-
Avukatın avukata ettiği
Avukatın avukata ettiğini akrep etmez demişler..
Nerden çıktı şimdi nu konu durup dururken...
Hiç de değil....
Bu sorun hep vardı belki ama son yıllarda neden bu kadar arttı?
Beynimin içinde uzun bir süredir dolanıp duran bu konu bu gün gün yüzüne çıkacağı tuttu, ne yapalım!!!
Nereden geldik buraya, anlatayım..
Dün sevgili Ragıp ve adminimizle msn de sohbet ederken Ragıp bey bir soru sordu..
Senet borçlusu Bursa' da,
Senedin alacaklısı Bursa'da
Yetkili yer Diyarbakır
Ve avukat meslektaşımız da Bursa' da olduğı halde takibi Diyarbakır'dan açmış
Yazık değil mi bana bir yetki itirazı için taaa Diyarbakır'lara gidip geliyorum dedi.
Yine dün bir avukat arkadaşımın İstanbul' da bir Bankanın avukatlarından birisiyle yaptığı konuşmaya tanık oldum..
İstanbul' daki yekten "aaa sizi hatırladım, falanca bankanın vekilliğini yapmıştınız da sizden dosyalar alınmıştı" dedi
Dostumu tanımasam ben bile şüpheye düşebilirdim.
Şu usluba bir bakarmısınız lütfen.. Durup dururken bir insan ancak bu kadar rencide edilebilir, ancak bu kadar çamur atılabilirdi. Muhakkak ki o muhterem meslekdaşımızın hafızası kişileri karıştırmıştı. Ama ne yazık ki çoğumuzun boğazı 9 değil 1 boğum ve langadanak boşaltıyorlar beyinlerinden geçeni ağızlarından.
Hukukun ticarileşmesi, avukatın tacirleşmesine ne demeli ya?
Harçlar, masraflar benden % ... alırım..
İnsanlarımızın da ceplerinde akrep var ya, beleş mezar bulsalar girip yatacaklar ya, hemen kabul ediveriyorlar bunu.
Aaahhh keşke davacı vekili gelmese de, müracaata bıraksam, bi daha.. bu iş tamam davayı kazandık gitti.
Bir gün bir bakıyoruz ki en eski ve güvendiğimiz müvekkilin bir davasını veya takibini bir başka meslektaşımız yürütüyor. Allah allaaahhh bu nasıl oldu şimdi, niye her ikisi de bana şimdiye kadar bir şey söylemediler???
Şimdilerde yeni bir moda çıktı (aslında yeni asgari ücret tarifesi mertliği bozdu) Kurumlar, kadrolu avukatlarına nasıl yapsak da karşı yan vekalet ücretini vermesk' in yollarını arıyorlar.
Çok da haklı(!) bir gerekçeleri var. Efendim bunlar zaten hizmet akdi ile çalışıyorlar. EKİSTIRADAN aldıkları bu ücret, diğer çalışanlarla adaletsizlik yaratıyor, diğerlerinin motivasyonu bozuluyor. Öyle ya, 2 satır dilekçe 2 duruşma, dünyanın malını götürüyoruz. Bunu yapanlar veya en azından "evet efendim doğrudur,haklısınız" diyen meslektaşlarımız..
gerisini siz yazın
-
Sayın meslektaşım,
İbreti alemlik bir örnek de ben vereyim.
Takip etmekte olduğumuz bir ortaklığın giderilmesi davasında müvekkilimiz ve karşı taraf bizden habersiz kendi aralarında anlaşıp işi bitiriyor. Davadan feragat ediyoruz.
Neyse konu peşin alamadığımız vekalet ücretinin ödenmesine gelince bizim müvekkil yan çiziyor, ödemiyor. Bu müvekkilimizden yediğimiz darbe.
En acısı da meslektaşımızın yaptığı.
Biz vekalet ücretini cebri icra yoluyla almak için ira takibi yaptık. Vatandaş da itiraz etti. Biz de daha fazla muhatap olmamak için güvendiğimiz bir meslektaş/arkadaşımıza bize vekaleten itirazın iptali davası açması için vekaletname verdik.
