"kıt, geri düşünmek".................
Printable View
Hiç merak etmeyin.
tepeden inmeci, militan ,köhne Kemalizm'i 22 Temmuz'da tabuta koyduk, yakında mezara göndereceğiz. Hiç merak etmeyin.
Diyorsunuz..Hmmm...Ne diyeyim. Neresinden düzelteyim. Seninki de bir tavır. Ama eğer askerliğe karşı iseniz ve bununla Kemalizm arasında ilinti kuruyorsanız, bu bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösterir. Yazık demeyeceğim.Yazık kelimesine yazık olur. Gerisini söyleyemem titrim ve forum buna uygun değil. Gömme meselesine gelince...Hiç heveslenmeyin. Kemalizm kendisini gömmek isteyenleri/e gömecek kadar yerleşik ve dirençlidir.
Sayın Avukat ....
Eminimki ben sizden daha Atatürkçü'yümdür ki artık çağa ayak uydurmayı ülkemin gelişmesini ve çağdaş uygar medeniyetlere ulaşmak için Ab gibi bir birliğe girmemiz gerektiğini düşünüyorum.Üstteki üyede köhne demekle aslında ne anlatmak istediğini çok iyi anlattı.Ama siz anlayamadınız sanırım.Çünkü lafı başka yere çekmişsiniz.Aferin :)
Not:Siz hernekadar işinize gelenle ilgilensenizde ben söyleyeyim umarım belki kemalist düşünceyi burada savunduğunuz kadar meydanlarda da bu düşüncenizi savunuyorsunuzdur (Hiç sanmıyorum...)
Çağlayan'da Doğu Türkistan Mitingi
Saadet Partisi, Doğu Türkistan halkına uygulanan katliam ve zulmü protesto etmek için 12 Temmuz Pazar günü Çağlayan Meydanı’nda miting yapma kararı aldı.
(Oy vermediğim bir parti olsada bir İstanbul lu ve Türk vatandaşı olarak katılacağım)Bu duyarlılığı klavyeyle ego tatminliği yapmak yerine biraz daha gerçekçi olup meydanlara çıkarsınız herhalde!) Gerçekten kemalist düşünce sistemine göre hareket eden,kendini Türk olarak gören,sözde Atatürkçü olmayan her insanın katılacağını düşünüyorum....
Fazla yüksekten uçuyorsun konuyu tamamen farklı bir yere taşıyorsun KORMA! Bu ülkenin mayasında senin beğenmedigin Kemalizm vardır her daimde Türk evladı bu uğurda elinden geleni yapacaktır. X partisi şu oldu diye kimse heveslenmesin ki bu halk başka yere yöneldi. Bu halk bindirmesinide bilir indirmesinide bilir. İran seni bekliyor yolun açık ola.
Ama unutmaki Atatürk Gençliği her zaman görevinin bilincindedir. Bu halk ne kadar yıpransada ne kadar yorulsada her zaman son anda üzerine düşen görevi yapmıştır. Mezara kimin gideceğini zaman gösterecek.
Konunun kilitlenmesini rica edebilirmiyim? Düşünce özgürlüğü altında millet kanından şüphe duyuyor.
Yapacagınız 15 ay askerlik. Bu ülkenin sizden tek bekledigi birşeyler yapabilmek üretebilmek karınca kararınca yararlı olabilmek... Ama siz ne olmuşunuz böyle yorumları okuyunca çok zoruma gidiyor insanda biraz haya olur yazıklar olsun bir dahada yazmam buraya ama son söz olarak şunuda bilinki. Sizin 15 aylık hizmetinizi ben hayatım boyunca sürdürmeyi seçtim 20-25 yıl ve bunu severek yapacagım. Hiç bir zaman AĞLAMADAN!
O kadar anlamsız ve bilgisizce yazmışsınız ki...
