Re: Ulus Devlet Nasıl Yok Edilir ?
Baydemir: Bu uçaklar Diyarbakır’da uçamayacak
Baydemir, DTP’lilere uçakları göstererek, “Gün gelecek, bunlar da uçamayacak. Bu zülmü vallahi de billahi de kıracağız” dedi
DİYARBAKIR DHA
güncellenme zamanı 7.4.2009
‘Uçaklar uçamayacak’
Baydemir, Diyarbakır’daki 2’nci Taktik Hava Kuvveti Komutanlığı 8’inci Ana Jet Üssü’nden eğitim amaçlı uçan uçaklara değinerek, şunları söyledi:
“Gün gelecek, bunlar da uçamayacak ve sizin barış ellerinizi tutacaklar. Ne kadar yüreğimiz yansa da bizim kararlı duruşumuz onların aklını başından alacaktır. Taş geliyorsa, önce bizim alnımıza değsin. Mermi geliyorsa, önce siyasetçilerimize değsin. Size değmesin. Tırnaklarınızla ve bedeninizle bu direnişi bugünlere getirdiniz. Bugünden sonra akıllıca ve sabırlı bir şekilde, bu zülmü vallahi de billahi de kıracağız.”
ERDAL SARIZEYBEK: PKK VE DTP ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜDÜR .
Türk ulusunun bekası uğruna can verenlerle,
bu mücadeleyi can pahasına sürdürenlerin onuruna…ERDAL SARIZEYBEK
Haberin devamıhttp://www.erdalsarizeybek.com.tr/es...orgutudur.html
Re: Ulus Devlet Nasıl Yok Edilir ?
27.04.2009 Pazartesi 18:05 DTP'li Buldan'dan çok tartışılacak sözler
http://w9.gazetevatan.com/newpics/ne...5102247029.jpg
DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, 29 Mart yerel seçimlerinde ‘Kürdistan' sınırlarını belirlediklerini söyledi
Behçet DALMAZ/ HAKKARİ, http://w9.gazetevatan.com/DTPli_Buld...35476/9/Manset
Re: Ulus Devlet Nasıl Yok Edilir ?
Ulus Devlet nasıl mı yok edilir?
Ulusu asit kuyularında eriterek yok edilir, nede olsa Devlet de kendiliğinden yok olur!
Re: Ulus Devlet Nasıl Yok Edilir ?
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
9 askerimiz şehit!..
http://haber.gazetevatan.com/newpics...51267210_2.jpg
Lice'ye 10 km uzaklıkta Mehmetçiğe hain saldırı
Diyarbakır'ın Lice İlçesi'ne bağlı Abalı Köyü yakınlarında PKK'lı teröristlerin mayınlı saldırısında şehit düşen askerler
http://haber.gazetevatan.com/Iste_se...35794/1/Gundem
M.E.SEZEN NOTU :Hainlerin sınırları hadleri nezaman bildirilecek yüregimiz yanıyor bu şerefsizlere nezaman hesap sorulacak yargı süreci nezaman güçlenecek.
Eli kanlı pkk Terör örgütünün üzerine gidildiğinde savaş karşıtlığı kesilen Terör yandaşlarından hesap sorulmayacak mı ŞEHİT'LERİMİZ RAHMET DİLER ULUSUMUZUN BAŞI SAĞOLSUN.
Re: Ulus Devlet Nasıl Yok Edilir ?
‘Ulusalcılık’ terör dosyasına girdi
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM), geçen yıl hazırladığı kurum brifinginde, son olarak Ergenekon operasyonuyla birlikte sık kullanılmaya başlanan “ulusalcılık” akımını, “aşırı sağ faaliyetler” kapsamında değerlendirdiği ortaya çıktı. Değerlendirmede, “Ulusalcıların kullandığı aşırı yaklaşımların amacını aştığını ve propaganda amaçlı önemli bazı gelişmeleri tetiklediği” belirtildi.
Devamı: http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=169937
Re: Ulus Devlet Nasıl Yok Edilir ?
