Re: Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır...
Neyzen den,
Ne ararsın tanrı ile aramda/Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda/Başı açığa neden türban sorarsın?
Rakı,şarap içiyorsam sana ne/Yoksa sana bir zararı içerim.
İkimiz de gelsek kıldan köprüye/Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
Esie iken mümkünmüdür ibadet/Yatıp kalkıp Atatürk e dua et...
Senin gibi dürzülerin yüzünden/Dininden de soğuyacak bu millet.
İşgaldeki hali sakın unutma/Atatürk e dil uzatma sebepsiz
Sen anandan yine çıkardın amma/Baban kimdi bilemezdin şerefsiz...
Re: Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır...
Sonuçta türban ilk kez serbest kalmıyor. Laikliğe herhangi bir tehdit oluşturduğunu sanmıyorum. Ayrıca serbest bırakılan türban değil başörtüsü. Çene altından bağlanacak.
Ayrıca türban ve 301 konuları meclise ortak bir paket olarak getirilecekti. MHP'nin müdahalesiyle başörtüsü konusunda çözüm bulunmuş ve 301 AKP'nin elinde patlamıştır.
Re: Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır...
Türban konusunu Atatürk dönemine kadar gidip irdelemenin gereği yok.. Bundan yaklaşık on onbeş sene öncesine kadar devlet dairelerinde türbanla çalışan memurlar vardı hiç kimsede bu konuda sesini çıkarmazdı. Üniversiteye türbanı ile giden kız öğrenciler vardı. O zamanlar hiç bir sorun yaşanmadı yada duymadık.. Şimdi ne oldu da sorun oldu acaba türban takan insanların sayısı mı? ama hayır istatistikler azaldığını gösteriyor. Peki acaba sayıları azalmakla birlikte türban takan kadınlar daha çok mu kendilerini sosyal alanda gösteriyorlar, türbanlı kızlar daha çok mu okuma öğrenme talebinde bulunuyor?
Ters bir noktadan tespit yapalım belki de türban takan insanlarımız hiçbir talepde bulunmadan evlerinde otursalar hiç bir sorun çıkmayacak o zaman
Önce buna bir cevap verelim...
Re: Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır...
Abbas Bey milliyet gazetesini çok seviyor ama nedense ana sayfaya bakıp hiç yorum yapmadan destek veriyor. Bende o fotoğrafları koyayım dedim...
http://galeri.milliyet.com.tr/2008/1...ograflar/2.jpg
http://galeri.milliyet.com.tr/2008/1...ograflar/7.jpg
http://http://galeri.milliyet.com.tr...ograflar/5.jpg
Bu üniversite değil açık lise sınavı...yer Türkiye...
Önemli olan şu Türban değil... LAİK DEMOKRATİK SOSYAL HUKUK DEVLETİNİ Mİ SAVUNUYORUZ ? YOKSA ÖZGÜRLÜK KANDIRMACASI ALTINDA ŞERİATI MI?
Re: Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır...
Açık lisede okuyanlar, çeşitli sebeplerle okuyamamış kişiler. Çoğunluğu da ev hanımlarından oluşuyor. Okuyup da ne olacaklar.. Okuyup aydınlanacaklarına evlerine tıkalım.. Yemek pişirsinler, çocuk baksınlar. Ama artık iyi yemek yapmanın, çocuk bakmanın da yolu kitaplardan geçiyor. Ne yapsak acaba? Bir lise diplomaları olsun istiyorlar. Bari onu da çok görmeyelim diyeceğim ama, bu kadınlar okursa cumhuriyet ve laiklik elden gidecek.
Bir tarafta altı üstü basit bir lise diploması, öbür tarafta koskocaman cumhuriyet ve laiklik var. Elbette cumhuriyet ve laikliği korumamız gerek. Korumazsak bu açık lise diploması peşinde olan kadınlar cumhuriyeti ve laikliği yok edecekler. Öyleyse hücüm bu okuma peşinde olan cumhuriyet ve laiklik düşmanlarına.. Okutmayalım onları.. Evlerinde kalsınlar. Karanlık dünyalarında kalsınlar. Aydınlıktan nasibini almasınlar onlar. Aydınlık ancak bizim hakkımızdır. Onlar da kim oluyor.
