Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Alıntı:
Oğuzhan Dayar rumuzlu üyeden alıntı
Dünyada çiftçi X ile Ordinaryus Profesör Doktor Y'nin oylarının eşit olmadığı bir ülke var mıdır?
İroni yaratmak için değil merak ettiğimden soruyorum.
Çiftçi x, insani koşullarda yaşıyor ise, "insan" olmanın bilincine vardığı asgari bir eğitim aldı ise, bir çuval kömür onun için hayati önem arz etmiyor ise, prof.dr. ile aralarında aşılmaz uçurumlar yok ise...
Bizimki gibi, çoban kalsın, eğitimsiz kalsın, varla yok arasında yaşasın ki bağışa bağlansın istenmiyor ise...
Elinde oyundan başka satacak birşeyi kalmayacak şartlarda yaşa(tıl)mıyor ise...
"Eşitlik" sırt sıvazlayıp o sırttan yeni bir oy çıkarma söyleminden ibaret değil ise evet çiftçi x'in oyunun diğerlerinden farkı yoktur.
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Teşekkür ederim Sayın Gür,
Sağ olun, var olun…
Ben de herkes gibi, belki de daha fazla sizleri seviyor ve saygı duyuyorum. Az şey paylaşmadınız şu forumlarda, az emek vermediniz bu siteye, az şey öğrenmedik şu ortamda, gerçekten minnettarız.
Ayrıca, bilmenizi isterim ki; İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku dersini de yine sizlerin sayesinde iyi bir notla geçtim, az şey değil ki bunlar...
Yalnız, şu “Hırsla kalkan zararla oturur” sözü hepimiz için geçerli idi, daha doğrusu biz üyelere…
Düşündüm ki, “sen dedin , o dedi , ben dedim” olursa; konu kişisel savunmalara dönüşür, site yönetimi de haklı olarak bir uyarır , iki uyarır sonra kilidi vurmak zorunda kalır. Hukuki.net’in en son başvuracağı çare olsa da, bunun böyle olduğunu biliyoruz.
Muhakkak ki, dağdaki çobanın sorunu belli bir bölgeye has değildir fakat nedense insanlar o bölgeye kilitlendi, bunu sadece buradaki yorumlara dayanarak iddia etmiyorum zaten, ama ne yazık ki öyle bir izlenim söz konusu oldu.
Sayın cognis’ in bir yorumu üzerine Nesin Vakfı ile ilgili haberi eklemiş bulundum, zaten forum da henüz gelişme aşamasında sayılır, ardından da güzel bir masalın eklenmesi fena olmadı bence...
Sözünü ettiğiniz Ali Nesin’in sözleri üzerine açılmış bulunan tartışma konusunu da daha sonra gördüm. Tam olmasa bile kısmen okudum. 301 ile ilgili yorumlar vardı, bence savunmanız çok da iyiydi… Savunmanızı iyi bulmuş olmam; o konuları iyi biliyorum ve/yahut sizinle aynı görüşte olduğumuz anlamına da gelmez, oradaki görüşlerinize katılıyorum ancak Ali Nesin’in sözlerini de etik bulmuyorum. Daha makul bir dille kendini ifade edebilirdi.
Cem Yılmaz’ı akıllı buluyor olsam da aynı şeyleri demiş olsaydı yine aynı tepkiyi verirdim. Benim nezdimde alın teriyle kazanan çiftçiler, en az ülkem kadar değerlidirler.
Demokrasi...
Şu forumlarda belki iki ya da üç defa kullanmışımdır o sözcüğü, sakıncası da yok ancak vallahi de billahi de demokrasi havarisi değilim amaa sanırım bu gidişle hepimiz demokrasi havarisi kesileceğiz.
Saygılarımla, tekrar teşekkür ederim.
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Merhaba Sayın matise,
Sözüm bu forumdaki kişilere değil diyorsunuz ama kıyısından köşesinden de aba altından sopa ve alıntıları da eksik etmiyorsunuz.
