-
Cennetin Anahtarı,
Peder John'un Cumartesi gecesi banyo zamanı gelmiş, genç rahibe Magdalene Edwards, yaşlı rahibenin kendisine verdiği talimata uygun olarak banyo suyunu ve havluları hazırlamıştı.
Magdelene ayrıca, eğer kendine hakim olabilirse Peder John'un çıplak bedenine bakmaması fakat Peder'in kendisine söylediği herşeyi yapması ve dua etmesi talimatını da almıştı.
Ertesi sabah, yaşlı rahibe Magdelene'ye Cumartesi gecesi banyosunun nasıl gittiğini sordu.
"Ahh hemşire," dedi genç rahibe rüyadaymışcasına. "Kurtarıldım".
"Kurtarıldın mı? Bu harika şey nasıl oldu ?" diye sordu yaşlı rahibe.
"Şey, Peder John su dolu küvette yatıyordu.Kendisini yıkamamı istedi. O'nu yıkarken, tanrının cennetin anahtarını sakladığını söylediği bacaklarının arasına doğru elimi itti.
"Öyle mi yaptı?" dedi yaşlı rahibe dümdüz bir sesle.
"Ve Peder John, eğer cennetin anahtarı benim kilidime uyarsa, cennetin kapılarının bana açılacağını ve kurtuluşumun ve ebedi huzura kavuşmamın temin edileceğini söyledi ve sonra Peder John cennetin anahtarını kilidimin içine soktu.
"Gerçekten mi ?" dedi yaşlı rahibe daha da düz bir sesle.
Önce korkunç bir acı verdi, fakat Peder John kurtuluşa giden yolun çoğunlukla ızdırapla dolu olduğunu, Ama daha sonra tanrının güzelliğinin, içimi müthiş bir coşku ve zevkle dolduracağını söyledi. Ve öyle oldu,kurtarılmak çok güzel bir duygu."
"O günahkâr şeytan!" dedi yaşlı rahibe. "Bana onun, Cebrail'in borazanı olduğunu söyledi ve benkırk yıldır o borazanı üflüyorum! "
-
Başrolünde gizli kamera olan bir program bu. Ama ne kamera sakası yaptık ne de kurtlanmış kasar peyniri satanları bastık. İkisinin ortasını bulduk. Gizli kamerayı 'test' için kullandık.
Programın hazırlığı 3 aydır sürüyor. Testlerden akil almaz sonuçlar
cıktı. En olmaz dediğimiz şeylerin bile olduğunu görünce, 'Türkler nevi
sahsına münhasır bir millettir' önermesinin doğruluğuna bizzat kendi
gözlerimizle şahit olduk.
SOKAK TESTLERİ
Test:Sokakta kursun geçirmez yelek sattık. İlgilenen kişilere, 'Urunun
dayanıklılığını görmek isterseniz çelik yelek giymiş elemanımıza ateş
edebilirsiniz' dedik. Ellerine verdiğimiz silahın gerçek olduğunu
(aslında tabii ki kuru sıkıydı) üstüne basa vurguladık.
Sonuç: 7 kişi adamımıza tabancayla ateş etti!
Altını çizeyim: Kanlı canlı bir insana. Sokağın ortasında. Biz
'deneyin' dedik diye. Gerçek silahla. Ateş ettiler!
Test: Bir oyuncuyu Ramazan davulcusu kılığına soktuk. Kapıları calip,
'Mahalle büyüktü, size ancak sıra geldi' dedi. Aradan bunca zaman
geçmesine rağmen hala bahşiş veren olacak mı diye merak ettik.
Sonuç: 14 eve gittik. Sadece 3 kişi vermedi!
Altını çizeyim: Ramazan'ın üzerinden neredeyse 4 ay geçti!
Test: Haber muhabiri olduk. İnsanlara, 'Gelin-kaynana programları
hakkında ne düşünüyorsunuz?' diye sorduk. Sonra da o kişi ne dediyse,
'Ayyy! Yapacağımız haber tam aksi görüsü savunacak. Rica etsek Tersini söyler misiniz?' dedik. Yani diğer yönde fikir beyan etmelerini
istedik.
