-
Aile içi şiddetle mücadele
1. AİLE İÇİ ŞİDDET NEDİR?
a)Eşinizin size veya çocuklarınıza ya da sizinle aynı evde yaşayan akrabalarınıza yönelik;
b)Sizinle aynı evde yaşayan herhangi bir akrabanızın, size ya da evdeki diğer kişlere yönelik
c)Evli olmanıza rağmen kendi isteğinizle veya mahkeme kararı ile ayrı evlerde yaşadığınız eşinizin, size yönelik;
tehdit, baskı ve kontrol içeren, fiziksel, cinsel, ekonomik veya psikolojik zarar görmenize veya acı çekmenize sebep olan her türlü davranışı AİLE İÇİ ŞİDDETTİR.
2. ŞİDDET TÜRLERİ
a) Fiziksel Şiddet:
Tokat atmak, tekmelemek, yumruklamak, hırpalamak, kolunu bükmek, boğazını sıkmak, bağlamak, saçını çekmek, kesici veya vurucu aletlerle yaralamak, kezzap veya kaynar suyla yakmak,vücudunda sigara söndürmek, ellerini ayaklarını ezmek, sakatbırakmak, işkence yapmak, sağlıksız koşullarda yaşamaya mecburbırakmak, sağlık hizmetlerinden yararlanmasına engel olarakbedensel zarar görmesine neden olmak gibi eylemler FİZİKSEL ŞİDDETTİR.
Kadına yönelik fiziksel şiddetin en ağır biçimlerinden biri, töre/namus bahanesiyle kadına uygulanan şiddettir. Kadının giydiğikıyafet, gittiği yer, yabancı kişilerle konuşması, evlilik dışı ilişkisininolması, evlilik dışı hamile kalması, bakire olmaması, ailenin ya daakrabalarının uygun gördüğü kişi ile evlenmek istememesi, boşanmasıgibi bahanelerle kadına eşi ya da akrabaları tarafından şiddetuygulanması ya da öldürülmesi TÖRE/NAMUS BAHANESİYLEkadına uygulanan şiddettir. Ne yazık ki, bu suçun işlenmesine eşya da akrabalar karar verebilmek-tedir. Töre/namus bahanesiylekadına uygulanan şiddet yasalarımıza göre suçtur vecezalandırılmaktadır.
b) Psikolojik Şiddet
Bağırmak, korkutmak, küfür etmek, tehdit etmek, hakaretetmek, ailesiyle akrabalarıyla, komşularıyla, arkadaşlarıyla ya dabaşkalarıyla görüştürmemek, eve kapatmak, küçük düşürmek,çocuklarından uzaklaştırmak, kıskançlık bahanesiyle sürekli kontrolaltında tutmak, başka kadınlarla kıyaslamak, kadının nasıl giyineceği, nereye gideceği, kimlerle görüşeceği konusunda baskı yapmak,kadının kendini geliştirmesine engel olmak gibi eylemler PSİKOLOJİK ŞİDDETTİR.
c) Cinsel Şiddet
Evli olduğu kişi bile olsa kadını istemediği yerde, istemediği zamanda ve istemediği biçimlerde cinsel ilişkiye zorlamak (tecavüz),başkalarıyla cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel organlara zarar vermek,çocuk doğurmaya ya da doğurmamaya, kürtaja, enseste (akrabalararası cinsel taciz ve tecavüz), fuhuşa zorlamak, zorla evlendirmek,telefonla-mektupla ya da sözlü olarak cinsel içerikli rahatsızlık verici davranışlarda bulunmak gibi eylemler CİNSEL ŞİDDETTİR.
d) Ekonomik Şiddet
Para vermemek veya kısıtlı para vermek, ailenin tasarrufları,gelir ve giderleri konusunda bilgi vermemek, kadının mallarını vediğer gelirlerini elinden almak, çalışmasına izin vermemek, istemediği işte zorla çalıştırmak, çalışıyorsa iş hayatını olumsuz etkileyecekkısıtlamalar getirmek, aileyi ilgilendiren ekonomik konularda kadınınfikrini almadan tek başına karar vermek gibi eylemler EKONOMİK ŞİDDETTİR.
*Bu yayın, T.C.BAŞBAKANLIK Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından, Kadına Yönelik aile içi Şiddetle Mücadele Projesikapsamında hazırlanmıştır.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
ŞİDDETE MARUZ KALDIĞINIZDA YA DA RİSK ALTINDAYKEN BAŞVURABİLECEĞİNİZ KURUM VE KURULUŞLAR
İL SOSYAL HİZMETLER MÜDÜRLÜKLERİ
ALO 183 AİLE, KADIN, ÇOCUK VE ÖZÜRLÜ SOSYAL HİZMET DANIŞMA HATTI
SAĞLIK KURULUŞLARI
POLİS MERKEZLERİ, JANDARMAKARAKOLLARI
CUMHURİYET SAVCILIĞI
BELEDİYELERİN KADIN DANIŞMA MERKEZLERİ
BAROLARIN KADIN DANIŞMA MERKEZLERİ VE ADLİ YARDIM KURULLARI
KADIN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
1. İl Sosyal Hizmetler Müdürlükleri
a) Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri
İİl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünde (ilçelerde varsa İlçe Sosyal Hizmetler Müdürlüklerinde) şiddete maruz kalmış kadınlara, sosyal çalışma yapan görevliler tarafından ihtiyaçları doğrultusunda ücretsiz danışmanlık ve rehberlik hizmeti verilmektedir. Bulunduğunuz yerde il ya da ilçe sosyal hizmetler müdürlüğü yoksa Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı Aile Danışma Merkezleri ve Toplum Merkezleri gibi diğer kuruluşlara
da başvurarak danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.
b) Kadın Konukevleri/Sığınmaevleri
Kadın konukevinde kalmak için başvurular da İl Sosyal Hizmet Müdürlüklerine yapılır. Konukevi ya da diğer adıyla sığınmaevi, şiddete uğrayan veya risk altındaki kadınların varsa beraberlerindeki çocukları ile birlikte, geçici süre ile barınma ihtiyacının karşılanması
amacıyla kurulmaktadır.
i. Konukevlerinin/Sığınmaevlerinin başlıca özellikleri nelerdir?
Gizlilik ve güvenlik ilkesi uygulanır. Kuruluşun adresi, telefon numarası gizli tutulur. Kadınlarla ilgili bilgi ve belgeler hiçbir şekilde açıklanmaz. Her kadın kendi hayatı ile ilgili kararları kendisi verir, kimse ona baskı veya zorlama yapamaz.
Kadınlar, 0-12 yaş arasında kız veya erkek çocuklarıyla birlikte kalabilmektedir; 12 yaşın üstünde olan kız veya erkek çocukların durumu uzmanlar tarafından değerlendirilir ve
çocuklar durumlarına uygun kuruluşlara yerleştirilmektedirler. Kuruluşta kalma süresi üç aydır. Gerektiğinde kalma süreleri uzatılır.
ii. Konukevinden/Sığınmaevinden Nasıl Ayrılabilirsiniz?
İstediğiniz zaman bir dilekçe vererek ayrılabilirsiniz.
iii. Konukevinde/Sığınmaevinde Neler Yapılır?
Güvenli barınma imkânı sağlanır,
Psikolojik ve sosyal destek sağlanabilir,
Barolar ile işbirliği yapılarak hukuksal danışmanlık hizmeti verilebilir,
İş ve meslek edindirmeye yönelik çalışmalar yapılabilir,
Çocuklara yönelik destek sağlanabilir,
Bazı durumlarda, küçük el harçlığı verilebilir ya da sosyal yardımlardan yararlanması için destek olunabilir,
Konukevi/sığınmaevinden ayrıldıktan sonra kendi evini tutmak isteyenlere, bu konuda destek olunabilir,
Sağlık hizmeti sağlanabilir, sosyal güvencesi olmayanlara yeşil kart çıkartmaları için rehberlik yapılabilir,
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun diğer hizmetlerinden (ücretsiz kreş, ayni-nakdi yardım gibi) yararlanmaları sağlanabilir.
2. Alo 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı olarak çalışan ALO 183 hattı, şiddete uğrayan ya da uğrama riski taşıyan ve desteğe gereksinimi olan kadınlara ve çocuklara psikolojik, hukuki ve ekonomik alanda danışmanlık hizmetleri sunmakta ve yararlanabilecekleri hizmet kuruluşları konusunda bilgi vermektedir.
ALO 183 ücretsiz bir danışma hattıdır. Türkiye’nin her yerinden 7 gün 24 saat herhangi bir telefondan 183 numarasını çevirerek aile içi şiddeti durdurmak için gerekli destek ve korumaya nasıl ulaşacağınız konusunda bilgi alabilirsiniz.
3. Sağlık Kuruluşları
Şiddete maruz kaldığınızda ya da böyle bir risk altındayken bulunduğunuz yere en yakın sağlık kuruluşuna (sağlık ocağı, sağlık evi, aile hekimliği, hastanelerin acil servisleri gibi) başvurabilirsiniz.
Sağlık kuruluşlarında tedaviniz yapılır ve yaşadığınız şiddeti belgeleyen bir rapor düzenlenir.
4. Polis Merkezleri ya da Jandarma Karakolları
Evinize en yakın polis merkezine ya da jandarma karakoluna giderek veya telefonla olayla ilgili şikâyette bulunabilirsiniz. Aynı zamanda 7 gün 24 saat 155 Polis İmdat veya 156 Jandarma İmdat Hattına telefon ederek yasal sürecin başlaması için başvuruda bulunabilirsiniz.
Aile İçi Şiddet Nedeniyle Polis Merkezlerine Başvurduğunuzda
Polisin Yapacağı İşlemler Şunlardır:
Sizi dinler, şikâyetinizin ne olduğunu anlar,
Cumhuriyet Savcısını bilgilendirir, onun talimatlarını alır ve adli işlemlere başlar,
Mağduriyetinizin tespiti ve gerekli tedavi için sizi en yakın sağlık kuruluşuna sevk eder ve sağlık raporunuzu alır,
Olaya karışan tarafları tespit eder, delilleri toplar,
İhtiyacınız varsa, size ücretsiz avukat görevlendirilmesi için işlem yapar,
Olaya ilişkin ayrıntıları kayda geçirir, tutanak düzenler, Sizi Ailenin Korunmasına Dair Kanun, diğer yasal haklarınız ve işlemler hakkında bilgilendirir,
Size başvurabileceğiniz yerler hakkında bilgi içeren broşür verir,
Güvenliğiniz için sizinle birlikte bir değerlendirme yapar ve sonucu hakkında size ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Müdürlüğü’ne bilgi verir,
Barınma ihtiyacınız varsa sizi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna yönlendirir. Acil barınma ihtiyacınız varsa ya da yüksek riskli bir durumdaysanız, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumundan bir görevliyi polis merkezine davet ederek sizinle görüşmelerini sağlar,
İfadenizi okumanızı sağlar (okuyamıyorsanız size okur),
İfadenizin bir kopyası ile tarih ve numarasını size verir,
Siz doğrudan başvuramadığınızda bile, başkalarının ihbarını ve şikâyetlerini değerlendirir.
5. Cumhuriyet Savcılığına
Bulunduğunuz yerin Adliyesindeki Cumhuriyet Savcılığına bir dilekçe ile başvurarak suç duyurusunda bulunabilirsiniz.
4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’dan yararlanmak ve koruma tedbiri alınması için talepte bulunabilirsiniz.
Gerekirse sağlık raporu almak için Savcılıktan adli tabipliğe sevkinizi istemelisiniz.
Dilekçenizin tarih ve numarasını veya bir kopyasını mutlaka saklayınız.
Cumhuriyet Savcılığı yapacağı soruşturma sonucunda ya kamu davası açarak konuyu ceza mahkemesine götürecek ya da şikâyet edenin şahsi dava açma hakkı olduğunu belirterek takipsizlik kararı verecektir. Cumhuriyet Savcısının takipsizlik kararına itiraz hakkınız
vardır. Cumhuriyet Savcılığının takipsizlik kararı vermesi durumunda dahi şahsi dava açma hakkınız vardır.
6. Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri
Bulunduğunuz yerin belediyesinde kadın danışma merkezi varsa, bu merkezlerinden ücretsiz psikolojik, tıbbi ve hukuksal destek alabilirsiniz. Ayrıca ekonomik desteğe ihtiyacınız varsa belediyelerin ayni ve maddi desteklerinden yararlanabilmeniz mümkündür.
