Printable View
Sn; horasan CHP ile ilgili medya da üstelik Hürriyette yer alan bir haberi forumun ilgili yerine taşıdım. Daha önce de yazmıştım ben her parti aleyhine dile getirilen iddiaya inanmaya yakın dururum. Bu iddia AKP için dillendirilseydi gözü kapalı çoğu insan "hah anlamıştık zaten" yaklaşımı içine girerdi.
Yakışmıyor bu avukatlık size üstelik siz bir fanatiksiniz. :)
Bazı çevrelerce sürekli bir CHP ve Baykal düşmanlığı yapılmasına kesinlikle bir anlam veremiyorum.
Neden yapılır? hiç anlamıyorum.
60 yıldır düşüncelerini hayata geçirecek tek başına bir ikdidar fırsat yakalayamamış önemli parti için bu kadar acımasız eleştriler yapılmasına gerçekten içerliyorum.
Her eleştriyi okuyor, verilen her cevabın genede yetersiz buluyor ve şunuda söylemesi gerekirdi, bunu niye söylemedi diye, yerimde hop oturup hop kalkıyorum .
Bu güne kadar siyasetle parasal kazanç anlamında yada torpil atama v.s gibi işlerden dolayı hiç bir ilişkim olmadı. Dürüst kendi halinde sıradan milyonlarca vatandaşdan biriyim .
Pek çoğumuzun olduğu gibi bende hayata sağda başladım, ancak okuyup yazdıkça, gezip gördükçe sağın elbiselerinin bedenime, vicdanıma ve sağduyuma uymadığının farkına varıp, usulca sola doğru kaydım….
Ama kimsenin görüşlerini küçümsemedim.
kendi kurallarım içinde . bir sermayedarın muhafazakar ve kapitalist liberal olmasına saygıyla baktım . işverenlerin pek çoğunun orda durmasını haklı ve meşru gördüm hayatın zıtlıklar üzerine inşa edildiğine inandığım için
demokrasiye nerdeyse taparım.
Demokrasiyi ete kemiğe büründürebilmek içinde laikliği demokrasinin canı diye tarif etmişimdir hep.
Ama maşallah görüyoruz ki görüşlerine pek çok saygı duyduğum insan,
laiklik olmasada olur diyiveriyor.
Hukukta usul esasa feda edilemiyecek kadar değerli olması na rağmen ,
pek çok avukat ve ya yargı mensubu insan, geçmişi örnek vererek; ‘’olabilir yahu! siz esasa bakın’’ diyiveriyor. Geçmişte benzerleri olduğundan bugün olanlar meşruymuş sanki!
Öyle inanıp söyleyenlere biz gafil deriz, ama gerçeği bile bile çarpıtanlara ne deriz işte bunu burada yazamıyorum yazık!
Soldan bakıpta CHP ye eleştri getirenlerin bugüne kadar dişe dokunur akılda kalan (yaa! gerçekten bunuda yanlış yapıyor) veya (yanlış düşünüyor) diye önemseyebildiğim tek bir konu hatırlamıyorum.
Öyle iddalı biri varsa şöyle bi adım öne çıkmalıdır.
Ve bize sosyal demokrasiden ne anladığını anlatmalı ve kendi anladığımızla evrensel kriterlerde test etmeliyiz ki . CHP nin ülkenin zararına düşünceler ürettiğini haklı bulalım ikide bir Baykal’ın yaşını bahane etmelerini afedersiniz ama dangalakça bulduğumu da söylemeliyim.
Zira bu lafı eden adamlar eyer bir iş yaptıracak olsalar
Piyasanın en tecrübeli ve bilgili kişisini ararlar.
Yada bir iş yeri varsa birini işe alacak olsa önce adamın sertifikasının olup olmadığına yada tecrübesine bakarlar.
Ama aynı adam gelir Baykal’ın yaşını sanki sorun gibi gösterir,
Kötü gösterecek ya !
Eee!
Adamın karnesi tertemiz . Napsın garibim?
yaşını bahane edip aşağılayacak işe yaramaz dedirtecek .
Hadi ordan!
Asıl beni yönetecek insan tecrübeli olmalıdır bildiğim tecrübe çok şeyin üstündedir.
Sonra beni yönetecek kişi benden akıllı olmalıdır .
Dahamı ?
Beni yönetecek insan dürüst namuslu çalıp çırpmayan bir insan olmalıdır .
Beni yönetecek insanın aileside kendisi gibi olmalıdır .
Beni yönetecek insan emeğe saygılı olmalıdır .
Gereksiz yere kırıp dökmemelidir .
Beni yönetecek insan namaz kılmasada olur .
Beni yönetecek insanın dava dosyalarında hırsızlık, kalpazanlık gibi yüz kızartıcı suçları olmaması gerekir.
Beni yönetecek insanın dokunulmazlık arkasına saklanma ihtiyacı olmamalıdır .
Beni yönetecek insanın yargı bağımsızlığına saygı duyması gerekir .
Beni yönetecek insan entelektüel olmalıdır .
Beni yönetecek insan bir yabancı dili ana dili gibi konuşabilmelidir .
Beni yönetecek insanın akıl sağlığıda beden sağlığıda yerinde olmalıdır .
Bunların bir tanesi bile eyer Baykal’da yoksa niye savunayım, sırtımda yumurta köfesi yok ya !
Evet CHP ninde hataları vardır elbet. Ve oluyordur, bundan sonrada olacak hiç kuşkusuz.
Ancak öncelikle hataların bireyselmi, kurumsalmı? olduğuna bakmak gerekir.
Önyargılı insanların bolca bulunduğu ülkemizde ağzı olan ya hiç konuşamıyor yada yerli yersiz, doğru yanlış dedikodu etmeyi konuşmak sanıp durmadan konuşuyor.
Bütün liderleri bir sarrafın terazisine koyabilme şansınız olsa bütün başlıklarda Deniz Baykal ın açık ara öne çıktığını göreceksiniz.
Bu güne kadar bütün öngörüleri bir bir çıkıyor adamın,
sadece bir mart tezkeresinde yaptığı muhalefet bile yeter!
tabi anlayabilene, anlamak istemeyen için ne yazıkki ilacımız yok! henüz, icad edilmedi çünki.
Bütün çıkar çevrelerinin, ( bunun içine büyükce kısım yazılı ve görsel medya da dahil) olmak üzere adamın söylediklerini ya çarpıtarak verir yada görmezden gelir.
Zaten muhafazakarlığa uygun bir yapısı olan insanlarımızın kulağına hitap etmeyince de doğal olarak ta anlaşılamamaktadır.Ben Anadolunun göbeğinde, muhafazakar bir ortamda yaşayan biri olarak, görüyor ve biliyorum ki!
Son günlerde en çok duyduğum sözlerden biri (helal olsun şu Baykal’a !)
Yada (biz hiç böyle bilmiyorduk bu adamı) sözleridir .
Sol fikirlerle süslenmiş Liberal bir düşünceye hiç itibar etmem .
Emek sermaye ilişkisi içinde liberalizmin emekten yana bir görüşü olamaz! ..
O daha çok kapitalizmin kendine yaratmak istediği sınırsız özgürlük alanını legalleştirme çabalarıdır.
