Hukuki.Net'te ki kitap kurtları kimlermiş görelim bakalım.:)
Printable View
Hukuki.Net'te ki kitap kurtları kimlermiş görelim bakalım.:)
Ayşe Kulin - Veda (Esir Şehirde Bir Konak)
Google Hikayesi
Yazar David Vise Çevirmen GÖKÇE KÖSE
En son Burak Özdemir'in "Tanrı'nın Doğum Günü" adlı esrini okumuştum.
Şimdi de Ömer Çelakıl 'ın "Kur'an'ı Kerim'in Şifresi" adlı eserini tekrar okumaktayım.
Sanırım bu gidişle bu tür yayınları biraz daha okumaya devam edeceğim, belki de kendimce bir sonuca varabilirim. :p Kimbilir... :)
Vural Savaş - Hukuk (!) İle Aldatmak
Türkiye Cumhuriyetini ''Hukuk Devleti'' olmaktan çıkarıp bir ''Korku İmparatorluğu'' haline getirmek isteyenlerin suratına şamar gibi inen kitap!..
http://www.inkilap.com/upload/kapak/2254-1.jpg
Kitap'dan bir bölüm sayfa 117
27 Eylül günü erken saatlerde Şemdinli Jandarma Sınır Alay Komutanı Albay tefik aradı:
"Komutanım biraz önce Şemdinli Savcısı beni aradı. Bir talebi var."
''Nedir?''
''Balkaya Dağın' öldürülen PKK'lılara otopsi yapmak iştiyor.''
''Beni güldürme Tefik Albayım. Orada ne olduğunu nereden biliyor?''
''Basından ögrenmiş.''
''O zaman gitsin? Ne yapacaksa yapsın.''
''Gitmek için helikopter istiyor.''
''Albayım konular gittikçe çadır tiyotrosu piyeslerine dönüyor. Emniyet timine de ihtiyaç duymuyor mu?''
''Onu söylemedi. Gerk duymuyor anlaşılan.''
''Şimdi beni iyi dinleyin. Biz 50 katlı apartmanın her katını tek tek temizleyeceğiz, ama bu apartmanın her katındaki odalarda kimler oturyorsa, onlar kendi camlarını kendi silecekler.
''Bu savcı kaç yıldır Şemdinli'de?''
''İki yıldır.''
''Sizde ikinci yıla girdiniz. Bu savcının geceleri belli zamanlarda şehirdeki evinden ayrılıp, civardaki PKK guruplarıyla buluştuğuna dair sürekli duyumlar geldiğini Şemdinli'ye ilk geldiğimde söylememiş miydiniz?''
''Söyledim komutanım."
"Ben size ne dedim? Madem öyle bir PKK grubunun yerini tespit etmek için bundan daha iyi bir fırsat mı olur? 100 metre uzağınızdaki kışlada 1000 askeri bulunan 3. Dağ ve Komando Taburu niye duruyor, demedim mi? Aynı hassasiyeti Türk askerlerine gösteriyor mu? Biliyorsun, Balkaya Dağı'nın yarısı bizde yarısı Irak'ta. PKK'nın ölüleri de şu anda Irak tarafında.
Irak Arap Cumhuriyeti, burası da bizim hükümranlığımızda diyerek, Şemdinli'ye savcı mı atamış? Şimdi, Balkaya Dağı'nın üstü emniyetli mi?
Oraya yer emniyeti olmadan helikopter enebilir mi? Orada neyle karşılaşaçağınızı sanıyorsunuz? Koskoca operasyonda bile. biz bir şehit vermezken, bu saçma sapan şeye ödenecek bedelin vebalini kim taşıyacak?
Ne zamandan beri muharebe sahasında otopsi yapılıyor?
Albayım, ipe sapa gelmez bu tip şeyler insanı, PKK'dan daha fazla yoruyor.
Bizim memlekette bir söz vardır:" Şaşkın ördek kıçtan dalar' denir. Bu konu da işte aynen öyle.
http://static.ideefixe.com/images/68/68002_2.jpg
Sayfa 38 den Alıntı:
-Toplumla, sosyal yaşamla, kültürle igili yönlerimiz ait olmayı ifade eden yönlerimizdir: Annemizin dediğini yapmak, komşularımızı küstürmemek, toplumda saygı duyulacak bir meslek seçerek geçim temin etmek, fedakarlık yapmak gibi şeylerin tümü 'ait olma' gereksinimimizdir..
