TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Yıl 2009 ve A.B.D Mars'a uzay aracı yollarken ülkemizde görev yapan subay astsubay ve uzman çavuşların firar etmeye mahkum bırakılması vicdanları yaralamaktadır.Firar etmeye mahkum bırakılan subay ve astsubaylar binlerce insan arasından cok zorlu sınavları kazanarak tsk bünyesine katılmış nadide ve seçkin insanlardır.
FİRAR SÜRECİ VE SONUÇLARININ BİR KISMI:
1-)Yaklaşık 1,5-2 yıl süren bir firarda kalma süreci.(firar eden personel ailesiyle birlikte çok ciddi maddi ve manevi travmalar yaşmaktadırlar;bu süreç emin olunuzki cezaevi koşullarından daha yıpratıcı ve zordur))
2-)Terörle mücadele eden bu adsız kahramanlar ayrılık sonrasında cok ciddi MADDİ TAZMİNATLAR ödemektedirler.
3-)Yeniden kamu hizmetine girmekte ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar.
4-)Toplumdan kimbilir neden atıldı şeklinde tecritlere marzu kalmaktadırlar.
5-)6 ay gibi bir süre cezaevinde hapis yatmaktadırlar.
Pişmanlıktan yararlanan teröristler kamuda devlet eliyle işe yerleştirilirken onları dağlarda kovalayan subay,astsubaylar ve uzman çavuşlar ayrılık sonrasında adeta toplumdan dışlanmakta ve iş bulmakta zorluk cekmektedirler.
2008 yılında hala bu uygulamalar devam etmektedir.Bu yüzden bu insanlara istifa hakkı en kısa zamanda tanınmalıdır.Anayasamıza göre kimse zorla çalıştırılamaz.Bu anayasal bir haktır.
İstifa hakkı tanınmalıdır diyen bu konuya duyarlı herkesin görüş düşünce ve katkılarını bekliyoruz.
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler.
Sayin libertysea:
Keske dileginiz gerceklesse ve yuzlerce dinamik beyin toplum hizmetine baska bir yolla kazandirilabilse.. Ama umudum yok. Cunku bunun onundeki en temel engel genel kurmay baskanligidir. Zaten bu anti demokratik anayasa ya bile aykiri olan kanunlarin cikmasida milletimizin asker sevgisini pasa sevgisi sana zihniyette gizlidir.. Meclise en olmadik baskilar ile istedikleri yasalari cikartan istemediklerini ise engelleyen bu zihniyet en buyuk zarari bizzat silahli kuvvetler bunyesinde gorev yapan gercek Turk milletinin evlatlarina vermektedir. Hani su siyaset sahnesinde sikca izledigimiz " vatandas bilmez, biz biliriz" zihniyeti kaynagini silahli kuvvetlerin yonetiminden almistir.
Dileginizin gerceklesmesi icin cani gonulden destek vermekle birlikte bu dileginizin gerceklesememesinin nedenlerini bir cogumuzun bildigi konulari bir kez daha dile getirmek istiyorum.
Bildiginiz uzere yer yuzunde yonetim kadrosunda gorev yapan ama yoneticilik vasiflari sorgulanmayan insanlarin gorev yaptigi yegane kurum ordudur. Sarikamista sogukta olume terk edilen sehitlerden tutunda kendi gemimizi batirmamiza kadar, aktutunden tutunda, sahinkaya pasanin zamaninda hava kuvvetlerine ait tum birliklerde seramiklerin degisimine kadar icraatlari sorgulanmayan yegane idareciler ordudadir. Boylesine sorumsuz, hesap vermekten uzak icraat sergileyen ve bu tavirlara alismis dahasi yasam bicimi kabul etmis insanlara, verdikleri yanlis emirlerden hosnut olmayan personelin sonsuz itaati icin zorla calistirma kanunlari yururluktedir.EGER ZORLA CALISTIRMA KANUNLARI IPTAL EDILECEK OLUR ISE BU KEZ YONETIMIN, YONETICILIK BECERILERIN SORGULANMASI GUNDEME GELECEKTIR. Bu da generallerimizin, kurmay takiminin hic hosuna gitmez. Zira onlar her seyin en dogrusunu en iyisini bilirler !!!
Gercekte olmasi gereken ise bunun aksinedir. Her insan gibi onlarinda bilemedikleri hatali olabilecekleri yerler vardir. Hatali olan gider hatasiz yukselir. Iste salt bu yuzdendir ki harp okuluna hasbel kader giren biri hic bir yararlilik gostermese bile, albay olur, assubay okuluna giren biri ise Kd.Bcvs....