Gerçi aynı sınava erkekler de giriyor, ama onların içindeki cumhuriyet düşmanlarını nasıl ayıklayacağız diye kara kara düşünmüyor değilim. Eşitsizlik yapıyoruz. Cumhuriyet düşmanı kadınları sınava sokmuyoruz ama erkeklere bir şey yapamıyoruz. Bu dert beni öldürecek vallahi.. Eşitliği sağlayıp, şu erkekleri de almasak iyi olacak amma bir formül bulmalıyız arkadaşlar. Onlar da başlarına sarık veya fes gibi birşeyler koysalar ayırt edeceğiz. Ama şu aşamada henüz bu önemli memleket sorununa bir çözüm bulamadık. İnşallah bunu da memleketin yüksek menfaati için çözeceğiz. Bizler okuyan kişiler olarak inşallah bir gün sınava giren erkekleri de ayırt edecek bir formül icat edeceğiz, ya da kafalarını okuyan bir alet falan bulacağız. Bulmalıyız da..
Gerçi bu açık lisede okuyanlar yanılmıyorsam senede 2 defa sınava giriyorlar. Ama olsun, 2 defa da olsa evlerinde örttükleri başlarını 2 defaya mahsus olmak üzere açsınlar canım. Açınca kıyamet mi kopar. 2 defa deyip de küçümsemeyelim. Yılanın başını küçükken ezmeli.. Bunların işi belli olmaz. Bir defa yapmakla bir şey olmaz, iki defa yapmakla bir şey olmaz deyip de boş bulunmak olmaz. Dikkatli olalım!.. Uyanık olalım!.. Okumalarına fırsat vermeyelim!..
Re: Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır...
Danıştay türbana son noktayı koydu
31 Ocak 2008
A.A
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, kılık-kıyafet kurallarına uymadığı için üniversite sınavı iptal edilen öğrencinin velisinin açtığı davayı reddetti.
Öğrenci Seçme Sınavı'na 17 Haziran 2001 tarihinde giren bir öğrencinin velisi, “sınavda kılık-kıyafet kurallarına uymaması” nedeniyle çocuğunun sınavının iptal edilmesine ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı 2001 yılı Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Kılavuzu'nun 3.4 No'lu bölümünde yer alan “başı açık olarak sınava gireceğine” ilişkin düzenlemenin iptali istemiyle Danıştay'da dava açmıştı. Danıştay 8. Dairesi, 17 Aralık 2002'de istemi reddetmişti.
Daire kararına itiraz edilmesi üzerine, dosyayı görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu itirazı yerinde görmeyerek Daire kararını onamıştı.
Davacı veli, Kurul'un kararına karşı karar düzeltme isteminde bulundu. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bugünkü gündem toplantısında davacının karar düzeltme istemini reddetti.
Şimdiii gelelim tekrar meseleye... Bakalım ilerici, AB'ci, demokrat, sosyal demokratlardan daha sosyal demokrat, yakında Sosyalist Enternasyonal'e bile kabul edilebilecek AKP ne yapıyor. MHP'yi hiç saymıyorum onların ne yaptığı belli...
Ortada Yüksek Yargı kararları var, ha evet Yüksek Yargı Kanun ne ise ona göre hüküm vermek zorunda, o zaman Kanunu değiştiririz, Yüksek Yargı da ona uyar (mı?)
Anayasa'da ilk 3 madde değişmiyor, değiştirilmesi teklif bile edilemiyor. Ne diyor o maddelerde, laikliğe vurgu yapılıyor. Sen ne yapıyorsun, Kanunu dolamaya çalışıyorsun ve Anayasa Mahkemesi şekil denetimi yapar diyorsun, TBMM'nin işine karışma diyorsun. Anayasanın özüne, ruhuna aykırı bir düzenleme toptan yok sayılır. Bunu bilmiyor musun, biliyorsun.
Hadi Anayasa Mahkemesi de sana geçit verdi diyelim. Sen uluslararası anlaşmalarla kabul ettiğin ilkeler ve mevzuat iç hukukunla çelişirse, o mevzuatın uygulanacağını kabul etmiş misin? Etmişsin. Ne diyor AİHM içtihadı, bu iş laikliğe aykırıdır diyor. Yarın AİHM'ye gidilirse ne olacağı belli, bunu bilmiyor musun , biliyorsun.
Bedevi-köle hikayesinde olduğu gibi "madem işin başına dönecektik, e biz bu boku neden yedik?" sorusunu sormaya gerek var mı?
Ne yazık ki var, savunduğunu söylediğin binlerce türbanlının hevesini kursağında bırakmak, toplumu germek, kutuplaştırmak ve hatta çatıştırmak, seni şakşaklayan liboşların pek sevdiği AB'ye toplumu iyice düşman etmek, bakın biz çok uğraştık ama beceremedik diye mağduru oynamak için bu boku yemeye gerek var.
