abdulmecid:İmzan eğer Erzurum un İlçesi ise Sen hiç Erzurum'lu olamazsın biz senin tarih konusunda bildiklerinide bilmediklerinide biliyoruz.Tarih'e konu olan hiç kimse "şerefsiz" deyildir kötü söz sahibini anlatmaktadır.
Printable View
Bak zevzek abdülhamid,
Maçan yiyorsa böyle zevzeklikler yerine şikayetlerini ilgili konu başlıklarına yaparsın...
Nereli olmam falcılığın ile alakalı ise sana güzel bir yer söylerim... :)
İmza olarak kulladığım Hitit kralını nasıl arama motorundan taradı ve yalnız başına ancak bu kadar anlamsız birşeyler zırvaladı isen aynı şekilde ZEVZEK için de arama motorunu kullanacağına ama bu kez zevzeklik yapmayacağına inancım tamdır...
Bir de şu büyüklere saygı meselesi:
"...Âciz, âdi, duygu ve anlayıştan yoksun bir yaratık, kendisini kabul eden herhangi bir yabancının koruyuculuğuna sığınabilir; ancak, böyle bir yaratığın bütün Müslümanların Halifesi sıfatını taşıdığını ifade etmek elbette doğru değildir. Böyle bir düşünce tarzının doğru olabilmesi, öncelikle, bütün Müslüman milletlerin esir olmaları şartına bağlıdır..."
MUSTAFA KEMAL
NUTUK
////
ACİZ...
ADİ...
YARATIK...
...
valla benim değil bu "iltifat"lar abdülhamid...:)
İşte yaşadığınız travma budur bay kızıl sultan!
VESSELAM!
Sayın Murşilinin torunu: Bahis konusu Kitapta eklentiler olduğu bizzat ekleyenler tarafından üslenilmiştir o yüzden kaynak kitap olma hakkını da yitirmiştir. En azından bana göre tabiî ki siz inanma hakkına sahipsiniz yalnız tavsiyem;YALAN SÖYLEYEN TARiH UTANSIN-1-12- M.M adlı eseri okumanız o zaman meselelere rasyonel açıdan bakmanız belki mümkün olur.Biz tarihin birtakım karanlık meselelerinin kalıplaşmış paragraflarını sayfalara taşımıyoruz. Başkalarının ne yazdığı da beni bağlamaz. Bir meselenin doğruluğu araştırmaların sonuçlarına bağlıdır. Yoksa bir site yaparım girersiniz bir sürü yanlış alırsınız Bahis konusu kitap dedikleriniz çoğu sarhoşken yazılmış. Bu hakaret değil bilimsel ve rasyonel bir gerçek. Böylece ilkokuldan üniversiteye bütün tarih kitaplarında yazılanları sayfaya taşımana gerek yok. Biz Hititleri de arama motorundan öğrenmedik. Bir Türk evladına gerzek merzek ve benzeri kelimelerle hakaret etmek yakışmaz. Tekrar söylüyorum tarihin her merhalesinde konu olan hiç bir insan hakarete layık değildir. Kötü söz her zaman söylediğimiz gibi sahibine aittir. Bildiklerinizi, gördüklerinizi, araştırdıklarınızı yazarsanız itibar görürsünüz aksi halde taşıdıklarınıza inanmıyoruz. Daha dürüst olmak tavsiyesi ile...abdulmecid
Bay abdülmecid,
Sen 'zevzek'liği de aştın be adamım!
Açtırtma pandoranın kutusunu şimdi!
Burada sana 14 asır önce dillerden dillere dolaşılırken, o dillere sahip olanlar birbirlerini yemek üzere iken, halifeleri camilerde, torunları mızrak başında can verirken, üstelik ne hikmetse "noktalama işaretleri" kullanılarak toplanan, ayetlerin içeriğini geçtim, toplama tekniğindeki aksaklıklardan bahsediyor ve eleştirmiyorken sen bir zevzek olarak şuncacık yakınımızda geçen ve hatta dedelerimizden kulaklarımızla duymuş olduğumuz gerçekleri reddediyorsun...
