İşverenin güvenini kötüye kullanmak
Ben bi gsm firmasının çağrı merkezinde müşteri temsilcisi olarak 3 yıl görev aldım ve bana gönderilen şu an avukatımın elinde olan iş haddi fesh mektubunda işverenenin güvenini kötüye kullanmak maddesi gereğince işten çıkartıldım. Baro araclığıyla bi avukat tahsis edildi bana ancak avukatım davayı açtıktan sonra şirketim kurumsal ve türkiye de lider çağrı merkezlerinden biri olduğu için büyük bi avukatlık firmasıyla çalıştığını ve çok ciddi deliller sunduğunu belirtti ve kazanma ihtimalimiz çok düşük dedi davayı geri çekelim kaybedebiliriz dedi.Şirketimin beni işten çıkarma nedeni arkadaşlarımın ve bazı kişilerin numaralarını search lemem yani hat kullanıcısı müşteri hizmetlerini aramadan numarasının bilgilerine bakmak gibi sisteme girdiğimiz her numara için şirket içi olan user ve tarih saat bilgisi gibi bilgilerde şirketin benim aleyhime sunduğu deliller arasında.Bu yapmış olduğum durum 300 kişilik bi lokasyanda 300 kişininde hatta takım liderlerinin yaptığındanda eminim.Bu tabiki başkalarının yapmış olması benim suçsuz olduğum anlamına gelmez ama ortada. Searchlediğim numaralarla ilgili ne şirkete maddi manevi nede hat kullanıcılarına verdiğim bi zarar yok herhangi bi kişinin bu durumla ilgili şikayetide yok. Askere gidip tazminat alma fikrimin şirkette duyulmasından dolayı haksız yere işten çıkartıldığımı düşünüyorum ve zaten çıkartılmadan önce baskıyla istifaya zorlandım.Dava süreciyle ilgili olarak lehime çevirmem adına sizden bilgi rica ediyorum tşk
Cevap: İşverenin güvenini kötüye kullanmak
Sözleşmeniz incelenmeden, fesih (Bu arada siz fesh demişsiniz ama bunun doğrusu fesih'dir) bildiriminiz incelenmeden, işyeri kurallarınızı bilmeden, gerçekleşen olaylara, tespit edilen hususlara hakim olamadan bir şey söylemek pek doğru olmaz. Kaldı ki avukatınızda varmış, kanımca sizi doğru da yönlendirmiş ne güzel. Bence de avukatınız haklı gibi...
Cevap: İşverenin güvenini kötüye kullanmak
İşverenin Haklı Nedenle Derhal Fesih Hakkı
Madde 25 - Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
I- Sağlık sebepleri:
a) İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa veya sakatlığa uğraması halinde, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi.
b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda. (a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.
II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.
c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi.
e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.
g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
III- Zorlayıcı sebepler:
İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması.
IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.
İşçi feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabilir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 21.05.2007 tarihli 2007/6452 E. 2007/15623 K. sayılı kararı işçinin hangi hal ve şartlarda güveni kötüye kullandığını ve işveren açısından haklı sebeple fesih oluşturma şartlarını gösteren bir karar olup,bu çalışmamızın da konusunu oluşturmaktadır.
Karara konu dava feshin geçersizliğine ve işe iadeye karar verilmesi istemine ilişkindir. İş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı işveren vekili, Kasiyer olarak görev yapan davacının iş sözleşmesinin "Kasanın Teknik Servis tarafından açılmasını talep ettiği, kasanın alt tarafında bulunan 470 YTL tutarındaki miktarı ilgili bölüm sorumlularına bildirmeden bölüşerek aldığı ve savunmasında kabul ettiği gerekçesi ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II. maddesi uyarınca" haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece, parasal konularda sorumluluk verilen davacının kasada meydana gelen tüm olumsuzlukları işverene bildirmesi gerekirken, kasa açıklarını kapaması ve kasa altında çıkarılan parayı diğer sorumlularla paylaşarak işverenin güvenini kötüye kullandığı, talimatlara aykırı davrandığı, feshin haklı ve geçerli nedene dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilerek dosya Yüksek Mahkeme’nin önüne gelmiştir.
