faiz indiriminden sonra olan yine bize olucak ya ?Arkadaşlar ben bugün hemen ziraat bankasına gidip üyelik formu ücretini yatırıyorum herkez dilekçe göndersin
Printable View
faiz indiriminden sonra olan yine bize olucak ya ?Arkadaşlar ben bugün hemen ziraat bankasına gidip üyelik formu ücretini yatırıyorum herkez dilekçe göndersin
ve evet beklenen oldu yen 1.825 tekrar :(
MB'sı 0,5 baz puan beklenen faiz indirimini yine süprizle sert şekilde 1,5 puan düşürdü.İzlediği politika belli düşük faiz yüksek kur.Yabancı yatırımcı zaten Türkiye'den kaçma eğiliminde.Bu şekilde yapılan faiz indirimleri; resmen adamlara dolar al git demek ülkemizden.Onlarda öyle yapıyor zaten.Borsa malum 55000 li sevyelerden nerelere geldi.İşin kötüsü bu kadar düşen hisse senedini yabancıların almaması ilgi göstermemesi.En sağlam olarak dolar alıp çıkmayı görüyorlar.Ben doların 2009 da kolay düşceğini zannetmiyorum.Ekonomisini ilk toplayan ülke ABD olur.Dolarda tüm dünyada baştada bizde değer kazanmaya devam eder....
MB'den yeni önlem
Döviz piyasasını rahatlatmak için bir önlem daha
ANKA
--------------------------------------------------------------------------------
Merkez Bankası, döviz piyasasını rahatlatmak döviz akışkanlığını artırmak için aldığı önlemlere yenisini ekledi. Döviz ve Efektif Piyasaları–Döviz Depo Piyasası’nda bankaların Merkez Bankası’ndan alabilecekleri dolar ve euro cinsinden döviz depolarının vadesi 1 aydan 3 aya uzatıldı. Merkez Bankası taraflı işlemlerde borç verme faiz oranı dolar için yüzde 7’den yüzde 5.5’e, euro için yüzde 9’dan yüzde 6.5’a düşürüldü.
Merkez Bankası, bankalar arası döviz piyasasında döviz likiditesi akışkanlığının artırılmasını sağlayarak finansal sistemdeki akışkanlığı ve kredi piyasalarının etkin çalışmasını desteklemek amacıyla daha önce de çeşitli önlemler almıştı. Bu doğrultuda, 21 Kasım 2008’den itibaren Döviz Depo Piyasasında bankaların kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde Merkez Bankası’ndan dolar ve euro cinsinden alabilecekleri döviz depolarının vadesi uzatılarak, söz konusu piyasada borç verme faiz oranları düşürülmüştü.
-VADE UZADI FAİZ DÜŞTÜ-
Merkez Bankası, son dönemde uluslar arası para piyasaları faiz oranlarındaki gelişmeleri dikkate alarak, bankacılık sistemine sağlanan döviz likidite imkanı koşullarının yeniden düzenlenmesine karar verdi.
Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamaya göre, bugünden geçerli olmak üzere; bankaların, Döviz ve Efektif Piyasaları–Döviz Depo Piyasası’nda kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde dolar ve euro cinsinden Merkez Bankası’ndan alabilecekleri döviz depolarının vadesi 1 aydan 3 aya uzatıldı.
Buna paralel olarak bankaların söz konusu piyasada kendi aralarında gerçekleştirdikleri karşılaşan işlemlerde daha önce 1 aya kadar olan vadenin 3 aya kadar uzatılmasına karar verildi.
Merkez Bankası taraflı işlemlerde borç verme faiz oranı dolar için yüzde 7’den yüzde 5.5’e, euro için yüzde 9’dan yüzde 6.5’e düşürüldü.
Açıklamada, izleyen dönemde de döviz piyasasına ilişkin gelişmelerin yakından izleneceği, gerektiğinde daha önceden Merkez Bankası tarafından açıklanmış olan önlemlerin “derhal” alınabileceği bildirildi.
MB'den sürpriz faiz indirimi!
MB'nin “şok” faiz indirimleri son hız devam ediyor.
Merkez Bankası’nın “şok” faiz indirimleri son hız devam ediyor. Ekonomideki daralmanın şiddetini azaltmak için Kasım ayından bu yana aralıksız faiz indirimi yapan Merkez Bankası, dün de gecelik faizlerde 1.5 puanlık indirime gitti. Böylece faizler yüzde 11.5 ile tarihinin en düşük seviyesine geriledi. Piyasalardaki genel beklenti 0.50 ile 1 puan arasında indirim olacağı yönündeydi. Dünkü indirimle birlikte son 4 ayda yapılan indirimlerin toplamı 5.25 puana ulaştı. Gecelik borç verme faizi ise yüzde 15.5’ten yüzde 14’e çekildi.
