Hocam neden açıkça yazmıyorsun. Çoğu mesajın şifre gibi. Ben yıllardır sizin sağlık ve tıp alanındaki alternatif tıp yöntemlerinizi okuyorum. Müdavim oldum ama tamamen sır saklısınız. Daha açık yazın lütfen.
Printable View
Hocam neden açıkça yazmıyorsun. Çoğu mesajın şifre gibi. Ben yıllardır sizin sağlık ve tıp alanındaki alternatif tıp yöntemlerinizi okuyorum. Müdavim oldum ama tamamen sır saklısınız. Daha açık yazın lütfen.
Sayın sakar hoca size özelden sarı kontron yağı istiyorum diye yazmıştım gözünüzden kaçtı galiba ilğinizi bekliyorum.
Arkadaşlar,
Bugün yeni haber geldi.Ankara'da birinin babası; küçük hücreli akciğer kanseridir ve lenflere sıçramıştır. Telefonumu; HTT kullanan birinden almıştır ve beni arar. Ben O'na "Küçük hücreli akciğer kanserinde denendiğini, işe yaramadığını, buna sebep; HTTnin başarısızlığı mı, yoksa; hastanın kaçak olarak sigaraya devam etmesi midir, bilmiyorum" derim.Oğlu; "Hocam, başka şansımız yok. Mecburen deneyeceğiz." der ve 6 Ocakta gönderirim. Hasta dün kontrol edilmiştir ve bana bugün telefon gelir:"Hocam, hastalıkta gerileme var, haber vereyim dedim. Biliyorsun, tipi; "yassı epitel hücreli" idi." Haydaaa, bu da ne? Ben; "küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK)" olarak biliyordum. Google amcaya sordum:
Akciğer kanseri iki grupmuş:
A-Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK)
B-KHAK
KHAK ise; 1-Yassı epitel hücreli 2-Büyük hücreli 3- Adeno diye üçe ayrılıyormuş. Cahilliğime bakın. Neyse; haber iyi..
Başlamışken devam edeyim:
HTTnin bir sürüşte; pişiği tedavi ettiğini biliyorsunuz. Şimdi ise yeni bilgi. Bu bilgi; Ocak ayının ilk haftasında; adını daha önce duyduğunuz Nihat'tan gelmiştir. Nihat; 100 civarında koyuna sahiptir ve O denemiştir. Dediği şu: "Yaklaşık 24 saat arayla, iki defa sürmekle uyuzu tedavi ediyor."
Başka bir bilgi. Bu bilgi Ocak ayının ikinci haftasında gelmiştir. Denemeyi yapan kişi; HHTyi kanserde kullanmış birinin oğludur. Babasından kalan HTTyi; bir çok krem kullanmasına rağmen geçmeyen ve yüzünde "Doğum lekesi" olan eşinde, sürerek denemiştir. Dediği: Hocam, HTT doğum lekesini yok ediyor.
Yine Nihat anlattı, üç gün önce... Beni de tanıyan bir arkadaşı; sol tarafından felç olmuştur. HTTyi hem içmiş, hem de koluna sürerek masaj yapmıştır. Netice; öbür kolu kadar da olmasa; kol çalışmakta, hareket etmekte, kavramakta... Bu bilgi eksik bir bilgi. Nihat'ı yakaladığımda; şu soruların cevabını öğrenmesini isteyeceğim:
1-Doz olarak ne kadar içmiş?
2-Sürme ve masaj; günde bir defa mı, yoksa; birkaç defa mı? Her gün mü, yoksa; gün aşırı mı?
3-Aynı taraftaki bacağın durumu ne?
Şimdi bir başka konu:
31 Aralık, yılbaşı bahanesiyle; kayınbiraderi ziyarete gitmek için; külüstüre Hatunla birlikte biner ve yola çıkarız. Aydın'dan geçerken; kızımızı da alırız. Aydın'ın en batısından, en doğusuna gideriz. Akşam saatlerinde; Hatun'un telefonu çalar ve koridora geçer, konuşur. Az sonra gelir ve anlatmakta:
Arayan MM hastası olan, emekli meslektaşımız G. Hanımdır. İki üç hafta önce; MM hastalığından; tam şifa bulmuş olarak kurtulmuştur. Sakar Bey'e ne kadar teşekkür etse azmış, filan...(Kendi yaptıkları HTTyi kullandılar. Doz bilgisi ve süre benden) Hastahaneden ayrılırken; bir MM hastası yakalarına yapışır;"Hastalığımız, doktorumuz aynı. Benden sonra gelip, benden önce gidiyorsunuz. Nasıl oldu bu?" diye sorar. G. Hanım:"Sadece tıpla olmadığını, bununla birlikte; ottan yapılma bir ilaç kullanıldığını ve üstelik yapan kişi; senin hemşehrin." deyince, hasta; telefonumu ister ve G Hanım verir. Sakar Bey'e söyle; bu durumda telefonunu vermek zorunda kaldım. Haberi olsun.
Bu hastada; MM teşhisi ile tam şifa arası sekiz ay anca sürmüştür. Bunu niye yazdım: İnternette MM hastası yakınlarının yazıştığı bir forum var. Epey okudum. Orada biri şöyle yazmış:"Babam, altı yıldır MM hastası."
Araştırmalara devam...
Sağlıcakla kalın...
Arkadaşlar,
Düzeltme ve özür...
Önceki mesajda; üçe ayrılan KHDAK olacak. Beni; "KHAK ve tipi de; yassı epitel hücreli..." diyen kişi yanılttı. Akıl; bu peşin hükümle Google bakınca, üçe ayrılanı KHAK diye yazmışım.
Bu durumda; "İyiye gidiyor" denilen hasta KHAK değil. Bu şu anlama geliyor:"HTT KHAKde başarılı mı, bilinmiyor."
Tekrar özür dilerim...
Sağlıcakla kalın.
