-
Bakın düşünce tarzınız farklı adam öldürme büyük bir suç bu nedenle işlenen töre cinayetleri meşru mu peki?Elbette meşru değil ve öeşrulaşmazda hatta töre cinayetlerinin bir kısmını engelleyebilirde daha önceki yazılarımda açıklamıştım devlet cezasını vermezse ben veririm ama devlet verirse belki duruma katlanabilirim düşüncesi yaygın.Yani konuştuğunuz erkeklere sorun Türkiye kültürel yapısı içerisinde özellikle doğuda ve anadoluda eşiniz sizi aldatırsa ne yaparsınız.Büyük bir oran vururuz olur.Bu kabullenememe ve kişisel öç alma yoludur.Cezayı devlet veriyorsa engelleniyor olabilir.Hem karşı çıkanlara bir sorum var niye büyütüyorsunuz bu konuyu.Siz ailece suç olmaması gerektiğini düşünüyorsanız, zaten şikayet etmeyeceksinizdir.O halde bu yaptırım size uygulanmayacaktır.Bunu kabullenebileceğinizi ve kendinizin intikam almak istemeyeceğinizi düşünüyorsanız sorun yok.Ama kabullenemeyecek pek çok kişi var düşünün.Eşiniz sizi aldatacak ve bu suç olmayacak, zaten boşanma sebebi diyorsunuz boşasın o halde diyorsunuz.Zaten o halde yakalayan bir eşin evli kalma ihtimali çok ama çok düşük.Zaten boşanacak ceza olsa da olmasa da ama boşanma o kişinin yaralarını sarabilecek mi.Şimdi aldatan eş ne yapıyor diye değerlendirelim.Hayatınızı adadığınız idealiniz olan bir yuvayı yıkıyor.Nurten öz burada size sesleniyorum.Bakın hala eş diyorum.Kadın demedim.Yuva yapan yuva yıkmaz.psikolojik durumları.Çocuklarının durumları.Hayatını ailesine adamış bir kadın düşünün.Bu kadın iyi bir gelire sahip olsun.Büyün herşeyi çocukları ve kocası için.Tek derdi yuvası.Ve birgün işten erken çıkıp eşini başka bir kadınla yıkılıyor.O kadının sadece evliliği yıkılmaz.Uğruna dünyalarını feda edebileceği tüm değerler.Karşı cinse bakış açısı.İnsanlara olan güven duygusu zedelenir.Ben daha da ileri gideceğim.Bence aldatmak (yasal deyimle zina) bir insan hakkı ihlalidir.Ve kesinlikle cezası olmalı.
Yapamam deme yapan senden iyi değildir
-
Sayın alişinkay, eş diyorsun ama hep kocasını aldatan kadın örneği veriyorsun. Kadın yuva yıkamazmış. yok erkek kadını ceza olmazsa öldürmüş falan.
Beni anlamadınız galiba. zina yapanın eşine verdiği zarar kadar cezalandılmasını istiyonuz. Bende zarar nasıl ölçülür diyorum. senin bilmemne fiil dediğin hehal adam dövmek oluyo. Adamı döversen ona zarar verirsin, ama başkasına zararı nasıl ölçücen. ben bunu sordum. ben dul olduğum için zina benim derdim değil ama, eski kocam hala bana karışıyo, bi, de evli olsam ooo gözümü oyar valla
özgürlüğümü kimseye vermem
-
psikiatrist raporu ile ölçülebileceğini daha önceki yazılarımda yazmıştım
Yapamam deme yapan senden iyi değildir
-
Sevgili alisinkay, töre cinayetleri konusunda haklısınız. fakat psikiyatrist olayının Türkiye şartlarında uygulanabilirliği ve verimi son derece azdır. ve de ortada bir suç işlenmişse, cezasının da herkese eşit olarak verilmesi kanaatindeyim.
en iyiyi bulmak için çalışırken, iyiyi kaybetmeyin...
-
Evet uygulamada zorluklar olabilir elbette.Ceza ne olacak sorusunun üzerine bu öneriyi getirdim elbete başka öneriler de mümkün.
Yapamam deme yapan senden iyi değildir
-
Toplumun her kesiminin katıldığı zina tartışmaları çok derinlere gidiyor. Cezası ise her dinde farklı.