Ne için gerek var? Yerel seçimde gelecek oylar için... Allah sizi ıslah etsin emi...
Re: Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır...
Sabah Türkiye, her zamankinden çok daha farklı bir güne uyanacak. Laik sosyal hukuk devleti olan T.C nin kurucusu olan Mustafa Kemal'lin devrimleriyle inatlaşmanın sonucunun vücuda getirdiği ham meyveler toplanmaya çalışılacak. Yarın gün yeniden yine doğudan doğacak ama hiç olmadığı kadar doğudan. Kara. Karanlık.
Re: Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır...
soralım;
başın örtülmesi, hangi kritere göre çağdışıdır.
hangi kritere göre medeniyetin dogal sonucu salt "başı açıklık"tır.
referans hayat şekli ve kriteri belirleme hakkı kimdedir?
*demokrasi* ile *referans hayat şekli belirleme işi* birbiriyle bağdaşır mı?
Laiklik, bireyi mi özgür bırakır, yoksa dini mi hapseder.
iran'da başı açıklar "kötü",, bizim bazı insanlarımıza göre ise başörtülüler "kötü"...
peki hangisi doğru?..
bana göre ikisi de yanlış ve insan haklarına aykırı.
fikir oluşturmadan önce incelemenizi "eksiksiz" yapmalısınız aksi halde düşünceniz hatalı olur.
başörtüsü takanların samimi olup olmadığı siyasilerle yapılacak görüşmeler sonrasında değil bizzat başörtülülerle onlarla samimi bir söyleşiden sonra, mimiklerlerine sözlerine ve düşüncelerinin dayandığı ve yöneldiği fikre bakarak kanaat oluşturulmalıdır.
Kaygım var diyenlerin birçoğu samimidir fakat kasıtlı olmamak gerçeği bulmak için yeterli değildir.
diyelim ki bu iki parti gayrı samimidir. ne yani, siyasilerin samimiyetsizliğinde samimi başörtülülerin haklarını mahkum mu edeceğiz.
bir gemide yüz insandan sadece 1'i cani olsa veya abartalım 99'u cani olsa o gemiyi batırmak akla, hukuka, insan haklarına ve insanlığın ulaştığı evrensel değerlere ne kadar uygundur?
Re: Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır...
Hüseyin Karakuş tan...
KARA SAKALIM
Sakal seni güzel için beslerem/Ben seni kesemem kara sakalım
Güzelleri görünce hafif kaşıram/Ben seni kesemem kara sakalım
Sakal değil benim iki gözümsen/Elde kullanmaya büyük kozumsan
Halkı kandırmaya bana lazımsan/Ben seni kesemem kara sakalım
Şeyhler gibi üç beş kadın almadan/Yobaz gibi yanlış namaz kılmadan
Camilerden ayakkabı halı malı kilim çalmadan/Ben seni kesemem kara sakalım.
Takkeli cübbeli kara sakallı erkeklerin yerine şimdi tesettürlü kadınlar aldı.Birazda onlar gövde gösteri yapsın.Kadınların da hakkı.
Re: Yargıtay: Türban laikliğe aykırıdır...
Türban konusunda durumu izah eden ilgnç bir yazı (Radikal, 01.02.2008)
'Control freak'
İsmet Berkan
01/02/2008 (3973 kişi okudu)
Başlıktaki İngilizce tabiri 'Kontrol delisi' veya 'Kontrol hastası'
diye çevirmek belki de mümkündür. Bu son 20 yılda günlük dilde de kullanılmaya başlanmış davranış bilim kaynaklı bir 'argo' tabir.
Wikipedia'da yapılan tanımı çevirmeye çalışayım:
"Psikoloji kaynaklı bir argo olan 'control freak' etrafında olan biten her şeyin nasıl olması gerektiğini dikte etmeye çalışan insanlar için küçümseyici bir tabir olarak kullanılır. Ayrıca, sınırlı sayıda bazı şeylerin hangi özel yolla yapılması gerektiğini söyleyen kişiler için de kullanılır. Klinik psikoloji profesörü Les Parrott şöyle yazmıştı: 'Control freak'ler, herhangi bir şeyi sizin umursadığınızdan fazla umursayıp kendi istediklerinin olması için ısrarcı olmaktan vazgeçmeyenlerdir.'
Bazı durumlarda, control freak, kendi bitmez tükenmez müdahalesini daha iyi, hatta gerekli görür; bu da daha üstün hissetmekten, başkalarının bu şeyleri yeterince iyi yapmaya muktedir olmadığını düşünmekten veya kendileri her detayla ilgilenmezlerse işlerin yanlış gideceğine inanmalarından kaynaklanabilir. Başka bazı durumlarda ise sadece ellerindeki gücün etraflarında olup biten her şey üzerinde kontrol
hissi veriyor olmasının zevkini çıkarırlar."
