Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
"Ses kayıtlarının gereği yapılacak" denmiş..
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=170190
Habere yapılan öyle bir yorum var ki ağlanacak halimize katıla katıla gülmeden geçemedim :DD eee şimdiye kadar öldüren bir derin güç vardı, şimdilerde de hiç olmasa dinlemekle yetiniyorlar..
Oturup şükredeceğine ne hakla yakınıyor o yorumcu anlamış değilim!
Gel de gülme..
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
Olayların aydınlatılması ya itirafla yada kayıtla mümkün olur gibi geliyor.Birisi yargıçlarımız şöyle dese ortalık karışır.Gözünü seveyim teknolojinin.İktidarın kurtulması gerektiği kesim var ve bunun için dinleme gizli kameraya alma artı ne şekilde olacaksa bunları yakalayıp ayıklaması lazım.Ayrıca böyle büyük olaylarda tatmin edici ödül verilmeli.Tv de tartışma programında gazeteci siyasetçiye bir soru sormuştu.Belirli zihniyetteki insanların belirli amaçlar için,belirli yerlere eğitimle geldikleri düşünüle bilirmi sorusu vardı.Siyasetçi bu soruya cevap vermim demişti.Her ortamda söylediğim söz TÜRK=MÜSLÜMAN,TÜRK=ADALET. Onun içindir ki belirli yerlerde bu kriter uygulanırsa daha adaletli gelecek yaşar ülkemiz.9 gün sonra 58-42 olur gibi geliyor bana, referandum sonucu.
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi (AKKM) Orhangazi Salonu'ndaki konferansa konuşmacı olarak katılan Can, ülkenin demokratikleşmesi açısından referandumun bir anahtar görevi yapacağını söyledi. Can, referandumdan sonra yapılması gereken birçok şeyin olduğunu ifade ederek, "Milletimiz, ileriyi görerek hareket etmeli. Yepyeni bir anayasa sürecine geçmesi lazım. Bütün toplumun üzerinde uzalaşabileceği ilkeleri barındırabilen bir anayasa olacak. Türkiye, kendi içerisinde bir sürece doğru geçiş yapacak. Ve bu anayasa, ileride yapılacak yeni bir sürecin imkanı ve anahtarıdır" dedi.
Referandumda hayır çıkması halinde bir bocalama döneminin yaşanacağının altını çizen Can, "Ama Türkiye'nin dinamikleri, bu süreci durdurabilmesi çok fazla mümkün değildir. Hayır çıksa da Türkiye, yeni anayasa ile kendi barışını sağlama konusunda yoluna devam edecektir. Bu konuda toplumumuza güvenmemiz gerekir" diye konuştu.
VAN CUMHURİYET SAVCISI FERHAT SARIKAYA'NIN ÖNÜ AÇILACAK
2005 yılında Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki olayları incelemesi için görevlendirilen Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, iddianameye Orgenaral Yaşar Büyükanıt'ı da dahil edince Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından 20 Nisan 2006 günü almış olduğu kararla meslekten ihraç edilmişti. Yeni anaysa ile meslekten ihraç edilen kişilerin yargı yolunun da açılacağını belirten Can, "Referandumdan sonra 'evet' çıkarsa, yeni bir HSYK oluşturulacağı andan itibaren, ihraç kararlarına karşı yargı yolu açık hale gelecektir. Yani ihraç kararları referandumdan sonra, ihraç edilen hakimler ve savcılar için değil, ondan öncekiler için de geçerli olacak. Daima yargı yolu açıkmış gibi işlem görecek. Bu nedenle Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya ve buna benzer şekilde görevinden ihraç edilen insanların yeni bir inceleme doğrultusunda başvuru yapmaları imkan dahiline giriyor. Bunu da Türkiye'nin önümüzdeki günlerde tartışması gerekecektir" dedi.
Türk toplumunu ilelebet bir darbe anayasasına mahkum etmeye hiçbir gücün yetmeyeceğini belirten Can, bazı statükocu güçlerin bile buna engel olamayacağını söyledi. Türkiye'nin yoluna devam edeceğini söyleyen Can, "Toplumun, referandumdan sonra çıkacak tabloyu iyi görmesi lazım. Çok daha güçlü bir yeni anaysa talebi toplumda güçlenecektir. İlelebet darbe anayasasına Türkiye'nin mahkum olması söz konusu değildir" diye konuştu.