Bazı belediyelere bağlı konukevi/sığınmaevi de bulunmaktadır. Bulunduğunuz yerin belediyesi bu hizmeti veriyorsa, belediyenin kadın danışma merkezine ya da doğrudan belediyeye giderek konukevi/sığınmaevinde kalmak için başvurabilirsiniz.
7. Baroların Adli Yardım Kurulları ve Kadın Danışma Merkezleri
a) Adli Yardım
Barolar, avukatların mesleki örgütleridir. Birçok alanda savunma hakkınızı kullanmanıza destek sunmak, Baroların görevleri arasındadır. Hukuk sistemimiz ihtiyacı olan mağdurların ücretsiz hukuk desteği almasına imkân sağlamaktadır. Bir avukata ihtiyaç duyuyorsanız ve
avukatlık ücretini karşılama olanağınız yoksa bulunduğunuz yerdeki Baro sizin için ücretsiz avukat görevlendirir. Avukat sizi yasal haklarınız hakkında bilgilendirir ve yasal işlemlerinizi sizin adınıza yapar.
Bu haktan yararlanmak istiyorsanız;
Müracaat ettiğiniz polis merkezinde veya jandarma karakolunda görevli memura avukat istediğinizi söyleyiniz, ya da yaşadığınız ildeki Baronun Adli Yardım Kurullarına başvurunuz.
Bu haktan yararlanmak için gerekli belgeler: Kimliğiniz, ikametgâh belgeniz, muhtardan alacağınız fakirlik belgesi.
b) Hukuksal Danışmanlık
Bugün Türkiye’de 50’dan fazla ilde Baro’ya ait Kadın Hukuku Komisyonları vardır. Bu Komisyonlar, kadın haklarının korunması için kadınlara destek vermektedirler. Ayrıca, bazı illerin baroları şiddete maruz kalan veya risk altında olan kadınlara doğrudan hukuksal danışmanlık hizmeti sunmak ve rehberlik yapmak amacıyla kadın danışma merkezleri açmışlardır.
Baro’ya ait Kadın Danışma Merkezi olan iller şunlardır: Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Denizli, Bursa, Adana, Diyarbakır. Bu Merkezlerde çalışan gönüllü avukatlar, ihtiyacı olan kadınlara yasal hakları hakkında bilgi vermekte, onları gereken yerlere yönlendirmektedir.
Bulunduğunuz ilde Baroya bağlı danışma merkezi bulunuyorsa, bu merkeze başvurarak yasal haklarınızı öğrenebilirsiniz ve bu haklarınızdan nasıl yararlanacağınız konusunda bilgi alabilirsiniz. Bu merkezlere başvurmak ve bilgi almak için herhangi bir ücret ödemeniz gerekmez.
8. Kadın Sivil Toplum Kuruluşları
Ülkemizde birçok kadın sivil toplum kuruluşunun (gönüllü çalışan kuruluşlar) kadın danışma merkezi bulunmaktadır. Bu merkezlerde, şiddete maruz kalmış kadınlara, dayanışma anlayışı içerisinde ücretsiz psikolojik, hukuksal, ekonomik konularda danışmanlık ve rehberlik
yapılmaktadır. Merkeze başvuran kadının, yaşadığı şiddetle mücadele edebilmesi için destek verilmektedir. Ayrıca bu gönüllü kuruluşlardan bazılarına bağlı sığınmaevleri de bulunmaktadır.
*Bu yayın, T.C.BAŞBAKANLIK Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından, Kadına Yönelik aile içi Şiddetle Mücadele Projesi kapsamında hazırlanmıştır.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
ŞİDDETE MARUZ KALDIĞINIZDA HAKLARINIZ NELERDİR?
Ailenin Korunmasına Dair Kanun
Medeni Kanun
Türk Ceza Kanunu
ile düzenlenen HAKLARINIZ
Ailenin Korunmasına Dair Kanun, Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunu ile düzenlenen HAKLARINIZ
1) 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun
a) Bu Kanun Ne Sağlar?
Bu Kanun ile şiddet uygulayan eşinizin ya da diğer aile bireyinin yaşadığınız eve gelmesi engellenebilmektedir. Aile içi şiddetin önlenmesi ve şiddete uğrayan kişinin korunması
için özel bir kanun bulunmaktadır. Bu yasa “4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun”dur.
Bu Kanunda, aile içi şiddete maruz kalan aile bireylerinin özellikle kadınların ve çocukların korunması amacıyla, şiddet uygulayan aile bireyi hakkında alınabilecek tedbirler yer
almaktadır.
Koruma kararı kapsamındaki tedbirlerin uygulama süresi en fazla altı aydır. Süre devam ederken veya süre bittikten sonra şiddet tekrar ederse, yeniden koruma kararı alınması için başvurabilirsiniz.
b) Ne Tür Tedbirler Alınabilir?
Mahkeme, şiddet uygulayan kişinin 6 aya kadar yaşadığınız evden uzaklaştırılması (eve yaklaşamaması) için karar verebilir. Ayrıca, ortak eviniz dışında bir yerde kalıyorsanız, bu eve ve iş yerinize gelmesini de engelleyebilir. Evden uzaklaştırma tedbirinin uygulanması, eşinizin veya şiddet uygulayan diğer aile bireyinin, uzaklaştırıldığı konutun kira, elektrik, su, telefon, doğalgaz ve benzeri giderlerini karşılamasına engel değildir. Kişinin evden uzaklaştırıldığı zaman bu ödemeleri yapmayacağını düşünüyorsanız, hakime bu hususu belirtmekten kaçınmayınız. Hâkim uzaklaştırılan kişinin bu tür yükümlülüklerini
yerine getirmesine karar verebilir.
Mahkeme evden uzaklaştırma tedbirinin yanı sıra, şiddet uygulayan eşin ya da diğer aile bireyinin, size, çocuklarınıza ve diğer aile bireylerine karşı şiddete ve korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmamasını, sizin ve çocuklarınızın eşyalarına zarar vermemesini, kaldığınız eve ya da işyerinize alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanmış olarak gelmemesini veya bu tür maddeleri bu yerlerde kullanmamasını, telefon, mektup vs. iletişim vasıtalarıyla sizi rahatsız etmemesini, varsa silahının elinden alınmasını, bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurmasını sağlayıcı tedbirlere karar verebilir.
Sizin şiddetten korunmanız için mahkeme bu tedbirlerden birinin ya da bir kaçının alınmasına karar verebilir. Mahkeme bu tedbirlerin alınmasına dosya üzerinde yapacağı evrak incelemesi ile karar verir.
ŞİDDET GÖRDÜĞÜNÜZÜ İSPATLAMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ.
Kanundan yararlanabilmek için aynı evde yaşamak şartı yoktur. Kendi isteğiniz ya da mahkeme kararı ile eşinizle ayrı evlerde oturuyorsanız da, eşinizin size şiddet uygulaması durumunda Kanun sizi korumaktadır. Kanunun uygulanması sadece fiziksel şiddete yönelik değildir. Bütün şiddet türlerini kapsamaktadır.
c) Bu Kanunun Korumasından Kimler Yararlanabilir?
Aile içi şiddete maruz kalan eş, çocuk, aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireyleri akrabalar),
Mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan ya da evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireyleri.
d) Kimler Şikâyet ve İhbar Başvurusunda Bulunabilir?
Şiddete uğrayan aile bireyi, Diğer kişiler (aynı evde oturan kişiler, kardeş, çocuk, akraba
ya da şiddeti gören, duyan, tanık olan komşu, öğretmen, doktor gibi kişiler).
e) Nerelere Başvurulabilir?
Polis Merkezine, Jandarma Karakoluna, Cumhuriyet Savcılığına veya Aile Mahkemesi Hâkimliğine müracaat edebilirsiniz. Eğer bulunduğunuz yerde Aile Mahkemesi yoksa, Sulh Hukuk Mahkemesine başvurabilirsiniz.
f) Başvururken ne kadar masraf ödenir?
4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun kapsamında yapılan işlemler için hiç bir masraf alınmaz.
g) Nafaka ödenir mi?
Nafaka eşinizin gelirinden size ödenmesine hükmedilen mali yardımdır. Eğer eşinizden aldığınız başka bir nafaka yoksa eşinizin evden uzaklaştırıldığı süre boyunca sizin ve çocuklarınızın geçimini sağlamak için nafaka ödemesini isteyebilirsiniz.
Bunun için verdiğiniz dilekçeye geçiminiz için gerekli nafaka tutarını yazıp talepte bulununuz.
Eşinizin gelir durumunu ve nereden maaş aldığını gösteren maaş bordrosu vb. belgeleri veya bilgileri mahkemeye vereceğiniz dilekçeye ekleyiniz.
h) Koruma kararına uyulup uyulmadığı nasıl denetlenir?
Cumhuriyet Savcılığı koruma kararının uygulanmasını kolluk kuvvetleri (polis veya jandarma) aracılığı ile izler. Bunun için polis ya da jandarma; Bulunduğunuz evi haftada bir kez ziyaret eder, Birinci derece yakınlarınız ile iletişim kurar, Komşularınızın bilgisine başvurur, Oturduğunuz yerin muhtarından bilgi alır,Evinizin çevresinde araştırma yapar.
I) Koruma kararına uyulmaması durumunda ne yapılabilir? Sizin veya başka bir kişinin, şiddet uygulayan kişinin tedbir kararına uymadığını polis merkezine, jandarma karakoluna ya da Cumhuriyet Savcılığına bildirmesi durumunda, ya da polisin veya jandarmanın, kontrol işlemleri sonucunda, şiddet uygulayan kişinin, koruma kararına uymadığını tespit etmesi
durumunda, soruşturma yapılarak durum en kısa zamanda Cumhuriyet Savcılığına iletilir.
Cumhuriyet Savcılığı, koruma kararına uymayan eş veya diğer aile bireyleri hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar. Bu durumda şiddet uygulayan kişi üç aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) TÜRK CEZA KANUNUNDA AİLE İÇİ ŞİDDET
Kanunlara göre, aile içinde eşinizin ya da birlikte yaşadığınız diğer aile bireylerinin size psikolojik, fiziksel ya da cinsel şiddet uygulaması suçtur. Bu şiddet türlerinden her hangi birine maruz kaldığınızda, hem 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun kapsamında koruma talep edebilirsiniz, hem de Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre şikayetçi olabilir ve bu kişinin cezalandırılmasını isteyebilirsiniz.
Türk Ceza Kanununa Göre;
Kasten veya Tedbirsizlik Nedeniyle Yaralamak
Bir başka kişiye kasıtlı olarak veya tedbirsizlik nedeniyle zarar veren, onun sağlığının bozulmasına neden olan kişi cezalandırılmaktadır. Bu suç aile bireylerine yönelik işlenirse, ceza daha da artırılmaktadır.
Eziyet
Eziyet yapan kişiler ağır biçimde cezalandırılmaktadır. Bu suçlar aile bireylerine karşı işlenirse cezası daha da ağırlaştırılmaktadır.
Çocuk Düşürtmek
Çocuk aldırmak, yasal olarak en geç hamileliğin 10. Haftasında yapılabilir. Hamile kadının izni olmadan çocuğunu düşürten kişi cezalandırılmaktadır. Kadının rızası olsa bile, 10 haftayı geçmiş hamileliklerde kadın ve çocuğun hamileliğin sonlandırılmasını gerektiren bir sağlık
sorunu olmadıkça, hamileliği sonlandırmak suçtur ve cezalandırılmaktadır.
Tecavüz sonunda hamile kalınması halinde, hamilelik 20 haftayı geçtikten sonra çocuğun düşürtülmesi suçtur ve cezalandırılmaktadır.
İzinsiz Kısırlaştırmak
Bir kişiyi, kendisinin izni olmadan kısırlaştıran kişi cezalandırılmaktadır.
Bir Kişiyi Zorla Alıkoymak
Bir kişiyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmeye veya bir yerde kalmaya zorlayan kişi cezalandırılmaktadır.
Çalışma Özgürlüğünü Engellemek
Bir kişinin iş ve çalışma özgürlüğünün zor ya da tehdit yoluyla engellenmesi suçtur ve cezalandırılmaktadır.
Birden Fazla Evlilik
Birden çok kişiyle evlenmek yasaktır ve resmi nikah olmaksızın imam nikahı yaptırılması suçtur. Resmi nikah yaptırmaksızın imam nikahı yaptıranlar ve yapan kişiler cezalandırılmaktadır.
