2007 de bol müzikli günler diliyorum,umarım kulaklarımızın biriken paslarını yeni ve özgün çalışmalarla giderebiliriz.
Printable View
2007 de bol müzikli günler diliyorum,umarım kulaklarımızın biriken paslarını yeni ve özgün çalışmalarla giderebiliriz.
ATATÜRKÜN MÜZİKLE İLGİLİ ANILARI
ATATÜRKÜN KURDUĞU ORKESTRANIN ŞEFİ
ENVER KAPELMAN ANLATIYOR
Kaynak:Marşlarda-Türkülerde Atatürk ANGI YAYINLARI (Hacı Angı)
Ankarada şimdiki Çankaya Köşkünün bulunduğu yerde küçük bir bağ evi vardı. Ata, her gece, sabahlara kadar pencerelerinden ışık sızan bu evin salonundaki uzun masanın çevresine yakınlarını toplar, müzik dinlerdi. Bu salonda kah fasıl, kah küçük bir orkestra...
O küçük salon orkestrasını kendi kurmuştu. Onu nereye gitse beraberinde götürürdü. Yıllarca Atatürkün yanında çalan bu orkestranın Şefliğini yapan Enver Kapelman, Onun müzik sevgisini şöyle dile getiriyor:
- Ankarada bulunan küçük bir bağevi (sonraki yıllarda yıkıldı yerine yeni köşk yapıldı) Ama Mustafa Kemal gereksalon orkestrasını gerek saz heyetini yanından ayırmazdı. Bunlar, Kılıç Ali, Salih Bozok, Yaver Rusihi Bey, Başyazman Tevfik Bey ve Nuri Conkerdi.
Enver Kapelman, Atatürkün güzel bir sesi olduğunu belirterek, bununla ilgili hoş bir anısını anlatıyor:
Bir gece Atatürk neşelenmişti. Nuri Conkerle bir şarkı tutturdular: Sarı köyün kazları, kırmızı topuklu kızları... diye. Şarkı bittiği zaman, Atatürk bana dönerek sordu:
- Söyle bakalım bizim seslerimiz nedir?
- Paşam siniki tenor, Nuri Conkerin ise bas.
- Canım, tenoru biliyorum. Bu bas ne oluyor?
- Yani Paşam, seslerin en pesi.
Atatürk Nuri Conkere dönerek şöyle cevap verdi:
- Anladım, anladım seslerin en berbatı...
Kapelman başından geçen bir olayı da şöyle yanıtladı:
- Bir yaz gecesi, Yalova Köşkünde saz heyeti taksim geçiyordu. Bitince bana döndü:
- Sen de bunun aynını çal dedi.
Kulak dolgunluğu ile parçayı çaldım. Parça bitince Atatürk saz heyetindeki Mehmet Rızaya sordu:
- Nasıl çaldı?
- İyi Paşam ama si bemolü unuttu.
Atatürk hiç sesini çıkarmadı bana döndü:
- Bir parça da sen çal, dedi.
Ben de Zigeuner Walzer isimli parçayı kemanlımla çaldım.
Bu sefer Atatürk, Mehmet Rızaya:
- Haydi bakalım çal, diyince Rıza:
- Aman Paşam bunu ben çalamam, diye yanıt verip kemanı elinden bıraktı.
Atatürk müthiş kızmıştı. Derhal saz heyetinin gitmesini istedi. Ve o geceden sonra bir daha da fasıl dinlemedi. Meğer, iki şeye çok kızmış. Biri çok iyi bilirim, ikincisi bilmiyorum; yanıtına...
Enver Kapelman, Atatürkün en çok halk müziğinden, oyun havaları ve operetlerden hoşlandığını belirterek, sözlerine şöyle son veriyor:
Atatürkün en çok sevdiği parçaların başında Tosca gelirdi. Mustafa Kemal, genç bir ateşe olarak bulunduğu Bulgaristan;da devamlı olarak operaya giderdi. O sırada ;Tosca da oynayan sopranoya hayrandı. Aradan geçen yıllar, bu sevgiyi unutturmamıştı. Akşamları Ona defalarca Toscadan parçalar çalardım...
Alıntıdr.
Uyku müzikleri,hangi müzik bizi uyutup bırakır?
Bu aralar sözsüz müzikler ;)
Sabah kalkar kalmaz bilgisayarı açarım ve hareketli parçaları,yatmadan önce de kitap okurken mutlaka yabancı slow parçalar dinlerim..
Uyumadan once cit ciksin istemem ama klasik muzigi cok kisik bir sesle dinlemek en guzeli bence...
Daha cok gunduzleri
pazar gunu disinda da gunduzum yok ya
kitap okurken dinlemek dinlendirici oluyor .
Sn.Deniz02 ,Merhaba:)
Müzik bedeni hafiften yormaya başladığında ,uykuya geçiş güzel oluyor.Bu yorgunluk tatlı melodilerin yorgunlugu oluyor.Klasik müzikte bu aralar Andrea Bocelli dinliyorum.Üstadımız İstanbuldan geldi geçti ama haberimiz olmadı neredeyse...biletler karaborsaya düşmüş,forumdan giden biri var mı ki...bize biraz anlatsa,medyadan pek iştah açıçı duyumlar almadık ama yinede
orada olup atmosferi paylaşmak isterdim.Pavarottiden sonra Andrea Bocelli tahtta görünüyor...
Orphaned Land - Mabool albümünden, The Calm Before The Flood'u şiddetle tavsiye ederim.
Tavsiyelere asla önyargi ile yaklaşmadığım için yarına listeme aldım,dinleyecegim.Teşekkurler Sn.Emrah Yavuzcan bey:)
Beğeneceğiniz umuyorum. Önerimi dikkate aldığınız için ben teşekkür ederim Selinn hanım.