Eğer o inandığın Tanrı, pardon Allah varsa bay abdülmecid, bil ki bu kadar zevzekliğin ve yalakalığına rağmen seni değil nimeti olan rakıyı adam gibi içip ulusuna ve inançlarına hizmet ettiği için MUSTAFA KEMAL'i yanına kabul edecektir...
Yalakalık öbür tarafa değil bu yalan dünyaya mahsus bir meziyettir bay abdülmecid...
VESSELAM!
Ne alakası var şimdi yalakalıkla ona buna sanada hakaret etmediğimiz içinmi yalaka oluyoruz? Bakın lütfen...!Siz sıradan insanların yazdığı bir tarih kitabı ile ilahi kitapları mukayese etmek çok büyük hata olur.Bu hataya kimsenin düşmesini istemem.Böyle bir hataya düştüğünüzü de söylemiyorum.Öyle kimseyle karşılaşmak istemem. Ben sizin ALLAH'a KİTAP'larina RASUL'lerine ve AHİRET gününe inanmadığınızı asla düşünmüyor ve söylemiyorum.Öyle birisine benim anlatabileceğim bişey yok.Ben açıkca hiristiyanlara neden böyle inanıyorsunuz demem ben sadece İsa (as) mın ALLAH'ın peygamberi olduğuna inandığımı söylerim.Burada kişileri ilah'laştırmak kitaplarıda ilahileştirmek gibi bir yanlışada düşmeyelim.Ayrıca hukuk severim diyorsunuz o zaman insanların hukukuna saygılı olmalısınız.Lütfen....!Tekrar söylüyorum sözleşmenize uyunuz kimseye hakaret etmeyiniz.abdulmecid
Çok ilginç bu forumda zıvanadan çıkmış...
Mustafa Müftüoğlu'nun Yalan Söyleyen Tarih utansın ının gerçek tarih olarak kabul edenler olabilir saygı duyarım... Dr.Rıza Nur un Hatıratına inananlara duyduğum saygı kadar... Ancak bunları bu forumda kullanmanın anlamı yok. Hele hele ikisini de reddeden birisinin forumunda....
Şu unutulmamalıdır ki tarih hiç bir zaman tek taraflı hareket etmez. Yani bir olay örneğin Kurtuluş savaşı tek taraflı anlatımla tarihteki yerini almaz. Sakarya savaşı bizim tarihimizde olduğu kadar Yunan tarihinde de aynı biçimde yer tutmaktadır .İngiliz arşivlerinde de mevcuttur. Bizler yengi nedenlerini övünçle değerlendirirken Yunanistan yenilgi nedenlerini utançla tartışır tek fark budur... Aynı şey çanakkale savaşı ve diğer tüm savaşlar içinde geçerlidir. Hatta hatta çok eskilere gidersek peygamberlerin savaşlarıda aynı şekilde tarihe mal olmuştur. Tek resmi kaynaklı bilgi genelde şüphe yaratır kabul görmez. Uhud savaşıda karşı kaynaklarca da doğrulandığı için tarihte uhud savaşıdır. Çanakkale savaşı ise bizden çok karşı kaynak merkezli daha çok haber vardır. Ancak gerek Mustafa Müftüoğlu gerek Rıza Nur kitaplarında ciddi bir kaynak yoktur. Genelde belirsizlik şuradan şumu ki diye ''müphem'' olaylar ve hatta ilerleten sayfalarda kendisini inkar vardır. Bazı olaylarda fizik olayları dışındadır. Örneğin Vahidettin'in Bandırma öncesi selamlıkta Mustafa Kemal' e verdiği öne sürülen altın sandığı gibi... Bundan dolayı her iki kaynakta kaynak olmaktan çok uzaktır .Kaynak dahi olamayacak eserlerin tarih kabul edilmesi en başta tarih bilimine karşı ayıptır.