Yüksek Mahkeme öncelikle dosya içeriğine göre, kasiyer olarak görev yapan davacı ile birlikte çalışan diğer işçilerin sorumlu olduklara kasada sürekli açık çıktığı, davacı ve diğer işçilerin bu açığı kendi ceplerinden ödemek sureti ile kapattıkları, ancak sürekli açık vermeleri nedeni ile kasanın kontrolü için teknik servise haber verdikleri, teknik servisin kontrolü sırasında kasa altında 470 YTL miktarında para çıktığı ve davacı ile diğer sorumluların bu parayı daha önce açığı kendileri ödemesi nedeni ile paylaştıkları anlaşıldığını vurgulamıştır. Maddi olayın bu gelişimine göre, uyuşmazlıkta işverenin herhangi bir zararının olmadığı görülmektedir. Davacı daha önce ödediği açık nedeni ile kendi zararını telafi etmek için hareket etmiştir. Ayrıca kasada sürekli açık çıkması nedeni ile teknik servise haber vermesi de işverenin güvenini kötüye kullanmadığını göstermektedir. Davacının bu davranışı işyerinde olumsuzluklara da yol açmamıştır. Davacının iş sözleşmesinin feshi haklı ve geçerli nedene dayanmamaktadır. Yüksek Mahkeme kararın bozularak ortadan kaldırılmasına, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar vermiştir.
Sonuç olarak güveni kötüye kullanma sebebiyle iş akdinin feshinde işverenin zarara uğramış olmasının altı önemle çizilmekte olduğundan, bu karar,bu nedenle iş akdi fesihleri için fesih yapmadan önce bir kez daha işvereni düşünmeye yöneltmektedir.
alıntıdır
- - - Updated - - -
Aslında basit bir yazılım ile halledilebilecek bir güvenlik açığı olduğu kanaatindeyim. Bu açığın bilerek ve isteyerek korunması işvereni sıkıntıya sokabilir. İfade etmek istediğim, arayan kişinin müşteri bilgilerine ulaşım harici her türlü ulaşım engellenebilir. Bu açığın işten uzaklaştırmak için kullanılması üzerine kurgulanacak bir savunma, emsal uygulamalar ile de zenginleştirilirse lehe bir sonuç alınabilir.
Cevap: İşverenin güvenini kötüye kullanmak
Muhtemelen sizinle aynı kurumun çağrı merkezinde çalışan bi akrabam var. İşe yeni başladı ve hem sözleşme maddeleri içerisinde hem de eğitimlerde sözlü olarak; gelen destek talep telefonları haricinde başkalarının numarasını sorgulamak, numaraların kimlere ait olduğunu öğrenmek ve kişisel bilgilerine erişmenin sözleşme fesih sebebi sayılacağı söylenmiş.
Bu zaten aynen Microsoftun ISA Server işletim sisteminde olduğu gibi gsm şirketinin kolay bir şekilde kimlerin neleri sorguladığını anlık bir şekilde izleyebileceği bir program kullanılmıştır ve kayıtları günbegün tutuluyordur. Zaten sizin sözleşmenizde de bu veya bu gibi maddeler varsa pek şansınız olduğunu zannetmiyorum ki zaten yetkiniz olmadan başkalarının bilgilerini sorgulayarak bunlara erişim sağlamak bir suçtur.
Cevap: İşverenin güvenini kötüye kullanmak
Hiç bir kişi veya kurum zarar gormemiş olsa da, siz veya bir başkasının FAYDA sagladıgı ortada bu yetkiniz dışındaki arama işlemi neticesinde.
Şu andaki durum: birllerinin ozel bilgileri şirket kayıtlarından bulunup, kendilerinin bilgisi olmaksızın 3. Kişilerin (siz) eline geçmiş durumda ve bu da firma için çok ciddi sıkıntı yaratabilecek vehamettedir.
Düşüncem; işvereninizln feshi haklıdır bence de, avukatınızı dinleyin derim.
Cevap: İşverenin güvenini kötüye kullanmak
Alıntı:
rgorkem rumuzlu üyeden alıntı
Searchlediğim numaralarla ilgili ne şirkete maddi manevi nede hat kullanıcılarına verdiğim bi zarar yok herhangi bi kişinin bu durumla ilgili şikayetide yok. Askere gidip tazminat alma fikrimin şirkette duyulmasından dolayı haksız yere işten çıkartıldığımı düşünüyorum ve zaten çıkartılmadan önce baskıyla istifaya zorlandım.
"Haklı fesih koşullarının oluşmadığı" iddiasında bulunun derim. Fesih haklı değil, ancak geçerli nedene dayanıyor şeklinde çıkabilecek muhtemel bir karar, tazminatlar yönünden durumu lehize çevirebilir.
Cevap: İşverenin güvenini kötüye kullanmak
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Aslında basit bir yazılım ile halledilebilecek bir güvenlik açığı olduğu kanaatindeyim.
Arayan müşteri, başka bir numaradan aramış olabilir. Örneğin cep telefonunu kaybetmiş olabilir.
Bu yüzden istediği müşterinin bilgisine erişebilme hakkı verilmek zorunda sanırım.
