-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Yeni bölüme girmeden önce din imanla ilgili kısa bir anı anlatmak istiyorum . Çünkü bu bizim ''din öğretimizin'' günümüzde ki yanlışlarının tipik bir örneksemesidir.
12 Eylül 80 nin hemen ertesi günler. Askeri yönetim silindir gibi ezip geçmektedir özellikle belirli kesimleri. Daha idamlar tartışmalı şüpheli ölümler kaybolmalar yoktur. Kargaşa vardır aslında ama hırala gürele gütmektedir günler aylar. Komik hiyerarşik yapılarda oluşmuştur ama kimse farkında değildir. Kenan Evren Hem Devlet Başkanıdır hem Genel Kurmay başkanı, Devlet başkanı olarak başbakan ın üstü Genel Kurmay Başkanı olarakta başbakana idari yönden bağlıdır. Ülke yönetimine el koymasına koymuşlardır amma nasıl yöneteceklerini bilmemektedirler aslında. İronik bir durum vardır aslında
1960 ihtilali Atatürk devrimlerini korumak ve kollamak adına ve kişi özgürlüklerini ''devletin'' kısıtladığı gerekçesiyle yapılmış buna neden olan ANAYASA kaldırılarak '' en geniş bireysel özgürlükler'' anayasası ATATÜRK adına getirilmiştir. Tam 20 sene 3 ay 16 gün sonra bu sefer gene ATATÜRK devrimlerini korumak ve kollamak amacıyla ve bu kez ''60 anayasasının'' topluma bol geldiği gerekçesi ile yeni Anayasa ATATÜRK adına yapılmıştır.
Bu kargaşa arasında nereden çıktıysa bir anda üst komuta kademesi ''kimsenin dinini bilmediği'' görüşüne hasıl olmuş ve birden bire tüm liselere ''din ve ahlak dersi'' zorunlu olarak gelmiştir. Bununla birlikte ciddi bir sorunda gelmiştir. Çünkü Liselerin müfredatında böyle bir ders bulunmaması öğretmenini olmaması ve programının olmaması sorun çıkarsa de emir demiri kesmiştir. Bundan askeri liselerde nasibini almış durduk yere herkes din ve ahlak dersi paldır küldür yaşamımıza girmiştir.
Ben o aralar özellikli bir lisede okuyordum. Okulun bir özelliği gereğide göksel cisimlerin hareketleri ve buna bağlı gelişmelerdi kısacası ciddi bir astronomi eğitimi alıyordum.
O gün bugün bir çok din adına konuşan kişinin ve hatta daha sonra incelemelerimle keşfettiğim şekilde 1 milyar nüfuslu islam aleminin bir çok kişisinin Tanrı nın varlığı ve büyüklüğünü ispat için din dışı olarak bilimsellikten uzak söylemlerde olduğunu gördüm. Çok üzüldüm halada bu üzüntüm maalesef artarak devam etmektedir
İslam peygamberinin malum hayatının dini anlatımı değildir garip olan bu çokta önemli değildir aslında ama üzerinde tartışılması gereken bir sorundur. Önce bu konuda ufak bir anektot anlatayım....
Bizim din ve Ahlak dersine giren öğretmenimiz hiç Ahlak anlatmaz nedense ha bire din anlatırdı. Peygamberin hayatı mucizeleri islamın yayılması halifelik Kutsal emanetler hırka i şerif v.s v.s ...Ve bana da müthiş kıldı çünkü ben hep abuk bir soru sorardım ve her seferinde kendisinin '' din bilgisi öğretmeni'' denmesini istemesine karşın '' din ve ahlak bilgisi öğretmenim bir soru sorabilir miyim ?'' diye başlardım... Aslında bakışı ve ''sor bakalım'' demesi '' Hay sana da soruna da...'' tonlamasında olurdu amma hiç aldırmazdım. Bir gün sorduğum sorunun yanıtını '' büyüyünce anlarsın..'' diye geçiştirmişti hala büyüyemediğinden anlayamadım gitti..... Sorum şöyle bir şeydi...
