35. Madde ile Arastırma Görevlisinin görevlendirilmesi

Merhaba,

Ben bir universitede arastirma gorevlisi olarak calisiyorum. Araştırma görevlisi olarak üniversiteye girmeden önce doktora yapıyordum. Araştırma görevlisi olarak calıştığım yerde doktora ile ilgili bölüm yok. Üniversiteden 35 madde ile görevlendirme istedim. Bu isteğim kabul edildi, Y.O.K'e gönderildi fakat üniversite hep beni oyalıyor. 15 gün önce bilgilendirme bürosundan 35 madde ile görevlindirmemin sonucu sordum. Cevap ise:" Y.O.K cevap vermemiştir."

Yani okul benim kaçak olarak il dışında doktora yapmama izin veriyor. Ben ise 35 madde ile görevlendirilmek istiyorum. Y.O.K'un bu konuda genelgeleri var. Doktora haftada yarım gün idari izin ile gitmiyor. Üzerimde disiplin soruşturması, domaklesin kılıcı gibi sallanıyor. Yürütmeyi durdurma davası açıp,
35 madde ile görevlendirilmek istiyorum. Bana bu konuda yardım edebilir misiniz?


demir_akkas@hotmail.com

Sayın demir_akkas,
Talebinizin Üniversite tartafdından kabul edildiğini yazmışsınız.Yani anladığım kadarıyla 35.maddeye dyanılarak görevlendirilmeniz yapılmış.Yapılan bu görevlendirmeyi uygulmaya geçirmeyen Üniversite aynı Üniversite mi onu anlayamadım.
Saygılarımla..

Yüksek öğretim kurulu gündemine girmiş mi görevlendirmeniz? Bildiğim kadarıyla 35. madde görevlendirmeleri artık iki dönemde yapılıyor. Eğer bürokratik işlemler nedeniyle toplantı kaçırdıysanız uzamıştır. En sağlıklı bilgiyi YÖK ten alırsınız. 35 görevlendirmesi istediğinize ve eğitime önceden başladığınıza göre olumsuz bir şey olamaz. Zaten öğretim görevlileri için yasak kalktı. Yürütmeyi durdurmayı hangi durum için isteyeceksiniz anlayamadım. Ağır işleyen bürokrasi için mi? O zaten görüldüğü gibi pek yürümüyor:p

Olay kısaca şu:

Ben M.E.B bursu ile yükseklisans derecemi yurtdışından alıp, yükseklisans derecemle M.E.B'den görev istedim. Onlar da beni Y.Ö.K'e devretti ve Y.Ö.K'te birkaç üniversiteye mecburi hizmetimi kabul edip etmediğini sordular. Bir üniversite benim mecburi hizmetim kabul etti ve beni Meslek Yüksekokuluna araştırma görevlisi olarak atadı. Buraya atanmadan evvel başka bir üniversitede doktora yapıyordum.

Bu durumda 35 madde ile görevlendirilme istedim. Fakat onlarda bana Y.Ö.K'ten gelen bir genelgeyi gösterdiler.Genelgede: "Yurtdışından yalnızca yükseklisansını alıp gelen M.E.B burslularını meslekyüksekokullarına öğretim elemanı olarak atanmasını ve 35 madde ile görevlendirme talep edilmemesi" yazıyordu. Bu genelgeyle birçok arkadaşım başka üniversitelere öğretim görevlisi olarak atandı. Ben ise araştırma görevlisi olarak atandım. Bu durumda araştırma görevlisinin sahip olduğu haklar(zorunluluklar) var. Bunlardan bir tanesi de lisansüstü(doktora veya master) yapması. Ben de bu zorunluğu yerine getirmek istiyorum ve 35 madde ile doktora yaptığım üniversiteye dönmek istiyorum. Okul benim müracatımı Y.Ö.K'e gönderdi fakat Y.Ö.K'ten cevap gelmiyor. Benim üniversiteme kısaca şunu demiş: "Biz görevlendirme isteğine cevap vermeyeceğiz. Siz de kaçak yapmasına göz yumun."

Ya koskoca Y.Ö.K Ben kaçak yapmak istemiyorum, 35 madde'nin uygulanmasını istiyorum. Y.Ö.K değil miydi kaçak yapanlar ve yaptıranlar hakkında soruşturma açan, hayatları karartan! Hem bulunduğum meslek yüksekokulu ile sorunlar yaşamaya başladım. Hatta bu konuda uyarı aldım ve onu mahkemeye götürdüm. Şimdi bana cevap vermeyen Y.Ö.K'u mahkemeye vermek istiyorum(1.5 sene geçti). Bu dava Bölge idari mahkemesinde mi yoksa Danıştaya mı açılmalı? Elinizde 35 madde ile ilgili mahkeme kararları varsa bana gönderebilir misiniz?

Saygılar

Elinizde doktora yapma olanağı vardı. Yapmadınız. Yada başarısızlıktan doktoradan atıldınız. Yanılıyormuyum? Kendi isteği ile doktora eğitimine devam etmeyen veya başarısızlık nedeniyle atılanlar için bir cezalandırma sözkonusu o genelgede.

