-
Bazı şeyleri, ne de çabuk unutuyoruz.
Parti kapatma davalarına yansıyan delilleri (karar içeriklerini) buraya taşımaya çalıştım; ancak, olmadı.
Bulursanız, lütfen tekrar okuyunuz ve hatırlayınız. İrtica nedir, ne değildir? Nasıl gizli çalışır, açıktan oynarlar? Siyaseti nasıl kullanırlar, demokrasiyi de? Bugün dokunulmazlık edinenler, geçmişte neler söylemişlerdir, neler yapmışlardır? Nasıl ahde vefa uygulamışlardır yetim hakkı yinen hocalarına?
Ve, gelecekte, nasıl hesap vereceklerdir Yüce Divan'da? (İlahi adaleti saymazsak!)
Tarih, yazılmaya devam etmektedir...
-
yavaş yavaş tartışma çığırından çıkıyor. Böyle olmasu da normal. Zira sorunun çözümünü ararken önce sorunu teşhis etmek gerek bunun için ortak bir kullanılması gerekiyor. her iletimde yazdım yine yazıyorum. İrtica, komunizm, faşizm, teokrasi, demokrasi vs vs. ne yi tartışırsanız tartışın önce bunun ne olduğunu ortaya koymakgerek. Sonra, bireysel uygulamaların genel tanıma uyup uymadığını tartışabilirsiniz.
Aklıma bi fıkra geldi onu yazayım. Sonra bu forumdan çıkacağım.
Bir sarışın, bir esmer ve bir koumralı teste tabi tutmuşlar:
Issız bir adadasınız. Yanında tek bir bıçaktan başka sileh yok. Karşıdan da bir korsan gemisi geliyor. Adamlar uzun süredir denizde ve kadın yüzü görmemişler. Sorunu nasıl çözerdiniz?
Esmer, ben bıçakla gelenleri defetmeye çalışırım, mümkün olduğu kadar yanıma kimseyi yaklaştırmam.
Kumral da," Ben bu azgınlara teslim olmaktansa, kenimi öldürürüm" demiş
Sarışın:" Olayı anladım ama sorun ne?"
-
Güzel bir fıkra... Fıkralar çok şeyleri anlatır. Üzerime alınmamakla birlikte yine de maksat muhabbet olsun diye, söylemekten kendimi alıkoyamadım:
Allah'tan ne esmerim, ne kumralım ne de sarışınım. Çünkü: Kafam kel...
Örnekler de devam ediyor;
Cuma günü (ya da her hangi bir gün) çıplak kadın fotoğrafları içeren gazeteleri satan büfeyiciyi bundan dolayı tehdit etmek, kapatmasını istemek (isterse cuma namazı saatlerinde olsun) İRTİCAİ BİR DÜŞÜNCE VE EYLEMDİR...
-
İnsanın kafatasındaki kıllara 'saç ' bu olmayana 'kel' denilir.
Sayın yıldız ben sizi şimdi tam olarak anladım . Tüm yazdıklarım ve anlatmaya çalıştıklarım için özür dilerim söz bir daha bu foruma bir ekleme yaptıktan sonra yazmayacağım
Kafadaki saç olup olmaması ile insanın ESMER KIZIL SARI ZENCİ BEYAZ olması arasındaki belirgin fark inanın ki İrtica ile laiklik arasında kinden fazla bunu bile karıştırıyorsak...
Kafasında ki saç sarıysa O İNSAN SARIŞIN OLMAZ
Kafasında ki saç kızılsa O İNSAN KIZILDERİLİ OLMAZ
Kafasındaki saç siyahsa O İNSAN ZENCİ OLMAZ...
Kafasında ki saç beyazsa O İNSAN BEYAZ OLMAZ...
Boya olabilir bu saçlar kafasında saç olmayanlarda esmer zenci kızıl sarı olabilir. Teki saç teki ten rengidir. Hemen hemen hiç bir beyazında BEYAZ saçı yoktur çoğunluk siyahtır. Demekki ne anlamalıymışız... BEYAZLAR TAKİYE YAPAN İRTİCACILARDIR :)))))
BENDEN PAS....