Ordunun en temel sorunu olan mecburi hizmet olgusu, ortalamanin uzerinde zeka ve dusunme yetenegine sahip, konumuna gore emsallerine gore ustun fikir yada is uretebilen bu insanlarin torpulenmesi icin uretilmis cok fonksiyonlu bir zimpara gibidir. Turk toplumun ortalama zeka seviyesinin uzerinde olan ve bunu gectikleri bir cok zorlu sinavlardaki basarilari ile de kanitlayan genc subay/Assubaylar bu yontem ile toplumsal fayda yaratmaktan uzaklastirilirlar. Onlara ogretilen siradan olmaktir.Siradan olmak istemeyen,bunyesinde yenilikci fikirler barindiran ve uretken olan bu genc beyinlerin ELEMINE EDILMELERININ en kolay yolu mecburi hizmet uygulamasidir.
Bu yontem hem Turk milletine fayda yaratabilecek genc beyinleri elemine ederken, bir diger yandan da yonetim kadrosunun rahat, gevsek, basibozuk ve hesap vermekten uzak calismasina olanak tanir.
Gunumuz ekonomik kosullarinda bir cok yetenekli genc insan salt ekonomik sikintilardan dolayi orduya girmeye mecbur birakilmaktadir.Orduevleri kamplar gibi sosyal olanaklarin varligi adeta bir magaza vitrini edasi ile sergilenir genc, zeki insanlarin bu kiskac icine alinmasi saglanir.Birkez kapidan iceri adiminizi attiginizda ise once yasalar sonra toplumsal hatali kosullanmalarin birey uzerindeki baskilari neticesinde ayrilmaniz adeta imkansizdir.
Butun karsilasilabilecek zorluklari bile goguslemeye karar vermis, ulkesine, insanina baska bir is kolunda belki daha fazla faydali olabilecek bu subay/assubaylar bu kez toplumsal baskilara maruz kalirlar.
Sorunlarin kaynaginda birde nemelazimcilik yatar. Askeri hastanelerde gorev yapan onlarca psikiyatr/psikolog vardir.Ama hic biri kalkip da bir rapor duzenlemez bu uygulamalarin insan uzerindeki negatif etkilerini dile getirmez.Soruna derman olabilecek bir diger departman ise ordu icindeki adli musavirliklerdir.Yine bu adli musavirlikler mevcut yasalarin temel hak ve hurriyetlereden uzak oldugunu nedense bir turlu goremezler..
Silahli kuvvetlerde personele saglanan imkanlar toplumun dusundugunun cok altindadir.Calisma barisi yoktur.Personel birbirine kirdirilir. Siniflasma yaratilmis subay,assubay,uzman erbas gibi her biri bir digerine dusman kesimler olusturulmustur. Oysa bu insanlar yarin olasi bir savas durumunda omuz omuz carpisacak insanlardir. Bu ayrimciliktan medet umarak yonetimin yoneticilik kabiliyetlerinin sorgulanMAyacagini varsayan ust yonetim,olusturduklari kaosun neticelerini (Allah bu ulkeyi savasa sokmasin) olasi bir savas halinde cok aci bicimde ogreneceklerdir. AMA BU ACI ONLAR ICIN YINE BIR SEY IFADE ETMEZ.CUNKU CAN VEREN INSANLAR TURKLERDIR, KAYBEDEN TURK MILLETI OLACAKTIR.
Dileginizin gerceklesmesini yurekten dilerken herkese saglik ve esenlik diliyorum.
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler.
Sayın Ozdeasker.Öncelikle verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim.Sizin gibi insanlar bu ülkenin aydınlık yüzünü temsil etmektedir.Gerçekten benim ifade edemediğim o kadar çok konuya o kadar güzel bir uslupla değinmişsinizki eski bir asker ve herşeyden önce bir insan olarak sizi tebrik ederim.Bizler bu ülkeye hizmet etmiş ve hizmet etmekten gurur duyan insanlarız.Bu konuda foruma başka katkılarınızı mutlaka bekliyorum.En içten saygı ve sevgilerimle...
Bir yandanda dağdaki pkklıya af düşünülüyormuş.Aşağıdaki yazıyı cok dikkatli okuyun lütfen!!
Irak’ın kuzeyine peşpeşe yapılan hava harekatlarının ardından askeri başarıyı ortadan kaldırmaya yönelik girişimler başlatıldı. PKK’lı teröristleri güya dağdan indirmek amaçlı gibi sunulan bu girişimler aslında PKK’nın istediklerini silahla değil de silahsız olarak alması anlamına geliyor.
