Doğru yiyicileri barındırmazlar. Onlar doğrudan kanıtlı ev sahibi, mülk sahibidirler. İyelik hakkı kendilerindedir.
Printable View
Doğru yiyicileri barındırmazlar. Onlar doğrudan kanıtlı ev sahibi, mülk sahibidirler. İyelik hakkı kendilerindedir.
Her parti böyle derÖnemli olan icraat.LAflar değil...
19 Ekim 2008 /ZAMAN
HİLMİ YAVUZ
h.yavuz@zaman.com.tr
Merkantilizm, Talan ve 'Deniz Feneri'
İktisadçılar, 'servet' kavramının, iki farklı biçimde alımlandığından söz ederler: 'Servet, paradır' ve 'servet, metadır'! Ya da şöyle: Servet nasıl çoğaltılabilir: Parayı arttırarak mı, yoksa üretimi arttırarak mı?
'Servet, paradır', diyenler, servetin parayla çoğaltılabileceğini; 'servet, metadır', diyenler de üretimin arttırılmasıyla çoğaltılabileceğini öne sürerler. 'Servet, paradır'ı savunanlara Bullionistler; 'Servet, metadır'ı savunanlara da 'Asıl Merkantilistler' deniyor. Avrupa'da Kapitalizmin ön tarihi, 'servet' kavramının bu iki bağlamda dönüşmesiyle birebir ilişkilidir: XVI. yüzyıl İspanya'sı, Güney Amerika yerlileri olan Aztek ve İnka'ların ve Maya'ların altın ve gümüş hazinelerini talan etmek, tapınakları yağmalamakla servetini arttırmayı denemiş; İngiltere ve Hollanda ise serveti üretimle arttırmayı tercih etmişlerdir. İspanya'nın Bullionizm'ine ya da Bayağı Merkantilizmine karşı, İngiltere ve Hollanda'nın 'Asıl Merkantilizm'i!
Bu bilgileri rahmetli Prof. Dr. İdris Küçükömer'in 'İktisad İlkelerine Yeniden Bakış' adlı kitabından aktardım. Nedeni şu: Bugün Türkiye'de Kapitalizmin dönüşümünü, 'servet' kavramının dönüşümüyle tastamam ilişkili görüyorum, da ondan! Evet, öyle;- Türkiye'de 'servet'in hâlâ talan ve yağmayla arttırılabileceğini düşünen Bullionist ya da Bayağı Merkantilist zihinler var, çünkü...
Türkiye'de Kapitalist sosyal formasyon, bana göre elbet, bugün serveti yağmacı ve talancı Bullionist, Bayağı Merkantilist süreçle arttırmaya çalışan bir iktisad tarzıyla, serveti üretim yoluyla arttırmaya çalışan Asıl Merkantilist iktisad tarzının eklemlenmesinden oluşuyor. Burada 'talan'ı ve 'yağma'yı, elbette XVI. yüzyıl İspanyol conquistadore'ların (İstilacıların) anladıklarından çok daha farklı bir biçimde anlamak gerekir. 'Servet' kavramı nasıl bir dönüşüm gösterdiyse, 'talan' kavramı da, iktisadi anlamda mecazi yananlamlar edinerek dönüşmüştür. Marx, örneğin, XIX. yüzyılda Hindistan'da, toprak üzerindeki üç tasarruf biçiminin (Zamindarlık, Riyotvarlık ve Köy-Sistemi), 'iç talan'ın ('exploitation fiscale') değişik biçimlerinden başka bir şey olmadığını söyler. Marx, ayrıca, The British Rule in India'da (Hindistan'da İngiliz İdaresi), Asya devletlerinin 'talan ekonomisi'ne dayandığını da bildirir. 'İç talan', Marx'a göre, devletin artık-ürüne el koyma biçimidir.
Şüphesiz, XVI. yüzyıl İspanya'sına atfedilecek 'talan' kavramı ile Marx'ın XIX. yüzyılda Asya tipi despotik devletlere atfettiği 'talan' kavramı arasında radikal farklar bulunuyor. Ama bugün Türkiye'de 'talan'ın, ne devletin artık ürüne el koyma biçimiyle ne de altın ve gümüş hazinelerinin yağmasıyla hiçbir ilişkisi yoktur. Talan, doğrudan doğruya, mesela, bundan yaklaşık on beş yıl kadar önce 'Marmara Bank' olayında görüldüğü gibi, belirli bir grubun, küçük mevduat sahiplerinin tasarruflarına el koyması ya da mesela 'Deniz Feneri' olayında görüldüğü gibi, halkın birikimini cebine indirmesi biçiminde ortaya çıkıyor: 'Sen biriktir, ben talan edeyim' mantığı! Bayağı Merkantilist mantık!
Dikkat edildiyse, artık 'talan' İspanya ya da despotik Asya toplumlarında görüldüğü gibi, zorla değil, hile ve aldatma yollarına başvurularak gerçekleşiyor. Bu gibi 'talan'cı Bayağı Merkantilist zihniyetle mücadelenin yasal önlemleri alınmadıkça, gerçek anlamda bir Müslüman burjuvazinin inşası, ne yazık ki, mümkün olamayacak gibi görünüyor. Daha önce de belirttim, tekrarlayayım: Gerçek anlamda bir Müslüman burjuvazi, tıpkı İtalya'daki Katolik ticaret oligarşilerinin Rönesans ile ya da Hollanda'daki Protestan burjuvazinin Barok ile Hıristiyanlığın entelektüel müktesebatına sahip çıkması gibi, İslam medeniyetine sahip çıkacak olan sınıftır, bana göre...
