Re: Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuzun EYS Sendromuna dikkat ediniz!!!
Alıntı:
aliayan rumuzlu üyeden alıntı
Bu ne demek şimdi ? Herhalde takma ad kullanıyorum.Artı;yazdıklarım yaşadıklarım.Ne alaka anlamadım.Utanmalımıyım!
Sayın aliayan, özellikle "yazdıklarım yaşadıklarım.Ne alaka anlamadım.Utanmalı mıyım!" cümleniz takdire şayan.
rıza33 adlı üyemizin iletilerini ve en son şu https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?p=250451 forumu okursanız kendisi hakkında fikir sahip olacaksınız. Konunun yeri burası olmamasına rağmen size bu anlamsız yazıyı yazdığı için sizi bilgilendirmek için yazmış bulundum.
Saygılar.
Re: Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuzun EYS Sendromuna dikkat ediniz!!!
Özür dilerim.İlginiz için teşekkürler.
Re: Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuzun EYS Sendromuna dikkat ediniz!!!
4 yaşında bir oğlum var bende aynı sorunlarını yaşıyorum. Bu konuyu okuyanakadar eys olduğunu bilmiyordum. Ona hertürlü yaklaşamayıda denesem karşı taraf doldurduğu için, eys sorunu iyice artmakta. Bunu bir türlü aşamıyorum. Onun ruh hali iyice berbat oldu. Annesi çalıştığından. Evde aneannesi bakıyor. Oda tam ilgilenemiyor. Televizyona kaptırdık cocuğu. Yani tv büyütüyor. EYS aşmak için çok uğraşıyorum ama olmuyor. Coçuk masa tenisindeki pinpon topuna döndü aramızda. Benim yanıma gelmek istemiyor. İşimiz gerçekten zor. Kendi elimizle çanavar yetişitiryoruz.
:kızgın:
Re: Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuzun EYS Sendromuna dikkat ediniz!!!
Evet anneler çocukları babalardan uzaklaştırıyor.Kardeşim(erkek) boşanma aşamasında 10 yaşındaki oğlu annenin yanında hakim ara kararla ayda iki sefer çocukla kişisel ilişki kararı vermesine rağmen çocuğu görüştürmüyor icra yolunu denedi yine olmadı parka gel vercem çocuğu dedi erkek kardeşi arkadaşlarını toplamış tehdit etmişler yine alamadı amacı başkaymış.Kardeşim savcılığa suç duyurusunda bulundu savcı kardeşi ve arkadaşları hakkında kamu davasından anne hakkındada 113/a maddesinden cezalandırılmasını istedi nisanda duruşma var sonucu merakla bekliyorum .Neden anneler çocukları alet ederler bayan çocuğun yanında içki içerdi gece kocasına sormadan dışarı çıkar geç saatlerde eve gelirdi.Şimdi çocuğu babaya yabancılaştırıyor aklına birtakım olumsuzluklar sokuyor çünkü nisandaki duruşmada hakim çocuğu dinleyecek pedagog olmadan çocuk dinlenirmi?küçücük çocuk hiç çıkmadığı bilmediği bir hakimin karşısına çıkacak ve ne diyeceğide aşık ve net ortada.Lütfen anneler çocukların sadece anneye değil babaya da ihtiyaçları olduğunu unutmayalım inat hırs uğruna çocuğun psikolojisini bozuyorsunuz bilinçli olun.Hem çocuğu gösterme hemde tazminat nafaka isteyin çocuğu görmeye gelince baba baba değil oluyorsa nafakaya gelince neden baba baba oluyor..
Re: Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuzun EYS Sendromuna dikkat ediniz!!!
Re: Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuzun EYS Sendromuna dikkat ediniz!!!
Alıntı:
crayz1100 rumuzlu üyeden alıntı
doğaldır böyle durumlar
Nasıl bu kadar rahat bi yorum yapıyosun hayret.Herhalde sen bunları yaşayan bir çocuğun gözlerinin içine hiç bakmadın.O mutsuzluğu ve umutsuzluğu görmedin.Kendi yanlışlarımıza onlarıda ortak ediyoruz.Hiç günahları olmadığı halde en büyük zorluklara onları katlanmaya mecbur ediyoruz.Suçlu bizleriz ama ceremesi onların sırtında.
Re: Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuzun EYS Sendromuna dikkat ediniz!!!
"Güncel Hukuk" dergisinin bu ayki (Haziran 2009) sayısında (sayfa:50-51)benimle yapılan bir röportaj yayımlandı. "EYS", "zorla babasızlığa mahkum edilen çocuklar", "şu andaki aile hukukumuzun konuya yaklaşımı/yaklaşımsızlığı, vs."...
Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Bir-iki tane aile mahkemesi hakimi merak edip okusa, sonra da akşam yattığında okudukları üzerinde şöyle bir düşünse, belki de o hakimlerin baktığı dosyalardaki üç-beş çocuk babasına kavuşur.
