Printable View
Arkadaşlar;
dava ile ilgili ciddi bir gelişme oldu boşanmak üzere olduğum kadın başka bir şahısla kaçtı. bundan sonra davanın lehime olması için ne gibi bir yol izlemem gerekmektedir. kolluk kuvvetince kaçtığını beyan eden tutanak tutulması bana fayda sağlar mı. bu durumda çocuğumun velayetini alma şansım yükselir mi acil yardımlarınızı bekliyorum....
Zina suç değil. Velayetle de direkt bir alakası yok. İyi bir baba ya da anne olan kişi eşini aldatarak kötü bir eş olabilir. İyi ispat önemlidir.
merhabalar:
arkadaşlar mevcut durumumla ilgili kara duruşması yapıldı aşağıda karar metnini aktarıyorum yanlız gerekçeli karar değildir
G.D:
1) davalının davasının kabulü ile tarafların t.m.k 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına
2)davalının maddi ve manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine
3)davalının yoksulluk nafakası talebinin şartları oluşmadığından reddine
4)mahkememizin 08/05/2012 tarihli celsesinde davalı lehine takdir edilen tedbir nafkasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar devamına fazlaya ilişkin istemin reddine
5)tarafların müşterek çocuğu (3 yaşında kız çocuğu 13 aylık iken anne terk etti 10 ay boyunca görmedi görme talebinde bulunmadı) velayetlerinin davalı anneye verilmesine
6)çocuk ile davacı baba ile kişisel ilişki kurulmasına belirli gün v.s
7)çocuk için aylık 250 tl tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine kararın kesinleşmesinden ardından aynı miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına fazlaya ilişkin istemin reddine
şimdi arakadaşlar mevcut metin ile her ne kadar davayı kazanmış olsamda çocuğumun velayetini kaybettim davalı tarafın 10 bin maddi 10 manevi ve 750 tl nafaka talebini ret ettiğne göre davalı kusurlu olduğu anlaşılmak ta olup kusurlu olmanın velayetle direkt ilgisi yok bunu da anlam veriyorum ve her ne kadar dava süresince mahkeminin 2 defa yaptırmış olduğu pedegog ve uzman denetim raporunun lehimde olması velayeti hiç te hiç etkilemedi ne yazıkki davaya bakan hakim bayan ve 7 ay önce doğum yaptı hakim hanımın duygusallık yaptığına inanmak istemesemde içimde bir kurt kemirmekte şimdi arkadaşlar ben bu kararı temyiz edip bir üst mahkemeye taşıyacağım
şimdi sizlere sorularım
1)yargıtay dan dönmeyen bir karar kesinleşmiş bir karar değildir(doğru mu?) ben ara karara dayanarak tedbiren bana bırakılan çocuğumu yargıtay süresince vermeme hakkım varmıdır
2)davalı anne çocuk vasıtası ile benden nafaka almaktadır ayrıca çocuk 5 ay için 15 gün bende bu aylarda da aynı miktarda nafaka alması usule uygunmudur (şubat 01-15,nisan 01-15,haziran 01-15,temmuz 01-15,ağustos01-15 tarihleri arası çocuk bende olacak) ve her ayın 1,2ve4 haftası alma hakkım var
3)dosya kapsamında davalının ve 3 şahsın kusurlu olması ile her ikisine de ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat açma hakkım var mı bu hakkı ne zaman kullanmalıyım
4)mevcut karar metni ile ben yargıtayın karırı onamasına kadar mı tedbir nafakası ödeyeceğim yoksa gerekçeli karar tebliğ edince mi sona erecek
değerli cevaplarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum
Bir zamanlar söylemiştim.. (05.09.2011)Alıntı:
Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı
1- 23.12.2012 tarihinde eşinizin bir başkası ile kaçtığını yazmıştınız. Gelip sizden çocuğunu isteyene kadar siz harekete geçmeyin. Gelip istediğinde de siz vermeyin. Bir kez de siz mahkeme kararını uygulamayın, alabiliyorsa annesi icra yolu ile alsın sizden.