'' Din ve Ahlak bilgisi Öğretmenim. Peygamber Mekke ve Medine de yaşamıştır yani Suudi Arabistan da ve hristiyan peygamberinin aksine tapınma olabilir diye resmini yaptırmamış hiç bir emare bırakmamaya çalışmıştır. Bundan dolayı kendisinden 650 sene önce yaşamış Hz. isa ve çok daha önce yaşamış Hz. Musa nın tasvirleri resmedilmeleri varken bizim peygamberin yoktur. Buna karşılık bütün ömrünü geçirdiği Mekke ve Medine de bir tane bile sakal teli yokken yaşamı boyunca sınırına bile gelmediği Türkiye de bin e yakın sakal ı şerif vardır . Bunlar nereden çıkmıştır ? Peygamberin olduğunu nereden biliyoruz ? Niçin hayatını geçirdiği ülkede bir tane bile yok ? Hadi diyelim ki bu peygamberin sakalı bunu son derece sağlıksız bir şekilde yüzlerce kişinin peşpeşe bir büyüteçli fanustan öpmesi sağlıklı mı ? Dine uygun mu? Neden öpülür bir kıl? '''
Yanıtını bu güne kadar alamadım.... Yaşıyorsa Allah selamet versin....
Birde bu iletinin konusu anektoda geleyim yani bilimsellikten uzak iddialara... Bunlar geçen gün birisi konuşurken aynen öğretmenim gibi bu iddiayla ortaya çıktığında canlandı anılarımda aynı zamanda ebediyete akıp giden zaman da ilerleyeceğimize gerilediğimizide üzülerek gene gördüm...
Şimdi okulda üç tip öğrenci vardır. Bir inek tabir edilen çalışkanlardır ki bunlar doğru yanlış ezberlerler, iki öylesine dinliyor ayaklarına yatan ve geçer notu ilke edinenler vardır bir de ne diyor ki bu diye dinleyenler vardır. Ben son gruptan idim. Ne diyor ki bu diye dinler gerekirse soru sorar ve sınavlara aklımda kalanla girerdim.
Öğretmenimiz anlatıyor...
'' Allah Ol emriyle birlikte dünya oluşmaya başladı... İlk gün şu ikinci gün bu... Güneşle Dünya yı öyle bir ayarladı ki en büyük mucize budur. Düşünün güneşe bir cm yakın olsak kavruluruz bir cm uzak olsak donarız. İşte Allah'ın kudreti ve mucizesi budur İnsanlar için yaratmıştır dünya yı ve güneşi.... ''
Bende saftirik saftirik dinliyorum. İşin ilginci bir çok kişi not alıyor ya da kitaptan işaretliyor hani anlatıyor ya sınavda çıkabilir gibisinden... Benim elimde de sadece bir kalem var !!! Ama önümde ne defter ne kitap... O zamanı anımsayanlar bilir başparmak işaret parmağı ve orta parmak arasında tutarak işaret parmağını üsten kaleme vurdurarak çevirirdik kalemi... Kalemde elimde ondan var yoksa gerçek işlevi olan yazmak için değil... Öğretmenin anlattıkları kafama takıldı ... Kilitlendim... Canım hocamda uyandı !! Ne zaman aklıma yatmayan bir şey olsa şöyle bir dikilir sözünün bitmesini beklerim... Uyandı ya susmuyor... Bende de inat parmak kaldırdım... Parmak kaldırınca sınıfta bir gülme krizi başladı ders kesildi... Muhtemelen hoca yandık dedi içinden... Ben sözü alınca direkt soru sordum ...
'' Din ve Ahlak Bilgisi Öğretmenim... Siz Dünya'nın Güneş etrafında dönüşünü biliyor musunuz??''
'' Sabit olarak dönüyor işte....''
'' Hem sabit olup hem dönmesi mantıken olasılık dışı öğretmedim de sanırım standart dönüyor demek istediniz... Bilirmisiniz nasıl döner?''
''Ukalalık yapma dersimiz din bilgisi...''
