-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
""""""emredersiniz!!!! Sahi siz kimsiniz??? Ne düşündüğümü, ne düşünEmediğimi, hangi role soyunup, hangi rolü giyindiğimi nasıl, hangi cüretle takdir etmektesiniz? İlaveten bir de önşartla adres göstermektesiniz??? Uygulamak ya da uygulamamak üzere yol yordam soramaz mıyım? Bu adreslere müracaat edip yol yordam sormaz isem? durumum ne? yol'suz, yordam'sız, az nazik bir vaziyet mi bahtıma düşen?? """""""
bu kısmını atlamışım
...."belki sizin kriteriniz de bunları takip etmektir yanma adına ama ben bunu bunu anlıyorum o yüzden böyle yapıyorum" bunun açılımı...yani bu cümleyi kullanmış olmam bu söylediğinizi yapmadığımı gösterir anlamlı cümleler…kullandığım cümleleri genelleme de değil temellendirme de kullandım…”yanmanın tek yolu sn commodoretr1 e çözüm sormaktır” demedim ben yahu
her neyse… anlayan anlıyor umursamayan umursamasın.....
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Kartel Medyası arasındaki yerini alan Vatan Gazetesi, yayınladığı çıplaklılarla tatmin olmayarak, şimdi de başka gazetelerin reklam fotolarını röntgenlemeye başladı.Vatan, Milli Gazetede 'ANNE' lerin temsil edildiği fotoğrafta bacakların açık olmasını isteyen bu gazete, küstah davranışını bakın nasıl pişkinleştirdi...
HEM DE ANNELERE!!!
VATAN gazetesi anneler günü ile ilgili bir reklamın Milli Gazete'de usulünce ahlaka uygun bir şekilde düzenlenmesini hazmedemedi... Söz konusu gazete kendi grubunda da yayına giren reklam ile Milli Gazete reklamı arasındaki BACAK farkını görünce kalemi eline aldı!
Milli Gazetenin bu anneler günü reklamındaki açıklıkları gidermesine içerleyen çıplaklık düşkünü gazete, reklam fotosunda temsil edilenin ANNE olmasından bile utanmayarak, dolaylı yoldan ''NEREDE BUNLARIN BACAKLARI?'' sorusunu sorma cür'etini gösterdi...
Milli Gazetenin ahlaki davranışını sansür olarak niteleyen gazete, reklam olsun olmasın, gerçek olsun olmasın her durumda nasıl bir zihniyetin malı olduğunu ortaya koyarak, Annelerin temsil edildiği fotoğrafta bile çıplaklık ayrıntısı aradığını tüm kamuoyuna bu sayede bildirdi...
M.Fatih Gediman'ın Haberi (vakithaber)
http://www.ensonhaber.com/images/news/110035.jpg
http://www.ensonhaber.com/images/news/110036.jpg
http://www.vakithaber.com/haber.php?haber_id=1357
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
[QUOTE=birdahadüşün;186567...."belki sizin kriteriniz de bunları takip etmektir yanma adına ama ben bunu bunu anlıyorum o yüzden böyle yapıyorum" bunun açılımı...yani bu cümleyi kullanmış olmam bu söylediğinizi yapmadığımı gösterir anlamlı cümleler…kullandığım cümleleri genelleme de değil temellendirme de kullandım…”yanmanın tek yolu sn commodoretr1 e çözüm sormaktır” :) demedim ben yahu :).....[/QUOTE]
Sn birdahadüşün; samimiyet inanıyorum ki günahımı almaktasınız)) Tek bir ihlalim olmuş,,, o da iki kişi söyleşirken, üçüncü olmuşum, halt etmişim!!! de sizin sohbetinize müdahilliğim yoktu, sadece SEN YANMASAN BEN YANMASAM BİZ YANMASAK NASIL ÇIKAR KARANLIKLAR AYDINLIĞA' önermesini desteklemekteyim. Burda 'yanma' kelimesinin de mecazi olduğunun farkındayım,
[QUOTE=birdahadüşün;186567...."her neyse… anlayan anlıyor umursamayan umursamasın.....[/QUOTE]
kullanılıyor muyum ne???
