[QUOTE=hekeo;169750]nerden cıkardın bunu öğrenebilirmiyim 30 gün süre verilmesi konusunu
Printable View
Merhablar herkese.
Benim bir sorum olacak benim bi tanıdığım mal beyanında bulunmadığı için disiplin hapsi ile cezalandırılmış.Disiplin hapsi nedir?Disiplin hapsi ile cezalandırılan kişi hapis yatar mı ? Disiplin Hapsi cezasına itiraz olabilir mi ?Disiplin Hapsi cezası kaç gündür?
eğer sorularımın hepsini cevaplarsanız size teşekkürlerimi bi borç bilirim...
İcra ceza mahkemelerinde hakimler artık disiplin hapsi vermiyorlar. Bunu çok net olarak ve bizzat kendi tecrübelerime dayanarak söylüyorum. Daha geçen hafta 2 farklı dosyadan duruşmam vardı. Gerçi mal beyanında bulunmuştum ve yeni uygulanan iptal hükmünü de biliyordum ama yine de katıldım duruşmalara, anlatayım; Bir sürü insan vardı aynı dertten müzdarip olan ve yanılmıyorsam en az 40-50 kişiydik toplam ve bunların çoğu da mal beyanında bulunmamıştı. Normalde kesin ceza alacaklardı ama inanırmısınız hakim duruşma salonuna bile almadan direk kapıdan tutanakları dağıttırdı mübaşire! Ama davaları müşteki yada vekilin yokluğunu gerekçe göstererek düşürüyorlar genelde onu da söyliyeyim. Zaten ilk gittiğimizde daha kapıdan bize "Burda boşuna beklemeyin, mal beyanı cezası kalktı, hakim redediyor" bile demişlerdi. Yani sonuç olarak en azından şu anda hapis cezası verilmediği, infazların dahi yapılmadığı bir gerçek. Valla niye yalan söyliyeyim; Bir bakıma iyi, bir bakımada kötü olmuş aslında! Kötü olan bence borcun tahsilinde daha doğrusu borçluya ödeme emri göndermede karşılaşılabilecek birtakım sıkıntılar olabilir. Mesela borçluya ulaşılamadığında ki genelde borçlular malumunuz ödemeden ziyade borçtan ve alacaklıdan kaçma yolunu tercih ediyorlar! tebligat bir şekilde usule uygun yapılmışsa sanık ceza alabiliyor ve bir şekilde bir yerde bulunabiliyordu! İyi olan ise mal beyanı neticede vatandaşın kamusal bir göreviydi ama bazı alacaklı vekilleri alınmasınlar ama bunu tamamen tehditkar bir biçimde kullanıyorlardı. İmkanı olmadığı halde zor şartlarda borcunun ancak anaparasını kapatmaya çalışan, iyi niyetli, borçtan kaçmadığı ve ödemeye çalıştığı halde hapisle tazyik edilip kendisinden mevcut şartların çok ötesinde bir performans yani ödeme bekleyenlerin ve bunun için de mal beyanında bulunmama veya usulüne uygun bulunmama! faktörlerini kullananlar da yok değildi! Mesela ben mal beyanlarımı süresinde ve usulüne göre verdiğim halde beni herkese yaptıkları gibi otomatikman! şikayet edip duruşmadan da 1 gün önce arayıp "Borcunuzu kapatmamışsınız, beyanınız da usulsüz, mallarınız borcu karşılamıyor, bakın yarın da duruşmanız var ve kesin ceza alacaksınız!" diyebildiler! Tabi ben de kendilerine buna ancak hakimin karar verebileceğini, hatta anayasa mahkemesinin