'' Öğretmenim ukalalık değilde cümlenize aklım takıldı . Dediniz ki eğer bir santim yakın olsak yanarız bir santim uzak olsak donarız....''
'' Orası kesinlikle doğrudur. Yaklaşsa bir santim dünya güneşe ne olur biliyor musun ?
'' Öğretmenim biz çok ciddi astronomi okuyoruz. O derse göre yapılan rasatlar ve ölçümler neticesinde bir takım sonuçlar vardır. Örneğin Dünyanın çevresi 40 bin km dir ve bu paralele ekvator denir... ''
'' Konumuzla ilgisi ne....''
'' Şudur ki 40 bin km nin anlamını idrak için söyledim. Dünya Güneşe 3 Ocak günü Perihel noktasında bulunur yani güneşe en yakın noktada ( Günberi) bu zaman Güneşe mesafemiz 146 milyon 547 bin km dir. 4 Temmuz da ise Dünya Güneşe afel noktasındadır. Yani en uzak olduğu noktadır (en öte )Bu zamanda Güneşe mesafemiz 152 milyon 743 bin km dir. Yani başka bir deyişle dünya bir yılda tamamladığı turu boyunca Güneşe yaklaşık 6 milyon 200 bin km yaklaşır uzaklaşır... Tekrar hatırlatırım dünyanın çevresi sadece 40 bin km dir Yani dünya çevresinin 154 katı bir mesafe yaklaşır uzaklaşır yörüngesinde... Taktir edersiniz ki 6 milyon 200 bin km 1 cm den çok ama çok büyüktür... İhmal edilir . İşte sorum burada hangi bir cm den bahsediyoruz ? ''
Sınıftan atıldım.....
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Dua edenin ömrü uzuyor
Time Dergisi, 6 bin araştırmaya dayanarak dua ve ibadetin ömrü uzattığı sonucuna vardı.
http://www.ekolay.net/haber/haber.as...haberid=594928
////
Sevgili commodore1tr,
Bu haber, bir internet sitesinin 'Bilim ve Teknoloji' bölümünde yer aldıysa artık bizlerin dua edecek bir ŞEY bulmamız gerekiyor...
Aksi taktirde bu konu başlığının ömrü de bizim ömrümüzle doğru orantılı olarak kısalacak...
Ne dersin?
:)
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Erdoğan'ın sözleri okul binasına yazıldı
Hayati YALÇIN/GÜMÜŞHANE, (DHA) 20-02-2009
GÜMÜŞHANE'de yapımı 2006'da tamamlanan Gazipaşa İlköğretim Okulu’nda alışılageldiği gibi Atatürk’ün veciz sözlerinin değil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kenti ziyareti sırasında söylediği iki cümlenin yer alması, tepkilere neden oluyor.
http://foto.gazetevatan.com/newpics/...88462302_3.jpg
http://haber.gazetevatan.com/Erdogan...a_yazildi/2243
Sana hasret sana vurgun gönlüm
Bir daha gel Samsun'dan
Sarı saçlı mavi gözlüm
Sarı saçlı mavi gözlüm
Nerde nerde nerdesin doşt
Bir daha gel Samsun'dan
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Yalakanın dilbilgisi kurallarından bihaber olduğu da anlaşılıyor...
Bu forumlarda hızlı yazmaktan, zaman zaman klavyenin boşluk çubuğunun işlevsizleşmesinden olabilir ama bir ilköğretim okuluna yalakalık olsun diye bir yazı yazdıracaksan " Bundan dolayıda diyorum ki, " yazılmaz, " bundan dolayı da diyorum ki; " yazılır.:)
"Vatan, millet, bayrak konusunda hassasiyet" Türk diline de azami hassasiyet gerektirir.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Yeni bölüme girmeden önce din imanla bin km dir ve bu paralele ekvator denir... ''
'' Konumuzla ilgisi ne....''