Her şeyin selbest olduğu bir yerde ahlak bile ancak özel kişilerin elinde yoğrulur.
O yüzden liberallerle ancak koşullu olarak demokrasi içinde uzlaşabiliriz.
O dengede bıçak sırtı olur. Birbirimize tanıdığımız ve birlikte belirlediğimiz kurallar içinde Ben alacağım diye uğraşırım oda daha az vermek için uğraşır.
O kadar.
Daha ötesinde bir şey olmaz.
Liberal sol diye bir şey yoktur, var diyenler .
Ya aldatıyorlardır yada aldanıyorlardır.
Asıl önemli olan ülkemizin muhafazakar yapısıdır, din istismarcılarının dinsel hezeyan içinde olanların kolayca ortam bulup, saf, temiz ve emek gönüllüsü olan bir yığın insanı
cehaletin avantajlarını kullanıp Çeşitli ilizyonlarla tarikatlar ve cemeattlere doğru çekmektedir. Geçmiş sağ ikdidarların hatalarından türeyen gene o hataların bıkkınlığından yükselen bu zihniyet ,
mal bulmuş mahruki gibi siyasetin ortasında kendine oynayacak kocaman bir alan açmıştır.
Üstelik,
. Liberal olduğunu söyleyen aslında bütün şöhretini sol culuktan almış ama bir şekilde dönüştürlmüş aydın kırıntıları güya demokrasi adına büyük yaygaralar kopararak bunlara destek çıkmaktadırlar. Kısacası demokrasiyi demokrasiyle hırpalayarak ABD nin BOP projesinin uygulanabilmesi için alan yaratmaktadırlar.
Şimdi ülkenin bütünlüğünü bozacak ne kadar odak varsa öylesine bir tesadüfle tek bir hedefte birleşebilmişlerdir. . herkesin hedefi de intikamıda projeside öylesine uygunluk içinde örtüşmektedir ki . bu uygunluk tesadüften çok bir kurgunun eseri olduğunu göstermektedir .
Kusursuzluk bazen şikenin delildir
Ancak dünyada çıkan kriz tıkır,tıkır işleyen bu makinayı arızalandırmıştır .
Ekonominin aslında işlemeyen ama borsa ve finans perdesiyle işliyormuş gibi gösterilen çarklarının işlemediği görünür hale gelmeye başlayınca
Halk yavaş yavaş uyanmaya başlamıştır .
İnşallahta uyanacaktır .
Asıl hasar bu ikdidar gittikten sonra anlaşılacaktır kaç yıldır üretmeden tüketmemizin bedeli ne olacak hep beraber yaşayıp göreceğiz .
O gün geldiğinde hala o doğrultuda yazı yazabilen arkadaşlar olursa neler diyeceklerini şimdiden merak ediyorum .
(Not: yukarıda ki yazımda sık sık sn Deniz Baykal’ a ‘’adam’’ sözcüğünü kullandığım için bütün CHP lilerden ve Sn Deniz Baykal’dan özür dilerim)
ayazoglum
CHP'li kadınların çarşaf eylemi, hayli gürültü koparacağa benziyor. Yapılan eylemin çirkinliği, basitliği ve sığlığı o kadar sırıtyor ki, CHP yönetimi dahi bunu savunmak istemiyor ve provakosyon olduğunu iddia ediyor. İnşallah öyledr. Bu eylemi yaparak bir marifet yaptıklarını zanneden zavallılara da Allah akıl fikir versin. Hürriyet'teki haberin altındaki okuyucu yorumlarına bakıyorum; bunu savunan çok az kişi var. Çarşaf bizim onaylamadığımız bir kıyafet olabilir, ama bireylerin sokaktaki kıyafet tercihi, temel haklardandır. Daha bir kaç gün önce AİHM'in verdiği kararda bu husus vurgulandı. Ama bu eylemi yapanların zihniyeti iktidar olsa demek ki sokak kıyafetine dahi müdahale edecek. Bu aydınlık değil, karanlık bir zihniyettir.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14005797.asp?gid=373
MERSİN'de, geçen çarşamba günü Hilafetin kaldırışının 86'ncı yıldönümünde gerçekleştirdikleri eylemde kara çarşaf yırttıkları için tepki alan, bu nedenle de disiplin kuruluna sevk edilen CHP Mersin İl Kadın Kolları Başkanı Havva Ongunsel ve 11 yönetim kurulu üyesi, topluca görevlerinden istifa etti.
Ongunsel, telefonlara çıkmazken, Ak Parti İl Başkanı Fatih Kısa da eylemin sorumlusunun CHP İl Başkanı Yılmaz Şanlı olduğunu savundu.
Çarşaflı eyleme gösterilen tepkiler sürerken, dün İl Disiplin Kurulu'na sevk edilen CHP Mersin İl Kadın Kolları üyeleri, bu sabah parti binasına gelerek imzalı istifa dilekçelerini yönetime sundu. Kadın Kolları Başkanı Havva Ongunsel ile Kadın Kolları Yönetimi'nde bulunan Hacer Eylen, Haniye Kınık, Meray Hakçıl, Nurgül Özkan, Asiye Şahin, Bircan Doğanay, Süheyla Turan, Meral Güralp, Ayten Özkan, Gülten Çavuş ve Hülya Acı'nın imzasını taşıyan dilekçede, şöyle denildi:
‘3 Mart günü Atatürk Evi önünde ‘Hilafetin kaldırılmasının yıldönümü’ ile ilgili basın açıklaması, İl Başkanlığı ve yönetimin bilgisi doğrultusunda kararlaştırılmış olup, İl Başkanlığı ve yönetim kurulu ‘Gerekli yasal izinlerin alındığını ve desteklerinin tam olduğunu’ bildirerek, destek vermişlerdir. Ancak orada yapılan eylem, Türkiye Cumhuriyeti üzerinde kara bulutların dolaştığı bugünlerde aydınlığın temsili amaçlanmıştır. Karanlığın en koyu olduğu an olarak siyah bulutların dağıtılması hedeflenmiştir. Ortaya çıkan çirkin sonuçlar, partimize zarar vereceğinden, parti disiplini bizim için ön planda bulunmaktadır. Ben ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımın istifalarının kabulünü gerekli mercilere bildirmek üzere gönderilmesi hususunu saygılarımızla arz ederiz.’
Kadın Kolları yönetiminin istifa dilekçesini değerlendiren CHP Mersin İl Başkanı Yılmaz Şanlı ise “Dün zaten Kadın Kolları Başkanı ve yönetimi disiplin kuruluna sevk edilmişti. Böylelikle başkan ve üyeler, görevlerinden zaten otomatik olarak düşmüştü. Bugün de usulen verilen istifa dilekçelerini kabul ettik. Disiplin Kurulu incelemesini sürdürüyor” dedi.
Ak Parti Mersin İl Başkanı Fatih Kısa da yaptığı basın toplantısında CHP'li kadınların bu eylemini kınadı. Bu eylemin esas sorumlusunun CHP İl Başkanı olduğunu öne süren Kısa, Yılmaz Şanlı'nın eylemden bir gün önce tüm partililerin cep telefonlarına kısa mesaj göndererek eylemi duyurduğunu, ancak tartışmalar üzerine ‘tutarsız duruş’ sergilediğini öne sürdü.