iptal hükmünden haberlerinin olup olmadığını hatırlattım! Cevap olarak da telefondan hattın kesildiğine dair bir sinyal almıştım! Biliyormusunuz ben en çok da önceden şu usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle ceza alan ve infazı gerçekleşen kişilerin durumlarına üzülüyordum. Düşünsenize bir mal beyanı dilekçesi vermişsiniz. Maaşınızı, gelirinizi, giderinizi, borçlarınızı, eşyalarınızı kısaca herşeyinizi yazmışsınız. Neymiş beyan edilen eşyaların değeri 3 lira borç 13 lira haydi 10 gün istirahat! Hani kimse borcundan dolayı hapis cezasına çarptırılamazdı ne oldu? Şimdi bunun anlamı bu değilmi? Adam borçlu, maaşı var, maaşından kesinti bile yapılıyor. Ama mal beyanında üstelik kendisinin yazdığı eşyalar ve gelirlerin toplamı borcu karşılamadığından yallah içeri! Karşılayacak şekilde beyanda bulununca mı usulüne uygun oluyordu acaba? Bu çok önemli bir durumdu bence ama kimse fazla dikkat etmiyor, çeken çektiğiyle kalıyordu bu cezaları. Artık yaşın yanında kuru da yanacak belki ama burası Türkiye! Belliydi zaten en sonunda birilerinin bu haksız uygulamalara son vereceği. Alacaklının alacağını nasıl tahsil edebileceği ve yöntemleri de zaten ilgili kanunlarımızda belirtilmiş durumda. Borçla ilgili hiçbir şekilde bir gün dahi olsa özgürlüğü kısıtlayıcı disiplin hapsi v.s. gibi cezalar verilmesine bir vatandaş olarak kesinlikle ve kesinlikle karşıyım. Benim 5-6 tane kredi kartım varken, gelirimde hiçbir artış olmadığı gibi talebim de yokken neden kart limitlerini 2-3 ayda bir sessiz sedasız otomatikman yükseltiliyorlardı? Bunun bir mantığı varmı? Yani mevcut şartlar ve riskler belliyken sebepsiz yere çıtayı yükseltmenin bir lüzumu varmıydı? hayır. Ben çok gördüm "Bende 3-4 tane kart var ama ben bilinçliyim kullanmıyorum" da diyenleri! Hangimizin 600 lira maaş alıyorken cebine 3000 liralık kart koyduklarında kullanmayız söyler misiniz? Hele bu ülke şartlarında bir düşünün isterseniz! Gözlerimle gördüm ya; 15 tane icralık dosyası vardı vatandaşın birinin, 15 tane!!! Hepsi de ya kredi kartı ya bireysel kredi yada taşıt v.s. kredisi. Adamın üzerinde bir t-shirt bir pantalon o kadar, anlayın artık!Ya bu insan valla iyi niyetle ben bunları ödeyeyim filan dese bile inanın herhalde ömrü yetmez güncel borçlarını veya taksitlerini takip etmeye yada ödemeye. Üstelik ticaret erbabı filan bir kişi de değilmiş. Öyleyse hangi akla hizmet böyle bir insana bu kadar kredi vermek? Şimdi bu insan o kadar parayı veya krediyi bir güzel kullanmış, yemiş. Korkarmı artık 10 gün hapisten bu durumda siz düşünün isterseniz! Yatıp çıkardı sonuçta hepsi bu kadar ama artık o da yok! :) Söylemesi kolay ya 15 tane icralık borç! Ayrıca güvenmediğin adama borç para verirmisin? Hayır. O zaman bankalar da bırakacaklar