Millet gerçeklerle yüzleşebilecek mi?

Bir ordu kendisine emanet edilen çocukların hayatı konusunda bu kadar özensiz ve sorumsuz olabilir mi? Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) çok kötü bir sınav veriyor. Terörle mücadelede çok zor bir görev üstlenmiş olan bu insanların morali bozulmasın, motivasyonu kaybolmasın diye çok yutkunduk; ama artık susamayacağımız bir noktaya geldik.

Yetersiz karakollar, istihbaratı analiz edemeyen komutanlar, yanlış teçhizat ve araç gereç seçimi... Liste uzayıp gidiyor. Geçmişine bakınca, Türk Silahlı Kuvvetleri, dünyanın en ciddi ve köklü ordularından biri. Aynı zamanda NATO’nun ikinci büyük silahlı gücü. Ama bu yaşananları nasıl izah edebiliriz? Bunlar sanki Türkiye gibi güçlü bir ülkede değil de üçüncü dünya ülkesinin ordusunda yaşanıyor gibi.

Bugün bu yazının tamamını ve diger gazetelerde de benzer haberler okudum.Katılmamak elde değil.

http://www.posta.com.tr/siyaset/Yaza...ticleID=138868

Bu ve benzer eleştirilerin zamanlamasının son derece yanlış olduğu kanaatindeyim. Totalist bir rejimden sıyrılma arefesinde çevremizi bir ateş sardı. Her an ülkemize sıçrayabilecek bu ateşin önünde tek set şu an sadece ordumuzdur. İngiltere ve Amerika'ya hakim Yahudi lobilerinin Büyük Yahudi Krallığı için canhıraş gayret içinde olduğu gerçeğinin görülememesi acaba suyun içindeki balığın su nerede sorusunun tezahürü müdür?

Türk ordusu Cumhuriyet tarihinde hiç olmayacak şekilde sivil iktidara itaat içindedir. Ordu üstündeki spekülasyonların kime ve neye hizmet ettiğini sorguladığımızda menfaat odaklarının amaçlarını gizlemeleri imkansızlaşacaktır.

Halkını rejiminin icabı bombalamayı mübah sayan bir ordu algısından, sivil itaat üzere halkının hizmetinde bir ordu anlayışına saldırmak ve bu mantığı zayıflatmak için her türlü figürü fırsat bilmek ibret vericidir.

Ordu yepyeni bir sürece girmişken terör saldırılarının güçlü dış destekler ile artması ile paralel iç saldırıların kime hizmet ettiğini iyi düşünmek zorundayız.

- - - Updated - - -

Aşağıda TSK'nın açıklaması gazete köşelerinde hangi amaçla nereye hizmet maksadı ile yazdıkları meçhul olanlardan çok daha tatmin edicidir.

1. Milletimizi ve TSK’yı büyük acıya boğan elim olay ile ilgili olarak 7 Eylül 2012 tarihinde Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı'nın yerinde yaptığı incelemeler sonucunda elde edilen bilgiler aşağıda sunulmuştur.

a. Susurluk Mühimmat Depo K.lığının lağvedilmesi üzerine 284.550 adet el bombası Afyon’da konuşlu Mühimmat Depo K.lığına nakledilmiş ve mühimmat geçici olarak depolanmıştır.

b. Mühimmatın sayımı, tasnifi ve yeniden depoya yerleştirilmesi işlemine Bölük Komutanı nezaretinde 04 Eylül 2012 tarihinde başlanmıştır. Bu faaliyet, 05 Eylül 2012 tarihinde de devam ederken aynı gün saat 21.15 sıralarında depoda peş peşe iki patlama vuku bulmuştur.

c. Görgü tanıklarının ifadelerine göre;

(1) Patlamanın depo içinde olduğu,
(2) O esnada depoda iki astsubay, iki uzman erbaş ile 3-4 uzun dönem askerimizin bulunduğu,
(3) İstifleme işleminin yetkili ve uzman olan bu personel tarafından yapıldığı,
(4) Diğer askerlerin ise depo içinde olmayıp, deponun önünde ve dışında oldukları,
(5) Görevin başlangıcında erbaş ve erlere Şehit Sürveyan Astsubay Bakım Kd.Bçvş. Bedri NAYİM tarafından gerekli ikaz ve hatırlatmaların yapıldığı,
(6) Hava karardıktan sonra “dışarıda kalan az sayıda mühimmatı da emniyete alalım ve faaliyeti bitirelim” düşüncesiyle çalışmanın sürdürüldüğü,
(7) Ancak patlamanın nasıl meydana geldiği hakkında bilgilerinin olmadığı öğrenilmiştir.

ç. Bazı görsel medyada şehit olan askerlerimizin yeni askerler olduğu kamuoyuna açıklanmıştır. Bunun gerçekle bir ilgisi bulunmamaktadır. Şöyle ki;

(1) Asker şehitlerimizin 15’i kısa dönem askerdi.
(2) Kısa dönem askerler; üç haftalık temel askerlik eğitimi aldıktan ve askerlik yeminini yaptıktan sonra birliklerine dağıtımları yapılmaktadır. Şehit olan bu kısa dönem 15 askerimiz bir aylık askerdi. Bunlar, mühimmatın tasnif ve istiflenmesiyle değil, mühimmat sandıklarının depo içine girmeden depo dışında taşınmasıyla görevlendirilmişlerdir. Depo içinde tasnif ve istiflemeyi ise iki astsubay, iki uzman çavuş, 3-4 uzun dönem asker ile birlikte yapmaktaydı.
(3) Uzun dönem askerlik olarak isimlendirilen ve 15 ay olarak vatani vazifesini yaparken şehit olan 6 askerimizden ikisi 12 aylık, biri 9 aylık, ikisi 6 aylık ve biri de 3 aylık askerdi.;

d. Kara Kuvvetleri Komutanlığının 2010 basımlı “Mühimmatın Depolanması ve Emniyet Standartları Teknik Talimnamesi”nde; “Hafif silah mühimmatı (el bombası dahil) açıkta depolanamaz.” hükmü yer almaktadır.