'her neyse' derken haklısınız, ben de bu tavrınızı çözemedim.:D
Ama demek ki amaca hizmet etti,,, birilerine birşeyler anlatılmasına vesile olmuşum, ne mutlu bana)))))
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Yapmayın arkadaşlar:)" Bayanlar kendi aralarında geçinemezler" önermesini doğrular şekilde bir görüntü sergilemek hoş olmuyor burada.
Aslında bakın hepimiz aynı taraftayız. Önemli olan bunun nasıl değiştireleceği konusundaki en uygun yönteme ya da yöntemlere karar vermektir.
Kadının bilinçlenmesi için şu an kullanılan yöntemlerin çok da işe yaramadığı bir gerçek. Biz burda konuşurken sanki sadece havanda su döğmüş gibi hissediyorum kendimi, onun için de öyle uzun uzadıya tartışmalara pek fazla girmem ben. Önemli olan icraattir. İstediğimiz kadar kadınlar eziliyor ve hak ettikleri yeri alamıyor dersek diyelim, sonuçta uygulamaya yansıyacak küçük adımlar çok daha önemli ve değerlidir. Bunların ise göstermelik kadın dernekleri, kadının kurtuluşu derneği, papatya derneği :) gibi bir takım aslında ezilmediği ve hatta bazı kadınları kendisi ezdiği halde buralarda göstermelik sosyal etkinlik bağlamında yer alan kadınlarca yapılması da inanın çok komik oluyor.
Herkes elini taşın altına art niyetsiz ,dürüst,samimi bir şekilde koymalı ve ne yapabiliyoırsa yapmalı. Yakın çevremde bilinçlendirebildiğim sadece bir kadın bile bence onun yetiştirip de biçimlendirdiği çocuklarına yansıyacağı için değerlidir benim fikrimce. bizler bireysel olarak bunları yapabiliriz. devletin genel olarak yapması gerekenler ise defalarca konuşuldu ve söylendi. Bunu herkes biliyor..! Ğst düzeyde alınacak kararlarla olabilecek şeyler bunlar.
Onun için birbirimizi fazla yıpratmaya bence gerek yok. Şimdi ben de mi girsem bi ucundan..vay efendim siz aslımda şurda bir yerde şöyle demişsiniz diyerek:))) hiç gerek yok. Açık bir el her zaman yumruk halinde sıkılmış bir elden daha iyidir:rolleyes:
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Ben çok az bir şey diyip devam edecektim amma görülüyor ki konu karışmış derinleşmiş. Aynı görüşü paylaşanlar bile tam anlaşamamış . Demokrasinin güzel yanı bu olsa gerek. İyidir iyi biat toplumu olmaktansa ufak farklar arasında bile tartışmak ilerleme adına bir gelişmedir. Ama kırıcı olmamak en önemlisidir.
Ben şimdi yazacaklarımı gene yazamayacağım işin garibi nerede kaldım konu neydi gitgide oda karışıyor. Sanırım hala din iman arasında bir yerlerde sıkışmış durumdayız. Tabiiki orta yerinde kadın var. Tartışmada oradan çıkmış. O kadar çok doğru varki hangi birisinin esas alınacağına karar veremedim ben kişisel olarak. Aslında verdimde sadece beni bağlayacağı için açıkça yazmama gereğini hissediyorum.
Ben bölüm bölüm toparlamaları kendimce yaparak ilerleyecektim ama yer gelmişken kısaca bir görüş bildireyim. İlerledikçe zaten bunlarda toparlanacaktır.
Öncelikle kadınlara karşı yürütülen bu garip yok etme ikinci sınıf görme kavgasının ne gariptir ki en büyük aktörleri gene kadınlarımızdır. Eğitimsiz geri kalmış bir toplumun kadınları hurafeler ve garip batası törelerle birleşince bir garip yaşam girdabının içinde olmuş ve aslında başrolü oynamaktan asla geri durmamıştır. Gelin kaynana kavgasının temelinde de aslında bu vardır...