artık peynir ekmek gibi kart, kredi filan vermeyi. Ben bu kişiye kredi verirsem %100 nasıl geri alırımı düşünsünler artık bence. Garantisi varmı, yok. Ama asgari ücretli çalışan imkanları çok kısıtlı bir kişiyi misal evlenecek düğün yapacak, eşya alacak diye kredilendirip 24-36 ay taksitle ve bir ton faizle borcun altına sokarsan bunu bir gün tahsil edilemeyeceği ihtimalini de düşünmeleri lazım. Her kredide risk vardır. Ama risk uzmanları neye göre bu riski hesaplayıp minimuma indirmeye çalışıyorlar merak ediyorum doğrusu! "Borç yiğidin kamçısıdır" diye bir atasözü var bu memlekette ya düşünün biraz! :) Üretim kısıtlı, işsizlik ve beraberindeki ekonomik sorunların devam ettiği, kayıtdışının astronomik rakamlara ulaştığı ve nüfusunun neredeyse yarısından fazlasının genç ve çocukların oluşturduğu, dolayısiyle sadece temel ihtiyaca dayalı olması gerekirken beraberinde gelen onlarca vergiye rağmen lüks tüketim patlamasının yaşandığı bir ülkede bunların yaşanması sürpriz değil sanırım! Son sözüm tüketimde toplum olarak mutlaka bilinçlenmemiz gerektiği ve çağdaş yaşamın gerektirdiği imkanları kullanırken çok ama çok dikkatli olmamız, sorumluluklarımızı unutmamamız ve ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerektiğidir. (İşte hakiki atasözü de bu olsa gerek! :) )
Sayın, hksvr aklımda olanları o kadar güzel ifade etmişiniz ki,gözlerim yaşardı.Söylediklerinizin hepsine son noktasına kadar katılıyorum.
Elinize,dilinize sağlık.Hayatın bütün olumsuzluklarının üstesinden gelmenizi dilerim.
Saygılarımla
Rica ederim. Neticede yazdıklarım bende dahil olmak üzere birçoğumuzun yaşadıkları şeyler. Madem şu borçlarla ilgili mal beyanı konusu sitedeki forumlarda çok geniş yer bulmuş bende kendi tecrübelerime dayanarak son şekliyle bazı şeyleri paylaşmak istedim. İlginiz ve temennileriniz için de size çok teşekkür ederim. Umarım hayat sizin için de çok güzel sürprizlerle devam eder.
Hoşçakalın,
Saygılarımla...
Sayın hksvr,
Yazdıklarınız çok doğru ve aynen benim başıma gelen seyler.
2005 yılında kredi kartı borçlarımdan dolayı icralık oldum,hakkımda mal beyanından davalar açıldı, kimisi hapis cezası ile sonuçlandı ama ben adresimde olduğum halde hiç kimse beni alıp hapse atmadı, sadece banka avukatı arkadaş "sizin hakkınızda hapis cezası var borcunuzu ödemezseniz polsi zoru ile hapse atılacaksınız" diye açıklama yaptı ,ben "buyursunlar ben buradayım herzaman beklerim kendilerini" dedim fakat gelen giden olmadı.Daha sonra 18x18 kanunu çıkınca daha önce takside yanaşmayan alacaklı avukatları 18 taksitle 18 ayda borcumu ödememe imkan tanıdılar, ben de borçlarımı ödedim.
Daha önce defalarca başvurup 8-10 taksitte borcumu ödeyebileceğimi belirttiğim halde çoğu bunu kabul etmemişti ve MBB den dava açmayı yeğlemişti.
