-
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
-
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Mehtap Deniz rumuzlu üyeden alıntı
Şimdi bu sahte peygamber kadındı anımsadığım kadarıyla şimdi kadın peygambere ne diyeceğiz? Bu kadın ayaklarını yalatıyordu sanırım. Yalatma peygamberi.
-
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Memlekette gerçek ne kaldı ki?
-
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
-
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Tanrı da Ulu da türkçe sözcükler. Allah Arapça'dır. Büyük ise sıfat olmasına karşın Tanrı'için kullanılamayacak kadar ''küçüktür''. Kaldı ki Ulu nun karşıtı değildir büyüklük. Çok alışılmış şekliyle olsa olsa ''Allah Ulu'dur'' denebilirdiki.. o zaman Arapça ile Türkçe olurdu.
Eğer doğduğumuz gün ezanı Türkçe olarak duyup bu günlere gelseydik tercihimiz ne olurdu ? Önemli olan budur. Bunu içsel olarak bilmeden en azından kendimize söylemeden bir tercih yapmak hatalıdır diye düşünüyorum. Ben bile doğduğum günden bu güne günde beş vakit dinlediğim ezanın dilinin bir anda değiştirilip Türkçe okunduğunda yadırgarım ''Ne ya bu?'' derim. Bu doğal bir psikolojik tepkidir. Acaba ezanı ilk Türkçe duyanlar belirli bir yaşa geldiğinde bir gün içerisinde ezanı Arapça duyunca ne tepki verdiler ne hissetiler işte yanıt buradadır. Ama buna dürüstçe yanıt verecek var mıdır ? Bilemem.
Her zaman dediğimi bir kez daha diyorum ezan ibadete bir çağrıdır. Hangi dilde olduğunun öneminden çok duyulduğunda hissedilen yapılan şey önemlidir. Allah ın dil sorunu olamayacağına göre Kur'an ı ve islamı zoraki Arapça tutmanın anlamı yoktur. Bu Allah'a da Türk insanına da yapılan saygısızlıktır aslında. (Ezandan bahsetmiyorum)
Sayın commodore1tr;
Anladığım kadarı ile "Tanrı uludur" sözlerinin Türkçe olduğu için doğru kavramlar olduğunu vurgulamaya çalışıyorsunuz. "Allah" kavramının ise Arapça olduğunu belirtiyorsunuz. Bir kelimenin Türkçe olması için etimolojik (köken) olarak Türkçeden mi gelmesi gerekiyor? Köken olarak yabancı olup da Türkçeleşmiş olanları Türkçe kabul etmeyecek miyiz? Bugün kökenine bakarsak Türkçenin sanırım yarısnı atmak gerekir. O zaman da dil fakirleşmiş olmaz mı?
Ezanı Türkçeye çevirenler sanıyorum 18 yıl aşağıdaki şekilde okunmasını sağladılar;
"Tanrı uludur;
Şüphesiz bilirim, bildiririm:
Tanrı'dan başka yoktur tapacak,
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza, haydin felaha
Namaz uykudan hayırlıdır."
Siz bu metindeki Arapça "Allah" yerine, Türkçe "Tanrı" kelimesinin kullanıldığını söylüyorsunuz. Peki bu metindeki tüm kavramlar Türkçe mi? Gördüğüm kadarı ile Türkçe olmayanlar var. Örneğin "felah" kelimesinin neresi Türkçe? Arapça olduğu her halinden belli.. Ama bizim Türkçe ezan sevdalıları onu Arapça olarak kullanmayı tercih etmişler. Bu nasıl Türkçeleştirme?