19 Ekim 2008, Pazar
Bu kömür işi çok moda ya... 25 kg diye dağıttıkları kömürlerin torbalarının herbiri 24 kg çıkmış. Fakire dağıttıkları kömürlerden bile hortumlamışlar HAMDOLSUN!
'Bedava kömür'ün rantını kimler yiyor?
Kömür dağıtım işi zıvanadan çıktı.. Tarihe 'sosyal yardım' olarak değil, saçmene dağıtılan 'rüşvet' diye geçecek..
Aslına bakarsanız kömürü hesapta devlet dağıtıyor.. Ama Başbakan, kaymakamlara, valilere talimatı partisinin il başkanları toplantısında veriyor...
Hal böyle olunca da kömür AKP'nin kömürü oluyor..
Fakir fukara soğukta donsun mu, sabahlara kadar titresin mi diye düşünenler sesini çıkarmıyor..
Çıkaramıyor! Vizdan izin vermiyor..
İnsanların muhtaç oluşu herkesin elini kolunu bağlıyor.. Hepimizi suskunluğa itiyor.. AKP de fırsat bu fırsat deyip kömür dağıtma işini fütursuzca kullanıyor..
Kömür yüklü TIR kamyonları nerdeyse resmigeçit yapaçak .. Mahallelere sirenlerle, davul zurnayla girecekler..
Başbakan, insanları incitmeyin, dağıtımı gece yapın diyordu ne oldu?
SEÇİM VAR SEÇİM.. Üstelik yerel seçim!..
Fiyaka zamanı!
Gemi azıya alan alana, mart ayına doğru doğal gaz kullanana da torba kömür verirlerse şaşmayın..
Çünkü kömür bedava!
Senin, benim haneme yazıyor..
Dağıtım işlemi oy avcılğığıla sınırlı kalsa neyse! Ortada büyük bir rant da var.. Gecen gün Starhaber'de Turgut Erat'ın enfes bir haberi yayınlandı..
Turgut, Kağıthane'ye, kömür dağıtılan yer gidiyor..Canlı yayına çıkacak, kömür meselesini anlatacak..Dağ gibi yığılan kömür çuvallarına göz atıyor.. Üzerinde para ile satılmaz yazıyor.. altın da küçük bir firma adı..
Çuvalı yapan firmanın ismi..
Ünal Plastik..
Hemen araştırıyor, çuvalı yapan firma Gaziantep'te çıkıyor.. Sahibi, AKP kurucusu ve il yönetim kurulu üyesi Eyüp Özkeseci..
Kömür nereden geliyor?
Soma'dan..
Çuval Gaziantep'ten..
Gaziantep'te hazırlanan çuvallar kamyonlara yüklenip Manisa'nın Soma ilçesine getiriliyor..
(Manisa ve çevresinde çuval dikecek kimse yok galiba) İçine kömür konuluyor, İstanbul'a göderiliyor..
Sizce bu işin içinde rant yok mu?
Bu kömür dağıtım işi de birilerini zengin etmedi mi?
5 yılda 8 milyon aileye kömür dağıtıldığı adda ediliyor.. 6 milyon ton.. Bedeli 1.1 milyar YTL..
Sadece kömürün.. peki nakliyesi kimden? Çuvalı? parasını kim ödüyor?
Mesela Antepli AKP yöneticisi çuval tedarikçisinin cebine bugüne kadar kaç para girdi? Kaç torba dikti, kaç para aldı?
Yosa hayır işi diye diktiği çuvalları bağışladı mı?
Nakliye işini kimler üstleniyor? Koca koca TIR'lar kime ait? onlar da mı hayrına mazot yakıyor?
Anladık kömürün parasını biz veriyoruz, rantını AKP yiyiyor!
Sineye çektik diyelim. Çuvalın, nakliyenin rantını kim yiyiyor?
Kömür dağıtan sosyal devlet anlayışından kimler nemalandı?
Bari bunu söyleyin..
HAYRINA!
24-11-2008 Mehmet Tezkan Vatan G.Z.T
m.e.s Notu: HAMDOLSUN tosuncuklarımın cebi para dolsun?
6 milyon yeni seçmen kafaları karıştırdı
(Supliminal) oylar artınca savunma hazır kömürleri boşunamı dagıtık.
İtira atıyorlarrrrrrrrrr Havada bulutda yok ama...
Adana da yoksullara dağıtılan bu torbalar genelevede verilmiş. Olacağı buydu! Gel de ayıkla!
Doğalgaza gelen bu zamlar yaklaşık bir milyar doları bulan Ankara BŞB nin BOTAŞ a olan borçlarını ödememesinden kaynaklanıyor olmasın.
Başbakan bugün Ankara adayını açıklıyor. Eğer Gökçek aday gösterilmezse demek ki; Bay Erdoğan O'nun "yiyici" olduğuna karar verdi demektir. Geç te olsa: Günaydın!
Melih aday olamayacak...Yeni yiyicinin açıklanması haftaya kaldı..Bir kimse ilanihaye yiyici olarak kalacak değil ya!