ALIN SiZE iYi SEYLER
Sonunda bu da oldu! AKP Milletvekili İhsan Arslan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran Atatürk’ün ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözünün silinmesini istedi.
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün, sözde Kürt sorununun çözümü konusunda “Çok iyi şeyler olacak” demesinin ardından eteklerdeki taşlar da peş peşe dökülmeye başladı. AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan, dağlardaki ’Ne Mutlu Türküm Diyene’yazısının silinmesini istedi.
Haberin tamamı:http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ha....php?hit=16359
Cevap: Re: Ulus Devlet Nasıl Yok Edilir ?
Sarızeybek savcılara meydan okudu!
14 Mart 2010 Pazar 00:25
Emekli Albay Erdal Sarızeybek, Ergenekon davasına bakan savcı ve hâkimler ile Adalet Bakanı'nı sert bir dille eleştirdi.
Hiç kimsenin İstanbul'daki bir suç soruşturmasına Ergenekon kod adını veremeyeceğini belirten Sarızeybek, "İstanbul'daki savcılara soruyorum. Siz Cumhuriyet'in mi, yoksa Ergenekon'un mu savcılarısınız? Cumhuriyetin savcıları iseniz sözümüz yok. Eğer Ergenekon savcıları iseniz sözümüz var. Türkiye'de kimsenin Ergenekon'u yargılamaya gücü yetmez. Çünkü Ergenekon biziz biz." dedi.
Emekli Albay Sarızeybek, Eskişehir'de, Sosyal Demokrasi Derneği tarafından düzenlenen 'Açılımlar ve Terör' adlı konferansa katıldı. Zeybek, konuşmasında erken seçimin mutlaka yapılarak CHP ve MHP koalisyonun iktidara getirilmesi gerektiğini vurgularken, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı ve hâkimleri de eleştirdi.
Ergenekon'un Türk milletinin bir yaradılış destanı olduğunu ve bu ismin her yerde kullanılamayacağını dile getiren Sarıbeybek, "İstanbul'daki soruşturmanın kod adı niye Ergenekon? Ergenekon nedir? Türk milletinin dünya sahnesine çıkış destanının adıdır. Türk milletinin yaradılış destanıdır. Bugün Türkiye'de ne siyaset ne hukuk ne de ahlaken hiç kimse İstanbul'daki bir suç soruşturmasına bunu kod adı olarak veremez. Hukuken veremez. Çünkü bizim hukuk sistemimizde suç soruşturmaları kod adı almaz. Yıl ve sayı ile ifade edilir. Siyaseten verilemez. Çünkü siyaset hukuka uymak zorundadır. Ahlaken verilemez. Çünkü Ergenekon Türk milletinin yaradılış destanıdır." diye konuştu.Her yerde Ergenekon isminin dolaştığını ve hiç kimsenin buna sesini çıkarmadığını ifade eden Sarızeybek, şöyle devam etti: "Akşam televizyonu açıyoruz, Ergenekon savcıları, Ergenekon hâkimleri ve buna benzer haberler. Türkiye'nin başbakanı da çıkıyor televizyona, bize demokrasi, hukuk dersi veriyor. Türk demokratik, hukuk sisteminde Ergenekon savcısı diye bir makam var mı? Yok. Cumhuriyetin savcısı var. Açsınlar Ceza Muhakemeleri Kanunu'nu okusunlar. Her maddesinde cumhuriyetin savcısı vardır. Ergenekon savcısı diye bir makam yoktur. Ergenekon hâkimi diye bir makam yoktur. Ama niye televizyonlar her gün bunu söylüyor? Niye hiç kimseden ses çıkmıyor? Şimdi İstanbul'daki savcılara ben buradan soruyorum. Siz cumhuriyetin savcısı mısınız, yoksa Ergenekon'un mu savcılarısınız? Cumhuriyetin savcıları iseniz sözümüz yok
. Eğer Ergenekon savcıları iseniz sözümüz var. Ergenekon savcısı ne demek? Ergenekon'u yargılayacak makam demektir. Bu Türkiye'de kimsenin Ergenekon'u yargılamaya gücü yetmez. Çünkü Ergenekon biziz biz. Bizim yaradılış destanımız. Niye İstanbul savcıları çıkıp demiyor ki, 'Ey televizyonlar, Ergenekon savcısı değilim, ben Cumhuriyetin savcısıyım.' Niye Adalet Bakanı da çıkıp televizyona, 'Hey siz ne yapıyorsunuz, bu ülkenin hukuku var, Ceza Muhakemesi Kanunu var, bu ülkenin Cumhuriyet savcıları var, bir daha bu kelimeleri kullanmayın.' Niye demiyor? Niye Mille Eğitim Bakanı çıkıp, 'Bir dakika ne yapıyorsunuz' demiyor? 'Ergenekon, Türk Milli Eğitim müfredatında yeri olan bir tarih destanıdır. Bunu alıp sağda solda kullanamazsınız' demiyor? Neden biliyor musunuz, çocuklarımızın hafızasından tarihimizi silmek, kimliğimizi yok etmek için."
