ılgıt kardeşim sen hangi bankadan aldı yapılandırma yaptılar
Printable View
Fişek 35 arkadaşım dün Denizbank Pınarbaşı Şubesinden Nalan Hanımla konuştum. Doğru şube olduğundan emin olmak için anlattığınız gibi altında Fortisbank olup olmadığını da sordum. Denizbank Pınarbaşı ticari şube, kurumsal çalışıyor. Şu ana kadar JPY konut kredisinde yapılandırma yapılmadığını iletti Nalan Hanım.
Gözden kaçan bir şey olmaması için sizden tekrar detayları bildirmenizi rica ediyorum. Acaba arkadaşınız o şubeyle çalışan kurumsal bir müşterimidir ???
Yapılandırma ne şekilde oldu ?? Koşulları nedir ???
Umarım bu sefer cevap alabilirim. Tekrar teşekkürler.
Özür dilerim uzun süredir bakamadım.Sorunuzu yeni gördüm bunu araştırayım size döneceğim.Kullanan arkadaşım başka bankada çalışıyor onlara ayrıcalık tanıyıp tanımadıklarını bilmiyorum Ticari banka olduğunu bende biliyorum öğreneyim dönücem.
Sinem78 evet evim vardı fakat onu satıp başka bir eve taşınmak istedim evini alacağım şahıslar yurtdışında oturuyorlardı.Bir daha izin alıp gelemeyeceklerini söylediler.Bankacı arkadaşımda kredi kullanıp nasıl olsa 1-2 ay içinde evimi satıp borcumu kapatabileceğimi ve bunu da japon yeni ile kullanmamı tavsiye etti.Ben bu konuda dövizle kredi kullanan arkadaşlarımı ve hikayelerini anlattım 94 ve 2ooo krizlerini ve insanların neler çektiklerini bildiğimden kullanmak istemedim.Ama bunun dolar veya euro ya benzemediğini 7 yıldır kımıldamadığını zaten fazla sürmeden evimin satılıp borcumu kapatabileceğim söylendi zaman kaybetmenin anlamsız olduğunda ısrar ettiler.Maalesef insanları dinlemek zorunda kaldım.tl bazında 120 ayda 3942 ödeyeceğim krediyi 1650 tl ile önüme sundular.Fakat evin satışı 180.000 tl ekspertiz değeri 150.000 tl olduğunu geri kalan 30.000 tl lık kısmı da diğer evimi ipotek göstererek 180.000 e tamamlanacağı fikrini sundular artık dönüşü olmayan yola girmiştim.
Ancak evimin satışı 2 ay içinde olmadan kriz patladı ve konut sektörü durdu otomotiv sektöründe çalışmaktayım ancak 6 ay boyunca aylığımı alamadım aralık ayı dahil yarım bazen hiç aylık alamadık.Bu arada japon yeni 0,0115 ten 0,01820-0,,190 lara kadar çıktı konut kredim 1028 iken 1488 e esas diğer ipotekli nakit ise 648 den 2287 lere çıktı ödemelerim 4000 tl yı buldu 2008 temmuzda başladığım bu işlemler 2009 mayıs sonuna kadar inişli çıkışlı sürdüsonunda 165.000 tl lik evimi 98.000 e sattım ancak icralık durumdaydım.90.000 tl yi bankaya yatırdım ancak şu an kapatmak istesem 205.000 tl gerekiyor.Ne kadar zararım var siz tahmin edin.Bu site de yazışmaktan ileri gidilmiyor bu bölümde geçmiş yazılarıma bakarsanız ay ay hepsini yazdım neler yapılması gerektiğini de yazdım ancak insanlar burada bile bizim mağdurluğumuzu kullandılar sesimiz kimse duymadı buradaki avukatlar bile yardımcı olmadılar yol göstermelerini bekledik.Olsun kendi düşen ağlamaz artık japon yenini bizim gibiler için bir yem olduğunu herkes anladı bu biz değil de başka biri de olabilirdi.Siyasilerin bizim gibi mağdurlara nasıl davrandığını gördük ama imar bankasında hatırlı kişilerin aç gözlülükle yüksek faiz alarak fazla para kazanma hırslarını kurbanları olduğunda onlara özel kanun bile çıkardılar.Ben bu Allah'la aldatan siyasileri Allah'a havale ettim zaten artık çözüm zor bundan sonra paket falan açılmaz açılan pakette bize yaramaz batan battı.Allah sonumuzu hayır etsin.
Geçmiş olsun arkadaşlar,
Merkez Bankamız faizleri 0.50 puna daha indirdi. Bu tür bir ekonomik ortamda yapılması gerekeni yapıyor. Normal şartlarda herhalde ben olsam şu an faizleri yüzde 6'lara kadar çekmiştim. Her ne kadar Merkez bankası'nın niyeti benimle aynı olmasa da, sonuç aynı kapıya çıkmış oluyor. Türkiye'nin bu tür bir dönemde kur artışına ihtiyacı var. Çünkü bu tür bir ekonomik ortamda, rekabetimizin artmasını ve dışarı satacağımız malın artmasını sağlayacak ve kolaylıkla yapılabilecek tek unsur kurlardaki artış olur.
Neyse piyasalar fazla reaksiyon vermedi. Dolarda biraz yukarı hareket var ama çok ciddi denilebilecek bir olay değil. Şimdi önemli bir habere bakalım.