Hocam merhaba. Şayet gizli veya özel bir formül değilse nasıl yapılacağına dair bir tarif verip, bir de nasıl, hangi dozlarda ve ne zaman aralıklarında kullanılabileceğini yazarsanız çok sevinirim.
Saygı ve selamlarımla.
Ben birşeyi çok düşündüm ve nedenini anlayamıyorum. Neden küçük hücreli akciğer kan serinde işe yaramadığını bize söylemediniz ki? Babacım 2014 Ağustos sonundan, vefat tarihi olan 20 ocak gününe kadar hergün bu yağı kullandı. Ama bize demediniz ki KHAK da işe yaramıyor diye. Tam tersine 'grip olacağıma akciğer kanseri olayım' dediniz. 'İster portakal büyüklüğünde olsun, isterse nokta kadar' dediniz,'iki kere iki dört eder inşallah denir mi, denilmez. İşte bu da öyle' dediniz. Biz inşaallah demekten hiç vazgeçmedik. Ama Allah'ın takdiri, sonuç olarak babacımı kaybettik. Ecel gelmiş buna bir itirazımız yok. İtirazımız yok ama, yaşadığımız hayal kırıklığına, en çok da babacımın ümitlenmesine ve sonunda hayal kırıklığı yaşamasına yanıyorum. Diğer kanser türlerinde işe yarar mı yaramaz mı bilemem. Bilmediğim birşey hakkında yorum da yapmam. Ama yaşadığımızı yazmak istedim ki, bunu buraya yazmayı bir borç bildim. KHAK hastası olan babamı kaybettik. Babam ağustos sonunda sigarayı bıraktı, o günden sonra bir an olsun yalnız kalmadığı için tek bir sigara dahi içmedi. Zaten de sigara içmek gibi bir dileği asla yoktu. Geçici bir dönem sıkma nar suyu içirdik. Son iki ayında acaba bu yüzden mi bir ilerleme yok dedik, onu da bıraktık. Olmadı...Bunu buraya yazdım ki canını kaybetmenin acısı yanında insanlar bir de hayal kırıklığı yaşamasın! Tekrar ediyorum, diğer tür akciğer kanserlerinde etkisi nedir bilemiyorum.
Arkadaşlar,az sonra yatacağım.
Bugün ilçeye gideceğim. Niçin, sonra... Bana; üç özel mesaj gelmiş, site yoluyla...Onlara da cevap vermeye çalışacağım.
Çok yazmam gerekiriyor, çooook!... (Reklam gibi oldu.)
Neler var neler...
Sağılcakla kalın...
- - - Updated - - -
Ha, şimdi aklıma geldi,
Avukat85'e de cevap vereceğim. "Nasıl yapılacak, doz nedir ?" diyene de...
Sağlıcakla kalınız...
Arkadaşlar, neresinden başlayacağımı bilemiyorum.
Tutayım bir ucundan da başlayayım.
Bu konu başlığını açtığımdan beri; beş, rakamla da (5) yaz geçti. HTT bitkisinin Ege'de Haziran ayı başlarında, yapılacak hale geldiğini yazmışımdır. Bu konuyu yazan Sakar; ilk Haziran ayı gelmeden, nasıl yapılacağını yazmış olmalıdır.
Doz bilgisine gelince; HTT deminden söz etmiştim.
Meselâ; MM hastası olan emekli meslektaşımın nasıl HHT yaptığını bildiğimden, doz bilgisi verdim ve kendi HTTlerini kullandılar. Aynı şekilde; serviks kanseri olan hasta da...
Serviks kanseri deyince aklıma geldi. Teşhis ve 75-80 gün sonraki pet rapornu yazmıştım. O raporlarda SUVMax: 3,3) olan ve küçülmeyentümör, üçüncü raporda da aynı çıkınca, Hekim: "Bu değişmezlik; bunun yağ bezesi olduğuna işarettir." der
Yağ bezesi deyince:
45 yaşlarında eski öğrencilerimden biri, memelerinde 6-7 tümör olduğunu fark eder. Çekim yapılır, doğrudur. Hekim:"Bir süre bekleyelim, seyrine göre hareket ederiz." der. Beni bulurlar ve dört ay süreyle, dediğim dozda kendi yaptıkları HTTyi kullanırlar. Altı ay sonra gittiğinde ise; değişiklik olmamıştır. Hekim, yağ bezesi bunlar demiştir. Yani; hangi dozda yaptığınızı bilirsem, doz bilgisi saklamam, söylerim.
Bugün kargoya gideceğim, demiştim ya; Antalya'dan kargo gelecekti. Gönderen ise; Dündar Bey idi. Hani; İstanbul'dan Antalya'ya geçerken, biyolog arkadaşıyla bana uğrayıp otu tanıyan, Antalya taraflarında arayıp bulamayan, Milas-Bodrum taraflarında bulup yapan, bana da gözlük hediye eden kişi... Yaptığı HTTden biraz koymuş, olup olmadığını öğrenecek. Daha önce de; topladığı otların fotoğrafını göndermişti. Yaptığına baktım: sarı su gibi... Telefonla görüştüm:Olmamış, dedim. Nasıl yaptığını sordum. Bugün toplamış, yarın yapmış Yani; otlar kurumuş.
Yağa üzülmedi de; altı ay beklediğine yandı...
İki defa sormama rağmen, kimse MAO inhibitörü konusunu araştırmadı. Yazayım bari...