2- Nafakayı tam ödemeye devam edeceksiniz, yarım aya yarım nafaka olmaz.
3- Temyiz edin mutlaka Yargıtay da bu karar bozulabilir.
4- Dosya da eşiniz ile 3ncü şahıs arasındaki ilişki tescillenmiş isse hemen dava açabilirsiniz.
Yaşadıklarınızı bakış açınız ile aktarmanızdan daha doğal bir hakkınız yok; lakin hüküm, sadece sizin değerlendirme ve tespitleriniz üzere kurulmaz.
Ayrıca muhakeme, bazen ve gerekiyor ise iki kişi arasındaki hak odağından sapar ve üçüncü kişinin menfaatlerini kollama zarureti hasıl olur.
Hakim, muhakeme safhasında davacı ve davalının hukuku bildiği kanısında olmalıdır. Kişiler, muhakeme ilerlerken 'Hakkımı bilmiyordum, yanıldım, hata ettim, eksik söyledim; şunu çıkarmak, bunu eklemek istiyorum' deme hakkına muhakeme boyunca 'ıslah mekanizması' ile sahip olmalarına rağmen, bu haklarını kullanmamışlar ise, muhakeme organını suçlamak yerine kendilerine eleştiri oklarını yönlendirmelidirler.
Ceza yargısı hariç, yargı türleri genelde talep ile bağlıdır. Talebiniz ile muhatap olursunuz.
Aktardığınız veriler ile sağlıklı bir değerlendirme yapılamayacağı kanısındayım. Avukat dediğimiz kişi, karşı tarafın da iddialarını gözardı etmemek suretiyle, hakkınızın zayi olmaması için görmediğiniz, bakmadığınız yeri size gösteren kişidir.
Zamanaşımı süreleri ile ilgili olsun, yargılama esnasında haklarınız ile ilgili olsun, kısaca somut olayınız ilişikli ne olursa olsun, danışacağınız tek kişi avukatınız olmalıdır.
Hariçte kim var ise, emin olun avukatınız kadar sizi kollayamaz, mevcut durum hakkında net bilgilendirme yapamaz.
Esenlik dilerim.
- - - Updated - - -
Yaşadıklarınızı bakış açınız ile aktarmanızdan daha doğal bir hakkınız yok; lakin hüküm, sadece sizin değerlendirme ve tespitleriniz üzere kurulmaz.
Ayrıca muhakeme, bazen ve gerekiyor ise iki kişi arasındaki hak odağından sapar ve üçüncü kişinin menfaatlerini kollama zarureti hasıl olur.
Hakim, muhakeme safhasında davacı ve davalının hukuku bildiği kanısında olmalıdır. Kişiler, muhakeme ilerlerken 'Hakkımı bilmiyordum, yanıldım, hata ettim, eksik söyledim; şunu çıkarmak, bunu eklemek istiyorum' deme hakkına muhakeme boyunca 'ıslah mekanizması' ile sahip olmalarına rağmen, bu haklarını kullanmamışlar ise, muhakeme organını suçlamak yerine kendilerine eleştiri oklarını yönlendirmelidirler.
Ceza yargısı hariç, yargı türleri genelde talep ile bağlıdır. Talebiniz ile muhatap olursunuz.
Aktardığınız veriler ile sağlıklı bir değerlendirme yapılamayacağı kanısındayım. Avukat dediğimiz kişi, karşı tarafın da iddialarını gözardı etmemek suretiyle, hakkınızın zayi olmaması için görmediğiniz, bakmadığınız yeri size gösteren kişidir.
Zamanaşımı süreleri ile ilgili olsun, yargılama esnasında haklarınız ile ilgili olsun, kısaca somut olayınız ilişikli ne olursa olsun, danışacağınız tek kişi avukatınız olmalıdır.
Hariçte kim var ise, emin olun avukatınız kadar sizi kollayamaz, mevcut durum hakkında net bilgilendirme yapamaz.