Zina, aslında Tanrı katında sadece Müslümanlara değil, Hıristiyan ve Yahudilere de yasak. Ancak anlaşılıyor ki, bu yasak konusunda İslami örf ve adetler konusunda gelenekçi bir yapıya sahip olan Türkiye ile müsamahakar davranan Avrupa arasındaki tartışmalar bitmeyecek. Çünkü zinaya ceza verilmesine karşı çıkanlar için "Avrupa Birliği" ne kadar önemliyse, laik fakat gelenekçi yasak Türkiye'nin "Aile Birliği" kavramı o kadar önemli... Zina kavramı İslamiyet'in başlangıcından itibaren din kitaplarında yer alıyor. Evlilik bağı olmayan kadın ve erkeğin ilişkisi olan zina, fıkıh kitaplarında "mülk ve mülk şüphesi olmaksızın yapılan cinsi münasebet" şeklinde tarif edilir. İslamiyet'ten önce Araplar'da zina, aynı kabileye mensup kimselerin, mülkiyet haklarına zarar vermek düşüncesi dışında suç sayılmazdı. Uhud Savaşı'ndan sonraki dönemde daha kesin bir dille ifade edilmişti: "Zina eden kadınla erkekten her birine yüzer değnek vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, bunlara Allah'ın dinini tatbik hususunda acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir zümre de bunların azabına şahit olsun. Kadınlarınızdan fuhşu irtikap edenlere karşı içinizden dört şahit getirin, eğer şahadet ederlerse ölüm kendilerine alıp götürünceye veya Allah onlara bir yol açıncaya kadar kendilerini evde alıkoyun. Sizlerden fuhşu irtikap edenlerin ikisini de eziyete koşun, eğer tövbe edip ıslah olurlarsa onların yakasını bırakın. Çünkü Allah tövbeleri kabul eder, çok esirgeyendir." İslamiyet'in en önemli özelliklerinden biri olan "tedriç" zinada ortaya çıkmaktadır. İslamiyet'in ne bütün emirleri ne de yasaklarının birden bildirildiği Kuran-ı Kerim'in inişinin 23 yıllık zamana yayılmış olması bunun en açık ifadesidir. İlk safhada yüz kızartıcı bir fiil olan zinaya yaklaşmama emri verilmiş, zinadan uzak durma anlamındaki "iffet" müminin ayırıcı özelliği diye takdim edilmiştir. İkinci safhada, önemli bir suç işlemiş oldukları ifade edilmiş ve dört şahitle ispat edildiğinde ceza tayin edilinceye kadar hapsedilmeleri emredilmiştir. Üçüncü safhada zinaya mana açıklaması getirilmiş, cezanın ağırlaştırılması ya da hafifleştirilmesine Nisa Suresi'ndeki ayetlerde yer verilmiştir. Kuran-ı Kerim'de zina "Sakın zinaya yaklaşmayın, doğrusu bu çirkindir, kötü bir yoldur" (İsra) denilerek haram kılınmaktadır.
DİĞER DİNLERDE DE YASAK
Hıristiyanlıkta zina "insanı kirleten kötü şeyler" arasında sayılmakta (Matta) ve yasaklanmaktadır. Hz. İsa'ya dayandırılan ifade şudur: "Bir kadına şehvetle bakan her adam zaten yüreğinde onunla zina etmiştir. Ve eğer sağ gözünde sürçmeye neden olursa (seni kötü yol sürüklüyorsa) onu çıkar ve at. Çünkü senin için azandan birinin yok olması, bütün bedeninin cehenneme atılmasından iyidir." (Matta) Hz. İsa'ya denemek için zina yapmış bir kadın getirilmiş, Musa'nın böylelerini taşlamayı emrettiği, kendisinin ne diyeceği sorulmuştu. Hz. İsa ise: "Kadının üzerine, sizden günahsız olan önce taş atsın" diye cevap verecekti. Bunun üzerine herkes dışarı çıkmış, Hz. İsa ise kadına: "Ben de sana hükmedemem, git bundan sonra artık günah işleme" diyerek kadını taşlanmaktan kurtarmıştı. (Evlilik-Asife Ünal, Kültür Bakanlığı) Konstantin döneminde zina eden kadın öldürülmüş, Jüstinyen bunu Manastır'da hapse çevirmişti. Katolik Kilisesi zinayı günah çıkarmaya bağlamış ve tolerans göstermiştir. Protestanlar ise günah çıkarma yetkisini kabul etmemişlerdir. Zina olarak Yahudilik'te de büyük bir suç sayılmakta ve yasaklanmaktadır. Yahudiliğin on emrinden birisi "zina etmeyeceksin"dir.
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
Biri yatak odamızı gözetliyor
Reha Muhtar'la Ateş Hattı'nda bu hafta ilahiyat profesörü Zekeriya Beyaz ve Sabah Gazetesi yazarı Balçiçek Pamir günlerdir konuşulan "zina"yı tartıştı.
REHA MUHTAR
HAPİS ÇÖZÜM MÜ?