Linkini verdiğim Malta'daki sitede bulunan dosyaya bakar ve etkili maddelerin karşılarında, küçük yazılarla yazılmış, o maddenin tıbbi özelliklerine bakarsanız ki; benim hâlâ anlamadığım özellikler var, MAO inhibitörü özelliğini görürsünüz. Ne demek bu: Monoamin oksidaz demek. Beyin hücreleri arasında haberleşmeyi sağlayan; dopamin, adrenalin gibi moleküller var. Eğer kişide MAO olayı olursa; dopamin, dopamin olmaktan çıkıyor ve beyin hücreleri arasında irtibat bozukluğu başlıyor. Tıp buna:"Parkinson başlangıcı" diyor. Her ne kadar, Google "Parkinson 60 yaşından sonra başlar." diyorsa da; karşımda "bende parkinson başlangıcı var" diyen kişi 45 yaşları civarındaydı. Öyle deyince, ben de; dopaminden söz etmiştim.Kullanmaya karar vermişti. Türkçesi: HTT kullanan kişide MAO olayı olmaz, dolayısiyle; parkinson olmaz. Daha önce de yazmıştım: Şeker hastalığı yan etkilerinin sebebi; bu hastalarda görülen "aldoz redüktaz" adlı biyokimyasal olaydır. HTT kullanan kişi; bu olayı engellediğinden, şekerin yan etkileriyle karşılaşmaz.
----
"Diş çektireceğime; akciğer kanseri olayım." dediğimde, on civarında vak'a biliyordum. Bu sayı; yirmi civarında iken KHAK ile karşılaştığımı, yazmıştım. Haziran sonu idi.Hasta yakınına da; durumu, yani; denenmediğini anlattım. Eylül ayı ortalarında da; netice alınmadığını ve bunun; HTT başarısızlığı mı, yoksa; hastanın sigarayı bırakmayışı mıdır, net olarak bilemediğimi de yazdım. Daha sonra KHAK diyen; Ankara, Bursa ve İzmir'deki hasta yakınlarına da aynı durumu anlattım.
KHDAK kanseri konusundaki sözümün arkasındayım. "Sakar Hoca, kafayı yemiş." demezseniz; akciğerin arkasına yedi kanser adı daha yazarım. Bunların içinde; serviks ve MM yok. Dahası; az sonra yazacağım dört kanser de yok.
A-Hastanın maddi durumu çok kötüdür. Beyin kanseridir ve hiç bir tıbbi tedavi görmemektedir. Komşusu HTTyi götürür.Müzeyyen Senar'ın öldüğü günün akşamı; Hasta beni İST.dan arar:"Kullanmaya (2,5 ay kadar) devam ediyorum. Çok iyiyim, telefonunuzu birkaç kişiye verdim." der.
B-Hasta yakını beni Berlin'den bulur. "Mixsed tümör, çok hızlı yayılıyormuş, KTye cevap vermezmiş, ameliyat edemezlermiş, HTT tek şanslarıymış..." HTT Balıkesir'e oradan da Berlin'e gider. 2-3 gün önce, akşam telefon:"Hocam, hastamız kurtuldu. Teşekkür falan filan, telefonunuzu birkaç kişiye verdik."
C-Hasta; İzmir'deki kontrolü sonrası memleketi Burdur'a trenle dönmektedir. Trendeki bir kadın telefonumu hastaya verir. Hasta beni arar. Ne hastası olduğunu sorarım: "karnımdan" der. Ne demekse...Gönderirim. 2,5 ay kadar kullandıktan sonra, dün telefon:"Hocam, Pet çektiler. Tümörlerim küçülüyormuş. Dualar mualar..." Görüşme bitti. Bende jeton geç düşüyor ya; aklıma geldi, sonra telefon ederim:"Abla, sendeki hastalığın adı ne?" Cevap:Kapat, raporu alıp geleyim. Az sonra cevap:ENDOMETRİUM Ulan bu ne? Meğer; rahim kanseriymiş.
D-Komşu köyden aradılar:"Az sonra babamla geleceğiz." telefonumu hastanın oğlunun arkadaşı vermiş. Derdiniz ne: Kolon kanseri... Hekim:"Önce KT yapalım, olmazsa; ameliyat." der. Önce 50, sonra 25 günlük alırlar. Üç-beş gün önce hastayla oğlu gelir. Durum:"70 gün kadar kullanıldıktan sonra Pet çekilir. Tümör bir-iki mm kadar kalmıştır. Bir kür daha KT alacaklardır.
İşin tuhafı; bu dört çeşit de; benim ilk denemelerimdir.
Kanser konusunu kapatıyorum. Şimdi başka bir hikaye:
Beraber HTT yaptığımız, İzmir'deki Niyazi Bey, tanıdığı birine "Yahu, adamın köyünden geçiyorsun, Sakar Hocaya bir uğra..." Adamla buluşuruz. Derdini anlatır:"Babam yıllar önce kazığa bastı. Yara kapanmadı. Şeker hastası değil. Daha sonra; yarayı kazıyıp, bacaktan ek yaptılar. Yara yine kapanmadı. Yıllardır tek ayakla yaşıyor." Alır ve babasına gönderir. Bu; Ocak ayı 20si civarında olur. Bir ay kadar sonra hastanın oğlu yine karşımda:"Babam artık; iki ayaklı..."
HTT, insanı nasıl gözlük sahibi yapıyorsa; iki ayaklı da yapıyor...
Ha, aklıma geldi: Bu konu başlığı amacına ulaşmıştır. O kadar çok insan HTT yapıyor ki...
Sağlıcakla kalın...
merhaba ben yeni keşfettim bu siteyi ve yazılanları umutla okudum rica etsem benimle irtibata geçermisiniz bende rahatsızı
m ama derdime bir çare bulamadım gitmediğim ne dr nede hastane kaldı emel_y81@hotmail.com
Arkadaşlar,
E-posta adresime 16.01.2015 tarihinde uzun bir mesaj. Birisi; beş yıldır süren hastalığından söz eden yazısının bir bölümünde, aynen şöyle demekte:"...o yüzden 5 senelik rahatsızlığımı kısaca yazdım. bu arada 9 yaşındaki kızımda aynı karın ağrısı ile 1 senedir onunda ağrısı var onada şurup falan veriyo doktorlar değişen bişiyok onada benden mi geçti bilmiyorum ben dayanamıyorum bu yavrucak napıyo diye içim içimi yiyor hocam..."
Bir gün sonra HTTyi gönderir ve ikisine de dozları söylerim.