Tepeden inmeci, militan ve köhne ... Kusura bakmayın tepeden İNEN bombalar ve kapitülasyonlar zamanında atalarınız ne yapıyordu? Ulu Türk milletinin MİLİTANI olmadıkları belli. Osmanlı imparatorluğunun kendi KÖHNE yapısı yüzünden bu ülke Kurtuluş savaşını verdi. Yoksa durup dururken kimse Kemalizm diye bir moda yaratıp ardından gitmedi.
Beğenmediğiniz yönler olabilir veya bugün için bazı eksiklikleri olabilir (bu da normal yıllar geçti) ama bu denli nefret içinde olmanız sizin cahilliğinizi gösteriyor.
22 Temmuz'u bilmem. Güzel bir yaz günüdür. Ama tabuta koymayı başaracak kadar güçlüyseniz neden defnedemediniz? Gücünüz mü yetmedi?
Ve işin garibi, vatan bocudur askerlik... Kemalizm borcu değil. Osmanlı'da da askerlik vardı, tüm ülkelerde de askerlik var. Bir borcu ödemekten aciz olan insanların değil bu foruma yazması, konuşmaları bile zuldür.
Bu nedenle bizler için değersiz üyeliğiniz sonlandırılmıştır!
Askerlik coskuyla sevincle inancla yapılacak bir görevdir. Ancak ortamdaki bircok nedenden dolayı herkes askerden kacmaya calısmaktadır. Kacılmak istenen bir görev değil kosa kosa içten hevesle yapılması gereken bir görev haline getirilmelidir.
Halkı askerlikten soğutma
MADDE 318. - (1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır.
Bu bölümdeki bazı yazılar Millî Savunmaya Karşı Suç olabilirmi ?
Mrb avukat bey.
Tabiki herkez sağlıklıysa askere gitmek ister ama insanın hayatına zamanın ne getircğeini götürceğini kimse bilemez ben kaç senedir balkona bile cıkamıyorum psikotik bozukluğum varmş ege unv hastanesinden raporum var ve önce izmire gittim ordan gataya sevk ettiler bence siz askere gitmeyenlere değil önce askerlik sistemini binlerce insanın çektiklerine bakın askere gitmek istememek kötü birşeydir ben gitmek istiyorum ama almadılar ve her sene 1 sene erteliceklerini söylediler bu ne kadar doğru bunu acıklayın hep insanlara suc atılmakta türkiyenin ne kadar sorunu var bu görülmezde ben ankaraya gittim beni orda yatırmadılar bile sevk eriyim diye ben bir gün ankarada garajda uyku ilacınla yatırıldım ailemin maddi durumu olmadığı için bu devletmi bana sahip cıkıyor böylemidir sahip çıkmak.
Gayet acik degil mi hocam ? 15 ay diyorsun.. Insanin hayatindan 1 seneden fazlasi gidiyor.. Paha bicilemez bir sure bu birak bedelini flan..
Ne ogrenmek icin 15 ay ?
Neyi yerine getirmek icin 15 ay ?
Ne kazanmak icin 15 ay ?
Neyi kazandirmak icin 15 ay ?
Kim icin 15 ay ?
Neye degmesi icin 15 ay ?
Ulke savas halinde degil, olmasi gerekirken savasa bile girmiyor belki de.. Buna karsilik o kadar genc nufusu 15 ay baglamak niye ? Dunyanin en kalabalik ordusu durumuna gelmisken bu kadar gencligi biraraya toplayip saplamak niye ?
Yani bu söylediklerinizden ne anlam çıkarmak lazım. Şimdi askerlik müessesesini lağv mı edelim. Profesyonel ordu besleyecek imkanımız yok. O kadar genci bağlıyoruz doğru. Savaş yok diyorsun. Yanlış. 30 yıldır savaşıyoruz. Umarım bütün dünya ordusuz da huzur içinde yaşanan bir yer haline gelsin. Ama görünür gelecekte bu da mümkün değil.:))
Mehmet bey siz ülkenin parası olmadığını ve profesyonel askerliği karşılayamacağını söylüyorsunuz ama ülkemiz mi fakir yoksa gelir dağılımı adaletsizliği mi var bunu da bilmek lazım...Oradan oraya aktarılma yapılmaz mı? yani illaki 800.000 asker olmak zorundamı? asker sayısı düşürülse profesyonel olsa, normal inasanlarada 3 ay sıkı eğitim verilse olmaz mı?