Töre veya Namus Cinayetleri
Töre veya namus cinayeti işleyen kişiye, Türk Ceza Kanununa göre en ağır ceza verilmektedir ve bu suçta ceza indirimi yapılmamaktadır.
Evlilik dışı doğan çocuğun, annesi tarafından namus kurtarma gerekçesiyle öldürülmesi ağır biçimde cezalandırılmaktadır.
Kötü Davranışta Bulunma
Aynı konutta birlikte yaşadığı kişiye kötü davranışta bulunan ve şiddet uygulayan kişi cezalandırılmaktadır.
Destek ve Bakım Yükümlülüğü
Aileye destek ve bakım yükümlülüğünü yerine getirmemek suçtur, bu kişi hakkında dava açılabilir ve kişi cezalandırılır.
Kocanın hamile olan eşini ya da bir erkeğin sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden hamile kalan kadını çaresiz durumda terk etmesi cezalandırılmaktadır.
Hakaret Etmek
Bir kimseye karşı, onun onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek şekilde davranışta bulunmak veya sövmek cezalandırılmaktadır.
Tehdit Etmek
Bir başkasını, kendisine veya yakınına zarar verileceği, saldırı gerçekleştirileceği şeklinde tehdit etmek suçtur ve cezalandırılmaktadır.
Cinsel Taciz ve Saldırı
Tecavüz gibi cinsel saldırı eylemleri cezalandırılmaktadır.
Tecavüz eylemi sonucunda tecavüze uğrayan kişinin beden ve ruh sağlığı bozulmuş ise cezası daha ağırdır.
Evlilik içinde eşler arasındaki cinsel saldırı eylemi (tecavüz) de suçtur.
Cinsel taciz cezalandırılmaktadır. Bu eylem işyerinde olursa ceza artırılmaktadır.
Çocuklara yönelik cinsel amaçlı saldırılar “cinsel istismar” olarak tanımlanmakta ve ağır biçimde cezalandırılmaktadır.
Eğer cinsel istismarı aile bireylerinden ya da akrabalardan biri yaparsa ceza artırılmakta, istismarı gerçekleştiren kişinin konumuna göre bu kişinin velayet veya vesayet hakkı elinden
alınmaktadır.
Bekaret Kontrolü
Yetkili hakim ya da savcı kararı olmaksızın, kişiyi bekaret kontrolüne götüren ve bu muayeneyi böyle bir karar olmaksızın yapan kişi cezalandırılmaktadır.
Fuhuşa Zorlamak
Bir kişinin ya da çocuğun, fuhuşa teşvik edilmesi ya da zorlanması suç kabul edilmektedir ve cezalandırılmaktadır.
Huzur Bozmak
Sırf bir kimsenin huzurunu bozmak için ısrarla telefon eden ya da gürültü yapan kişi cezalandırılmaktadır.
Konut Dokunulmazlığının İhlali
Bir kimsenin konutuna, o kişinin izni olmadan girmek veya izin alıp girdikten sonra buradan çıkmamak suç kabul edilmektedir ve cezalandırılmaktadır.
Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması
Velayet yetkisi elinden alınmış olan anne veya babanın (ya da bir akrabanın) onaltı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından kaçırması veya alıkoyması suçtur ve cezalandırılmaktadır. Çocuk henüz oniki yaşını bitirmemiş ise, ceza daha da artırılmaktadır.
3) MEDENİ KANUN ve AİLE İÇİ ŞİDDET
Medeni Kanunda, aile içi şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunması için düzenlemeler bulunmaktadır.
Aile içi şiddet boşanma nedenidir.
Eşiniz size şiddet uyguluyorsa, hayatınıza kast ediyorsa, kötü davranıyorsa, onurunuzu kırıcı davranışlarda bulunuyorsa boşanma davası açabilirsiniz.
Kimse sizi zorla evlendiremez.
Kanuna göre herkesin evleneceği kişiyi kendisinin seçme hakkı vardır.
Zorla, tehditle ya da hileyle yapılan evliliğin iptali için evliliktarihinden itibaren 5 yıl içinde dava açılabilir.
Ekonomik şiddete izin verilmemektedir.
Eşlerden biri, meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak, meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur.
Aynı evde yaşarken, evin geçimine kazancı ile katkıda bulunmayan eşinizden nafaka isteyebilirsiniz. Aynı evde yaşamak eşinizden nafaka istemeye engel değildir.
Eşiniz evden ayrılmış, evi terk etmiş ve ailenin geçimine katkıda bulunmuyorsa kendiniz ve çocuklarınız için nafaka isteyebilirsiniz.
Eğer eşiniz aile huzurunuzu ciddi biçimde tehlikeye düşürüyorsa, ayrı yaşama hakkına sahipsiniz. Aile mahkemesinden sizin ve çocuklarınızın geçimini sağlamak üzere nafakaya
hükmedilmesini talep edebilirsiniz.
Ailenin ekonomik varlığının korunmasını isteyebilirsiniz.
Bunun için, eşinizin malları üzerindeki harcama, satma vb gibi yetkisinin sınırlandırılmasını isteyebilirsiniz. Hakim bu kararı verdikten sonra, eşiniz kendi üzerine olan malları veya
eşinize ve size ait ortak olan malları sizin izniniz olmadan satamaz. Örneğin, aile konutunun mülkiyeti eşinize ait ise, evinizin sizin rızanız olmadan satışının engellenmesi için Tapu
Dairesinden evinizin tapusuna “aile konutu” şerhi konulmasını isteyebilirsiniz.
Boşanma davasını siz ya da kocanız açmış olsa da, eğer barınacağınız bir yeriniz yoksa, geliriniz yeterli değilse ve çocukların bakım ve korunması söz konusu ise, hakim dava
süresince tedbir nafakası ödenmesine karar verebilir.
Boşanma davasını açıldığında (siz ya da kocanız tarafından),eşinizden maddi ve/veya manevi tazminat isteyebilirsiniz.
Eğer boşanmaya neden olan olaylarda eşiniz kusurlu ise ve sizin haklarınız ihlal edilmiş ise ve bunları şahitlerle veya belgelerle ispat ederseniz manevi tazminat isteyebilirsiniz.
Ayrıca maddi tazminat da talep edebilirsiniz.
Boşanmaya neden olan olaylarda eşiniz daha kusurlu ise, bir işiniz ya da geliriniz yoksa, eşinizden sürekli olmak üzere “nafaka” isteyebilirsiniz. Bu nafakanın ödenmesi bir geliriniz
olana dek ya da siz yeniden evleninceye kadar devam eder. Nafaka almak istediğinizi boşanma davasında mutlaka dile getirin. Bu nafakanın sonraki yıllar için ne kadar olacağının
belirlenmesini de isteyebilirsiniz. Nafaka ve tazminat taleplerinizi ya boşanma davası sırasında dile getirmeniz gerekir, ya da boşanma davası kesinleştikten sonraki bir yıl içerisinde nafaka ve tazminat davası açmanız gerekir.
Boşanma davası sırasında, çocukların velayetinin size verilmesini ve onlar için nafakaya hükmedilmesini talep edebilirsiniz.
*Bu yayın, T.C.BAŞBAKANLIK Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından, Kadına Yönelik aile içi Şiddetle Mücadele Projesi kapsamında hazırlanmıştır.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Hiçbir özür şiddeti affettirmez ve yinelenmesine engel olmaz. Lütfen şiddeti kabullenmeyelim.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Lütfen bakınız.
https://www.hukuki.net/showthread.php...-delil-olur-mu
https://www.hukuki.net/showthread.php...rim&highlight=
Avukat hanım ben erkeğim. Eşimden cinsel ve fiziki şiddet gördüm. Fakat kendisi bayan olduğundan üstüne varmadım. Şimdi boşanma safhasındayız. Kendisi şikayet dilekçesinde şiddet gördüğünü ve tehdit edildiğini iddia edip duruyor. Ben erkek değilmişim filan.
Kendisi bana cinsel ve psikolojik şiddet uygulamış boşanırken de kendisinin şiddet gördüğünü iddia etmektedir. Erkekler için de şiddet koruması yok mudur? Delillerim yeterlidir. Fakat 2. kez uzaklaştırma kararını çıkartmış bulunuyor kendisi. Neden bu sorgusuz sualsiz, yargısız kararların çıkmasına neden olan kanunları kimler yapıyor? Neden bunlar mecliste tartışılmıyor?
Biz mağdur erkeklere ne olacak? Neden düşünülmüyor?
Ben karımla evlilik yaptığımda zar zor biriktirdiğim parayla yarım kilo altın verdim kendi isteği üzerine. Mehir hakkı üzerimde yok. Bilmem daha ne kadar bu dava sürer giderken bana haksızlık yapmaya devam ediyor edecek de. Bu esnada ben kira vereceğim, tedbir nafakası vereceğim, ver babam ver. Ne de olsa erkeğim. Bana bir şey olmaz değil mi? Allah hakkımı bırakmasın.
Ben ne yapacağım? Benim gibi mağdur erkekler, karısından psikolojik ve cinsel şiddet görmüş erkekler kimlere sığınsın?
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
arkadaşım şayet yeterli delilleriniz var bunu mahkemeye sunun bakın sizin sorununuz derdinizi doğru dürüst anlatamamanız şayet derdinizi hakime doğru dürüst bir şekilde sunsaydınız bu sorunlar olmayacaktı buna inanın ama tabiki kanunlar madurun yanında olmak zorundadır kadınlar bizim toplumumuzda maalesef özgürce yaşayamamakta ve ekonomik gücü istediği işte çalışamadığı engellendiği için olmamaktadır ayrıca kadınların tüm dünyada kabul gördüğü gibi daha güçsüz olduğu ve her işte çalışamıyacaklarından dolayı ekonomik olarak ve diğer yönlerdende korunması zorunluluktur ama tabiki kadının şiddet uygulamasıda asla kabuledilemez buda hukukta yasaktır.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
İlk evliliğimden olan velayeti bende olan 7. sınıfta okuyan 13 yaşındaki kızıma ve bana şimdiki Kanada vatandaşı eşim kefil/destek oldu, böylelikle Kanadaya göçmenlik başvurumuza olumlu yanıt geldi. Eşim Türkçe bilmediği, onun da ilk evliliğinden olan çocukları ve işi Kanada'da olduğu için Kanada'da oturmak zorundayız. Kızımın Türkiye'deki tüm giderlerini Kanada'da yüksek inşaat mühendisi olarak çalışan eşim karşılıyor. Kızım elbette benle ve eşimle Kanada'da yaşamak ve öğrenimine orada devam etmek istiyor. Ancak kızım için babasından muvafakatname istediler.
1- Babaya ulaşamıyoruz 2 - Baba muvafakatname için bizi suistimal edebilir/etti, para vb talepler de bulunarak şantaj yapabilir/yaptı. Kızım ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinin kayıtları ve görüşmelere şahitlik yapabilecek tanıdıklar var/olabilir.2001 senesindeki boşanma öncesinde ve sonrasında da kızımı beraberimde yaşaması için Avrupa'ya götürmüştüm.Boşanma ilamında "kızımı Aralık 30 gün ve Haziran 30 gün olmak üzere senede 2 ay görme hakkı" olduğu yazıyor ancak okul çağında olan kızım Aralık ayının tamamı ve Haziran ayının da ilk iki haftası okulu olması sebebiyle zaten kendisini sene de 15 gün görebilir, kaldı ki babanın da kızımı görme gibi bir talebi olmadı, olmuyor.
Ayda 100TL olan nafaka bedelini bile ödemeyen, evlilik dışı doğan çocuğundan sonra yapmak zorunda kaldığı evlilik sebebiyle olsa gerek kızımı görmeyen ve kızımla ilgilenmeyen bu kişinin muvafakatnamesi olmadan kızımı beraberimde götürmek zorundayım.Hakimden ne tür tedbir kararları alabilirim. Kızımın korunması ve geleceği açısından, benim evlilik birliğimin korunması ve kızımla ikimizin geçimi için kanun bizi nasıl koruyabilir. Bu nasıl bir şiddete girer ?