-
-
Yazarken (sarışın-kumral-esmer) böyle bir cevap geleceğini tahmin ediyordum. Ama Ragıp bey den gelir sanıyordum. (Ragıp bey bu forumda ki son iletim demişti; dayanamaz buna bir cevap verir diye)... Ama sizden (Sayın Commodere'den) geldi, Hoşgeldi.
Evet! Doğrudur... Çevremde kel olupta sarışın olanlarda var...
-
İrticayı sulandırma operasyonu başarıyla sürüyor. Kök itibariyle arapça "rucu etmek" den gelen, mevcut durumdan geriye dönüşün istendiği bir olgu. Bu anlamda tarihin herhangi bir durumunda olmaya duyulan özlem irtica olarak tanımlanabilir. Mesela ben 29 Ekim'in 10. yıl kutlamalarının yapıldığı yıllara özlem duysam, o günlerde yaşıyor olmayı dilesem,o günlere dönmek istesem demek ki irticacı olacağım. Olsun varsın, onca yoksulluk ve yoksunluk içinde ama bağımsız,bağlantısız onurlu bir dönemde yaşıyor olurdum hiç değilse.
Artık siyaset bilimi,sosyoloji vb bilim dallarında " dini siyasete alet etmek, islamı hurafelerle çarpıtmak, İslamı, Kur'anı kendi ekonomik,siyasi, aşiretçi menfaatleri doğrultusunda kullanarak "gücü " elde tutmaya çalışmak gibi olgular nedeniyle güya eskiye duyulan özlemin "irtica" olarak tanımlandığı ve genel kabul görerek benimsenen bir tanım ve olguyu, uysada uymasada kabilinden ve çoğu dogmatizm olarak tanımlanabilecek örnekler vererek sulandırılmaya çalışılması son günlerin modasıdır. Bu anlamda bağımsızlığı, devrimleri,devrim yasalarını savunmak da ister istemez sizi de bunlar sayesinde ve bunların sahip çıktığı anlamda ve sahip çıktıkları terminoloji ile" mürteci" ve "cuntacı" konumuna getiriyor.
Dikkat edin, tartışma konusunun başlığı "bağnazlık, yobazlık vb" değil doğrudan "irticadır" ve verilen örneklerin bir kısmı siyasi, bir kısmı sosyolojik, vs. dir. Dolayısıyla bilim dünyasında kabul gören "irtica" kavramı ile uzaktan yakından alakası yoktur. Böylece, "irtica" tehlikesi yaratanlar, kavamın içinin boşaltılması suretiyle bu tehlikeye karşı duranların "mürteci" olduklarını yaymaya çalışmaktalar. Üstelik bunu yaparken dahi dini motifleri kullanarak "irtica" düşüncesini demokrasi,insan hakları, düşünce özgürlüğü kisvesi altında yürütmekteler. "mürteci" ye bu şekilde hizmet etmek de "irtica"dır. Yeterince somut bir örnek oldu mu acaba?
-
İNSANLARIN BİR KONUDAKİ DÜŞÜNCE VE GÖRÜŞLERİNİ BELLİ BİR ETİKETLENDİRMEYE TABİ TUTMAK, YA BİZDEN YA DA ONLARDAN GİBİ BİR AYIRIMA TABİ TUTMAK, İÇERİK- ÖRNEKLEMELERDE BENİM VERDİĞİM ÖRNEKLERDEN ZİYADE BENİ HEDEF ALARAK ELEŞTİRMEK...
Evet... Ne demek lazım?...
Gerici zihniyeti her alandan ve her görüşten nereden olursa olsun eleştirmek ve içeriğini yine aynı şekilde somut örneklerle doldurma gayretim devam edecek... Tüm yanlış değerlendirmelere, yanlış yorumlara rağmen... Belki de bir gün Bahattin doğru söylemiş denilecek ana kadar... Veya yazma isteğim sona erinceye kadar... Ya da beni yanıltan açıklama ve örnekler gelinceye kadar.
Arkadaşların iletilerinden birçoğunu zaten onaylıyorum... Benim yeni örnekler verme açılımım ise sulandırma olarak değerlendiriliyorsa lütfen katık gönderilsin, ta ki sulandırma izole olsun...
