Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Aysun Kayacı , babasından bıkıp kendisi için de bir çözüm bulmuş!
http://haber.gazetevatan.com/Aysunun...8850/8/Magazin
"Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?"
Çoban nereden bilsin böylesi çözüm önerilerini... bilse bile köşe bucak babasından kaçar mı , o tartışılır!..
"Bir deli bir kuyuya taş atmış, kırk akllı bir olup çıkaramamış!" Aysun da bir taş atayım demiş, o taş da kendi kafasını yarmış.
'Haydi Gel Benimle ol'
Hem ABD elçisi bile katıldı bu programa ya, belki de Aysun haklıydı, kimbilir! İnsan dünyaya bir kere geliyor, bir kere de ölecek , e o zaman ne diye ana-baba derdi çekmek gerekiyor ki o kadar!
Ama benim oyum Aysun-unkinden daha fazla olmalı çünkü o tıpkı babasını terk ettiği gibi ülkesini terk edeceğini bildirmiş!
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Sn. çoban,
Ben eklediğiniz linki okuyunca, nedense Aysun Kayacı'yı değil, babasını ayıpladım. Hem de bir kız çocuğuna ve ailenin diğer kadın fertlerine gerek rahatsızlığı (şizofren) gerekse diğer nitelikleri ile yıllardır şiddet uygulayan bir babaya buna rağmen maddi yardımda bulunan bir kadının acı dolu hikayesi ve bıkkınlığı dışında o linkten başka bir anlam çıkaramadım. Hele konu başlığı ile bu durumu düşündüm düşündüm bir türlü bağdaştıramadım.
Velev ki Aysun Kayacı babasına vefasız ve hatta ülkesine vefasız bir yurttaştır. Konu başlığı ile bir bağlantı yine kuramadım.
Ne demek istediğimi daha iyi anlatabilmek için biraz Engin Ardıç'lık yapayım ve ölülerin arkasından konuşayım. (Ben O'nun kadar acımasız ve afaki olamam ya neyse...)
Mesela rahmetli Adnan Menderes... Siyaseten aynı fikirleri savunmasak bile rahmetlinin mutlaka bu ülkeye bir Başbakan olarak hizmeti vardır. Döneminde yaptıkları siyaseten dikkate alınır, kimi yapılanları eleştirir, kimi takdir eder.
Adnan Menderes o zamanlar evli olmasına rağmen, geçtiğimiz günlerde rahmetli olan Ayhan Aydan ile yasak aşk yaşamıştır. Bunu da gazeteler "büyük aşk" olarak lanse etmiştir. Bu rahmetlilerin özelidir, aslında Onlar ve diğer aile bireyleri hariç kimseyi de ilgilendirmez.
Aysun Kayacı örneğinizde olduğu gibi, rahmetli Adnan Menderes için şöyle diyebilir miyiz? :
Zaten zamanında metres tutmuştu, siyaseten yaptıkları veya her söylediği öyleyse yanlıştır...
Yukarıdaki örnek nasıl absürtse, bu son alıntıya bağlı ileti de bence o derece absürttür.
Selamlar,
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Sayın Gür;
Ben bu sitede zaman zaman rahmetli Menderes'i savundum, yine de savunurum.
O'nun yasak aşkı konusunda oldukça farklı düşünüyorum. Aslında kimsenin yasak aşkını falan eleştirmeyi de uygun bulmam.
Ama benin bu konuda mutlaka eleştirmem gereken husus nedir biliyor musun?
Menderes, bazı kadınlarla yaşadığı yasak aşkı kanaatimce "bulunduğu konumu" kullanarak yaşamıştır. Devlet imkanları ve bulunulan konum kullanılarak yaşananlara "büyük aşk" falan denmez, dense dense "aşağılık bir durum" denir.
Bunun, devlet imkanları kullanılarak yolsuzluk yapmaktan farkı nedir?
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Abbas Üstad, sen ardıç kuşunu da geçtin.:o
İnan son iletimi yazdıktan sonra, içeriğini doğru bulmakla birlikte rahatsızlık hissettim ve hatta silmek içimden geçti.