Faiz kararıyla ilgili yapılan açıklamada, “Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın sürdüğüne işaret ediyor. Uluslararası kredi piyasalarındaki ve küresel ekonomideki sorunlar sürüyor. Bu çerçevede iktisadi faaliyetteki toparlanmanın zaman alacağı ve enflasyon üzerindeki aşağı yönlü baskıların süreceği düşünülmektedir. Ayrıca, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki birikimli düşüşler enflasyonu olumlu etkilemektedir. Enflasyondaki düşüşün hızlanacağı ve yılsonu hedefine daha önce ulaşılacağı tahmin ediliyor” denildi.
Küresel finans piyasalarındaki sorunların reel ekonomi üzerindeki etkilerinin boyutuna ilişkin belirsizliklerin halen yüksek seviyede seyrettiğine dikkat çekilen açıklamada, döviz likiditesi ile ilgili ek düzenlemelerin devreye sokulması konusunda mutabık kalındığı belirtildi.
TÜKETİCİLER DERNEĞİ (TÜDER)
Merkez: Bakırköy/İst; İncirli caddesi, Akbulut İş Merkezi, Kat: 4, No 111
www.tuder.net bilgi@tuder.net Tel: 0212 660 47 48 Tel/Faks: 0 212 543 72 57
JAPON YENİ KREDİ KULLANDIM!
YANDIM ALLAH’IM! YANDIM!
Aklımda bile yoktu.
“Gel” Japon Yeni ile kredi verelim, dediler.
Faizi çok az, riski hiç yok dediler.
İnandım, bugüne kadar yüzde 80’lere varan faiz artış kurlarıyla elimde-avucumda ne varsa sattım, borcumu ödedim.
Ama artık tükendim, aldığım konutu satabilsem de kurtuluş yok.
Ben de vatandaşım; SESİMİ DUYAN YOK MU?
Bir çare…
Durumumuzun vehametini anlatan bir mektup iletiyor;
(BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’a,
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Nazım Ekren’e
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’e,
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’e,
BB Başkanı Ersin Özince’ye) çözüm bekliyoruz!
MEDYAMIZI YANIMIZDA GÖRMEK İSTİYORUZ!
23 Şubat 2009, Pazartesi günü, saat 10.30
İncirli Caddesi, TT (Türk Telekom) Önü, Bakırköy/İst.
Türkiye'yi bekleyen tehlike !
Kur riski ciddi tehlike yaratıyor!
ANKA
--------------------------------------------------------------------------------
Özel sektörün orta ve uzun vadeli dış borcu 2008 sonunda 139.7 milyar dolara ulaşırken, Türkiye'nin tamamına yakını bankalar ve şirketlere ait kısa vadeli dış borç stoku da aynı tarih itibariyle 50.2 milyar dolar olarak açıklandı. Toplam borcu 200 milyar dolara yaklaşan özel sektör, özellikle kısa vadeli borçlar dolayısıyla ciddi bir kur riski ile karşı karşıya bulunuyor.
Asıl kur riskinin yaşandığı kısa vadeli dış borç stoku, geçen yıl küresel krizin şiddetlendiği ve dış kaynak temininin zorlaştığı son çeyrekte 7 milyar dolara yakın küçülmesine karşın, 50.2 milyar dolarla yine yüksek boyutta bir kur riski oluşturuyor. Dış borçların büyük bölümü dolar üzerinden alınan kredilerden oluşuyor.
Geçen yıl özellikle Eylül’den bu yana kurlarda yaşanan hızlı yükseliş kısa vadeli dış borç nedeniyle yüklenilen kur riskini aşırı büyütürken, kriz nedeniyle dış kaynak girişinde ortaya çıkan sıkıntı borçların çevrilebilmesini zorlaştırdı.
Yurt dışında artan dolar talebinin de etkisiyle dolar kurunun son günlerde yeniden hızla yükselişe geçmesi kısa vadeli borçlarda kur riskini daha da büyütüyor.
Türkiye’de bankaların 24.4 milyar, diğer sektörlerin 24 milyar, Merkez Bankası’nın 1.9 milyar dolar kısa vadeli dış borcu bulunuyor.
-50 MİLYAR DOLARLIK KISA VADELİ BORÇ-
Türkiye’nin 2008 sonu itibariyle 50 milyar 218 milyon dolar olan kısa vadeli dış borç stokunun 24 milyar 405 milyon doları bankalar ait bulunuyor. Bunun da 9 milyar 148 milyon dolarını döviz kredileri, 6 milyar 732 milyon dolarını banka mevduatı, 5 milyar 363 milyon dolarını TL cinsinden mevduat, 3 milyar 162 milyon dolarını da döviz tevdiat hesapları oluşturuyor.
