Sayın Kuzulu,
Akılsız dilin tuttuğu kalem, kalemi tutan akılsız dil, herkes izliyor, sadece ve sadece izleniyor, başka yaptırım yok. Bu ülkede demokrasi var ya!
Printable View
Sayın Kuzulu,
Akılsız dilin tuttuğu kalem, kalemi tutan akılsız dil, herkes izliyor, sadece ve sadece izleniyor, başka yaptırım yok. Bu ülkede demokrasi var ya!
Bu ülkelerde de demokrasi vardır. Bu ülkeler, yılan kendisini ısırana kadar demokrasi havarisidir. Terör örgütleri bu ülkelerde başka ülkeler aleyhinde faaliyette bulunabilir, bunun adı demokrasidir, özgürlüktür, azınlık ve insan haklarıdır vs vs vs. Ancak ve ancak bu örgütler bulunduğu ülkeye de zarar vermeye başlayınca üzerine gidilir. 18 YIL. Dile kolay. Hollanda devleti bu kampı 18 yıldır bilecek ama ses çıkarmayacak taa ki kendi vatandaşlarından birisi öldürülünceye kadar. Burada da bir aymazlık içindedir Hollanda. Katil radikal islamcıdır, PKK ise değil. O halde bu kampı neden bastılar ki? Fevkalade ayıp etmişler, nerde insan ve azınlık hakları nerde hak ve özgürlükler?? Sapla samanı karıştırmışlar zavallılar:kızgın:Alıntı:
Ankara'da Anafartalar Çarşısı'nda 22 Mayıs'ta düzenlenen saldırının faili Güven Akkuş'un Hollanda'nın Eindhoven kenti yakınlarındaki Liempde köyünde eğitim gördüğü ileri sürüldü. Eğitim kampının 18 yıldır PKK tarafından kullanıldığı belirtildi.
Doğan Haber Ajansı'nın haberine göre, Akkuş kampta 3 yıl boyunca eğitim gördü.
Kampta Almanya, Belçika, Avusturya, Fransa, İsveç ve Danimarka'dan da PKK militanları zaman zaman eğitim aldı. Kamp PKK'nın üst düzey isimlerine de ev sahipliği yaptı.
Hollanda polisi, eğitim kampını yönetmen Theo Van Gogh'un radikal İslamcı bir kişi tarafından sokak ortasında vurulmasından sonra basmıştı.
Bu olayın ardından Hollanda polisi sert önlemler almış ve örgütlerin üzerine gitmişti.
Kampı 1 yıldır izlediğini açıklayan polis, baskında 29 kişiyi gözaltına almıştı. (CNN TÜRK)
Yüreğimizi yakan liste
Tunceli Pülümür’de Kocatepe Jandarma Karakolu’na çalıntı ciple gelen PKK’lı teröristin el bombalı ve silahlı saldırısı sonucu 7 asker şehit oldu, 7 asker yaralandı. Terörist öldürüldü
Tunceli Pülümür’e bağlı Kocatepe Köyü’ne yaklaşık 1 kilometre uzaklıktaki Kocatepe Jandarma Karakolu’na dün öğle saatlerinde çalıntı ciple gelen PKK’lı teröristlerden biri askerlerin üzerine el bombası attı. Diğer terörist de inip askerleri otomatik tüfekle taradı. Bu sırada çevredeki kayalar arasında gizlenmiş birkaç noktadan askerlere ateş açıldı. Çatışmada 7 asker şehit oldu, 7 asker de yaralandı. Yaralılar helikopterle Elazığ’daki hastanelere kaldırıldı. Şehit olan Erdem Erkaçtı, Eraslan Güngör, Burhan Yalçın, Emrah Kayadelen, Mustafa Aslan, İlhan Sağlam ve Eyüp Yabangülü için bugün Elazığ’da tören yapılması bekleniyor. Yaralı askerler, Abdullah Şimşek, Ramazan Güven, Veysi Akbulut, Hüseyin İnal, Yusuf Ekemen, Mahmut Yiğit, Yunus Küçük ve Özgür Başçı’nın tedavileri ise Elazığ Askeri Hastanesi ile Elazığ Tıp Fakültesi’nde sürüyor. Bölgede hava destekli olarak başlatılan operasyonlar devam ediyor.
CİP TANIDIK ÇIKTI
PKK’lı teröristlerin, Kocatepe Jandarma Karakolu’nun bir süreden beri ihtiyaçlarını karşılayan, ancak kimliği öğrenilmeyen bir kişiye ait cipi çalıp baskını gerçekleştirdikleri belirlendi. Kapıdaki nöbetçi askerlerin daha önceden tanıdığı için cipi karakol bahçesine aldıkları bildirildi.