Askerliğe karşı insanları soğutan meselelerden birisi de askerliğin herkese aynı olmaması, kimisi bedelli yaparken diğeri 15 yaparsa sanırım soğur ve devlet babanın kendisini önemsemediğini düşünür..
İlk askerliği tecil işlemleri için gittiğimde, orada ki muameleden çok rahatsız oldum, açıkcası sanki bir hiçmişiz gibi davranıyorlar, albaya soru sormak istedim, küfür edip kovdu beni o kadar kişinin önünde, ben bu adam yarın ölebilir diyerekten daha ılımlı yaklaşacaklarını sanıyordum:)
Askerliğin gereksiz yere çok uzun olduğunu efsane general Osman pamukoğlu bile söyledi, yani vatan hainliği ile ilgisi yok 15 ay çok uzun bunu kabul etmek lazım...Askere gidip gelenleri görüyorsunuz 1 tokatlık canı olan korkak bir adamın, 15 ay askerlik sonrasında çok cesur bir kişiliğe sahip olarak geldiğini gördünüz mü, askerde sigarayı bırakan yok ancak sigaraya başlayan çok? 15 ayın bireye ne katkısı oldu hiç....
Osman pamukoğlunu dediği gibi azkerliğin süresinden çok verilen eğitimin kalitesi önemli....en azında güneydoğu için kesinlikle profesyonel asker olmalı kesinlikle.....
Askerler şehit olduğunda ateş sadece düştüğü yeri yakıyor ve ailesine maddi manevi destek veriliyor mu? Asker bunlrın bilincinde olarak askere gidiyor..askerliği gönüllü yapsalar sanırım kimse gitmez....Askerliği en fazla yapması gerekenler bu ülkenin kaymağını yiyenler değil midir? onlarda zaten yapmıyor, askerlik artık zengin insanların bekçiliği haline geliyor maalef....
https://www.hukuki.net/showthread.php...Bir-Ele%FEtiri
Ulusalcıların askerlik olgusundaki temel argumanları şu:
"Türkiye, özel konumu itibariyle çok önemli bir coğrafyadadır. Bu zorlu coğrafyada ülkenin korunması için güçlü ordu bulunmak zorundadır. Güçlü ordu da çok ,daha çok asker beslenerek sağlanır. Paralı askerlik hem imkan kıtlığından, hem de vatan savunmasındaki amatör ruhu sileceğinden uygun değildir."
Ulusalcı kesimin sahip olduğu bu saflık, beni derin düşüncelere sevk ediyor.
Bir kere ulusal sınırları koruyan TSK değil NATO, yani ABD'dir. TSK'nın ana silah sağlayıcısı , TSK'nın eğitmeni , uluslararası politikaya ve Türkiye'deki dengelere yön veren ABD'dir. TSK'nın görev tanımlarını belirleyen de ABD'dir. ABD çıkarları, Türk sınırlarının değişmesini gerektiriyorsa TSK hatta devlet, bunu engelleyecek güce de iradeye de imkana da sahip değildir. Muavenet olayında , Süleymaniye baskınında bunun görüldüğünü sanıyorum.
Zorunlu askerliğin kalkacağını zannetmiyorum. Çünkü hem ABD'nin, hem Avrupalıların maliyeti çok düşük olan Türk askerine ihtiyacı var. Bu kadar askerin birarada bulunduğu TSK'nin siyasi etkisine de ihtiyacı var. Eğer zorunlu askerlik kalkacaksa, bunu halk yapabilir ancak.
Askeri bölgeler de satılığa çıktı!