Cevap: İşverenin güvenini kötüye kullanmak
Alıntı:
senoleker rumuzlu üyeden alıntı
Arayan müşteri, başka bir numaradan aramış olabilir. Örneğin cep telefonunu kaybetmiş olabilir.
Bu yüzden istediği müşterinin bilgisine erişebilme hakkı verilmek zorunda sanırım.
Evet, müşterinin istemi üzerine işlem yapabilmeli. Bir telefon görüşmesi yapmaz iken istediği bir bilgiye ulaşamamalı. Kademeli bir güvenlik mekanizması olmalı. Müşteri gizliliği haiz bilgiyi verdikçe program ilerleme olanağı tanımalı.
Bendeniz şöyle düşünüyorum:
Bir cezanın adalete uygun olması için, suça giden yolların yetkililerce engellenmiş olması gerekir. Yani, suçlu, tüm engellere rağmen suçu özgün iradesi ile tercih etmiş olmalı.
İnsanların en büyük zaafı, gizli ve yasak olana meyilleri. Adem evlatlarıyız ya, bu böyledir o zamanlardan bu yana...
Bu durum biline biline, böylesi bir olanağı çalışanlarının önüne sereserpe sunan bir yapılanmanın dürüst ve haklı olduğunu düşünmem açıkçası çok zor. Konu sahibinin dediği gibi, kimi personelini bu tarz mekanizmaları işleterek işten çıkarıyorsa bu oldukça abes bir tavır olabilir.
Yasaklamadan önce tedbirlerini almaya zorlanmalı.
Cevap: İşverenin güvenini kötüye kullanmak
Hiç bir çağrı aktif değilken sorgulama imkanı veren bir sisteme ihtiyaç duyulacak bir senaryo üretemiyorum.
Eğer böyle bir imkan varsa, haklısınız.
Ancak hukuki açıdan da bunu söyleyen bir "şey" olmalı.
Bildiğim kadarı ile hırsızlıkta bile, çalınan malın ne kadar "saklanmış" olduğu önemli oluyor. Tamam açıkta, kapalı yerde, kilitli yerde, kasada... Ne kadar zor erişilebilir durumda ise o kadar ağır cezası oluyor diye biliyorum. (doğru mudur emin değilim)
Cevap: İşverenin güvenini kötüye kullanmak
O bilgiler orada duruyor. Güvende mi?
Ben o bilgilere ulaşabiliyormuyum? - Hayır.
Herhangi biri o bilgilere ulaşabiliyor mu? - Hayır.
O şirkette çalışan HERKES o bilgilere ulaşabiliyor mu? - Hayır.
Bilgilere ulaşılması Yetkili personel haricinde engellenmiş mi? Evet.
O bilgilere ulaşma-sorgulama yetkisinin sınırları belirlenmiş mi? Kuvvetle muhtemel EVET, hangi şartlarda ne gibi durumlarda o sorgulamaların yapılabileceği , aktif çağrı olmaksızın yapılacak sorgulamaların ne sonuçlar getireceği firma içi yönetmelik,ihbar, duyurularla çalışanlara bildirilmişmidir?
Hayır bildirilmemiştir diyebilecek kaç kişi çıkar? Bence SIFIR.
Yapılan nedir o zaman?
- İŞVERENİN GÜVENİNİ KÖTÜYE KULLANMAK!
Sn. rgorkem;
sözleşmenizde veya eki olan herhangi bir belgede , bu tür sorgulamaların yasak olduğuna dair herhangi bir bilgilendirme var mı?
- - - Updated - - -
2 yıl kadar önce, yonca logolu bankamda ilgisiz bir şubeye girip müşteri temsilcisi ile hesabımdan bir havale yapmak istemiştim.
Adımı aldıktan sonra müşteri temsilcisi bayan 1dakika sonra doğrulamak için ana adımı doğum tarihimi telefonumu sorup baktığı ekrandaki bilgilerle kıyaslayarak o hesabın bana ait olduğunu DOĞRULAMIŞTI.
Sonrasında evet, işlemi yapmak için kimliğimi istemişti ama, benim hesap bilgilerimin tamamına çok rahatça ulaşmıştı. Bu kadar kolay olmamalı bu iş demiştim o zaman da, ama kolaydı-hala da kolay. Zorlaştıran tek etken ise, sistemin çalışanlarına koyduğu bir takım kısıtlamalar yasaklar. Başka bir şey yok. Niyeti bozulmuş bir müşteri temsilcisi, hesap sahibi olmadan da , hesap bilgilerine ulaşıp işlem yapabilir mi? Yasal olarak hayır elbette ama pratikte yapabilir.
Kusurlu kim? sistem mi, personel mi?