Konuşmasında Başbakan Erdoğan'ı da eleştiren Sarızeybek, "Başbakan ne diyor? Türkiyeli. Ben buradan sesleniyorum. Dünya tarihinde Türkiyeli diye bir yer var mı? Türkiye'nin sahibi Türk Milleti var. Adı var bu milletin. Biri de çıkıp Anadolulu diyor. Anadolu bir coğrafyanın adıdır. Eğer ki bir ulus olarak biz Anadolu diye bir isim alırsak. Bu coğrafyada yaşayan koyun kuzulara döneriz. Doğar, büyür ölür ve tarihten silinir gideriz." ifadesini kullandı.
Türkiye'de artık bir erken seçimin mutlaka olması gerektiğini ileri süren Sarızeybek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizleri tarikatçı, Alevi, Sünni, sağcı, solcu diye bölmeye çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Bu gidişat böyle devam edemez. Bunun durması lazım. Kendi ülkemizde iç çatışmaya gidersek, kardeş kanını akıtırsak bunun geri dönüşü olmaz. Onun için bu süreci durdurmamız lazım. Bunu durdurmanın tek yolu erken seçimdir. Başbakan diyor ki, 2011'de. Niye kardeşim? Hükümet halkla pazarlık yapabilir mi? Hükümetin de sahibi halk, demokrasinin de sahibi halk. Bu ülkede her şeyin sahibi halk. Çıkar halk meydana der ki, 'Ey hükümet, seni ben seçtim, artık istemiyorum kardeşim, in aşağıya.' Artık siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakacağız. Yüzde 10'un üzerinde 3 parti var. AK Parti'yi çıkar, kenara koy. Bizim onlarla işimiz olmaz. İşte bu esnada Türkiye için düşünüp, siyaseti bırakıp bu iki partiyi seçeceğiz, iktidara taşıyacağız. Ülkenin kurtuluşu budur, geleceğimizin kurtuluşu budur."
http://www.internethaber.com/sarizey...du-236769h.htm
Cevap: Re: Ulus Devlet Nasıl Yok Edilir ?
26 Mayıs 2010, 00:29
http://www.bhaber.net/upload/resimler/haber/celebi.jpg
Burası Harbiye,Türkiye'nin kalbi! O kalp durursa Türkiye yaşamaz !
İkinci Ergenekon tertibinin tutuklularından Teğmen Mehmet Ali Çelebi mahkemede
Yaşar Büyükanıt ile çekilen fotoğrafının delil olarak konulmasına tepki göstedi. "Bu fotoğraflara baktıklarında terör görenlere üniformanın ne olduğunu, Türk Milleti'nin üniformaya bakışını hatırlatmak isterim" dedi .