Fatih Kısa, “Dünyada benzeri olmayan bir hoşgörü kültürüne sahip Mersin'de böyle bir olayın yaşanması utanç vericidir” diye konuştu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın çarşaflı kadınlara parti rozeti takarken çekilen fotoğrafla CHP’li kadınların çarşaf yırtarken çekilmiş fotoğraflarını birlikte gösteren Kısa, “CHP'nin insan hakları ve özgürlükler konusunda durduğu yerin çağın ne kadar gerisinde olduğu görülmektedir” dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14017315.asp
Geçenlerde tv de İstanbul'da olası bir debremin sonuçlarıyla ilgili profösörlerin tartışması vardı . Şengör hoca, cehaletin artık profosör seviyesine kadar çıktığını söyleyince ordaki başka bir profösörün ( adı şimdi aklıma gelmedi) bu cehalet sözcüğünü hakaret olarak algıladı.
'' deliye deli dendiğinde kızar'' kendinin deli olmadığına güvenen kişi böyle bir söze niye kızssın, sözünden yola çıkarak bir profösör kendine cahil dendiğinde hakaret olarak algılıyorsa cehaletle uzaktan yada yakından bir ilişkisi olduğuna şüphe yoktur .
''işkili tingilder'' buda benim cahil kafama göre .
ayazoglum
CHP’den 'müftü açılımı'
Çarşaf ekseninde gündeme gelen CHP'de, son olarak Deniz Baykal'dan milletvekillerine bir talimat gitti: Müftülerle temasa geçin.
CHP lideri Deniz Baykal'ın yerel seçimler öncesi çarşaflı bazı kadınlara parti rozeti takmasıyla gündeme gelen 'çarşaf açılımı', Mersin'de bir grup partili kadının kara çarşaf yırtmasıyla farklı bir boyut kazanmıştı. Deniz Baykal dahil genel merkez yönetimin tepkisini çeken Mersin’deki eylemin ardından, Baykal'dan milletvekillerine bir talimat gitti.
'Müftü açılımı' olarak yorumlanan talimatta, milletvekillerinden, illerinde müftülerle yakın temas içinde olmaları istendi.
Müftülerin de il idaresinin bir parçası olduğuna dikkat çeken Baykal, milletvekillerinden onlarla görüşmeyi ihmal etmemelerini istedi.
Bu talimat doğrultusunda müftülerle ilk temasa geçecek ismin CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş olacağı, Ateş'in Ankara Müftüsü’nü ziyaret edeceği belirtildi.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25069755/
CHP milltevekili Muharrem İnce'nin açıklamaları...
http://www.milliyet.com.tr/dinle-ola...ult.htm?ver=62
http://www.milliyet.com.tr/carsaf-yi...ult.htm?ver=16
Kılıçdaroğlu istifayı gazeteden öğrendi
Kardeşi CHP'den istifa eden Kemal Kılıçdaroğlu, ayrılığı "Hiçbir bilgim yok. Bir kişi bir partide diye herkes o partiden olacak gibi bir kural yok" sözleriyle değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, bir grup vatandaş tarafından protesto edildi.
(...)
Kılıçdaroğlu'nun yanına gelen ve yıllardır CHP'de siyaset yaptıklarını belirten Salih Şahar, CHP kimliğini çıkartarak Kılıçdaroğlu'na vermek istedi.
Şahar, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dan dolayı CHP kimliği taşımaktan utandığını ifade ederek, şunları söyledi:
''Biz ailece yıllardır CHP'liyiz ama bu kimlikten utanıyorum. Çünkü Deniz Baykal'ın imzası var. Bunu siz kendisine takdim edin. Biz sizin her zaman arkanızdayız. Sizin genel başkan olmanızı da istiyorum. Size her zaman destek veriyoruz ama Sayın Baykal'ın CHP'ye yıllardır verdiği zarardan dolayı partiden kopmak istiyoruz. Çünkü Sayın Baykal CHP'ye yakışmıyor. CHP'li olmaktan utanıyorum. Sayın Baykal'ın siyaseti parti tabanına zarar veriyor.''
Kılıçdaroğlu ise CHP Genel Başkanı Baykal'ın yarın yapılacak il kongresine katılmak üzere Van'a geleceğini belirterek, ''Siz de kongreye gelin. Sayın Baykal'ın bu bölge için, Van için düşündükleri nelerdir, eylemleri nedir, bütün bunları öğrenin. Ondan sonra beğenmezseniz, yine partiden ayrılabilirsiniz'' diyerek, Şahar'ı sakinleştirmeye çalıştı.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25076806/
Erdoğan Baykal'dan 20 bin TL tazminat kazandı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı mitinglerdeki konuşmalarında kendisine “hakaret ettiği” gerekçesiyle açtığı iki ayrı davada, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’dan toplam 20 bin TL manevi tazminat kazandı.
‘Baykal iddialarını ispatlamazsa dava açacağım’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP lideri Baykal’a Van’da yapılan saldırıyla kendisinin, akrabalarının ve partisinin ilgisi olmadığını Baykal iddialarını ispatlamazsa dava açacağını bildirdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, yaptığı yazılı açıklamada, ”Baykal’ın Van’da yaşanan müessif olaylarla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti ve şahsını hedef alan, gerçeklerle ilgisi olmayan itham, iftira ve beyanatlarda” bulunduğunu kaydetti.
Haberhukuk.com
CHP'nin hesaplarında usulsüzlük davasında karar
CHP'nin hesaplarında “usulsüzlük olduğu” iddiasıyla açılan davada, partinin eski Saymanı Mahmut Yıldız ve Muhasebe Müdürü Ertuğrul Kaya, 1 yıl 6 ay 22'şer gün hapis, muhasebe görevlisi Ersin Şenol ise 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırıldı ancak cezalar erteledi.
Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasına, sanık Mahmut Yıldız'ın avukatı Senem Yılmaz ile sanıklar Ertuğrul Kaya ve Ersin Şenol'un avukatı İlsu Çatak katıldı.
Avukat Yılmaz ve Çatak, esas hakkındaki savunmalarında müvekkillerinin suçsuz olduklarını ileri sürerek beraat talebinde bulundu.
Yargıç Selçuk Ergişi, sanıklar Mahmut Yıldız ve Ertuğrul Kaya'nın, CHP'nin 2004, 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin kayıtlarını tutmadıkları, yevmiye defterini zamanında tasdik ettirmedikleri, defteri kebire sayfa numarası vermedikleri ve hiç tasdik ettirmedikleri gerekçesiyle 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 113/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı 6 ay 7'şer gün hapisle cezalandırılmalarına karar verdi. Ergişi, 5237 sayılı TCK'nın 51/1. maddesi gereğince bu cezaların ertelenmesini kararlaştırdı.