'' Şudur ki 40 bin km nin anlamını idrak için söyledim. Dünya Güneşe 3 Ocak günü Perihel noktasında bulunur yani güneşe en yakın noktada ( Günberi) bu zaman Güneşe mesafemiz 146 milyon 547 bin km dir. 4 Temmuz da ise Dünya Güneşe afel noktasındadır. Yani en uzak olduğu noktadır (en öte )Bu zamanda Güneşe mesafemiz 152 milyon 743 bin km dir. Yani başka bir deyişle dünya bir yılda tamamladığı turu boyunca Güneşe yaklaşık 6 milyon 200 bin km yaklaşır uzaklaşır... Tekrar hatırlatırım dünyanın çevresi sadece 40 bin km dir Yani dünya çevresinin 154 katı bir mesafe yaklaşır uzaklaşır yörüngesinde... Taktir edersiniz ki 6 milyon 200 bin km 1 cm den çok ama çok büyüktür... İhmal edilir . İşte sorum burada hangi bir cm den bahsediyoruz ? ''
Sınıftan atıldım.....
yapmayın yaw..
imanımızı zayıflatmayın böyle.
ne güzel sen ben bizim oğlan idare edip gidiyoruz.
bu kadar gaddarca ''hiçlik'' kapılarını zorlamayın........!
güneşe bir santim yaklaşınca kavrulmamızın bi zararı mı var?
yani
para verip enim konum piyango bileti almışım;
daha çekiliş olmamış......
sen ikramiyenin benim biletimin numarasına çıkmayacağını isbata çalışıyorsun.
ya çıkarsa?
ayazoglum
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
horasan rumuzlu üyeden alıntı
Dua edenin ömrü uzuyor
Time Dergisi, 6 bin araştırmaya dayanarak dua ve ibadetin ömrü uzattığı sonucuna vardı.
http://www.ekolay.net/haber/haber.as...haberid=594928
////
Sevgili commodore1tr,
Bu haber, bir internet sitesinin 'Bilim ve Teknoloji' bölümünde yer aldıysa artık bizlerin dua edecek bir ŞEY bulmamız gerekiyor...
Aksi taktirde bu konu başlığının ömrü de bizim ömrümüzle doğru orantılı olarak kısalacak...
Ne dersin?
:)
Sayın Horasan ;
Malumun ilanı olmaz ama bilindiği üzere ''dua'' içsel bir yakarıdır. Yani insan ''dua eder'' rahatlar. Başka bir deyişle ''dertlerini havale'' etmiştir. Tabiiki her duanın ömür uzattığıda doğru değildir. Bazıları öldürür Buyur...
Ölmek üzere olan oksijen tüpüne bağlı hastaya hoca çağrılır. Hoca gelir dua ya başlar. Adam can havliyle Hocayı iteklemeye çalışır ama başaramaz. Son bir gayret bir kağıt kalem alır cümlesini bitirirken ölür. Hoca kağıdı alır cebine koyar.
Cenaze töreni yapılırken hoca konuşma yapar ve konuşmasını şöyle bitirir.
'' Şimdi kendisi biz cennetten seyrediyor. Bu iyi insan tam dua edilirken öldü ve tam ölüm anında bana bir not yazdı. Bende hiç okumadım şimdi huzurunuzda bu aziz insanın son sözlerini okuyorum....
'' Ulan Hoca bırak duayı filan şimdi de ayağını oksijen tüpümden çek....''''
Bazı dualarda kimin ne istediği değil kimde ne olmadığı konusunda kafa karıştırır. Buyur..
Bektaşi'nin birisi bir gün namaza gider. Namazını bitirince duaya başlar. Dua da duadır ha.. Sesli sesli söylenmektedir.
'' Allahım rakım bitti şarabım bitti beş kuruşumda yok. Bana bir işki parası ihsan eyle... Amin... Tez zamanda yolla amin...''
Bektaşi'nin yanında dua eden bir de sofu vardır oda kendi kendine söylenir dsayanamaz döner bektaşiye...
''Bre zındık bre kafir utanmazmısın Allah tan rakı parası istemeye hemde camiide ? İnsan Allahtan din ister iman ister... ''
Bektaşi bakar bakar hiç istifini bozmaz...