Bazı üyelerin NUTUk dahil bir çok tarih kitabının ''sarhoşken yazıldığını'' iddia etmesi ise sadece üzüntü ile karşılanacak bir durumdur. Kişinin fikri melekelerinden şüphe edilmesine yol açmaktan ileriye gitmez. Kaldı ki hiç bir iletide olmamasına rağmen ''sıradan insanların yazdığı bir tarih kitabı ile ilahi kitapları mukayese etmek çok büyük hata '' iddiasını ortaya atmak en kibar deyimi ile ayıptır. Eğer bu sözlerin sahibi ''yalan söyleyen tarih utansın'' ı ilahi kitaplardan sayıyorsa bu konuşmaların tamamı havada kalır....
İnanç kitapları olan dört kitabın ''okunmasından'' ancak ''tartışılmamasından'' yanayım. Çünkü inanç sistemi kişiseldir yani içseldir. Ama üzülerek görüyorum ki bazı değerli üyelerin inanç sistemi hakkında pervasızca yazıları ''acaba ''diyeni.. ''bırak ya bu ne biçim din ...'' dedirtecek boyutları aşmakta tam deyimi ile ''insanı dinden imandan çıkartmaktadır.''
Çok daha önemli bir olayda bu forum Can Dündar ın ''Mustafa'' filmi ile ilgili bir forum olmasıdır... Bununla ALLAh ın Peygmberlerin ve dinlerin ne ilgisi olduğunu hala anlayabilmiş değilim... Genel fikri kargaşamızın her foruma olduğu gib taşınmasına karşı olduğumu belirteyim. İşin ilginci okuduğum her ileti ile ilgili forumunda olmasıdır.
"Mustafa" mahkemelik oldu
CNNTürk
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci-yazar Can Dündar'ın hazırladığı "Mustafa" filmiyle ilgili soruşturma başlattı.
"Filmde Atatürk çok sigara, içki içiyor, kadınlara zaafı var gibi gösteriliyor" şikayetleriyle başlatılan soruşturma kapsamında Can Dündar savcıya ifade verdi.
Can Dündar'ın 29 Ekim'de vizyona giren belgesel filmi "Mustafa" ile ilgili tartışmalar yargıya taşındı. Üç ayrı suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.
Atatürk'e "Mustafa" denilmesini saygısızlık olarak değerlendirip şikayet edenlerin yanısıra, filmin müziklerini yapan müzisyen Goran Bregoviç'in Ermeni asıllı olduğu ve bu seçimin bilinçli yapldığı iddiası da gündemde.
Basın savcısı Nadi Türkaslan'a ifade veren Can Dündar filmin sadece 114 saniyesinde Atatürk'ün sigara içerken göründüğünü anlattı.
Can Dündar Milliyet gazetesindeki köşe yazısında da "Atatürk'ün sigaralı fotoğraflarını, görüntülerini rötuşlayacak mıyız? İçkiyle ilgili anılarını silecek miyiz" diye sordu.
İlgili Haberler: 1 , 2 , 3 , 4 , 5,
ATATÜRK ŞÖYLE DEMİŞTİR:
" Tam bir çürümüşlüğü hadisesidir.
Tehayyül edediliyor musunuz ki, bir işgal generali Saray ve Sadrazamlıkla işbirliği içinde bir Türk generalini tevkife kalkışabilmiştir.
Bir gün genç nesiller bunu tam manası ile öğrendikleri vakit duyacakları elem ve öfkeyi şimdiden görebiliyorum.
NEYDİ O İSTANBUL'U İŞGAL ZAMANINDAKİ O YABANCI KOMUTANLARIN MASKARALIKLARI
GENÇ NESİLLER BUNLARI ÖYRENMELİDİRLER..."
-----------------------------
M.E.S: ATATÜRK'ün huzurunda sap gibi durmayı deyil....Yıkılmış bir osmanlı'dan Ulus yaratan bir insandan saygıyla bahsetmek İZMİR'de ki Yunan Askerlerini görmüş ve yaşamış olaylara tanık olan rahmetli Baba anemden bizat duyardım oğlum ATATÜRK olmasaydı adın Belkide MEHMET OLMAZ DI DERDİ. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın F. SEZEN.1899-1981.