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
şidetin pisikolojik olanı da mevcut olduğu için bence bununla ilgili değinmek lazım
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Yazınız gerçekten muhteşem teşekkürler.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Alıntı:
raif bostan rumuzlu üyeden alıntı
arkadaşım şayet yeterli delilleriniz var bunu mahkemeye sunun bakın sizin sorununuz derdinizi doğru dürüst anlatamamanız şayet derdinizi hakime doğru dürüst bir şekilde sunsaydınız bu sorunlar olmayacaktı buna inanın ama tabiki kanunlar madurun yanında olmak zorundadır kadınlar bizim toplumumuzda maalesef özgürce yaşayamamakta ve ekonomik gücü istediği işte çalışamadığı engellendiği için olmamaktadır ayrıca kadınların tüm dünyada kabul gördüğü gibi daha güçsüz olduğu ve her işte çalışamıyacaklarından dolayı ekonomik olarak ve diğer yönlerdende korunması zorunluluktur ama tabiki kadının şiddet uygulamasıda asla kabuledilemez buda hukukta yasaktır.
bana uzaklaştırma kararı çıkaran hakim boşama davamıza bakan hakim değil. Karşı taraf bilerek ve kasten sürekli olarak aynı mahkemeden uzaklaştırma kararı çıkarıyor. Bu hakimin de sorgusuz sualsiz boşanma davamıza bakan hakime danışmadan uzaklaştırma kararını vermesi adliyede hakimler tarafından hoş karşılanmıyor. Bu uzaklaştırma kararını çıkaran hakimin de karşı tarafın avukatıyla samimi olduğunu aylar sonra öğrendim. Buradaki amaç zaten zor durumdayken iyice zor duruma düşmeme neden olmaya çalışarak beni tahrik etmeye çalışıyorlar. Haksız olarak evimden uzaklaştırıldım. Pijamalarımı dahi alamadım.
Daha sonraki bir kaç ay içinde bir kaç dönme dolap daha çevirdi karşı tarafın avukatı. Bu kez ibiğinden yakaladım ama. Kocası aynı adliyede hakim. İkisini de HSYK'ya giriştikleri bir olaydan ötürü şikayet ettim. Karımı bıraktım bu kahrolası kanun bilmez avukat olacak kadınla uğraşıyorum. Karımdan da 40 binliradan fazla para almış şimdiye kadar. Onu da öğrendim. Daha ne diyeyim. Kadın başına bana çorap örmeye çalışan karım çorabı öremediği gibi beni de çok zor durumlara soktu :(
Karşı tarafın avukatı(karımın kendi avukatı), eğer bu yazıyı okuyorsa şunu iyi bilsin her adımını takip ediyorum. Bir usulsüzlüğünü daha yakaladığım an yeni hukuki süreçler başlatacağım. Sıradan vatandaş olarak bak nasıl uğraşacam seninle. Bu HSYK daha bir şey değil sırada daha neleri var biraz daha bekle. İnsanların hakkına girmenin öyle kolay olamayacağını anlamanız gerek.
Ez cümle. Aile içinde şiddet konulu haberler genellikle şiddetin kadınlara gösterildiği izlenimi veriyor. Oysaki erkeğe de şiddet uygulanıyor. Bunların da üstünde durulsun. Ben bunların nasıl türden şiddet olduğunu yukarıdaki yazılarımda yazdım.
Emeğiniz ve böyle konuları başlattığınız için teşekkür ediyorum.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Şu çok önemli konunun belini kırmışsınız maşallah. Avukata ağır bir uslub ile hakaret ediyor ve suç işliyorsunuz fakat onun kadın olduğuna dair vurgunun altında yatan psikolojik hal ne anlamda yorumlanmalı...
Bu konunun özü şiddet idi. İbretlik bir durum olmuş.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Ez cümle. Aile içinde şiddet konulu haberler genellikle şiddetin kadınlara gösterildiği izlenimi veriyor. Oysaki erkeğe de şiddet uygulanıyor. Bunların da üstünde durulsun. Ben bunların nasıl türden şiddet olduğunu yukarıdaki yazılarımda yazdım.
Emeğiniz ve böyle konuları başlattığınız için teşekkür ediyorum.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Merhaba
Benim bir sorum olacaktı.Babamla annem yaklaşık 1 yıl önce ayrıldı ve babam başka bir kadınla evlendi.Bu kadınla boşanmadan önce ilişkileri vardı.Annemde öğrenince hemen ayrıldı.Hiçbir talep istemeden anlaşarak boşandı.Bende 6 aydır annemle yaşıyorum.Eve çıktık ve ben işe girip geçimimizi sağladık.Daha sonra babam beni geri istediğni söyledi ve bayramdan 2 gün önce babamın yanına gidip orada kalmaya başladık.Kiraya yeni bi eve çıktık.Daha sonra babamın 2. eşiyle yalnız kaldığım bir an odama gelip beni sözlü taciz etti.Gitmesi için çok uyardım ama gelip üzerime saldırdı.Vurmamaya çalıştım fakat saçlarıma asılıp bırakmadı.Bende kendimi savunmak için vurdum.Saçımı bırakması için yere yatrdım ama hala saldırmaya çalışıyordu.Bende yüzüne defalarca tokat attım.Bu arada bana ağıza alınmayacak derecede küfürler etti.İftira attı.Sonra bıraktım odasına girip çantasını aldı ve kapısını kilitleyip evden çıktı.Seni attıracağım falan dedi.Şikayetçi olmuş ve dayak yediği belli. Bende pek bir şey yoktu.Ayağımda biraz morluk vardı o kadar.İfade verdim ve serbest bırakıldım ama polise yalan ifade vermiş.Benim onu daha önceden tehdit ettiğimi ve onun kimseye söylemediğini söylemiş. O gün de ben ona saldırmışım ve bilincinikaybetmiş falan.Bir sürü saçmalık.Bende ondan şikayetçi oldum ifademde ama bana 2 yıldan 7 yıla hapis verecekler falan diyorlar.Hiç şahit yok.Bunun sonucu ne olur merak ediyorum.Kadın adliyede savcının katibi.Tanıdığı yani.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
benim eşimle olan davam aile içi şiddetiyle ilgili
eşim benim tarafımdan darp edildiğini belirtip, özel hastaneden darp edildiğine dair rapor alıyor. bu raporla gidip şikayette bulunuyor. Ona avukatı özel hastane raporlarının geçerli olmadığı söyleyince o da devlet hastanesinden rapor alıyor. mahkemeye şikayette bulunuyor. mahkemeye şahit olarakta babamı ve kendi kız kardeşini gösteriyor. ben ilk mahkemede kesinlikle hiç bir şekilde eşime şiddet uygulamadığımı hakime üstüne basa basa belirttim. eşimde hakime raporunun ve şahitlerinin olduğunu söyledi. ikinci mahkemenin tarihi ve saati benle babama tebliğat edilmişti. mahkeme günü geldiği gün ben ve babam mahkemeye gittiğimizde mahkemenin benim aleyhimde karar verdiğini öğrendim. bende hakimin yanına giderek , mahkemenin belirttiği saatte adliyede şahidimle beraber olmama rağmen nasıl karar alabilirsiniz diye sözlü itirazda bulundum. oda beni tersliyerek istiyorsan üst mahkemeye baş vur deyip odasından çıkardı.
bende eşime şiddet uygumadığımdan önceden avukat tutma ihtiyacı hissetmedim. avukatlara danışdığım zamanda bana rapor olduğundan dolayı boşuna itiraz etme dediler. bende maalesef itirazda bulunmadım.
aradan bir kaç geçince eşim bana nafaka davası açtı. bende zaten her halukarda benden 250 civarında nafaka alacaklar deyip yine avukat tutmadım.malesef 3 çocuğum bende olmasına rağmen artık sabıkalı bir koca olduğum için mahkeme eşime 600 lira nafaka bağlanmasına karar verildi.
bir kaç ay sonrada yeniden dava açmış. bende olduğunu iddaa ettiği altınları almak için bir dava daha açtı. altınları annesiyle birlikte alıp kaçırdığını belirtmek, savunma yapmak için karşı tarafın iddialarını öğrenmek için adliyeden dilekçeyle belgeleri aldım.
maalesef aldığım belgeler içinde özel hastane raporunda darp olduğu ama devlet hastanesi raporunda herhangi bir darp veya yaralama izine rastlanmadığı yazıldığını görünce şok oldum. bildiğim kadarıyla özel hastane raporları geçersizdi. tam anlamıyla avukatsızlığımı fırsat bilen eşim ve avukatı bana resmen oyun oynadılar.tabiki adliyede şef olan dayısıyla birlikte.
şimdi sizden ricam, aşağıdaki sorularıma ,yukarıdaki olaylar ışığında bana yardımcı olur musunuz?
1.mahkeme saati 11.30 du.bana haber verilmeden mahkeme saati 9.30 a alınıp karar alınıyor. mahkeme saati değiştirildiği zaman bana ve şahidime tebliğat yapılması gerekmezmiydi.(mahkeme saatinin üç gün önce değiştirildiğini tespit ettim.ispat edebilirim.)
2.aynı günde alınan iki rapor var. Özel hastane darp var diyor , devlet hastanesi ise darp ve yaralama izine raslanmamıştır diyor. Hakim neye dayanarak devlet hastanesi raporunu dikkate almayarak , özel hastane raporuna göre bana ceza veriyor.
3. karşı tarafın şahidi dinlendi.benim şahidiminde dinlenmesi gerekmezmiydi.
4.yargıtay yolunu bana kapatmıştı.buna hakimin hakkı var mı?
- - - Updated - - -
benim eşimle olan davam aile içi şiddetiyle ilgili
eşim benim tarafımdan darp edildiğini belirtip, özel hastaneden darp edildiğine dair rapor alıyor. bu raporla gidip şikayette bulunuyor. Ona avukatı özel hastane raporlarının geçerli olmadığı söyleyince o da devlet hastanesinden rapor alıyor. mahkemeye şikayette bulunuyor. mahkemeye şahit olarakta babamı ve kendi kız kardeşini gösteriyor. ben ilk mahkemede kesinlikle hiç bir şekilde eşime şiddet uygulamadığımı hakime üstüne basa basa belirttim. eşimde hakime raporunun ve şahitlerinin olduğunu söyledi. ikinci mahkemenin tarihi ve saati benle babama tebliğat edilmişti. mahkeme günü geldiği gün ben ve babam mahkemeye gittiğimizde mahkemenin benim aleyhimde karar verdiğini öğrendim. bende hakimin yanına giderek , mahkemenin belirttiği saatte adliyede şahidimle beraber olmama rağmen nasıl karar alabilirsiniz diye sözlü itirazda bulundum. oda beni tersliyerek istiyorsan üst mahkemeye baş vur deyip odasından çıkardı.
bende eşime şiddet uygumadığımdan önceden avukat tutma ihtiyacı hissetmedim. avukatlara danışdığım zamanda bana rapor olduğundan dolayı boşuna itiraz etme dediler. bende maalesef itirazda bulunmadım.
aradan bir kaç geçince eşim bana nafaka davası açtı. bende zaten her halukarda benden 250 civarında nafaka alacaklar deyip yine avukat tutmadım.malesef 3 çocuğum bende olmasına rağmen artık sabıkalı bir koca olduğum için mahkeme eşime 600 lira nafaka bağlanmasına karar verildi.
bir kaç ay sonrada yeniden dava açmış. bende olduğunu iddaa ettiği altınları almak için bir dava daha açtı. altınları annesiyle birlikte alıp kaçırdığını belirtmek, savunma yapmak için karşı tarafın iddialarını öğrenmek için adliyeden dilekçeyle belgeleri aldım.
maalesef aldığım belgeler içinde özel hastane raporunda darp olduğu ama devlet hastanesi raporunda herhangi bir darp veya yaralama izine rastlanmadığı yazıldığını görünce şok oldum. bildiğim kadarıyla özel hastane raporları geçersizdi. tam anlamıyla avukatsızlığımı fırsat bilen eşim ve avukatı bana resmen oyun oynadılar.tabiki adliyede şef olan dayısıyla birlikte.
şimdi sizden ricam, aşağıdaki sorularıma ,yukarıdaki olaylar ışığında bana yardımcı olur musunuz?
1.mahkeme saati 11.30 du.bana haber verilmeden mahkeme saati 9.30 a alınıp karar alınıyor. mahkeme saati değiştirildiği zaman bana ve şahidime tebliğat yapılması gerekmezmiydi.(mahkeme saatinin üç gün önce değiştirildiğini tespit ettim.ispat edebilirim.)