2008 sonu itibariyle Merkez Bankası’nın kısa vadeli dış borcu 1 milyar 856 milyon dolar olurken, diğer sektörlere ait kısa vadeli dış borç stoku da 23 milyar 957 milyon dolar düzeyinde bulunuyor. Bunun 21 milyar 971 milyon dolarla en büyük bölümü ticari kredilerden oluşuyor. Diğer krediler de 1 milyar 986 milyon dolar.
-EYLÜL 2008’DE 57 MİLYAR DOLARI AŞMIŞTI-
Toplam kısa vadeli dış borç stoku Eylül 2008 sonunda 57 milyar 186 milyon doları aşmıştı. Stok, Ekim-Aralık döneminde 6 milyar 968 milyon dolar azaldı.
Anılan dönemde bankalar kısa vadeli dış borcunu 2 milyar 631 milyon dolar, diğer sektörler ise 4 milyar 213 milyar dolar küçülttü. Bankalar dışındaki sektörlerin borcundaki azalmanın 4 milyar 67 milyon doları ticari kredilerde yaşandı.
Merkez Bankası da üç ayda borcu 124 milyon dolar azalttı.
Son üç aydaki 7 milyar dolara yakın azalmaya rağmen, 2008 yılının tümünde kısa vadeli dış borç stokundaki artış 8 milyar 531 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu borç, 2007 sonu ile Eylül 2008 sonu arasındaki dönemde 15.5 milyar dolar artmıştı.
2008 yılının tümünde net olarak bankaların kısa vadeli borcu 7 milyar 585 milyon, diğer sektörlerin borcu 1 milyar 372 milyon dolar artarken, Merkez Bankası’nın borcu 426 milyon dolar azaldı.
-AKP DÖNEMİNDE REKOR ARTIŞ-
Küresel kriz koşullarında Türkiye’den sermaye kaçışı olasılığı ve dış kaynak teminindeki güçlük nedeniyle ciddi bir kur riski yarattığı için ekonominin “yumuşak karnı” haline gelen kısa vadeli borç stoku, AKP tek parti hükümetlerinin iş başında olduğu 2002 sonundan bu yana çok hızlı bir artış gösterdi. Bu dönemde en büyük artış da şirketler kesiminin borç yükünde gerçekleşti. Anılan dönemde uygulanan yüksek faiz-düşük kur politikası, cari açığı büyütürken, bankalar ve şirketler kesiminde dövizle borçlanarak, devlet iç borçlanma senetlerine yatırma eğilimini de güçlendirdi.
2002 sonunda 16 milyar 424 milyon dolar olan kısa vadeli dış borç, geçen yıl Eylül sonuna kadar olan dönemde yüzde 248 oranında 40 milyar 762 milyon dolar artış gösterdi. Bu artış da tamamen özel sektör borcundan kaynaklandı. 2008’in son çeyreğinde 6 milyar 968 milyon dolar azalan stokta, 2002-2008 dönemindeki net artış 33 milyar 794 milyon dolar oldu.
Türkiye'nin kısa vadeli dış borç stoku (Milyon dolar) Stok Değişim
Eylül 2002 Aralık 2007 Aralık 2002/2008 2008 Eyl.2008 Son Çeyrek Son bir yıl Son Altı yıl
MERKEZ BANKASI 1.655 2.282 1.980 1.856 325 -124 -426 201
MUHABİR AÇIKLARI 15 1 1 1-14 0 0-14
KREDİ MEKTUPLU DTH 1.640 2.281 1.979 1.855 339 -124 -426 215
BANKALAR 6.344 16.820 27.036 24.405 20.692 -2.631 7.585 18.061
DÖVİZ KREDİLERİ 3.195 6.013 9.454 9.148 6.259 -306 3.135 5.953
DÖVİZ TEVDİAT HESABI 2.453 3.288 3.859 3.162 1.406 -697 -126 709
BANKA MEVDUATI 696 3.707 7.308 6.732 6.612 -576 3.025 6.036
TL CİNSİNDEN MEVDUAT 3.812 6.415 5.363 6.415 -1.052 1.551 5.363
DİĞER SEKTÖRLER 8.425 22.585 28.170 23.957 19.745 -4.213 1.372 15.532
TİCARİ KREDİLER 7.144 21.084 26.038 21.971 8.894 -4.067 1.887 14.827
İTHALAT BORÇLARI 5.136 14.085 18.206 13.988 13.070 -4.218 -97 8.852
PREF.& PEŞİN İHRACAT 2.008 6.999 7.832 7.983 5.824 151 984 5.975
DİĞER KREDİLER 1.281 1.501 2.132 1.986 851 -146 485 705
KAMU 0 0 100 100 100 0 100
ÖZEL 1.281 1.501 2.032 1.886 751 -146 385 605
TOPLAM 16.424 41.687 57.186 50.218 40.762 -6.968 8.531 33.794
-ÖZEL SEKTÖRÜN UZUN VADELİ BORCU 139.7 MİLYAR DOLAR-
Bu arada özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borçlarının bakiyesi 2008 yılında 18 milyar 805 milyon dolar artarak 139 milyar 722 milyon dolara ulaştı. Bunun da 40 milyar 704 milyon dolarının bankalar ve bankacılık dışı finansal kuruluşlara, 99 milyar 18 milyon dolarla en büyük bölümünün ise şirketler kesimine ait olduğu belirlendi. Geçen yıl bankalar uzun vadeli borç bakiyesini 1 milyar dolar dolayında azaltırken, şirketler kesiminin uzun vadeli borcu 19 milyar 807 milyon dolar arttı.
