Bizim "zevat"lar "zayi" olsun istemeyiz. :)
Oldu mu?
Printable View
Bizim "zevat"lar "zayi" olsun istemeyiz. :)
Oldu mu?
Habertürk Ağustos 2010 referandum anketine göre tahmini Yüzdeler;
İllere göre evet-hayır dağılımı
İstanbul 52,1 Evet - 47.9 Hayır
Ankara 59.3 Evet - 40.7 Hayır
İzmir 27.4 Evet - 72.6 Hayır
Bursa 56.9 Evet - 43.1 Hayır
Adana 33.1 Evet - 66.9 Hayır
Antalya 34.4 Evet - 65.6 Hayır
Konya 61.3 Evet - 38.7 Hayır
D.bakır 84.3 evet - 15.7 Hayır
Bölgelere göre referandum dağılımı yüzde tahmini :
Marmara bölgesi : 50.1 Evet - 49.9 Hayır
Ege Bölgesi : 40.8 Evet - 50.2 Hayır
Akdeniz bölgesi : 40.9 Evet - 59.1 Hayır
Güneydoğu Anadolu : 76.8 Evet - 23.2 Hayır
Doğu Anadolu : 71.5 Evet - 28.5 Hayır
Karadeniz bölgesi : 52.4 Evet - 47.6 Hayır
İç Anadolu bölgesi : 56.6 Evet - 43.4 Hayır
Eğitim Durumuna göre referandum tercihleri yüzdesi:
Üniversite : 41.7 Evet - 58.3 Hayır
Yüksekokul : 41.4 Evet - 58.6 Hayır
Lise : 47.9 Evet - 52.1 Hayır
Ortaokul/ilköğretim : 47.9 Evet - 52.1 Hayır
İlkokul (5 yıllık) : 62.0 Evet - 38.0 Hayır
Mezun değil : 65.1 Evet - 34.9 Hayır
Görüldüğü üzere eğitim oranı arttıkça HAYIR oyları çoğalırken, Cehalet oranı arttıkça EVET oyları artmakta. Bu ne demek? Cahil evet, eğitimli hayır demekte. Çünkü eğitimli insanlar YARGININ son kale olduğunu, Yargı ile oynamanın tehlikelerini çok iyi biliyorlar.
Evet çıkarsa şunlar olacak;
AKP hükümeti son kale olan Yargıyı (neden son kale? çünkü YÖK, TSK vs. pasifize edildi) senelerdir süründürerek pasif savaşını yapmakta. Bunu mahkemelere hakim atamayarak, yargının tıkandığını bildiği halde adliye binası yapmak dışında herhangi bir şey yapmayarak yaptılar. Evetten sonra Anayasa Mahkemesine kişisel başvuru hakkı da tanınacağından vatandaşlar zaten kıt kanaat hakimle zor zar karar verebilen AYM'ni bloke edecekler, işlevsizleştirecekler. Sonra sanki hiç ihmalleri yokmuş gibi, YARGI REFORMU yapıyoruz diyerek birden bire mahkeme ve hakim-savcı sayılarını arttıracaklar ve bakın işte biz böyle reform yaparız diyecekler. Oysa bugüne kadar yargının kilitlenmesine, ağır dosya yükü altında ezilmesine seyirci kalmışlardı. Eh kurtarıcı rolünü kazanmak için Yargının dibe vurmasını beklemek gerekiyordu ne de olsa. Bunlara şark kurnazlığı denir.
AYM pasifize, YARGI mensupları ellerinde olduktan sonra kuvvetler ayrılığı ilkesi de kalmayacağından hoş geldiniz yeni Türkiye İmparatorluğu ve eyaletleri.
Bu çok hoş bir genelleme değil.
Öncelikle şunu söylemekte fayda var; Yargıçlar birilerinizin akrabası, arkadaşı, dostu vs. veya şu anda çocuğunuz hukuk fakültesinde öğrenci ve hakim olmak istiyor... Hakimler Savcılar uzaydan gelmediler. Onlar bu ülkenin fertleri. Görevleri Uluslararası mevzuata ve TC mevzuatına göre adalet adına karar vermek. Yaptıkları iş siyasi değil. Siyasi karar verince başbakan, cumhurbaşkanı, milletvekili seçilme şansları yok.
Bu durumda Anayasa değişiklik paketinde biz hukukçular tarafından açıkça görünen şey şu; AYM ve HSYK yapısının, TEK bir parti tarafından değiştirilebilmesi son derece sakıncalı. Zaten dikkat edilirse eleştirilerin neredeyse tamamı bu konularda. Diğer konularda neredeyse konsensus sağlanmış durumda. AYM ve HSYK üyelerinin neredeyse tamamı dolaylı veya doğrudan yolla iktidar partisi tarafından seçilirse ve onun tahakkümü altında kalırsa ülke, kuvvetler ayrılığı ilkesinden sapmış olur. Başa gelecek kişinin veya partinin eğilimi doğrultusunda Padişahlıktan tutun tiranlığa kadar uzanan bir tehlike söz konusu olur. Bu şu anki hükümet olmasa dahi, kendini yargılayacak hakimi seçme lüksüne sahip olacak bir hükümet her an Cumhuriyeti sürklase edebilir.