-
Sayın Yıldız,
Tüm bu somutlaştırmalarınızdan da yola çıkarak lütfen cevap verir misiniz, Türkiye'de irtica var mıdır? Bu kadar somut örneği (Bir kısmı somut olmasa da) verdikten sonra eminim bu sorunun cevabını verebilecek noktaya gelmişsinizdir, üstelik size çoktan seçmeli soru da sormuyorum, sanıyorum zorlanmazsınız cevaplarken, öyle değil mi?
Somutlaştırmayı yapmadan önce, somutlaştırmaya çalıştığımız kavramın var olup olmadığını (Türkiye'de) bilmek daha mantıklı değil mi? Eğer yok diyorsanız zaten somutlaştırmaya gerek kalmayacaktır. Eğer var diyorsanız buyrun somutlaştırmaya devam edin. Ancak somutlaştırırken daha somut somutlaştırmalar sunmanızı rica ediyorum, aksi takdirde kafalarda [?] kalıyor ve somutlaştırma amacına hizmet edemiyor kanımca.
Örnek vermek gerekirse ;
Cuma günü (ya da her hangi bir gün) çıplak kadın fotoğrafları içeren gazeteleri satan büfeyiciyi bundan dolayı tehdit etmek, kapatmasını istemek (isterse cuma namazı saatlerinde olsun) İRTİCAİ BİR DÜŞÜNCE VE EYLEMDİR...
Bu gayet somut ve anlaşılır.
Geçmişte kalan bir olguyu salt geçmişte olduğu için SAVUNMAK, Modern olan bir Olguyu ise salt Modern olduğu için REDDETMEK 'te GERİCİLİKTİR.
Ama mesela ben bunu anlayamadım, daha doğrusu somutlaştıramadım. Bu cümleyi;
Geçmişte kalan ............... olgusunu salt geçmişte olduğu için SAVUNMAK, Modern olan ................. olgusunu ise salt Modern olduğu için REDDETMEK 'te GERİCİLİKTİR.
şeklinde değiştirirsek, boşlukları nasıl doldurursunuz? (Umarım bu kez de, "Boşluk doldurmalı soruları sevmem." demezsiniz... :) )
-
Sayın Dilek Hanım;
Şıklı olmayan sorularınız için minnettarım.
1) Türkiye'de irtica varmıdır?...
Evet! Vardır. İrtica; sadece dogmatik fanatizm alanında değil bir çok alanda olanca şiddetiyle kendisini gösteriyor. Aydınlanmanın, felsefenin, insan haklarının vb. önünde dikenli teller oluşturuyor.
2) Geçmişte kalan bir olguyu salt geçmişte olduğu için SAVUNMAK, Modern olan bir Olguyu ise salt Modern olduğu için REDDETMEK 'te GERİCİLİKTİR, demişim. Doğrudur demişim hala da demekteyim.
3) Bana; 2.şıkta ki cümlemden dem vurarak:
Ama mesela ben bunu anlayamadım, daha doğrusu somutlaştıramadım. Bu cümleyi;
Geçmişte kalan ............... olgusunu salt geçmişte olduğu için SAVUNMAK, Modern olan ................. olgusunu ise salt Modern olduğu için REDDETMEK 'te GERİCİLİKTİR.
şeklinde değiştirirsek, boşlukları nasıl doldurursunuz? (Umarım bu kez de, "Boşluk doldurmalı soruları sevmem." demezsiniz...
diyerek gülümsemişsiniz.
Bende gülümseyerek karşılık veriyorum. Ama bu bir istisna belki olacak...
Teste tabi Fen lisesine hazırlanan çocuk gibi kendimi hissetmek istemiyorum...
Bir örnek istemişsiniz, aklıma gelen ilk örneği boşluklara doldurayım...
Biliyorum; yine sıyırdı diyeceksin ama... Ne yapayım Can çıkmadıkça huy çıkmaz...
Sizleri seviyorum ve sizlerle polemik yapmayı da çok seviyorum...
Geçmişte kalan ..KÖLELİK-CARİYELİK.... olgusunu salt geçmişte olduğu için SAVUNMAK, Modern olan ..ÖZGÜRLÜK-İNSAN HAKLARI......... olgusunu ise salt Modern olduğu için REDDETMEK 'te GERİCİLİKTİR.