Ben de bayılıyorum “ tüm insanlar eşit, ama mankenim hatta sarışınım daha daha bir en eşit” kucaklamalarına, gözyaşlarına , acındırmalarına hatta lafı attım ama bilenler savunsunlar diye yakınmalarına…
Benim de mankenim, sanatçım; manken ve sanatçı olarak kaldığında gıkım çıkmaz, hatta eğilirim önlerinde…
Doğruya doğru demek de ne güzel.
Durduk yere ne çobana, ne mankene, ne de sanatçıya laf ettirmem bu da benim huyum, ne yaparsınız bende böyleyim işte…
Ülkenin temel direği çobana tabii ki laf ettirmem, çok doğru: "Siz onları cahil olarak görebilirsiniz ancak öyle akıllılar ki, oylarını da nereye vereceklerini çok iyi bilirler."
Çünkü; una, şekere, kömüre, başörtüye kanacak kadar enayi değiller. Herkes gibi onlar da hür iradeleri ile kimseye bağımlı kalmadan oylarını kullanabileceklerinin bilincindeler.
“En bi eşitlik!” ne oluyorsa artık?
Kim nerede, nasıl , ne olarak kalacağına da kendi karar verir, ne ben, ne siz , ne de bir başkası değil Sayın matise.
Gaf konusunda mutabık mıyız?
Bir de sözlükten bir isim arayışındaydınız, bulabildiniz mi bari?
Dolayısıyla farklı düşünebiliriz, ara ara yollarımız birleşir veya ayrılabilir, bu hiç önemli değil, önemli olan; ülkemizin zararına değil, yararına olan ne ise, o olsun.
Ülkemize zarar veren durumlar nedir?
Bana göre her şeyden önce, Basın ve Yayın çok etkili bir iletişim aracı olduğundan titizce hazırlanmış kaliteli ve eğitici programlar, haberler ise abartılı ve kışkırtıcı olmamalı vs.
Diyorum ama geçenlerde kırk yılda bir, ben de bir yazı yazayım dedim, konu itibariyle söz kargaya gelince sevmediğimi dile getirmiştim, tam da ertesi gün birileri kargaları asfalta yapıştırmazlar mı?
Şaşırdım kaldım birileri benim yazdıklarımdan mı etkilendi nedir ki diye, başladım kara kara düşünmeye…
Bir bilmeyen de beni çoban sanacak, izlediğimiz filmler dışında bari çoban görmüş olsam içim yanmazdı, çobansa hepimizin çobanı bu, değilse hepimizin değildir. Ayrıca, çobanı da mankenle aynı kefeye koyamam, bunun için kimse kusura bakmasın.
Saygılar..
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Yanlış anlamalar sona erdiğine göre iki kişinin sözleri ile bu gereğinden fazla uzamış olan forumu kapatalım.
“Parlamenterlerin çoğunun demokrasinin ne olduğunu bildiklerini sanmıyorum... Halk kendi lehine çalışacak partiyi seçmekten yoksun... Hakkari’nin dağındaki bir çobanla, İstanbul’daki bir profesör aynı oy verme hakkına sahip. Buna demokrasi diyorlar. Toplumumuzun orta bir kültür düzeyinde olması lazım.” (1994)
Aziz NESİN
"Görülüyor ki, toplumla yapılan bu sözleşme (Anayasa) tehditle, fesada uğratılmış bir iradeyle benimsetilmiştir. Göstermelik oylama hukuken sakattır. Bu yüzden Anayasa biçimsel meşruluktan yoksundur, geçersizdir. Unutmayalım ki, bu tür yollarla halkoyuna sunulan anayasaların sağladığı çoğunluk her ülkede %97-%100 arasında gerçekleşmiştir ve görünüştedir Türkiye'de %93 çoğunluk, halkın onuruna saldırıyla elde edilen ayıplı bir çoğunluktur. "Kurşun yerine oy" kullanılarak kabul ettirilen 1982 Anayasası, hazırlayanlar ve hazırlanış biçimiyle bir tür "ferman anayasası"dır." (1999)
Sami SELÇUK
Yargıtay Başkanı (emekli)
İşin püf noktası; dağdaki çoban bizim vatandaşımız, canımız ciğerimiz kardeşimizse, ona profesöre tanınan fırsat eşitliğini her konuda sağlamalıyız. Bu da sözle değil, icraatle olur. Mevcut iktidarın ve geçmiş iktidarların siyasi rant sağlama amacı ile çobanı (çoban burada sadece bir simgedir) cahil, aç, sefil, çaresiz bırakıp, çeşitli yapılanmalar içerisine itip, çobanın özgür iradesine ipotek koymaları hep bilinçli seçimlerdir. O bilinçli seçimler, uygulanan ekonomik politikalar, o demokrasiden nasibini almamış Anayasalar, Kanunlar ülkeyi işte bu hale getirmiştir. Forumlar dolusu tartışılması gerekenler Aysun Kayacı'nın sözleri değil, asıl bunlardır.