"YARGITAY ÜYESİ YÜCE DİVAN'DA YARGILANABİLİR"
Referandumda hayır çıkması için 'Abdullah Öcalan'a çok ihtiyaç var' dediği ileri sürülen Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan'ın internete düşen skandal ses kaydına ilişkin konuşan Can, demokrat yargı olarak tutumlarının net olduğunu, kanunsuz dinlemeleri tasvip etmediklerini söyledi.
Can, "Kanunsuz dinlemeler suçtur. İçeriği ne kadar yararımıza yada başkalarının yararına olursa olsun fark etmiyor. Bunun suç olduğu tescillendi zaten. İkinci bir husus, zaten medyaya yansıdığı kadarıyla oradaki konuşmaları söz konusu kişiler kabul etmişler. Kabul ettikleri zaman ortaya çok vahim bir tablo çıkıyor. Ama bu vahim tablo Tükiye'de 1960 darbesinden bugüne kadar biçimlenmiş, siyasetini yürütmüş olan Türk yargısının tablosu. Bu tablo çok daha derin, problemli bir tablo. Türk yargısının bu tablodan kurtulması gerekir. Politika değil adalet dağıtan yargı haline gelmesi gerekir" diye konuştu.
Konuşmayı yapanların bu niteliği itibari ile Yargıtay kanunlarındaki hükümlere tabi olduğunu belirten Can, "Bu kapsamda değerlendirildiği zaman, Yargıtay'ın söz konusun kişilerin görevleri sebebiyle suç işlemesi durumunda, kişileri Yüce Divan'a sevk etme imkanı vardır. Bütün bunların hepsini Yargıtay çalıştırabilir. Ama Yargıtay, tarihinde henüz böyle bir yolu çalıştırmadı" dedi.
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
Tayyip kimki kıyaslıyorsun...önce Tarih oku tayyip gelip geçici bir hevestir
ATATÜRK EBEDİDİR TÜRKİYE CUMHURİYETİ GİBİ.
Beyefendi şu verdiğiniz cevapla benim ne demek istediğimi zaten hiç anlamamışsınız ki dikkat ediyorum yaptığınız her yorumda da bu mevcut. Tayyip Erdoğan elbette Mustafa Kemal Atatürk gibi ı olamaz. O bir milli değerdir. Fakat kendi yorumlarınıza bir bakar mısınız. Neden hep Atatürkle kıyaslama gereği duyuyorsunuz sayın başbakanı .Bunu anlatmaya çalışıyorum. Neden bir Ecevitle, bir İnönüyle, Bir Baykalla, Bir Bahçeliyle ya da aklınıza gelebilecek bu güne kadar gelmiş bütün siyasetçilerle kıyaslamıyorsunuz da Ulu Önderimizle kıyaslıyorsunuz. Kıyaslayacak resimler koyuyorsunuz. Gerçi bunu sadece siz yapmıyorsunuz. Dikkat ediyorum karşıt görüşteki paylaşım sitelerinin çoğu Sayın Başbakanı hep Atatürkle kıyaslıyor. Bu durum Tayyip Erdoğan ın büyük devlet adamı olduğunu göstermez mi?
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
Propaganda yasakları yarın başlıyor
Yarından itibaren açılış ve temel atmaları da kapsayan törenler tertiplenemeyecek, seçim propagandasına dönük gezilerde makam otomobilleri ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalar kullanılamayacak.
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) belirlediği referandum takvimine göre, yarın başlayacak propaganda döneminde, ilçe seçim kurullarınca gösterilenler dışında açık ve kapalı yerlerde toplu olarak propaganda yapılamayacak.
Propaganda için broşür ve el ilanları dışında herhangi bir hediye ve eşantiyon dağıtılamayacak ve dağıttırılamayacak. El ilanı mahiyetindeki matbuatları dağıtacak kişilerin seçme yeterliliğine sahip olması gerekecek.
Genel ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyelerle bunlara bağlı daire ve müesseseler, iktisadi devlet teşekkülleri ve bunların kurdukları müesseseler ve ortaklıkları ile diğer kamu tüzel kişiliklerinde memur ve hizmetli olarak çalışanlar ilan dağıtamayacak.