Sonuç: 19 kişiye mikrofon tuttuk. 2 kişi hariç herkes ricamızı kabul etti! Altını çizeyim: Kameraya, 'O tur programlara kesinlikle karsıyım, toplumun ahlakini bozuyorlar' diyen biri 30 saniye sonra, 'Severek
izliyorum. Keşke her kanalda bir tane olsa' dedi!
-
Başrolünde gizli kamera olan bir program bu. Ama ne kamera sakası yaptık ne de kurtlanmış kasar peyniri satanları bastık. İkisinin ortasını bulduk. Gizli kamerayı 'test' için kullandık.
Programın hazırlığı 3 aydır sürüyor. Testlerden akil almaz sonuçlar
cıktı. En olmaz dediğimiz şeylerin bile olduğunu görünce, 'Türkler nevi
sahsına münhasır bir millettir' önermesinin doğruluğuna bizzat kendi
gözlerimizle şahit olduk.
SOKAK TESTLERİ
Test:Sokakta kursun geçirmez yelek sattık. İlgilenen kişilere, 'Urunun
dayanıklılığını görmek isterseniz çelik yelek giymiş elemanımıza ateş
edebilirsiniz' dedik. Ellerine verdiğimiz silahın gerçek olduğunu
(aslında tabii ki kuru sıkıydı) üstüne basa vurguladık.
Sonuç: 7 kişi adamımıza tabancayla ateş etti!
Altını çizeyim: Kanlı canlı bir insana. Sokağın ortasında. Biz
'deneyin' dedik diye. Gerçek silahla. Ateş ettiler!
Test: Bir oyuncuyu Ramazan davulcusu kılığına soktuk. Kapıları calip,
'Mahalle büyüktü, size ancak sıra geldi' dedi. Aradan bunca zaman
geçmesine rağmen hala bahşiş veren olacak mı diye merak ettik.
Sonuç: 14 eve gittik. Sadece 3 kişi vermedi!
Altını çizeyim: Ramazan'ın üzerinden neredeyse 4 ay geçti!
Test: Haber muhabiri olduk. İnsanlara, 'Gelin-kaynana programları
hakkında ne düşünüyorsunuz?' diye sorduk. Sonra da o kişi ne dediyse,
'Ayyy! Yapacağımız haber tam aksi görüsü savunacak. Rica etsek Tersini söyler misiniz?' dedik. Yani diğer yönde fikir beyan etmelerini
istedik.
Sonuç: 19 kişiye mikrofon tuttuk. 2 kişi hariç herkes ricamızı kabul etti! Altını çizeyim: Kameraya, 'O tur programlara kesinlikle karsıyım, toplumun ahlakini bozuyorlar' diyen biri 30 saniye sonra, 'Severek
izliyorum. Keşke her kanalda bir tane olsa' dedi!
-
Bir varmış, bir yokmuş. Günlerden bir gün Mevlevi ile Bektaşi baş başa oturmuş sohbet ederken, Bektaşi sormuş: "Bre erenler sizin kolunuzun yeni niye böyle bu kadar büyük?" Mevlevi vakur... ve kendinden emin cevap vermiş: "Biz onunla gördüğümüz kusurları örteriz..." Derken aklına takılmış Mevlevi'nin. Bizim Bektaşi'nin mintanında ne yaka var ne de kolunda yen. Sormuş: "Peki senin kolunun yeni nerdeyse yok. Niyedir?" Bektaşi cevap vermiş: "Biz hiç kusur görmeyiz ki.."