Eğer başarısızlıktan döndüyseniz zaten bir af kapsamındasınız. Bu arada YÖK'ten hiçbir yetkili öyle labuali bir yanıt vermez. YÖK olarak kısalttığımız bir şahıs değildir. Açılımına dikkat etmenizi öneririm. Bence size böyle bir yanıt geldiğini idda eden yöneticiye dikkat edin önce. Acaba dilekçenizi işleme koydumu? Koydu ise olumlu görüş belirttimi? Dilekçeniz senatodan geçti mi? Bildiğim kadarıyla hakkında açık genelge olan durumlarda bu basamakları aşıp YÖK 'e ulaşmıyor dilekçeler... Üstelik bir telefenla durumunuzu öğrenebillirsiniz. Türkiye'deki en nazik ve yardımsever memurlar YÖK'te çalışıyor dersem sanırım diğerlerine büyük bir haksızlık olmaz.

Üniversitenin ihtiyacı araştırma görevlisi ise ordan görev vermiştir size. Diğer arkadaşlarınızın durumu emsal teşkil etmez. Diğer Araştırma görevlilerinin durumu kesinlikle emsal olmaz. 35. madde doktora olanağından yoksun araştırma görevlilerinin eğitimi için oluşturulmuştur. Doktora olanağı elde etmiş (hemde yurtdışında) ancak bunu değerlendirmemiş veya değerlendirememiş birinin durumu emsal olmaz.

Sayın gecem1970,

Benim başvurum senatodan geçti. Geçmesinin nedenide izinsiz olarak 35 madde harici yapmanın imkansız olması. Y.Ö.K'ün 2003 tarihli genelgesinde 35 madde harici lisansüstü eğitim yapanlar ve yaptıranlar hakkında soruşturma açılacağı belirtilmektedir. Yani görevlendirme yapmayı zorunlu kılmaktadır. Bilindigi gibi araştırma görevlilerinin lisansüstü eğitim ile direk bağlantısı vardır. Yani yükseklisans eğitimi yapmayan kişinin araştırma görevliliğine atanması diye birşey sözkonusu olamaz.

Üniversitenin yaptığı hata beni öğretim görevlisi olarak değil de, araştırma görevlisi olarak atamasıdır. Fakat sorun bu değildir. Sorun: 35 madde ile görevlendirilme yapılmazsa ve o kişi 35 madde ile lisansüstü yapamazsa araştırma görevlisinin anlamı kalmamaktadır.

Örnek olarak en son size bir Y.Ö.K genelgesini hatırlatmak isterim. 2007 Mart ayında yayınlanan genelgede: " Öğretim görevlilerinin , uzmanların ve okutmanların lisansüstü eğitim hakkının engellenmesi ve izin verilmesi , buna göre ders programlarının düzenlenmesini" istiyor. Bu genelge çıkana kadar birçok öğretim görevlisinin sözleşmesi il dışında lisansüstü yapıyor diye feshedildi. Maalesef Danıştay kararlarında üniversiteleri haklı buldu ve bazı davalar da devam ediyor. Şimdi Y.Ö.K bir genelge daha yayınlıyor ve herşeyi silbaştan yapıyor. Maalesef Y.Ö.K kendi genelgelerinde tutarlılık gösteremiyor , kanunun yorumlanmasında hata yapıyor. Maalesef senatodan çıkmış ve Y.Ö.K'e gitmiş olan başvurum 1.5 seneden beri oyalanıp, cevaplanmıyor. Bu durumda mahkeme ile cevap istemem gerekiyor.

Sayın Akkaş,
YÖK'ün hatalı pek çok uygulaması olmakla birlikte en başarılı uygulamalarından biri 35. maddedir. Gerçi hizmetin gereğini yerine getirerek maaşını hak etmiş birini borçlandırmak adil değildi. Ancak hizmet devrini kolaylaştırarak buda büyük ölçüde problem olmaktan çıkarıldı.

Öğretim Görevlisi vb. kadrolardakilerin lisans üstü eğitim hakkının engellenmesi doğru olamamakla birlikte bu kişilerden isteyenlerin kadrosu araştırma görevlisine çevrilerek bu sorun aşılıyordu. Amaç eğitim öğretim hakkını elden almak değil, lisansüstü eğitimin kalitesini artırmaktı.
Gelelim Araştırma Görevliliğinin ne olduğuna... 2547 nin 33 a sı tanımını açık vermiş:

Araştırma görevlileri,yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır. Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer.

Evet 2547'nin 33. maddesinin devamında ve diğer bazı maddelerde Araştırma Görevlilerinin lisans üstü öğrenimiyle ilgili düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak asli olarak Araştırma görevlisi araştırmalara yardım edendir. Bu nedenle YÖK sizi 35. maddeden görevlendirmek zorunda değildir. Zaten mecburi hizmet karşılığını ödemek üzere görevlendirmiş sizi. Bir çeşit af. Maddi yükümlülüklerinizden kurtulmanız için.
Ama 1.5 yıldır cevap vermemeleri gerçekten kabul edilebilir değil.