Propaganda için kullanılan el ilanları ve diğer her türlü basılmış kağıtlar üzerinde, Türk bayrağı, dini ibareler bulundurulmayacak.
Propagandalarda, Türkçeden başka dil ve yazı kullanılmayacak. Bankalar Kanunu'na tabi teşekküller, vatandaşın oyuna tesir etmek maksadıyla hiçbir yayında bulunmayacak.
Cep telefonlarıyla belli bir merkezden yönlendirilmek suretiyle propaganda yapılamayacak, yapılması halinde hukuki ve cezai açıdan ilgili imtiyaz şirketleri sorumlu olacak.
Postaya açıktan, ambalajsız olarak verilecek el ilanı, broşür gibi basılmış kağıtlar, belli bir adresi içermesi şartıyla sadece PTT kanalıyla oy verme gününden önceki gün saat 18.00'e kadar dağıtılabilecek.
Makam otosu kullanılamayacak
Propaganda döneminin başlayacağı yarından itibaren ayrıca 298 sayılı Kanun'un 62. maddesinde sayılı bütün daire, teşekkül ve müesseselerle Bankalar Kanunu'na tabi teşekküllere ait kaynaklardan yapılan iş ve hizmetler dolayısıyla, açılış ve temel atmaları da kapsayan törenler tertiplenemeyecek, nutuk söylenemeyecek, demeç verilemeyecek ve bunlar hakkında her türlü vasıtayla yayınlarda bulunulamayacak.
Başbakan, bakanlar ve milletvekilleri, propaganda gezilerini makam otomobilleri ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarla yapamayacak.
Propaganda amaçlı gezilerde, protokol icabı olan karşılama ve uğurlamalar ile törenler yapılamayacak ve resmi ziyafet verilemeyecek.
Başbakan, bakanlar ve milletvekillerinin propaganda için yapacakları gezilere hiçbir memur katılamayacak.
Propaganda dönemi, 11 Eylül Cumartesi saat 18.00'de bitecek. Seçim yasakları ise 12 Eylül 2010 saat 00.00'da sona erecek.
http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/...1.0/index.html
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
merhaba
Ben halkımın cahil değil bilincli olduğunu düşünerek.Neden sokaklarda caddelerde sanki seçim varmış havasına girerek bütün siyasiler bir birlerine karnındaki kini yada içindeki nefreti kusmak için yarışıyorlar
Çık televizyona anllat doğruyu yada ne getirir ne götürür halkı aydınlat oyum evet yada hayır ben bilirim siyasilerde yetmedi halkı cahil görüp kendisini aydın gören bazı kişiler
kıraldan daha fazla kıralcı oluyor
Seçime gelince Avrupada hiç sokaklarda bayraklar afişler yada ellerinde mikrofonlu siyasiler çıkıpta ortalığı kirletmiyor madem insan hakları var bütün kirliliği sen benim haklarımı hiçe sayarak halkı rahatsız ediyorsunuz neden
bu mitinglerin paraları bütcemizden çıkıyorsa sadece 30 yıl içerisinde harcanan seçim gideri herhalde türkiyenin açığını diş borc yada iç borç ne ise ne kadar hafifletir acaba
çık TV ye anlat icraatını ben kimi beğendimse onu secerim
referandum bu ne anlamak mümkünmü hem insan hakları hem insanları yönlendirme olmadı nerede laiklik nerede demokrasi ben hakkımı isterim vermeyeceksen hala insan insan hakları diye beni oyalama çıkın hizmet verin başka bir iş için enerjinizi harcayın da ülkemizin ne sorunları varsa birlikte onu çözün
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
Sayın demcin 'e aynen katılıyorum; mitingler artık tarihe karışmalı.. Anlatılmaya çaılşılannlar TV lerde daha net anlaşılmakta iken müsriflğe , tantanaya ne gerek var..
Referandumu seçim havasına soktukları gibi gürültü ve patırtıdan ne dedikleri de anlaşılamıyor zaten..
Devir değişti , ah bunu bi kabul lenseler..