Bu kadar hainlik, vicdansızlık olmaz. Ekmek getiren cipten terörist çıkıyor, bir kafa bu kadar hainliğe çalışmaz.
Şehitlerimizin yakınlarına başsağlığı diliyorum, acılarını bütün Türk halkı paylaşıyor.
Onlar
Bağ bozumuna gider gibi
Ellerinde sıcaklığı karılarının
Dudaklarında vatan türküleri
Ve dağınık saçlarında kar
Çekip gittiler
Katar katar.
Yeni dostlar tanıdılar kara vagonlarda
Tarlalara bakıp bakıp da
Dert yandılar memleket hasretinden
Ve bir tünelin kara ağzında
Görünmez oldular.
Çiçek açmış nar ağacı gibi
Al al oldu göğüsleri
Saçlarının en güzeli
Tel örgülerde kaldı.
Vesikaya bağlı değildi
Taş yemek
Toprak yemek
Mermi yemek
Yediler deşilen gövdelerinden
Barsakları sarkıncayadek.
Ceplerinden çıkardıkları resimlere
Bakıp bakıp da
Kanlı saçları arasından
Dediler “Neylersin karıcığım
Ölüm de varmış kaderde”
Pençe pençe
Al kanları yerde
Kardeş kardeş uyudular
Kolları, bacakları
Başka siperde
Anlatıyordu bir adam
Harbe dair
Yüzüne yamanmış barut yanığı
Sağ kolu bir cephede
Ve bir cephede ayağı.
Onlar
Dağınık saçlarında rüzgar
Çekip gittiler katar katar.
Biz böyle yaşadık adaşım
Senden ne haber.Zafer Hüsnü Taran
7 Haziran 2007 http://www.hurriyet.com.tr/images/siyah_ok.jpg Bekir COŞKUN
bcoskun@hurriyet.com.tr
http://www.hurriyet.com.tr/_yazarlar/images/2b.jpg
Yaban güvercinleri...
NE zaman bir şehit cenazesine baksam, ya bir kasketli yoksul baba, ya da yazmalı yoksul bir annenin ağladığını görürüm.
Bir politikacının ağladığına tanık olmadım.
Bir zenginin...
Bir bürokratın...
Bir bakanın, bir milletvekilinin...
Birünlü gazetecinin, ya da bir diplomatın ağladığını hiç mi hiç görmedim.
*Bu yazı "insanların kafasını bulandırmak, vatandaşları yüce değerlerden soğutmak için" yazılan bir yazı değildir.
Bir çözümü getirecek tespittir bu:
Kimliksiz dış politikaları savunanların çocukları o dağlarda olsaydı, onurlu dış politika istemleri bu denli gecikir miydi?
Diyelim ki büyük patronlar, diplomatlar, bakanlar, milletvekilleri, paşalar, yüksek bürokratlar, ünlü gazeteciler, uykusuz gecelerde cep telefonlarıyla dağlardaki çocuklarını arayıp, onların bir kurşuna kurban gitmemeleri için dualar okusalardı...
Teslimiyetçi politikaları onaylarlar mıydı?..
Kuzey Irak’ta terör kamplarını barındıran ABD’nin oyunlarına... PKK’nın finans kaynaklarını barındıran ve kanlı yayınlarını destekleyen AB’nin ihanetine...
Ama en önemlisi:
Dağlardan tabutlar inerken, AKP gibi iktidarların kimliksiz, pısırık, tepkisiz, umursamaz tutumlarına sessiz kalabilirler miydi?..
Dolarlar gelecek diye, fidanların ölmesine göz yumabilir, istikrar(!) bozulmasın diye iktidara çanak tutabilirler miydi?..
*Ama ne yapacaksınız?..
Bir tekinin çocuğu o dağlarda değil.
Bu nasıl oluyor, nasıl beceriliyor, bilemem...
Çoktandır köylerde anneler ağlaya ağlaya "askerimiz fakirdendir" türküsünü söylerler.
O yaban güvercinleri, o şehitler-gaziler hiç kimsenin sahip olamayacağı bir şerefi, hiç kimsenin yükselemeyeceği bir yüceliği, hiçbirimizin erişemeyeceği bir gururu, önce kendi boyunlarına, sonra yoksul evlerinin duvarlarına asarlar.
Yine de benim sorum var; o karanfil karanfil tabutlar geldiğinde, arkalarından ağlayan bir bakan, bir milletvekili, bir diplomat, bir patron, bir gazeteci, ünlü görmedim otuz yıldır.