Sayın Gecem1970,

Birçok araştırma görevlisi 33/a maddesinin lisansüstü eğitim ile zorunlu olmadığını düşünmektedirler. Fakat bu büyük bir yanılgıdır. Lisansüstü eğitiminde başarısız olup , sözleşmesi uzatılmayan araştırma görevlileri sizin teziniz görüşünde mahkemelere 100'lerce iptal davaları açmış, fakat Danıştay'dan aldıkları cevap hep aynı olmuştur:

---------------------------------------------
Araştırma görevlileri, öğretim üyelerinin kaynağını oluşturur. Bu görevde bulunanların yüksek lisans ve doktora eğitimini süresinde başarmaları gerekir. Yüksek lisans ve doktora eğitiminde başarısız elemanların araştırma görevliliği görevine de son verilmemesi halinde, bu kadrolar başarısız kişiler tarafından devamlı şekilde işgal edilmiş ve üniversitenin ihtiyacı olan ve öğretim üyelerinin kaynağını oluşturan yeni ve başarılı araştırma görevlilerinin atanması imkansız hale geleceğinden, doktora öğreniminde başarısız olduğu tartışmasız bulunan davacının araştırma görevlisi kadrosunu işgal etmesinde kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işlemin iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Erzurum İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine 18.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
-----------------------------------------------------


Yani kısaca araştırma görevlileri lisansüstü eğitim ile ilişiklendirilmiştir. Yüksek mahkeme kendi içinde bir içtihat oluşturmuştur.

Aynı zamanda üniversitemin atama ve yükseltme kriterleri yönergesinde birkaç maddesinde açıkca belirtilmiştir. Hepsini yazmama gerek yok, yalnızca bir tanesi yeter:

"Yüksek lisans programı bulunmadığı için 2547 sayılı Yasanın 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi alamayan bölümlerde, 2547 sayılı yasanın 33/a maddesi ile yapılacak atamalarda araştırma görevlilerinin herhangi bir lisansüstü programa kayıt yaptırmış olmaları koşulu aranır. "


Şimdi benim merak ettiğim bana 35 maddeyi uygulamayıp lisansüstü eğitim hakkımı gasp eden üniversiteyi mi mahkemeye vereceğim yoksa bana cevap vermeyen Y.Ö.K'nu mu?

Sayın Akkaş,
Bir araştırma görevlisi ilanına başvurup, gerekli süreçlerden geçerek araştırma görevlisi olarak atanmış kişiler için dahi üniversitenin sözünü ettiğim gerekçeyle karşı durdurma hakkı vardır. Bakın söz konusu danıştay kararı üniversitenin savı üzerine oturmaktadır. Sonuçta kurum diyorki benim ihtiyacım öğretim üyesi. Öğrenimini tamamlasın. Aynı kurum aynı konuma faklı gerekçe ile de araştırma görevlisi almış olabilir. Yani belli bir projenin yada akademik işin devamının sağlanması için. Bildiğiniz gibi YÖK yapılanması proje asistanlığına olanak tanımamaktadır. Benim yorumuma göre normal bir süreçten geçen bir araştırma görevlisinin 35 hakkını kullanmasının engellenmesi iddasında bulunması için herhengi bir proje vb. görevli olmayıp odasında boş oturduğunu ispat etmesi gerekir. Üniversite akademik kurullar, senatolar sadece onay amaçlı kurulmamıştır. Bölüm başkanını hatta anabilim başkanın görüşünün sorulması gereksiz birer bürokrasiden ibaret değildir. Onlar uygun görmediği sürece ve kanunda açıkça belirtilmiş bir gerekçeye dayalı haklı bir dayanakları varsa mahkeme sürecinin sonunda olumsuz yanıt alınır.

Kaldıki daha öncede belirttiğim gibi sizin durumunuz yukarıdakinden çok daha farklıdır. Af kapsamı bir durumdasınız. Bu bir çeşit icra durumu. Birinden borç almışsınız, yaptığınız sözleşmeye uymamışsınız, karşılığını o kişi adına çalışrak ödemeye başlamışsınız. Daha ödemeniz bitmeden tekrar borç istiyorsunuz ve vermedi diye mahkemeye başvurmaktan söz ediyorsunuz.

Diyelim ki talebiniz kabul gördü. 35. maddeyle görevlendirildiniz. Ama doktoradan atıldınız. Ne olacak? Doğal olarak 35. madde kapsamı nedeniyle borçlu addedilecek ve işten çıkarılacaksınız. Borcun 35 den kaynaklanan kısmı için takip yapılacak ya şu an ödemek zorunda olduğunuz borç? Onun için takip yapılamayacak çünkü gerekli düzenleme yapılmış. Sizi görevlendirme yoluyla ödetmeleri gerekiyor. Yani sizi tekrar işe alacaklar ki almazlar 35. maddenin hükmü açık tekrar üniversitede çalışmanın önünü kapıyor. Bu durumda yapabilecekleri tek şey o borcun üzerine soğuk su içmek... Tabii o soğuk suyun hesabını ilgili yöneticiye sorarlar sonra. Sen kimin borcunu affediyorsun derler.

Başarılı olacağınızın, geri döneceğinizin garantisi bile yok. Peki iyi niyetinizin garantisi varmı? Örneğin bu amaçlı olabilirmi? Gidersin 35 le. Bir ay sonra kendini attırırsın. 10 gün işe gitmezsin mesala olur biter. 35 ten kaynaklanan borcunuz maaş, üste yarım maaş daha ekle yasal faiz filan derken çok çok 2000 YTL ye düşer. Öder kurtulur yoluna devam edersin. Sadece merak ettiğim için soruyorum. Şu an bulunduğunuz yerde bu ay işten ayrılsanız ne kadar ödemekle yükümlüsünüz?