Elleri ayakları öpülesi annelerimiz birer kadındır ve eğer kız çocuğuna sahiplerse daha hatalar zincirine doğumla başlarlar.
Hiç bir anne kızını bir birey kendisine toplumuna faydalı bir insan olarak yetiştirmeyi düşünmez genelde. Erkek çocuk okuyup adam olacak çalışacaktır. Kız çocuk ise dooğduğu gün gelin olmak üzere programlanır tıpkı kendisinin programlandığı ve bir yaşa gelince çok kızdığı gibi. O çok kızdığı program kız çocuğu doğduğu gün devreye otomatikman girer. Cehalet düzeyine kadar '' Okuyupta ne yapacak kocaya varsın otursun evinin kadını olsun'' zihniyetiyle büyür. Bu kadın zaten ezilmeye programlı yetişmektedir de haberi yoktur...
İstisnaları olmakla birlikte kadınlarımızda evlenmek ister mümkünse zengin bir adamla varılacak en büyük hedef budur. Zengin itibarlı bir adam bul evlen bitsin... Bu bir çok sorunu birlikte getirir ve kötülüklerin gebeliğini yapar....
Daha doğuştan başlayan bu kızların ''edilgen'' yapısı tüm hayatlarını altüst ederken kendileride bir şekilde bu yönde baskı altına girerler. Fırsatını buldukları anda başka bir kadına bunun hissettirirler. Bir kadının kadına yaptığı kötülüğü bir erkek kadına zor yapar hatta yapamaz.
Kadın ve erkekleri birbirinden ayırın. Erkekler dünyasından futbolu çıkarın yaklaşık üç ay sonra erkeklerin yüzde doksanı kavgasız sohbete başlar. Geri kalan yüzde onsa zaten toplumumuzda olan bozuk tiplerdir. Kavgacı hırsız arsız it kopuk dediklerimizden.... Kadınlar dünyasında ise ne ekleyip çıkarırsanız farketmez bir gürültüdür gidecektir. Bir şekilde bir şey bulup gene kargaşa yaratılacaktır.
Kadınlarımızın bu gariplikten kurtulma yolu birey olmaları ve ciddi bir eğitimle olabilir . Bu uzun bir zaman ciddi bir uğraş gerektiren bir süreçtir. Ve maalesef günümüzde bu süreç tersine işlemektedir. Kadının tecavüzcüsüyle evlenmesinin kadın namusu ve onurunu kurtarmak olduğunu kabul eden bir zihniyette kadının ezilmemesi mümkün mü? Namussuz olan aşağılık olan ahlaksız olan büyük bir suç işlemiş olan bir insanın yaşam zevkini elinden almış olan o aşağılık tecavüzcünün çok ağır ceza ve başka yaptırımlarla karşılaşmadığı toplum aslında gelişmiş toplum olamaz. Tecavüze uğrayan bir kadının onuru neden zedelensin ki? Namusuna neden helal gelsin ki? Neden bir kızla yatıp kalkan erkeğin bu durum elinin kiri olurken kadın için namussuzluk olsun ki ? İşte bu soruların bütününe verilecek yanıt bir yere gidilmesini sağlayacak kapıyı açacaktır.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
'' Dişi köpek Kuyruk sallamazsa ; erkek köpek peşinden gitmezmiş...'' Ben bu deyimin ne olduğunu hep anlamaya çalışmışımdır. Ve bir şekilde bu deyimin erkekler tarafından çıkarıldığını düşünürdüm. Amma birgün okudum ki bu kadınları aşağılayan sözcükler birleşmesinden oluşan bu garip deyimin mucidi kadınlarmış. Hem cinsleri için söylemişler. Bu söz öyle bir söz ki erkek ne yaparsa yapsın haklı çıkaran bir söz ve eden bir kadın... Adam uşkuruna sahip olamamıştır ama suçlusu kadındır. Aldatılan kadınlarda buna sığınır. Diğer kadını suçlamak hem kendi gururunu okşar hem '' erkeğini'2korur düzen yürür. Şuç kadında ya affet kadını yok et devam et... Bir iki üç... Hiç demez ki kendi kendine '' Tüm suçlu kadınlarda bizimkini buluyor. Bu kadar suçlu kadın olamaz bizim herif suçlu vay adi...''' Kadınlarda suç çok... Ya min giymiştir. ya şuh kahkaha atmıştır ya baygın baygın bakmıştır... Say say bitmez erkek te öküz değil ya dayanamaz... Ama nedense tersi düşünülmez tersi dediğim erkek açısından tersi... Keendi karısı bunu yapamaz cinayet sebebidir !!!! Çarpıklıklarımız bitmez bitmez bitmez...