139.7 milyar dolarlık uzun vadeli borcun 133.2 milyar dolarla büyük bölümünün yabancı ticari bankalar, yerli bankaların yurt dışı şubeleri, diğer finansal kuruluşlar gibi “özel alacaklılar”a olduğu belirlendi.
Özel sektörün uzun vadeli yurt dışı kredileri 2002-2008 döneminde yaklaşık 4 kat artış gösterdi. Söz konusu borçlarda altı yıllık dönemde 110.6 milyar dolar artış yaşandı. Bu dönemde bankalar ve diğer finansal kuruluşların toplam uzun vadeli borcu 7.5 kat olmak üzere 35.9 milyar, şirketlerin borcu da 74.7 milyar dolarla 3 kat artış gösterdi.
Özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu (Milyon dolar)
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008
Borçluya Göre Dağılım 29.143 30.066 36.757 50.310 81.750 120.917 139.722
Finansal 4.791 5.285 8.536 15.876 28.320 41.706 40.704
Bankalar 3.023 3.133 5.758 12.142 21.879 30.740 29.990
Bankacılık Dışı Fin. Kur. 1.768 2.152 2.778 3.734 6.441 10.966 10.714
Finansal Olmayan 24.352 24.781 28.221 34.434 53.430 79.211 99.018
Alacaklıya Göre Dağılım 29.143 30.066 36.757 50.310 81.750 120.917 139.722
Resmi Alacaklılar 2.503 2.911 3.463 3.271 3.699 5.279 6.473
Özel Alacaklılar 26.625 27.155 33.294 47.039 78.051 115.638 133.249
Yabancı Ticari Bankalar 16.213 16.473 19.850 27.096 47.352 69.884 76.724
Yerleşik Bank. Y.d.Şube ve İşt. 4.508 5.396 7.984 12.127 19.604 31.358 41.321
Bankacılık Dışı Fin. Kur. 1.700 1.432 1.717 2.165 4.574 6.238 6.314
Finansal Olmayan 4.204 3.854 3.743 5.651 6.521 8.158 8.890
Tahvil Alacaklıları 15 0 0 0 0 0 0
kaynak
http://w9.gazetevatan.com/haberdetay...9&Categoryid=2
'Yenzedeler Ordusu' artık meydana iniyorBankaların yönlendirmesi sonucu Japon Yen kredisi kullanan ve sayıları 230 bin dolayında oldukları sanılan Yen mağdurları seslerini duyurmak için bir araya geliyor. İlk eylem 28 Şubat'ta.
Bankalar 'insafa' çağrılacak...
21 Şubat 2009 16:01
Kimi bankalar ve emlak şirketleri yep yeni bir ürün olan Japon Yeni Kredileri vermek için hemen her yolu denedi TL ve diğer döviz kurlarına göre daha cazip olan Japon Yeni Kredisi pek çok kişi tarafından kullanıldı. Bu noktada tek bir şart vardı: Japon Yeni kurunun sabit kalması…. Ancak Yen sabit kalmadı.
Euro ve dolar cinsinden konut kredisi, bir çok bankanın portföyünde bulunurken, Anadolubank o dönem sektörde ilk ve tek olarak uyguladığı Japon Yeni cinsinden konut kredisiyle dikkat çekmişti. Piyasada ilk ve tek Japon Yeni üzerinden konut kredisi veren Anadolubank günlük bazda verdikleri kredilerin neredeyse yüzde 30’a yakınını Japon Yeni üzerinden veriyordu.