Türkiye terörle boğuşurken ve her gün Mehmetçiklerin cenazeleri tabut tabut Güneydoğu’dan gelirken, AKP hükümeti yine tarihe geçecek bir icraata imza attı.
Ülkenin topraklarını, madenlerini, kıyılarını ve turistik bölgelerini bir bir yabancılara peşkeş çeken hükümet, şimdi de ASKERİ YASAK GÖLGELER VE ASKERİ GÜVENLİK BÖLGELERİNİ YABANCILARA SATMAK İÇİN HAREKETE GEÇTİ.
Evet, yanlış duymadınız şimdi satış sırası askeri bölgelerimizde.
Bu satış planı sessiz sedasız ve muhalefetin derin uykuda olduğu günlerde hazırlandı. Bu konuda en çok Genelkurmay Başkanı’nın konuşması gerekiyor ama Sayın paşamız şu sıralar kendisine “çapsız” diyen gazetecilere dava açtığı için çok meşgul.
Eh “askeri bölgelerin” satışı ile ilgili yönetmeliği gündeme getirmek de bizim gibi “gazetecilere” düştü! Resmi Gazete’nin 16 Ağustos 2012 tarihli 28386 sayılı nüshasında Ekonomi Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmeliğin başlığı şöyle: http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel...rrem-bayraktar
ASKERE GİTMESEM OLMAZ MI DİYENLERE...
ASKERLİK YAPMANIN BEDELİNİ ÖDEYENLER
“Devlet bizi rehin aldı”
Mevcut durumda Suriye filan derken, iki konu gündeme oturdu. Biri Şemdinli’deki çatışmalar. (Çatışmalar bitti açıklamaları inandırıcılıktan uzak) Diğeri tutuklu 40 General / Amiralin emekli edilmesi olayı. Çok şey söylenir bunun üzerine ama önemli olan bunu yaşayanların neler düşünüp söyledikleridir sanıyorum.
Öncelikle hepsinin, sinirlenseler de, olayı hayret edilecek kadar metanetle karşıladıklarını ifade etmek istiyorum. “Öncelikle onurlu bir şekilde ayrılmanın iç huzurunu yaşadıklarını, bu anlamda hiçbir beis duymadıklarını” söyledikten sonra ifade ettikleri çok önemli. Hepsi bir ömür harcadıkları kurumlarına karşı oldukça tepkililer. Hiç uzatmadan birinci ağızdan iki gündür kendilerinden
Hasdal’da dinlediklerimi kısaca aşağıya aktarıyorum:
“Bizi devlet rehin aldı. Devlettir yapar dedik (Ben bu görüşe kesinlikle katılmıyorum). Aldığımız terbiye, yetiştirilme tarzımız, bu yapılanlar hatalı da olsa, boyun kıldan incedir anlayışı içerisinde olmamızı gerektirir. Ama silah arkadaşlığının esas olduğu TSK’daki arkadaşlarımızın buna aracı olması ve bizi kurşuna dizmesi kabul edilebilir bir şey değildir.”
“Arkamızdan hançerlendik” , “Kafamıza kurşun sıktılar” , “Arkamızdan kurşunlandık” , “Kafamızı kopardılar”, “Rütbelerimizi haksız bir şekilde çaldılar, biz değil çalanlar ve buna göz yumanlar utansın” vb.
İşte personel kanununa aykırı şekilde emekli edilen General ve Amirallerin ömürlerini verdikleri kurumlarının tavrına tepkileri bu şekilde.
12 Eylül’den beter
Bunları belirttikten sonra hazır gündemdeki konulardan biri Şemdinli iken bir olay aktarmak istiyorum.
Yıl 1984. Üsteğmen Ali Aydın o günün egemenleri 12 Eylülcüler tarafından gözaltına alınır. Suçu “ordu içinde siyasi faaliyetlerde bulunmak” tır. Günlerce, içinde kaba dayağın da olduğu işkenceli sorgudan geçirilir. Ama birkaç ay sonra çıkartıldığı Sıkıyönetim Mahkemesi tarafından suçsuz bulunarak sderbest bırakılır. O günkü mahkemeler dahi bugünkü bir kısım Özel Yetkili Mahkemelere göre daha hukuki kararlar almaktadırlar.