Yargıç Ergişi, sanıklar Yıldız, Kaya ve Şenol'u, 2004 ve 2005 yıllarında, CHP tüzel kişiliği ile ilgili olarak, yapılan harcamalara ilişkin belgelerin asıllarını ve fotokopilerini kullanıp mükerrer olarak gider yazarak partiyi zarara uğrattıkları gerekçesiyle TCK'nın 155/2. maddesi uyarınca ayrı ayrı 1 yıl 15'er gün hapis ve 100'er TL adli para cezasına çarptırdı. Ergişi, hapis cezalarını erteledi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14326795.asp?gid=373
Partisinin grup toplantısında konuşan Baykal, saldırıdan çekilen fotoğraflardan saldırganları göstererek, şahısların kimlik bilgilerinin ellerinde olduğunu ve önümüzdeki günlerde yapacakları basın toplantısıyla, bu kişileri isim isim açıklayacaklarını söyledi.
Baykal, saldırganlar arasında, AK Parti Van İl Başkan Yardımcısı, AKP Merkez İlçe Yönetim Kurulu üyesi, Van İl Gençlik Kolları'nın 3 Başkan Yardımcısı'nın bulunduğunu söyledi.
CHP lideri Baykal, saldırganlar arasında Cemil Çiçek ile akrabalık bağı olanlarında da bulunduğunu kaydetti.
CNNTürk
Türkiye'nin tamamı neredeyse birbiri ile akraba , "senin akraban bana yumurta attı , o , onun akrabası , filan falanın akrabası" yok devenin papucu , tavşanın suyunun suyu ..
Öyle şey mi olur, aslında kimin fikri ne ise zikri de odur.. Bu kadar tutarsızlık olmazki ama! Koskoca CHP bu tutarsızlığa nasıl göz yumuyor anlayamıyorum!
Siyasete fesat karıştırmak da suç değil midir?
Hüseyin Çelik, Baykal'a tazminat davası açtı
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Van'da yumurtalı saldırıya uğramasının ardından, hakkında iddialarda bulunduğu gerekçesiyle CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a manevi tazminat davası açtı.
Alınan bilgiye göre, Çelik'in avukatı Fuat Aksoy tarafından açılan davanın dilekçesinde, Baykal'ın, olayla ilgili doğru olmayan iddialarda bulunduğu savunularak, 1 TL manevi tazminat talep edildi.
Dava, Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülecek. Hürriyet
***
Başbakan sayın Baykal'dan kazandığı tazminatları ÖSS sürgünlerine bağışlasa iyi olur..
Herkes Milli Eğitim Bakanı ' nın göremediklerine gözlerini yummuş, üç maymunu oynuyorlar adeta. Köşe yazarlarının bile sesi sedası çıkmıyor. Oynayın bakalım üç maymunları.. Peki Baykal neden muhalif olmuyor bu olaya?? Hayret etmedim çünkü basbayağı TARAF.. Hani bir yanı kızılderili bir karükatürü vardı ya, işte aynen öyle bakıyor olaya. Çizerlerin gözünü seveyim , iyi ki varlar..
Ne yani tüm bunları görmezden mi gelelim??
Taraf olmak forumlara bile sıçradı :) Sayın horasan forumları da ötekileştirdi.
Siz çok yaşayın emi.. :)
İroni ama bildiğiniz ironiden değil Sayın horasan ,
Ne istiyorum biliyor musunuz? ( aslında nelere dikkat etmemiz gerekir? demek daha doğru olur).
İşte benim gördüğüm ve fakat sizin ( senin) görmek istemediğiniz mevzuu budur.. Ne zaman ki halk olarak - parti gözetmeksizin - hep birlikte aynı yöne bakabildik , yanlışlara göz yummadık , işte o vakit herşey yoluna girecektir..
Yoksa daha çoookkk ötekileştiririz birbirimizi..
İşte Sayın horasan'ın öteki forumu : https://www.hukuki.net/showthread.php...l%FDk-Nedendir
Ben yazmam oraya çünkü hazımsızlık olayı söz konusu değil , olamaz da.. Yalnızca ve yalnızca yanlışları ve doğruları ortaya koymak için bu forum yeter de artar bile...
Saygılarımla,
Alevi dedelerine izinsiz din eğitimi davası
Hatay'da izinsiz dini eğitim verdiği belirtilen 10 Alevi dedesi hakkında dava açıldı. Alevi dedeleri, izinsiz kurs açarak çocuklara Alevilik inancını öğretmekten 3 yıla kadar hapisle yargılanıyor.
(...)
Alevi dedelerine destek verenler arasında yer alan CHP Hatay Milletvekili Gökhan Durgun, “Bu Olay Türkiye açısından çok üzücü bir durumdur. TBMM'de bu konunun çözümü için gündem dışı konuşup, konuyu dile getireceğim” dedi. NTV
Çarşafa rozet, çarşafı parçala...
Kuran kurslarına tepki , ama dedelere yasaklı destek
Bir değil , iki değil , üç değil , en önemlisi de anlaşılır gibi değil...
Yasal Kuran kurslarına değil CHP, hiçbir siyasi partinin tepki gösterdiğini duymadım. Böyle birşeyi söyleyen kişinin siyaset bilgisinden, mantığından şüphe etmek gerekir. Üstelik bu kursların ciddi şekilde denetlenmesi gerektiğini söylemek, Kuran kurslarına karşı bir tepki değil, bilakis destektir.
Eleştirinin dozunu kaçırmayalım...
Alevilik nedir?
Alevilik sizce bir din midir?
veya
Alevilik sizce sadece bir din midir?
Algınız bir Türk gibi değil de bir Arap, bir Acem gibi ise bu bir eleştiri olarak o başlığınıza yansır Sayın çoban...
Dinin her türlüsüne nasıl baktığımızı az çok bilen biri olarak bu eleştiriden rahatsız olmuyorsak İNSANLIK duyarlılığımızdandır...
Haydi biraz dersine çalış ve şişirme o konu başlığını Sayın çoban...
Yakışmıyor...
Hem size hem de bana... :)
Tutarsızlık nerede onu anlamadım.Fotolar gösterildi,başbakan bile gereğini yapacağız dedi.Sadece yumurta atılmadı orda taşlar da atıldı ayrıca.Yumurtalı protesto olabilir ama taşlı olmaz.Adam yaralayabilir çünkü.Alıntı:
çoban rumuzlu üyeden alıntı
Biriniz cümleyi bölerek içinden sadece iki sözcük alıp , diğeriniz de dersini çalış diye direktifte bulunarak CHP nin içine düştüğü çelişkiyi unutturamazsınız. :) Allah beni şerrinizden korusun. Amiiinnn.
Kendileri siyaset profesörleri ya, ben dersimi çalışayım biraz:
Bana ne başkasının dili , dini , inancı, yaşam biçimi ve kılık- kıyafetinden...
Bitti dersim.
İyi valla vatandaş yorum da yapmasın bundan böyle..
***
Sayın unbelievable;
Şimdi bir insan bir suç işlese, akrabası da mı suçlu olmuş oluyor? Ya da her akrabanın davranışından diğer akraba da mı sorumlu olur?
***
Bu arada ,
Baykal'dan yeni öneri varmış!
"Üç madde askıya alınsın seçim sonrasına bırakılsın."
http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDet...b-0351c4ce4051
Neyin pazarlığı bu şimdi?
