Başörtüsü ve Kamusal Alan

Belçika'da türbanlı Türk milletvekili mecliste...
http://www.cnnturk.com/2009/dunya/06...7.0/index.html

Belçika'daki türbanlı milletvekili basına verdiği demeçte; "Türkiye'de herkes başörtümle ilgilenirken, Belçika'da ise en genç milletvekili olmam konusu gündeme getirilyor" demiş.

Türkiye'deki Merve Kavakçı olayı hatırlatıldığında ise "Belçika'da bu tür yasaklar yok" diyor.

Orada böyle yasaklar yok, ama bizde aklından zoru olan bir apartman yöneticisi kapıcının eşinin, kızının başörüsünü yasaklamaya çalışıyor.

Sayın Bilgiliye katılmakla beraber bir konuya herkesin dikkatini çekmek istiyorum.Seçilen bayan milletvekili BÖLGESEL parlementoya seçildi.Bizler acaba Belçika'nın hükümet sistemini tam olarak biliyor muyuz ? Yani seçimleri yapılan bölgesel parlemento acaba TBMM kadar asli ve meşru bir kurum mudur? Görev ve yetkileri nelerdir ? Daha açıkçası öylesine bir parlemento olma durumu var mı ? Bu sorular ışığında bir daha düşünülmesi gerektiği fikrindeyim.

Fark da orada zaten Sayın Veysel , biri bölgesel , diğeri bir apartmanın sahanlığı; biri başörtüsü, diğeri türban; biri tahamülsüz, diğerinin öyle bir sorunu yok; biri dayatmacı, diğeri özgürlükçü; birinin ruh hali bozuk, diğerinin umrunda bile değil. Ve bu böyle uzar gider...

Bölgesel de olsa önemli olan o zihniyet farkıdır; biri kendi çemberini gittikçe daraltan, diğeri başın örtüsüne değil , içindeki cevhere bakandır.

Hangisinin ufku daha geniş ve verimli olur sizce? İşte o farkı bulmakta yarar var!

Ama bizde ne yazık ki rahat bırakılmıyor; takan da , takmayan da...

Boş şeylerle kafamızı yoruyor , boşa zaman harcamaktayız, ne gerek var tüm bunlara.

Sayın çoban,

Apartman yöneticisinin dayatmacı ve hatta ruh halinin bozuk olduğuna katılmamak elde değil.

Ancak parlemento olayında biraz da tarihsel sürece bakmak önemli diye düşünüyorum.

Türkiye Cumhuriyeti tam teokratik olan Osmanlı'nın toprakları üzerinde kuruldu.M.Kemal'in yaptığı devrimlere yok etmek amacıyla yapılan girişimleri hatırlamıyor muyuz? Bakınız çok eskilere gitmiyorum.1930'lu yıllar bunlar.70 yıl öncesi.Temel hedefte ne vardı? Laiklik.Bizler Cumhurbaşkanını 114 defa seçemeyenler değil miyiz?Altında yapan temel sebep neydi ?

Günümüze baktığımızda bu tür gelişmelerin, tartışmaların 7-8 yıldır görevde olan ve AYM kararı ile laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği kesinleşen bir parti döneminde yoğunlaşması paronoyaklık olamaz heralde.

Elbette özgürlükler önemli.Merve Kavakçı olayı sizce bir özgürlük hareketi miydi?Yoksa seçimlere önemli oy olmasına rağmen hükümete giremeyenlerin bir intikam amacı mıydı?

Bence biraz daha düşünerek ve olayları doğru tahlil ederek değerlendirme yapmak lazım.