Sayın gecem1970,

Bir af kapsamından yararlanmadım. Yani ortada bir af kapsamı yok. Yüksek lisansıma karşılık bir mecburi hizmet yükümlülüğüm var.

Bildiğiniz gibi hukuk varsayımlar üzerine işlemez. Her hukuk öğrencisi bilir: Hakim karar alırken sırasıyla; 1)Kanunlara 2) Yönetmeliklere 3) Mahkeme içtihatlarına 4) Doktrin(öğretiye) bakar.

Maalesef hukuk sevmek başka, hukuk'u bilmek başka birşey. Dediğim gibi bir üniversitenin yönetmeliği var ve 33/a araştırma görevlileri için lisansüstü eğitimi zorunlu tutmuş. Bu kadar basit!

Yönetmelik bildiğiniz bir kağıt parçası değildir. Resmi gazetede yayınlanır. Yürütmesini de rektör yapar. Yani bir bölüm başkanı çıkıp ta sana lisansüstü eğitim yaptırmıyorum diyemez.

Dediğim gibi hukuk kuralları içinde varsayımlara yer yoktur. Eğer varsa onun adı Hukuk değil HuGuk olur.

Merhaba,

Üniversitene senatosunun çıkardığı bir "Akademik Yükseltme ve Atama İlke ve Ölçütleri " yönergesindeki bir düzenlemeyi idare hakkım olmasına rağmen kullandırtmıyor. Yönergenin resmiyeti nedir ve idari davalarda ne kadar ciddiyeti vardır.

Sayın Akkaş,

Öncelikle sizden özür dilerim. Yazdıklarınızdan anlaşıldığına göre Milli Eğitim Bakanlığı Bir dönem Yüksek Lisans içinde burs vermiş. Ben sizi lisans üstü eğitimi için (yüksek lisans ve doktora/doktora) için gönderilen diğer grupla karıştırmışım. O grupta olup başarısız olan yada doktorasını zamanında tamamlayamayan normalde bu nedenle kendilerine yapılan masrafı ödemekle yükümlü öğrenciler için yapılan düzenleme ile borçlarını mecburi hizmetle ödeme hakkı elde ettiler. Bu bir çeşit aftır. Çünkü normal süreç parayı ödemelerini gerektirir ve gerek yurt içi gerekse yurt dışı görevlendirmede benzer duruma düşen pekçok kişi bu parayı ödemiştir. Aftır çünkü mecburi hizmetle kendilerine yapılan masrafı ödeme başarı durumunda yapılan bir uygulamadır.

Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı görevlendirme öncesi imzalanan belgede başarısızlık durumunda ödenecek para ve başarılı olma durumunda nekadar süre mecburi hizmet yapılacağı açıkça belirtilmiştir.

Sizin durumunuz yazdıklarınızdan anlaşıldığına göre bu değil.Açıkçası çok yakından takip etmeme rahmen ben sadece yüksek lisans amacıyla gönderilen grubu hiç duymamıştım. Ben sadece akademik personel yetiştirme amaçlı programlarla ilgilendiğim için olmalı bu da. Bilim uzmanı gereksinimi için gidenleri gözden kaçırmışım.

Haklısınız kanunlar yönetmelikler boşa çıkmaz. Ben size araştırma görevlilerinin 2547 sayılı kanuna göre durumunu yazdım. Siz şimdi bir başka yönetmelikten söz etmeye başladınız. Üniversitenizin yönetmeliğini bilmiyorum. Ama istisnasız bütün 33 lere böyle bir yükümlülük getirmek hepsini 50 d yapmak olmaz mı? Çeşitli nedenlerle ara veren yada mezun olanların ilişiği mi kesiliyor? Örneğin Dokuz Eylül herkesi 50/d yapmıştı bunun gibi bir uygulama mı? Ancak mahkeme hepsini 33 e iade etti.

Eğer sözünü ettiğiniz yönetmelikte ki ifade "Yüksek lisans programı bulunmadığı için 2547 sayılı Yasanın 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi alamayan bölümlerde, 2547 sayılı yasanın 33/a maddesi ile yapılacak atamalarda araştırma görevlilerinin herhangi bir lisansüstü programa kayıt yaptırmış olmaları koşulu aranır." ile sınırlı ise "atamalarda" sözcüğüne dikkatinizi çekmek istiyorum. Yani yeni alınacak personeli kapsıyor bu madde. Mevcut araştırma görevlileri ve sözleşme yenilemeyi gerektiren bir durum yok. Denilebilirki madem 35 le görevlendirmeyeceksin neden böyle bir madde koydunuz? Atadığınız personelin 35 istemesi doğal değil mi? MEB'ten mecburi hizmet devriyle gelmiş birisi bunu nasıl temel gösterecek hiç anlamadım.
Benim hiç bir zaman hukukçu olmak, bir hukukçu gibi bilmek iddam olmamıştır. Bu sitede belli bir ileti sayısına ulaşan her üye hukuk sever olarak site tarafından isimlendiriliyor. Yani bu benin kendime verdiğim bir isimde değildir.
14 senedir akademik personel olarak çalışıyorum. Bir bölümü 33 bir bölümü 35 kapsamında araştırma görevlisi olarak geçti. Açıkçası hayatımın o dönemi bittiği için çok mutluyum. Üniversite yapımızın bu çok sorunlu kadrosunda geçen yıllar boyunca doğal olarak sayısız farklı idari uygulamayla karşılaştım yada tanık oldum. Ben sadece bu deneyime dayalı yazıyorum. Bu arada sizde şunu unutmayın. Hukuk her zaman istediğimizi söylemez.

