Sayın meslektaşlarım bende muhtemelen bu konuyu takip eden sizler gibi iş davaları yoğunluklu çalışıyorum. İlk önce mesleki açıdan baktığımda işe iade davalarının ; bazı meslektaşlarımız ek tazminat çıkarma yolu olarak gördüklerinden, kıdem ihbar tazminatı davalarının felcine sebep olduğu kanaatindeyim. Şimdi arkadaşlar bir çok konuya değinmişler çokta faydalı olmuş . Bende önümdeki bir davayı sizlerle paylaşmak istiyorum. (Genelde işçi tarafını temsil etmekle beraber bu davada işveren tarafını temsil etmekteyim)
Müvekkilime karşı işe iade davası açılmış ve davayı açan arkadaş davayı kazanmış . Sayın meslektaşım işe başlama isteğini yasal süresi içerisinde noter ihtarnamesiyle müvekkilime tebliğ etmiştir. Bunun üzerine Müvekkilim tarafından işçiye işe başlaması yönünde ihtar çekilmiştir. İşçi ben geliyorum ama siz beni fabrikaya sokmuyosunuz diyerek tekrar ihtar çekmiştir. Tabi müvekkilimde aynı yönde başvur diye ihtarname çekti.
Bu ihtarlaşmalar epey sürdükten sonra karşı taraf vekili sayın meslektaşım (benim gibi) bu uzayıp giden ihtarlardan sıkılmış olacak ki ilk mahkeme kararında öngörülen tazminat, kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi talebiyle kartal 3. iş mahkemesinde dava açtı.
Tarafların ihtarları var karşılıklı, işçi ayrıca 3 tane tutanak sunmuş dava dosyasına kendi komşularıyla ve arkadaşlarıyla (ki bunlar iş yerinde çalışmamaktadır) işyerinin önüne geldiği ve fakat işe alınmadığı yönünde tuttukları.....
Şimdi ben hakim olsam; davanın içinden gerçekten çıkamam. İşveren işe başlasın diyor. İşçi beni işe başlatmıyor diyor. Ben bu konuda Yargıtay kararı bulamadım ki iş hukuku ispat usulü açısından genel itibarla Yargıtay tarafından şekillendirilmekte (Humk'daki çoğu ispat kuralı uygulanmamaktadır) olduğundan hakimin davanın içinden nasıl çıkacağını gerçekten çok merak ediyorum..