Hiç bir çocuğun babasını görmesinin engellenmediği bir dünya dileklerimle!!
Re: Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuzun EYS Sendromuna dikkat ediniz!!!
Alıntı:
necil1 rumuzlu üyeden alıntı
"Güncel Hukuk" dergisinin bu ayki (Haziran 2009) sayısında (sayfa:50-51)benimle yapılan bir röportaj yayımlandı. "EYS", "zorla babasızlığa mahkum edilen çocuklar", "şu andaki aile hukukumuzun konuya yaklaşımı/yaklaşımsızlığı, vs."...
Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Bir-iki tane aile mahkemesi hakimi merak edip okusa, sonra da akşam yattığında okudukları üzerinde şöyle bir düşünse, belki de o hakimlerin baktığı dosyalardaki üç-beş çocuk babasına kavuşur.
Hiç bir çocuğun babasını görmesinin engellenmediği bir dünya dileklerimle!!
Sayın Necil1;
Lütfen bizimle bu röportajı paylaşın. Biz hukukcular dışındakiler dergiye ulaşamayabilirler. Bu şekilde sizin durumunuzda olan babalar ve hatta annelere ve de bizlere çok faydası olacağını düşünüyorum.
Re: Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuzun EYS Sendromuna dikkat ediniz!!!
Sn.Av.Duygu Tekay'ın isteği üzerine 'Güncel Hukuk' Dergisinin Haziran 2009 sayısında çıkan röportajın tam metnini aşağıda sunuyorum.
NB
BABASIZLIK CEZASI
Türkiye’de bugün belki 100.000’e yakın çocuk boşanma esnasında annenin
babaya duyduğu kinden dolayı babasını göremiyor, babasından uzaklaştırılmış
veya zorla babasından nefret ettirilmiş. Psikolojide bunun konmuş bir adı var;
“Ebeveyne Yabancılaşma Sendromu”
Rita Ender
Bizim ülkemizde boşanma davası için en makbul avukat “adamın donuna kadar alabilecek” olandır nedense. Pek tabii çocuk da alacaklar listesindedir, hatta üzerinde en çok çekişilendir. Çekişme sonucunda elbet biri; çocuğun ya annesi ya babası kazanır. Dolayısıyla diğeri kaybeder. Peki çocuk? “Anneni mi daha çok seviyorsun yoksa babanı mı?” sorusuna henüz yanıt bulamamış küçüğün kazancı ne olur?
Geçirdiği zorlu boşanma sürecinin ardından bu konu üzerine araştıran ve “Boşanmış Babalar Platformu”nu kuran Necil Beykont ile; Aile Hukukumuzdaki kadın lehine olan ayrımcılıktan, “Ebeveyne Yabancılaşma Sendromu”ndan ve Türkiye’deki sistemden söz ettik...
Boşanmış Babalar Platformu nasıl oluştu?
Boşanma sürecinde yaşamış olduğum bazı sorunlar sonucunda ortaya çıktı. O süreçte şu anda ayrılmış olduğum eşim, çocuğumu bana göstermemeye kalkıştı. Bir süre bunu başardı. Ben de hakkımı aramaya çalıştım. Hakkımı aradıkça gördüm ki; Türkiye’de gerek hukuk sistemi, gerek adalet mekanizmasında yer alan hâkimler maalesef kadınlar yönünde pozitif ayrımcılık içinde... 2006 yılında bir web sitesi (www.bosanmisbabalar.com) kurdum. Bu siteye, annesinin babasına karşı duyduğu öfke yüzünden babasından uzaklaştırılmış, babasını görmesi annesi tarafından engellenen ve üzerinde duygusal baskı kurulan çocukların babaları ulaştı. Babaların sayısı bugün 22.000’e ulaştı. Düşünün, her babanın sadece bir çocuğu olsa (ki bu iki veya daha fazla olabilir) 22.000 çocuktan bahsediyorum. Boşanmış Babalar Platformunu, aynı sorunu yaşayan dört babadan sadece biri duymuş olsa 88.000 çocuk eder. Demek ki Türkiye’de bugün belki 100.000’e yakın çocuk boşanma esnasında annenin babaya duyduğu kinden dolayı babasını göremiyor, babasından uzaklaştırılmış veya zorla babasından nefret ettirilmiş. Bu çok ama çok ciddi bir rakam. İnternette araştırmalar yaptım. Psikolojide bunun konmuş bir adı var; “Parental Alienation Syndrome”. Türkçe’ye, “Ebeveyne Yabancılaşma Sendromu” olarak çevirdim. İnternette bu konuyla ilgili yüz binlerce makale, araştırma, sayfa buluyorsun. Yüzlerce kitap var. Türkiye’de daha bunun adı bile konmamış. Ne psikiyatristlerimiz ne psikologlarımız biliyor; üniversitelerimizde bu konu okutulmuyor. Dolayısı ile hukuk sistemimizin de bu korkunç olgudan haberi yok.