Sizi almışlar, herkesin önünde teşhir etmişler, adam basılmış, arkasından bir ay hapiste kalmış... Çıktıktan sonra bu evlilikten hayır gelir mi?
BALÇİÇEK PAMİR
BU MAHREMDİR
Kendi rızalarıyla evlenmiş, yetişkin iki insandan bahsediyoruz. Bu iki insanın yatak odasına artık kimse baskın yapmamalı. Bu o kadar mahrem ki...
ZEKERİYA BEYAZ
HERKES YAPAR
Rica ederim herkes sanatçılar gibi veya bilmem kimler gibi zinaya hazır değil ki... Zinayı serbest ederseniz ortalık böyle zinayla dolar.
***
Zina suç mudur, değil midir yatağımızdaki düşman kim?
Evliler kadar bekarları da düşündüren "zina" tartışması toplumu ikiye böldü. Biz de konuyu farklı görüşleri savunan ilahiyat profesörü Zekeriya Beyaz ve gazeteci Balçiçek Pamir ile masaya yatırdık.
Bu haftaki ATEŞ HATTI tartışması gündemin tam göbeğine oturdu... Evlilik dışı ilişki yani zina hapse götürecek bir suç sayılsın mı sayılmasın mı?.. Hem erkek hem de kadın için... İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekeriya Beyaz Hoca'yla, Sabah Gazetesi Yazarı Balçiçek Pamir'i aldım ATEŞ HATTI'na... Müthiş keyifli bir tartışmaydı... Umarım beğenirsiniz...
MUHTAR: Hocam şimdi Abdülhamid zamanındaki zina yasasını getirmişsiniz buraya.... Osmanlıca mı?...
BEYAZ: Tabii... Osmanlıca....
MUHTAR: Kaç yılının yasası bu?
BEYAZ: 1902....
MUHTAR: 102 yıl önce?
BEYAZ: Evet 102 yıl önce çıkartılan....
MUHTAR: Ne kadar öngörmüş Abdülhamid zinaya ceza olarak?...
BEYAZ: Ceza Kanunnamesi bu. Hatun, zevcesi olmayan bir başkasıyla zina yaparsa diyor, üç aydan az olmamak ve iki seneden de fazla olmamak üzere cezalandırılır.
MUHTAR: Kadın için mi bu sadece? BEYAZ: Kadın için....
MUHTAR: Erkek için?...
BEYAZ: Erkek için aynı fiile iştirak eden erkek için de aynı ceza hükmolunur diyor, eşitlik vardır.
MUHTAR: Yani kadın için de erkek için de üç aydan iki yıla kadar....
BEYAZ: İki yıla kadar.
MUHTAR: Bizde bu yasadan 102 yıl sonra zinaya üç aydan üç yıla kadar hapis getiriliyor.... Yani 102 yıl öncesinden bile fazla, Abdülhamid'den bile fazla ceza verilecek.
BEYAZ: Şimdi bizim mevcut Ceza Kanunu'muzda da yine üç aydan üç seneye kadardır, dolayısıyla bir yıl artırılmıştır Cumhuriyet döneminde....
MUHTAR: 102 yıl öncesine göre, Abdülhamid'e göre.... Çok demokratik, ceza artırıldığına göre, gittikçe gelişiyoruz desenize....
BEYAZ: Bugünün şartlarında demek ki böyle gelişmeler olmuş.
EVLİLİK BİR ÇEK SENET İŞİ Mİ?
MUHTAR: Üç aydan iki yıla kadar.... Peki 102 yıl sonra Abdülhamid'den daha ağır ceza yasasını çıkartmayı mı savunuyorsunuz siz?...
BEYAZ: Ben savunmuyorum, benim söyleyeceğim başka şeyler var.... Yani anayasamız diyor ki.... Kişinin aynı zamanda ailesine, çevresine, topluma karşı görevleri de var diyor, sorumlulukları da var diyor 12. madde.... Kişinin ailesine karşı sorumluluğu nedir, bu evlenme akdiyle ortaya çıkar, evlenme akdiyle sorumluluk sadakat getirir, sadakate riayet etmeyen, sadakatsizlik yapan yani sadakatini bozan, yani ihanet eden kişi ihanet olunan kişi tarafından, yani eşi tarafından şikayet edildiği zaman bir cezaya uğraması gerekir. Diyelim size birisi bir çek imzaladı....
MUHTAR: Bir şey sorabilir miyim, şimdi sadakat diyorsunuz tabii ki sadakat gerektirir, sadakat olmazsa evlilik sonuçta iki kişinin beraberce serbest iradeleriyle vermiş oldukları bir karar eğer bu sadakat oluşmazsa bu kurum sona erer.... Bunun ayrıca bir de suç ve ceza kapsamına gelmesi nereden çıkıyor?