Bu seçenek hem o dönem hem de küresel mali krizin giderek şiddetlenmeye başladığı 2008 sonuna kadar devam etti. Ancak Japon Yeni son aylarda müthiş hareketlendi. 1 Ağustos 2008’de Japon Yeni YTL karşılığı 1, 71 YTL iken bu karşılık 20 Şubat'ta 1,81 TL’ye denk geldi.
O dönem cazip olduğu için tüketiciye kullandırılan Japon yeni cinsi kredi son aylarda kabusa dönüştü. Banka kredisi her ay artıyor. Alınan sabit maaşa karşı banka kredisinin sürekli artması bu alanda tam bir mağdur kesim yaratmış durumda.
Japon Yeni kredisi kullanan yüzbinlerce kişi artışını sürdüren Yen kredisi konusunda içinde bulundukaları mağduriyeti ortaya koymak ve yetkililere seslerini duyurmak için eylem kararı aldı.
Tüketiciler Derneği'nin organize ettiği eylemlerden ilki 28 Şubat'ta İstanbul Bakırköy'de yapılacak.
TÜDER'in konuya ilişkin yaptığı duyuruda şu bilgilere yer verildi:
"Bankaların konut kredisi almak isteyenleri, hiçbir riskten haberdar etmeyerek eksik bilgilerle JAPON YENİ İle kredi almaya özendirdikten sonra, yaşanan ekonomik krizin etkisiyle taksitlerini ödeyemeyecek kadar mağdur duruma düşürülen vatandaşların sorunlarına Dovizzede.com'da örgütlenen tüketicilerle birlikte çözüm arıyoruz.
Buna göre çok ciddi tespitlerimizle Japon Yeni mağduru olanların çok haklı olarak gerçek bir haksızlığa uğradıklarını, bugüne kadar tüm çabalarıyla temerrüde düşmediklerini, ancak artık dayanacak güçlerinin kalmadığını üzülerek görmekteyiz. Bir STK olarak bizi çok etkileyen bu olumsuz durumun ilgili ve yetkilileri de etkilemesi, bu olumsuzluğa bir çözüm getirmesi artık kaçınılmazdır.
Bu bağlamda, ilk hareketimiz 28 Şubat 2009, Cumartesi günü saat 10.30’da Başbakanlık, İlgili Devlet Bakanları ve BB, BDDK Başkanlarına bir mektup iletme kararı aldık. Sizleri bu şemsiye altında toplanmaya çağırıyoruz".
JAPON YENİ İLE KREDİ ALMANIN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI
Bazı yeni bankalar, büyük bankaların USD ve EURO para cinslerindeki güçlerini bildiklerinden ve onlarla rekabet edebilme güçlerinin sınırlı olduğunu bildiklerinden, piyasada pazar payı elde edebilmek için Japon Yeni ve CHF 'ye yönelmişlerdir. Bu da döviz cinslerini bilmeyen tüketicilerin yanıltılmasına yol açmış; tüketiciler karşılaştırılabilir olmaktan uzaklaşmışlardır. Bu bankalar, Japon Yeni veya İsviçre Frangı borçlanarak kredi vermemişlerdir. Ellerindeki USD mevcutları bulunduğundan dolayı bu döviz pozisyona karşı Japon Yeni karşılığı TL olarak kredi vermişlerdir. Yani hiçbir tüketici tarafından bankadan Japon Yeni ya da İsviçre Frangı alınarak satıcıya ödeme yapılmamıştır.
Küresel krizin ülkemizi etkilediği Eylül 2008 ayına kadar kredi taksitlerini zorlanmadan muntazaman ödeyen tüketiciler, kriz nedeniyle % 40a yaklaşan devalüasyon ile taksitlerini % 40 artış ile ödemeye başlamışlardır. Aylık taksitteki kur farkından dolayı ortaya çıkan bu artış haricinde, tüketiciler, banka ile sözleşme yapılırken banka tarafından söylenmeyen ilave KKDF ve BSMV vergileri ile daha da zor durumda kalmışlardır. Kredi veren banka tarafından ‘Dövize endeksli kredilerde kullanılan tarihteki kur ile taksit ödeme tarihindeki kur arasında meydana gelen kur artışı nedeniyle ortaya çıkan farklar faiz olarak kabul edildiğinden üzerinden fon ve vergi kesintisine tabi tutularak krediyi kullanandan tahsil edilmektedir.’ Açıklamasıyla, tüketiciler, ilave paralar ödemek zorunda kalmışlardır.
