Aile Konutu

Merhabalar benim sorum şudur, 1998 yılında evlendik. 2001 yılında eşim kendi üzerine bir ev satın aldı. Ve 2002 tarihinde çıkan Mal Rejimi Sözleşmesi yasasından, ben yararlanamadım, notere gidip sözleşme yapmadı..Bu durumda ben bu evin yarısını hak idaa edebiliyormuyum???

Şiddetin Her Türlüsünü yaşamaktayım, 10 yıllık evliyim ayrıcada 1 tane özürlü
çocuğum var artık yeter diyorum :kızgın: Lütfen bu soru benim için çok önemli
cevaplarsanız sevinirim..

Sitenizi girmesemde her gün takipteyim yararlı bir site teşekkür ederim...

Bu evden hak iddia edebilirsiniz.
Taşınmazın buşunduğu tapu sicil müdürlüğüne giderek; taşınmazın "aile konutu şerhi" koydurun. Buna ilişkin detaylı bilgi için forumlarımızı ve Tapu Sicil Genel müdürlüğü web sayfasından faydalanabilirisniz.

Av.Duygu Hanım Aile konutu Şerhini Koydurtum..Bu şerh olayını bu forumlarınızı gezerken ögrendim zaten dedim gibi yararlı bir site.. Ama ne yazıkki bu şerh olayı sadece, satışını ve kiraya verilmesini engellemek için, yani benim imzam gerekiyor ögrendigim kadarıyla yanlışım varsa pardon...Peki bu ev 2001 de alındığı için yarısını hak idaa edemiyormuyum ??

Av.Duygu Hanım Aile konutu Şerhini Koydurtum..Bu şerh olayını forumlarınızı

gezerken ögrendim.Teşekkür Ederim. Dediğim gibi yararlı bir site.. Ama ne

yazık ki bu şerh olayı sadece satışını ve kiraya verilmesini engellemek için, yani

benim imzam gerekiyor ögrendiğim kadarıyla yanlışım varsa pardon...Peki bu ev

2001 de alındığı için yarısını hak idaa edemiyormuyum ?

Sayın24;
Medeni Yasa’nın 10. uygulama maddesi şöyle diyor: "Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar." Dolayısıyla 1Ocak 2002 den önce bu taşınmaz alındığından dolayı ve başka bir mal rejimi de seçmediğinizden edinilmiş mallara katılma rejiminden yararlanmayacaksız.
Ailenin korunmasına dair tedbir niteliğinde olan masrafsız ve çok kısa sürede sonuçlanan hukuki yola başvurarak,eşinize evden 6 ay uzaklaştırma cezası aldırabilirsiniz ve bu süre zarfında da geçiminiz için gerekli olan nafakayıda alabilirsiniz.Bunun için bulunduğunuz yerin Aile Mahkemeine yada Cumhuriyet Savcılığına başvurmanız ve şiddet gördüğünüzü ispatlamanız gerekecektir.
Çocuğunuz için de aynı durum sözkonusudur.
Ayrıca ailenin geçimi ve özürlü çocuğunuzun tedavi,eğitim giderleri için Aile Mahkemesi hakiminden müdahale talebinde bulunabilirsiniz.
Selamlar...

Sayın nuran_
Yanıtınız için teşeküür ederim Her Ne Kadar Gerçekler acı olsada:rolleyes:

Evden 6 ay uzaklaştırmak gibi bir amacım yok.Yinede Aklımda Kalsın..
Ben tamamen hayatımdan çıkarmak istiyorummm..Artık 10 yılda Bardak doldu
taştı çoktan..Elimden gelen herşeyide yapıcagım, artık benden bu kocaya eş olmaz..14 -15 yaşından bu yana çekiyorum..Bundan sonra ben ona hayatı zindan etmeyi kendime borç biliyorum...

Saygılar...:)

bende aynı sorunla başım dertte.eşim 3 aylık hamileyken attı beni evden sırf evlenebilmek için.bende konuta şerh koydurttum.benim merak ettiğim konu boşanmadan sonra o şerh kalkmıyormu tapudan.çünkü eşim evlenmeden önce almış evini ve kendi o evde oturuyor biz ise aileme sığınmak zorunda kaldık çocuğumla.biz kadınlar hep sokağa mı atılacağız erkeğin kafası kızdıkca.uzaklaştırma da nereye kadar o 6 ay bitince daha beter yapar erkek.teşekkürler

4721 sayılı Türk medeni kanunumuzun 194 maddesine ihdas edilen aile konutu müessesesi, aile birliğinin devamı süresince ( aile konutuna ilişkin koruma, başlangıç anından yani yasal evlilik birliğinin kurulması ve diğer bazı özelliklerinde birlikte gerçekleşmesi ile hüküm ifade eder ) geçerlidir, evlilik birliğinin hakim kararı ile sona erdirilmesi halinde( Boşanma ), şayet eşler arasında boşanmaya mesnet teşkil eden olaylarla birlikte aralarında konut üzerinde ayni veya şahsi bir hakkı bulunmayan eşe bırakılacağı, ve hakim kararı ile aile konutuna ilişkin hükmün devamına karar verilmediği hallerde, aile konutuna özgülenen koruma boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte sona erer. aksi durumda medeni kanunun 194 maddesine ihdas edilen hükmün konuluş amacına ters düşer.
Bu nedenle aile konutuna iliişkin koruma boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte sona erer.