'' Bre hoca herkes Allahtan kendisinde ne yoksa onu ister... Bende din iman var rakı parası yok ondan isterim... Sende din iman yok ondan onu istersin... '''
Bazı dualarında kabul olmayacağı baştan belli gibidir edenden dolayı ...
Dilencinin birisi el açmış hem dileniyor hem dua ediyor... Adam para verir
''aman dua etme istemem '' der...
Dilenci ''Neden '' diye sorunca...
'' Senin duan kabul edilse sun bu halde olur muydun ?''
Bazı dualarda nedense ters teper insanı ettiğine edeceğine pişman eder...
Kurak giden bir yaz mevsiminde ekinlerin kurumasından korkan köy halkı Babaeren'den yağmur duasına çıkılmasını isterler. Durumun hassasiyetini kavrayan Babaeren kabul eder.Topluluk duanın yapılacağı tepeye doğru yola koyulur. Yol üzerindeki kendi tarlasının kuraklıktan sarardığını gören Babaeren içinden:
-Alllahım burası benim
Demekten kendini alamaz. Duanın ardından başlayan yağmur sele dönüşür. Dönüşte tarlasının büyük kısmının erozyona uğradığını gören Babaeren hiddetle:
-Sana tarlayı gösteren dürzüde kabahat
Demekten kendini alamaz
yada
Birgün köylüler yağmur duasına çıkmak için toplanıp yola koyulmuşlar.yolda bir ağacın dibinde uyuklayan bektaşiyi görmüşler. bektaşiyi uyandırıp "bektaşi hadi
bizimle sen de gel de bir yağmur duası edlim demişler"
bektaşi "istediğiniz yağmur olsun" deyip gömleğini çıkarıp dere kenarında
ıslatmış..sonra gömleğini uyukladığı ağaca asmış.
Birden gök gürlemiş ve kovadan boşalırcasına yağmur yağmaya başlamış.. köylüler
bektaşi nasıl yaptın nasıl ettin bu işi demişler
BektaşiYukarıdaki ile aram kötü sırf gömleğim kurumasın diye yağmur yağdırdı
demiş...
Bazı dualarda vardık ki kabul olunur amma bazı gizli gerçekler ortaya çıkar...
Bir gün bir baba oğlunu dua ederken duyar. "Allah'ım sen annemi, babamı, ablamı, ninemi ve beni koru" diye. Adam çocuğun dedesini unuttuğunu düşünür ama çocuğa bunu söylemez. Ertesi gün dedeyi araba ezer ve dede ölür. Bir kaç gün sonra baba yine duyar "Allah'ım sen annemi, babamı, ablamı ve beni koru" diye.
Bu sefer nineyi unutur ve ertesi gün nine merdivenlerden düşer boynu kırılarak ölür. Bir kaç gün sonra çocuk yine dua eder "Allahım sen annemi, ablamı ve beni koru" diye. Baba kendisinin unutulduğunu fark eder ve ertesi gün başına bir şey gelmemesi için her adımını çok dikkatli atar. Akşam eve gelince karısına sorar "Hanım bugün ben işteyken neler oldu?" diye. Karısı "Bizde bir şey olmadı ama postacı öldü!"
Onun için sayın Horasan duaların ömrü uzattığı doğrudur. Hele hele garip dualarınız varsa...
Brandi adında sarışın bir iş kadınının işleri çok kötü gidiyormuş.
İflas edince yardım için Tanrıya başvurmaya karar vermiş. Gece yatmadan başlamış duaya; "Tanrım, iflas ettim ve işyerimi kaybettim. Eğer yakın zamanda elime para geçmezse evimi de kaybedeceğim. Lütfen Lotoyu kazanmamı sağla." Ertesi gün o haftanın loto çekilişi yapılmış ve başka biri kazanmış. Yine bir loto çekilişi öncesinde kadın yine dua etmiş;"Tanrım, işyerimi kaybettim, evim, kaybettim, eğer yakın zamanda elime para geçmezse arabamı da kaybedeceğim. Lüften yarınki lotoyu kazanmamı sağla." Ertesi gün lotoyu yine bir başkası kazanmış. Sonraki loto arifesinde kadın yine dua etmeye başlamış;"Tanrım, beni neden unuttun? İşyerimi, evimi, arabamı kaybettim, çok zor durumdayım, lütfen, lütfen bu seferki lotoyu kazanmamı sağla da işlerimi yoluna koyayım." Birdenbire ortalık ilahi bir beyaz ışıkla aydınlanırken gök aralanmış ve Tanrı seslenmiş:
- Brandi kızım, Lotoyu kazanmak için önce Loto bileti alman lazım...
