Akdevrim/Şiirler

düşümü çekmedi kantar,
kiloma bakmadı kantar,
umduğum çıkmadı kantar,
nedir benim bu çektiğim?
göz yaşıdır bu döktüğüm...

zehir bal veren arından,
zararın çok yararından,
anlamadım kararından,
nedir benim bu çektiğim?
boş bir hayale baktığım...

gündüz derim gece olur,
hayallerin cüce olur,
aşk seninle nice olur,
nedir benim bu çektiğim?
kendi kendimi yaktığım...

akdevrim kızar kendine,
hayat ve sen bir mengene,
örtüşmez dengi dengine,
nedir benim bu çektiğim?
geceye kibrit çaktığım...

akdevrim.istanbul.

saçlarını dağıtmış,
bir sevene ağıtmış...
bizim gibi Allaha,
inanıp tapıyordu,
güneşi öpüyordu,
sevdiği insan için,
dünyayı tepiyordu...

mevsimler gibi hayat
gelip gecer insanda,
bedenden bir şeyleri,
gizli icer insanda....
ister uyanamazsın,
görür dayanamazsın...

ihanete uğramış,
çiğerini adeta,
bir satırla doğramış,
nefes alan varlıktı,
gözlerinden yaş gelen,
sanki bir fazlalıktı...

sordu kendi kendine,
niye yaşıyorum ben?
gönlümdeki yarayı,
niye kaşıyorum ben?

yutkundu sözçükleri,
der akdevrim ileri!..

akdevrim.istanbul.

yürüdü durdu adam!..
gördü kudurdu adam!...
darbeyi yiyen oydu,
haini sordu adam...

bilmediği şey vardır,
yıllar ayrı gitmiştir
sevda çoktan bitmiştir,
yollar ayrı gitmiştir...

akdevrim.istanbul.zeytinburnu.

dur dedim dinle dedim,kulağını kapadın...
neye değerse değsin yakar yıkar kanadın..

kalbimin şifresini,alan biriçik kadın,
kalbimin kapıları bir sana açık kadın...

ister gece ister gün,sana sevgi sunayım,
yollarda kar fırtına,donacaksam donayım...

güneşini doğuşunu,anlat bana harflerle,
kaç tane yolcu gördün,geçmiş kafilelerle...

örnekleri zor olan zamane aşıklarız,
ağızlara bal denmiş, zehirli kaşıklarız...

zararım var kendime,renkıme ,ahenkıme...

akdevrim.istanbul.

düş görürüm kadın,
parmakların kalem olur
şiir yazar,
bülbül okusun diye...
aklımdan geceni
istanbul sokaklarını çiğneyen ayaklara,
boğazı gecen gemilere
anlatsın...
nedim kalksın mezarından,
baltasını hızarını arasın...
yazdıklarını okusun,
ölmeden önce,
beni görünce....
yağmur yağsın,
göz yaşlarımı yıkasın
sokaklardan...
olmuyor olmuyor
yazamıyorum
sana olan tutkumu,
bozamıyorum...
mantığım tutuklu sandıkta...
sanırım!...

akdevrim.istanbul.

anlatabilsem sana aşkı sevgiyi yazıp,
ve alsam yıldızları,ellerimle uzanıp,
umudum sende desem ,takıpta saçlarına
kaç tane yıldız koysam açık avuçlarına?..
anlayabilir misin sevgi nedir kadınım?
tüter yüreğim benim,kime kimden yakınım?

feleğin darbesini,kim ben gibi yemiştir,
ellerim üşümüşdür birini beklemiştir,
rüyalarım görünmez,hayalim yaralıdır...
dünyam yaşanmaz olmuş,dertlerim sıralıdır...
anlatmak sana aşkı,çözümsüz bir denklemdir...

ah derim gecer günler,yollar dolu tuzakla,
ya yazdığımı sil at,ya kendine yasakla...
döndükce döner başım,köşe başındayım ben...
insanlar gelir gecer,tek tek farkındayım ben...
nedenini hiç sorma,ölü durumdayım ben....

akdevrim.istanbul.

gitmiş dönmemiş gibi,
sanki yanmamış gibi,
hiç karaya beyaza,
asla konmamış gibi,
ak güverçin değilsin...
istiyorsun karşında,
gelip gecen eğilsin...

akdevrim.istanbul.