Tutuklu Teğmen Çelebi: Burası Harbiye, Türkiye’nin kalbi o kalp durursa Türkiye yaşamaz
Haberler
25 Mayıs 2010
Teğmen Mehmet Ali Çelebi, Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile çekilen fotoğrafının iddianameye delil olarak konulmasına tepki gösterdi. Çelebi, “Bu fotoğraflara baktıklarında terör görenlere üniformanın ne olduğunu, Türk Milleti’nin üniformaya bakışını hatırlatmak isterim” dedi ve ibret verici bir konuşma yaptı.
İkinci Ergenekon Davası tutuklularından Teğmen Mehmet Ali Çelebi, mahkemede bir konuşma yaptı. Çelebi, Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile çekilmiş üniformalı fotoğrafların delil olarak iddianameye konulmasına tepki göstererdi. “Bu üniformadan ne yansıyor?
Emperyalist güçlerden değil, sadece Mustafa Kemal’den emir alan kutsal ve yüce nöbetçi Türk Silahlı Kuvvetleri yansıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinde yükseldiği insanlık değerlerinin ölümsüz ilkeleri yansıyor, bu ilkelerin mucidi ve inkılabın Türklük yıldızı Önder Mustafa Kemal yansıyor. Egemenliğimize kasteden, milletin yaşam hakkına, hukukuna, namus ve hürriyetine tecavüze kalkışan vatanı işgale hazırlanan düşmanlara karşı kazandığı zafer yansıyor.
İşgal ettikleri vatanımızda çiğnedikleri Türk Bayrağı’na karşılık, Mustafa Kemal’in yerden kaldırtarak hem er meydanında hem de uygarlıkta yendiği düşmanlarına verdiği insanlık dersi yansıyor.
Savaş meydanlarında yaralanarak önüne düşen düşman askerini öldürmeyen, sırtına alıp tedavi edilmesini sağlayan düşmanlardan topraklarımıza gömülenlere, “Huzur içinde yatın, dost ellerdesiniz!” diyerek yedi düveli utandıran millet ahlakı yansıyor. Kurşun ve şarapnel yağmurları altında, mayın pusularında “Bir kolumuz fazla, bir bacağımız fazla diyerek paramparça Vatan olan Kahraman Türk Askerleri; üzerine topçu ateşi istemekten çekinmeyen yaralı Mehmetçiği kucağında taşırken şehit olan Türk Komutanları, Ona zarar gelmesin diye komutanına canlı zırh olan Kınalı Mehmetçikler yansıyor.
Emperyalist güçlere güvenerek milletimize, devletimize, vatanımıza, ordumuza düşman olan bir Cumhuriyet karşısında hep kaybedecekler yansıyor.”
Teğmen Mehmet Ali Çelebi, bu konuşmanın ardından mahkeme heyetine şu soruyu yöneltti:
“Genelkurmay Başkanımızın şahsıma diploma verirken çekilen fotoğraflarını terör iddianamesine koymak, Türk Silahlı Kuvvetleri garezkarlığının en vahşiyanesidir. Bu hangi hırs, hangi nefretin ürünüdür. Kimlere hizmet edilmektedir?”
Teğmen Çelebi, “Burası Harbiye, Türkiye’nin kalbi! O kalp durursa Türkiye yaşamaz. Bunları buraya koymak Türkiye’nin kalbine hançer saplamaktır” dedi.
Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin konuşması şu cümlelerle son buldu:
“Yalanın kıyımı, gerçek ortaya çıkıncaya kadardır. Adalet zulme, aydınlık karanlığa henüz hesabını sormadı. Yemin yazın yüreklere “Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır” diyen Mustafa Kemal olalım. Haber salın Türk Milletine; tek yürek tek bilek olalım.
”http://www.ilk-kursun.com/2010/05/tu...rkiye-yasamaz/
Cevap: Re: Ulus Devlet Nasıl Yok Edilir ?
17 Haziran 2010 Behiç KILIÇ
"Erkeksen aşağı gel!!"
Devletin tepesini tutan muhterem zevatı..!
Kabinesi ile Genelkurmay’ın değerli paşaları ile (..bilhassa en tepesinde oturan teskereci beyefendi.) hepsini tek tek tebrik ediyorum...!