Erkek istediğiyle yatar yatar yatar evlenince eşinin bakite çıkması gerekir. Onunla yatan kızların ne olacağı belli değildir. Peki bir garip töre olarak gerdek gecesi çarşafı bekleyen neden kadınlardır ? Adamın kendi sorunu değil midir o evlendiği karısıyla... İşte bu batası töre cinayetleri getirir. Zaten bizim törelerin çoğu da batasıdır. Güzel iki töreye karşılık yanlış bin töre vah vah vah... Ve biz hala kabul etmeyiz eğitimsiz ve kötü olduğumuzu avuturuz palavralarla... Uygarlık fersah fersah uzakken bizden kandırırız kandimizi olmayan gerçeklerle... Tokat gibi yüzümüze çarpan gerçekleri bir iki sapık sapkın meczup diye geçiştiririz... Bazen süşünürüm acaba biz gerçekten ahlaklı bir toplummuyuz diye yanıtını net bulamam nedense... Kendi anası bacısı hariç tüm kızları kadınları potansiyel gören bir toplumun erkekleri ne kadar ahlak sahibi olabilir ki? Boş konuşmalar haricinde....
Olayın bizdeki garip din boyutuna hiç girmiyorum kadınlarımızın üzerindeki baskının nedeninden çünkü ona sıra gelmedi daha hele biraz ilerleyelim tarih içinde atlama zıplamalarımız azalsın türban konusuna değinip geçelim kısaca ondan sonra daha detaylı bakarız...Bu hususa...
Aslında kadınlarımızın kendi kendine sorması gereken ve yanıtını bulması gerekne soru basit. Niçin doğru düzgün kadına değer veren erkekler dururken en azından anlayışlı ve kadını eşdeğer görenler... Ya kendilerin kötü davranan bir MAÇO ararlar yada kendilerine hükmedecek kapatacak bir dini tip... Bu sorunun yanıtı düzgün bulunursa aslında çözüm kolay gelir...
Düşünün kadınlar arasındaki araştırmada ki en beğenilen iki erkeği...
Kadını yok sayan örtüp çocuk fabrikası gibi gören değer vermeyen RTE
Kadını döven ezen sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin diyen İBO
EE kadınlar nasıl kurtarılır dersiniz ????
Neyse bu kadar araya girmek yeter ben bir önceki konuyu azıcık toparlayıp tarihi sekmelerime döneyim...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Biliyorum ki bunu bitiremeyeceğim. Bir oraya Burada ki DİN
İMAN halihazırdaki iktidarın kendisine HAS kendisinin dikte etmeye çalıştığı bir DİN İMANdır. Gerçek dinle imanla ilgisi yoktur.
Tanrım!
Harika bir yazı
her harika kadar kafalara soru işareti çakabilen bir yazıda
sorumun kaynagı yukarıdaki alıntı..
Gerçek din nedir? iman nedir?
yanlıs anlamayın lutfen dininizi sogulamak dgil bu tabi merak etmiyrda degilim!
Fakat bu ulkede sizin dinsizlik dediginiz seyin o olmadıgı konusunda gorus bildirip muhalif olacak o kadar kisi var ki..