2. İdari, teknik ve adli ekipler henüz olayın oluş şeklini belirlemeden bazı basın yayın organlarında; yetkisiz ve konuyla ilgili bilgi ve deneyimi bulunmayan kişilerce açıklamalar yapılarak kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği de görülmektedir.

3. Olay, her yönüyle ve derinliğine incelenmekte olup, idari ve adli soruşturma sonuçlarının beklenmesinin sağ duyulu bir davranış olacağı değerlendirilmektedir.

4. Bir kez daha elim olayda hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına sabırlar diliyoruz.

Kamuoyunun bilgisine sunulur.

Maalesefki TSK'nın kendi gerçeklerinle yüzleşmesi gerekir bencede... Yıllardır profesyonel gibi görünüp amatörce iş ortaya çıkarması bunun kanıtıdır.

Burası hukuk forumu insanların hukuki anlamda destek alabilmesi, yol gösterici olabilmesi için kullanılan bir platform, bu tarz konuları başka forumlarda tartışmaya açmanızın daha uygun olacağı kanaatindeyim.

Evet konu yanlış yerde açılmış...siyasi bölümde açılması lazım..
konu ile ilgili olarak söylenecek söz ise;
terör örgütü merkezi kuzey ırak , siyasi otorite silahlı kuvvetlere bir hedef gösterecek..ama bunu yapmıyor.
şimdi ben merak ediyorum...acaba hükümet terör örgütünün üst düzey liderlerini yok etmek için bir çalışma içinde mi...?
yılanın başını ezmek lazım ,ama o baş ile oynarsan seni sokar..!

Yılanın başı kandilde.Kandile girilebilir mi? Mümkün.Ancak kolay değil.Kandili görmemiş insanların ezbere konuşmaması gerekir.Dünyanın en kral orduları girse orada taş üstünde taş bırakmazlar belki ama iddaa ediyorum ki en az 2 tümen kayıp verirler.Bunu göze alacaksak buyrun girelim.Orası resmen bir şehir.İnsanlar Afrikadan iğrenç şartlarda da olsa yaşıyor.Münferit olaylarla TSK eleştirilemez.Hadi ergenekondu ,balyozdu ,şuydu buydu tamam ama askeri birlikte bir kaza oldu diye TSK şöyleydi böyleydi demek acımasızlıktır ,vicdansızlıktır.

Kandile karadan gitmek anlamsız ve gereksiz...ama kuzey ıraktan lojistik destek alıyor.
bunu yapanların kafasına yanlışlıkla bir bomba düşebilir..sonra özür dilenir ve mesaj verilmiş olur.

Ben Ankara'da hukukta okurken cebeci stadına yolum düştü bir bakayım dedim içeri girdim kocaman bir köpek uzaktan üstüme doğru hızla koşmaya başladı şok geçirdim heralde öylece dondum yanıma yaklaştığında bir refleksle köpeğe doğru tekme savurdum tam o sırada adamın teki geldi köpeğin zincirinden tuttu okşadı sakinleştirdi ve ne derse beğenirsiniz? "o tekme köpeğe gelseydi gösterirdim sana gününü" herifin köpeği benim canımdan değerli adama.
Terör örgütünün de durumu budur sahipleri gevşetir zincirini üstünüze saldırır siz ona zarar verecek olursanız karşısında güç yetiremeyeceğiniz sahibiplerini bulursunuz. ABD İsrail İngiltere Fransa Almanya Rusya gibi gelişmiş emperyalist zorba ve her pisliğin kaynağı bloka karşı diğer ülkelerin de bir "iyi devletler" bloku oluşturması lazım.

Alıntı:

---

İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı

Bu ve benzer eleştirilerin zamanlamasının son derece yanlış olduğu kanaatindeyim.

---

Sayın Arslan,
Doğru; bakıldığı yere göre değişir.
Örneğin, PKK kamplarının bombalanması bize göre DOĞRU dur, PKK ya göre yanlıştır.
Bizim gibi sıradan vatandaşlar istemeyerek yanlış yapabilir, bu durumda sizin yaptığınız gbi uyarmak gerekir. Ama bunu bir medya devi yaparsa, bahsettiğiniz sonuçları planlayarak, kendi bakış açısından DOĞRU bir iş yaptığını düşünmek icap etmez mi?

KADER mi, DİYET mi ?

Bankaların kehaneti,
Borsamızın kerameti,
Memleketin selameti için ,
ölen ölür kalan sağlar hükümetimizindir.

Vicdanlarınızın sağır odalarından dövizle takas edilen kan galonlarına bakıp bakıp rahatsız olmayınız, boşyere timsahın gözyaşlarına boğulmayınız efendim! zira kader diye bir olgu varmış bu dünyada ''kime niyet kime kısmet.''

Bir cemsenin kapınıza gelip içinden inen subayın kapınızı çalmasına kadar rahat olunuz(!)

ayazoglum