Neden?..
Milletin oğulları şehit! Vekili liste sarhoşu! Komutanı suspus!
http://www.gazetevatan.com/pics/yazarlar/108.jpg
O adı “Kocatepe” olan jandarma karakolu; Tunceli’nin Pülümür İlçesi’ne ne de çok yakındır. Seslensen duyulur. Pülümür’den yola çık, 30 kilometre git, işte o karakola varırsın...
Ulu dağlarla çevrili...
Keskindir yamaçları...
Ülkenin orta yerinde...
Vatan toprağı...
Vatan toprağı bölünmesin, parçalanmasın, ihanete uğramasın ve vatanın dirliği düzenliği bozulmasın diye milletin asker oğulları bekler. Milletin oğulları; yani onların içinde İstanbul’un gece hayatında fink atanların, zengin kodamanların, düzenin kaymağında yer tutmuşların, Ankara’nın siyaset sınıfının oğlu olarak doğmuş olanların hiçbiri yoktur.
Onlar yoktur.
Biri bile yoktur.
Olsaydı; kahpe kurşun adres sorarcasına gelir, o karakolda vatan toprağını bekleyen milletin 7 oğlunu daha şehit eder ve fakat onların arasında hiç değilse bir de “düzenin kaymak yiyicilerinin, gece hayatı sevicilerinin, siyasete demirleyip gemi sahibi olanların oğlu” olurdu.
Ve şehit cenazesinde!
Bir başbakan olurdu.
Bir bakan olurdu.
Bir meclis başkanı olurdu.
Bir muhalefet lideri olurdu.
Bir milletvekili olurdu.
***
Adres sorarak gelen kahpe kurşun İzmirli ikizlerden Er Erdem Erkaçtı’yı, Amasya’dan Er Eraslan Güngör’ü, Şırnak’tan Er Burhan Yalçın’ı, Gaziantep’ten Er Emrah Kayadelen’i, Balıkesir’den Er Mustafa Aslan’ı, İzmir’den Er İlhan Sağlam’ı ve Kayseri’den Er Eyüp Yabangülü’nü Pülümür’e bir mermi atımlık mesafedeki Kocatepe Jandarma Karakolu baskınında şehit etti.
Türkiye yine yandı.
Bütün vatan kavruldu.
Şehitler dün memleketlerine gönderildi. Toprağa verildi. Cenaze töreninde saf tutanlar yine milletin kendisiydi. Bir başbakan yoktu, bir bakan da yoktu, bir meclis başkanı da yoktu, 550 milletvekilinden biri dahi yoktu.
Onlar liste derdindeydiler.
Listeye girdi mi?
Seçilecek yerden mi girdi?
Oysa “Türkiye Vatanı üzerine” karanlık bir savaşın uzantısı olarak kapkara bir uluslararası oyun oynanıyor, Kuzey Irak’taki PKK yuvası yapılmış Kandil Dağı’nı vurması beklenirken tam tersi oluyor; PKK bizim vatanımızın ortası Tunceli’ye operasyon yapıyordu.
***
550 milletvekilinin!
Başbakan’ın.
Bakanların.
Meclis Başkanı’nın.
Muhalefet liderinin.
Hepsi birden bu cenaze törenlerinde saf tutup, bütün dünyaya “şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak” diye ABD’ye, AB’ye, Irak’taki kukla Barzani’ye seslenmeleri gerekiyordu. Yuh çekilse, çürük domates, cılk yumurta atılsa bile “milletimin yanan yüreğinin yanında olmak için bu öfkeli sözleri göğüslüyorum” diyerek 550 milletvekili cenazelerde olmalıydı. Genelkurmay da; oğulları şehit olmuş millete anında hesap vermeliydi.
Vatanın bağrında!
Gündüz ortasında!
Yemek vaktini bilerek, askeri görünümlü cipi, şu ya da bu yolla ele geçirip, karakola dost gibi sızmayı başararak, devriye gezen helikopterlerin geliş yönünü de hesap ederek ve tepelere mevzilenip uzun menzilli silahlarla 7 erin şehit edilmesinde oradaki komutanın, binbaşının, yüzbaşının ya da sorumlu kimse, onun hiç mi ihmali, dikkatsizliği, vazifeyi savsaklama suçu yok.
Milletin çocuğu şehit.
Lanet olsun PKK’ya!
Lanet olsun ABD’ye!
Lanet olsun AB’ye!
Lanet olsun koruyana!
Lanet olsun bölücüye!
Tamam da bu şehitlerden sorumlu olan generalin, albayın, binbaşının, yüzbaşının hakkında şimdiye kadar açılmış bir soruşturma neden yok? Gün ortasında ve vatanın tam ortasında nasıl avladılar askerimizi?