Siz, öteden beri ezanın Türkçe okunmasını savunuyorsunuz. Bunu savunanların iddiası da hep "Allah'ın dil sorunu yok" diyerek, "dil sorunu olanlar insanlardır"; o halde insanlara anlamını bildikleri dilde hitap etmek gerekir, o halde ezanın da Türkçe okunması gerekir diyorlar. Bu mantıkla bakacak olursak ezanın Diyarbakır'da Kürçe, Urfa'nın Akçakale ilçesinde Arapça, Çankaya'da öztürkçe, Konya'da Türkeç, Hatay'da hem Türkçe hem Arapçça okunması gerekmez mi? İngiltere'de; İngiliz, Pakistan, Hindistan, Türkiye, İran, Kıbrıs, Malezya, fas, Tunus, vs. kökenli müslümanlar var. Orada hangi dilde okunmalı sizce? Acaba sırayla mı yoksa kura ile mi okumalılar? Bütün bu sorular dahi ezanın Türkçe okunmasının saçmalığını göstermiyor mu?
-
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
namaz: Farsça
hayır: Arapça
hayır-lı: Türkçe-Arapça melezi
felah: kurtuluş
Ezanın Türkçe okunmasının nedeni anlaşılması ise, neden "haydi kurtuluşa" diye çevrilmedi?
-
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
1 Ekim 2009 19:26
Dün İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi'nin akademik açılışına katılan Başbakan Erdoğan üniversite gençliğinin iş kaygısıyla ilgili olarak yine çok tartışılacak sözler söyleyerek dikkatleri üzerine çekti.
Peki Başbakan'ın o tartışılan sözü neydi?
"Kriz bizi teğet geçti" diyerek akıllara zarar bir tespitte bulunan Erdoğan, dün de "Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir kaide yok" sözüyle bardağı taşırdı.
İşsizlik tırpanı içinde boğuşan ve birçoğı psikolojik dengesini yitiren üniversite mezunlarını hiddetlendiren bu açıklama sonrası bakalım AKP'nin Bakan çocukları ne iş yapar, nelerle uğraşır hep birlikte görelim... (Milletvekillerini, il ve ilçe başkanlarını kapsam dışı tuttuk. Zira günlerce uğraşsak da işin içinden çıkmamız mümkün olmaz!)
Bilal Erdoğan (Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu): Harvard Üniversitesi'ndeki eğitiminden sonra Dünya Bankası'nda çalışmaya başladı.
Burak Erdoğan (Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu): İngiltere'deki eğitiminden sonra, Türkiye'de 2.5 milyon dolara 'gemicik' aldı!
Abdullah Unakıtan (Kemal Unakıtan'ın oğlu): Eğitiminden sonra hemen iş hayatına atıldı. Bugün 7 şirketin sahibi durumunda.
Murat Aksu (Abdülkadir Aksu'nun oğlu: Babası Abdülkadir Aksu'nun bakanlığı döneminde TJK hakkında soruşturma açılmış ve hemen ardından avukatlık yapması için TJK bünyesine alınmıştır! 2005 yılında hayali ihracaattan ifade vermiştir.
Ahmet Çağrı Çiçek (Cemil Çiçek'in oğlu): TBMM'de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nda görev yapmaktadır. Eşi de kamuda çalışmakta.
Mehdi Eker'in çocukları: Halen eğitimlerine devam etmekteler.
Kürşad Tüzmen'in oğlu: Lisede okumaktadır.
Nimet Çubukçu'nun oğlu: Üniversite eğitimine devam etmekte.
Cem Şahin (Mehmet Ali Şahin'in oğlu): AKP'ye yakınlığıyla bilinen Çalık Grubu'nun avukatlığını yapıyor.
Veysi Şimşek (Mehmet Şimşek'in amcasının torunu): Mehmet Şimşek tarafından danışmanı olarak atandı eğitiminden sonra.
Mehmet Emre Gül (Abdullah Gül'ün oğlu): 16 yaşında e-ticarete başladı.
Erkan Yıldırım (Binali Yıldırım'ın oğlu): Denizcilik şirketi sahibi. Kısa bir süre önce İtalya'da 445 bin euroya gemi satın aldı. Verdiği fiyatın bir kısmının şaibeli olduğu iddia edildi.
İsmail Pepe (Osman Pepe'nin oğlu): Müteahhitlik yapıyor. Yaptığı evlerde siyasetçiler oturuyor genelde.
Ali Ersin Kelleci
renkhaber.com
01.10.2009
m.e.sezen Notu.