Üç beş aylık eratı, eşkıya üzerine sürüp (üstelik yasalarla ellerini kollarını da zaptederek!!), terörle mücadeleyi şehit cenazesi kaldırmak zannettikleri için!..
Ve de..!
Üç beş sokak piçi önünde, gene elini kolunu zaptettikleri güvenlik güçlerini alay edilir hale getirdikleri için..!
Sokaklara postu seren eşkıyaya, araç içinden su sıkmakla (..görevlendirildiği ve bu kadarına müsaade edildiği için..) karşı koymaya çalışan polise, molotof fırlatanlar, tuttukları şehir içi mevzi(!)lerde şöyle bağırıyorlardı..
“Lan oğlum, parfüm sıkmayı bile beceremiyorsun!..”
“Erkeksen aşağı gel lan!..”
Eşkıya, Hakkari-Van-Diyarbakır merkezli özgür alanında istediği oyunu kurabiliyor, gelinen nokta bu..
Bu noktaya, bu eşkıya çok güçlü olduğu için mi geldi!!?
Hayır..! Bu noktaya gelmesi için, yol verildi, yol!!.
Sen, Şemdinli’de (Üstelik Kürt kökenli bir kahraman) istihbarat astsubayını, PKK adına ilk cinayeti bir askeri şehit ederek işleyen tescilli eşkıyaya yem edersen sonunda olacağı budur...
Sivil ekabire söylemiyorum bunu..
Bu sözüm omzu kalabalıklara..!
Memlekete postu serip her adımı atan eşkıyaya karşı bizim değerli büyüklerimizin yüreğimizi soğutan(!) demeçlerini hatırlayalım..
Rize’den gürleyen (Yalakaları öyle diyor, o gürler dünya dinlermiş..!) sivil şahsiyete göre, Türkiye hamleye kalktığı için Ergenekon bağlantılı (!) PKK eylemi tırmandırmış!! Özre bak..Varsayımı-yutturmacası öyle de olsa, sen devlet olarak eşkıyaya at oynatması için neden fırsat veriyorsun!..
Omzu kalabalığa göre de “PKK yeniden kirlenmiş(!) de ondan böyle saldırıyormuş..)
Bir çift sözüm şu...
Kandil’den tarifeli seferle gelir gibi İstanbul-İzmir hattında rahatlıkla işleyen PKK militanları bu kadar rahatsa..
Tokat-Karadeniz hattı -İskenderun failleri izlerini kaybettiriyorsa...
Her saldırı haberi, şehit bilançosu ile başlayıp, ardından “PKK’lılar saldırıdan sonra karanlıktan yararlanıp kaçtılar izlerini kaybettirdiler!!” diye garip bir şekilde açıklanıyorsa...
Bu işte muazzam bir askeri komuta hatası...
Dahası sivil bir büyük göz yumma, tedbir almama, siyasi tasarrufkar ve Avrupa Birliği korkusu vardır..
Faturası da...
İstila edilen topraklar ve...
Gencecik yaşta canını kaybeden vatan evlatlarıdır...
Şimdi o çok karaladığınız “90-96yılları”na bir bakınız... Eşkıya o günlere “kabus yıllar” olarak bakıyor...Yerle bir olmuşlardı ki; öncesinde de kendilerine verilen yoldan ilerleyip Sivas’a bayrak dikmeğe hazırlanıyorlardı...
Özel Tim devreye girdi ve canlarına okudu... Şimdi nasıl onlar Kandil’den geliyorsa, Özel Tim Irak’a sızıp dünyayı onlara dar ediyordu...
Devletin başına gelenler önce Özel Tim’i lağvetmeğe başladılar ve 1999’da operasyonları çevik bir operasyonla tamamladılar..!Dönemin MİT’i içerisinde ikinci adam durumunda olan kişi şimdi hem eşkıyanın hem de Kürtçü unsurların gözbebeği adam konumundadır!!
Teröriste dünyayı zindan edenlerin de şimdi nerede olduğunu biliyorsunuz!..