Selamlar,
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Ah çobanım ben sana demedim mi nasıl seslenecekler sana...
"Gördün mü bak nasıl da eşitiz! Yeter ki sen o uzak köyde çoban olarak kal"
Sen varla yok arasında kal, hep orda, o uçurumların öte yakasında kal. Kal ki filmlerde dahi farkedilmesin kimliğin.
Sonra bir torbaya gözyaşları doldurulsun, hep beraber seyredelim:
"civciv çıkacak kuş çıkacak, bu sinekten bir oy daha çıkacak..."
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Sayın Gür bu forumu artık burada kapatalım dedi, ama başlangıçta unuttuğum bir husus aklıma geldi.
Daha doğrususu, sevgili deniz02'nin "çobanı izlediğim filmlerde gördüm" demesi konuyu anımsattı.
Ben küçükken köyde çobanlık yapmıştım. Acaba çobanların oylarını savunmak fikri benim bilinç altıma o zaman mı yereleşti diye düşünüyorum.
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Bir zamanlar bakla tarlasında karga çobanlığı eden de vardı. Önemli olan karga kovalamak veya koyun gütmek değil, namus ve alınteri ile yapılan her iş değerlidir. Asıl mesele bilinçli bireyler olup güdülmemek, sömürülmemek...
Selamlar,
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
:rolleyes:
Çoban: "Hebere... Höbereee... Obaraaakkkk... Hoptirililayloooom... Laylayliyaylooommm!"
Sonra da, "sinek olmak, cırcır böceği olmaktan iyidir" diyecek,
Daha sonra da "civciv çıkacak kuş çıkacak" ve ikisini de "hüüüp" diye yutacak.
O vakit de ne çoban kalacak, ne de güdülecek sürü...
"Onlar erdi murada , biz çıkalım olmayan kerevete" olacak.
Dostlar sağ olsun!
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Bence, Aysun Kayacı'ya bodoslama karşı çıkmak doğru değil.Haklı olduğunu savunmuyorum tabi.Ama benim de zaman zaman,cahil insanların verdiği oylarla yönetilmeme kızdığım olmuştur."Herkese iki anahtar" vaadine inanarak oy verenler,benim de başımı yakmış olmuyorlar mı?Tabi buradaki cehaletten kastım okula gitmemiş ya da üniversite okumamış olanlar değil.Hepimizde var olan,ve az ya da çok kapasitesi olan beynini kullanmamış olanlar.Ben cehaletin kader olmadığına,insanın kendi kusuru olduğuna inanırım.Ve cehaletin beyni kullanmamak olduğuna inanırım.Halkımızın cahil bırakıldığına değil,cahilliği seçtiğine inanıyorum. Tembellik ettiğimize inanıyorum.Herşeye rağmen kendimiz yetiştirebilirdik.Özellikle teknolojinin hemen her eve girdiği günümüzde...Bence halkın cahil bırakıldığı düşüncesi halkı tembelleştirmekten başka bir işe yaramıyor.Çünkü insanlar "Ben ne yapabilirim?cahil olmak benim suçum değil,bizi yönetenlerin suçu" demeye başlıyorlar.
Re: Dağdaki çobanla Aysun Kayacı eşit olur mu hiç?
Bence konu çok uzatıldı. Hukuki süreci başlamışsa bazı siyasetçilerimizin konu hakkında o tip yorumlar yapmaları yanlış. Herkezin fikrini doğru/yanlış olarak sorgulayabiliriz ama saygı sınırları çerçevesinde olması lazım.