Arkadaşımız, karşı tarafın avukatı falanca şahıs davaya cevap vermiş, ben gördüm şok oldum, siz de bir okuyun deyince iyice merak edip okuduk. Maalesef, yeni büro açmış meslek ve etik kurallarından bihaber bir meslektaşımız cevabı yazısında buyurmuşlar ki, biz ortaklığın giderilmesi davasını bizim eski, kendilerinin ise yeni müvekkilinin haberi olmadan kendi başımıza açmışız. E tabi bizim işimiz gücümüz yok, aldığımız tüm vekaletnamelerle vekilleri olduğumuz şahısların malını mülkünü araştırıyor, bir şey bulursak habersiz açıveriyoruz davaları.
Bizi bu meslektaşımızın savunmalarına karşı aklayan tek şey, vekaletnamede yer alan ''İzale-i şüyu davası açmaya, ahzu kabze...'' şeklindeki özel yetkiler. Yoksa halimiz nice olurdu.
Keşke saygıdeğer (!) meslektaşımız davayı kabul etmeden önce dosyayı adam akıllı inceleseydi ya da en azından nezaket gösterip böyle bir durum var diye bize haber verseydi vekaletnamedeki özel yetkiyi gösterir, kendini küçültmesine mani olurduk.
Aynı olayları yaşamamanız dileğiyle...
-
T.C. Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu
Esas No: 2001/25 Karar No: 2001/76 Tarihi: 20.04.2001
ÖZET:
Haksızlığı tartışılmayacak kadar açık olan taleplerle şikayetçiyi zor durumda bırakan ve rahatsız eden Avukatın eylemi disiplin suçu oluşturur 1136 s. m. 34)
TAM METİN:
İtiraz Olunan Karar: Aydın Barosu Disiplin Kurulunun Uyarma cezası verilmesine ilişkin 03.08.2000 günlü 2000/5 Esas, 2000/10 Karar sayılı kararı.
İtirazın süresinde yapıldığı anlaşıldıktan sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
Taksitli satış yapan bir firmanın vekili olan Şikayetli Avukatın, müvekkili firmadan mal satın alan ve 09.08.1999 tarihli satış sözleşmesine göre 97.500.000 TL, borcun birinci taksitini 30.09.1999 günü ödemesi kararlaştırılan Şikayetçiye 08.09.1999 tarihinde gönderdiği yazı ile borcun tamamını en geç on gün içinde ödemesini bildirdiği, aksi takdirde icra takibine girişeceğini ve yazıda dökümü bildirilen asıl alacak, işlemiş faiz, işleyecek faiz, avukatlık ücreti, tebligat ücreti, tahsil harcı, haciz masrafı ve diğer masraflar toplamı (207.200.000) TL. ödemek zorunda kalacağını ihtar ettiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır.
Satıcı ve alıcı arasındaki sözleşmede açıkça belirtilen ilk taksitin ödeme gününden yirmi iki gün önce, henüz muaccel hale gelmemiş bir borç için Avukatın borcun tamamının ödenmesi hususunda borçluya ihtarname göndermesi ve üstelik bu ihtarnamede tanıdığı süreninde ilk taksit tarihinden önceki bir günde sona ermesi, Avukatlık Yasasının 34. maddesinde ve Meslek Kurallarının 3 ve 4. maddelerinde yer alan ilkelere ters düşmektedir.
Avukat, müvekkilinin talimatı ne yolda olursa olsun, görevini yerine getirirken bağımsızlığını korumak, hukuktan ve yasalardan yana olmak ve mesleğin itibarının zedelenmesine neden olabilecek davranışlardan kaçınmak zorundadır.
Bu nedenle haksızlığı tartışılmayacak kadar açık olan taleplerle şikayetçiyi zor durumda bırakan ve rahatsız eden Avukatın eylemi disiplin suçu oluşturduğundan, Baro Disiplin Kurulunca yapılan değerlendirme isabetli bulunmuş ve kararın onanması gerekmiştir.
(Eylemin niteliğine göre tayin edilen cezanın hafif olduğu saptanmış; ancak şikayetçi karara itiraz etmediğinden daha ağır bir ceza tayini mümkün olmamıştır.)
Sonuç olarak, itirazın reddiyle, Aydın Barosu Disiplin Kurulu'nun Uyarma cezası verilmesine ilişkin kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi.