Sayın gecem1970,

Size üniversitenin yönetmeliğinden birkaç madde daha yazmak isterim. Yönetmeliğin 33/a araştırma görevlilerini direk lisansüstü eğitim ile ilişiklendirdiğini anlarsınız. Bunlar:
Madde 13
c) Araştırma görevlilerinin akademik gelişmeleri ve görev başarıları danışman görüşü de alınarak Bölüm Kurulunca her yarıyıl değerlendirilir. Bölüm Kurulu üyesi olmayan öğretim üyeleri de değerlendirmeye katılabilir. Bu değerlendirmeye Bölüm Akademik Etkinlik Raporunda yer verilir.
d) Araştırma görevlileri, çalışma raporu ile birlikte bilimsel ve akademik çalışmalarını en kısa sürede tamamlayabilmeleri için, beklentilerini yazılı olarak Bölüm Başkanlığına iletir.
e) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu uyarınca araştırma görevliliği geçici bir görevdir. yüksek lisans ya da doktora programının başarıyla ya da başarısızlıkla sona erdiği dönemin sonunda araştırma görevlilerinin görev süresi de kendiliğinden sona erer. Ancak, yüksek lisans programını başarıyla tamamlayan ve doktora programına devam etmek isteyen araştırma görevlilerinin herhangi bir doktora programı giriş sınavını başarana değin, Bölüm Kurulunun gerekçeli önerisi ile görev süreleri her seferinde 1 yıl olmak üzere en fazla iki kez uzatılabilir. Bu iki yıl sonunda da bir doktora giriş sınavını başaramayan araştırma görevlilerinin üniversiteyle ilişiği kesilir.
f) 2547 sayılı Yasanın 50. maddesi ile bu maddeye ilişkin "Lisans Üstü Öğretim Görenlerden Öğretim Yardımcısı Kadrolarına Atanacakların Hak ve Yükümlülükleri ile Tıpta Uzmanlık Öğrencilerinin Giriş Sınavları Hakkında Yönetmelik" uyarınca yapılan araştırma görevliliği atamalarında 50. maddenin (d) fıkrası ile anılan yönetmeliğin tüm gerekleri eksiksiz biçimde uygulanır.
Ayrıca 2547 sayılı Yasanın 33. maddesinin (a) fıkrasına göre atanmış olan araştırma görevlilerinin çalışma usulleri ve koşulları bu ilkeler çerçevesinde değerlendirilir ve yürütülür.

Yeniden Atanma
Madde 14
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 9, 31, 32 ve 33 üncü maddeleri kapsamında öğretim görevlisi, okutman ve diğer öğretim yardımcılarının yeniden atanmalarında;
a) Ders ve uygulamalardaki başarı durumu,
b) Yayın yapma durumu,
c) Konusu ile ilgili yayınlardan çeviri yapma durumu,
d) Araştırma görevlileri için süresinde yüksek lisans, doktora ya da sanatta yeterlik çalışmalarına başlama ve ilgili danışman raporlarına göre başarılı bir biçimde sürdürme ve sonuçlandırma durumu,
e) Görevini sürdürmekteki titizliği ve görevini yerine getirmedeki tutarlılığı,
f) Bölüm Kurulunun olumlu görüşü,
g) Disiplin cezası almamış olması göz önünde tutulur.

M.E.B bursluları(1416 sayılı kanun) yurtdışına gönderilirken iki aşamada gönderilir. Yükseklisans ve doktora(2007 yılından sonra bu uygulamayı değiştirip yükseklisans ve doktora olarak değiştirdiler). İstiyen yükseklisansından sonra yurda döner ve mecburi hizmetine karşılık görev ister.

Üniversitenin yönetmeliğinin diğer bir maddesi de:
"Yüksek lisans programı bulunmadığı için 2547 sayılı Yasanın 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi alamayan bölümlerde, 2547 sayılı yasanın 33/a maddesi ile yapılacak atamalarda araştırma görevlilerinin herhangi bir lisansüstü programa kayıt yaptırmış olmaları koşulu aranır. "

Yukarıdaki maddenin "atama" kelimesi üzerinde biraz beyin jimnastiği yapmışsınız. Fakat argümanınız bana hiç mantıklı değil. Dediğim gibi hukuk varsayımlar üzerine yürümez:))

O zaman ben de biraz beyin fırtınası yapim. Diyelim ki ben mecburi hizmetimi tamamlar tamamlamaz , benim sözleşmemi üniversite yenilemedi ve bunun nedenini de lisansüstü eğitim yapmamama bağladı. O zaman ben mahkemeye ben yapmak istedim de , onlar izin vermedi mi diyeceğim?


Üniversite bu yönetmeliğini çıkartırken 33/a bağlı olarak çalışan araştırma görevlilerinin yükseklisans eğitiminde başarısız olması durumunda hemen işten çıkarmak, böylece araştırma görevlilerinin mahkeme açarak geri dönüşlerini sıfırlamak istemiş, fakat bazen yönetmelikler de ters teper. Eğer üniversite beni öğretim görevlisi olarak atasaydı bu sorunlar çıkmayacaktı. Fakat üniversite hem araştırma görevlisi ol hem de doktora yapma diyor.

Yukarıda belirttiğiniz maddelerden 14 d yi gerekçe göstererek mahkemeye başvurabileceğinizi düşünüyorum. Çünkü bu maddeye istinaden mecburi hizmetinizin tamamlanmasını takip eden ilk sözleşme bitiminde sözleşmenizi yenilemeye bilirler.
Karşı taraf ne idda edebilir. Zaten borçlu olmanız tekrar borçlanmanız vb gibi daha önce yazdığım durumu ve YÖK genelgesini temel alırlar. Üstelik 13 e nin " Ancak, yüksek lisans programını başarıyla tamamlayan ve doktora programına devam etmek isteyen araştırma görevlilerinin herhangi bir doktora programı giriş sınavını başarana değin, Bölüm Kurulunun gerekçeli önerisi ile görev süreleri her seferinde 1 yıl olmak üzere en fazla iki kez uzatılabilir." kısmına dikkat çekerek sürenizin bitiminden sonra iki yıl uzatma hakkınız olduğunu zaten 35in sınava dayanmadığını bu nedenle ilk uzatmada 35 le görevlendirileceğinizi ifade ederler.
Siz kazanırsanız dava üst mahkemeye gider. O da olmadı düzeltme istenir. Bu arada ilgili enstitülere yazı çıkarırlar. Böyle bir öğrenciniz var mı diye. İlgili enstitü yazıyla başvurulunca cevap verir. Hakkınızda disiplin cezası verilir. Kaydınızda silinir. Olmaz demeyin çünkü kaç kere oldu. Öğretim görevlisi olup devam edenin hem işine son verdiler hem doktoradan attılar. Doktoraya devamına göz yuman bölüm başkanınada disiplin cezası verildi. (Aynı bölümde zorla 35 e gönderilen araştırma görevlisinin şikayeti üzerine)


Mahkemeyi kaybederseniz ne olur? Eğer 13 e ye atıf yaparlarsa sizinde kaygınız kalmaz. Yani mecburi hizmet sonunda uzatmayı garantilemiş olursunuz.

Tabi sizin konunuz değil ama ben olsam asıl 13 e ye maddeye itiraz ederdim. Bu madde 2547 ye aykırı. Öğrenimin sona erdiği dönemin sonunda ilişik kesilir diyorki sözleşmesi bitmeden böyle bir durum söz konusu olamaz. Kanunda bu açıkça belirtilmiştir. Yönetmelikler kanunlara aykırı olamaz.

Bu yönetmelikler tabii ki bağlayıcıdır. Ancak çoğunlukla 2547 ile çelişmelerinden midir yoksa akşamdan sabaha değişmelerinden midir bilinmez bu yönetmeliklere istinaden açılan davalarda olumlu sonuç duymadım daha. Kendi yönetmeliğine aykırı atama ve atamama ile ilgili öyle garip örnekler varki:(

Haddim olmayarak bir tavsiyede bulunayım. Eğer yanlış anlamadıysam yönetimle ciddi sorunlarınız var. Eğer orda olmak gibi bir ısrarınız yoksa eşdeğer özellikler taşıyan başka bir yer bulun. Bu kadar sorun çıkaran bölüm başkanı / yüksek okul müdürü sizi orda istemiyordur yani kolayca muvaffakat verir. YÖK iki tarafın onayı olmak koşuluyla mecburi hizmet devrini hemen yapıyor artık. Eskiden olduğu gibi bin dereden su getirmiyorlar.

Biraz alakasız olabilir kusura bkamayin.
Arastirma gorevlisi olabilmek icin ne yapmak lazım? Sartı surtu nedir?
Vakif univesitesi devlet universitesinde nasil arasitram gorevlisi ogreteim elemenaı olunabilir?

Saygilar.

Üniversiteler tarafından verilen akademik ilanlarda başvuru koşulları belirtilmektedir. En az lisans mezunu olmak, ÖSYM tarafından yapılan ALES sınavında belirtilen puanı almış almak gerekir. Her üniversitenin belirlediği farklı ölçütler vardır. Ayrıca alana göre de belirgin farklılıklar görülür.

Değerli yetkili,,
Mevzu kısaca şu:

Eşim 50/d maddesine göre araştırma görevlisi olarak eğitim fakültesinde görev yapıyor. Geçen yaz döneminde dekanlıktan kadro sözü verildiği için doktora tezini savundu, ancak sözde durulmadı. Fakülte ihtiyaç bildirmesine rağmen Rektörlük dikkate almadı. Kadro ilanı çıkmadı. Bizler sözleşmeli personeliz. Ve 17 eylül tarihinde de süresi doldu. Bu süreden bugün 01.11.2007 tarihine kadar okul, sürenin uzatıldığı ya da işine son verildiği ile ilgili olarak bir tebliğde bulunmadı. Daha sonra olması gereken A.B.D. görüşü alınmaksızın bölüm başkanının tasarrufuyla görev süresinin uzatılması için gerekli olan ihtiyaç bildirme gerçekleşmedi. Bunda bölüm başkanının menfi bir tutumu olduğunu düşünüyoruz. Eşim bu süreçte iki defa sevk aldı ve üzerine gözüken labaratuvar derslerine de girmeye devam etti. Sorum;
1. Acaba bu durumda ilişik kesme şimdi tebliğ edilirse ne yapmamız gerekiyor?
2. Eşimle aynı alanda çalışan ve aynı durumda olan bir arkadaşın görev süresini uzatmalarına rağmen (amcası profesör olmasının dışında yayın ve dil açısından en eksiği idi) eşimin ve bir diğer bir arkaşınkini de uzatmadılar. Bu durumda yasal olarak ne yapmak gerekiyor?
3. Bu geçen yaklaşık 1,5 aydır kurbanlık koyun gibi bekleterek psikolojik baskı uygulamaları söz konusu oldu, yani bir çeşit mobbig,
3. Bugün ilişik kesildiğinde geçen bu sürede ödenen maaşı geri isteyebilirler mi?
Bu durumda da yasal olarak ne yapmak gerekir.