Esenlik dilerim.
sanırın en mantıklı olanı size yardımcı olabilecek bir avukattan yardım istemeniz ancak göründüğü kadarıyla evliliğinizi bitmiş. Bu aşamada eşinizin birlikte olduğu erkek ile bir husumete girmek size kar değil zarar getirecektir. Bu kişiden sadece manevi tazminat talep edilebilir dava yoluyla. Eşiniz reşit sayılmakla, o gece zorla tutulduysa da kendisi şikayetçi olabilir siz değil.
arkadaşlar boşanma sebebi olarak t.m.k 166/1 bendine göre boşandık yani şiddetli geçimsizlik bildiği kadarı ile gerekçeli kararda hakim şiddetli geçimsizliğin sebebine değinecekmi mesala sadakatsizlikten kaynaklanan şiddetli geçimsizlikden dolayı boşanmalarına diye bir ibare belirtirmi yada belirtmese bile ben davamda ki sadakatsizliği ispatladığım delilerimle tazminat davası açabilirmiyim
en önemli sorunum temyiz süresince çocuğu vermek istemesemde ne gibi bir hukuki ve kolluk kuvatlerince nasıl bir tepki ile karşı karşıya kalırım icra memurlarına dahi çocuğu vermesem benim açımdan sıkıntı yaratırmı ben çocuk için nafaka vermeyeceğim karşı tarafı yıldırma politakası uygulayacağım anne benimle irtibatı koparmamak için kendine bağlı kalabilmem için çocuğu aldı
bu konuları avukatımada sordum ama tatmin eden bir cevap vermedi ve önemlisi ara kararda tedbiren bana bırkılan çocuğumun gerekçeli kararda tedbiri kaldırmayı unutursa yarar sağlarmı
- - - Updated - - -
çocuk şu an annede mahkeme karar günü annenin görüş günüydü mahkemeden karar çıkınca anne geri getirmedi gerekçeli karara kadar icra yolu ile çocuğu alabilirmiyim
Geçmiş olsun. Başından beridir okudum. Allah yardımcın olsun. Son durum hakkında bilgi verebilirmisiniz.
4 Aylık evliyim. Bu 4 ay sürecinde eşim sürekli olarak hakaretlerde bulunup sürekli olarak ailesine beni kötüledi ve ailesi de sürekli olarak evimizin içine müdahalede bulundu telefonla ve eşimi yönlendirerek. Son olarak 5 gün önce eşimi ailesinin evine bıraktım ve döndüm. Kendim çeşmede gümrük istihbarat memuru olarak çalışıyorum. Eşim çeşmeye alışamadığı için buraya gelmek istemiyor. Ailesi ile konuşmuş tartışmışlar ve şöyle bir karar almışlar. Ankaraya gelirsem yani tayin istersem ancak öyle evliliği devam ettirecekmiş. Bende ya çeşmeye gelirsin yada bu evlilik biter dedim. Şimdi dava açmak istiyorum yalnız merak ettiğim bi kaç nokta var. Avukat arkadaşlar yardımcı olursa çok sevinirim.
1-) Davayı erkek yada bayan tarafının açmasının bir farkı var mı?
2-)4 aylık evlilğimde 1200 tlmaaş bodrom ile nafaka tazminat ödermiyim ödersem tahmini ne kadar olur?
3-)Eşimin çeşmeye gelmemesi bu nafaka ve tazminat konusunda bana yardımcı olur mu?
4-)Davayı ikamet ettiğim şehirde mi açmak zorundayım ?
5-)Eşimin ailesi tarafında hakaret ve tehdit alıyorum ne yapabilirim ?
6-) dava sürecinde komşularımın şahitliği işe yarar mı?
Yardım edecek Avukat arkdasşlardan şimdiden Allah Razı Olsun..
1- Davayı kimin açtığının bir önemi yok.Alıntı:
abdulkadir dagdas rumuzlu üyeden alıntı
2- Tahmin etmek güç, hakimin takdirindedir.
3- Olmaz
4- Eşlerin son 6 aydır ikamet ettiği yada davayı açanın yaşadığı şehir.
5- Savcılığa suç duyurusunda bulunun.
6- Herkesin şahitliği geçerlidir.