Bu durumda nicel dogruyu ararsak kesinlikle toplumun cogunlugunun benimsedigi gorus dogrudur ilkesi gecerki sanirim bu sansızlıgımız
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Aslında tam da şimdi,,, biraz şiir vakti...
Hava kurşun gibi ağır!!
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
Koşun
kurşun
eritmeğe
çağırıyorum...
O diyor ki bana:
— Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem
gibi
yana
yana...
«Deeeert
çok,
hemdert
yok»
Yüreklerin
kulakları
sağır...
Hava kurşun gibi ağır...
Ben diyorum ki ona:
— Kül olayım
Kerem
gibi
yana
yana.
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karanlıklar
aydınlığa..
Hava toprak gibi gebe.
Hava kurşun gibi ağır.
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
Koşun
kurşun
eritmeğe
çağırıyorum.....
1930 Mayıs
Nazım Hikmet Ran
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
kadınlar arası mücadele...
kadın kadının kurdudur....
bal gibi tanıyoruz belki kendimizi...bal gibi farkındayız kadın haklarını savunmayı bile paylaşmakta zorlanıyoruz..kendimizce samimi bulmadıklarımıza hemen bir yer ayarlıyoruz büyük saraylarda... hiç ezilmemişliği bir kıyafet olarak dikip giydiriyoruz bilmeden..kendi çabamız soylu başkasınınki değil...ilk önce samimiyetin ezik kadın söylemleriyle ispat edilmesi gerekir..BİLİNEN GERÇEKLER...
----
insanlar kadınlar ve erkekler olarak ayırdıktan sonra sıra alt ayrımlara geliyor..
.
benim gibi kadın-bizden olmayan kadın-kötü kadın-kızım-ezilen kadın-ezilmeyen kadın(?varsa)-hakkını savunan kadın-savunmayan kadın-savunamayan kadın-savunmaması gereken kadın(!):)...gibi.... bunlara duruma göre algıya göre yenileri de eklenebiliyor..bunlardan işimize gelenler haklarını savunduğumuz kadınlar oluyor…
aslında "hak" kelimesinin tamlayanı olan bir kelime duruma göre değişmemeli...kadından nüfus cüzdanının cinsiyet hanesinde kadın yazan herkes anlaşılmalı....ama maalesef ki kadın kavramı bu kadar değişken...özellikle kadının beynindeki yeri değişken...olaylar ve sizin bir kadının hayatındaki yeriniz değiştikçe sıfatınız da alır nasibini..
kimi olaylarda "kadın hakları"nın öznesi olabilmek, kadından sayılmak bile size ancak diğer kadınlar tarafından tanınabilecek ayrı bir hak gibi :)
bu değişkenlik yüzünden gerçekleştirilmesi bu kadar zor..bu yüzden özel yöntemleri gerektiriyor...bu konuda herkes hemfikir
ancak; eleştirenler tarafından bile istemdışı olarak yapılan bu sınıflandırmalar hiçbir şekilde bireysel ya da kollektif çabaların küçük görülmesini gerektirmez..bu artık kadına değil emeğe saygısızlık olur bana göre...
bireysel çabalar kadar örgütsel çabalar da değerli...ve hatta gerekli..
belli ki derneklerde çalışan samimiyetsiz kadınlarla karşılaşılmış..ben yine bunu kişisel eğilimlere bağlayacağım...o samimiyetsiz kadınlar sivil toplum örgütlerinin alay konusu olmasına sebep olmuşsa belki gerçekçi örgütler de kurulabilir..kişisel olarak uygulanan "daha nitelikli" çabaların bir örgüt çerçevesinde yürütülmesi daha çok kişinin kazanmanılmasını sağlayabilir...
yani din adamları din sömürüsü yapıyor diye dinden soğuyoruz,
iktidardakilere bakıp siyasetten soğuyoruz,
ezilmeyen kadın samimiyetsiz bir şekilde örgütte çalışıyor-ki samimiyetin kriteri nedir?- diye sivil toplum örgütlerinden soğuyoruz…
sonuç da pek iç açıcı olmuyor...