Elbette bu kredilerin bir maliyeti ya da maliyet kuru vardır. Söz konusu kurun üzerinden tüketicilerin aleyhine olmamak üzere bir miktar fazlasına konu talepler TL krediye dönüştürülerek makul bir orandan devam ettirilebilir. Ocak 2008 tarihinde 1,04 TL üzerinden kredi kullanılmışsa, bu tutar 1,15 ya da 1,20 TL.yi aşmamalıdır. Yani Ocak 2008'de 1.04'den kredi kullanılmış ise kurun halihazırdaki seyrettiği tutara yakın bir tutar olan 1.82 TL kurdan TL'ye dönüştürülmemelidir. Bu kredilerde diğer maliyetler KKDF ve BSMV'dir ve bu konu ile ilgili daha yeni 14.01.2009'da uygulama yönetmeliği çıkmıştır. Sadece bu kredilere mahsus olarak KKDF ve BSMV vergilerinin kaldırılması yönünde yasal düzenlemeler Maliye Bakanlığı tarafından bu konudaki yasalara aykırı değilse yapılabilir. Bu mümkün olmadığı takdirde kanun marifetiyle de gerçekleştirilebilir.
2001 yılındaki krizden sonra, bu yöndeki kanunların tüketici lehine olmamasından dolayı, oluşan mevcut Yargıtay uygulamaları da tüketici aleyhine olmuştur. Tüketicilerin mağduriyetin giderilmesi gerekmektedir. Dövizle –ki özellikle Japon Yeni ve İsviçre Frangı ile– Kredi almış bulunan tüketiciler, krizin patlak verdiği eylül 2008 ayından bu yana dayanma noktalarının sonuna gelmiş durumdadırlar. Temerrüde düşmeleri an meselesidir. Tüketicilerin açmış bulundukları yeni uyarlama davaları Tüketici Mahkemelerince lehlerine sonuçlansa da Yargıtay ‘ın 2001 krizinden sonraki tüketici aleyhine yerleşmiş içtihatlarının değişip değişmeyeceği belirsizdir. Bu konuda yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması zaruridir.
Kredi sözleşmesi düzenlenirken, banka ya da kredi veren başka kuruluşlarca sözleşmenin yalnızca olumlu tarafları öne çıkarılmıştır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümleriyle birlikte ayrıca 1985 tarihinde evrensel kabul görmüş, Türkiye’nin tarafı da olduğu Evrensel Tüketici Hakları Beyannamesinde yer bulan tüketicilerin bilgilendirilme hakkı, kredi veren tarafından 5411 sayılı yasaya aykırı (75. madde - Bankaların Etik İlkeleri, 76. madde - Müşteri Hakları ve Tüketicinin Bilgilendirilmesi Hakkı) fiili neticesinde ihlal edilerek; maddi ve manevi zararlar ortaya çıkmıştır. Finans bilincinden yoksun tüketicilere riskler ve ekonomik kriz gibi öngörülemeyen hallerde oluşan değişen koşullar hususunda kredi veren kuruluş tarafından uyarılar yapılmamıştır. Tüketiciler, artan kur ve faizlerle aşırı borçlanarak kredi taksitlerini ödemekte ciddi sıkıntılara (aşırı ifa güçlüğü) düşmüşlerdir. Sözleşmedeki edimler dengesinin çıkan olağanüstü haller dolayısıyla tüketici aleyhine bozulması sebepleri ile mevcut kredi sözleşmelerinin uyarlanması ve tüketiciler tarafından ödenmiş bulunan KKDF ve BSMV vergilerinin iptali ve tüketicilere iadesi için yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması zorunluluğu doğmuştur. İLGİLİ HABER:
Rotahaber yazıyor, ekonomi basını izliyor
Rotahaber
kaynak
http://www.rotahaber.com/haber/20090...ana-iniyor.php
stanbul'da Büyük Buluşma, 23 Şubat 2009 Pazartesi günü Saat 10:30 Türk Telekom Önü, Bakırköy.
Merhaba
Arkadaşlar yardım istedik BİMER e fax lar çektik şimdi BİMER tüm mağdurları kendi çatısı altında toparlamaya çağırıyor bu ne duyarsızlık bu nasıl bir çelişki herkes kendi işini bir türlü çözmeye çalışıyor oyalanarak çok zaman kaybedildi bu son ve tek şansımız 4 mart ta meclis tatile girecek ve her şey bitmiş olacak her şeye rağmen bir kaç gündür burada duyurmaya çalışmama rağmen herkes söz birligi edercesine susmuş yazık
'Yenzedeler Ordusu' artık meydana iniyorBankaların yönlendirmesi sonucu Japon Yen kredisi kullanan ve sayıları 230 bin dolayında oldukları sanılan Yen mağdurları seslerini duyurmak için bir araya geliyor. İlk eylem 28 Şubat'ta.