Bugün gelen mesaj şu:"mrb hocam çok teşekkür ederim Allah razı olsun . sabah öğle akşam 1 er kaşık şeklinde içerim.valla hocam kızımı da çok sayıda doktora götürdüm konyada
özel hastanede bile incelediler tahliler falan bi teşhis yok bir şey görünmüyo demişlerdi, ama çok şükür htt iyi geldi kızıma kızım 9 yaşında ve diyoki ben buna çok alıştım sevdim diyo süt yerine bunu içerim diyo son yapılan araştırmalara görede inek sütünü önermiyolar onu hissediyo belkide, süt yerine htt diyo.saygılar hocam bende sabırla devam edeceğim bi değişiklik olursa sizi bilgilendiririm."
Bu mesaj; ikinci şişeyi gönderdiğimi bildirdikten sonra geldi. Babanın önceki dozunu %50 arttırdım. Bakalım, babada ne yapacak.
Şimdi durum şu: Baba beş yıldır, kızı da bir yıldır aynı derdi çekiyorlar. Babaya; üç ayrı sağlık kuruluşu, üç ayrı teşhis kor. Onu sonra anlatırım. Demek istediğim; kızın da, babasının da hastalığının adı yok!...
HTT; bir "ŞEY"i tedavi etti. Eee, neyi?...
Bundan sonra, HTTden söz ederken; HTT şunları, bunları tedavi eder derken; "ŞEY"i de tedavi eder dersem, bana da; ŞEY" nedir derlerse... Ne diyeceğim?
Bu ne saçmalık böyle?...
Sağlıcakla kalın.
Size özel mesaj ile sormuştum, gözünüzden kaçtı sanırım. Buradan bir kez daha sorayım. 8 ay önce sağ taraftan kısmi felç geçirdim. Fizik tedavi devam ediyor. Kas kasılması var. Yürüyorum çok sağlam olmasa da şükür, elde ise gelişme çok zayıf. Önerileriniz olabilir mi?
İsmail Bey,
Özel mesaj yazdım.
Sağlıcakla kalın...
Arkadaşlar,
HTT kürünü tamamladım. Bu; demli çay rengindeki HTTyi, her gün birer yemek kaşığı olarak ve dört ay süreyle içmek demek. Aç,tok, yemek arası fark etmez. Yaklaşık aynı saatlerde içilecek. "Bir yemek kaşığı" ve "dört ay"ın sebebi var. Dört yıldır kür yapıyorum. Hekime gitmediğim için, etkisini başkası üzerinden anlatacağım.
Kişi; Niyazi Bey'dir. İlçede kasaplık yapan eski öğrencilerimden birinin, askerde iken komutanıdır. Niyazi Bey, İzmir'de ikamet etmekte ve sanayi ile ilgili bir konuda ticaret yapmaktadır. Bizim ilçede de; evi vardır. Havanın iyi olduğu her hafta sonu ilçeye gelmekte, oturduğum kahvehanenin önünden geçmektedir. Öğrencim aracılığıyla tanışırız. Köyümden olmadığı halde; HTT ile ilgili olarak en çok görüştüğüm biridir. Yaşı altmışa yakındır, günde 1,5 paket sigara içmekte, akşamdan akşama da ayran... İki yıl, benden aldığı HTT ile kür yapmıştır. Geçen yaz ise; HHTyi kendi yapmış, süzmeden önce de; bana kontrol ettirmiştir.
Yurt dışında yaşayan bir kızı vardır. Bir akşam babasını arar, cevap alamaz. Sonra, tekrar arar; yine cevap alamaz. Bu sefer saatin kaç olduğuna bakmadan; gecenin 3-4ünde bir daha arar ve babasına ulaşır. Endişelerini söyler ve babasının "iyiyim." demesine bakmadan; tepeden tırnağa muayene olmasını ister. Niyazi Bey buna uyar ve tepeden tırnağa kontrolden geçer. Hekim:"Niyazi Bey, değerleriniz o kadar iyi, o kadar iyi ki; bu yaşta böyle olması mümkün değil. Bunun için bir şeyler yapıyor olmalısınız. Ne yapıyorsunuz?" der. Niyazi Bey "Söylesem; gülersiniz." deyip, HTT kullandığını söylemeden ayrılır.
Önce; ön bilgi/hatırlatma. Daha önceleri ANKİLOZAN SPONDİLİT (A.S.) hastası birinden söz etmiştim. Deneme başarısız olmuştu. Hasta ise; A.S. hastası olmadığını ve teşhisin yanlış olduğunu iddia etmişti. Hastalığı incelerseniz; artrit hastalığının omurlarda görülen çeşidi olduğunu bulursunuz. Artrit hastalığını da; tıbbın tedavi edemediğini... HTTnin ise; 25 yıldır tedavi gören artrit hastasını (Balıkçı arkadaşımın karısı, hatırladınız mı?) tedavi ettiğini biliyorsunuz.
Şimdi geleyim geçen cuma gelen telefona:
Telefon eden kişi A.S. hastasıdır ve tedavi görmekte, fakat; tedavi olamamaktadır. Beni bulur ve HTT kullanmaya başlar. İkinci ayında iken beni arar ve şöyle der:"Hocam, iki haftadır ağrılarım yok. Ne yapacağız? Tamam mı, devam mı?" Ben; biraz daha göndereceğimi, neticeden emin olmamız gerektiğini söyler ve gönderirim.
Arkadaşlar,
Bir A.S. hastasının "iki haftadır ağrılarım yok." demesi; TIP TARİHİNDE BİR İLK'tir.
Gelelim, geçen cumartesi gelen telefona...
"Hocam, Ben İzmir'den Ercan. Hani Ertuğrul (4.evre mide kanserinden kurtulan kişinin kayın pederi.) abiyle köye gelmiştik." Hatırladım, derim. Devam eder:"Bir arkadaşım; SARKOİDOZ hastası. Bu konuyu incele, ne yapabilirsiniz ona bir bakın. Ben sizi sonra ararım." Dersime çalışırım. Bazılarına göre bu hastalık; genetik. İsveçli tıpçılara göre ise; değil. İsveçlilerin 30 sarkoidoz hastası üzerinde yaptıkları araştırmada, bu gruptaki hastaların tamamına yakınında Richetsia helvetica adlı bakteri olduğu tespit edilir. Diğer grup hastalar üzerindeki araştırmada ise; bu hastalarda da; bu bakteriye karşı etkili olacak madde bulunmadığı...