BEYAZ: Efendim onun suç ve ceza kapsamına gelmesi şuradan çıkıyor....
MUHTAR: Yani ben sizinle bir ortaklık kurdum, bu ortaklığa uygun davranmazsam ortaklık kesilir....
BEYAZ: Birine bir senet, bir çek dahi verseniz çeki zamanında ödemezse cezaya muhatap oluyor. Neden, siz ondan zarara uğruyorsunuz. Evlenen taraflardan bir tanesi nikahın getirdiği sadakati ihanetle noktalarsa, öbür taraf bundan zarar görüyor....
MUHTAR: Evlilik bir çek, senet işi mi?
BEYAZ: Hayır, çek, senet değil, yani kişinin zarar görmesi olayı. Boşanan kadın kocası zina etmiş ayrılmış ya da kadın kötü yola girmiş, zina etmiş ayrılmış, iki taraf da zarar görür. Erkek zarar görüyor bundan, yuvası dağılıyor....
PAMİR: Çek, senet örneğini verdiğiniz için soruyorum. Mesela bir arkadaşım borç para aldı geri vermedi, ne yapacağız, o da bir ahlaki değer değil mi?
BEYAZ: Ahlak da var. Bakınız yine Anayasa'mızın 41. maddesi diyor ki, "Aile Türk toplumunun temelidir" diyor, "Devlet ailenin huzurunu, kadını, ailenin refahını korumakla yükümlüdür ve gerekli tedbirleri alır" diyor.... Ailenin huzuru öncelikle sadakatla sağlanır. Sadakat ortadan kalkarsa, kadın istediği gibi biriyle gider yaşarsa, erkek istediği gibi gider biriyle yaşarsa bunu da taraflar bildiği zaman orada, o ailede huzur kalır mı, kalmaz....
MUHTAR: Hapis cezası mı olmalı?
BEYAZ: Hapis cezası da olur, başka ceza da....
MUHTAR: Abdülhamid bile sizin istediğiniz kadar ağır vermemiş cezayı....
BEYAZ: Ağır olmayabilir ama bir caydırıcılığa ihtiyaç vardır, çünkü aile toplumun temelidir, devletin temelidir, milletin temelidir....
MUHTAR: Tazminat davalarıyla olamaz mı, sağlanamaz mı?
BEYAZ: Efendim ortadaki zarar büyüktür, cinayetlere ve çeşitli şeylere hapis cezası veriyorsun, niçin? Çünkü ortada zarar büyüktür.
MUHTAR: Peki dünyanın hiçbir ülkesinde, Avrupa'da, Amerika'da, Batı ülkelerinin hiçbir tanesinde böyle bir sistem yok hocam....
BEYAZ: Şimdiye kadar biz medeni değil miydik, bizde Ceza Kanunu'nda....
MUHTAR: Bizde de yoktu....
BEYAZ: Nasıl yoktu, bizim Ceza Kanunu'nda vardı, olur mu?
PAMİR: 96 senesinde, 98 yılında kalktı.
BEYAZ: Anayasa Mahkemesi iptal etmiştir, eşitlik meydana getirilsin diye....
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
TÜRKİYENİN DAHA KRİTİK SORUNLARI VARKEN BU ZİNA KONUSUNU NEDEN BU KADAR SANSASYONEL HALE GETİRİRSİNİZ ANLAMAM...
TÜRKİYE ZATEN BU VE BUNA BENZER BOMBOŞ HİÇ SONUCU OLAMAYAN KONULARI TARTIŞTIĞI VE KAFASINA TAKTIĞI İÇİN HER ZAMAN HER ZAMAN GERİLEMİŞTİR....
YA BIRAKIN ARTIK BU İŞLERİ KRAL ÇIPLAK DEYİ VERİN ARTIK YAA!!!
-
TÜRKİYENİN DAHA KRİTİK SORUNLARI VARKEN BU ZİNA KONUSUNU NEDEN BU KADAR SANSASYONEL HALE GETİRİRSİNİZ ANLAMAM...
TÜRKİYE ZATEN BU VE BUNA BENZER BOMBOŞ HİÇ SONUCU OLAMAYAN KONULARI TARTIŞTIĞI VE KAFASINA TAKTIĞI İÇİN HER ZAMAN HER ZAMAN GERİLEMİŞTİR....
YA BIRAKIN ARTIK BU İŞLERİ KRAL ÇIPLAK DEYİ VERİN ARTIK YAA!!!
-
valla ne dıyeyım arkadaslar ben evlılıklerını bu sekılde sarsanların ceza ve tazmınat odemelerıne magruz kalmalarını isterım ahhh ahhh nerede osansss
emin