Senin yazdıklarından sonra, bir Demokrat Partiliye karşı rahmetli Menderes'i savunmak durumunda kalmak da bana absürd gelmiyor değil ama ne yapayım huyum kurusun "kim olursa olsun, doğruya doğru, eğriye eğri..."
Rahmetli yakışıklı adamdı, ayrıca oldukça varlıklıydı. Başbakan olmasaydı dahi yaptıklarını yine yapabilirdi. Eleştirilecek nokta, çeşitli anı kitaplarından okuduğumuz kadarıyla resmi plakalı makam aracı ile sevgilisine gitmesidir ki, yasanın hilafına seçim gezilerini resmi plakalı araçlarla, Devletin uçakları ile yapanları, üç daha fazla oy uğruna Devletin Valilerini kullananları gördükten sonra, rahmetli Menderes zemzem suyu ile yıkanmış adammış demekten kendimi alamıyorum.
Bak edepsiz civciv nelere kadirmiş...:o
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Sayın Gür,
Al birini vur ötekine derim, öylesi evlada da, babaya da...
Linkteki içeriğin konu başlığı ile arasındaki bağı şöyle düşündüm; "Kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş!"
Her şeyden önce baba babadır. Üstelik yaşlı ve hasta... Babasına sahip çıkmayıp- ki her nedense ta "çobanın oy"unu gündeme oturttuğu zamanda da babası ortaya çıkmıştı fakat Aysun' dan tın yok! Ama ne zaman ki "Dünya Kadınlar Günü" ile " Şiddet" gündeme geldi , Aysun 'nun da babası geldi aklına! Ne cinlik ama... Ha, bu cinliği yapanlar yok mu ? dolu... Her alanda hemde. Ama bu kızcağızın artık böyle şeyleri aşması gerekir, Allah acısın ama gerçekten acıyorum ona... Bir yerlere kadar tırmanmış, bana göre zirvede bile... İllaki tırmanmaya devam etmek istiyorsa , başka yolları da var, onu doğru ve asıl zirveye taşıyacak olan... Konu da bu değil, madem ezilmişliği geldi gündeme ondan diyorum! Bu şekilde nereye kadar...
Bir bakıma Aysun a hak da verdim; demek ki geçmişinde , aile içinde , o bir "oy " un ezilmişliğini yaşamış ki - sanırım oy ile "söz" sahibi olmayı birbirine karıştırdı, (ki - o da bir nevi oydur) ruh halini bilemeyiz ancak kendimce o sonuca vardım, bir de o mevzunun gündeme getirilmesi için kullanılmış da olabilir, o da ayrı...
Yıldız Tilbe ile Aysun Kayacı arasındaki şiddetin veya aşağılanmanın arasında ne fark var? Hangisinin oyu daha değerli olmalı? soruları yankılandı durdu zihnimde!..
Rahmetli Menderes 'e dair son çıkan haberleri hayretle okudum. O konuda tıpkı sizler gibi düşünüyorum. Hele ki o zamanlarda bir siyasetçinin belki de yanından bile geçmemesi gereken bir yaşam tarzı idi sanırım! Hatta, "acaba onu kurtarmak için mi bu yola başvurdular" diye düşünmedim de değil ama haberler öyle demiyordu, vebali kendi boyunlarına.
Bir oy, bir söz , bir hak , bir müstehak nelere kadirmiş meğersem. :)
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Ben bu son yazdıklarınızdan hiçbir şey anlamadım. Kelin ilacı ile konu başlığının bağlantısını kuramadığımı da daha önce yazmıştım. 8 Mart'tan 12 gün sonraki cinliği de cinlik olarak aklım almadı ya neyse...