Dün bugünkü Gençlere("Her Üniversite mezunu iş bulacak diye bir kaide yok") diyen sayın Başbakanımız RecepTayyip Eerdoğan buğün 10-10-2009
Gene ÜÇ ÇOCUK YAPIN cağrısında bulundu!!:alala
-
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Utanıyorum
Şehidin kanını hiçe sayanlardan
UTANIYORUM!
Kanlı katili konuşturanlardan
UTANIYORUM!
Kanlı katilin temsilcileriyle konuşanlardan UTANIYORUM!
Tükürdüğünü yalayanlardan
UTANIYORUM!
Tükürdüğünü yalayanların tepemizde oturmasından UTANIYORUM!
Çifte sıfat kullanan, çifte kimliklerden
UTANIYORUM!
Çifte kimliklerin koltuklara kurulmasından UTANIYORUM!
Açılım diye diye açılanlardan
UTANIYORUM!
Vatanın bağrına hançer gibi saplananlardan UTANIYORUM!
Bağrımıza dayanmış hançerlerin söz sahibi olmasından UTANIYORUM! Utanıyorum söz bulamamaktan, utanıyorum haykıramamaktan!
İşte nesrin susup şiirin konuştuğu an!
İşte sözün yitip lanetin bağrı deştiği an!
LANET OLSUN!
Sinsi bir açılımı aça aça,
Vatanı bölmek için bilmem kaça,
İti köpeği üstüme alçakça
Salana, saldırana lanet olsun!
Mehmetçiğe saldırılırken hissiz,
Şehitler toprağa girerken yassız,
Türk vatanı parçalanırken sessiz
Kalana, kaldırana lanet olsun!
Memleketin toprağını, taşını,
Yaylanın, dağın kurdunu, kuşunu,
Fukaranın ekmeğini, aşını
Çalana, çaldırana lanet olsun!
Ülke malını beleşe, ucuza,
Ahlaksıza, uğursuza, hırsıza;
Utanmaza, hayâsıza, arsıza;
Alana, aldırana lanet olsun!
Sivas’ı, Erzurum’u, Erzincan’ı;
Diyarbakır’ı, Hakkâri’yi, Van’ı;
Denizi, toprağı, bütün vatanı
Bölene, böldürene lanet olsun!
Ahmet Bican Ercilasun. 8-Ağustos-2009 Yeniçağ G.Z.T
-
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Bölücülük korkusunu çoktan aşmış olmamız gerekir, modası geçti onun.
Şimdi geriye kaldı "ileri" ye bakabilmeyi başarmak, onun da dinle alakası yok ama imanla var sanırım.
Bu halk kendi ayağıyla yürümesini bilir.
Bi şeycik olmaz yeter ki terör belalarından kurtulalım bi an evvel !!!
-
Cevap: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr;
Anladığım kadarı ile "Tanrı uludur" sözlerinin Türkçe olduğu için doğru kavramlar olduğunu vurgulamaya çalışıyorsunuz. "Allah" kavramının ise Arapça olduğunu belirtiyorsunuz. Bir kelimenin Türkçe olması için etimolojik (köken) olarak Türkçeden mi gelmesi gerekiyor? Köken olarak yabancı olup da Türkçeleşmiş olanları Türkçe kabul etmeyecek miyiz? Bugün kökenine bakarsak Türkçenin sanırım yarısnı atmak gerekir. O zaman da dil fakirleşmiş olmaz mı?
Ezanı Türkçeye çevirenler sanıyorum 18 yıl aşağıdaki şekilde okunmasını sağladılar;
"Tanrı uludur;
Şüphesiz bilirim, bildiririm:
Tanrı'dan başka yoktur tapacak,
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza, haydin felaha
Namaz uykudan hayırlıdır."
Siz bu metindeki Arapça "Allah" yerine, Türkçe "Tanrı" kelimesinin kullanıldığını söylüyorsunuz. Peki bu metindeki tüm kavramlar Türkçe mi? Gördüğüm kadarı ile Türkçe olmayanlar var. Örneğin "felah" kelimesinin neresi Türkçe? Arapça olduğu her halinden belli.. Ama bizim Türkçe ezan sevdalıları onu Arapça olarak kullanmayı tercih etmişler. Bu nasıl Türkçeleştirme?