Akıl ve mantık şunu der: HTT; antibakteriyel, antivirütik ve fungusit olduğuna göre...
Telefon ederim, cevap yok. Bir süre sonra Ercan beni arar ve durumu anlatırım. Arkadaşına söyleyeceğini, kararı onun vereceğini söyledikten sonra şunu der: "Hocam, Abdullah var ya, hani; çocuğu hasta olan, telefonunuzu vermiştim, aramıştı, siz de ona ilaç vermiştiniz. Geçenlerde onunla görüştüm. Bana şunu dedi: Hekim demiş ki; "yedi yıldır ilk defa bu kadar iyi netice aldık." Sizi aradı mı?" Yooo derim. Görüşme biter.
Yahu, kim bu Abdullah? Köye gelse; hatırlarım,kesinlikle gelmedi. Kargoyla göndermiş olmalıyım. Defteri açarım; yılbaşından bu yana Abdullah diye birine HTT göndermemişim. Adı soyadı, telefonu, hastalık adı, adresi olmalı... Yok, yok!... Kahvehaneye gider, bir iki el okey oynar; dayağı yiyerek eve dönerim. Bu sefer; yılbaşından bu yana gönderdiğim adresleri; hastalıklara ne yazdığımı bakarak tekrar ararım. Aaaaa, bir kadın adı soyadı, adresi, telefonu... Yanına şunu yazmışım: çocuk, pnömoni/zatürre, kansızlık var, her ay hasth. Abdullah; kendisi işte olacağı için, eşinin adını vererek adres yazdırmış. Çocuk; yedi yıldır zatürre tedavisi görüyor, kansızlığı da var ve her ay hastahaneye gidiyor, notunu düşmüşüm. Abdullah, en geç bir aya varmaz, beni arar. Ellerinde hâlâ HTT var. Yüz günlük göndermiştim. O aramaz ise; ben arayacağım. Biliyorsunuz; zatürre öldüren bir hastalık.
İşte; "yapın, yapın." diye yalvardığım HTT böyle bir ot!...
Sağlıcakla kalın...
Merhaba,
Benim babamın dil kökünde kanser mevcut.sizin dediğiniz HTT'den kullanmak istiyoruz.Babam kıbrıs gazisi ve savaşta vurulduğu halde kendi yarasını sarıp savaşa devam edecek kadar vatansever biridir böyle birinin iyileşmesine vesile olmanızı sizden rica ederim.
Telefon numaram :0544 837 29 16
Merhabalar,
Yazılarınızı ilgiyle okudum. Ben ve ailemdeki diğer diyabet hastalarıyla beraber HTT nin faydalarından yararlanmak istiyoruz. Fakat bitkiler konusunda gerçekten bilgisizim. Üstelik şehirde yaşıyorum ve kırsal alan bulmak, bulsak da bitkiyi tanımak, tanısak da doğru bitki olduğunu bilmek çok zor. Ancak; sizin bu konuda yardımcı olabileceğinizi biliyorum. Antalya'dayım ve buralarda bu bitkiyi bulamayanları da biliyorum.
Bu bitkinin toplanma zamanı geldiğinde sizi ziyaret edip öğrenebilme şansım var mı? Ya da satın alabileceğimiz güvenilir bir irtibat yönlendirebilir misiniz?
Şimdiden teşekkürlerimle.
0532 334 5507
Merhabalar,
Sakar abiye ulaştım, telefonda görüştük.Sağolsun bana HTT gönderdi.Fakat kötü tarafı babam bu ilacı kullanmak istemedi.Kemoterapiden başına gelmedik kalmamsına rahmen hala kemoterapi alarak iyileşeceğine inanıyor.Bense bu duruma çok sinirliyim ama malesef elimden bir şey gelmiyor.Üstelik kemoterapi sonrası kan değerleri altüst olan ve iki seferdir kemoterapi aldığı esnada akciğere emboli yapan biri olduğu halde hala kemoterapi diyor.Bende bu duruma sinir olluyorum ama ne kadar dil döksem de ikna edemiyorum.Her neyse benim hikayemde bu şekilde.ilaca ne oldu derseniz onu tabiki değerlendirmemiz gerektiğini düşündüğüm için ablamın bir komşusu var.Adama doktorlar alın gidin demişler evde yatıyor A.K hastası ve beyne metastaz yapmış.İnşalah işe yarar.
Arkadaşlar,
Yazmak zorunda kaldım.
Daha önceleri, prostat büyümesinden (Kanser değil) ameliyat olmuş birini tanıyordum. Ameliyat sonrası; iktidar ve idrarını tutamamakla ilgili sıkıntılarla karşılaşmıştı. 80'li yıllardan beri tanıdığım bir arkadaş havadan sudan, HTT den söz ederken; "Bir hemşehrim prostattan üç defa ameliyat oldu." demişti. Üç defa ameliyat olanın durumunu hâyâl bile edemiyorum.
Geçenlerde İstanbul'dan biri bana telefon ett."Hocam, üç defa basur/hemeroit ameliyatı oldum. Altımı tutamaz hale geldim. HTT kullanmak isterim."dedi. Bu saatten sonra, işe yarayacağını sanmadığım halde gönderdim.
Yani bu yazının konusu: prostat büyümesi ve basur. Makatta basura benzer, başka iki rahatsılık daha olduğunu unutmayın.