2.aynı günde alınan iki rapor var. Özel hastane darp var diyor , devlet hastanesi ise darp ve yaralama izine raslanmamıştır diyor. Hakim neye dayanarak devlet hastanesi raporunu dikkate almayarak , özel hastane raporuna göre bana ceza veriyor.
3. karşı tarafın şahidi dinlendi.benim şahidiminde dinlenmesi gerekmezmiydi.
4.yargıtay yolunu bana kapatmıştı.buna hakimin hakkı var mı?
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Konu aile içi şiddet olunca, nedense tek gözü kapatarak olaya bakma alışkanlığımız var. Aile içi şiddet hiçbir zaman tek taraflı gerçekleşen bir olay değildir. Şimdi sizlere ne anlatmak istediğimi bir konuşmadan aldığım örnekle izaha çalışacağım:
Erkek: Şimdiye kadar hiçbir şeyine karışmadım. Her konuda seni özgür bıraktım. Sorun nerede bir türlü anlamıyorum.
Kadın: Ben otoriter bir ortamda yetiştim. Beni bu kadar özgür bırakmasaydın.
Sizce bu konuşmada bir şiddet öğesi var mı yok mu?
Verdiğim bu örnek, evliliğim boyunca karşılaştığım akıl ve mantık tutulmasına yol açan onlarca konuşmadan sadece biriydi. Adım kadar eminim ki pek çok erkek bu ve benzeri konuşmalara taraf olmuştur.
Aile içi şiddetten her bahsedildiğinde, sadece ve sadece kadının maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik şiddetten bahsedilmesi, ortada duran ve gün geçtikçe büyüyen bir soruna yarım yamalak bakmaktan başka bir anlam ifade etmez.
Edindiğim tecrübe şudur ki, Türk erkeği kadar, Türk kadını da, iletişim yeteneği, sorunlara yaklaşım biçimi, sorun çözme becerisi açısından çok ciddi sorunlar yaşamaktadır.
Yukarıdaki konuşmayı yapan o iki kişiden biri benim ve ben o günden sonra yaptığım benzeri pek çok konuşmadan sonra tüm mantık, akıl ve düşünce sistemimin iflas ettiğini görmüş, o ana kadar ailenin kutsiyeti, güzelliği ve değeri hakkında öğrendiğim, bildiğim, inandığım her şeyin anlamsız olduğuna karar vermiş bir insanım.
Özellikle boşanma sürecinde olan kadınlar, elde ettikleri psikolojik üstünlüğü, toplumun peşinen onlara sunduğu primi, sonuna kadar, tepe tepe kullanıyorlar.
Evimden, ceketini alıp çıkmış, nafakasını düzenli olarak ödeyen, çocuklarına karşı tüm sorumluluklarını yerine getiren bir erkek olmama rağmen, eski eşim hala arkadaşlarımı arayıp, beni sürüm sürüm süründüreceğini, benim ne ahlaksız bir insan olduğumu, çocuklarımla ilgilenmediğimi, -çocuklarımı geri götürdüğüm günün ertesi günü- söyleyebilen bir insan. Kapısına bir meseleyi konuşmak için gidip iki kez ziline bastıktan sonra, polis çağırıp, ağzımı açmamama rağmen, hakaret ettiğimi, kendisini ölümle tehdit ettiğimi iddia ederek, "Ailenin Korunması ve Kadının Şiddete Karşı Korunması" yasası çerçevesinde hakkımda şikayette bulunmuş ve dava açmış bir insan... Allah'tan şahitlerim var... Allah'tan.
Sizce, arkadaşlarımın aranması, gecenin bir yarısı telefonuma mesaj atılması ve hemen yukarıda verdiğim örnek gibi burada saymaya utandığım pek çok şey şiddet midir değil midir?
Kadına uygulanan şiddete elbette karşıyım. Ama sizler meseleyi kadın ekseninde götürdükçe sorun çözülmeyecek, tahmin edemeyeceğiniz düzeyde büyüyecektir.
En azından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın tasarrufunda gerçekleşen hemen hemen hiçbir çalışmanın, kadın ve erkeğin haklarını karşılıklı olarak koruyacak bir düzenlemeyi içermediğini ve yine neredeyse cinsiyet ayrımcılığına varacak düzeyde kadınların lehine bir düzenleme ve politika üretme mantığında olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Yaşadıklarım, maruz kaldıklarım ve hukukla muhatap oluşlarımdan çıkardığım sonuç bu.
Bütün bunları yaşıyorum. Sizler yazarak, çizerek, hariçten konuşarak, ancak yazar, çizer ve konuşmuş olursunuz.
Sorunu çözemezsiniz.
Türk erkeği kadar Türk kadını da fazlasıyla eğitime muhtaçtır. Her açıdan...
Meseleyi-sorunu, sadece kadın ya da sadece erkek zaviyesinden bakarak çözmeye çalışmak, rüzgara karşı tükürmek gibidir. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, ne aile içi şiddeti ortadan kaldırabilir, ne azaltabilir, ne de önleyebilirsiniz.
Meseleye toplum olarak hangi pencereden baktığımızı göstermesi açısından son bir örnek.
Hakkımda açılan dava için ifademi alan polis memurunun şu sözleri hâlâ kulaklarımda çınlıyor:
"Her iki ifadeden anladığım kadarıyla bu olaydan bir şey çıkmaz ama dua edin ki, bu gece bir kadın savcı yoktu. Kesinlikle gözaltına alınırdınız."
Başka söz söylemeye gerek var mı?
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Sayın İsmail Arslan;
işte gördüğünüz üzere, kadına uygulandığı kadar belki de daha fazlası erkeklerin üzerinde şiddet uygulanıyor. Aile bakanlığı nın tedbir olarak ortaya koyduğu düzenlemeler tedbir olamayıp, tam tersine kadınları ve erkekleri birbirine düşürmeye teşvikten öteye gidemiyor.
Demek ki çözüm öncelikle bakanlığın aile iç işlerine fazla karışmaması gerektiğine dayanıyor. Ortaya konulan kanunlar, yönetmelik ve mevzuatlar adı her ne ise, bu milletin bu toplumun geleneğinden ve yaşam biçiminden çok ama çok uzakta. Böyle saçma kanunları uygulamaya ısrar edilirse, ortada aile ya da gelecek diye bir şey de kalmayacak. Şimdi söyleyin bakalım sayın İsmail Arslan, cümlelerimin neresinde hakaret var. Siz benim psikolojimi yorumlamaya açarken unutmayın ki bu kadar haksızlığa uğramama rağmen hiç bir zaman kanunların dışına çıkıp da cinnet seviyesine gelmedim. Soğukkanlılığımı hep muhafaza ettim. Bu tür haksız durumlara mağruz kalan insanlara da soğukkanlı kalmaları gerektiğine dair hep telkinlerde bulundum. Bu şekilde yanlışlıkları daha iyi ortaya koyabildiğimi düşünüyorum. Fakat siz bir hukuk öğrencisi olarak ön yargılarınızla yargısız infazını çoktan yapmışsınız bile !
İnsaf edin. İnsaf. Haksız olsalar bile kadınları savunmayı bırakın. Kim olursa olsun haklının yanında yer alın. Yoksa bir gün gelir sizin başınıza da aynı türden hadiseler gelebilir. O zaman ben sizin psikilojinizi görür, değerlendiririm.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Alıntı:
bekirtas rumuzlu üyeden alıntı
Sayın İsmail Arslan;
sayın İsmail Arslan, cümlelerimin neresinde hakaret var.
Alıntı:
bekirtas rumuzlu üyeden alıntı
Daha sonraki bir kaç ay içinde bir kaç dönme dolap daha çevirdi karşı tarafın avukatı. Bu kez ibiğinden yakaladım ama. Kocası aynı adliyede hakim. İkisini de HSYK'ya giriştikleri bir olaydan ötürü şikayet ettim. Karımı bıraktım bu kahrolası kanun bilmez avukat olacak kadınla uğraşıyorum. Karımdan da 40 binliradan fazla para almış şimdiye kadar. Onu da öğrendim. Daha ne diyeyim. Kadın başına bana çorap örmeye çalışan karım çorabı öremediği gibi beni de çok zor durumlara soktu
Size esenlik dilerim.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Şu çok önemli konunun belini kırmışsınız maşallah. Avukata ağır bir uslub ile hakaret ediyor ve suç işliyorsunuz fakat onun kadın olduğuna dair vurgunun altında yatan psikolojik hal ne anlamda yorumlanmalı...
Bu konunun özü şiddet idi. İbretlik bir durum olmuş.
Bu yazınızda Sayın Av.Esin Kılıç'ı ima ediyorsunuz. Ben kesinlikle Esin Kılıç hanımefendiye ya da diğer kendini hukuka adamış, hakkı savunan hiç bir avukata hakaret etmedim etmem de. Diğer yazdıklarım mı.... O yazdıklarım karımın avukatı olacak suç ortağına hakaret değil, iltifattır sayın İsmail Arslan. Yazılarınızda da daha açıklayıcı olursanız kavram karmaşası yaşamayız değil mi?
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Devam ediyorsunuz...
'Kahrolası kanun bilmez avukat olacak kadın' ifadenizde hakaret ettiğiniz avukat ile Esin KILIÇ arasındaki tek ortak nokta 'kadın' olma noktasıdır ve kadına bakışınızda problem var kanaatindeyim. 'Kadın başına' ne demek? Kadın, beceriksiz midir? Kadının aklı ermez mi? Kadının sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmemek mi gerekir? Kadın, şeytandan daha mı tehlikelidir? Kadının ne işi var? Uysun kocasına mıdır olayınız?
Avukatın kadın olması erkek olması tarzı bir alt ayrım hukukta söz konusu değildir. Avukatın cinsiyetinin sizin hak arama konunuzla bir ilgisi de yoktur. 'Savcı kadın olsa içeri alırmış, erkek olduğu için almamış', 'hakim kadın olduğu için böyle hüküm vermiş' vb. ifadeler cahilcedir.
Yazdıklarımı saptırmayınız. Konuyu uzatmak mı istiyorsunuz? Buyrun devam edin lütfen.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Sayın Arslan,
Hemşehricilik bilirsiniz. Kimi insanlar hmeşehrilerini diğer insanlardan üstün tutarlar. Diğer insanlarla eşit davranmaz.
Yahut bunu okullarda da görürsünüz. Kimileri A okulundan mezun olmuştur ve bu okuldan mezun olmuş olanları daha üstün tutar. Diğer meslektaşlarıyla eşit davranmaz.
Bunu ırkta, dinde, milliyette görebiliriz.
Sonuç olarak cinsiyette de görebiliyoruz. Kimi kişiler cinslerden birini diğerinden üstün tutabiliyorlar.
Sizin asla öyle olmadığınız aşikar, ancak hukukçular arasında da kendi cinsini kayıtsız şartsız diğerine göre kayırma eğilimiden olan kişiler ne yazık ki olabilir.
Erkeğin haklı olduğu durumda bile bu eğilimlerinden dolayı erkeğin haksız kadının haklı olduğuna hükmedebilir.
Bunun vurgulanmak istediğini görüyorum. Evet, sizin söyledikleriniz de doğru, Sayın üyede de vurguladığınız türde bir bakış açısı izlenebiliyor gerçekten. Fakat yine de ikisini birbirine karıştırmamak gerek diye düşünüyorum.
- - - Updated - - -
Sayın Arslan,
Hemşehricilik bilirsiniz. Kimi insanlar hmeşehrilerini diğer insanlardan üstün tutarlar. Diğer insanlarla eşit davranmaz.
Yahut bunu okullarda da görürsünüz. Kimileri A okulundan mezun olmuştur ve bu okuldan mezun olmuş olanları daha üstün tutar. Diğer meslektaşlarıyla eşit davranmaz.
Bunu ırkta, dinde, milliyette görebiliriz.
Sonuç olarak cinsiyette de görebiliyoruz. Kimi kişiler cinslerden birini diğerinden üstün tutabiliyorlar.
Sizin asla öyle olmadığınız aşikar, ancak hukukçular arasında da kendi cinsini kayıtsız şartsız diğerine göre kayırma eğilimiden olan kişiler ne yazık ki olabilir.
Erkeğin haklı olduğu durumda bile bu eğilimlerinden dolayı erkeğin haksız kadının haklı olduğuna hükmedebilir.
