Sayın Katılımcılar;
Sosyal devlet ilkesi ile insan hakları çerçevesinde ömür boyu yoksulluk nafakası ödemek ne derece doğrudur?
Bu Konuna ne yapılmalıdır?yapılması gereken nedir.?
Printable View
Sayın Katılımcılar;
Sosyal devlet ilkesi ile insan hakları çerçevesinde ömür boyu yoksulluk nafakası ödemek ne derece doğrudur?
Bu Konuna ne yapılmalıdır?yapılması gereken nedir.?
Sayın "rpanatli" nafaka konusunda bunca iletinize bu kadar tepkisiz yorumsuz kalınmasına rağmen hala mücadele etmenizi takdir ediyorum.
Saygılarımla.
Evliliğin ne kadar ciddi bir kurum olduğunu bir kez daha hatırlatıyor yoksulluk nafakası.Hukuktaki mantık şu; Sen bir insanla evlendin ve ömür boyu maddi ve manevi her şeyi paylaşacağını, iyi günde kötü günde beraber olacağını ifade ettin.Sonuçta birlikte yaşarken her türlü imkanını paylaşıp aynı standartta yaşayacaktın, ayrılınca bir tarafın mağdur olmaması için o kişi evlenene yada maddi durumunu düzeltene kadar yoksulluk nafakası ödüyorsun.Yani bencilce tek taraflı düşünülürse her durumda olduğu gibi bu durumda da kişiler kendilerini haklı ve mağdur görebilir.Ancak olaya karşı tarafın pencereseinden bakıldığı zaman gayet insan hakları çercevesinde bir durum.Bu konuda yapılması gereken ise fikrimce şudur, gaza gelip olmayacak evlilikler yapılmamalı ve yok yapılan evlilikler gerçekten büyük bir aşk ve birlikteliğin sonucuysa, birliktelikler bittiği zaman birbirine karşı hala sorumlu olmaktan gocunulmamalıdır.Yapacak bir şey yok.Yasalar ne derse o.Yasalrda şu an bencede doğru olan bu durama işaret ediyor.İyi forumlar.
Olayın mantığını anlamak benim için çok güç. Neticede, hür, reşit, fiziksel ve zihnen sağlıklı birinin geçimini, ölene kadar başka bir insanın sırtına yüklüyorsunuz. Hangi ahlak anlayışına göre?
Ayrıca, birde yoksuluk nafakasının, gayet bariz cinsiyet ayrımcılığı yapılarak erkekler aleyhine hükmedilmesi var ki, o da başka bir felaket (bizzat hakimlerin anayasayı bu kadar fütürsuz bir şekilde ihlal ediyor olmaları)
Selamlar,
Not: Halen devam etmekte olan davamda, benden daha fazla kazanan (SGK kayıtları ile ispatlı) eşime tedbir nafakası ödüyorum.
tamam ozaman o belgeleri hakime göster ve ödeme.
Yorumları okuduğum kadarı ile hala olayın ne derece boyutlarda olduğu ve yürürlükte olan normların insanlar tarafından bencilce kullanıldığının Nafaka yükümlüsünün yanında yaşayanın kadın diğerlerinin ise çocukları olduğunu onlarında yaşamını idame ettirebilmek için nafaka yükümlüsünden medet umduklarını göz ardı etmenize şaşırdım.İşte bu denli vurdumduymazlık içerisinde denirse yaşamımızı idame ettirmeye çalışıyoruz.
Yürürlükte bulunan normlar açıklarla dolu iken bunun açık ve aleni nafaka alacaklısı lehine yorumlanmasıda ne yazıkki günümüzde sosyal bir gerçektir.Kişinin ömür boyu nafaka ödemeye mahkum edilmesi sosyal devlet ilkesi ile asla bağdaşmayan bir durumdur.
Belirtmek gerekir ki, nafakaya ilişkin hükümler ise araştırdığım kadarıyla İsviçre Medeni Kanun un’dan ve Nafakaya Dair uluslararası nitelikte sözleşmelerden iktibas edilmiştir. Sonuç olarak şunu belirtmek isterim ki, yasa yapım sürecinde yasa koyucuları toplumsal nitelikte normlardan soyutlamak gerçekliğe aykırıdır, etkileşim mutlak nitelikte olmasa da uygulanabilir norm tesisinde etkin bir unsurdur. Ancak soyut açıdan yasa koyucunun bu kültürel normlarla çelişecek yasal tasarrufunda bulunması mümkündür. Nitekim münferit bazı vakalarda bize yasa koyucunun bu anlamda mutlak bağlı olmadığını gösteriyor..Olması gereken olgu,resepsiyon değil,kodifikasyon edilen yasal nitelikte kurumların ülkenin sosyal ve kültürel yaşam biçimine uyarlanmasıdır.
Bu husustaki yanlış algı toplumsal anlamda meşruiyet kazanmış görünmektedir. Yürürlükteki normları göz önüne aldığımızda, toplumsal ve kültürel normlardan ve uygulanabilir olmaktan uzak yasal hükümler azımsanacak boyutta olmadığını görmek gerektiği düşüncesindeyim.
Sayın Adelet82,
Benim davada, biz 4 defa tedbirin kaldırılmasını taleb ettik, hakim her seferinde de hiç bir gerekçe göstermeden talebimizi red etti. Maalesef ülkemizde çok keyfi bir hukuk sistemi var.
Cemil1
Eline Diline Beynine Sağlık arkadaşım, gelmiş geçmiş bu platformda senin gibi yorum yapan birini görmedim okadar güzel cümleler kurmuşunki kendi adıma teşekkür ederim...
TEKRAR BİR OKU İSTERSEN CEMİL
Evliliğin ne kadar ciddi bir kurum olduğunu bir kez daha hatırlatıyor yoksulluk nafakası.Hukuktaki mantık şu; Sen bir insanla evlendin ve ömür boyu maddi ve manevi her şeyi paylaşacağını, iyi günde kötü günde beraber olacağını ifade ettin.Sonuçta birlikte yaşarken her türlü imkanını paylaşıp aynı standartta yaşayacaktın, ayrılınca bir tarafın mağdur olmaması için o kişi evlenene yada maddi durumunu düzeltene kadar yoksulluk nafakası ödüyorsun.Yani bencilce tek taraflı düşünülürse her durumda olduğu gibi bu durumda da kişiler kendilerini haklı ve mağdur görebilir.Ancak olaya karşı tarafın pencereseinden bakıldığı zaman gayet insan hakları çercevesinde bir durum.Bu konuda yapılması gereken ise fikrimce şudur, gaza gelip olmayacak evlilikler yapılmamalı ve yok yapılan evlilikler gerçekten büyük bir aşk ve birlikteliğin sonucuysa, birliktelikler bittiği zaman birbirine karşı hala sorumlu olmaktan gocunulmamalıdır