Bu konu başlığını okuyanlardan bazıları; benim HTTnin deminin ne olduğunu biliyorlar. Bu demdeki HHTye göre BASUR tedavisi nasıl oluyor:
A- Kişi 60 kg ve altında ise; sabah akşam, aç karnına birer tatlı kaşığı olarak 21 gün içmeli. Dışta belirti var ise; bir yemek kaşığı kadar HTTyi cam çay tabağına, ya da; porselen kahve fincanına döküp, gece yatarken sürmeli. Toplam kullanacağı miktar: 250 ml /0.25 lt
B- 60 Kg üstünde ise; yukarıdaki kurallar çerçevesinde, ama; yemek kaşığı olarak kullanmalı. Kullanacağı miktar: 500 ml/0,5 lt
22.gün "basurum iyileşmedi." desin; Dünya yüzüme tükürsün.
Gelelim prostat (Kanseri değil) büyümesine: Hasta, her şeyden önce; prostatla ilgili verilmiş ilaçları bırakarak HTT kullanmalı.
A- Hasta 65 kg ve altında ise; sabah akşam birer tatlı kaşığı içmeli. Aç, tok, yemek arası fark etmez. Toplam kullanacağı miktar: 1-1,25 lt
B- 65 kg üstü ise; tatlı kaşığı yerine; yemek kaşığı olarak içmeli. Toplam kullanacağı miktar: 2-2,25 lt
Hasta iyiye gidip gitmediğini, bir ay sonra PSAsını ölçtürerek öğrenebilir. Denilen miktarlar kullanıldıktan sonra; PSA bir civarına inmezse; Dünya yüzüme tükürsün.
80 yaşın üstündeki kişinin; 37 mi, yoksa 47 mi (Net hatırlayamıyorum.) olan PSAsı bir civarına nasıl indi sanıyorsunuz?... Daha önce de yazmıştım: "Prostat büyümesinde, bir kişide başarılı olmadı. O da; hekimin verdiği ilacı bırakmadığı için..."
Ot-çöp/kocakarı ilacı açısından; manzara-i umumiye (Bu tanımlamaya bayılıyorum) yukarıda yazdığım gibidir. Başlangıç bölümünde de "burnundan kıl aldırmayan TIP" açısından durumu okudunuz. Yakın çevrenizde de; bildikleriniz olabilir.
Cahil aklımın almadığı, ya da cevap bulamadığı soru şu: "Eeey TIP, ilk ameliyatta hastanın iyileşmediğini gördüğün halde; 2. ve 3. ameliyatı niçin yaptın?"
Doz bilgisi vermiyorsunuz, deyip duruyordunuz. İşte size doz bilgisi...
Sağlıcakla kalınız...
Arkadaşlar,
Yine yazmak zorunda kaldım. Bugün öğleye doğru bir telefon:"Hocam, ben filanca. Karımı GATA'ya kontrole götürdüm..." Hikâyeyi baştan alayım.
Kişi üniformalı biridir ve geçici görevle Aydın merkeze gelir. İlgili komutanlık personeli, hakkımda ne uydurdular bilmiyorum, bana telefon eder:"Hocam, telefonunuzu buradaki arkadaşlardan aldım. Karım hasta, gitmediğimiz yer kalmadı. Şöyle şöyle dertleri var. Bir de sizi denemek isteriz." Kayseri'de karısının adresini verir ve gönderirim. Bu 9-10 Ocak civarında olur. Birkaç gün sonra yine telefon:"Hocam, karım içmekte zorlanıyormuş." Cevap: Bir yolunu bulsun. Aynı durumda olan bir başka hastayı ve kolay yolu nasıl bulduğunu anlatırım. Bir süre sonra yine telefon: "Hocam, karım kolayını bulmuş. Rahatlıkla içiyormuş." 40-45 gün kadar sonra yine telefon:"Hocam, karım olumlu değişiklikler olduğunu söyledi. Adresi biliyorsun, bir daha gönder." Tekrar gönderirim. Gönderdiklerim, toplam 100 günlüktür.
Bugünkü telefonda: GATA'da; tedavisiz kontrollerden geçmektedir. Birkaç gün önce; GATA'ya gitmişlerdir. Çok memnun kalmışlardır. Kontrolde de; durum ortaya çıkmıştır, ne diyeceğini bilememektedir, filan...
Görüşme biter.
Benden ne köy olur, ne kasaba derken inanmıyorsunuz. Sonradan aklıma geldi:"Karınızın hastalığının tıpta bir adı var mı?" diye mesaj yazdım. Pat cevap: SARKOİDOZ!... Vay canına!...
Biliyorsunuz, Sakar tıp konusunda zır cahil biridir. Bu neticeye bakarak şunu diyebilirim: Hani bazı tıpçılar "genetik" İsveçli tıpçılar ise; "genetik değil." diyorlardı ya, İsveçli tıpçılar haklı... Hiç bir ot-çöp/kocakarı ilacı, genetik bir hastalıkta işe yaramaz.
Sağlıcakla kalın...
NOT:Bu hastalığı Wikipedia dışında bir kaynaktan inceleyin.
Merhaba, ben size babamın şeker hastalığıyla ilgili danışmak istiyordum. Size mail attım ancak kısa mesaj gonderimini sistem kabul etmedi.Aralık ayında pankreasında bulunan tümor nedeniyle pankreası alındı. Şu an insülün iğnesi kullanıyor. Konuyu daha da detalylıaktarmak isterim. Bana özel mailimden yazmanız mümkün müdür?
Teşekkürler
Burcu
Burcu Hanım,
e-posta adresiniz belli olmadığı için; yazacak yer bulamadım. Bu yazıyı okursanız; siteye üye olarak giriş yapın ve size; aynı gün yazdığım özel mesajı okuyunuz.
"Özel bildirimler" bölümünde: (1) yazısını göreceksiniz.
Sağlıcakla kalın...
Az önce; hen Admin Kardeş'e, hem de; Cüneyt Arcayürek ve çoban Sülü'yle ilgili haberlere bağlı yorum yazmıştım. Yok oldular... Siteye ulaşmadı. Sadece şunu yazayım:"HTT yi bilen herkes; bu iki kişinin hastalığının; "hastalık"olmadığını bilir. Ayrıca; Apple patronu Steve Jobs'un "pankreas kanseri"nden öldüğünü çok kişi bilir. Milyarlarca dolarına rağmen... Size; pankreas kanseri hakkında, yakında bir yazı yazacağım. Emin olmak istiyorum.