16 Aralık gecesi başarıyla icra edilen ilk harekatın ardından, bu işin Amerika sayesinde yapıldığı yönünde basın ve televizyonlarda yürütülen bilgi kirliliği halen devam ediyor. Amerika’nın sağladığı istihbarat sayesinde bombardımanın yapılabildiğini; eğer Amerikan istihbaratı olmasaydı bu işin gerçekleştirilemeyeceğini söyleyenler esas söylemek istediklerini hemen dile getiriverdiler: PKK’ya karşı hava harekatı sürerken bir yandan da bir siyasi açılım paketi devreye girmeli.
Hükümetin de paylaştığı bu fikre göre PKK’lı teröristlere değişik yollarla af sağlanması gündemde. Her zaman olduğu gibi Türkçe lisanıyla yayın yapan gazete ve televizyonlarda yazı yazan ve boy gösterenler, böyle bir girişim sayesinde PKK örgütünün dağılacağını ifade ediyorlar.
Oysa bu tür girişimlerin pek çoğu geçmişte başarısız oldu. Bu hükümet zamanında 2003 yılında çıkarılan ‘eve dönüş yasası’ malum. Yine aynı teranelerle örgütün dağdan indirileceği söylenmiş; Amerikalı diplomatlar Meclis’te adam adama markajı andıran girişimler yaparak milletvekilleri ile görüşmüş ve sonuçta yasa çıkarılmıştı. Ama serbest bırakılan yaklaşık iki bin civarındaki teröristin neredeyse tamamı dağa dönmüştü. Yani eve dönüş yasası aslında dağa dönüş yasası haline dönmüştü.
Çok muhtemeldir ki, bu defa da öyle olacak. Zaten böyle bir girişim Amerika tarafından da desteklendiğine göre, içinde bir bit yeniği olması kuvvetle muhtemel. Şu ana kadar basında konuşulanların gerçeklerden uzak öneriler olduğunu ve tamamen aldatmaca amaçlı ortaya atıldığını burada not edelim evvela.
Örneğin tanık koruma kapsamı genişletilecek ve silahı bırakmak isteyen teröristlere para ve imkan verilerek işyeri açmaları sağlanacakmış. Bazılarının yurt dışına gitmelerine izin verilecekmiş. Oh ne güzel!!! Adam yıllarca dağda terörist olsun, askere ve polise kurşun sıksın; hatta belki de asker ve/veya polis katili olsun; sonra da dağdan indi diye adama dükkan açalım.
Bu mücadelede şehit olan veya kolunu bacağını kaybeden gazilerin suçu neydi? Hükümet onlara dükkan açmayı neden hiç aklından geçirmez? Dahası, bugüne kadar eline silah alan teröristlerin işsizlik sebebiyle dağa çıktıklarına dair bir söz duymadık. Eğer teröristler bölgede fabrika olmadığından yakınsa, iş isteseler ve dükkan açma arzusunda olsalar, okul hastahane isteseler bu tür yöntemler yıllar öncesinden denenebilirdi?
O bölgeye giden alt yapı hizmetlerini önleyen bu terör örgütü değil mi? Bölgeye yatırım yapmak isteyen özel kuruluşların personelini tehdit eden ve hatta öldüren terör örgütü değil mi? Öğretmenleri katledenler PKK’lılar değil miydi? Bu örnekleri artırmak mümkün; ama gereksiz. Özetle söylemnek gerekirse, PKK’lıların derdi ekonomik ihtiyaçlar değil. Onlar devlet kurmak istiyorlar ve o bölgenin kalkınmasına bilerek ve isteyerek mani oluyorlar. Çünkü o geri kalmışlığı istismar ediyorlar.
Bütün bunlar ortadayken ve PKK’lılara yönelik daha evvelki af girişimleri örgütün işine yaramışken bir kez daha benzeri ve hatta daha kapsamlı af girişimini başlatmak ne anlama gelir? Ayrıca Başbakan Erdoğan bu defa durumun farklı olduğunu ifade ettiğine göre, acaba siyasi bir çözümden mi bahsediyor? Acaba Amerika ile Türkiye’de bir Kürdistan eyaleti oluşturma konusunda mutabakat mı var? Bu defa farklı olan bu mu? Değilse bu defa farklı olan ne?
not: okuduğunuz yazı 27,12,2007 tarihli milli gazete'den alıntıdır
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler.
Ben de askerliğini kısa dönem olarak yapmış bir üniversite mezunuyum. Sizin durumunuzu bu forumda okudukça ben de üzülüyorum. Dünyanın başka hangi ülkesinde vardır acaba böyle bir zorunluluk? 18 yaşından küçük iken vermiş olduğunuz kararların insanın hayatı boyunca böyle gitmesi nasıl bir mantıkdır anlayabilmiş değilim.