Bankalar 'insafa' çağrılacak...
21 Şubat 2009 16:01
Kimi bankalar ve emlak şirketleri yep yeni bir ürün olan Japon Yeni Kredileri vermek için hemen her yolu denedi TL ve diğer döviz kurlarına göre daha cazip olan Japon Yeni Kredisi pek çok kişi tarafından kullanıldı. Bu noktada tek bir şart vardı: Japon Yeni kurunun sabit kalması…. Ancak Yen sabit kalmadı.
Euro ve dolar cinsinden konut kredisi, bir çok bankanın portföyünde bulunurken, Anadolubank o dönem sektörde ilk ve tek olarak uyguladığı Japon Yeni cinsinden konut kredisiyle dikkat çekmişti. Piyasada ilk ve tek Japon Yeni üzerinden konut kredisi veren Anadolubank günlük bazda verdikleri kredilerin neredeyse yüzde 30’a yakınını Japon Yeni üzerinden veriyordu.
Bu seçenek hem o dönem hem de küresel mali krizin giderek şiddetlenmeye başladığı 2008 sonuna kadar devam etti. Ancak Japon Yeni son aylarda müthiş hareketlendi. 1 Ağustos 2008’de Japon Yeni YTL karşılığı 1, 71 YTL iken bu karşılık 20 Şubat'ta 1,81 TL’ye denk geldi.
O dönem cazip olduğu için tüketiciye kullandırılan Japon yeni cinsi kredi son aylarda kabusa dönüştü. Banka kredisi her ay artıyor. Alınan sabit maaşa karşı banka kredisinin sürekli artması bu alanda tam bir mağdur kesim yaratmış durumda.
Japon Yeni kredisi kullanan yüzbinlerce kişi artışını sürdüren Yen kredisi konusunda içinde bulundukaları mağduriyeti ortaya koymak ve yetkililere seslerini duyurmak için eylem kararı aldı.
Tüketiciler Derneği'nin organize ettiği eylemlerden ilki 28 Şubat'ta İstanbul Bakırköy'de yapılacak.
TÜDER'in konuya ilişkin yaptığı duyuruda şu bilgilere yer verildi:
"Bankaların konut kredisi almak isteyenleri, hiçbir riskten haberdar etmeyerek eksik bilgilerle JAPON YENİ İle kredi almaya özendirdikten sonra, yaşanan ekonomik krizin etkisiyle taksitlerini ödeyemeyecek kadar mağdur duruma düşürülen vatandaşların sorunlarına Dovizzede.com'da örgütlenen tüketicilerle birlikte çözüm arıyoruz.
Buna göre çok ciddi tespitlerimizle Japon Yeni mağduru olanların çok haklı olarak gerçek bir haksızlığa uğradıklarını, bugüne kadar tüm çabalarıyla temerrüde düşmediklerini, ancak artık dayanacak güçlerinin kalmadığını üzülerek görmekteyiz. Bir STK olarak bizi çok etkileyen bu olumsuz durumun ilgili ve yetkilileri de etkilemesi, bu olumsuzluğa bir çözüm getirmesi artık kaçınılmazdır.
Bu bağlamda, ilk hareketimiz 28 Şubat 2009, Cumartesi günü saat 10.30’da Başbakanlık, İlgili Devlet Bakanları ve BB, BDDK Başkanlarına bir mektup iletme kararı aldık. Sizleri bu şemsiye altında toplanmaya çağırıyoruz".
JAPON YENİ İLE KREDİ ALMANIN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI
Bazı yeni bankalar, büyük bankaların USD ve EURO para cinslerindeki güçlerini bildiklerinden ve onlarla rekabet edebilme güçlerinin sınırlı olduğunu bildiklerinden, piyasada pazar payı elde edebilmek için Japon Yeni ve CHF 'ye yönelmişlerdir. Bu da döviz cinslerini bilmeyen tüketicilerin yanıltılmasına yol açmış; tüketiciler karşılaştırılabilir olmaktan uzaklaşmışlardır. Bu bankalar, Japon Yeni veya İsviçre Frangı borçlanarak kredi vermemişlerdir. Ellerindeki USD mevcutları bulunduğundan dolayı bu döviz pozisyona karşı Japon Yeni karşılığı TL olarak kredi vermişlerdir. Yani hiçbir tüketici tarafından bankadan Japon Yeni ya da İsviçre Frangı alınarak satıcıya ödeme yapılmamıştır.