Açıklama neden yok?
[Tüm Yazıları]
Siirt'te mayın tuzağı: 3 er şehit, 3 er yaralı
7 Haziran 2007
ŞİRVAN(Siirt), (DHA)
Siirt'te mayın tuzağı: 3 er şehit, 3 er yaralı Siirt'in Şirvan İlçesi'nde PKK’lı teröristler, yola döşedikleri mayını askeri araç geçerken uzaktan kumandayla patlattı. Patlamada, ilk bilgilere göre 3 er şehit oldu, 3 er yaralandı.
Şirvan'da, Orman İşletme Şefliği'ne ait odun deposuna kalabalık bir grup PKK'lı terörist tarafından bu akşam saat 20.00 sıralarında, uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Saldırının güvenlik güçlerine haber verilmesi üzerine Şirvan ilçesinden bölgeye takviye giden askeri aracın geçiş güzergahına da PKK'lı teröristler tarafından uzaktan kumandalı mayınlı tuzak kuruldu. Askeri aracın geçişi sırasında mayını uzaktan kumandayla patlatılması üzerine ilk bilgilere göre 3 asker şehit oldu, aralarında rütbelilerinde bulunduğu 3 asker ise yaralandı.
Yaralı askerler helikopterle Siirt'e getirilerek Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Durumu ağır olan bir asker ameliyata alındı. Karanlıktan istifade ederek kaçan PKK teröristlerin etkisiz hale getirilmesi amacıyla bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı.
Şırnak'ın Güçlükonak İlçesi'nde, karayoluna terör örgütü PKK üyelerince döşenen uzaktan kumandalı patlayıcının patlatılması sonucu 1 yarbay ile 1 binbaşı ve 1 er şehit oldu.
Akçay Köyü yakınlarında bulunan 6'ıncı Motorlu Taşıtlar Tugay Komutanlığı'na bağlı askeri aracın Güçlükonak İlçesi'ne giderken PKK'lı teröristler yola önceden döşedikleri mayını uzaktan kumandayla patlattı.
Güçlükonak'a 10 kilometrlik mesafede meydana gelen patlamada, ilk verilen bilgilere göre 1 yarbay, 1 binbaşı ve 1 er şehit olurken, 5 asker de yaralandı.
Yaralı askerler Şırnak Askeri Hastanesi'nde tedavi altına alınırken, bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı.
Bugün Gazetesi yazarı Nuh Gönültaş soruyordu "erlerimiz savaşıyor, subaylar nerede?"Alıntı:
ŞIRNAKTA MEYDANA GELEN PATLAMADA BİR YARBAY BİR BİNBAŞI BİR ER ŞEHİT OLDU.
09.06.2007 21:30http://www.haberturk.com/kuturesim/flash.jpgŞırnak'ın Güçlükonak ilçesinde karayoluna terör örgütü PKK üyelerince döşenen uzaktan kumandalı patlayıcının patlatılması sonucu 1 yarbay ile 1 binbaşı ve 1 er şehit oldu.
Akçay Tugay Komutanlığı'na bağlı askeri konvoyun Güçlükonak ilçesine hareketi sırasında, karayolunun 10. kilometresinde terör örgütü PKK üyelerince yola döşenen uzaktan kumandalı patlayıcı infilak ettirildi.
Patlamada, askeri araçta bulunan 1 yarbay, 1 binbaşı ile 1 erin şehit olduğu, 4 askerin de yaralandığı bildirildi.
İHA
Bu sorunun ardından gelen tepkiler üzerine beyefendi izine ayrılmış. Bu duruma çok üzülen Taha Kıvanç namlı kel de şunu soruyor :
"Bu yazıya tepki gösteren Necati Doğru ve Emin Çölaşan da izine çıkacak mı?"
Hayasızlık son raddesinde.
Sabır da son RADDESİNDE
Ve bu RADDE' den sonra artık iş
"hattı müdafaa"dan çıkmış
"sathı müdafaa"ya ulaşmıştır.
Ve bu RADDE' den sonra vebal de günah da bizden gitmiştir.
Gördüğünüz gibi bazı sapık zihniyetlerin hiç subay şehit olmuyor ( zaman samanyolu akit gibi aşağılık kuruluşlar ) çağrısına PKK hemen uydu. Evet artık ciddi ciddi düşünme zamanı Türkiyeyi kim seviyor kim sevmiyor. Aşağılıklardan bıktım.
Emin olun AKP ye oy verenler ya çok saf yada artık vatan haini...