-----------------------
O TARİHLERE SIĞMAYAN
O 18 YAŞINDAN BERİ DEVRİMCİ
O İKİNCİ MEŞRUTİYET İLAN EDİLMEDEN ÖNCE CUMHURİYET İLAN EDECEĞİNİ BİLEREK YAŞAYAN
O OSMANLI ÜÇ KITAYA OTURMUŞKEN MİSAK-I MİLLİ SINIRLARINI ÇİZEN
O YEDİ DÜVELE MEYDAN OKUYAN
O ÇANAKKALE Yİ GEÇİLMEZ KILAN
O DÜNYANIN SEVDİĞİ SAYDIĞI BÜYÜK KUMANDAN
O SAVAŞIN GÖBEĞİNDE MECLİS KURUP YAPACAĞI DEVRİMLERİ NOT ETTİREN
O VATANINI PARCALATTIRMAYAN
O KARAKTERİ BAĞIMSIZLIK OLAN
O GELECEK KUŞAKLAR İÇİN YAŞAMIŞ
O MİLLETİNİ SOYMAMIŞ
O MİLLETİNİ SOYDURTMAMIŞ
O VATANINI MİLLETİNİ SATMAMIŞ SATTIRTMAMIŞ.
O NAMUS VE ŞEREF BEKÇİMİZ
O ONUR VR GURUR ABİDEMİZ
O KOCA MUSTAFA KEMAL'İ ANLAMAK
O EŞİ BENZERİ OLMAYAN DAHİYİ ANLATMAK
Çoluk çocuğun eline kaldıysa....
Vah Ki Vah !.. Nuri Kurtcebe 14-Aralık-2008 Cumhuriyet G.Z.T Sayfa 17.
Sayın 1Türk commodoru; başlık almadığım için olacak ki. Sayın horasan iletisine olan cevabı yazıma yanlışlıkla cevap vermişiniz sayın horasanın
"Bay abdülmecid,
Sen 'zevzek'liği de aştın be adamım!" Adlı yazısına olan cevabımdı. Cevabım olan yazısını okursanız bana hak verirsiniz tarih teknikleri konusunda sana katılıyorum. Konunun geldiği yer ise bir süreçtir diye düşünüyorum. Meselenin fazla alakasız olduğundan emin değilim. Site sözleşmemizde olmamakla beraber isterseniz yazılarınıza yazmayız. Sayın commodortr1
Yazılanları görünce müdahil olmaktan kendimi alamadım. Hakaret ve aşağılaycı kavramlarla saldırmayı fikir tartışması zannediyoruz.
Tartışmada adı geçen 3 kitap hakkında görüşlerimi yazmak istiyorum.
1) Yalan Söyleyen Tarih Utansın: Mustafa Müftüoğlu'nun bu kitabı resmi tarihe bir tepki, bir alternatif olarak yazılmış olmakla birlikte, objektif bir tarih kitabı değildir. Resmi tarihin sakat bir çok yönü vardır, ama bu kitap da oldukça ideolojiktir, islamcı görüş açısından yazılmıştır. Ciddi tarihçiler tarafından kaynak gösterildiğini görmedim. Mustafa Müftüoğlu, bu kitabı islamcı görüş açısından yazmış, ancak daha önce yazdığı "Çankaya'da Kabus" adlı kitabında da 1944'deki olayları tamamen Türkçü görüş açısından yazmıştır. Zaten "Yalan Söyleyen Tarih Utansın" daha çok islamcı çevrelerde okunurken, "Çankaya'da Kabus"u daha çok ülkücüler okurdu. İdeolojik tarih de bir tarihdir, ama objektif tarihçilikde yeri yoktur.