Milletin iradesi esastır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demek halkın iradesinin yöneticilerce gasp edilemeyeceği anlamındadır ki zaten AYM gibi organlar TBMM'ni ve kararlarını denetlemek ve milletin iradesinin tecelli etmesi için vardır. AYM Cumhuriyetin yani atalarınızın Kurtuluş savaşından sonra oluşan Cumhuriyet kurma iradesinin teminatı olarak anayasalarda yerini almıştır. Bu vatan için canını feda eden dedeleriniz Padişahlıktan, tek elden yönetimlerden kurtulmak, saltanattan bezdiği için Cumhuriyet rejimini seçmiştir. İşte milletin iradesi de budur. Millet kendini koruyacak, hak ve adaleti sağlayacak YARGI erkini kimsenin elinde oyuncak, koz veya maşa olarak görmek istemez. Aksi takdirde devlete karşı açılan hiç bir dava sonucunun vatandaş lehine çıkmaması söz konusudur. Bir yargıç kendini oraya oturtan kişi-kurum aleyhinde karar veremez. Veriyorsa emin olun istifası cebindedir.
Bu yazdığım hususlarda çoğu hukukçu hemfikirdir. Hukukçulardan siyasi değil de hukuki yorum yapanların tamamı YARGI bağımsızlığının zedeleneceğini düşünmektedir. Konu anayasa olunca bunu bir hukukçudan iyi kim bilebilir?
Önemli not: Bu görüşlerim site yönetimini bağlamayıp, tamamen kişisel görüşlerimdir. Mesleğimin kamu hizmeti olması ve halkı bilinçlendirmek durumuda olan bir Hukukçu kimliğine sahip olduğumdan görevimi yaptığımı düşünüyorum. Yine de tercih milletindir.
Sn.Arzuhalci abim,vatandaşlarımızın bir siyasal subjektif kanaati olarak oyları arasından meslek grupları veya bilgi düzeyine göre bir sınıflandırmayı hiç hoş bulmuyorum.Eğer istediğiniz şey herkesin bu politik süreçte neye oy verdiğini bilecek seviyede olmaması veya oy vereceği şey hakkına siz okumuşlar kadar yeterli hukuki tahlil yeteneğinden yoksun olması durumunun ortadan kaldırılması ise bu cahil nitelemesine tabi tuttuğun o halk yığınlarının güruhu değil.Takdir edersinizki siyasal kadroların 600 tl ye maruz bıraktığı bir işçinin bu tip entellektüel boyutlara yorgunluktan veya çoğu açlıktan ayıracak zaman bulamamaktadır.Eğer demokratik kültürün yerleşik bir değer yargısı olması isteniyorsa her zaman şunu söylerim bu halkın belli bir derece ekonomik refaha kavuşturulması gerekir.Dermokrasi amaç/araç ekseninde toplumsal katmanlara yayılmak isteniyorsa bence önce bu toplum mali ve sosyal açıdan önce belli bir yaşam seviyesine getirilmeli.Yoksa iktisat verilerine göre milli gelir 10.000 usd imiş nedense bu 10.000 dolar o oligarşik tekel sahiplerinin cebinden bir türlü alt tabaka insanımızın cebine inemiyor.Eğer ortada bir cehalet varsa bunun suçlusu halkı bu cehalete bu depolitize edilmiş neye oy vereceğini araştırmaya bile zaman bırakmayan asgari ücreti hala 600 tl de süründüren politik kadrolar ve işadamları sayesindedir.Diyalektik olarak demokrasi ve ekonomik gelişmişlik arasında doğrudan bir ilişki mevcuttur.Teşekkürler....
Gülsem mi acaba diye baktım ama gülünmeye değecek bir şey değil ki! Sizin, önce hangi ülkede yaşadığınızı sonra da tahsil alanınızı merak ettim doğrusu! HSYK'nın neyin teminatı olduğunu sağır sultan dahi duydu...
İlerleyemeyen İlercilerden, İlmi tam alim-Fiili kamil fail olmayanlardan, hele hele klavye donkişotluğu yaparak "demokrat" olmaya soyunmak bir kenara vatan kurtarmaya kalkışanların içinde bulunduğu obsesif haleti ruhiyelerden bıktım, usandım ve hatta sıkıldım artık. Bana kalırsa demagoji yapacağınıza ortaya şahsınıza münhasır birşeyler koymaya çalışsanız belki daha yararlı olabilirdi..
Her eline kalem alan entelektüel olmuyor ya, nitekim "İlim başka, irfan başka...Arif başka, alim başka...