Sistemimizde kadınlar lehine nasıl, ne tip ayrımcılıklar yapılıyor?
En basitinden, boşanma sürecinde bir kadının söylediklerine, ileri sürdükleri beyanlara itibar ediliyor. Mesela; bir kadın duruşmalar dışında bir gün hâkime gidip, -doğru veya yanlış- boşanmak üzere olduğu eşi hakkında herhangi ihbarda bulunduğu zaman bu ciddiye alınıyor. Tanık var mı diye sorulmuyor, pozitif bir delil aranmıyor, karşı taraf zaten dinlenmiyor. Ve kadın, eşi aleyhine kolayca 6 ay uzaklaştırma, tedbir kararı aldırıyor. Uzaklaştırma ile baba aniden hem kendi evinden, hem de çocuğundan uzaklaştırılmış oluyor. Ne Aile Mahkemelerinin hâkimleri ne de sistemimizdeki maddeler, kadının beyanının doğruluğunu tartacak bir şey getirmişler.
Bu diğer yandan da; örneğin şiddet gören bir kadın için koruyucu hatta kurtarıcı bir tedbir olabiliyor...
Şiddet gören kadınlar için koruyucu maddeler evet, ama Türkiye’de şiddet gören kadınların çok olması bütün kadınların mağdur olduğu anlamına gelmemeli. Fakat maalesef bizim sistemimiz bunu böyle algılıyor. “Türkiye’de şiddet gören kadınlar, erkekler tarafından mağdur edilen kadınlar çoğunlukta olduğuna göre karşımıza gelen kadın kim olursa olsun, söylediği herhalde doğrudur. 6 aylık tedbir kararı verelim de sonra bakarız” şeklinde bir yaklaşım var. Bu, başta çocuğu, sonra erkeği mağdur ediyor. Bozukluklardan biri bu. İkincisi; boşanma sürecinde dava devam ederken, yine tedbiren çocuğun geçici velayeti anneye veriliyor. Mahkemeler velayeti anneye verirken, bu annenin çocuğunu sağlıklı şekilde, hem anneli hem babalı büyütmek isteyen bir ebeveyn olup olmadığını incelemiyor. Acaba anne boşanma esnasında eski eşine karşı olan kin ve nefretini çocuğuna yansıtacak mı, çocuğunu babasından soğutacak mı? Bizim ülkemizde maalesef hiç araştırma yapmadan gözü kapalı olarak, geçici olarak da olsa velayeti hemen anneye veriyor.
Başka ülkelerde bu konunun uygulaması nasıl?
Medeni ülkelerde bir kere “Ebeveyne Yabancılaşma Sendromu” çocukta var mı yok mu uzmanlar tarafından inceleniyor; hâkim duruşma salonunda incelemiyor. Eğer anne çocuğun üzerinde böyle bir baskı uyguluyorsa ki buna “duygusal taciz” deniyor; velayet, çocuğun her türlü bakımını üstleneceksin görevi, annenin üzerinden alınıyor. Çünkü anne yanlış hareket ediyor. Bu bir, ikincisi; ortak velayet denen bir uygulama var. 70’li yıllarda Amerika’da başlamış, şimdi Avrupa’da da birçok ülkede var. Anneyle baba boşansa bile çocuğun hayatındaki önemli kararlar, anne ve baba tarafından ortak olarak alınıyor. Ne zaman tatil yapacak, hangi okula gidecek, kimlerle görüşecek, saat kaçta eve dönecek... Bizde velayet annede, sen iştirak nafakası vereceksin. Peki çocuğumu göreyim; hayır, iki haftada bir görürsün!
Bu konuda, “resmi geçit” gereği çocuğun da “görüşüne” başvuruluyor bazen...