Bunun vurgulanmak istediğini görüyorum. Evet, sizin söyledikleriniz de doğru, Sayın üyede de vurguladığınız türde bir bakış açısı izlenebiliyor gerçekten. Fakat yine de ikisini birbirine karıştırmamak gerek diye düşünüyorum.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Alıntı:
senoleker rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Arslan,
Sonuç olarak cinsiyette de görebiliyoruz. Kimi kişiler cinslerden birini diğerinden üstün tutabiliyorlar.
Herhalde TC mahkemelerinin yaptığı ayrımcılığı dünyada hic bir kurum yapmıyordur. Hemşericilik falan bunun yanında solda sıfır kalır.
Artık mahkemelerin neyi nasıl karar verdiği kimseyi ilgilendirmiyor. Herkes hakkını AIHM de arıyor.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Sayın senoleker, hukukun sözde değil özde uygulanabilmesi yine insan hassasiyetine ve emeğine ihtiyaç duymaktadır. Kadının Meclis gibi milli iradenin zirve bir kurumunda bile etek giymesinin zorunlu tutulduğu bir ataerkil yapıdan daha yeni yeni bazı hukuksal düzenlemeler ile sıyrılmaya çalışan bir ülkedeyiz. Kadının saçını açanlar kapatanlar, sırtına küfe yükleyenler, kadını görsel obje olarak kullananlar, başlar üstüne alırken altında ne vara göz dikenler, onlar bunlar şunlar... Önce medeniyet çiğnenmeli ve sonra hazmedilmeli. Hazmedilmeyen medeniyet mideye üç gömlek büyük geliyor.
Bu konuya dair yazmamın amacı kadının kadın olmasından dolayı aşağılanmasına bir tepkidir. Hak konusunda kadın erkek yoktur, haklı haksız vardır.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Sayın İsmail Arslan,
Ben yazılarımda hiç bir zaman tüm kadınları zan altında bırakan ya da bırakacak her hangi bir ifade kullanmadım. Sadece kanunu kullanarak haksızlığı körüklemek suretiyle avukat diye ortaya çıkan şahıs bir kadındır. Bu bir gerçektir. Sözüm ona avukat erkek değil KADINdır. Yani şimdi kadın olan bir avukata erkek midir diyeyim?
Ben burada falan falan şöyle bir kadın avukat derken hakaret maksatlı ifade etmedim. Erkek olsaydı keza aynı şekilde ağız alışkanlığı olarak falan falan şöyle bir sözde adam avukat da diyebilirdim. Yani bu bir yerde eleştirinin dozuyla alakalı bir durumdur.
Bunun haricinde ben de bir kadının evladıyım. Bunu hiç kimse inkâr etmiyor. Lütfen yanlış anlaşılmasın. Ayrıca bu konuları da başlattığınız için teşekkürlerimi sunuyorum.
Tek amacım, adalet herkese eşit ve aynı adalet. Bunu siz de ifade ettiniz zaten. Pozitif ayrımcılık gibi durumlar da istismara çok açık konular. Bunlar çözüm değil. Bunu da ifade etmek isterim. Bunun yerine hakkaniyet çerçevesinde erkek ya da kadın ayrımı yapılmadan özellikle boşanma davalarında her iki tarafa kusur aranmaksızın maddi ve manevi olarak eşit yaklaşılmasını sağlamalıyız.
Sizi üzmek ya da sizinle tartışmak niyetinde değilim. Sadece bu konuları inşallah kanun koyucular da okuyor ve fikir kaynağı olabiliriz diye ümit ediyorum.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Şiddet eğer ispatlanabilirse boşanma sebepleri arasında görülüyor. Yaralama boyutuna ulaşmasa bile kötü muamele de karşılıksız bırakılmamalı.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Alıntı:
klavye123456 rumuzlu üyeden alıntı
Şiddet eğer ispatlanabilirse boşanma sebepleri arasında görülüyor. Yaralama boyutuna ulaşmasa bile kötü muamele de karşılıksız bırakılmamalı.
Kadınların yaptığı psikolojik şiddet nasıl ispatlanabilir. Her gün kocasının başının etini yiyen bir kadının ancak ses kaydı alınabilir, o da zaten boşanma sebebi olarak gösterilmez.
Böyle zor durumda kalan erkeklere çok önemli bir tavsiyem var. Kadınların tahrikine oyununa sakın gelip de fiziki şiddet uygulamasınlar. Bunun yerine siz kadını kendinize fiziki şiddet uygulaması için tahrik edin. Bırakın sizi çürütsün morartsın. Sonra gidin darp raporu alın. Eh hakim de insafa gelirse size hak verir. Ama ben yine de kurtulacağınızı sanmam. :). Hadi bakalım tazminat ver, nafaka ver, nu ver, bunu ver, en sonunda canını da ver o bile yetmez. Bu adalet daha nereye kadar gider.
Artık şunun göülmesi gerekiyor mevcut saçma medeni kanunumuzla artık evlenenenlerin sayısı da azalacak. Benden söylemesi.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Merhaba ben 18 yıllık evliyim devamlı şiddet gördüm eşimden şikayetim üzerine 5 yıl ertelemeli hapis cezası aldı.. daha sonrada devam etti 5 yıl sonrası yine canımı yaktı şikayetim üzerine bu sefer evden uzaklaştırma,koruma,ve geçiçi nafaka verdiler..4 ay sonundada tekrar mahkememiz var..şimdi ben boşanmak istiyorum 2 kızım var (15..8. yaşlarında) tabiki boşanırken haklarımı bilmekte istiyorum mal paylaşımı konusunda özelikle eşimin babadan kalma bir dairesi var benim kendi şahsıma ait dairem var bunlar 1999 yılında olan mallar 2011 yılında ortaklaşa aldıgımız dairemiz var yarı yarıya ortak ama borcu hala devam etmekte eşim ssk sız çalışıyor ben ssk lı işciyim şimdi bu mallar içinde eşimden neler hak edebilirim ne kadar tazminat ve nafaka alabilirim..ortak evimizin tamamını borcuyla birlikte alabilirmiyim? yardımcı olursanız sevinirim şimdiden tşkr ederim..
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Geçmiş olsun.
Açacağınız dava çekişmeli boşanma davası olacak muhtemelen, bu nedenle de uzun sürecektir, hali hazırda oturmakta olduğunuz eve aile konutu şerhi koydurmanızda ve oturmaya devam etmenizde fayda var. Dava boyunca oturmaya devam edersiniz.
Davanı en erken 2 yıl da sonuçlanır. (yargıtay süreci de dahil)
Eş zamanlı olarak mal davası da açabilirsiniz ancak boşanma davasının sonlanması beklenir.
01.01.2002 tarihinden önce alınmış olan mallar kimin adına kayıtlı ise ona ait sayılır, bu malın alımı aşamasında diğer eşin katkısı var ise ve katkısını ispat ederse katkısı oranında pay sahibi olur.
Katkısı yok ise mal kimin adına kayıtlı ise ona ait sayılır. 01.01.2002 tarihinden sonra alınan mallar ise ortak maldır.
Mal paylaşımında boşanma davasındaki kusur oranına göre paylaşım yapılacaktır. Boşanma davanızda hakim eşin kusuruna göre dilerse mal paylaşımındaki oranları değiştirebilir.
Boşanma davanızda maddi ve manevi tazminat talep edebilirsiniz, reşit olmayan çocuğunuz içinde iştirak nafakası isteyebilirsiniz. reşit oldu ise diğer çocuğunuz ayrıca nafaka davası açmak zorunda babasına.
Tazminat ve nafaka miktarı sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde ve hakimin kusurlu eşin kusuruna göre tespit edilecektir.
Tabii tüm bunları yapabilmek için hukuki yardım almanız gerekecektir. Bir avukatla görüşmenizde fayda var.
Geçmiş olsun.
- - - Updated - - -
Geçmiş olsun.
Açacağınız dava çekişmeli boşanma davası olacak muhtemelen, bu nedenle de uzun sürecektir, hali hazırda oturmakta olduğunuz eve aile konutu şerhi koydurmanızda ve oturmaya devam etmenizde fayda var. Dava boyunca oturmaya devam edersiniz.
Davanı en erken 2 yıl da sonuçlanır. (yargıtay süreci de dahil)
Eş zamanlı olarak mal davası da açabilirsiniz ancak boşanma davasının sonlanması beklenir.
01.01.2002 tarihinden önce alınmış olan mallar kimin adına kayıtlı ise ona ait sayılır, bu malın alımı aşamasında diğer eşin katkısı var ise ve katkısını ispat ederse katkısı oranında pay sahibi olur.
Katkısı yok ise mal kimin adına kayıtlı ise ona ait sayılır. 01.01.2002 tarihinden sonra alınan mallar ise ortak maldır.
Mal paylaşımında boşanma davasındaki kusur oranına göre paylaşım yapılacaktır. Boşanma davanızda hakim eşin kusuruna göre dilerse mal paylaşımındaki oranları değiştirebilir.
Boşanma davanızda maddi ve manevi tazminat talep edebilirsiniz, reşit olmayan çocuğunuz içinde iştirak nafakası isteyebilirsiniz. reşit oldu ise diğer çocuğunuz ayrıca nafaka davası açmak zorunda babasına.
Tazminat ve nafaka miktarı sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde ve hakimin kusurlu eşin kusuruna göre tespit edilecektir.
Tabii tüm bunları yapabilmek için hukuki yardım almanız gerekecektir. Bir avukatla görüşmenizde fayda var.
Geçmiş olsun.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Merhaba ..
Üzerime atılmıs bir kız tarafından iftira var ve bununla ilgili benden sikayetcı oldu bende ifademi verirken ondan sıkayetcı oldugumu belirttim sikyetım kabul edildi ve 29 mayısta mahkemem var ne olur ne biter detaylı bilgiye görüslernize ihtiyacım var..
21 yasında üniverste ögrencisiyım bundan 1.5 sene önce yegenım bir kızla nisanlandı bu kız bana kardesime ailemizdeki bircok erkege sardı mesajlar aramalar sürekli rahatsız etmeler ben bundan rahatsız oldum beni ve kardesimi sürekli arıyordu her defasında uyardım konustum degişmedi yegenımle konustum bu konuyu nisanı attırdım. kız aradan kısa bir süre sonra baskasıyla tekrar nisanlandı. Beni ve kardesimi tekrar aramaya rahatsız etmeye basladı bunu annesinne söylediim gülümsedi gecti umursamadı bizle sürekli cinsel ilişkiye giirmek istedigini söylüyordu ben baska bir sehirde üni okuyorum beni sürekli rahatsız ediyordu kardesmi aradıgımda ayni seyleri ona ve bircok kısıye söylüyormus zzaten ben basımıza bela olacagını uzak durmamız gerektigini söyledim kardesime ki simdi bela oldu beni ve kardesimi sürekli tehtit etti nisanını bizim attırdıgımızı rahatını bozdugumuzu benden neler cekeceksınız diye tehtitlerde bulundu. Bir kız arkadsım oldugunu biliyordu onu da arayıp ya benim ya kara topragın benim olmayacaksa seninde olmayacak ben seviyorum elimden neler cekecek gibisinden konusup tehtit etmis. Bu kızın görüstügü ümt adında bir cocuk varmıs ve bunla sürekli görüsüyor cinsel ilşkide oluyorlarmıs tekrar nisanı atmıs ve evden kacmıs polis kızı bulmus neden kactıgını sordugunda sevdigim cocuga kactım diye ifade vermıs ve aradan 1 gün sonra benim ve halamın oglunun ısmını vererk bana tecavüz ettiler diye sıkayette bulunmus. beni polis aradı sehir dısında oldugum ıcın gelmem gerektigini söyledi ben gittim ifademı vermeye sonra ifadesini degiştirmis. ifadesi ''ben O.d ile 2 sene önce ilişkiye girdim o.d benim yasımın kücük oldugunu biliyordu '' diye ifade vermıs bende bunların iftira oldugunu bu kızla birsey yasamadıgımı sürekli beni ve kardesimi rahatsız edip tehtıt ettıgını beni rahatsız ettigine dahil facebook adresimde yazısmaların oldugunu nişanının atılmasının sorumusu biz oldugumuz icin bize böyle bir iftirada ulundugunu ve sikayetci oldugumu söyledim aradan baya bi zaman gecti 1 hafta öncesi sikayetim kabul edilmis mahkemem var ne olur ne biter nasıl bi yol izlemeliyim...