En kısa zamanda bilgilerinizi beklerim. İşlerinde kolaylıklar dilerim. Selamlar.

iyi günler
bende 35 madde ile görevlendirildim. görevlendirildiğim üniversitede uygulama dersleri ve sınav yükü sebebiyle çalişmalarım aksamakta. görevlendirme yapılan üniversite bizi neden kullanıyor biz zaten zorunlu hizmetli olmayacakmiyiz buradaki işler o kadar fazlaki doktora çalişmalarımız oldukça aksıyor.
1-ben tekrar eski üniversiteme dönerek çalişmaları tezi eski üniversitemden yürütebilirmiyim.
2-görevlendiğim üniversiteye doktaya yapmak üzere görevlendirilmeme rağmen neden beni okul işlerinde uygulama derslerinde kendi asistanları gibi kullaniyorlar bu yasal mı acaba.

bu konuya cevap verebilirseniz sevinirim.

35 madde ile görevlendirilenler görevlendirildikleri üniversitede o üniversitenin çalişmalarına erslerine sınavlarında çalişmak zorundalar mı?

tez aşamasındaki 35 madde ye görevli bir asistan tekrar dönerek tezini eski üniversitesinden devam ettirebilir mi. bağlı olduğumuz üniversite eleman ihtiyacını ile istese bizi tekrar geri dönebilirmiyiz.

Merhaba
Ben, bağlı olduğum "XX" üniversitede doktora proğramı olmadığı için 35. madde ile başka bir üniversiteye doktora için görevlendirilmiş bir araştırma görevlisiyim. İlk görevlendirmem olduğu zaman bana senet falan imzalattırmadılar. yaklaşı 6 ay sonra "XX" üniversitesinden doktora yaptığım üniversiteye taahhütname ve kefalet senedini imzalamadığımı ve bu yüzden görevlendirmemin iptali ...... konulu bir yazı geldi. Ben de eski üniversiteme giderek dekan huzurunda seneti imzaladım. 1-2 sene sonra benim "XX" üniversitesinde bağlı olduğum fakülte ayrılarak yeni bir üniversite oldu. Acaba bana tehdit ve makam zoruyla imzalattırdıkları bu senetler geçerli midir?

güncel güncel

Alıntı:

---

cetin75 rumuzlu üyeden alıntı

iyi günler
bende 35 madde ile görevlendirildim. görevlendirildiğim üniversitede uygulama dersleri ve sınav yükü sebebiyle çalişmalarım aksamakta. görevlendirme yapılan üniversite bizi neden kullanıyor biz zaten zorunlu hizmetli olmayacakmiyiz buradaki işler o kadar fazlaki doktora çalişmalarımız oldukça aksıyor.
1-ben tekrar eski üniversiteme dönerek çalişmaları tezi eski üniversitemden yürütebilirmiyim.
2-görevlendiğim üniversiteye doktaya yapmak üzere görevlendirilmeme rağmen neden beni okul işlerinde uygulama derslerinde kendi asistanları gibi kullaniyorlar bu yasal mı acaba.

bu konuya cevap verebilirseniz sevinirim.

---

Biraz eski bir konu ve de cevapsız kalmış, ama ben konuyu canlandırmakta fayda görüyorum zira cetin Bey gibi ben de bu konudan muzdaribim ve üniversitelerde ki iş yükünün zaten ağır olmasının yanı sıra bir de benim başıma geldiği gibi bir negatif ayrımcılık söz konusuysa ders ve iş yükünüz ortalamanın iki katı civarında olabiliyor...

Cetin Bey muhtemelen bu sıkıntısından çoktan kurtulmuş ve doktorasını bitirmiştir umarım ama bu durumda olan çok sayıda arkadaşım var Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinde. Okuğum ve anladığım kadarıyla kanunda, görevlendirilen akademik personelin nasıl istihdam edilebileceği ve ne kadar iş yüküyle yüklenilebileceği konusunda somut bir madde yok. Yalnız ortada şöyle bir tezat söz konusu ki; YÖK'ün doktora yapılması üzere yaptığı görevlendirme amacına hizmet edememekte, araştırma görevlilieri iş yükünün altında ezilmekte, mesai saatleri dışında bile ders ve iş yükleri ile ilgili çalışması ve mesaiye yetiştirmesi beklenmektedir (en azından benim için malesef böyle). Durum böyle olunca mesai saatleri dışındaki özel zamanlarınız bile size ait değil ki en azından özel yaşantınızdan feragat ederek doktora çalışmalarınızı yapabilesiniz. Tabi bu durum sadece doktora sürecini etkilemekle kalmıyor aile yaşantımı da ciddi şekilde örseliyor, eşime çocuğuma zaman ayıramıyorum.

