava açan var mı açılmışsa sonuç ne olmuş bilgisi olan varsa lütfen cevap yazsın.
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Alıntı:
mutsuz asker rumuzlu üyeden alıntı
Evet bu kanun tamamen AİHM ve Anayasaya aykırıdır. Anayasaya göre Hiç kimse zorla çalıştırılamaz.Bu konu hakkında AİHM ne dava açan var mı açılmışsa sonuç ne olmuş bilgisi olan varsa lütfen cevap yazsın.
İstifa edip kabul edilmeyen daha sonra AYİM dava açan fakat reddedilen birçok kişi var. AYİM davaları anayasa mahkemesine taşımamış bile.
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Cevap verdiğin için teşekkürler stapes132, peki bu insanlar AİHM ye dava açmışlar mı,bu konuda bilgin var mı? Cevap veririsen sevinirim.
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Alıntı:
mutsuz asker rumuzlu üyeden alıntı
Cevap verdiğin için teşekkürler stapes132, peki bu insanlar AİHM ye dava açmışlar mı,bu konuda bilgin var mı? Cevap veririsen sevinirim.
Sevgili mutsuz asker, eğer ordudan ayrılmak istiyorsan hukuka dair herşeyi unut...:kızgın:
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Alıntı:
mutsuz asker rumuzlu üyeden alıntı
Cevap verdiğin için teşekkürler stapes132, peki bu insanlar AİHM ye dava açmışlar mı,bu konuda bilgin var mı? Cevap veririsen sevinirim.
Evet AİHM de bununla ilgili dava görüşülmüş. Ben dava sonuçlarını okumadım sadece kalaktan dolma bilgi olarak şununları söyleyeyim, AİHM askeri davalarda Anayasanız askeri kanunlara ayrıcalık tanımıştır diyerek karışmıyormuş. Ayrıca olaki hak verse bile AİHM bağlayıcı değil tazminat cezası verici bi mahkeme gibi görülüyor. Yaptırım gücü olmadığı söyleniyor.
Yani ayrılmak için hukuki bir yol çıksada bunu biz görebilirmiyiz bilmiyorum. en güzeli hukuku çiğneyerek atılmak gibi görünüyor. Kendine en az zararı verecek bir yol bulmanı tavsiye ediyorum, bende onu arıyorum.
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Alıntı:
Recidivist rumuzlu üyeden alıntı
Sevgili mutsuz asker, eğer ordudan ayrılmak istiyorsan hukuka dair herşeyi unut...:kızgın:
demiştim geliştiriyorum, eğer ayrılmak istiyorsan hukuka dair aklına getirmen gerekenler;
1-Hangi suçu işleyip ağır ceza mahkumlarıyla beraber hapis yatarım?
2-Ne kadar süre kanun kaçağı gibi yaşamam gerekir?
3-Mahkeme sonucunda ne kadar tazminat öderim? gibi ilginç sorular olsun...
-
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Ben hayatımda böyle hukuk dışı bir uygulama görmedim.Bu yasaları hazırlayan adamlar bizim de insan olduğumuzun farkındalar mı acaba. En temel hakkımız olan Özgürlüğümüzü nasıl böyle gasp ediyolar akıl alır iş değil. Dünyanın hiçbir yeride böyle bir uygulama yoktur sanırım.