***
Evet, Wikipedia böyle diyor. Eminim etrafınızda o türden insanlar vardır, belki siz de 'control freak'siniz. Mesela ben öyleyim. Kendimi 'control freak' olmaktan alıkoymaya çalışsam da çoğu zaman başarısız olduğumu biliyorum.
***
Kişiler için kullanılan bu kavramı acaba ülkeler, daha çok da devlet aygıtları için de kullanabilir miyiz?
Hiç kuşkusuz kullanabiliriz. Devletin başlıca işi vatandaşlarını kontrol etmektir. Totaliter bir rejimde bu kontrol çabası doruğa ulaşır. Bu halin en güzel anlatımını George Orwell'in '1984' adlı romanında okuyabilirsiniz. Totaliter rejimlerin 'kontrol delisi' olduğunu, demokratik rejimlerinse böyle olmadığını söylüyor değilim. Demokratik rejimler de vatandaşlarını bir dereceye kadar kontrol etmek isterler, en azından ne yaptıklarını bilmek isterler.
'Özel hayatın dokunulmazlığı', 'Kişisel haberleşmenin gizliliği' gibi ilkeler bu kontrol merakının sınırlanması amacıyla geliştirilmiş ilkelerin sadece bazıları.
Her devletin, her rejimin kontrol alanını genişletmek için bulduğu çeşitli bahaneler vardır. Bu bahaneler her zaman birtakım korkulara dayanır. Bu korkuların hepsinin sahte olduğunu, yapay olduğunu iddia ediyor değilim; mesela Kaide terörü son derece gerçek ama bu terör nedeniyle bir zamanların 'özgürlükler ülkesi' Amerika'da ve giderek bütün dünyada oluşturulmakta olan kontrol rejimi korkunun kendisinden bile daha büyük neredeyse.
***
Buradan sözü Türkiye'ye getirmek istiyorum.
Bizim devletimiz, totaliter bir kontrol çabasından demokratik bir kontrole geçmeye çalışan, yani vatandaşlarının üzerindeki merkezi kontrolu tamamen kaldırmasa da kontrol edilen alanı daraltmaya çalışan bir devlet. En azından ben böyle düşünüyorum; çünkü Türkiye'deki demokrasi mücadelesi tarihini vatandaşlar üzerindeki doğrudan veya dolaylı kontrolün azalması için verilen mücadelenin tarihi diye okumak da mümkün bence.
Tamam gidiş belki demokrasiye doğru, daha az kontrole doğru falan ama bu geçiş öyle sancısız ve direnişsiz de olmuyor.
Türban meselesini bir de böyle okuyalım. Devlet, her çocuğun hayatında ilkokul çağından üniversite mezuniyetine kadar olan maksimum 16-18 yıllık bir dönemini kılık kıyafetinden saçınının sakalının uzunluğuna, eteğinin boyundan boynundaki kravatına, ceketinin renginden boyna iliklenen yakanın kolasına kadar kontrol ediyor; aynen Wikipedia'nın tanımındaki gibi çocuklara (ve ailelere) bir şeyleri dikte ediyor.
Bu kontrolü de bize çeşitli soylu gerekçelerle takdim ediyor: İlkokulda, ortaokulda, lisede üniforma giyiliyor, çünkü farklı giyime izin verilirse sosyal statü farklılıkları ortaya çıkar. Üniversitede sakal, belli bir biçimin dışında bıyık, başörtüsü giyilemez, çünkü farklı giyimler farklı siyasi görüşlerin dışavurumu olur.
Devletin üzerimizdeki kontrolünü öylesine içselleştirmişiz ki, bu kılık kıyafet düzenini sorgulamak aklımıza bile gelmiyor. İlkokulda hepimiz o siyah formaları giydik elbette ama hangimiz bilmiyorduk kim zengin çocuğu, kim kapıcının çocuğu? Türbanı yasaklayınca, 'siyasal islam'cıların üniversiteden yok olduğunu mu sanıyoruz?
Kimsenin aklına, 'Bana ne, sana ne, kime ne' demek gelmiyor. 'Ben bir bireyim ve devletin emrettiği gibi değil kendimi ifade etmek istediği gibi giyinirim' demek gelmiyor. Bu çığlığın son derece normal, sıradan bir talebi dile getirdiği akıl edilmiyor.
***
Kendinizi bir yoklayın: Ne kadar 'control freak'siniz?