önce kaldırımlar ölür,
yorgun düşer ayaklarım...
küsmüş sokak lambaları,
günahımı ayıklarım...
hece yaparım adını,
ve kendime sayıklarım...
göreceğim sanma seni,
yarın çok geç olabilir,
sanıyorum sevgim sana,
bir hatıra kalabilir!...

akdevrim.istanbul.

seni benim gözümle görene düşmanım ben,
sensiz gecen ömrüme,bilsen ki pişmanım ben...

güneşin üzerine gölgesi düşen kadın,
bilmediğim bir yerden kalbimi deşen kadın...

iki elim yakamda olduğunu bilesin,
her gece gözlerimin dolduğunu bilesin,
güllerin çiceklerin solduğunu bilesin...

güneşin üzerine gölgesi düşen kadın,
sevginin potasında benimle pişen kadın...

kaldırımlar anlatsın,sessiz çığlıklarımı,
göz yaşımla yıkadım temiz duygularımı

belki anlarsın diye,
acı ve kederimi,
bir gün sonlarsın diye...

akdevrim.01.04.2010istanbul.zeytinburnu.firarrista n

gölgende sakla beni,
kaybolmıyayım diye,
her gün bir yokla beni...

aynaya her bakışta,
inişte ve yokuşta,
permağının değdiği,
klavyedeki tuşta
akdevrim olabilir.

harflerin sözçüklerin,
içinde gizle beni
okuduğun şiirde,
var mıyım izle beni?...

ateş dudaklı kadın,
her adım atışında,
her nefess alışında,
seni duyar gibiyim,
sacını gül pembeye,
sanki boyar gibiyim...
seni ağlar görürsem,
gölgende hayatıma,
sanki kıyar gibiyim...

gölgende sakla beni,
ve sık sık yokla beni...

akdevrim.istanbul.zeytinburnu,firaristan.

gül yanaklım,
bal dudaklım,
sanki aşkım,
sende saklım...
gelir gider benim aklım!...

aşık olur ise insan,
akıl tatile çıkarmış...
ait olduğu insanı
benzini döker yakarmış!...

sonra seyreder uzaktan,
akılsız insanın hali
kim taşır ki bu vebali...

mantıkla aşkı barıştır,
düdüğü çal ve yarıştır...

aklın ermediği konu...
çünkü akıl tatildedir
ne eldedir,ne dildedir...
mutlak gizlidir bir yerde,
nerde hangi gönüldedir?..

akdevrim.istanbul.

gül diyorum,üzülme hiç,
hiç kimsenin karşısında,
yalvarırım ezilme hiç....

damlalar düşer buluttan,
göz yaşı verme umuttan,
mezara giden tabuttan,
hiç bir şey kalmaz geriye...

değmez koşturmaya hayat,
neyi dayatırsan dayat...
sayılı aldığın nefes!...

sula saksıda çiceği,
önünde ki geleceği...

akdevrim.istanbul.

bir adım istemedim,
attığım her adıma...
sanki duyarsızlığın
açık olur yoruma,
gecen her dakıkada,
gidendir bu zoruma!...

çekip gidersem kadın,
bakmayacağımı bil,
gölüne,havuzuna,
akmayacağımı bil,
karanlığına ışık,
yakmayacağımı bil,
yansamda yıkılsamda,
belli olan noktaya,
ayaktan çakılsamda,
düşüncemi söyledim...
...ne öperim ne dişlerim,
...kendi kendimi fişlerim,
...sandım cinayet işlerim,
...sevdan yıktı yaktı beni.
...bir tabuta çaktı beni...


akdevrim.istanbul.