İstegimiz için oyun oynamak, eğlenmek,istediğimiz için cinsel ilişkide bulunmak, istediğimiz için kampa gitmek, doğayla ilişki kurmak, hayal kurmak, kısacası kendi özümüz, canımız istediği için yaptığımız şeyler işe 'birey olma' gereksinimimizden kaynaklanır.
-Bu dedikleriniz her toplum ve her kişi için geçerli mi?
-Evet, bu söylediklerim evrenseldir; her kültürdeki, her bir insan için geçerlidir.
-Peki ait olma, birey olma dengesi nasıl oluşuyor? Daha doğrusu nasıl oluşmuyor?
-En önemli neden çocuğun içinde yetişdiği aile.
Bir süre sustum. Dediğimi düzeltme gerksinimini duydum.
-Doğru söyledim. En önemlisi çocuğun içinde yetişdiği aileyi biçimleyen kültür. Husserl'in tabiriyle kültürün niyeti'. Örneğin dört yaşındaki çocuk arkadaşlarıyla oynamak için sokağa çıkarken annesi ona, " hırkanı giy. "der.
"Neden çocuğuna 'hırkanı giy' der, anne? Tabii, annelik görevini iyi yapmak istediği için.
Çocuğunun hasta olmasını istemediği için.
Ayrıca, komşularından, kendi annesinden, kayınvalidesinden
SAYFA 39: Öyle görmüştür. Varsayalım ki anne çocuğun hırkaya ihtiyacı olmadığını düşünsün ve çocuğu sokağa hırkasını giymeden bıraksın.
Komşusunun, annesinin, kayınvalidesinin, " ne biçim anne, çocuğunu hırkasız sokağa bırakıyor. "demelerinden çekinebilir.
Ve böylece, anne, bilinçli veye bilinçsiz, kedi işteği ile veya 'başkası neder' korkusuyla çocuğuna, 'hırkanı giy' der.
Böyle söylemek o kültürün, 'insanlar birbirine bağımlı olmalıdır' niyetine uygun düşer.
"Çocuk kendi bedeninden gelen bilgilere dayanarak. 'Anne üşümüyorum .'der"
Söylediğimin ne kadar önemli olduğunu belli etmek için bu noktada biraz durdum ve Arif 'beyin yüzüne baktım. Neden sustuğumu ve kendisine baktığımı anladı.
-Sizi dikkatle dinliyorum Hocam, dedi.
-Çocuk "anne üşümüyorum." dediği noktada, ait olma ve birey olma gelişimi yönünden, kritik bir etkileşim söz konusu. Anne şu seçeneklerden biriyle cevap vere bilir:
-Öyle mi yavrum, peki ozaman hırkanı giymene gerk yok.
Böyle bir tavır içindeki anne çocuğa şunları ifade etmiş olur:
"Sen doğalsın: Sen üşüyüp üşümediğini bilebilecek bir insansın."
"Sen kendi durumun hakkında karar verebilirsin ve ben o karara saygı duyarım. Senin kendi bedeninle ilgili konularda karar verebilme gücün var."
"Sen ve ben konuşarak beraberce sorunları çözebiliriz. Benim söz hakım olduğu gibi senin de kedi sorunlarını çözme söz hakkın var."
Anne, hırkasını giymek istemeyen çocuğa şöyle de diyebilir:
-Dışarısı soğuk, hasta olursun. Hırkanı giymeden seni dışarıya çıkartmam.
"Böyle bir tavır içindeki anne çocuğuna şunları ifade etmiş olur:
M.E.Sezen Notu Tavsiye ederim güzel bir kitap
En son KMK'yı okudum.:o
evimde bir odamı kütüphane yaptım kitap okumayı ve okuduğum kitap hakkında yorum yapmayı çok severim bir sitede okuduğum kitapların yorumunu yapıyorum en son okuduğum kitap en son kitap fuarından da yeni yeni benim için altın değerinde olan kitaplardan aldım
En son aşağıdaki güzel kitabı okudum ve yorum yapmış olduğum siteden alıntı yapıyorum :)
Kimya Hatun
Yazar Saide Kuds biyografik bir roman diliyle anlatmış Kimya Hatun'un hayatını...