Şemdinli’nin kahraman Üsteğmeni
Ali Aydın serbest kaldıktan sonra atılmayı beklerken, “Gel göreve başla” emrini alınca sevinç içerisinde göreve döner ve Ağustos ayının ilk günlerinde tayin edildiği Yüksekova’da İlçe Jandarma Komutanı olarak göreve bvaşlar.
15 Ağustos 1984.
Yer Şemdinli.
PKK terör örgütü tıpkı bugün olduğu gibi ilçe merkezini basar. Örgütün çatışmayı başlattığını ilan ettiği ilk eylemdir bu. Durum bugünkü gibi değildir. İlçede sadece Jandarma Bölük Komutanlığı vardır. Böyle bir saldırı beklenmediği için de personel mevcudu yetersizdir. Saatlerce süren çatışmada PKK bir süre de olsa ilçede kontrolü ele geçirir. Takviye birlik yoktur. Takviyeye bu çatışmayı duyar duymaz ilk kim gider biliyor musunuz?
İşkenceden geçirilip göreve döndürülen üsteğmen Ali
Aydın.
Ve büyük risk alarak, Şemdinli’de kontrolü sağlar.
Darbecilerce işkenceden geçirilen Ali Aydın, bu tarihten tam 27 yıl sonra, bu sefer General olarak, “darbeci” olmaktan tutuklanacaktır. Hakkındaki tek “delil” ben Mustafa Önsel’in yaptığı iddia edilen, sahteliğini çok açık bir şekilde ortaya koyduğum, imzasız bir word belgesinde ismi geçtiği içindir. Bu kadar mı derseniz, evet o kadar!
Eruh baskınında ölümü pahasına mücadele etti
15 Ağustos 1984 yılında bir ilçe merkezi daha basılacaktır. O da zamanında Siirt’e bağlı olan Eruh.
Peki tıpkı Şemdinli ilçesi gibi bu baskına hazırlıksız yakalanan, söz konusu ilçemize kim takviyeye gidiyor biliyor musunuz?
Şimdi Tümgeneral olan, o zaman Siirt Tugayında görevli bulunan Yüzbaşı İhsan Balabanlı.
O da baskından kısa bir süre sonra Eruh’a ulaşacak ve ölüm pahasına ilçede kontrolü sağlayacaktır.
Her ikisi sonraki yıllarda da, değişik bölgelerde, terör örgütüne karşı hepsi risk dolu pek çok operasyona imza atacaklardır.
ABD subayı olsalardı heykelleri dikilirdi
Ali Aydın 19, İhsan Balabanlı ise 24 aydır, tamamen kurgu ürünü “delil” ler bahane edilerek, tarafsız bir bilirkişi incemeleri gibi en masum talepleri reddedilerek, Hasdal Askeri Cezaevinde yatıyorlardı. 4 Ağustos 2012 itibarıyla emekli edildiler. Yakında Silivri’ye gönderilecekler. Bu insanlar ABD subayı olsalardı ülkeleri için yaptıkları fedakarlıklar nedeniyle belki de heykelleri dikilirdi. Ama benim sevgili memleketimde onların payına düşen cezaevleridir.
Gerçek hedef, bizlerin üzerinden görevde kalanların moralidir. Araştırın bakalım şu anda PKK’ya karşı risk alan personel var mı? Çok net söyleyeyim yok! Tersini söyleyenin açık şekilde yalan söylediğini bilin. Bir daha geçmişte bizlerin gösterdiği özveriyi gösterecek, aldığı riski alacak babayiğit çıkar mı? Çıkmayacağını biliyorum. Niye çıksın ki, bizlerin durumu ortadayken...
Jandarma Kurmay Albay
Mustafa Önsel / 14 Ağustos 2012 / Hasdal Askeri Cezaevi
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=23860
+++