Sağlıcakla kalın...
teşekkür ederiz Allah razı olsun Allah kimsenin başına vermesin.
Arkadaşlar,
Kanser konusunda yazmamak niyetinde iken; önceki yazıyı yazdım. Hele bir sorun:"Niye kine?" Velittin adında, bir eczahanede kalfalık yapan, eski öğrencilerimden biriyle geçenlerde telefon görüşmesi yaptık. HTT hakkında konuştuk. Bana; hangi kanserleri tedavi ettiğiyle ilgili sorular sordu. Ben de; saydım. Sayma işi bitince, bana sordu: "Hocam, bu saydıkların içinde; pankreas kanseri var mıydı?" Hayır, dedim. Bana dedi ki: "Pankreas kanseri teşhisi konmuş kişiler içinde; üç ay yaşayanı görmedim, patronumun amcası dahil..." dedi. Bu durumda; pankreas kanseri hakkında yazmak farz oldu gibi geldi bana. Ben de; pankreas kanseri-HTT ilişkisi hakkında; henüz net bir bilgi alamadığımla ilgili önceki yazıyı yazdım.
Bu konuda; "sadece pankreas kanseri" iki vak'aya şahit oldum sayılır.
Önce; birincisini anlatayım:
Hasta yakını, HTT kullanmakta olan İzmir'deki bir kanser hastasından telefonumu alır. Beni arar, ve; durumu anlatır. İzmir merkez ilçelerden bir yerde olan bu kişinin verdiği adrese gönderirim. Bu, benim, pankreas kanserinde; ilk denemem olacaktır. Gönderdiğim 33 günlüktür. Bir ay sonraki kontrolde, hekim: "16 olan filân değeri; 12 ye düşmüş. Bu çok iyi bir değişme." demiş. Bu; aylık %25 düşme demek. Hatırladınız mı "Akciğer kanserinde; günlük tümör yok olma süresi,en az % 0.81 dir." diye yazdığımı... Hasta yakını telefon edip durumu anlatır ve; ikinci şişeyi ister, gönderirim. Gönderdiğim günlerde, Ege; en soğuk kışını yaşamaktadır. Kargo firması; kargoyu; soğuk sebebiyle adrese götürmez. Hasta yakının karısının kargo beklentisi sebebiyle; bütün gün evde olmasına rağmen; firma "Evde bulamadık." yalanını uydurup, HTT'yi ulaştırmaz. Hasta yakını beni arar: "kargo gelmedi." Ben de; ilgili firmayı arayıp; durumu soruştururum. Bana verilen cevap şu: "Adreste kimse bulunamadı, şubeden alsınlar." Bu durumu; hasta yakınına iletir ve şöyle derim:" Şubeden alıverin." Netice: HTT geri geldi, iyi mi?...
Böylece; ilk pankreas kanseri denemesi yarıda kaldı.
Şimdi geleyim ikincisine...
Yine İzmir'de; aslen Manisa tarafından olan ve kanser hastalığıyla ilgili olarak HTT kullanan biri; yaşadıklarına güvenerek; Manisa taraflarında "pankreas kanseri" olan birinin yakınına telefonumu verir. Adam beni arar:"Hocam, annem pankreas kanseri. 3 cm. tümörü var. Telefonunuzu filanca verdi." der. Ne zaman teşhis kondu, ne tedavisi görüyor, bilmiyorum. Bildiğim, sadece; metastaz olmadığı... Gönderir ve dozu söylerim. Gönderdiğim; 50 günlüktür.Ve derim ki: "İşe yararsa, kullanmanız gereken miktar; 2-2,5 litredir." Kullanılır. 50 gün sonra; teşhis PET BT çekiminden sonra; ikinci PET BT yapılır. Veee, hekim şunu söyler: "Tümör yok!.." Hasta yakını beni arar: "Hocam, kalan miktarı gönderin; devam edeceğiz." Ben derim ki: "Madem tümör yok olmuş, niye devam diyorsunuz?" Cevap: "Ya, var iken göremedilerse? En iyisi, biz; dediğiniz miktarda HTT kullanımını tamamlayalım."
Arkadaşlar,
Sizler, daha önce; 75-80 günlük kullanımdan sonra; yine tekraren yazıyorum: ilk teşhiste; "Rahim ağzın BİR, vajina yan duvarında BİR, karaciğerinde İKİ, her iki akciğerinde BİRER, baştan başlamak üzere; kalça hizasına kadar, sağlı sollu; lenf sisteminde; 14-15 tümörü, toplam; 20 den fazla" olan hastayı, bu süre sonunda; 3-4 tane kaldığını, son PET BT de ise; sadece bir tümörünün kaldığını, hekimin de; "Diğerleri yok olduğuna göre, bu; yağ bezesi olmalı (Sub Max:3,3 olan)" dediğini biliyorsunuz.
Arkadaşlar,
Dünyada hiç kimse, benim kadar; tıbbi konuda "İNANILMAZ"la karşılaşmamıştır.Buna rağmen; 50 günlük kullanımdan sonra; 3 cm.lik pankreas tümörünün yok oluşuna; ben bile inanamıyorum. Üçüncü PET BT raporunu merakla bekliyorum.
Eğer; son PET'te de; tümör yok denirse...
Yazık değil mi; milyarlarca doları olan Stewe Jobs'un "pankreas kanseri"nden ölmesi?...
Siz de, benim gibi; meraktan çatlayın.