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Ben 1 seneyi aşkın bir süredir evliyim 5 aylık bir oğlum var ben kendim huzursuz bir ailede büyüdüğüm için kavga ve gürültüden kaçan bir tarafım var eşim de bu tarafımı bildiği için sürekli evde ve ailem arasında kavga çıkartıp bana istediğini yaptırma piskolojik olarak baskı kurma yününde davranışları oldu hatta bunu öyle ileri götürdüki her tartışmanın sonunda 1 aylık oğlumu kışın soğuk odada oturuyor hatta birkeresinde anneme tek başıma gidicem sen gelmiyeceksin dedi bende izin vermedim oğlumu balkonun kapısını açıp önüne yatırdı çocuk hasta olsun erdem nasıl olsa zırt pırt izin alamaz diye defalarca boşanmak istedim ama oğlumdan ayrı kalmaya dayanamam dedim sineye çektim en son eşimle birbirimize girdik daha doğrusu o bana saldırdı ve ben elerinden ve boynundan tutarak zapdetmeye çalıştım üzerimden ittim gene geldi attığı tekmelerden kollarımı çizikler içinde bıraktı. bir sonraki gün cumartesi eve geldiğimde daha önce konuştuğumuz gibi aracıda alıp annesine gitmesini artık onu sevmediğimi söyledim. bu benim ilk yanlışım olmuş. cumartesi evden ayrıldı pazar günü boşanma davasını açıcağımı söyledim pazartesi gidip nasıl aldıysa darp raporu alıp beni karakola çektirdi. Meyerse eşim her kavganın sonun da benim sesimi kaydediyormuş. Herşeyi baştan pilanlamış ve benimde oynamamı sağlamış karakolda ikna edip çıkarttım davrı deşiyişmeyince 2 hafta sonra boşanma dağvası açtım. Eşim bunun ardından tekrar gibip beni şikayet edip 3 ay uzaklaştırma kararı almış. Almış ama babama ait evde oturuyorduk kendisi şuan annesinde kalıyor kendi evimizde kimse kalmıyor. Sinirlerim okadar bozulduki gidip antideprasan ve uyku ilacı almak zorunda kaldım.
Kendisini attığı mesajlar var boşanma davasını açarsan diye başlayıp tehdit mesaları ve aha önceki boşanılım konuşmalarında ben arabayı alırım bu evden giderim sözünün üresine ben al ve arabayı artık hiçbirşey istemiyorum diye kendisini gönderdim. Sonrasında kocam beni dövdü 5 aylık bebeğimle sokağa attı diyerek beni herkeze rezil etti hatta işyerime gelip burda bile aynı şeyi söyledi allahtan burda 6 senedir çalışıyorum herkez beni tanıyor kimse bunun olabileceğine inanmadı ve eşyerimden kovulmadım. Birgün benden boşanmak isteyip mal derdine düşüyor öbürgün benim istediklerimi yap boşanmayalım diyor. Ailesi kızlarının hasta ruhlu olduğunu biliyor ama ilk başlarda boşanırsan sana da ailenede rahat vermiycez diye tehdit delefonları yaptılar şimdide sen bu ailenin büyüğüsün el al karını çocuğunu barışın diyorlar.
Yani anlayacağınız psikolojik baskıya mağruz kalan ve şiddet gören benim, ceza alan ve eşine şiddet uyğuladığı için boğup öldürmeye çalıştığı için suçlanan da benim. Ve sizden bana akıl vermenizi iztiycem çünkü karşımda süper ötesi bir piskopat var.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Sayın avukat hanım.Karmaşık bir mesele var ve ben sizden yardım istiyorum.
Ben 21 haziran 2012 de evlendim.bu tarhten sonra ESKİ KIZ ARKADAŞIMA duygusal içerikli sms mesajları gönderdim. Sonrasında ESKİ KIZ ARKADAŞIM bu mesajlara dayanarak dava açtı. Ben de davada " Eski kız arkadaşımla biz evlendikten sonra da görüştük ama ona gönderdiğim mesajları ailesi gördüğü için beni dava etmek zorunda kaldığını" ifade ettim. Davadaki ifadelerim arasında eski kız arkadaşımla geçen bir muhabbeti anlattım.Şöyle ki "Davacı ile konuştuk.Ben kendisine mutsuz bir evlilik yaptığımı ve en kısa zamanda boşanıp kendisi ile evleneceğimi söyledim" şeklinde. Bunlar duruşma tutanaklarında kayıtlı. Ayrıca gönderdiğim mesajlarda var dosyada. Bir örnek "Güzeller güzeli sevdiğim bize ve sevgimize iyi bak". Bu dava sonucunda kişilerin huzur ve sukünunu bozmaktan ceza aldım ve şu an karar temyiz sürecinde.( hiç bir gerekçe olmadan HAGB uygulanmadı)
Eşim eski kız arkadaşımla olan ilişkimi biliyordu.Ben kendisine unutamadığım bir ilişkim olduğunu söyledim. O da bunları bile bile benle evlenmeyi kabul etti.Ben de bir nevi mantık evliliği yapmış oldum. Bu dava ve mesaj olayları ortaya çıktığında eşim olayları öğrendi. (Hatta Savcılık soruşturmasının başladığı gün biz bir psikologdan randevu almıştık.)Eski ilişkimin sebep olduğu sıkıntıları gidermek için. Öğrendikten sonra ben bunu aldım karşıma konuştum. Bak ne yaparsan haklısın ama ben evliliği bitirmek istemiyorum dedim. o da bunu kabul etti. Ama bir ceza davası görülecekti. Ben madem evliliğe devam kararı aldık o zaman bu mahkeme sürecine hiç karışma ben halledeyim sonra yolumuza bakalım dedim. O da tamam dedi. Ancak geçen hergün bana baskıları arttı.Mahkemede ne söyleyeceğime,o insanı nasıl kötüleyeceğime kadar herşey.Sürekli telefonla taciz etti.Eşimle olmadığım zamanların hemen hemen hepsinde beni eski kız arkadaşımla olmakla suçladı.Baş başa kaldığımız zamanlar sürekli onu düşünüyorsun şeklinde bana baskı yaptı.Olur olmaz her konuşmanın sonu o meseleye bağlanıyordu.Cezadavası karar aşamasına gelmeden yazılan mesajları da okumak istedi. Ben de mesajları okuduğunda herşeyin kötü olacağını söyledim. O yine de istedi.Ben de kayınvalidemi arayıp durumu anlattım. Kayınvalidem:" okursa Okusun oğlum yapacak bişey yok biterse biter.Sen de bekar kalacak değilsin o da" dedi.Ve mesajları okudu.Sonra bizim hayatımız daha çekilmez hale geldi. Ben bu işe bir çözüm bulamadım ve onun iddia ettiği şeyleri kabul ettim. Eski kız arkadaşımla görüşmüş gibi yaptım.Bu duruma bir arkadaşı şahit olmuş.sonrasında eve gelen başka arkadaşlarının yanında eski kız arkadaşımla görüştüm şeklinde ifadelerde bulundum. Elimde bana baskıcı tutumunu kanıtlayan mesajları var.Anlayacağınız ne olursa olsun bu iş bitsin dedim. Şimdi bütün bunlara dayanarak bana "evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma(çekişmeli) davası açmış.50000 maddi 50000 manevi tazminat istiyor. İkimizde kamuda çalışıyoruz ve maaaşlarımız aynı.Benim üzerimde hiç bir mal varlığım yok. Bu arada kendisi evlendikten sonra takıların karşılığı olarak yatırdığımız parayı çekmiş ve aile konutundaki eşyaları alıp başka bir ev tutmuş.(para onun üzerindeydi ve mahkeme aile konutu ile ilgili bir karar almamıştı) İddia ettği gibi bir telefon görüşmesi veya yüz yüze bir görüşme olmadı eski kız arkadaşımla.Bunun bahsettiğim tanıklar haricinde bi kanıtı yok.Ne olursa olsun kurtulayım diyerekten böyle ifadeler kullandım.Ayrıca eşimin annesi bizim akrabaların numarasını bi şekilde bulup onlara beni kötüleyen şeyler anlatıyormuş.Eşim de bçalıştığım kuruma beni şikayet etmiş ve benim hakkımda bi soruşturma dosyası oluşturulmuş.Mesajlardan dolayı görülen ceza davasını öğrendmesi üzerinden 8 ay geçti ve bunu tanıklarla kanıtlayabilirim.Yani tam bir karmaşa içindeyim.Kendisine anlaşmalı olarak boşanmayı teklif ettim ama yanaşmadı.Bu süreçte ne yapmalıyım.fikirlerinize çok ihtiyacım var.Teşekkür ederim.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Alıntı:
Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı
Geçmiş olsun.
Açacağınız dava çekişmeli boşanma davası olacak muhtemelen, bu nedenle de uzun sürecektir, hali hazırda oturmakta olduğunuz eve aile konutu şerhi koydurmanızda ve oturmaya devam etmenizde fayda var. Dava boyunca oturmaya devam edersiniz.
Davanı en erken 2 yıl da sonuçlanır. (yargıtay süreci de dahil)
Eş zamanlı olarak mal davası da açabilirsiniz ancak boşanma davasının sonlanması beklenir.
01.01.2002 tarihinden önce alınmış olan mallar kimin adına kayıtlı ise ona ait sayılır, bu malın alımı aşamasında diğer eşin katkısı var ise ve katkısını ispat ederse katkısı oranında pay sahibi olur.
Katkısı yok ise mal kimin adına kayıtlı ise ona ait sayılır. 01.01.2002 tarihinden sonra alınan mallar ise ortak maldır.
Mal paylaşımında boşanma davasındaki kusur oranına göre paylaşım yapılacaktır. Boşanma davanızda hakim eşin kusuruna göre dilerse mal paylaşımındaki oranları değiştirebilir.
Boşanma davanızda maddi ve manevi tazminat talep edebilirsiniz, reşit olmayan çocuğunuz içinde iştirak nafakası isteyebilirsiniz. reşit oldu ise diğer çocuğunuz ayrıca nafaka davası açmak zorunda babasına.
Tazminat ve nafaka miktarı sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde ve hakimin kusurlu eşin kusuruna göre tespit edilecektir.
Tabii tüm bunları yapabilmek için hukuki yardım almanız gerekecektir. Bir avukatla görüşmenizde fayda var.
Geçmiş olsun.
- - - Updated - - -
Geçmiş olsun.
Açacağınız dava çekişmeli boşanma davası olacak muhtemelen, bu nedenle de uzun sürecektir, hali hazırda oturmakta olduğunuz eve aile konutu şerhi koydurmanızda ve oturmaya devam etmenizde fayda var. Dava boyunca oturmaya devam edersiniz.
Davanı en erken 2 yıl da sonuçlanır. (yargıtay süreci de dahil)
Eş zamanlı olarak mal davası da açabilirsiniz ancak boşanma davasının sonlanması beklenir.
01.01.2002 tarihinden önce alınmış olan mallar kimin adına kayıtlı ise ona ait sayılır, bu malın alımı aşamasında diğer eşin katkısı var ise ve katkısını ispat ederse katkısı oranında pay sahibi olur.
Katkısı yok ise mal kimin adına kayıtlı ise ona ait sayılır. 01.01.2002 tarihinden sonra alınan mallar ise ortak maldır.
Mal paylaşımında boşanma davasındaki kusur oranına göre paylaşım yapılacaktır. Boşanma davanızda hakim eşin kusuruna göre dilerse mal paylaşımındaki oranları değiştirebilir.
Boşanma davanızda maddi ve manevi tazminat talep edebilirsiniz, reşit olmayan çocuğunuz içinde iştirak nafakası isteyebilirsiniz. reşit oldu ise diğer çocuğunuz ayrıca nafaka davası açmak zorunda babasına.
Tazminat ve nafaka miktarı sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde ve hakimin kusurlu eşin kusuruna göre tespit edilecektir.
Tabii tüm bunları yapabilmek için hukuki yardım almanız gerekecektir. Bir avukatla görüşmenizde fayda var.
Geçmiş olsun.
Sayın avukat bey.Karmaşık bir mesele var ve ben sizden yardım istiyorum.