Sonuçta, sadece konuşan bir asker başı olduğu için, PKK sütlaç gibi bir ortamda rahatça eylem koyuyor!..
Biz de şehitlerimize rahatça bile ağlıyamıyoruz!..
Çünkü siyasetin sultanı çok kızıyor!..
Bu ortamda da ..
Eşkıyanın sahaya sürdüğü piçler..
“Lan oğlum parfüm sıkmayı bile beceremiyorsun!..”
Diye polisle dalgasını geçiyor!!http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=13701
Cevap: Re: Ulus Devlet Nasıl Yok Edilir ?
'YARIN ARTIK BUGÜNDÜR!'................28 haziran 2010
http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:W...da-onkapak.png
Pazar günü beni Soner aradı. Van’daydı. Hakkari’ye hareket edecekti. Helalleşmek istemişti!
Soner, bir alış veriş merkezinde temizlik görevlisiydi. Bir yıl önceydi…Remzi kitabevindeki imza günümde bir köşede, utangaç beklerken gözüme takılmıştı. Sırası geldiğinde özel bir şey konuşmak istediğini söyledi. Konuştuk. İlla Tokat Turhal’da bir konuşma yapmalıydım. Bunu organize edecekti..
Bu sözleşmeden 2 ay sonra Turhal’a gittim. Bayram günü gibi giyinmiş, kırmızı kravatını takmıştı. Tüm gün koşturdu durdu. Bir düğün salonunda Turhallılarla beni buluşturdu. Konuşmam sırasında sol tarafımda oturan 2 küçük kız çocuğu ve bedenen onlardan biraz hallice bir hanım dikkatimi çekmişti. Pür dikkat dinlemişlerdi.. Annesi ve kardeşleriydiler. İstanbul’dan benimle gelen Ufuk arkadaşım evlerini ziyaret etmişti. . Yoksuldular hayat şartları üzerlerine çökmüştü. 2 küçük kızkardeşi sınıf birincisiydiler. Soner bütün gücüyle onları okutmaya çalışıyordu.. İş bulmaya İstanbul’a gelmişti. 500 küsur lira alıyor, yarısını Turhal’a yolluyordu.. Sigortası yoktu. Taşeron bir şirket, o ve arkadaşlarını dilediği gibi kiralıyordu, istediği zaman işten atıyordu..
Soner, ayda bir-iki kere mutlaka arardı. Baharın ilk günlerinde aradı. Askere gidiyorum abla’ dedi.. Vedalaştık. 3 ay oldu. Acemiliği bitti. Aradı. ‘Askerde kalmaya karar verdim’ dedi. Uzman çavuş olacaktı.. Sınavı geçtiği gün yine aradı. Hakkari’ye gitmeye gönüllü olmuştu..
Son aradığında Van’daydı. ‘Abla Erzincan’daydık. Bugün Van’a geldik. Buralarda dağ taş asker!’ dedi. ‘Yarın Hakkari’ye doğru yola çıkıyoruz. Hakkını helal et!’
Sustum… öyle birkaç saniye.. ‘Alo…’ dedi. ‘Helal Olsun…ne demek! Dikkat et…’diye çabucak söyledim.
‘Abla, 1990’larda gayrı nizami harp yapılıyormuş ama o dönem nedense bitmiş…’ diye konuştu. ‘Evet!’ dedim. ‘Ecnebi öyle istemiş!’
Güldü, ‘Ablam kendine iyi bak. Görüşeceğiz!’ dedi…
Bugün Soner Hakkari’ye gidiyor. 100 yıllık kirli bir oyunun en sert oynandığı dağlara tepelere!
*-*-*
Aklımda Soner ve nice Sonerler, elimde Güneri Civaoğlu’nun 22 haziran 2010’daki köşe yazısı:Yıl 1991. Cıvaoğlu, 1. Körfez Savaşı’nda Suudi Arabistan’da. ABD kumanda merkezi olarak kullanılan bir otelde, Amerikalı bir yarbayla röportaj yapıyor: Adam mükemmel bir Türkçeyle, ‘Savaş bitecek. Amerika Irak’tan çıkacak.’ diyor. Amerika bölgeyi terk ederken, silahlarının büyük bölümünü bırakacağını, bunların içinde ağır silahlar, roketlerin de olacağını söylüyor.
Sonra, bu silahların bölgedeki Kürtler’in eline geçeceğini (!)ve Türkiye’ye karşı kullanılacağını anlatıyor. Kime? Bir Türk gazeteciye!
Sadece o değil Cıvaoğlu’nun konuştuğu diğer subaylar da senaryoyu ballandırıyorlar..Diyorlar ki.:‘Toprak isteyecekler. Türkiye, ya istedikleri toprağı verecek ya da vermeyecek ve savaşacak.’ diyorlar.
Senaryo dün de bugün de aynı. 1991 senaryosu 20 yıl gecikmeli olarak sahneye konuyor.. Cıvaoğlu soruyor: ‘PKK o roketatarları, uzun namlulu ağır silahları, dockaları, tonlarca patlayıcıyı nasıl elde etmekte.
50-100 kişilik gruplar halinde askeri üstlere, karakollara saldıracak cesareti nereden alıyor?’
Bugün bu sorunun cevabını ‘müttefikimizin’ subayları veriyor..
Bu sorunun cevabını ‘müttefikimizin’ politikacıları, yazarları, uzmanları veriyor.
Bu sorunun cevabını ‘müttefikimizin’ yakın temasta olduğu, içimizdeki ‘Washingtonlular’, içimizdeki ‘Brükselliler’ veriyor! Bugünlerde her yanda ‘Çözüm İmralı’da!’ avazları…
Soner yarın Hakkari’ye gidiyor!
Elimde Yeniçağ gazetesi. Manşette Urfa’da bir terörist cenazesi!
Üzerinde PKK bayrağı. Tabutu camiye getiren ŞANLI URFA belediyesi.
2000 kişi cenazede bağırmış: “Öcalansız dünyayı başınıza yıkarız” , “Vur gerilla vur, Kürdistan’ı kur!”
Diğer haber: DİYARBAKIR’da 1925’te çıkardığı isyanın bastırılmasının ardından 47 arkadaşıyla birlikte idam edilen Şeyh Said adına düzenlenen etkinliklerin afişleri caddelerdeymiş!
Şeyh, yarın asıldığı yerde anılacakmış.. BDP anma etkinliklerini destekliyormuş!
‘Kuzey Irakla ‘bütünleşen’ ortak ekonomik bölge! Kürt zenginleri Erbil’de Sheraton otelini mesken tutmuşlar, yanlarında irin renkli, ince uzun ‘yabancılar’! Bölgenin ‘yıldızı’ Diyarbakır’ı konuşuyorlar…
Haberler sürüyor: BDP elindeki 99 belediye ile ÖZERKLİK ilan edecekmiş!
PKK açıklamayı memnuniyetle karşılamış: Bayık, ‘Ya kabul edilir, ya kabul ettiririz!’ demiş...
Ahmet Türk, belki Türkçesi yeterince anlaşılmaz diye “İstediğimizin İngilizce karşılığı demokratik otonom.’ diye eklemiş!...
Acaba biz ZAMAN TÜNELİ’nde miyiz? Yıl 1918 mi?!
Acaba Soner şimdi Hakkari’de mi?
Vakit sıkışıyor. Bugünlerde duruma ve haberlere kuşbakışı bir bakın… Son 2 ayda olanları altalta sıralayın… Olaylar bir kartopu gibi büyüyor… Bir arı kovanı vızıltısı her yanı sarıyor. Güneşli havalarda bile devamlı gök gürültüsü! Mevsimler birbirine karışıyor…
Türkiye Asya’nın kilidi. Tüm Amerikan ve Avrupalı liderler bu cümleyi telaffuz etti! Asya’ya açılmak için bu kilidi ’hal’letmeli!’ 100 yıllık bir dava bu!
Dünyadaki tüm doğal zenginliklerin, petrolün, gazın, uranyumun, çeliğin, altının, değerli madenlerin dörtte üçü Doğuda, Avrasya’da.
Bakın Afganistan dağlarına, Hindikuş’un, Karakurum’un zirvesindeki cevherlere el konuyor. Yunanistan adalarını satıyor… Kerkük’ün petrolü, Erzincan’ın altını, Karadenizin gazı var…Işte bu, kilidi kurcalanan coğrafya! Türkiye hedefin tam ortasında..
Hedefteki coğrafyanın nokta atış alanı tarihteki Mezopotamya! Oraya kurulmuş olan tampon devlet, çevresindeki tüm ülkelere kezzap etkisi yapacak.. Bir İsrail daha tarih sahnesine sırıtarak çıkacak! Bir yıl içinde bütün bölgede kartlar yeniden karılacak! Hesap bu!
Soner artık Hakkari dağlarında!
Önce Güneydoğuyla Kuzey Irak, ekonomik olarak ’entegre’ edilecek, sonra siyasi kılıçla bu pasta kesilecek. Eğer oyun geçen yüzyılın başındaki gibi bozulmazsa, bölgede kan filizleri yeşerecek..
İşte bunun hazırlığı izlediğiniz! 1988de imzalayıp 1991’de mevzuata dahil ettiğiniz Avrupa Yerel Yönetim Şartı 2000 de imzaladığınız BM ikiz yasaları boy boy resmi geçit yapıyor önünüzde… ‚Canım biz güçlü ülkeyiz’, ‚Bunlardan mı korkacaz!’ sesleri azalıyor!!
Ekranlarda birilerinin oynattığı kuklalar, ’Savaşların tüm sebebi psikolojik’ diyor.. Asıl suçlu, ’Apo’nun içleracısı çocukluğu’ ! Dev bir psikoterapi seansı, Usame’yi de Apo’yu da, Tamilleri de kuzuya çevirecek.. Bush, Obama, Netenyahu ve Sarkozy ve Merkel psikiyatrik tedavi görse dünya savaşlardan temizlenecek..
Birileri ekranlarda demokrasi istiyor, ’demokratik otonomi!’ ’Özerklik’ isteyen 99 BDP’li belediye, Ankara’dan bağımsız, ama küresel sermayeye bağımlı olmak için kazan kaldırıyor!
Batılı danışmanları arkalarında, sırtlan dişleriyle sırıtarak onaylıyorlar… Artık düğmeye bastılar…Özerklik nidaları yeri göğü kaplayacak. İçerde çatışmalar baş gösterince, Birleşmiş Milletler Barış gücü askerleri bölgeye el koyacak.
Bu senaryonun rejisörleri, Birleşmiş Milletler, AB , ABD ve NATO dörtlemesidir.
Türk milleti karşısına dikilen herkesi bu kurumlarla ilişkilerine göre değerlendirmelidir.. Kim ki ’Eksenimiz batıdır!’ ‚’NATO’ya AB’ye bağlıyız!’ diyor, kim ki her adımda gidip Brüksel ve Washington’dan ‚tavsiye alıyor, bu milletin içinden cıkmış olsa da, bu milletten değildir!
Bu durumun farkına , umarım şimdi artık tarih sahnesinde varolmayan Yugoslavya gibi iş işten geçtikten sonra varmayız! Vakit bu vakittir. Şimdi tüm duyargalarımızı açma ve anlama vaktidir.
Takım tutar gibi tuttuğunuz partileri unutun, önyargılarınızı bir kenara bırakın, seçimlerden sandıklardan azade, tarihin ışığında duruma bir daha bakın.. Yükseklerden bir yerden.
Aynı oyunu dedelerimiz görmüştü .. Müthiş bir sağduyuyla hepsi aynı yöne yürümüştü.. Yoksa bugün burada nefes alıyor olmayacaktık…
Soner nerde acaba!?
Hey koca usta! Öyle derdin sen! Yarın, artık bugünDÜ!
Banu AVAR
banuavar@superonline.com
www.banuavar.com.tr
.