Siz, öteden beri ezanın Türkçe okunmasını savunuyorsunuz. Bunu savunanların iddiası da hep "Allah'ın dil sorunu yok" diyerek, "dil sorunu olanlar insanlardır"; o halde insanlara anlamını bildikleri dilde hitap etmek gerekir, o halde ezanın da Türkçe okunması gerekir diyorlar. Bu mantıkla bakacak olursak ezanın Diyarbakır'da Kürçe, Urfa'nın Akçakale ilçesinde Arapça, Çankaya'da öztürkçe, Konya'da Türkeç, Hatay'da hem Türkçe hem Arapçça okunması gerekmez mi? İngiltere'de; İngiliz, Pakistan, Hindistan, Türkiye, İran, Kıbrıs, Malezya, fas, Tunus, vs. kökenli müslümanlar var. Orada hangi dilde okunmalı sizce? Acaba sırayla mı yoksa kura ile mi okumalılar? Bütün bu sorular dahi ezanın Türkçe okunmasının saçmalığını göstermiyor mu?
Buna harfiyen katılıyorum, ve diğer mesajdan aldığım şu alıntıya birkaç yanıt vermek istiyorum, alıntı ( Her zaman dediğimi bir kez daha diyorum ezan ibadete bir çağrıdır. Hangi dilde olduğunun öneminden çok duyulduğunda hissedilen yapılan şey önemlidir. Allah ın dil sorunu olamayacağına göre Kur'an ı ve islamı zoraki Arapça tutmanın anlamı yoktur. Bu Allah'a da Türk insanına da yapılan saygısızlıktır aslında. (Ezandan bahsetmiyorum) )
ezandan bahsetmiyorum diye parantez içine almışsınız, geriye tek kur'an kalıyor. ve burda zaten kimse kimseyi zorla arapça diye dayatma yapmıyor, istediğinniz yerden türkçe mealini alıp okuyabilirsiniz, ancak !! hiç bir türkçe meal ile kur'an ı anlayamazsınız, çünkü, kur'an tıpkı şifre gibidir, anlamları harflerde gizlidir, harflerin okunuşunda gizlidir, Kur'an arapça olarak inmiştir, tam olarak anlamak için arap olmak veya arapça bilmek de yeterli değildir,
Kur'an ı anlayabilmek için tam olarak yaşamak hissetmek gerekir, aksi halde tartışmak, saçma sapan konuşmaktan ileri olmayacaktır,
Ve yine Allah,ın dil sorunu olmadığı gibi , dil sorunu olan biz insanlarız, bu yüzden kainatta var olan tüm alemlere ayrı ayrı dilde Kur'an inmeyeceğine göre, orjinal indirildiği dilde öğrenmek anlamak zorundayız, buna da Allah,ın kulları olarak mecburuz,
Ama ne yazıkki günümüzde artık insanlarımız öğrenmek bir yana dursun, arapça türkçe tartışmasına girmiş, herkez kendi bildiğince hükümler koymaya ve vermeye başlamış.
Son olarak başka bir mesaj dikkatimi çekti, sahte peygambere hapis cezası üstelik bayan peygamber, bayandan peygamber olur mu ? .
Bu mesaja da birkaç yanıtlar gelmiş,
Günümüzde her türden insanların olduğunu, ve medyanın gerçeklerle alakası olmayan taraflı haber ve yorumlarının olduğunu hepimiz biliyoruz.
Asıl önemli olan ve bilmemiz gereken , Peygamerimiz HZ.Muhammed SAV. efendimizin son peygamber olduğunu da biliyoruz, peki neden hala böyle haberlere itimat ediyoruz, Kur'an ve hadislere itimatımız mı yok, onlar yalan mı söylüyor, ya da herhangi bir çelişki mi gördünüz ?
neyse daha fazla uzatmadan kısa kesiyorum, herkesin görüşüne saygım vardır, kalın sağlıcakla, Saygılar