Alıntı:

---

Muhsinkocak rumuzlu üyeden alıntı

4721 sayılı Türk medeni kanunumuzun 194 maddesine ihdas edilen aile konutu müessesesi, aile birliğinin devamı süresince ( aile konutuna ilişkin koruma, başlangıç anından yani yasal evlilik birliğinin kurulması ve diğer bazı özelliklerinde birlikte gerçekleşmesi ile hüküm ifade eder ) geçerlidir, evlilik birliğinin hakim kararı ile sona erdirilmesi halinde( Boşanma ), şayet eşler arasında boşanmaya mesnet teşkil eden olaylarla birlikte aralarında konut üzerinde ayni veya şahsi bir hakkı bulunmayan eşe bırakılacağı, ve hakim kararı ile aile konutuna ilişkin hükmün devamına karar verilmediği hallerde, aile konutuna özgülenen koruma boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte sona erer. aksi durumda medeni kanunun 194 maddesine ihdas edilen hükmün konuluş amacına ters düşer.
Bu nedenle aile konutuna iliişkin koruma boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte sona erer.

---

muhsin bey o zaman neden şerh konuluyor eş satmasın diye.eş evlenmeden önce aldıysa evi şerh koydurttsan da boşanınca ne işimize yarayacak.erkek ev benim istediğim gibi kullanırım diyor.eş ve çocuk nedense boşanınca ya anne evine yada kiraya göçüyorsun .kirayı ödemekde maddiyat ister biz bayan olarak ne yapacağız.konut şerhimiz var ama boşanınca yaramıyor bize.

aile konutu müessesesi hukukumuzda yeni bir kavram olarak isviçre medeni kanununundan esinlenerek yer almıştır, amacı evlilik birliği süresince ailenin korunması amaçlanmış ancak kavram olarak aile konutunun tanımı yapılmmamıştır, mk 186 maddesinde konut tabiri ile yer almıştır,194. madde de ise, ‘aile konutu’ başlığı altında kapsamı açıklanmak suretiyle teknik manada düzenlenmiştir,MK.m.194 hükmü, sadece aile konutunu, diğer eşin ve çocukların barınma haklarını kaybetme tehlikesine karşı korumaktadır. bu da evlilik birliğinin devamı süresince mümkün olan bir korumadır, kanunun konuluş amacı da budur zaten ancak aile konutu müsessesi hükmünün sona ermesi Boşanma dan önce de metninden anlamamız gereken hususları şöyle açıklamak mümkündür,
- - Eşler aralarında anlaşmış, konutu aile konutu olmaktan çıkarmışlarsa,
- -Konut üzerinde ayni ya da şahsi hakkı bulunmayan ( malik ya da kiracı olmayan ) eş, aile konutunu kendi iradesiyle süresiz olarak terk etmişse,
- - Geçici terk edişler dışında ( örneğin, boşanma davası süresince ) eşler bir daha geri dönmemek üzere konutu terk etmişlerse
-- "Konut üzerinde hak sahibi olmayan eş, diğer eşle aralarında yaptıkları anlaşma uyarınca konutu nihai olarak diğer eşe bırakmışsa,
- -Konut üzerinde hak sahibi olmayan eş, kesin olarak konutu terk etmiş ya da terk etmek zorunda kalmışsa ve eşlerin artık o konutu aile konutu olarak kullanmayacakları açıkça anlaşılıyor ise,
-- Eş, uzun yıllar aile konutunda yaşamıyor ve bu davranışı da bir hakkın kötüye kullanımı teşkil ediyorsa, aile konutu müessesesi kavramı hükmü sona erer ancakk boşanma hali tek başına aile konutu müessesini tamamen ortadan kaldırır zira kanuna konuluş amacı ailenin birliğinin korunmasına yönelik olup, boşanmadan sonra aynı aile yapısının korunduğundan söz edilemeyeceği için artık bu müessesenin de aynı aile için bir hüküm ifade ettiğinden söz etmek mümkün değildir, yasa koyucunun bu hükmü getiriş amacı aile birliğinin devamı süresince geçerliliğini koruduğu yönündedir, ancak her ne kadar isviçre medeni kanundan esinlenerek kanunumuza ihdas edilmiş ise de , isviçre medeni kanununda boşanma sonrasında da aile konutu müsessesesi olarak hüküm bazı koşulların varlığı halinde devam edtmektedir. Türk medeni hukukumuzdaki anlamı bu noktada doktrinden ayrılmış sadece medeni kanun 186 maddesi hükmünde yola çıkarak 194 maddeye bu hükmü ihdas etmiştir. Kıascası yukarıda da bahsettiğim gibi bu hüküm eşlerin boşanması be boşanma kararının kesinleşmesi tarihi itibari ile aksine bir anlaşma ya da karar, ve hüküm bulunmadığıı sürece sona ermektedir.