Neden yarım yamalaklık ve neden seçimden sonra!
Sahi n'olacak bu CHP'nin hali?
Suç ve cezalar şahsidir tabiki,ancak burda topluca gerçekleştirilen bir eylem var bunların bir ksımının ya da çoğunun akpli olduğu ortaya çıktı.Bu da ordaki akp örgütünün planlı olarak o eylemi gerçekleştirdiğine karinedir.Hüsyin Çeliğe bağlamak doğru değil ancak akpye bağlıyabiliriz eylemi.1950lerde inönünün linç edilme girişimi gibi bu da demokrasi adına utanç verici bir durumdur keza Ahmet Türk'e yapılan saldırı da.
Hüseyin Çeliği suçlamak çok önemli değil,burdaki ayıp akpye ait o daha önemli,kişisel bir olay değil bu.
3 maddenin ayrıca halk oyuna götürülmesi ise doğrudur.Niye doğrudur.Çünkü bu 3 madde anayasa değişikliklerinin en önemlileri,ana yemek diğerleri sofra süsü gibi.
Evet benim de evet diyeceğim maddeler var içinde.Ancak tüm maddelere ya evet ya da hayır denilebileceği için.Bundan sonra propoganda yapıp(tarafsız olamayacağının göstergesi) da halk tarafından seçilecek cumhurbaşkanına direk anayasa mahkemesi üyelerini seçme hakkı tanındığı için ben referandumda hayır oyu vereceğim.
Değerli bilgiler için teşekkür ederim Sayın unbelievable,
AKP li de olsalar kendilerince iyi bir şey yatığını sanan bir topluluğun tutumu bir partiye mal edilmemeli diye düşünüyorum. Tabii ki hangi parti mensupları iseler ayıp onlarındır. Bundan da utanmalılardır. Ne demek onca insanın oy vermiş olduğu kişiye yumurta şu bu atmak! Hiç mi bir yararı olmadı bu insanın! Nankörlükten başka bir şey değil diye düşünüyorum. İyi de olsa kötü de olsa o bir emektardır, öyle de görülmelidir.
Saygısızlık ve şiddetin olmadığı bir Türkiye özledik, gerçi ben hiç gün yüzü görmedim ya olsun!
Bu arada Sayın Ahmet Türk e yapılan çirkin saldırıyı da kınıyorum. Kim ne derse desin, iki farklı saldırı , ikisi de utanç verici ama yumruk ile yumurta arasında dağlar kadar fark var, eş değer tutulamaz...
Sayın horasan yine kızacak belki ama, değişim üzerine güzel bir köşe yazısı okudum, eklemeden geçemeyeceğim:
Baykal’ın yeni saç modeli ve hükümeti zorlayan teklif
Hürriyet / Aslı Aydıntaşbaş
Aslında CHP liderini ziyaretteki asıl maksadım, yeni saç modelini yakından görmek değildi. Malum, Deniz Baykal geçen hafta radikal bir operasyonla Bağdat Caddesi’nde bir kuaföre gitmiş, yılların eskitemediği yandan taramalı saç modeli yerine daha genç, havalı ancak diken diken yeni bir saçla ortaya çıkmıştı.
CHP Genel Merkezi’ne gitmeden önce, gece NTV Canlı Gaste’de konuyu uzun uzadıya ele alarak Baykal’ın yeni saçını eski kuaföründen dinledim. Kalbinin kırıldığı her halinden belli olan eski kuaför, sözlerini “Benim tanıdığım Deniz Bey bıttım sabunu gibi doğal ürünler seçer ancak bu saçla şampuan kullanmak zorunda kalacaktır. Hem yüz şekline hem de kafa yapısına uygun olduğunu sanmıyorum” diye bitirmişti.
Bendeniz, CHP liderinin yeni saç modeli ve bunun jöleli mi yoksa wax’la mı kullanılması gerektiği konusundaki görüşlerimi kendime saklayacağım. (Ağır top köşe yazarlarının deyimiyle, “Bu ayrı bir yazı konusu...”)
Ancak saç operasyonunun yankıları devam ederken Baykal’ın anayasa paketiyle ilgili olarak yaptığı manevra, hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü hem de hükümeti zora sokacak cinsten.
“Bu, Cumhurbaşkanı’na tarihi bir çağrı” diyen CHP lideri, “Gelin anayasa paketindeki tartışmalı 3 maddeyi referanduma götüreceğinizi taahhüt edin, biz kalan maddelere evet demeye hazırız. Uzlaşmaya açığız” diyor.
O tartışmalı 3 madde, anayasa maddesi, HSYK ve parti kapatmalarla ilgili. Yani hükümetin bütün bu paketi geliştirmesinin özünde yatan neden. Kalan maddeler ise, temel hak ve özgürlüklerle ilgili, kimsenin itiraz etmediği maddeler. Engelli hakları, çocuk istismarına karşı önlem, YAŞ kararlarına itiraz hakkı, ombudsmanlık gibi konular...
CHP liderinin odası, biraz ileride Başbakan Erdoğan’ın kendi partisinin genel merkezindeki geniş makamı gibi dev yağlıboya tablolarla süslü. ‘Nar püskülü’ denilen bir bitki çayı içerek devam ediyoruz sohbete.
“Cumhurbaşkanı anayasal yetkilerini kullanıp bu maddeleri referanduma götüreceğini açıklasın. 367 ile kabul edilse bile böyle bir hakkı var. Bunlar Türkiye’yi geren, kutuplaştıran maddeler. Oylama öncesinde ilan ederse biz diğer maddelere evet deriz, hep birlikte geçmesini sağlarız” diyor. Baykal, böylece anayasa paketinin 3 madde dışında kalan unsurlarının “milli mutabakat” ile geçeceğini belirtiyor.
Baykal, bunun bu zamana kadar CHP tarafından “AKP’li gibi davranmakla” suçlanan Gül’ün “tarafsızlığının” da kanıtı olacağını belirtiyor. “Anayasa Mahkemesi Başkanı, ‘Bu bizim önümüze gelir’ diyerek ne olabileceğini söylüyor. Bu durumda diğer maddeler de iptal edilmiş olacak. Yanlış iş. Sostan dolayı et yiyemeyeceğiz.”
Baykal’ın teklifi, anayasa paketinin “ayrıştırılması” gereğini doğuruyor. Hukuken değil ama siyaseten hükümeti zora sokan bir teklif.
Ancak öneri ne kadar medyatik olsa da, asıl hedefi parti kapatmayı zorlaştırmak ve yüksek yargı reformu olan Ak Parti’nin buna yanaşması zor gözüküyor.
Ben de Deniz Bey’e İstanbul’da bir grup bağımsız aydının dile getirdiği başka bir formülü öneriyorum. “Siz CHP olarak parti kapatma konusunda destek verin, bu durumda iktidar yargı reformu konusunda daha uzlaşmacı davranmak zorunda kalacaktır.”
“Bilemiyorum, konuşulabilir” diyor ancak mevcut pakette parti kapatmalarla ilgili olarak getirilen düzenlemeden hoşnut olmadığını anlatıyor. Baykal’ın iddiasına göre, partiler “milis gücü” kursa bile kapatılmaları neredeyse imkânsız hale geliyor.