Dava devam ederken hâkim babaya çocuğunu iki haftada bir dört saat görme izni veriyor. Baba, “ben çocuğumu daha fazla görmek istiyorum” diyor, anne kabul etmiyor, hâkim kabul etmiyor. Hâkim diyor ki; “getirin çocuğu dinleyeceğim.” Çocuk geliyor mahkemeye, duruşma ortamı; hâkim, avukatlar, mübaşir... Yedi gün / 24 saat annesinin hâkimiyeti altında olan çocuğa hâkim; “babanla görüşmeniz yeterli mi?” diye soruyor. Buna çocuk mu karar verecek? Örneğin 10 yaşında bir çocuk, “Hayır yeterince göremiyorum, daha fazla görmem lazım” diyebilir mi, annesi de orada dururken? Tabii “yeterli” diyor. Hâkimler çocuk gelişim uzmanı değildir. Her hakimin çocuk gelişiminden anladığını varsayamazsınız. Hâkimler hukukçudur. Bunu da sormuş olalım demek için soruluyor ve “çocuğun da görüşüne başvuruldu” diye zapta geçiyor. Bir şey daha var söylemek istediğim; beğenmediğimiz ve yetersiz gördüğümüz “ayda iki kez 4 saat” görüşme kararı var ama anne isterse o 4 saatte de çocuğu babaya göstermeyebiliyor. Şimdi bunun için, çekini senedini tahsil etmeye çalışan insanların arasında kuyruğa girerek mücadele vermeniz gerekiyor. İcra dairesine gidiyorsunuz, çocuk teslim tutanağı başvurusunda bulunuyorsunuz. Çeşitli paralar veriyorsunuz, çeşitli dosyalar açtırıyorsunuz. Ve 15 gün sonra oradaki memurla birlikte çocuğu almaya gitmek için sistemi kuruyorsunuz. 15 gün sonra gittiniz, anne yine çocuğu vermedi, bu sefer “çocuk teslim edilmemiştir” tutanağı tutturuyorsunuz. O arada, anne çocuğu gösterirse bütün çabalarınız boşa gitmiş oluyor ve siz çocuğunuzu 1 ay boyunca hiç görmediğinizle kalıyorsunuz. Bir ay boyunca sizden soğutulmuş bir çocuğu nasıl normalize edeceksiniz o da apayrı bir konu tabii.
Boşanma davasındaki “taraf kusuru”, velayet konusunu nasıl etkiliyor?
Boşanmada erkek kusurlu taraf olabilir. Teorik olarak evlilik birliğinin bozulmasındaki tüm nedenler erkekten kaynaklanıyor olabilir. Bunun çocuğuna babalık yapması ile ne alakası var? Bunlar bir babanın çocuğunu görmemek ile cezalandırılması için neden teşkil eder mi? Bir baba ne olursa olsun; çocuğuna zarar vermediği müddetçe çocuğunu görmemekle cezalandırılabilir mi? Asıl çocuğa vermiş oluyorsunuz cezayı: “Babasızlık Cezası”dır bu. Bir erkek kötü bir eş olabilir ama bu onun kötü baba olduğu anlamına gelmez. Bir erkek kötü bir baba da olabilir ama siz yine de karar veremezsiniz; “sen kötü bir babasın, öyleyse çocuğunu iki haftada bir göreceksin”. Kimsenin bunu deme hakkı yoktur. Bir baba babadır!
Boşanmış Babalar Platformu’nda nasıl bir yardımlaşma, çalışma içindesiniz?
Gönüllü olarak -ücret karşılığı olarak değil- hizmet vermek isteyen birçok uzmanımız var; hukukçular, pedagoglar, psikologlar, çocuk gelişim uzmanları, yaşam koçları var. Uzmanlarla, mağdur çocukların babalarını bir araya getirip görüşlerini paylaştırıyoruz. Hukuk yoluyla hakkımı nasıl ararım veya çocuğumla ilişkimi nasıl düzeltmeliyim, ona nasıl davranmalıyım? diyenler var. Aile Mahkemeleri Hakimlerine konu ile ilgili yazılar yazıyoruz. Onları “Ebeveyne Yabancılaşma Sendromu”nu öğrenmeye davet ediyoruz. “Ortak Velayet” uygulamasının Türk Hukukunda da yer alması için tartışma açmaya çalışıyoruz. Boşanmış Anneler Derneği ile çalışma içindeyiz. Çünkü aynı şeyleri savunuyoruz.
Babalar birbirine benzeyen kesimlerin insanları mı?
Hayır değil. Şu benziyor; kadınlar aile hukukumuzdaki lehlerine olan ayrımcılığın farkına varmış durumdalar ve bunu suistimal etmeye çalışıyorlar. Örneklerin hemen hepsi Aile Hukukumuzdaki açığı ve çocukları ellerinde bulundurmanın avantajını kullanıp bir şeyler kazanmaya çalışan kadınların mağdur ettiği çocuklar maalesef. Türkiye’de boşanmış ailelerin çocuklarının yaşadığı böyle bir sorun var. Ona göre hareket etmek, ona göre yeni düzenlemeler getirmek lazım. Farkındalığın artması gerek. Çocuğu babasız bırakmaya çalışan kadınlara hukuk sisteminin asla yardımcı olmaması gerekiyor.
Re: Boşanma sürecinde olanlar çocuğunuzun EYS Sendromuna dikkat ediniz!!!
Sayın Beykont; paylaşımınız için ben kendim ve ekibim adına teşekkür ediyorum.
Lütfen bu konuda bundan sonra da bizden bilginizi ve ilginizi esirgemeyin.