-
Bir varmış, bir yokmuş. Günlerden bir gün Mevlevi ile Bektaşi baş başa oturmuş sohbet ederken, Bektaşi sormuş: "Bre erenler sizin kolunuzun yeni niye böyle bu kadar büyük?" Mevlevi vakur... ve kendinden emin cevap vermiş: "Biz onunla gördüğümüz kusurları örteriz..." Derken aklına takılmış Mevlevi'nin. Bizim Bektaşi'nin mintanında ne yaka var ne de kolunda yen. Sormuş: "Peki senin kolunun yeni nerdeyse yok. Niyedir?" Bektaşi cevap vermiş: "Biz hiç kusur görmeyiz ki.."
-
Küçük kız, ev hayvanları satan dükkana girmiş.. "Affedeysiniz.. Sizde minik tavşanlay bulunuy mu?.."
Dükkan sahibinin kalbi sıcacık akmış bu tatlılığa.. Diz çökmüş, kızın yanağını okşarken, onun diliyle sormuş.. "Söyle bakalım.. Minik beyaz tavşanlay mı isteysin, yoksa biyaz iyice siyah tavşanlay mı?.."
"Fayk etmez" demiş, küçük tatlı kız.. "Pitonumun umuyunda olmaz, tavşanın yengi.."
-
Küçük kız, ev hayvanları satan dükkana girmiş.. "Affedeysiniz.. Sizde minik tavşanlay bulunuy mu?.."
Dükkan sahibinin kalbi sıcacık akmış bu tatlılığa.. Diz çökmüş, kızın yanağını okşarken, onun diliyle sormuş.. "Söyle bakalım.. Minik beyaz tavşanlay mı isteysin, yoksa biyaz iyice siyah tavşanlay mı?.."
"Fayk etmez" demiş, küçük tatlı kız.. "Pitonumun umuyunda olmaz, tavşanın yengi.."
-
ÇINLI BIR BILGENIN KADINLARA ÖGÜDÜ.....
Çinli bilgenin kadinlar için 5 ögüdü:
1. Ev islerinde ve zor islerde sana yardim edecek
olan, ayni zamanda da iyi bir isi olan bir adam bulman
önemlidir.
2. Esprili, nüktedan ve seni güldürmesini bilen bir
adam bulman önemlidir.
3.Kendisine güvenebilecegin ve sana hiç yalan
söylemeyecek bir adam bulman önemlidir.
4. Yatakta iyi olan ve seninle ask yapmayi seven
bir adam bulman önemlidir.
5. Bu dört adamin birbirlerini tanimamalari
önemlidir
-
Tayyip ile Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.BushTayyip'e
-"Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" der.
Tayyip altta kalmaz ve o da;
- "Bizdeki teknoloji çok farkli, partimizin bütün elemanlari 100 metreyi,3
saniyede kosmayi beceriyor" der.
Türkiye' ye döndügünde Tayyip'i bir düsünce alir. Danismanlarini çagirir,
ve attigi palavrayi anlatir;
-"Haftaya Bush geliyor, yalanimiz ortaya çikarsa ne yapariz?" diye sorar.
Danismanlardan biri hemen cevap verir:
-"Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?"
-"Hayir sormadik."
-"O halde hiç korkmayin Basbakanim, alin Bush'u Anitkabir'e götürün.
Atatürk'ü diriltmesini isteyin.
Diriltemezse o rezil olur. Yok eger diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3
saniyede kosarsiniz!...
-
Tayyip ile Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.BushTayyip'e
-"Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" der.
Tayyip altta kalmaz ve o da;
- "Bizdeki teknoloji çok farkli, partimizin bütün elemanlari 100 metreyi,3
saniyede kosmayi beceriyor" der.
Türkiye' ye döndügünde Tayyip'i bir düsünce alir. Danismanlarini çagirir,
ve attigi palavrayi anlatir;
-"Haftaya Bush geliyor, yalanimiz ortaya çikarsa ne yapariz?" diye sorar.
Danismanlardan biri hemen cevap verir:
-"Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?"
-"Hayir sormadik."
-"O halde hiç korkmayin Basbakanim, alin Bush'u Anitkabir'e götürün.
Atatürk'ü diriltmesini isteyin.
Diriltemezse o rezil olur. Yok eger diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3
saniyede kosarsiniz!...