Bu durumda iş yine Meclis’e ve büyük kavgalardan sonra muhtemelen Anayasa Mahkemesi’ne gidecek gibi gözüküyor.
Ama belli mi olur? Belki CHP liderinin uzlaşma önerisi bir yerlerde yankı bulur; Türk siyaseti genetik olarak beceremediği “demokratik uzlaşı” sanatını bir kez daha denemeye tenezzül eder.
:)
* Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal'ın istifasıyla boşalan genel başkanlık için 22-23 Mayıs'ta yapılacak olağan kurultayda aday olacağını açıkladı. Cuma günü Baykal, evinde yaptığı görüşmede Kılıçdaroğlu'na tüm il başkanlarının da desteğini alması gerektiğini, tüm partinin ismi üzerinde uzlaşmaya varması halinde destek vereceğini belirtmişti. Görüşme sonrası Kılıçdaroğlu, 'aday olmayacağını' söylemişti. Aradan bir kaç gün geçti, 'aday ol' önerilerini dikkate alan Kılıçdaroğlu, Baykal'a rağmen adaylığını açıkladı.
* CHP'li 60'a yakın milletvekili, CHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verdiler
* MYK'DA TARTIŞMA... ÖNDER SAV TOPLANTIYI TERKETTİ
www.gercekgundem.com 'un haberine göre CHP MYK Üyesi Savcı Sayan, Genel Sekreter Önder Sav'a tepki gösterdi. Sayan, Önder Sav'ı "CIA ajanı olmakla" suçladı. Sav bu sözlere çok ağır karşılık verdi. Genel Başkan Vekili Cevdet Selvi de Savcı Sayan'ı üslubu konusunda uyardı. Sav, toplantıyı terk ederken, "Tek başıma kalsam da Kemal'i destekleyeceğim. Parti sahipsiz değil" dedi.
Toplantıyı terkeden Önder Sav, 12 il başkanı ile biraraya geldi.
* Tartışmalı MYK'da Deniz Baykal'a 'geri dön' çağrısı yapıldı. MYK'da Önder Sav ile CHP MYK Üyesi Savcı Sayan arasında tartışma çıktı. ''Deniz Baykal geri dönse de artık tavrım değişmez'' diyen Önder Sav, MYK'yı terk etti. Sav'ın toplantıyı terk etmesinin ardından, MYK'dan Baykal'a "geri dön" çağrısı çıktı. Çağrıyı Önder Sav'ın dışındaki tüm MYK üyeleri imzaladı.
* CHP Genel Başkanlığı'na adaylığını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Tunceli'de oturan emekli öğretmen ağabeyi 63 yaşındaki Yusuf Ziya Kılıçdaroğlu, “Kardeşim CHP'yi iktidara taşır. Olası bir seçimde en az yüzde 40 oy alır” dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14754713.asp?gid=373
Şimdi de koltuk kavgası...
Neden çok çok önceden belirlenmez ki başkan adayları ? illaki böylesi krizler mi gerekiyor!
Hadi CHP. ağlama mudundan çıktın şimdi de tez elden toparlan, milletin sabrı kalmadığı gibi sana da yakışmıyor çıkmaza girmek, önceki çemberini KIR ve canlan...
Kolaylıklar dilerim.
* Baykal: Hepimiz ahlak sınavı veriyoruz
Tarih karşısında hepimiz bir büyük ahlak ve siyaset sınavı veriyoruz” dedi. Baykal, Genel Başkan Vekili Cevdet Selvi’ye gönderdiği mesajda şöyle dedi:
Ahlaki ibret manzarası
CHP’nin haksız ve hukuksuz saldırı ve suçlamaların hedefi olarak seçildiği, komploların tezgahlandığı bir ortamda gerçekleşecek olan kurultayımıza sizler yön vereceksiniz. Bu ortamda üzüntü verici gelişmelerin yaşandığı, bazı acı siyaset tablolarının kendini gösterdiği, siyasi ve ahlaki ibret manzaralarının ortaya çıktığı açıktır.
Bu durumun partililerimiz arasında ilişkileri zedeleyecek, parti görevlerimizi, sorumluluklarımızı engelleyecek bir ayrışmaya dönüşmemesini sağlamak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu anlayış içinde ben il başkanlarımızdan CHP’nin birliğini, bütünlüğünü gözetecek bir dayanışma içinde yeni yönetimin oluşmasına el birliği ile destek olmalarını, katkıda bulunmalarını bekliyorum.
Hesap günü değil
Gün ağlaşma ve hesaplaşma günü değildir. Tarih karşısında hepimiz bir büyük ahlak ve siyaset sınavı veriyoruz. Bugün CHP’ye her zaman olduğundan daha çok görev ve sorumluluklar düşmektedir. İl başkanlarımızın hep birlikte el ele vererek, bu tarihi sorumluluğun üstesinden geleceğine inanıyor, sizlere başarılar diliyorum.
* Kılıçdaroğlu 'Köşk adayımız Baykal olabilir'
Milliyet'e konuşan Kılıçdaroğlu, ''Keşke sayın Baykal Köşk'e çıksa. Eğer o gün şartlarımız uygun olursa ve kendisi kabul ederse Köşk adayımız olur'' dedi.
''Deniz Bey'in cumhurbaşkanı olması Türkiye'nin çıkarlarını çok daha net, çok daha somut, topluma ve dünyaya duyurması demektir'' diyen Kılıçdaroğlu, Baykal'ın birikimi ve deneyimiyle bunu çok daha fazla hakeden bir siyaset adamı olduğunu belirtti.
77 il başkanı 'Kılıçdaroğlu' dedi
CHP Merkez Yönetim Kurulu, kaset skandalı sonrası istifa eden Deniz Baykal’a genel başkanlığa dönmesi çağrısında bulunurken; parti örgütü, “Bu aşamada Genel Başkan adaylığının düşünülmesini uygun görmeyerek, “Dönme” dedi. Antalya, İzmir, Ağrı ve Samsun dışındaki 77 İl Başkanı, “Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekliyoruz” mesajı verdi. Yüksek Disiplin Kurul’nun 15 üyesinden 13’ünün de Kılıçdaroğlu’nu desteklediği bildirildi.
Hürriyet
Taklitçilikten uzak durmanız gerekiyor bu bir. İkincisi başka aday bulamadınız mı? ya da dereyi görmeden paçayı sıvamazsanız iyi olur diyelim çünkü baştan kaybetmek de var..
Şöyle ki, halkın sesine kulak vermeyi hemen de unutuyor gibisiniz. Boşuna demedik çemberinizde dönüp durmayın diye.
Sayın horasan görünmez oldu ?
Bence bu konu çok eskidi "malum konudan devam" diye not bırakmak nezaketimize kızmaz UMARIM :)
Not: https://www.hukuki.net/showthread.php?72319-İstifanın-ardından/page2
İktidar olacak bu CHP nin son hali.:)
Artık CHP ikdidar olacak,
Cumhuriyet,
bir Kemal'le le Kuruldu,
bir Kemal 'le kurtulacak...
ayazoglum
Bu foruma dönmek istemiyorum fakat endişeliyim çünkü Gandilik ve Hümanizmi beni düşündürüyor...Alıntı:
ayazoglum rumuzlu üyeden alıntı
İnşallah yanılıyorumdur!