Ben 21 haziran 2012 de evlendim.bu tarhten sonra ESKİ KIZ ARKADAŞIMA duygusal içerikli sms mesajları gönderdim. Sonrasında ESKİ KIZ ARKADAŞIM bu mesajlara dayanarak dava açtı. Ben de davada " Eski kız arkadaşımla biz evlendikten sonra da görüştük ama ona gönderdiğim mesajları ailesi gördüğü için beni dava etmek zorunda kaldığını" ifade ettim. Davadaki ifadelerim arasında eski kız arkadaşımla geçen bir muhabbeti anlattım.Şöyle ki "Davacı ile konuştuk.Ben kendisine mutsuz bir evlilik yaptığımı ve en kısa zamanda boşanıp kendisi ile evleneceğimi söyledim" şeklinde. Bunlar duruşma tutanaklarında kayıtlı. Ayrıca gönderdiğim mesajlarda var dosyada. Bir örnek "Güzeller güzeli sevdiğim bize ve sevgimize iyi bak". Bu dava sonucunda kişilerin huzur ve sukünunu bozmaktan ceza aldım ve şu an karar temyiz sürecinde.( hiç bir gerekçe olmadan HAGB uygulanmadı)
Eşim eski kız arkadaşımla olan ilişkimi biliyordu.Ben kendisine unutamadığım bir ilişkim olduğunu söyledim. O da bunları bile bile benle evlenmeyi kabul etti.Ben de bir nevi mantık evliliği yapmış oldum. Bu dava ve mesaj olayları ortaya çıktığında eşim olayları öğrendi. (Hatta Savcılık soruşturmasının başladığı gün biz bir psikologdan randevu almıştık.)Eski ilişkimin sebep olduğu sıkıntıları gidermek için. Öğrendikten sonra ben bunu aldım karşıma konuştum. Bak ne yaparsan haklısın ama ben evliliği bitirmek istemiyorum dedim. o da bunu kabul etti. Ama bir ceza davası görülecekti. Ben madem evliliğe devam kararı aldık o zaman bu mahkeme sürecine hiç karışma ben halledeyim sonra yolumuza bakalım dedim. O da tamam dedi. Ancak geçen hergün bana baskıları arttı.Mahkemede ne söyleyeceğime,o insanı nasıl kötüleyeceğime kadar herşey.Sürekli telefonla taciz etti.Eşimle olmadığım zamanların hemen hemen hepsinde beni eski kız arkadaşımla olmakla suçladı.Baş başa kaldığımız zamanlar sürekli onu düşünüyorsun şeklinde bana baskı yaptı.Olur olmaz her konuşmanın sonu o meseleye bağlanıyordu.Cezadavası karar aşamasına gelmeden yazılan mesajları da okumak istedi. Ben de mesajları okuduğunda herşeyin kötü olacağını söyledim. O yine de istedi.Ben de kayınvalidemi arayıp durumu anlattım. Kayınvalidem:" okursa Okusun oğlum yapacak bişey yok biterse biter.Sen de bekar kalacak değilsin o da" dedi.Ve mesajları okudu.Sonra bizim hayatımız daha çekilmez hale geldi. Ben bu işe bir çözüm bulamadım ve onun iddia ettiği şeyleri kabul ettim. Eski kız arkadaşımla görüşmüş gibi yaptım.Bu duruma bir arkadaşı şahit olmuş.sonrasında eve gelen başka arkadaşlarının yanında eski kız arkadaşımla görüştüm şeklinde ifadelerde bulundum. Elimde bana baskıcı tutumunu kanıtlayan mesajları var.Anlayacağınız ne olursa olsun bu iş bitsin dedim. Şimdi bütün bunlara dayanarak bana "evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma(çekişmeli) davası açmış.50000 maddi 50000 manevi tazminat istiyor. İkimizde kamuda çalışıyoruz ve maaaşlarımız aynı.Benim üzerimde hiç bir mal varlığım yok. Bu arada kendisi evlendikten sonra takıların karşılığı olarak yatırdığımız parayı çekmiş ve aile konutundaki eşyaları alıp başka bir ev tutmuş.(para onun üzerindeydi ve mahkeme aile konutu ile ilgili bir karar almamıştı) İddia ettği gibi bir telefon görüşmesi veya yüz yüze bir görüşme olmadı eski kız arkadaşımla.Bunun bahsettiğim tanıklar haricinde bi kanıtı yok.Ne olursa olsun kurtulayım diyerekten böyle ifadeler kullandım.Ayrıca eşimin annesi bizim akrabaların numarasını bi şekilde bulup onlara beni kötüleyen şeyler anlatıyormuş.Eşim de bçalıştığım kuruma beni şikayet etmiş ve benim hakkımda bi soruşturma dosyası oluşturulmuş.Mesajlardan dolayı görülen ceza davasını öğrendmesi üzerinden 8 ay geçti ve bunu tanıklarla kanıtlayabilirim.Yani tam bir karmaşa içindeyim.Kendisine anlaşmalı olarak boşanmayı teklif ettim ama yanaşmadı.Bu süreçte ne yapmalıyım.fikirlerinize çok ihtiyacım var.Teşekkür ederim.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Şunda ben bu kanun yüzünden başım dertte. Eşim şizofren hastası, ortada bişey yokken eşim can güvenliğim yok, eşim beni dövmedi şiddet uygulamadı dediği için 6 ay uzaklaştırma aldım. Mahkemeye tedavi gördüğüne dair evrakları sundum, ama sadece eşim şikayetini geri alırsa iptal ediliyormuş karar. Bende vesayet için uğraşıyorum şu sıralar. Bolcada bu kanunu çıkartanlara sövüyorum.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Bu durumlar çok üzücü Türk aile birliğini koruyalım derken iyice bozuyor olması hesaplanmadı herhalde..
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Bende şiddet magduru kadınlardan biriyim. Üniversite okumuş yüksek lisans yapmış stk'larda kadına karşı şiddet için bir çok çalışma yaptım hiç bir zaman bunun benim başıma da gelebileceğini düşünmedim. 3 temmuzda eşim beni öldürmeye kalktı ailem sayesinde elinden kurtuldum. Polisler geldi ve beni kurtardılar. 11 temmuzda boşanma davası açtım. Şu an Valilikten çaprı merkezli koruma kararı, aile mahkemesinden de 6 ay koruma kararı çıkmış durumda. Bana yaklaşması ve iletişim araçları ile ulaşması yasak ama her gün rahatsız ediyor. Telefonumu değiştirdim her seferinde buldu. Sürekli hakaret ediyor ve psikolojim bozuldu. karakola 2 kez şikayet ettim ama daha bir sonuç alınmış değil. İnternet üzerinden iş yapıyorum mailime girip tüm müşterilerime hakaretler yağdırmış benim ağzımdan ne yapabilirim bana bir yol gösterir misiniz
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Her eylemi için savcılığa verebilirsiniz ama bence psikolog desteği alın bu tür insanlara nasıl davranmalı nasıl mücadele etmeli öğrenmeye bakın derim.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Öncelikle bu güzel hizmetiniz için teşekkür ediyorum sizlere içimi dökmek durumum hakkında yol göstermenizi rica ediyorum.1 yıl evvel her ikimizde 2. evliliğimize karar verdik umutlu bir başlangıçtı kendi adıma... Anne olmak istiyordum 37 yaşındayım benim için evliliğin önceliği buydu kağıt üzerinde her ikimizin de bir sıkıntımız olmamasına rağmen olmadı tedavi sürecinde beni hep yalnız bıraktı senin çocuğun olmaz vs vs bir sürü yıpratıcı cümle sarf etti İlk zamanlardan itibaren sürekli bir para mevzu ve tartaklama boy gösterdi evliliğimizde sürekli ikaz ettim yapma yapma ama yaptı ve evliliğimiz süresince aileler hep ilişkimizin içindeydi çünkü şikayet ediyordu beni saçma sapan sebeplerle kavga çıkıyordu sonuçta iki aile evde mahremimiz ortalıkta çok yıprandım bu süreçte bu ikinci ne derim çevreme deyip en azından anne olsam dedim hep kendi kendime ama olmadı kısmet değilmiş. En son yine aileler yüzünden tartışmaya başladık ve bu sefer çok ciddi şiddet gördüm evde sopa aradı bulamayınca kemerle vurmaya başladı kafamı duvara vurdu bir ara mideme dizini dayadı nefes alamıyorum diyorum dinlemiyor hiç delirmiş gibiydi o ara dizini ıssırdım başka türlü kurtulamazdım elinden ama can havliyle ciddi ıssırdım ama neyse çok uzattım sanırım evden kaçtım darp raporu almaya hastaneye gittim kardeşlerim geldi hastaneye oda rapor almaya gelmiş aynı hastanede kız kardeşimle de tartışmaya başladı ona da çok ciddi bir tokat attı hastane çınladı sanki dr kız kardeşimede banada darp raporu verdi onada dizindeki ıssırma yüzünden vermiş birde kolunda çizik varmış evet dizini ıssırdım canımı kurtarmak için (kendisi 1.90 boyunda yapılı biridir ) ama kolunda ne vardı nasıl oldu hiçbir fikrim yok.Sonrası karakol ve şikayetler tahmin edersiniz her ikimiz de devlet memuruyuz ben 399 a tabiyim o 657 ye tabi memur.Araştırmalarıma göre bu tarz davalar kamu davası ve cezasız olması pek mümkün değilmiş şimdi işimden de korkar oldum lütfen değerli bilgilerinizi paylaşırmısınız nasıl bir yol izlemeliyim 6 aylık ceza almam durumunda işimden olma ihtimali düşüncesi bunca yaşadığım sıkıntı içinde öldürüyor beni lütfen bir yol gösterin...
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Merhaba Esin hanım. Hemen konuya geçmek istiyorum.müsadenizle.
2005 yılında evlendim hemn hemen 10 yıllık evliyim.9 yaşında bir oğlum ve 5 aylık kızım var..sorunun şundan ibaret.ben 10 yıldan beri eşimin bana karşı tutumndan dolayı şikayetçiyim.ve buna dayanacak gücüm yok.biz görücü usulüyle evlendik sayılır.daha önceden istanbuldaydık sonra eskişehire taşındık onun ailesine yakın oturuyoruz mecburen çünkü eşimde çalıştığı için yavrularımıza bakıyorlar sağolsun.ama sorunum.şu 10 yıldan beri maddi ve manevi yuvamızdaki tutumu olsun bana karşı tavırları.dayanamıyorum.işten akşam saat 18:00 de çıkarçıkmaz eve gelince her akşam kavga ediyoruz.suratı asık karşılıyor.yeri geldiğinde yemek yok.ev dağınık hatalarını herzaman söylemiyorum.sorunları beraber atlatmaya uğraşıyorum.ama çevresindenmi bilmiyorum benden rahat lüx bir yaşam ümid ediyor.parasal tutumu olmadıgından benden habersiz banka olsun arkadaşları olsun borç para alıyor.bu nedenle zor dönem geçirmemize sebeb olutyor.bunu kendisiyle herzaman konuşmamıza rağmen.ailesinle konuşmak zorunda kalıyorum.ama ailesinide dinlemiyor onlara karşı geliyor.boşanalaım diyorum o zaman karşılıklı anlaşıp adliyey gidip boşanalaım anlaşmalı.bana verdiği cevap.sen git boşanma davasını aç diyor.benimde onunda nerden baksanız toplam 50,000 tl borcumuz var.oda 20.000 bende 30,000 tl borç ödüyoruz.onun maaşından kesiliyor beniimde. ve kiracıyızda..ailesi kıznı çekip kenara konuşmuyor.herzaman kızım haklı dercesine taraf tutuyorlar.oğlumuzda okutmaya çalışıyoruz.hayata tozpembe baktıgından dolayı artık dayanamıyorum.sizlerden tek sorum :
[COLOR="#FF0000"]ben nasıl boşanabilirim.adliyeye gitsem boşanma davası açsam.ben tazminat ödiyeceğim nafaka ödiyeceğim.deniliyor.eşim le beraber boşanma davası açamıyoruz.gelmiyor benimle.ama her gün akşam evde kavga ediyoruz.eve geliyorum çocuklarım için açta kalsam çocuklarım için geliyorum.evde arkadaş gibi yaşıyoruz eşimle.eve gelmesem çocukların psikolojisi düşündürüyor.oğlum bana çok bağlı dersleride iyi.ama eşim benimgibi düşünmüyor.sadece kendisini düşünüyor.ben nasıl olurda tazminat ve nafaka ödemeden boşanabilirim.eşimden.bu konuda yardımcı olurmusunuz.
-
Cevap: Aile içi şiddetle mücadele
Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler