Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
Hakkarili Arzuhalci rumuzlu üyeden alıntı
Hiçbir dinde yok tabi ki, sayın Litigation.
Ancak yazımdaki noktalama ve gülücüklere de dikkat etmemişsiniz.:)
Sayın Hakkarili merak etmeyin anladım. En azından imzanızda yazan işe çelişirdi aksini düşünseydiniz :)
- - - Updated - - -
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Bırakın artık bu halka tepeden bakma aşağılama ayaklarını kimi horlayıp aşağıladıysanız haklarını aldı sizden yukarı çıktı siz hala yerlerde geziyorsunuz.
Yobaz deyip okullara almadığınız, analarını nizamiyeden içeri sokmadığınız insanlar devletin zirvesine çıktı Kürt yok Kart kurt var dediğiniz kürtler hakeza bence artık daha fazla aşağılamayın inecek yeriniz kalmadı diptesiniz artık.
http://www.aliaktas.net/wp-content/u...DO%C4%9EAN.jpg
[url]http://resimler.haberler.com/haber/157/aysun-kayaci-ve-mujde-ar-hakkinda-suc-duyurusu_o.jpg[/url
Meselenin özü budur meslektaşımın bu sözlerine katılıyorum iki taraftan da yapılan yanlışlardan vazgeçilmesi gerekiyor.
Engin bey Kürtler bu ülkede çok yere geldiler ve gelmeye devam edeceklerdir... Örnek mi? Buyrun TURGUT ÖZAL (Allah rahmet etsin)
https://tr.wikipedia.org/wiki/Turgut_%C3%96zal
Turgut Özal, Türkiye Cumhuriyeti'nin 45. ve 46. dönem hükümetlerinde başbakanlık yapmış ve ardından 8. Cumhurbaşkanı seçilerek, görevi başında hayatını kaybetmiş olan kısmen Kürt asıllı Türkiye siyasetçisi ve devlet adamıdır. İktidarda bulunduğu 1983-1991 döneminde Türkiye ekonomisi ortalama yıllık %5.2 oranında büyümüş ve Türkiye'nin GSMH'si Dünya toplamının binde 9.68'inden binde 11.21'ine yükselerek Osmanlı Devleti'nin 1908'deki seviyesine gelmiştir.
Babası Malatya/Çırmıktı'lı Ünlüoğulları'ndan Mehmed Sıddık banka memuru, annesi aslen Tunceli/Çemişkezek yerlilerinden annesi aslen Tunceli /Çemişkezek yerlilerinden kürt Hafize Hanım ilkokul öğretmeniydi.
Hatta hatırlıyorum ki ona "ya biz Kürtlere göz açtırmıyorlar" gibi bir şey söylendiğinde, Yahu ben de kürdüm, benim buraya gelmemi kim engelledi ki diyerek meseleyi çok güzel yanıtlamıştır. BU ülkede Kürt Türk meselesi yoktur. Bu ülkede büyük balık, küçük balık meselesi vardır. O küçük balık hep küçük kalmalıdır ki büyükler beslenebilsin.
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Evet üstadlar yeterince çaldınız söylediniz hatta yönetici abilerde ağırlık koyup kimilerine hadlerini bildirdi ki konu cumhurbaşkanının üstünlük psikolojisiyken sanal alemin küçük bir sokağına denk gelecek mahallenin muhtarı olarak baya ironikte oldunuz. Yüzde 99 u 60 ı 40 ı yok yok kemiksiz yüzde 15 aptalına oy verecek bir parti önerseydiniz hatta pusulalarını ellerinden alıp sen bilmezsin ben bilirim diyip oy verseydiniz? 3 5 satırdan fazlası ağır gelir madem bizim gibilere döktürdükçe iyice haklı oldunuz üstelik bende dökyüreyim dedim. hukuk sitesinde gazete manşetlerinden aklınızda biriktirmiş yazdıkça yazıyorsunuz. Öyle gaza geldiniz ki sanki pkk yeni peyda olmuşçasına mal edip Türk bayrağını pankart edip saldırıyorsunuz. Hikayelere karnımız tok yönetici ağabey biraz ayağınız yere bassın. Arkadaşın biri fatihadan yola çıkmış kula kulluktan bahsetmiş iyi düşünün konuyu iyi okuyun bakın bakalım burda kim kimi Allaha ortak koşarcasına yazıyor kim kime taparcasına bağlı?
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Zaten sizinle aynı fikirde olmayan herkes yobaz! Bence asıl yobazlık bu kafadır.
Hiç merak etmeyin, aşağılayıp horladığınız kesim şu an iktidarda ve devletin başında. Çok zorunuza gidiyor belki çıldırıyorsunuz ama yapacak bir şeyiniz yok.
Sevmek zorunda değilsiniz ama "seçilmiş" ilk Cumhurbaşkanına tahammül edemiyorsunuz, sonrada demokrasiden cumhuriyetten dem vuruyorsunuz, gülünçsünüz =)
Allah vatanımızı savaşlardan belalardan korusun ama bir savaş durumunda ülkeyi ilk terk edecek kişiler sizin yada sizin kafadaki insanlar olacak adım gibi eminim.
Özel uçaklarına atlayıp, şampanyalarını yudumlayarak ülkeyi terk edecekler.
Mustafa Kemal'i herkesin sevmesi gerekmiyor, böyle bir zorunluluk yok! Herkesi tek tipe sokup kalıplaştıramazsınız. Birde Mustafa Kemal'i sevmeyen Ülkesini de sevmezmiş, hadi oradan hadi oradan !!!
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
RuTH rumuzlu üyeden alıntı
Zaten sizinle aynı fikirde olmayan herkes yobaz! Bence asıl yobazlık bu kafadır.
Hiç merak etmeyin, aşağılayıp horladığınız kesim şu an iktidarda ve devletin başında. Çok zorunuza gidiyor belki çıldırıyorsunuz ama yapacak bir şeyiniz yok.
Sevmek zorunda değilsiniz ama "seçilmiş" ilk Cumhurbaşkanına tahammül edemiyorsunuz, sonrada demokrasiden cumhuriyetten dem vuruyorsunuz, gülünçsünüz =)
Allah vatanımızı savaşlardan belalardan korusun ama bir savaş durumunda ülkeyi ilk terk edecek kişiler sizin yada sizin kafadaki insanlar olacak adım gibi eminim.
Özel uçaklarına atlayıp, şampanyalarını yudumlayarak ülkeyi terk edecekler.
Mustafa Kemal'i herkesin sevmesi gerekmiyor, böyle bir zorunluluk yok! Herkesi tek tipe sokup kalıplaştıramazsınız. Birde Mustafa Kemal'i sevmeyen Ülkesini de sevmezmiş, hadi oradan hadi oradan !!!
Haklısınız Sayın Ruth,
Tarih tekkerrürden ibarettir. 17 Kasım 1922'de Mustafa Kemal bir İngiliz zırhlısı ile tası tarağı toplayıp kaçarken Sultan Vahdettin doğuda milli kurtuluş mücadelesini başlatmıştı.
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
RuTH rumuzlu üyeden alıntı
.....Herkesi tek tipe sokup kalıplaştıramazsınız.....
Bundan herkes şikayet eder...
Ama benim en çok etkilendiğim tek kalıba sokma uygulamasının mimarları, kendinin Atatürkçü olduğunu söyleyen kimselerdi. Atatürk benim hemşehrim ama hiç bir akrabam bu konyu Atatürkçü olduğunu iddia edenler gibi yorumlamadı.
Vücudunun bir kısmını örtmenin yasaklanması, "illa ki oranı görmek istiyoruz" sapıklığı, yakın zamana kadar başımızdaydı. Hem de hijyenin gereği başa bone takılıp saçların örtüldüğünü bebekler bile bilirken, hemşirelerin saçlarını örtmesinin hijyene aykırı olacağını söyleyecek kadar bilimi bile sapıklığına alet edenler tarafından...
Başkalarına zarar vermeyen şeyler, özgürlük sınırları içindedir. Başkalarına zarar vermeyen bir şeyin yasak olmasını istemek tek tipçiliğin dik alasıdır.
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
RuTH rumuzlu üyeden alıntı
Zaten sizinle aynı fikirde olmayan herkes yobaz! Bence asıl yobazlık bu kafadır.
Hiç merak etmeyin, aşağılayıp horladığınız kesim şu an iktidarda ve devletin başında. Çok zorunuza gidiyor belki çıldırıyorsunuz ama yapacak bir şeyiniz yok.
Sevmek zorunda değilsiniz ama "seçilmiş" ilk Cumhurbaşkanına tahammül edemiyorsunuz, sonrada demokrasiden cumhuriyetten dem vuruyorsunuz, gülünçsünüz =)
Allah vatanımızı savaşlardan belalardan korusun ama bir savaş durumunda ülkeyi ilk terk edecek kişiler sizin yada sizin kafadaki insanlar olacak adım gibi eminim.
Özel uçaklarına atlayıp, şampanyalarını yudumlayarak ülkeyi terk edecekler.
Mustafa Kemal'i herkesin sevmesi gerekmiyor, böyle bir zorunluluk yok! Herkesi tek tipe sokup kalıplaştıramazsınız. Birde Mustafa Kemal'i sevmeyen Ülkesini de sevmezmiş, hadi oradan hadi oradan !!!
Kurtuluş savaşı öncesi, savaş karşıtı, ingilize teslim olalım, bu İslamın gereğidir falan diyen mollarlar vardı. Düşmanı evlerine sokarak, vatanı belkide başka neleri peşkeş çektiler. Camilerde savaşa gitmeyin diye vaazlar verdiler. Onlarda Atatürk'ü sevmiyorlardı.
Alıntı:
Şenol Eker rumuzlu üyeden alıntı
Bundan herkes şikayet eder...
Ama benim en çok etkilendiğim tek kalıba sokma uygulamasının mimarları, kendinin Atatürkçü olduğunu söyleyen kimselerdi. Atatürk benim hemşehrim ama hiç bir akrabam bu konyu Atatürkçü olduğunu iddia edenler gibi yorumlamadı.
Vücudunun bir kısmını örtmenin yasaklanması, "illa ki oranı görmek istiyoruz" sapıklığı, yakın zamana kadar başımızdaydı. Hem de hijyenin gereği başa bone takılıp saçların örtüldüğünü bebekler bile bilirken, hemşirelerin saçlarını örtmesinin hijyene aykırı olacağını söyleyecek kadar bilimi bile sapıklığına alet edenler tarafından...
Başkalarına zarar vermeyen şeyler, özgürlük sınırları içindedir. Başkalarına zarar vermeyen bir şeyin yasak olmasını istemek tek tipçiliğin dik alasıdır.
Konular hep aynı. 80lerin öncesinde Türban diye birşeyin olmamasını nasıl açıklıyorsunuz? Hatta devekuşu kabarenin bir bölümünde (80lerde bildiğiniz gibi oynuyordu) adam uzun süredir sokağa çıkmıyor hastanede, 12 eylül sonrası çıktığında sokakta görüyor, "bunlar ne böyle kafaları ordan bağlı değişik, kabakulak salgınımı var" diyor, kadında "hayır o bu senenin modası türban" diyordu :)
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı
Sayın üye söylermisiniz allasen sizin bile yukarıda yazılı olan "Sürekli yalan söyleme, dürüst olmayan tutum, kanunları umursamama, dürtüsellik, sinirlilik ve saldırganlık, vicdan azabı çekmeme, kötü davranışlarını meşru gösterme çabası " tanımlamalarına uyan bu büyük ünlü devlet adamı kim ?
Ayrıca TCK nunun 28 - 94 ve 96 ncı maddelerini ihlal ettiğinizi bildirmek isterim.
Bir kişinin Anayasal hakkı olan düşünce ifade etme özgürlüğünü engellemek için tehdit - işkence ve eziyet ediyorsunuz.
sahi.. yukarıdaki tanıma uyacak kadar yakın kimi tanıyorsunuz.. Merak ediyorum açıklar mısınız ?
- - - Updated - - -
Engin bey.... sana cevap olsun diye yazdım yazdım..... sonra baktım ki anlamı yok.. geri sildim...
Benim memleketimi yöneten adamın akıl sağlığı beni ilgilendirir abi.. Çocuklarımın geleceği hakkında karar veren herkesin akıl sağlığı beni ilgilendirir..
Kıçında donu olmayan, asgari ücreti bile kazanamayan, olana bitene aklı ermeyen, eline yarım tavuk dönerle ayran tutuşturunca meydanlarda bağıran adamlardan değilim ben...
Ben memleketimin milletimin geleceğinden endişeleniyorum. Ben hukuk sisteminin geleceğinden, sağlık sisteminin, eğitim sisteminin, ekonomik sistemin geleceğinden endişeleniyorum.
Bu memleketin geleceği ile ilgili olarak, karar, imza yetkisine sahip kim varsa hepsinin akıl ve ruh sağlığı beni ilgilendirir.
Geçmişe, geçmiş siyasetçilere kabahat yüklemek kolay, bazılarının dediği gibi "iki sarhoşun kurduğu Cumhuriyet" olabilir, ama binlercesi o iki sarhoşun kurduğu memleketi idare etmekten aciz..
Sadece vicdan ve izan diyorum..
saygılar sunuyorum..
Sayın Yaman: Bizler vatanını, milletini seven insanlarız. Mevzu bahis devlet büyüğünün kim olduğunu konuyu açan şahsa sorun bana değil! Neden sorduğunuza hiç anlam veremedim.
Yazılan metinleri bir daha okumanızı tavsiye ederim zira benim kimsenin özgür düşüncesini engelleme girişimim olmadı, olamaz! Tehdit ve işkence mi ? Ben diyorum ki, Türkiye Cumhuriyetinin ne bir devlet büyüğüne ne de bir vatandaşına kimsenin hakaret etme hakkı yoktur. Hakaret bir suçtur, eleştiride bulunmakla hakaret etmek farklı şeylerdir... İşkence ve tehdit bunun neresinde? Burada olsa olsa şahsıma yöneltmiş olduğunuz iftiranız olur! Bahsedilen ünlü devlet adamının kim olduğu mesele değil, önemli olan tüm eleştirileri saygı çerçevesinde yapmaktır. Toplumu ve bir siyasi partiye oy veren kesimi 'Kıçında donu olmayan' diye tanımlamak sizce ne kadar doğru? Her partiye toplumun en fakirinden en zenginine kadar insanlar oy verir. Çok şükür giyecek 'don'um da var, asgari ücretle kıyaslanmayacak gelirimde, ancak bende iktidar partisine oy verdim! Mevcut hükümet politikalarını eleştirebiliriz arkadaşlar, kimse eleştirmeyin demiyor ancak insanları Aziz Nesin sözleriyle aşağılamayın, yanılgıya düşersiniz!
Sayın site yöneticileri,
Tartışmanın insanların giydiği kıyafete ve özgür iradeleriyle destekledikleri, oy verdikleri partiden dolayı aşağılandığı bu ortamda daha fazla bulunmak istemiyorum. Lütfen üyeliğimi siliniz.
Saygılar, Sevgiler
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
RuTH rumuzlu üyeden alıntı
Zaten sizinle aynı fikirde olmayan herkes yobaz! Bence asıl yobazlık bu kafadır.
Hiç merak etmeyin, aşağılayıp horladığınız kesim şu an iktidarda ve devletin başında. Çok zorunuza gidiyor belki çıldırıyorsunuz ama yapacak bir şeyiniz yok.
Sevmek zorunda değilsiniz ama "seçilmiş" ilk Cumhurbaşkanına tahammül edemiyorsunuz, sonrada demokrasiden cumhuriyetten dem vuruyorsunuz, gülünçsünüz =)
Allah vatanımızı savaşlardan belalardan korusun ama bir savaş durumunda ülkeyi ilk terk edecek kişiler sizin yada sizin kafadaki insanlar olacak adım gibi eminim.
Özel uçaklarına atlayıp, şampanyalarını yudumlayarak ülkeyi terk edecekler.
Mustafa Kemal'i herkesin sevmesi gerekmiyor, böyle bir zorunluluk yok! Herkesi tek tipe sokup kalıplaştıramazsınız. Birde Mustafa Kemal'i sevmeyen Ülkesini de sevmezmiş, hadi oradan hadi oradan !!!
Şu yazdığınız yazınızın içersindeki özel tüzel, 1.2.3.4.5.6.7. şahıslar içersinde savaş çıkarma yetkisi uçağı ve uçağında o malum içki bulunan tek kişi var. Oda bir doktorumuz tarafından yukarıdaki hastalık teşhisi konmuş şahıs var.
Bütün Devletin uçaklarıda devleti yönetenlerde.
Ben şampanyanın tadını bilmem mesela, Anladığım kadarıyla siz biliyorsunuz. Ahlak yoksunu zalimlerden olmaktansa içki içen mazlumlardan olalım ne olacak. Hangisi daha makbül.
Bir tarafa oy vermeyenler içki içenler diğerleri içmez diyorsanız tam bir yalancı ve ikiyüzlüsünüz, yada çok safsınız demektir. Benim çevremde gördüğüm o hacı baba kesilenlerin çoğu babalar gibi içkide içerler, hovardalıkta yaparlar.
Şunu anlamanız lazım ATATÜRK Bu ülkedeki herkesin kurucu ve kurtarıcı lideridir. Akıl ve ruh hastaları ile karşılaştırılamayacak kadar.Hem Türk, hem Müslüman , hemde Dünya insanları için büyük bir insandır. Yaptıkları ortadadır.