2) Rıza Nur'ın "Hayat ve Hatıratım" isimli anıları da güvenilir bir kaynak değildir. Anı kitapları doğası gereği zaten subjektiftir. Anı kitaplarından bir kaynak olarak yararlanırken çok dikkat etmek gerekir. Yaşanmış olayları yazanın gözü ile yansıttığından, oldukça taraflı olabilirler. Ama yazan, olayı bizzat yaşamışsa olayın birinci elden de kaynağıdır. Rıza Nur, çok hırçın ve muhalif bir kişiliğe sahiptir. Dünya görüşü ırkçılığa yakın bir Türkçülüktür. Yanılmıyorsam T.C.'nin ilk Milli Eğitim Bakanı olmasına karşın, sonradan yurt dışına çıkmak zorunda kalmış ve anılarını yurt dışında yazarak Paris'te bir kütüphaneye teslim etmiştir. Yine yanılmıyorsam 60'lı yıllarda rahmetli Prof. Cavit Orhan Tütengil tarafından Paris'teki kütüphanede bulunarak Türkiye'ye getirilerek basılmış ve akabinde yasaklanmıştır. Kitapta Atatürk ve İnönü hakkında ağır suçlamalar, saldırılar ve hakaretler vardır. Yıllarca yasak olan bu kitap, Türkçü birisinin kaleminden çıkmasına karşın, islamcı çevrelerde el altından Atatürk aleyhine kullanılmıştır. (Aslında islamcılar türkçüleri sevmezler, ama bu kitabını çok sevdiler). Kitabın yazarı, Lozan'da İnönü'den sonraki ikinci kişi olması nedeniyle Lozan görüşmelerini yaşamış ve katkıda bulunmuş bir kişdir. Bu nedenle de özellikle Lozan konusundaki görüşleri zaman zaman kaynak olarak kullanılmıştır. Son zamanlarda hakaret cümlelerinden ayıklanmış yeni baskıları piyasada bulunmaktadır.
3) NUTUK : Ulusal kurtuluş savaşının birinci elden kaynağıdır. "Sarhoşken yazıldığı" iddiası hem çirkin hem de yanlıştır. Bu kadar ciddi bir kaynağın sarhoşken yazılmış olması da mümkün değildir. Nutuk'un aslında doğru dürüst bir baskısı da yapılmamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 3 ciltilik baskısı orijinal dili ile basıldığından, ağır bir osmanlıcadır ve yeni nesillerin anlaması güçtür. Kültür Bakanlığı'nın baskısı nispeten iyidir, ama belgelerden oluşan 3. cildi içermiyor. Piyasadaki özel yayınevi baskıları çok iyi değildir. Kaynak Yayınlarının "Atatürk'ün Bütün Eserleri" serisi içerisindeki Nutuk baskısı fena sayılmaz. Nutuk'a getirilen en önemli eleştiri, Atatürk tarafından yazılmış olması nedeniyle bazı kesimlerde bir kutsal kitap gibi algılanması ve eleştirel bir baskısının yapılamamış olmasıdır. (Bazı tarihçilerin eleştirel bir Nutuk çalışması yapmakta olduklarını biliyorum). Özellikle Atatürk'ün yakın silah arkadaşları ile görüş ayrılığına düştüğü yılların izini taşıdığı, bu yakın arkadaşlarına ağır ithaamlarda bulunduğu, daha sonraki bir zamanda yazılmış olsaydı bu ithamların kitaba dahil edilmeyeceği görüşünde olanlar vardır. Nutuk, Atatürk tarafından yazılmış olması nedeniyle Cumhuriyet tarihini yazacak olanları ipotek altına aldığı şeklinde yaygın bir görüş var. Bu nedenle, Atatürk'ün de çok yakınında bulunmuş olan Falih Rıfkı Atay, "Nutuk keşke yazılmasaydı" anlamında şeyler yazmak durumunda kalmıştır. Nutuk, Kurtuluş savaşımızın birinci elden kaynağı olmakla birlikte, diğer paşaların da yazdıkları ile birlikte okunursa karşı görüşler de görülür ve daha gerçekçi bir değerlendirme yapılmış olur.