ışıkları söndürün,
şalterleri indirin,
şehrin karanlığına,
ansızın ben gömün.
düşümü görmüşüm kanlı,

akdevrim.istanbul.

içimdeki ateş ile,
yanıp döneceksin küle,
seni sevdam bile bile,
ateşe tuttu ellerim,
beni unuttu ellerim...

akdevrim.istanbul.

acı da olsa gercek,
yarama tuz basarak,
sana olan sevgimi,
ellerimle asarak,
gidiyorum yanından...
gecemde gündüzümde,
acıları bekledim...
gecen her dakıkayı
diğerine ekledim...

duymayan sevdamsın sen,
geçmişime iz vuran
en tatlı kavgamsın sen...

arayıp sorduğun yok,
sevgimle kesişecek,
bir yerde durduğun yok...

ne değeri kaldı ki?...

artık..


ruhumun özdeşi kaybolup gitmiş...
bundan sonra yaşam işkence artık...
aşkımın güneşi doğmadan batmış...
aklımı yitirdim sevince artık...

gün ışır perdeden sızar ışıklar...
birden karanlığı bozar ışıklar...
sanki ruh halimi yazar ışıklar...
bir bıcak kemiğe değince artık...

zinçirden boşanmış sanki bir atım...
yetersiz kalıyor yazın sanatım...
yazılmaz acıyı,burada tattım....
gerceği sahteyi görünce artık...

akdevrim.

bir avukatım olsa,
boşa gecen ömrümün
intikamını alsa!..

madem ki yaşam kısa...
hiç kimse darılmasa,
gece ile gündüzün,
hesabı sorulmasa...

bir avukatım olsa,
yüreğimin içinde
gercek dost gibi kalsa,

belki beni anlardı...

akdevrim.istanbul.

meleğin süretinde,
gördüm kaç tane acı,
ellerinde kırbacı...
çek dedim arabacı...
sorma bana adresi...
dost sanmıştım herkesi...

yaşamak gayet zordu,
her gelen bana vurdu,
beklediğim durakta,
gözler gördüm merakta...

insanları görürüm,
ya trene binerler,
ya trenden inerler...
bazılarına baktım,
tabut ile dönerler...

ıslanan gözler gördüm,
havada sözler gördüm,
hayal ettiğim kadın,
bir beni izler gördüm...
kalır olduğu yerde,
sanır kendi kendine,
huzur bulduğu yerde....

her gelen bu dünyada,
mutlak bir şeyi görür...
sevgiler mum gibidir,
az ateş görse erir...
...................................
...................................

akdevrim.istanbul.

uzak görüşlü kadın,
nedenini anladım,
bilene çıkmış adın!...

ön görülerin vardı,
yüreğinden doğardı...
sesini,nefesini,
işitir gibiyim ben...
kapkaranlık bir kışda,
bir boran tipiyim ben
güneş yüzü görmemiş,
tatlı sözü görmemiş...

bir alo deyişini,
koyu versem kantara,
karşında dönüşürüm,
istemeden mantara...

melek gibi duyarlı,
yıldız,ay ve güneşe,
kundağından ayarlı,
değer verdiğim kadın,
sesinden önce gider,
sen istersen kanadın...

gözündeki gözlükden,
taşıdığın sözlükden,
ağlamayı çıkardın...
küçücük sevgi için,
bir romayı yakardın...

gercek bir dostumsun sen,
sevgide üstümsün sen...
sana yanlış yapacak,
gözlerim bile olsa,
çekinmeden oyardım,
cehennem ateşine,
bedenimi koyardım...
tereddütsüz diyenim,
istersen hangi renkı,
sen iste ben giyenim...