Bende küskünlerdenim. Sayın baykalın gittiğine sevinenlerdenim. Çünkü CHP bir kıpırdama görüyorum. Sayın Kılıçtaroğlu'nun tabana vereceği bir mesaj, bir sılogan olmalı. Örneğin sayın demirel seçim meydanlarında boş tencereyi alıp, tencerede ne kaynıyor. Sayın Özal orta direk dedi. Sayın KARAOĞLAN işçin, emekçinin dostu, Allah'tan rahmetle anıyorum. Nur içinde yatsın. KILIÇTAROĞLUNU iktidara taşıyacak üç madde öneriyorum:
1- Yirmibeş yılı dolduran emeliki olacak. (Yaş sınırlamasını kalıdırıyorum).
2- İşçiden ve memurdan kesilen işsizlik parasını hiç kulanmayanlar emekli olduğunda toplu alacaklar
3- Sayın Kılıçtaroğlu'nun Karaoğlan'ın şapkasını giyip halkın adamı gibi çarşıya, pazara dalacak.
Sayın Baykal gibi çarşaf açılımı yapmaya kalkarsa bu iş başlamadan biter. Kılıçtaroğlu'na bir eleştiri de benden, dakika bir gol bir, dereyi görmeden paçayı sıvamaya başladın. Yahu bu insanlar CHP niye yöneldi. Sayın Baykalı Cumhurbaşkanı aday göterecem diye demeç vermişsin. Bu serüveni başlamadan bitirme. Sayın Sarıgülü de aynı çatı altında görmek isterim. Sayın Kılıçtaroğlu'na bu üç mesaj ulaşır.
Başarılar diliyorum.
Adı "Türk Solu" olan ırkçı derginin Kılıçdaroğlu ile ilgili yorumlarına hiç katılmıyorum, ama kendisini sol bir dergi diye lanse eden bu gerçekten faşist ve gerçekten ırkçı derginin yazdıklarını hayretler içinde okuyorum ve bu saçmalıklara inanan insanlar olduğunu görünce de hayretler içinde kalıyorum.
http://www.turksolu.org/
Demokrat Parti'nin,ilk genel seçimlerde CHP'yi destekliyeceğini yazmışlar.Doğru mu bu?:alalaAlıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Süreç daha çok yeni, Beklenilmeli diye düşünüyorum.
Dışarıdan yönlendirilen bir süreç olabilir ve hiçbir zaman gerçekleri öğrenemeyebiliriz.
Sarıgül’e kızdılar AKP’ye geçtiler
27 Haziran 2010 - Ege, Haberler
Türkiye Değişim Hareketi (TDH) Bayraklı Gençlik Kolları’na mensup bir grup genç, parti kurmaktan vazgeçen Mustafa Sarıgül’e tepki göstererek AK Parti İl Gençlik Kolları’na katıldı. Gençler katılım toplantısında, “Sayın Erdoğan hiç kimseyi yarı yolda bırakmaz” dedi. Katılım toplantısında konuşan AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Hamza Dağ, lider olmanın risk almak olduğuna vurgu yaptı. “Lider olmak [...]
Sayın kılıçdaroğlu bu haberi okumalı, şahsen ben okuyunca sanki ine batırmış gibi ürperdim. Sayın sarıgül tabanı kucaklıyarak, gönlünü alarak gelmeli.
Bence Sarıgül,parti kurmayarak CHP'nin önünü tıkamayarak,gerçekbir solcu olduğunu kanıtlamıştır.Kim ne derse desin olay budur.Alıntı:
baymartı rumuzlu üyeden alıntı
http://img687.imageshack.us/img687/8...9752691994.jpg
Washington'a ABD Dışişleri Bakanlığı'nın davetiyle gittiğini; Senato, Temsilciler Meclisi ve Beyaz Saray yetkilileriyle görüştüğünü anlatan Sarıgül, "yorucu ama keyifli" dediği gezisini şöyle anlattı: "Yerel yönetimle ve ülke yönetimiyle ilgili düşüncelerimizi aktardık. Amerikalı yetkililerden birçok konuda bilgi aldım.http://yenisafak.com.tr/arsiv/2004/HAZIRAN/22/p08.html
Mustafa Sarıgül köstebek mi?
Haberler
6 Aralık 2009
Talat Turhan’ın geçen şubat ayında çıkan “Küresel Çete” adlı kitabının 59-62. sayfaları arasında yer alan “Mustafa Sarıgül Köstebek mi? Sivil Örümceğin Ağında Yine Ne Oyunlar Oynanıyor?” ara başlığı, son dönemin kıymeti harbiyesi olmayan “önemli” siyasal aktörlerinden Mustafa Sarıgül’ün kimi bağlantılarının gözler önüne serilmesine, arka planının okunmasına yardımcı olacak cinsten..
Sarıgül’ün hiçbir CHP başkan adayının yapmadığı şekilde ABD’den icazet almak istemesi bir yana, durumun o kadar da masum olmadığını E.Kur.Yrb. Talat Turhan’ın analizi açıkça ortaya koymaktadır. Demek oluyor ki, Sarıgül, ABD’de bulunduğu üç haftalık 2004 Haziran’ındaki sürede bazı “kurslar”dan geçmiş… Tabii, bu ziyaret ve orada neler olduğu hala kamuoyunca merak ediliyor, son derece açıklanmaya muhtaç… Bu merakı giderecek olan açıklamalar yapacak olan da Sarıgül’den başkası değil..
Biz, Sarıgül’ün belediyedeki serüveninin takipçisi değiliz; orada neler olup bittiği, ne olup olmadığı başkalarının işi… Ama, memleketin kaderini etkileyebilecek kimi adımları bizi son derece ilgilendiriyor. Emperyalizmin memleket üzerindeki, hele, Atatürk’ün Türk Devrimi’nin taşıyıcısı olmak üzere kurduğu CHP’deki “numaraları” bizi çok ilgilendiriyor.
Talat Turhan, kitabının yukarıda sözü edilen ara başlığı altında sorular soruyor ve yanıtlarını veriyor. Bu soru ve yanıtlarda Bilgi, Üniversitesi, Vatan gazetesi, Açık Toplum Enstitüsü, sıcak para spekülatörü olarak tanınan George Soros, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül,TESEV, CFR, Bilderberg, Trilateral Komisyon, National Security Council, Democracy Project, National Endowment For Democracy, Foreign Policy’nin nasıl iç içe geçtiği ve tıpkı “turuncu devrim”lerin, “kadife devrim”lerin yaşandığı ülkelerdekine benzeyen bir sivil örümcek ağının CHP’yi ele geçirmek için devreye sokulduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Soros Vakfı, Avrasya’daki gelişmelere koşut olarak rolünü CHP’ye karşı da oynamaktadır. Sarıgül, sivil örümceğin ağına düşürülmeye çalışılan Türkiye’nin ve onu tutan kurumlardan biri olan CHP’nin içindeki bir köstebek miydi? “29 Mart Planı” söz konusu edilen mahfillerde hazırlanıp, bu planda Sarıgül’e de bir rol mü biçilmişti? Bu sorulara Turhan oldukça doyurucu yanıtlar veriyor doğrusu.