32 sayılı Karar’da bugünden geçerli olmak üzere yapılan değişikliğin etkilerini aşağıda bilgileirnize sunuyorum
1. Gerçek kişilere YP kredi ve DEK kullandırımı,
Bugünden itibaren gerçek kişilere hiçbir ad altında (konut, taşıt, ihtiyaç vb) gerek YP gerekse dövize endeksli kredi kullandırılması yasaklanmış bulunuyor.
Karar gerçek kişilerin hem yurtiçinden hem de yurtdışından YP kredi ya da DEK kullanımını engelliyor.
2. Şirketlere kullandırılan YP krediler,
Değişiklik ile döviz kazandırıcı faaliyeti olmayan şirketlere de yurtiçinden döviz kredisi kullandırılması mümkün hale getirildi.
Ancak bu imkan sadece 1 yıldan uzun ortalama vadesi olan ve 5 milyon USD’yi aşan kredi kullanımlarında sözkonusu olacak. Yani KOBİ’lerin ve küçük işletmelerin YP kredi taleplerinin yurtiçinden karşılanması yine mümkün olamayacak.
Düzenleme ile gerçek kişilerin ve belli bir ölçeğin altında olan işletmelerin kur riski üstlenmesinin engellenmesi hedefleniyor.
Bu tür bir düzenleme ekonomide dengesizliklere yol açacaktır. Şu andan itibaren hiçbir birey döviz kredisi alamayacak. Bu haber bende çok garip duygular oluşturdu. Bir an için 1980'ler öncesine gittim. O zaman cebinizde dolar taşıyor olmak suçtu. Bu kararın alınmış olması demek, ileride ciddi kur artışları riskinin yükseldiği ve bunun da otoritelerce kabul edildiği anlamına geliyor. İnşallah hükümetimiz kuru sabitleyip ciddi bir devalüasyon düşünüyordur. İşte o zaman bu krizden zıp diye çıkarız ve istihdamda da patlama olur.
Gelelim diğer bir konuya, bugün Huseyin Barrack Obama, finansal kuruluşları nasıl hizaya sokup bir daha böyle halt yemeyeceklerini garanti edeceklerini anlatmaya çalışacak. Bu da finansal kuruluşların pek hoşuna gitmeyebilir. Bu nedenle piyasalar biraz istim üzerinde duruyor. Bakalım piyasa Obama'ya nasıl reaksiyon verecek.
Son olarak Rusya, Çin, Brezilya ve Hindistan'dan oluşan BRIC grubu toplanıp kendi aralarında kararlar aldılar. Birbirlerinin tahvil ve bonolarını alacaklarmış. Yani ABD tahvil ve bonolarına güle güle diyecekler. Ayrıca IMF'nin para birimi olan SDR'nin içine kendi paralarının ve altının alınmasını da öneriyorlar.
Sözün kısası şu ki; herkes bu global kriz yangınından kendini kurtarmaya bakıyor. Biz ise, aman uluslararası anlaşmalara ters olur, aman efendim şunu kızdırırız, aman bunu kızdırırız diye uyuyalım. Global ekonomilerde başka krizler çıkacak. Bu yeni krizin adı da DOLARA GÜVEN krizi olacak. Bu da dünyayı hallaç pamuğu gibir bir defa daha atacak ama henüz bu krizin çıkmasına en az 1 yıl var.
Gelelim IMF ile görüşmelere, ben bu yazı yazarken sayın BABACAN LİPSKY'yi kabul ediyordu. Buradan hala sonuç beklemek anlamsız görünüyor. Yapılacak açıklamayı sizlere söyleyeyim; "görüşmeler hızlı ve olumlu bir seyirde devam ediyor. Sonuca yaklaşıyoruz. Ufak tefek noktalar var ama bunlar da çözülür."
Şimdi kafamdaki soru şu: Madem IMF'dne para gelecek ve siz anlaşma yapacaksanız, neden 32 sayılı karar değişti? Kanımca IMF ile anlaşma rafa kalktı ve artık IMF'den nasıl olsa para almayacağız diye, herkesin döviz ve dövize endeksli borçlanmasını yasakladılar. Ben bu olayı böyle yorumluyorum.
AAAHHHH AHHHH!.. Aklınız nerdeydi beyler. Belki de 30 tane yazıyı taaaaa millet deli gibi döviz borçlanırken yazıp, "bunun önüne şimdiden geçin, bakın Tayland ne yapıyor" diye bağırdık ama hükümetimiz bizim 2006'da görüp para harekatı kitabında yazdığımız noktaya yeni gelebildi. Şimdi ne söylüyoruz?
"Bu ekonomik programla asla ekonomik büyüme ve istihdam sağlayamazsınız. Programı değiştirin" diyoruz, yine günü kurtarıcı işlerle meşguller. Türkiye'de Merkez Bankası haricinde krizi doğru dürüst okuyan bir tane kamu kurumu yoktur. Merkez Bankası'nın yapabilecekleri de sınırlıdır. İki yıl sonra geriye dönüp baktığımızda işsizlik hala yüksek seviyede olacaktır.
ALINTIDIR
http://www.bilgeyatirimci.com/yasar_erdinc
dövizzedeler için teşvik paketi geliyormuş umarım hayırlı olur