Semestrdan sonra yeni ders döneminin ders ve uygulama yük dağılımının yapılmasıyla bardağı taşıran son damla vuku buldu ve istifa da dahil bir çok seçeneği düşünür oldum. Tabiki öncelikle YÖK kanalıyla ve hukuki yollarla hakkımı aramaya çalışacağım, artık kılıçlar çekilecek malesef, yapacak bir şey yok. Ama YÖK'ün bu konudaki tavrı ne olur, yasal dayanak olmadığı için (en azından iş yükü açısından 35 ile görevlendirilen araş. gör. ü destekleyen bir kanun veya maddesi olmadığından) hukuki çabalarım sonuç verir mi bilmiyorum ama en azından Çetin Bey gibi ben de eski üniversiteme dönmeyi en azından şu üveylikten kurtulmayı planlıyorum.

Konu hakkında bilgi sahibi olan veya tecrübe sahibi olan ya da mevzuat hakkında yorumda bulunup yol gösterecek olan birisi varsa ve konuya icabet ederse çok memnun olurum. Saygı ve sevgilerimle

kimse yok mu acaba konu hakkında fikir sahibi olan?

merhabalar,
Eşim araştırma görevlisi olarak görev yapmaktadır. Yüksek lisans için YOK tarafından 35. madde ile 13.10.2017 tarihinde Çukurova üniversitesine geçici kadro tahsisi onaylanmış fakat normalde 2-3 ay gibi bir süre olan görevlendirme işlemleri yaklaşık 8 aydır tamamlanmayıp güvenlik soruşturmaları bahane edilerek hiçbir işlem yapılmadan geçiştirilmektedir. üniversiteye ve YOK e durumumuzla ilgili yazdığımız her dilekçede güvenlik soruşturmaları bahane edilerek yine geçiştirildik. Çukurova üniversitesi genel sekreteriyle yüz yüze görüştüğümüzde hakkımızda 2-3 sefer güvenlik soruşturması talep edilmiş hepsi olumlu gelmesine rağmen sürekli yeni talepte bulunarak süreç uzatılmaktadır ayrıca YOK tarafından 35. madde ile görevlendirmemiz onaylandığı için kadromuzun bulunduğu üniversite 39. madde ile de görevlendiremiyor ve bu yüzden her hafta Ankara-adana arasında mekik dokumak zorunda kalıyoruz ve maddi ve manevi mağdur ediliyoruz. yardımınızı talep ettığimiz konu ise şudur;
1) yaşadığımız bu durum karşısında hangi hukuki yollara başvurabiliriz?
2) YÖK ün bir üniversite adına bir diğer üniversitede lisansüstü eğitim gören araştırma görevlileri hakkında yönetmeliği

Madde 4- Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla yeni kurulan veya gelişmekte olan üniversite veya yüksek teknoloji enstitülerinin araştırma görevlisi kadroları, lisansüstü eğitim yaptırmak üzere, kadrosunu tahsis edecek üniversitenin başvurusu, “Öğretim Üyesi ve Araştırıcı Yetiştirme Kurulu”nun görüşü ve Yükseköğretim Kurulu’nun kararı ile tespit edilen, gelişmiş eğitim programı bulunan başka bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne tahsis edilebilir.

Tahsis edilen araştırma görevlisi kadrosu dolu veya boş olabilir. Kadronun dolu olması halinde, bu kadroda bulunan kişi yeniden giriş sınavı yapılmaksızın, tespit edilen üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünün ilgili lisansüstü programına kaydedilir. Bu gibi kişiler lisansüstü öğrenim görmek üzere gidecekleri üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünde görevlendirilirler.

Kadronun boş olması halinde, lisansüstü öğrenim görecek öğrencilerin seçilme ve atama işlemleri, eğitim yapacak üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünün ilgili yönetim kurulu kararıyla yapılır.

Görevlendirme veya atama işleminden önce adaylardan, kendilerine kadrosu tahsis edilen üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünde 2547 Sayılı Kanunun 35 inci maddesi şartları içinde lisansüstü eğitim-öğretim süresi (tatiller dahil) kadar mecburi hizmeti yerine getirmek zorunda bulunduklarına dair bir taahhüt ve kefalet senedi alınır. Bu senette ilgili araştırma görevlilerinin lisansüstü eğitim - öğretimlerinin tamamlanmasından ne kadar süre sonra kadroyu tahsis eden üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne döneceğini belirten bir hüküm de yer alır.

Madde 5- Atanan veya görevlendirilen araştırma görevlileri kadrosunun tahsis edildiği üniversitenin ilgili enstitünün düzenleyeceği eğitimi-öğretim programına göre eğitimi sürdürürler ve ilgili anabilim dalında hizmet görürler.

bu maddelere göre YOK un 35. madde görevlendirmesi bizim Çukurova üniversitesinde işe başlamamız için yeterlimi yoksa illa atama işlemlerinin tamamlanmasını mı beklememiz gerekmekte ?
3) Çukurova üniversitesinin bu süreçte yapmış olduğu İşlemlerde görevi İhmal suçu veya herhangi bir suç doğuran bir eylem oluşmakta mıdır?