Sanmayın ki bu düzen böyle gidecek. Senden benden diye bir şey yok. Ne eski nede yeni kimsenin zulmünü, devleti şahsi çıkarları için kullanmasına dünde izin vermedik bugünde izin vermeyeceğiz. Devlete ihanet edenler hain olarak ölürler. ve bu topraklar çok hain gördü. Merak etmeyin mezarlıklar bunlarla dolu.
Yarın bunların esamesi bile okunmazlar. Esas olan Halk ve Devlettir.
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
Hakkarili Arzuhalci rumuzlu üyeden alıntı
Haklısınız Sayın Ruth,
Tarih tekkerrürden ibarettir. 17 Kasım 1922'de Mustafa Kemal bir İngiliz zırhlısı ile tası tarağı toplayıp kaçarken Sultan Vahdettin doğuda milli kurtuluş mücadelesini başlatmıştı.
Bırakın ironiyi!
Foruma resim eklemeyi bilmiyorum maalesef, size zahmet olmazsa linke tıklayıp, son iki resme çok çok dikkatlice bakınız!
Tarih bilginiz, sanırım size ilköğretimde öğretilen bilgilerle sınırlı, geliştirin biraz kendinizi =)
https://tr.wikipedia.org/wiki/VI._Mehmed
Cevap: Ünlü bir devlet adamının ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum, ne yapabilirim?
Alıntı:
xyxcyp rumuzlu üyeden alıntı
Sayın site yöneticileri,
Tartışmanın insanların giydiği kıyafete ve özgür iradeleriyle destekledikleri, oy verdikleri partiden dolayı aşağılandığı bu ortamda daha fazla bulunmak istemiyorum. Lütfen üyeliğimi siliniz.
Saygılar, Sevgiler
Bu sitedeki yönetim kadrosunda her düşünceden her partiden üyeler mevcuttur. Aksi görüşte olmak, aşağılama olarak algılanamaz. Oturduğum sitede yöneticiyim; Bana diyorlar ki bu Libyalıları, Suriyelileri vs. arapları siteye almayalım... Ben de diyorum ki TC sınırdan içeri alıyorsa, bizim bunu yapma hakkımız yok...
Şimdi görüşlerinizi makbul gören de olabilir, aksi de. Biribirimize hakaret etmeden tartışmayı öğrenmedikçe, tartışmadan kaçmadan devam etmedikçe bu ülkeden hiçbir şey olmaz.
1789 Fransız ihtilali sonrası Avrupalılar şunu benimsedi: Biz artık din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı (ayrıcalığı) yapmayacağız. İnsan=insan... dediler. Yıl 2015 biz hala din, iman, ırk, cinsiyet ayrımı yapar hale geldik. Bunun nedeni de vatandaşın eğilimi değil, bazı siyasilerin bu büyük değerlerin iyi prim yaptığını bilmeleri... Özal zamanını hatırlıyorum. Birinci konu ekonomi idi... Ya şimdi?
Şimdiki konumuz ise bitaraf olan bertaraf olur mantığı... İşte bu çok yanlış. Ben iyi politika yaparım, biri de çok iyi tıbbi araştırma yapar. Bir insan hem hukukçu, hem maliyeci, hem doktor, hem eczacı, hem inşaat mühendisi, hem çiftçi, hem güvenlik görevlisi, hem jinekolog olamaz. En kötü yaptığımız iş takım (ekip) olmak. Herkes bilgilerini birleştirmek yerine öne çıkmak ister güzel ülkemizde.
Devlet büyüklerine hakaret etme konusuna gelince; Hiçbir hukuk adamı kanunda suç olan bir şeyi zaten savunmaz. Bu nedenle, eleştiri boyutunu aşan hakaretlere karşıyız. Fakat toplumda yanlış bir kanı var. O da denetimin, kontrolün kötü bir şey olduğu. Oysa denetim, yöneticiyi yanlış yapmaktan alıkoyar. Yani aslında onu da korur. Ben denetlenmem diyen yönetici aslında önce kendine kötülük yapıyordur.
Sizlerden sadece şunu düşünmenizi rica ediyorum (yazmayın, sadece düşünün lütfen); Bugün bizim siyasetçilerimizi götürüp bir Avrupa ülkesinin parlamentosuna koysak ve bugün TBMM'de davrandıkları gibi davransalar, onlara ne olur? Bu tarz, bu üslup ve davranış şekilleri ile barınabilirler mi oralarda?
Saygılar...