Kimya Hatun Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'nin üvey kızıdır. Kimya Hatun, annesi Kerra Hatun'un Mevlânâ Celaleddin-i Rumi ile evlenmesinden sonra önce bir boşluğa düşer ama zamanla Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'yi tanıdıkça şaşkınlığa düşmektedir. Zira karşısında çok mükemmel bir zat vardır. Mevlananın hoşgörüsü ve üstün kişiliği
kitapta açıkça anlatılmaktadır. Roman bizi çok eskilere götürüyor. Kitapta sık sık bahsedilen yasemin çiçeği ağaçlarının kokusunu duymak isteyeceksiniz. Ayrıca kitap irfan ve tasavvuf dünyasının iki dev ismi -Mevlânâ ve Şems'in yaşamına dair birçok bilinmeyeni de gün ışığına çıkarıyor. Bu kitabı Mevlana'yı ziyaret etmeden önce okusaydım diye düşündüm. Kitap başlarda yoğun tasvir anlatımından dolayı sürükleyici gelmeyebilir ama devamında elinizden bırakamayacağınız bu kitap tarihe ışık tutması açısından güzel bir eser. Yazar bazı kesimler tarafından her ne kadar tarihi saptırıyor düşüncesiyle eleştirilmiş olsa dahi İran’ın en prestijli ödüllendirenden olan 2006 Parvin Etesami Edebiyat Ödülü ’nü almıştır.
Suç ve Ceza. Dostovyeski. Herkese tavsiye edilir
En son Ostrovski-Ve Çeliğe Su Verildi adlı kitabı okudum.
Şimdiye kadar böyle bir kitabın eksikliğiyle yaşamışım gerçekten harika.15 yaşından itibaren sosyalist eylemlere başlayan Ostrovski bu uğurda kör ve felçli olmuş ve bu kitabı da sadece iki parmağı sağlıklıyken (ve körken) yazmış.Özyaşam öyküsünü öyle güzel anlatmışki gerçekten çok seveceksiniz.
Yalnız kitabı almak isteyenlere şunu belirteyim ki kitabın bendeki bu baskısı artık basılmıyor,daha sonraki çeviriler :Çelik Böyle Sertleşti adıyla basılmış.
Başucumda müzikk- kürşat başar
Türkiye'nin İyi Yönetimi
Fuat Keyman
İ. Bilgi Üni. Yayınları
“33 şehit haberi” nasıl Londra’dan geldi?
Biraz sonra okuyacağınız olayı daha önce BOTAŞ"ta o dönem görev yapan “üst düzey bir isimden” dinledim ve son olarak “okuduğum kitapta” bu detaylara değinilince, “yazmaya” karar verdim!
Bana olayı “gün ışığı görmediği şekilde” aktaran kişi, şu an “sektörde” çalıştığı için adını yazmayacağım. Petrol şirketlerinin baskısı altında kalabilir. Ama size şunu söyleyeceğim; bana inanıyorsanız; olay maalesef “tamamen doğru” ve Türkiye adına “düşündürücü”.
Peki olay ne? Hangi kitapta bahsediliyor?
Ne yaşandığını “Hazar"ın Kanı-Orta Asya"nın Petrolle Yazılan Tarihi” kitabında Yunus Şen de ele almış ve oldukça detaylı aktarmış. Konuyu “Yunus"un yazdığı cümleler” ile size aktarıp, sonunda çok önemli bir detay ile bitireceğim...
http://www.ekoayrinti.com/author_art...il.php?id=3276
///////
Henüz okumadım bahse konu kitabı ama Yiğit Bulut tarafından yapılan vurgu ve önem nedeniyle okumaya değer bir kitap olarak sizlerle paylaşmak istedim...
"HAZAR'IN KANI - ORTA ASYA'NIN PETROLLE YAZILAN TARİHİ"
YUNUS ŞEN
Kalemimin sapını gülle donattım; Ferhan Şensoy,
Safran sarı; İnci Aral,
İntihar; Jack London,
Direnme Savaşı; Nyugen duc Thuan,
Kendin olmak; Wayne Dyer.....
Bürokrasi
James Q. Wilson
TODAİE Yayınları
Bürokrasi ve Siyaset
Bilal Eryılmaz
ALFA Yayınları
Tolstoy - İtiraflarım
http://www.kidap.com.tr/isbirlikcile...6401-sz200.jpgİşbirlikçilik ve işbirlikçi…
Sözlük, "İşbirlikçilik" için kısa bir tanım yapar:
"İşgalci düşmanla, etkin işbirliği siyaseti."
Bu siyaseti yürütenler de işbirlikçi olur.