Cevap: Halk Oylaması 12 Eylül 2010 Pazar Günü Yapılacak - Referandum Süreci
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Haber içeriğindeki bir talebin karşılandığına dair bir haber okumuştum daha evevl, aynen aktarıyorum:
"Meclisin bugünkü oturumunda, `Cemevi` ibadethane olarak kabul edildi, su ücretlerinin cami tarifesinden alınması oybirliğiyle kabul edildi.
Meclisin bugünkü oturumunda, `Cemevi` ibadethane olarak kabul edildi, su ücretlerinin cami tarifesinden alınması oybirliğiyle kabul edildi. Kuşadası Belediye Başkanı AKP`li Fuat Akdoğan ile Alevi dedesi Hüsnü Kıranlı, kararın Türkiye`de bir ilk olduğunu ileri sürdü.
Kuşadası Belediyesi`ne, `cemevinin ibadethane kabul edilerek, diğer ibadethanelere uygulanan su tarifesinin kendilerine de uygulanması` yönündeki taleplerini ileten Kuşadası Cemevi yönetimi, alınan kararla sevindi. Talep belediye meclisinin bugünkü oturumunda ele alındı. Belediye Başkanı Fuat Akdoğan`ın ilettiği talebi AKP, CHP, MHP ve Bağımsızlardan oluşan 13 meclis üyesi, oybirliğiyle kabul etti. İlçede, camilere uygulanan su tarifesinin cemevine de uygulanması kararlaştırıldı.
Kuşadası Belediye Meclisi, daha önce, camilerden su ücreti alınmaması yönünde karar almıştı. Kararda, caminin tuvaletlerinin ücretlendirilmesi ancak şadırvan ve camide kullanılan sulardan ücret alınmaması hükmü yer almıştı. Böylece, Kuşadası Cemevi de aynı kapsama alınmış oldu.
AKP`li Belediye aşkanı Fuat Akdoğan, alınan kararın Türkiye`de bir ilk olduğunu ileri sürerken, `Belediyemize yapılan başvuruda, kendi inançlarına göre ibadet yaptıkları, ibadethane olarak kullandıkları cemevinin su tarifesinin diğer ibadethanelerle aynı olması talebi vardı. Biz de belediye meclisimizde tarihi bir karar alarak diğer ibadethanelerle cemevinde kullanılan sulara uygulanan ücret tarifesini aynı yaptık` dedi.
KARAR ÜLKEDE EMSAL OLMALI
Belediye meclisinin aldığı kararı sevinçle karşıladıklarını söyleyen Alevi dedesi Hüsnü Kıranlı, Başkan Akdoğan ile meclis üyelerine teşekkür ederek, `Bu karar ülkede emsal olmalı. Diğer belediyeler de aynı yönde karar almalı. Böyle bir karar ülkenin birlik ve beraberliği için önemli bir adımdır. Cemevleri kültür ve inanç merkezleridir. İddia edildiği gibi cümbüş yeri değildir. Bir çok sanatın inançla yükseldiği yerdir. Cemevindeki inanç süreci hactaki inanç süresiyle bir çok yönden çakışmaktadır. Bu nedenle cemevi bir ibadethane olarak diğer ibadethanelerle aynı statüde olmalıdır. Alınan kararı sevinçle karşılıyorum. Oy veren tüm meclis üyeleri ile başkana teşekkür ediyorum` diye konuştu." Tümgazeteler.com
...
Aleviler kendi inançları dışındakilerden korkmalılar , bunu sorun da yapmalılar.. Aksi taktirde dini siyasete karıştırmış olurlar ki bu da ne kendi yararlarına olur, ne de ülkeye.. Bugünü geçmişle karıştırmalk kadar yanlış bir şey olamaz.
İlgili haberdeki Kılıçdaroğlu ve Alevi oyları hakkında aynı fikirde olduğumu diyebilirim ama Sn. Kılıçdaroğlu'nun Alevi oylarını geri alabilmek adına öne sürüldüğünü bilmeyen yok. Aklı selim herkes bunun böyle olduğunu bilir.. Peki bu doğru mudur ? Hayır.. Ne zaman ki ^kendi hür iradesi ile hareket etti , perde arkasından yönetilmedi, işte o zaman belki..
Bunları söyleyebilmek için biraz erken ama benim penceremden öyle görünüyor.
O nedenle de , Aleviler hayalkırıklığına uğramaya hazırlıklı olmalılar ki olası bir şoku daha kolay atlatabilsinler.