Birkaç gün önce bir Bakan iş isteyen kadınlara "ev işleri sizlere yetmiyor mu?" babında bir yanıt vermişti, ardından ekonomiden sorumlu bir diğer Bakan ülkedeki artan işsizliğin sebebi olarak işgücü piyasasına girmeye çalışan kadınları gösterdi. Gerçi iş aramaktan umudu kesen kadın-erkek işsizlerin TÜİK nezdinde işsiz kabul edilmediğini ve işsizlik istatistiklerine dahil edilmediği bilgisini de vermeliydi Sn.Sir , ancak işine gelmedi anlaşılan.
Sonuç olarak; kadın kadının kurdudur, siz de kadınsanız yiyin birbirinizi...
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
"Kol kırılır yen içinde kalır." Ailesel sorunların medya'ya yansıtılması hiç hoş değil
Türk toplum örf ve adet kurallarına göre; bu durumu medya'ya ya yansıtanların ilk başta kendilerini kötü bir duruma düşürdüklerini düşünüyorum....
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Ülkemizin önde gelen "siyaset bilimcilerinden" Aysun Kayacı, "vergi vermeyen dağdaki çobanın oyu ile benim oyum neden eşit?" diyerek önemli bir sorunumuza parmak basmış görünüyor.
Gerçi Müjde Ar, "o zaman çok vergi veren 60 tane oy kullansın" diyerek demokrasi dersi vermeye kalkışmış ama Kayacı'yı ve onu destekleyen Pınar Kür'ü ikna edememiş.
Bu arada Aysun Kayacı, AKP'ye oy verenlere "ayak takımı" demeyi de ihmal etmeyerek, "bidon kafalılar", "karnını kaşıyan adam" edebiyatına önemli bir katkıda bulunmuş.
Aysun kayacının sözü mantıklı müjde arsın tepkisi çok anlamsız olmuş oy kullanma bilinci olmayan bir insanın oyu bilinçli oy kullananların oy hakkını çalmaktır diye değerlendirilebilir ancak çok para asla oy kullanabilme bilici anlamı taşımaz ne demişler eşşeğe altın semerde vursan eşşek eşektir
he belki şöyle bir tepki olabilirdi oy kullanma bilinci olmayan insanlara nasıl bu bilinci aşılıycaz bu bilinci aşılamamak ve senin oy hakkın benimkiyle eşit değil demek birnevi diskalifiye şekliyle onların oy hakkını elinden almak değilmidir falan filan gibi.
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Sayın Harun Gür,
Burada tartışılan oy eşitliği değil mi?
Sadece konu başlığını dikkate alacak olursak, son eklemiş olduğum haber ile evet bir ilgisi yok fakat her iki haber içeriği sizce de birşeyleri açıklamıyor mu?
Ya da şöyle diyeyim;
Sağlıklı düşünme yetisine sahip bir insanın oyu mu daha doğru sonuca götürür, yoksa kolunu-bacağını kesip atanın mı?
Sayamadığım şu “izm”leri getirdiniz aklıma; “Kominizm” ya da “Sosyalizm” den önceki izm lerden başlasak, Aysun nun oy eşitliği savı ile toplumun tarihteki yeri kendiliğinden ortaya çıkacaktır… Bu konuları siz daha iyi bilirsiniz ama bana göre "Absürd…” Oyların eşitlik konusu yani...
Önceki iletilerde , bir takım hesaplamalar yapılmış ve aslında o hesapla oylar eşit sayılabileceği ileri sürülüyor!
Peki, sayılar her zaman için doğru sonuca götürür mü? veya tat alma duyusu tüm insanlarda aynı mıdır? Ya da, neden renkler ve zevkler tartışılamaz? denmiş!
Seçim hakkı, OY kullanma ve eğitimin rolü…
Bu durumda kimdir eğitimli insan? bunu anlatmaya çalışmıştım.
Bir ölçüm daha;
ABD ye gitmek kurtuluş ise hadi hepimiz gidelim, eminim ki çoban, çoban olarak geri dönecektir fakat benim ‘OY’umun puanı çobanınkinden daha yüksek olmalı diyenin; aynı kişi olarak geri dönebileceğini hiç sanmıyorum!
Bu arada hiç kimseyi yemeye niyetim yok. :) beni yemesinler de... :rolleyes:
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?