Öte yandan, dağdaki terörist şu anda da affediliyor. Eğer terörist hiç suça bulaşmamış ise bu aftan faydalabiliyor. bunun anlamı şu, amacı Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı teröristlik yapan bir vatandaş, eğer pişman olur ise! affedilme şansı var iken, görevinden ayrılmak isteyen bir askeri böyle bir hakkı yok. Devlet dağdaki teröristi affediyor, TCK 231. maddesi ile hırsızı affediyor, ancak subayının affetmiyor, hatta TCK 231. maddesi ASCK da uygulananamaz diye bir kanun çıkartıyor, suçu emre itaatsizlikte ısrar olan, herhangi bir terörist eylem nedeni ile cep telefon kullanma niyeti olmayan, ailesi ile görüşmek için cep telefonunu kullanan bir askerini affetmiyor.
AB ye böyle mi girecek bu ülke? Yasakların olması gerektiğinin sadece biz mi çok iyi biliyoruz? Atatürk çağdaş medeniyetler seviyesine gelmeliyiz derken biz neden halen yasakçı oluyoruz, kendi insanımızı mahkum etmeye çalışıyoruz?
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler.
Ahmet Bey sizinde ifade ettiğiniz gibi malesef dağdaki terörist kadar değerimiz yok.Bir ülkenin kendi öz evlatlarını sırf ordudan ayrıldı diye hapse atarken dağdaki teröristi af edip iş vermesi gerekirse yurt dışına göndermesi hangi mantıkla açıklanabilir cok merak ediyorum.Af edilen bu teröristler sadece benim onlarca devre arkadasımı şehit ettiler.Yazıklar olsun bu yasaları cıkaranlara diyorum.Desteğiniz için cok tesekkürler.
Anayasa madde 18 (Zorla çalıştırma yasağı)
İKİNCİ BÖLÜM
Kişinin Hakları ve Ödevleri
II. Zorla çalıştırma yasağı
MADDE 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.
Re: Anayasa madde 18 (Zorla çalıştırma yasağı)
Gerçekten bu konudaki görüşlerinize katılmamak elde değil...Yukarıdaki yazıları okudukça kendi yazımı okur gibi oldum...İnsanlara bu kadar zulüm etmenin ne alemi var..."Askerlik sevilmeden yapılacak meslek diil" denir, ama sevmeyen adamı tutmak için her türlü çaba harcanır...İşin içine girince görürsün ki adamın yemediği halt kalmamış, bi delikanlı da çıkıp "senin gibi asker olmaz bu orduya yakışmıyorsun" deyip ATAMIYOR, istemeyen adamlar ZORLA tutulmaya çalışılıyor...
İçine girince görüyorsunuz ki insanlara çok büyük nimetlermiş gibi anlatılan işler aslında "işini bilene" yarıyor..
örnek verecek olursak;
"Sizin askeri kamplarınız var" cümlesine kananlar kamplara her sene aynı adamların nası gidip de diğerlerine de "puanınız yetmediği için kamp çıkmamıştır" dendiğini bilmez...
"Ordueviniz var istediğiniz gibi kalıyorsunuz"a kananlar güneydoğuda bu sene terörün göbeğinde aç, susuz unutlan benim X Orduevinde rezarvasyon sırasında aldığı "Üzgününüz komutanım yerimiz yok sizi alamayız" cümlesini bilmez...(Terörle mücadele bölgesinin göbeğinden gelip izinde yer bile bulamamak ne demektir, bakmak için orduevine gidip de içerdikileri görenler biliriler.)
Askeri Hastaneler ayrı bi faciaa, anmak bile istemiyorum...
İşin özü, herkes mesleğe başlayınca gördüklerini sevmek, yıllar boyu subay\astsubay olarak kalmak zorunda DEĞİLDİR! Ordu köle çalıştırma yeri değildir çünkü... Ama ne yazık ki biliyoruz ki kaçak geziyoruz, hapis yatıcaz, para ödüyecez, hırsız, arsız, terörist kadar da değerimiz olmayacak...
Re: TSK'daki subay astsubaylara istifa hakkı tanınsın;kimse firar etmek zorunda kalmasın diyenler
Alıntı:
libertysea rumuzlu üyeden alıntı
Anayasamıza göre kimse zorla çalıştırılamaz.Bu anayasal bir haktır.
İstifa hakkı tanınmalıdır diyen bu konuya duyarlı herkesin görüş düşünce ve katkılarını bekliyoruz.
Aksi görüşte olanlar yazmasın değil mi?