Evet, Mutlu soyadı hem Bilgi’de hem Vatan’da var. Sarıgül, hem Vatan’da yer buluyor sık sık ve ağırlıklı olarak hem de Bilgi’nin mütevelli heyeti üyesi ve okulda belli bir kontenjan kullanıyor “ulufe”den olarak; siyasal açılımlar için.. Bilgi’nin rektörü aynı zamanda Açık Toplum Enstitüsü’nün yönetiminde… Açık Toplum’un yöneticileri Bilgi’de öğretim üyesi..
Bu arada, Şişli Belediye Başkanı Sarıgül’ün Gürcistan’daki Amerikancı darbenin lideri Sakaşvili’ye “Yılın Demokrasi Adamı” ödülünü vermesini anımsamadan edemiyoruz!..
Talat Turhan’a göre, “Bilgi Üniversitesi bir… CFR üniversitesidir.” Yani, küresel seçkinlerin dünya örgütü, ağına bu üniversiteyi de dahil etmiş durumda.
Turhan’ın soru ve yanıtlarından biri şöyle:
“Soru: Yani, Mustafa Sarıgül, Amerikan vakıfları ve istihbarat yapılanmaları tarafından mı destekleniyor?
Yanıt: Bravo, Bilgi Üniversitesi de bu eylemler için merkez üniversite.”
Mustafa Sarıgül’ün Talat Turhan’ın açıklamalarına verebileceği yanıtlar var mıdır, bilemiyorum.. Ama, olmalı.. Çünkü, bu sorular havada asılı kalamaz, kalmamalı. Kalırsa, CHP sevdasından vazgeçmiyor gibi görünen Sarıgül, soruların altında kalır.
Toplum da Bilgi’nin boyutlarını, Vatan’ın “bağımsızlığını” böylelikle daha iyi kavramış olmaktadır. Keza, Vatan’ın işi gücü bırakıp CHP’yle uğraşmasını, Sarıgül’ü el üstünde tutup onun saldırdıklarına günbegün “vurması” nasıl açıklanabilir?…
Soros, Bilgi, Sarıgül, Vatan, Mutlu, AÇEV, TESEV, NED, NSC; oh ne ala dünya!.. Bir de tüm bu bağlantılara Mustafa Yıldırım gibi yazarlar “Sivil Örümcek Ağı” gibi kitaplar yazarak taş koymasa; Talat Turhan gibi araştırmacı yazarlar birtakım bağlantıları gözler önüne sermeseler ne güzel olacak!..
Bir de bakmışsınız, CHP’deki “sarı devrim” gerçekleşmiş, Soros’lar, Bush’lar ve bilcümle onlar için çalışan köstebekler ya da aklını peynir ekmekle yiyen zavallılar, ihtiraslarına yenik düşen megalomanlar muradına ermiş!…
Öyle yağma yok ama… Memleket de, CHP de “yağma Hasan’ın böreği” değil..
Bu ülkede Talat Turhan’lar var…
http://www.ilk-kursun.com/2009/12/mu...l-kostebek-mi/
Kılıçdaroğlundan Başbakan zikri;
http://webtv.hurriyet.com.tr/2/8090/...akan-dedi.aspx
Dervişin fikri neyse zikri odur :)
Cuma salâsı okunurken cami avlusunda destek istedi
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yurt gezileri kapsamında dün Anka-ra'nın Polatlı ilçesi ve Eskişehir'de vatandaşlarla bir araya geldi.
Polatlı'da yaptığı konuşmadan sonra ilçenin caddelerini dolaşan Kılıçdaroğlu, cuma salâsı okunduğu sırada bir caminin avlusuna giderek cemaatten dua ve referandumda 'hayır oyu' kullanmaları için destek istedi. Bir vatandaş, Kılıçdaroğlu'na "Çok mütevazısınız. Deniz Baykal olsa korkar, buraya gelmezdi." diye seslendi. CHP lideri cuma namazına kalmayarak camiden ayrıldı.
Sayın kılıçdaroluna bir eleştirde benden, kapıdan ekmek ister gibi alacağını alıp haydi bana eyvallah. Olmaz arkadaş mademki orayakadar girmişsin cuma namazını kılıp ayrılsan daha güzel olurdu. O camide evetciside var. Hayırcısıda var.
Yalnız Türk Solu dergisiyle ilgili bir not bırakmak istedim, bu olaylardan çok önce 2009 haziran sayısında D.Baykal'ın devrileceği, Kürtçü darbe yapılacağını yazıyordu, bu noktada ismi geçen şahıslar ise bugün gündemde olan iki kişi. Derginin o sayısına ulaşanlar okuyabilir.
[QUOTE=baymartı;369880] mademki orayakadar girmişsin cuma namazını kılıp ayrılsan daha güzel olurdu. [QUOTE]
Buna kimse karışamaz da , ironi olsun diye yazdıysanız bilemem tabi ancak alevilerin Cuma Namazı kılmadıkalrını ve neden kılmadıklarını da biliyorsunzudur herhalde.
Bana da yapmacık geliyor fakat yine de bir umut , adı üzerinde UMUT işte..
Sayın çoban ironi olsun diye kesinlikle yazmadım. Sen koskoca T.C. başbakan olmaya aday olmuşsun herkesime (kürt, suni. alevi, laz, çerkez, göçmen vs.) ayrımı yapmadan yaklaşmalısın.
Baykal’la Sarıgül’ün görüşmesi anlamlı CHP Genel Sekreteri Önder Sav, eski genel başkan Deniz Baykal ile Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sargül’ün Ankara’daki sürpriz buluşması için, “Kişilerin kendi takdirleridir. Dargın olup barışmak siyasette var olan şeyler. Geride bıraktığımız siyaset günlerinden sonra bir araya gelmelerini anlamlı buluyorum” sözleriyle değerlendirdi.
Sav: Görüşmeyi anlamlı buluyorum
CHP Genel Sekreteri Önder Sav da, Baykal ile Sargül’ün görüşmesini, “Kişilerin kendi takdirleridir” dedi. Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay ile CHP Genel Merkezi’nde Lozan Anlaşması’nın 87. yıldönümü nedeniyle düzenlenen “Lozan ve İsmet Paşa” sergisinin açılışını yapan Sav, gazetecilerin Baykal-Sarıgül görüşmesiyle ilgili soruları cevaplandırdı. Sav, “Kişilerin kendi takdirleridir, geride bıraktığımız siyaset günlerinden sonra bir araya gelmelerini anlamlı buluyorum” diye konuştu. ”Yeni yönetime karşı bir muhalefet olabilir mi?” sorusuna Sav, “Yeni yönetim diye bir şey söz konusu değil. CHP 22-23 Mayıs kurultayında büyük bir mutabakat ile Atatürk Spor Salonu’ndan çıkmıştır. Kılıçdaroğlu genel başkanlığında yolumuza devam ediyoruz” cevabını verdi.
Bana göre baykaldan çok önemli bir adım atmıştır.