Tutturmuşlar bir türkü, Laiklikte Laiklik. İthal Fransız çakması şu Laiklik kavramının dünya literatüründe neye tekabül ettiğini, neyi temsil ettiğini dahi doğru düzgün kavrayamadan başımıza birde müesses nizamcı kesilivermiyorlar mı, insanın sinirden çıldırası geliyor. Kurucu irade (kendisi Atatürk olur) bu kavramı, canı sıkılan psikopatlar memlekette vesayet rejimi yaratsınlar diye hayatımıza sokmadı. Sanki Atatürk bu kavramı 1924 yılında yaptığı anayasaya tıpkı Cumhuriyet Rejimi gibi 1937 yılında(tam 13 yıl sonra) değiştirilemez hüküm olarak koyamazdı!
Kavramları ve hukuku nalıncı keseri gibi kendinize yontarak sonra da bunun adına demokrasi demek nasıl bir paradokstur? Kavram fetişistliği yapmanın anlamı yok..!
CHP yöneticilerinin politikaya yeni başlayanlar gibi seleflerinden devraldıkları argümanlarla siyaset yapmayı ne zaman terk edeceklerini ve aynı zamanda taraftarlarının da bunlara prim vermeyi ne zaman keseceklerini inanın çok merak ediyorum. Retorikleri bir kenara bırakıp, toplumun her kesimine hitap edecek yenilikçi politikalar ortaya koymadıkça, realist veya zamanın şartlarına uygun politik söylemlerle kitleleri yönlendiremedikleri sürece, hele hele bu jakoben tavırlardan vazgeçmedikleri müddetçe bu memlekette hiç bir zaman faydaları olmayacağı kesindir. Ve onların peşine takılanların da hiç bir zaman demokrasiyi özümseyemeyecekleri ortadadır.
Bu ülkede TSK denilen kurum olduğu müddetçe, kimsenin bu ülkede kurucu iradenin inşaa ettiği anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs dahi edemeyeceği gerçeğini göz önüne almadan hala bu kavramlar üzerinden günü yorumlamak kadar acayip bir şey olamaz.
Klişeleşmiş jargonlardan sıyrılıp rejimi, sekülarizmi, yargıyı , anayasayı, orduyu veya başka şeyleri kurtarmaya odaklanmak yerine kendi geleceğini kurtarmaya bakıp Evet'i basın derim. Çünkü yukarıda sayılan değerlerin korunması işini yalnızca CHP gibi bir partiye veya sizin gibi "sözümona" çağdaş düşünceye sahip kişilere endekslemek gafletten ve hatta komediden başka bir şey olamaz..
Sanırsınız,
-Onlar cumhuriyet istiyor biz Monarşi mi?
-Onlar Batılılaşmak istiyor biz İranlaşmak mı?
-Onlar Özgürlük istiyor biz Faşizm mi?
-Onlar sivil irade istiyor biz darbeci mi?
-Onlar demokrasi istiyor biz totaliter rejimi mi?
Bu nasıl iştir yahu, hangi akıl ile izah edilebilir böyle bir şey? Aslında aramızda bir fark var elbette. Biz güneşin battığı yere değil doğduğu yere gitmek istiyoruz!!!
Ve kanımca artık şunu anlamamız gerekiyor:
Nasıl ki kapitalizm, liberalizmin kirlenmiş bir biçimiyse, Nasıl ki komünizm, sosyalizmin masumiyetini kaybetmiş bir biçimiyse; İşte Laiklik'de evrensel sekülarizmin ırzına geçilerek marjinalize edilmiş bir biçiminden başka bir şey değildir....
Saygılar
Mecliste AKP nin 63 hukukçu millet vekili var.CHP 21 hukukçu millet vekili,MHP 5 hukukçu millet vekili mevcut. Hukukçu siyasiler yasayı değiştiremez.Siyaset içinde olmayan hukukçular değiştiremez.Halk zaten cahil buda olmaz. Zaten sizlerin iddia ettiği gibi yapılacak olsa iktidar partisi olurlar. Ben oy tercihimi neya göre yapıyorum,belirli kişiler,belirli amaçlar için,belirli yerlere eğitim sayesinde gelmişler.Bunlardan ve askeriyenin içindeki art niyetlilerden kurtulmak için.
Efendim zaten, milleti geçtim artık, iktidar mensubu milletvekillerine dahi cahil yakıştırmasını yapanlar onların özgeçmişlerini ellerine alıp bir zahmet okusalar eminim aradaki farkı göreceklerdir. Sadece parlamentodakilere değil il ve ilçe yönetimlerine baksalar CHP'nin haline ağlarlar... Bir kere şu gerçeği kabul etmeli, AK Parti'de CHP'de olduğundan daha fazla entellektüel var! Belki birçok hukukçunun anayasa öğrenmesine vesile olmuş, bu ülkedeki tartışmasız en iyi anayasa hocalarından biri veya en iyisi olan Ergun Özbudun örneğini versem yeterli olmaz mı acaba? Onlara göre yetmez ve Hayır belki ama bize göre yetmez olsa da Evet...
Güleyim mi ağlayayım mıAlıntı:
AK Parti'de CHP'de olduğundan daha fazla entellektüel var!
Akşam akşam pirzola yemiş gibi oldum.
Allah ta sizi güldürsün.