Küresel krizin ülkemizi etkilediği Eylül 2008 ayına kadar kredi taksitlerini zorlanmadan muntazaman ödeyen tüketiciler, kriz nedeniyle % 40a yaklaşan devalüasyon ile taksitlerini % 40 artış ile ödemeye başlamışlardır. Aylık taksitteki kur farkından dolayı ortaya çıkan bu artış haricinde, tüketiciler, banka ile sözleşme yapılırken banka tarafından söylenmeyen ilave KKDF ve BSMV vergileri ile daha da zor durumda kalmışlardır. Kredi veren banka tarafından ‘Dövize endeksli kredilerde kullanılan tarihteki kur ile taksit ödeme tarihindeki kur arasında meydana gelen kur artışı nedeniyle ortaya çıkan farklar faiz olarak kabul edildiğinden üzerinden fon ve vergi kesintisine tabi tutularak krediyi kullanandan tahsil edilmektedir.’ Açıklamasıyla, tüketiciler, ilave paralar ödemek zorunda kalmışlardır.
Elbette bu kredilerin bir maliyeti ya da maliyet kuru vardır. Söz konusu kurun üzerinden tüketicilerin aleyhine olmamak üzere bir miktar fazlasına konu talepler TL krediye dönüştürülerek makul bir orandan devam ettirilebilir. Ocak 2008 tarihinde 1,04 TL üzerinden kredi kullanılmışsa, bu tutar 1,15 ya da 1,20 TL.yi aşmamalıdır. Yani Ocak 2008'de 1.04'den kredi kullanılmış ise kurun halihazırdaki seyrettiği tutara yakın bir tutar olan 1.82 TL kurdan TL'ye dönüştürülmemelidir. Bu kredilerde diğer maliyetler KKDF ve BSMV'dir ve bu konu ile ilgili daha yeni 14.01.2009'da uygulama yönetmeliği çıkmıştır. Sadece bu kredilere mahsus olarak KKDF ve BSMV vergilerinin kaldırılması yönünde yasal düzenlemeler Maliye Bakanlığı tarafından bu konudaki yasalara aykırı değilse yapılabilir. Bu mümkün olmadığı takdirde kanun marifetiyle de gerçekleştirilebilir.
2001 yılındaki krizden sonra, bu yöndeki kanunların tüketici lehine olmamasından dolayı, oluşan mevcut Yargıtay uygulamaları da tüketici aleyhine olmuştur. Tüketicilerin mağduriyetin giderilmesi gerekmektedir. Dövizle –ki özellikle Japon Yeni ve İsviçre Frangı ile– Kredi almış bulunan tüketiciler, krizin patlak verdiği eylül 2008 ayından bu yana dayanma noktalarının sonuna gelmiş durumdadırlar. Temerrüde düşmeleri an meselesidir. Tüketicilerin açmış bulundukları yeni uyarlama davaları Tüketici Mahkemelerince lehlerine sonuçlansa da Yargıtay ‘ın 2001 krizinden sonraki tüketici aleyhine yerleşmiş içtihatlarının değişip değişmeyeceği belirsizdir. Bu konuda yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması zaruridir.
Kredi sözleşmesi düzenlenirken, banka ya da kredi veren başka kuruluşlarca sözleşmenin yalnızca olumlu tarafları öne çıkarılmıştır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümleriyle birlikte ayrıca 1985 tarihinde evrensel kabul görmüş, Türkiye’nin tarafı da olduğu Evrensel Tüketici Hakları Beyannamesinde yer bulan tüketicilerin bilgilendirilme hakkı, kredi veren tarafından 5411 sayılı yasaya aykırı (75. madde - Bankaların Etik İlkeleri, 76. madde - Müşteri Hakları ve Tüketicinin Bilgilendirilmesi Hakkı) fiili neticesinde ihlal edilerek; maddi ve manevi zararlar ortaya çıkmıştır. Finans bilincinden yoksun tüketicilere riskler ve ekonomik kriz gibi öngörülemeyen hallerde oluşan değişen koşullar hususunda kredi veren kuruluş tarafından uyarılar yapılmamıştır. Tüketiciler, artan kur ve faizlerle aşırı borçlanarak kredi taksitlerini ödemekte ciddi sıkıntılara (aşırı ifa güçlüğü) düşmüşlerdir. Sözleşmedeki edimler dengesinin çıkan olağanüstü haller dolayısıyla tüketici aleyhine bozulması sebepleri ile mevcut kredi sözleşmelerinin uyarlanması ve tüketiciler tarafından ödenmiş bulunan KKDF ve BSMV vergilerinin iptali ve tüketicilere iadesi için yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması zorunluluğu doğmuştur. İLGİLİ HABER:
Rotahaber yazıyor, ekonomi basını izliyor
Rotahaber