Tabii, işbirliğinin de, işbirlikçinin de baş şartı çıkar temin etmektir.
Tanım doğru ama, eksik; işbirliği mutlaka o ülke işgal altındayken yapılmaz çağımızda…
Çağımızın işbirlikçisi kültür işbirlikçisidir, onun arkasında top, tüfek, tank yoktur ama, gazeteler, dergiler, televizyonlar vardır. Malzemeler ve cephanesi yalandır. İftiradır, hayâsızca ulusal değerlere saldırmaktır, bu değerleri yaralar, zedeler, en önemlisi
kafalarda kuşku uyandırmaya çalışır.
Ümit Zileli, bu kitabında, bunları bize tanıtıyor.
-HASAN PULUR
KİTAPTAN
HİÇ ÜZÜLMEDİM
Kimse kusura bakmasın, ama ben zerre kadar üzülmedim!...
Üzülmediğim için demokrasi karşıtı filan da hissetmedim!...
Aksine; Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı yürekten alıkşladım...
Ülkeyi, "biz ve onlar" "inanlar-inanmayanlar" diye ikiye bölmeye yelten, şeriat simgesi türbanı TBMM'ye bayrak olarak dikmeye kalkışan, demokrasiyi "gerktiği yerde inilecek bir tramvay" olarak nitelendiren,
cumhuryite "kanlı mı geleceğiz, kansız mı?" "kan akacak fıstık gibi olacak"
"kubeler miğferimiz, minareler süngümüz, müminler askerimiz" tehtitleriyle savaş açan zihniyetin yuvalandığı partinin kapatılmasına çok sevindim...
-Kararı duduğum an Sivas'ta kadledilen aydınlar geldi aklıma...
"Cumhurriyet Sivas'ta kuruldu, Sivas'ta yıkılacak" sloganıyla, bu ülkenin yiğit insanlarını cayır cayır yakan yobaz güruhunun avukatlığnı soyunacak kadar pervasızlaşanların layık oldukları bu sonuç, en çok insanların ruhu şad etmiştir diye düşündüm...
-Mutlu oldum..
Cumhuriyet tabii ki, 80 yılının rövanşını almak isteyenlere dur diyecekti!...
Kör, topal yürütmeye çalıştığımız demokrasi tabii ki, kendisini yok etmek isteyen din devleti heveslilerine "ağır ol" uyarısını yapacaktı...
-Bunun nersi garip, nersi demokrasiye aykırı?...
Fazilet Partisi'nin kapatılmasını gözyaşları içnde karşılayan, "kaygı verici" bulan, "demokrasi normlarına aykırı" diye nitelendirenlere sormak isterim:
-Dünyada hangi demokrasi, kendisini yok etmek isteyenlere, "emriniz olur" diyebilir?!.. Sayfa 290-291
Etre jeune en Palestine-----------Pénélope Larzilliére
Filistin'de genç olmak--------Pénélope Larzilliére
Anlatmis yasanmisliklari... Zorluklari... Alabildigine genis, alabildigine açik... Zordur aslinda Filistin'de insan olmak... Lakin genç olmak, daha bi zor sanki...
Hersey karanlik..
Franz Kafka - The Process
http://images.hepsiburada.net/assets...0/kyap0008.jpg
Ölür çiçek açar
Toprağın altında.
Haberler gelmez olur,
kapı zilleri çalmaz,
Telofonlar susar.
Ama ölüler şarkı söyler
Toprağın altında
Ölüler seslenir bize
Denizlerden derinlerden
Ölüler top top ateş olup yanarlar
Gecenin karanlığında
Ölüler hep çiçek açarlar
Toprağın altında
Mina Urgan (kitaptan)
Halide Edip - Ateşten Gömlek
Eros ve eşler-roberto gervaso
Suç ve Ceza - Dostoyevski :)
Hüzün çok güzel bir kitaptı
Bir Ceza Avukatının Hukuk Rehberi, Veysel Gültaş- Ali Kılıç
https://ekonomist.co/wp-content/uplo...en-Buffett.jpg
The Essays of Warren Buffett: Lessons For Corporate America
Henüz Türkçeye çevrilmedi ama farklı dillerde yayımı mevcut. Kitapta şirketlerin yönetimi ile hissedarları arasındaki ilişkiye ışık tutuluyor. Yatırımcılar başta olmak üzere konuya ilgili olanların okumasını tavsiye ederim. Sevgiler.
Kürk Mantolu Madonna.