-
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları ve Avrupa Birliği Avukatlık meslek kuralları için ayrı ayrı iki foruma ilgili kuralları eklemiş bulunmaktayız;
TBB AVUKATLIK MESLEK KURALLARI
AVRUPA BİRLİĞİ AVUKATLIK MESLEK KURALLARI
-
Sayın meslektaşım Av.Feyz Pazarbaşı, yukarıda bahsettiğiniz emsal baro kararının orjinalinden bir örnek alabilmem mümkünmü?
Acaba müvekkili şirketin tasfiye olduğunu bildiği halde onun adına icra takibinde bulunan avukatın eylemi suçmudur. Şimdiden teşekkür ederim.
-
Sayın avfunda, kararın tam metni malesef elimde yok. Ancak sorunuza şöyle yanıt verebilirim;
Avukat hayatta olmayan bir müvekkili adına takipte bulunamaz. Diğer bir ifadeyle gerçek kişi ise ölmüş, tüzel kişilik ise tüzel kişiliği sona ermiş müvekkili adına işlem yapamaz. Zira vekalet ilişkisi sona ermiştir.
Saygılarımla.
-
İlginize ve verdiğiniz bilgiye çok teşekkür ederim. Sizinle aynı görüşteyim. Artık meslektaşa bu hususu öncelikle hatırlatacağım. Tasfiye hakkında bilgisi olmayabilir. Veya suiniyetli münfesih şirket yetkilisi tarafından yanıltılmış olabilir.
-
'Hukukun ticarileşmesi, avukatın tacirleşmesine ne demeli ya?'
Av.Fırat Bayındır Beyefendinin bu konuyla ilgili düşünceleri içerisinde yer alan bir cümle.Acaba çevrenizde avukatlık mesleği ile iştigal eden insanlar bu düşüncenin çok karşısında mıki böyle bir düşünceye kapıldınız.Ben avukatların en çok konuştuğu şeylerin başında para geldiğini yaşayarak biliyorum.Ayrıca avukatlık mesleğine yıllarını vermiş avukatlardan ve adliye personelinden şunu çok duydum.'Mesleğe yeni başlayan avukatların çoğunluğu hukuku doğru uygulamaktan çok bu mesleğin öncelikle üçkağıtlarını öğrenmeye çalışıyorlar.' Acaba mesleğe yeni başlamış avukatlar böyle bir düşünceye nerden kapılmış olabilirler.Okullar mı? yoksa tecrübeli dediğimiz avukatlar mı? kişilerde böyle bir düşüncenin uyanmasına sebep oluyor.Artık kararını siz verin.
-
Sayın fatmaçiçek,
Avukatlar da bu toplumun bir parçası dolayısıyla toplumun ahlak ve değer yargılarından soyutlamak mümkün değildir. 25 sene önce mesleğe başladığımızda bu meslek bugünkü gibi icra edilmiyordu. "Ben zengini severim" "benim memurum işini bilir" "anayasayı bir kez delmekle birşey olmaz" zihniyeti ne yazık ki bizim mesleğin de gerektiği gibi yapılmasını engelliyor. Neticede hepimiz insanız ve zaaflarımız var. Biz, bu zaafların herşeye rağmen bu meslekte esiri olunmamasını temenni ediyoruz, buna çalışıyoruz.Bu sitenin bir misyonuda budur.
-
Sayın Fatmaçiçek; bahsetmiş olduğunuz
"...avukatlık mesleğine yıllarını vermiş avukatlardan ve adliye personelinden şunu çok duydum.'Mesleğe yeni başlayan avukatların çoğunluğu hukuku doğru uygulamaktan çok bu mesleğin öncelikle üçkağıtlarını öğrenmeye çalışıyorlar.." durum doğru neden biliyormusunuz.
Bir doktora muayeneye gidipte gıkını cıkarmadan muayene ücreti ödeyen insanların; vekalet ücreti ödemeye gelince cıkardıkları marazları savurmanın yollarını her avukat öğrenmek zorundadır.
Bizler de hayatımızı idame ettirmek zorundayız. Bir iş yapılmadan once aman avukatım sayın avukatım olan bizler; iş bitimi ve tesliminde aman sen ne yaptın ki oluyor. Hele birde duruşmaları izlemiş ve orada sadece 5 dakika için adliyede olduğumuzu gördükleri zaman.
Bir avukat değilseniz bunu anlayamazsınız. Yok eğer avukatsanız sizi yadırgıyorum.