şiirime yön veren,
uzaklardaki melek...
acı ile elemim,
elimdeki kalemim,
sadece senle mutlu...
her genç kız kulağında,
düşünsene küpeyim,
ellerinden öpeyim,
sacının bir teline,
dünyaları tepeyim!...

güneşin üzerine,
gölgesi düşen kadın!
bilimle ve ilimle,
bir bir örtüşen kadın!..
sana karşı değildim,
karşında hep eğildim!...


akdevrim.istanbul.Atatürk hava limanı.
------------------
sana yanlış yapacak,
gözlerim bile olsa,
çekinmeden oyarım...
cehennem ateşine,
bedenimi koyarım!...

akdevrim.istanbul

kime ne yazacaksam?
dediğimi yazarım...
gül kokuyor istanbul,
sevgi,aşkın ruhuna
ne akıyor istanbul...
her yerde laleler var,
bir lalenin içine
kocaman aşkı koydum,
gönderdim bir kadına,
sanki sevgiye doydum,
herkesin inadına...
ah istanbul istanbul,
bir seni sevdiğine
asla pişman olmaz kul!...
kızsada sevdiğine!....

akdevrim.istanbul.

üzüm şekerli selam,
vereyim sana dedim,
sessiz sakin sokaklar,
kimbilir senelerce,
kaç tane acı saklar...

sözleri,sözçükleri,
deterjanla yıkadım,
sensiz olan her sesse,
kulağımı tıkadım...
aldığım her nefese,
ayarlandı takadım...
çağlayan nehirlerin,
yazdığım şiirlerin,
son durağı denizdir!...

hayallerimi tutan,
cehennemi unutan,
şiirlerle yoğrulmuş,
rüzgar esmiş savrulmuş,
güneş vurmuş kavrulmuş,
sevdam biriçik kadın,
uçan her kuşa destek,
sanki senin kanadın...

akdevrim.istanbul.

kendimi tuttum şaşırdım,
denendi kaç kere gönlüm,
kendi sabrımı taşırdım,
hayallerim öksüz kaldı,
kendi kendimi aşırdım...
artık bulamazsın beni...

yollar ayrı yıllar ayrı,
geçmiş gitmiş ömrümüzden,
selam veren kullar ayrı,
düşmüş tek tek gönlümüzden...

sen sevgiden ne anlarsın,
zeytin ekmek, peynir değil,
kömür maden demir değil,
boş akdevrim denir değil...

akdevrim.istanbul.

sarı yaprağı düşürdü,
eserek hain bir rüzgar...
oysa rüzgar çok nankördü!...
yaprağı aldı aşırdı...

yaprak ağladı haline,
yutkundu sözü diline...

oysa dal bıraktı onu,
ağaçta yapraklar gördü,
rüzgar bu yaprağı sürdü,
çok uzaklara götürdü...

hayale daldı bu yaprak,
olmıyayım dedi toprak...


çicek verdim neler gördüm,
kelebekle kucaklaştım...
bir zamanlar bu rüzgarla,
çok samimi arkadaştım...

vurdu beni bende şaştım!...

akdevrim.istanbul.

şeker derim tuz istersin,
bahar derim yaz istersin,
bebek gibi naz istersin,
sevdam beni usandırma!...

hangi sevgiye aşk dersin,
benim için bir değersin,
bir anlasam ne seversin,
boşu boşuna kandırma!...

akdevrim.istanbul.

ilhamım olsana kadın,
bir dehlizde tutukluyum,
ruhumu alsana kadın...
acı ve dertle yüklüyüm...
burada kalsana kadın...

dişarda kaç bahar geçti?
umudum bitiyor gibi...
bir kuşun kalbinde sevgim,
dişarda atıyor gibi...

sanma beni hep böyleyim....

akdevrim.istanbul.

ne gerek var pata küte,
yazık olmuş etikete,
sanki dönmüş bir markete,
bin bir çeşit mamül satar,
kalbi farklı farklı atar!...

ne yazmıştır ne çizmiştir,
hassas duyguyu ezmiştir,
üç beş şeytanla gezmiştir,
her gün biraz daha batar,
acılara acı katar!....

akdevrim.istanbul.firaristan...