Size geçmiş olsun diyelim o zaman. İnşallah bir daha böyle bir durum yaşamazsınız. Neticede borçlu olmak her zaman sıkıntı yaratan ve insanın çok canını sıkan bir durum. Şartlar iyiyken sorun olmuyor da bir kere düşmeye görün, hiçbir şekilde taleplerinizi kabul etmedikleri gibi sanki fırsat kolluyormuşlarcasına adeta akbabalar gibi hemen üşüşüyorlar tepenize! Diyorum ya işte zaten alacakları bişeyleriniz varsa alıyorlar bırakmıyorlar tabiki de hiçbişeyiniz yoksa bunun riskleri yani sonucu belli olduğu halde verdiklerini alamıyorlar neticede. Ben yıllar öncesinden bir bankaya 300 ytl borcu olan birinin, yaklaşık 6 sene sona faiziyle birlikte neredeyse 10.000 ytl lere varan borcunu 900 ytl ye kapattığına şahit oldum! Borcunu ödemek niyetinde olan iyiniyetli biri bence üzerinde çokça zaman geçse bile her durumda kendine avantaj sağlayacak bir sonuçla karşılaşabilir. Ya kısmen yüklü faizden feragat ederler borcunuz azalır dosyayı çok uygun bir miktara kapatma şansınız olur, ya da devlet bir kanun çıkartır pat diye :) 18 ay taksitle ödersiniz. Kim ne derse desin MBB şikayetleri özellikle banka vekillerinin borçlular üzerinde uyguladığı bir tehdit unsurundan başka birşey değildi! MB Bulunmadın hapis, bulundun ama usülsüzmüş yine hapis! Hayatında hiç adliyeye dahi gitmemiş, mahkemelik olmamış, hakim karşısına çıkmamış birini düşünsenize! Siz olsanız korkmaz mısınız? :) Bunu sadece ben yaşamadım, ben söylemiyorum. Açın bu konudaki forumları, herkes aynı dertten müzdarip olmuş. Haa küçük daha doğrusu kısmen ödenebilecek bazı borçların tahsilinde işe yarıyordu şikayet yöntemleri ama büyük borçlarda inanın hiçbir işe yaramıyordu.
Neyse sonuçta siz en azından kurtulmuşsunuz borçlarınızdan. Darısı diğerlerinin başına ne diyelim.
Selamlar,Merhabalar arkadaşlar.Yeni bir başlık açamıyorum.Bir sorun var sanırsam.Benim nafaka ödemesi konusunda bir kaç sorum olacak.Ben eşimden 6-7 ay önce boşandım.Mahkeme açılan dava tarihinden itibaren aylık 100 YTL nafakaya hükmetti.Böylece toplam 2.000 YTL nafaka borcu doğmuş oldu.Ben memur olarak bir kurumda çalışıyorum.Hakkımda içra işlemi başlatıldı.Ben borcumu bir defasında ödeyemeyeceğimi ancak maaşımdan kesilerek ödenmesi konusunda beyanda bulundum.Aynı zamanda dava tarihinden itibaren tahakkuk eden aylık nafaka borcumu zamanında ödüyorum.Karşı tarafın avukatı aylık 100'er YTL olarak yatırdığım ve hangi aylıga denk geldiğini açıklama olarak yazdırığım bu paraları geçmiş dönem borçları sayarak bana icra cezadan iki bildiri geldi.Benim sorum şunlardır;
1-Birikmiş nafaka borcu için içra takibi yapılmış ve tarafımdan bu borcu ödemeyi tahhüt etmeme rağmen evdeki eşyalar haczedilmiştir.Buna rağmen ben birikmiş borcu değilde devam eden borcumu aylıklar halinde ödemem ve açıklamasınada ödediğim aylık nafaka borcunu belirtmeme rağmen birikmiş borca mahsup edilirmi?
2-Buna rağmen icra cezaya başvurularak ödediğim halde davadan sonra devam eden ve ödediğim borçlarımdan dolayı ceza verilmesi mümkünmü?
akrabamdan *20.000 ytl senet karşılığında borç almıştım 14 ay sonra hepsini ödeyecektim bu zaman zarfında da eşimden mahkeme kararı ile ayrıldık eşime ve çocuklarıma 700 ytl nafaka kesiliyor banada 500 ytl kalıyor akrabam borcumu ödeyemeyeceğimi (15ay sonra) anlayınca icraya vermiş birde kredi kartımı bu ay ödeyemedim ondanda takip başlayacaktır
sorum şu ;senetin icra kesintisi ile kredi kartı icra kesintisi aynı anda iki yere birden kesilirmi?teşekkürler.
Kötü niyetli borçluların çoğunlukta olduğunuda unutmamak gerek.Alacakların hepsi kresi kartı borçlarından oluşmuyor.