Cevap: Biraz şiire ne dersiniz
BÜYÜK ŞEHİR
Bir değil hallerin, beş değil,
Nasıl anlatsam hepsini bir bir,
Nasıl bağlansam sana nasıl, büyük şehir?
Yüz tane kolum olsa kucaklamağa yetmez,
Tepeden tırnağa dudak kesilsem, bitip tükenmezsin.
Anten misali gerilse bütün damarlarım,
Nasıl duyarım semt semt, bucak bucak seni,
Nasıl sararım?
Büyük hastanelerinde yatarım insan dolu,
Büyük gemilerine binerim mahşer,
Hanların dolu, hamamların dolu..
Gel gör ki her Allahın günü,
Göz göze, diz dize,
Tramvayda, sinemada, meyhanede, mabette.
Herkes kendi murdar karanlığına gömülmüş
Herkes gurbette...
Bedri Rahmi Eyüboğlu
( 1913 - 1975 )
Cevap: Biraz şiire ne dersiniz
Ben Olduğumu Bilirsin
Bir rüzgar olsam, beyaz saçlarını okşasam.
Yatağındaki yorgan olsam, kucaklayıp bağrıma bassam.
Allahın çağırdığı gün, cennettin kapısını sana ben açsam,
Ben olduğumu bilirmiydin?
İçinde bir his olsam, anımsadığında beni gözlerini parlatsam.
Deniz kenarında, daldığın o boşlukta, tepende dolaşan bir martı olsam.
Dertlerine derman, içini ferahlatacak bir su olsam,
Ben olduğumu bilir miydin?
Dağın tepesinde eğik bir ağaç olsam, yanıma geldiğinde dik dursam.
Bağda bir salkım üzüm olsam, ağızına aldığında bal gibi erir olsam.
Beyaz bir güvercin olsam, her sabah pencerenin önüne konsam.
Ben olduğumu bilir miydin?
Yanık bir türkü olsam, her gün dilinde dolaşsam.
Gökte kücük bir yıldız olsam, geceni ay gibi parlatsam.
Bir melek olsam, yatarken seviyorum diye kulağına fısıldasam.
Ben olduğumu bilir miydin?
Canım oraları seni geride bıraktım,
Senden değil ben allahıma kaçtım.
Ayrılmadım ama hala seninleyim,
Kalbine sor, cevap veren ben olduğumu bilirsin
Cevap: Biraz şiire ne dersiniz
IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Bahattin Karakoç
Cevap: Biraz şiire ne dersiniz
kırılgan bir çocuğum ben
yüreğim cam kırığı
bütün duygulardan önce
öğrendim ayrılığı
saldırgan diyorlar bana
oysa kırılganım ben
gözyaşlarım mücevher
saklıyorum herkesten
ürküyorlar gözümdeki ateşten
ürküyorlar dilimdeki zehirden
ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözükara cesaretimden
diyorlar bir yanı sarp bir uçurum
bir yanı çılgın dağ doruğu
oysa böyle yapmasam ben
nasıl korurum içimdeki çocuğu
bir yanım çılgın nar ağacı
bir yanım buz sarayı.
Murathan Mungan
Cevap: Biraz şiire ne dersiniz
12 AY
Yılın ilk ayı Ocak,
Kar yağar kucak kucak.
İkinci ay Şubattır;
Soğuğu pek berbattır.
Mart kapıdan baktırır,
Kazma kürek yaktırır.
Nisanda çiçek açar;
Sevinçle kuşlar uçar.
Mayısta kiraz yeriz,
Kuzuları severiz.
Haziranda yaz başlar.
Dağılır arkadaşlar.
Temmuz yakar, kavurur;
Ekinleri oldurur.
Ağustos harman ayı,
Sevinir köylü dayı.
Eylüle yoktur sözüm;
Getirir incir, üzüm.
Ekim ayı gelince,
Kapılırız sevince.
Kasımda yağmur bol,
Üşüme dikkatli ol.
Aralık yılın sonu,
Soğuktur eni konu.
Bu on iki arkadaş
Bizlere olur yoldaş.
Hepsi güzel, sevimli,
Çalışana verimli.
Tembeller ay, gün seçer,
Ömürleri boş geçer.
Rakım ÇALAPALA
Cevap: Biraz şiire ne dersiniz
İSTANBUL
Sigara dumanı ile güzelim İstanbul'u
İki dudağın arasında görme burasını
Sakin yakamozlarında olduğu boğazı
İçmezsen de olur balık sefasında
Sade iki renk ile bütünleşmez burası
Renkler cümbüşü ile uçar her hatırası
Tütmez dudaklarda dökülür kelamlar
Her biri ayrı hatıra taşıyan sokaklarda
Ruhla birleşir ancak İstanbul aşkı
Çekilir hasreti gönülde görülür vuslatı
Uçan sadece martı değildir burada
İstenmez mi görülmek tamamı ile burası
Bir yudumda anlaşılmaz tadı buranın
İstanbul'u arayan bilir tatlı ve nazlı.
Mahmut Selim GÜRSEL 13 Mart 2011 11,45 ÇORUM
http://corumlu-fikir.dergisi.info
http://saricigdem.dergisi.info
Sizin şiir ve çalışmalarınızıla siz de davetlisiniz!