şiir bahcemin yılanı,
bilmez misin hayatımda,
sevmiyorum ben yalanı...

ateş yağsın üzerine,
duman dolsun gözlerine,
kanmam daha sözlerine,
sen geçmişimde bir anı...

katran karası kalbin var,
ne maskarası kalbin var,
gönül yarası kalbin var,
sanki cehennemin yanı....

akdevrim.istanbul.

beni bu limanda bırakma kaptan!
bu mevsimin sonu kar fırtınadır...
hiç bir şey düşmedik daha hesaptan,
talihsizlik kaderimden yanadır!....

hain vardır yüreğimi kanatır,
bana yer yok diyorlarmış gemide...
görünüşüm bir çok şeyi anlatır,
baş sıraya çabuk yazsan benide!....

akdevrim.istanbul.

ak güverçin göçtü burdan,
ağzında bir zeytin dalı,
tankla tüfekle kavgalı...

gerildi yayında oklar,
dert içinde derdi saklar,
gelmiş geçmiş tüm yasaklar,
kendi karşıtını sorar...

gündüzde kalayım dersin,
gecelere sabır versin,
kalpde leke,aşkta kirsin,
dost diyen herkesi kırar....

akdevrim.istanbul.

geçip gitsem bu şehirden,
kurtulsam yürekde kirden,
farkı yoktur bir nankörden,
duygularım işkencede....

günüm geceye karışmış,
şeytanla melek yarışmış,
kim düşünür ki barışmış,
uykularım işkencede...


akdevrim.istanbul.

kaybolan her dakıkam,
katilini arıyor...
bir haine yarıyor...

düş karanlık,
secilmiyor hayalim!...

akdevrim.istanbul.

aklımı peynir ekmekle,
dün gece yedim sanırım.
dakıkaya acı ekle,
hayatımdan usanırım!...

doğar güneş batar güneş,
gece beni satar güneş,
dünyasından atar güneş!...
bir acıyla uyanırım!...

kaç yıldız taktım sacına,
ulaşırsın amacına,
uçurumun en uçuna,
geldim nasıl dayanırım....

akdevrim.istanbul.

beynimin içinde tilkilerden mi?
beni öldürecek belkilerden mi?
şaşırdım dünyayı başım catlıyor...
çağları ikişer üçer katlıyor....


akdevrim.istanbul.

kapkaranlık gecede,
kendimi boyar gibi,
bir sesi duyar gibi,
kutupta kayar gibi,
çekildim aranızdan!...

sen ekmek gibisin dost
bu ruhumu doyuran,
beni günden ayıran...
sen nerelerdesin ki,
bakar körüm,kim derim?

akdevrim.istanbul.

solmamaya caren mi var?
et ve kemik insansın sen,
sanki mart ve nisansın sen,
bulmamaya caren mi var?

günler kayar tutamazsın,
döşeğinde yatamazsın,
güneş gibi batamazsın...
solmamaya caren mi var?

akdevrim.istanbul.

kendini bile çizersin,
duygularını ezersin,
insanım diye gezersin,
insan olan bunu yapmaz,
sevgi yüreğinden kopmaz!...

kim olursan ol diyorum,
kaymak şeker bal diyorum,
güneşimi çal diyorum,
duyan yürek konu yapmaz,
sevgi yüreğinden kopmaz!...

akdevrim.istanbul.

sayılı nefes gibi,
içine gereceğim,
tahtadan kafes gibi
ya gecersem yanından...

esen rüzgarı düşün,
peteğinde bal yapan,
büyük bir arı düşün...
ya öperse alnından...

sana sen diyemem ki,
her şeyi duyamam ki,
gözlerini maviye,
istesem boyamam ki...

akdevrim.istanbul.

gündüzler zindan gibi,
hayalimi dondurdum,
uçan bir güverçinin,
kanadına kondurdum!...

sorma nasıl nerdeyim,
gözlerin görmediği,
karanlık bir yerdeyim...
kilitli sandık gibi,
gece gün yandık gibi...


akdevrim.istanbul.

kilomdan ağır günahım,
güneş doğmayan sabahım,
sağı solu tutar ahım,
hala dersini almazsın...

zehir taşır damarlarım,
kaybettiğim kumarlarım,
döner aynaya bakarım,
ve kendimi şamarlarım...

ne gündüz ne gece benim,
bilinmez bilmece benim,
anlamsız her hece benim,
akdevrim akıl almazsın.....

akdevrim.istanbul.