Bazılarıda yarım yamalak dua eder amma çok dua biliyorum diye satar en uzun ömür ise onlarındır...
Günün birin de imamın biri temel'e kaç dua biliyorsun? diye sormuş:
temelde
-Dört tane hocam demiş
sonra hoca
hangileri diye sormuş
temelde
-Üç kulhuvallah bi Elham
Amma genede duanın güzeli sayın Horasan aslında şudur...
Hasret gidermek dosta yapılan en güzel duadır.
Yağmur toprağın, güneş gecenin duasıdır.
Bizim duamız sevdiğimiz dostlarımızın her daim mutlu olmasıdır.
Saygıyla...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
ayazoglum rumuzlu üyeden alıntı
yapmayın yaw..
imanımızı zayıflatmayın böyle.
ne güzel sen ben bizim oğlan idare edip gidiyoruz.
bu kadar gaddarca ''hiçlik'' kapılarını zorlamayın........!
güneşe bir santim yaklaşınca kavrulmamızın bi zararı mı var?
yani
para verip enim konum piyango bileti almışım;
daha çekiliş olmamış......
sen ikramiyenin benim biletimin numarasına çıkmayacağını isbata çalışıyorsun.
ya çıkarsa?
ayazoglum
Kesinbildiğim şudur ki. Eğer gerçekten milli piyango bileti aldıysanız çıkma olasılığı Dünyanın kavrulma olasılığından çok daha yüksek.
Bir kesinlik daha var ki o da milli piyango bileti almak günahtır. Dolayısı ile para çıkarsa haram olur ! Siz eğer kazanırsanız bana yollayın..
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın commodore1tr,
Bir fıkra lezzetinde olan "dualarınız" harikaydı doğrusu ama aşağıdaki haber o fıkraların tahtını yerle bir etti...
"Hanım kardeşle diyaloğa girdik
İstanbul Güngören'de dilden dile dolaşan; AKP'li Belediye Başkan Yardımcısı Rahmi Berber'in makam odasında bir kadınla ilişkisini gösteren güvenlik kamerası kayıtları ortaya çıktı
..."
http://w9.gazetevatan.com/Hanim_kard...25026/1/Manset
/////
Konu başlığınızın "Türban" ve "don" bölümlerine aday olan bu haberin "DİYALOG" kısmı beni öldürdü vallaa...
Malum bir "DİYALOG PROJESİ"dir gider ve bu projenin eş başkanı olan bir lider yaptıkları işlerden sık sık gururla bahseder durur da müridler boş durur mu?
Başlamışlar anladıkları kadar "dayıalog"a...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Kesinbildiğim şudur ki. Eğer gerçekten milli piyango bileti aldıysanız çıkma olasılığı Dünyanın kavrulma olasılığından çok daha yüksek.
Bir kesinlik daha var ki o da milli piyango bileti almak günahtır. Dolayısı ile para çıkarsa haram olur ! Siz eğer kazanırsanız bana yollayın..
sakın heveslenme sevgili commodore.
heç öyle bi niyetim yok.
o kadar zeki olsaydım piyango biletini almadan öncede günah olduğunu bilmem gerekirdi.
demekki bu ağaç meyvesiz
boşuna silkeleme
ama güzel ve yaz kış sararmayan yapraklarım var.
ama sen dur şimdi.
cernde topu döndürdük nasılsa
hugss boznunu izleyip tanrının elini görmeye az bişey kaldı.......
sonrasını sen düşün .
ben nasılsa cennete olacağım ;)
saygılarımla
ayazoglum