Sağlıcakla kalın...
arkadaşlar merhaba guruba yeni katıldım sakar hocanın yaptıgı çalışmları takdirle karşılıyorum.babam kücük hüçreli ac. ca hocamın yaptıgı ilaç bu noktada bize yardımcı olamadı ama tek hüçreli ca. larda emin olun hastanaeye bile gitmeye gerek yok o akadar etkili dayımn kızında gördük.sizden ricam cevrenizde küçük hüçreli akçiğer ca olupda bunu gerek tıp yolu ile veya bitkisel yöntemlerle yenenler var ise bu bilğileri bizimle paylaşmanızı rica ediyorum.(iyiliğe vesile olan iyilik yapmış gibidir) h.s..RABBİM hepimizin yardımcısı olsun
Admin Kardeş,
Yazmamak zorundayım. Çünkü... Benim yazdığım; saçma sapan/uyduruk/senaryo yazıları bir tarafa bırakın. Sadece; metin26 ve h1978 yazılarına (e-posta adresim ve elimdeki raporları saymıyorum.) dayanarak, Üye ve Misafirlerimize; kitap dolusu yazı yazabilirim, istemiyorum.
Bu yazıyı, sadece; Kamer Genç'le ilgili haberler sebebiyle yazmak zorunda kaldım. Basın haberlerine göre; "Kamer Genç; Amerika'da pankreas kanseri tedavisi(!) görmüş. Ülkeye gelmiş. Hastahaneye kaldırılmış, durumu ağırmış" v.s.... Kamer Bey demiş ki: "hepsi uydurma, sağlıklıyım."
Lâfı çok kısa olarak geriye sarayım: h1978 yazısında ne yazdı:" emin olun hastanaeye bile gitmeye gerek yok o akadar etkili dayımn kızında gördük." O'nun yazmadığını çok kısa ben yazayım. Dayısının kızı; Ankara'da bir hastahanede kanser tedavisi(!) görmekteyken; "Maalesef akciğerine sıçramış." denmişken HTT ile tanışır...
Sözüm; Kamer Bey'e...
Kamer Bey,
Sizi severim. Özel hayatınız; beni ilgilendirmez... Şunu söyleyeyim: Steve Jobs; Dünya'nın 3. zengini ve ABD'de iken pankreas kanserinden öldü. Yelkenliyle Dünya turu yapan ilk Türk; Sadun Boro da...
Siz; Steve Jobs'un bulamadığı doktoru, hastahaneyi, ya da; parayı mı buldunuz da; "İyiyim." diyorsunuz?
Sizden ricam: "Kendinizi aldatmayın!..."
Sağlıcakla kalın...
Arkadaşlar,
Önceki yazıyı saymazsak (Kamer Genç konusu beni rahatsız ettiği için yazdım.) 17 Mayıs'tan beri neler öğrendim.
Önce bir bilgi: "Dünyayı; petrol, silah, ilaç ve gıda tröstleri yönetir."
Birkaç yıl önce "Hekim bana kansersin derse; asla tıbbi müdahaleye izin vermem. HTT kullanır ve sonra; durumumu öğrenirim." demiştim. Fikrimde; zerre değişiklik yoktur. Metin26'nın yazdığı mesajdaki bir cümle dikkatinizi çekti mi, bilmiyorum. "Kemoterapiyle kanser tedavi ediliyor olsaydı; kanserle mücadelenin sonuna gelinmiş olurdu." demişti.
Türkçe'si: kanser ol, KT al ve kurtul... Kanser ol, KT al ve kurtul... Kanser ol, KT al ve kurtul... Yok böyle bir şey!...
Bir kanser hastası yakınıyla konuşuyoruz: Ben size; "HTT kullanır ve KT alırken, iyiye gidişi gördüğünüz an; tıbbı terk edin!..." demedim mi?
Cevap: "Hocam, tıbbı terk ettikten sonra, devlet; PET BT/CT için para ödemiyor. Cebinden ödeyeceksin diyorlar." Vay canına, ilk defa duydum. Türkçe'si: "Kanser teşhisi konduktan sonra, tıbbı ret edersen; sonrakileri devlet ödemez. KT/RT lere devam mecburiyetin var. Allah, Allah... Bu mecburiyeti; sağlık mevzuatına sokan kim be!...
Bir başka bilgi daha. Kesin rakamı biliyor olmama rağmen; aralıklı olarak bir rakam vereceğim: "Devletin, bir yılda; sadece KTde kullanılan ilaçlar için ödediği rakam: 30-35 milyar. Eski parayla katrilyon..."
Geçen değil, önceki cumartesi günü, eşimle birlikte MM (Multipl Myeloma/ilik kanseri) arkadaşı ziyarete gittik.Orada da ne öğrendim.
Ön bilgi: MM hastalarına önce; iki kür VAD, daha sonra ise; beş kür welcatt kemoterapisi uygulanırmış. Hastanın kızı; çok iyi İngilizce bilmektedir. Annesine teşhis konur konmaz; konuyla ilgili araştırmalar yapar. VAD tedavisinin bir halt olmadığı, bir çok zararı olduğunu v.s. öğrenir. Hekim: "iki kür VAD tedavisi" deyince, kızı; VAD tedavisiyle ilgili bildiklerini hekime anlatır ve Welcatt tedavisine başlanmasını ister. Hekim der ki: "VAD tedavisini almayı ret ederseniz; ötekine para ödersiniz. SGK ödemez." Allah, Allah... Sağlık mevzuatına bunu kim koydu?... Bu kadar yeter...
Gelelim başka konulara...
Polikistik over hastalığında denendi: haberler iyi değil. Beyin damarı pıhtı sebebiyle tıkalı (Emboli mi ne diyorlar) olan hastadan haber gelmedi. HTTnin kan sulandırıcı özelliği biliniyor, ama; pıhtı çözücülüğü hakkında bilgi yok.
Hani, baba kız; hastalıklarına teşhiş konulamamış ve tedavi olamamış, HTT kullandıktan sonra iyileşen kız ve iyileşmeyen babasından söz etmiştim. Daha sonraları, babaya dozu arttırarak kullanmasını söylemiş ve HTT göndermiştim ya; iyileştim diye haber gelmedi. Yani; baba ve kızın hastalıkları farklı...
Geleyim MS(Multipl skleroz) hastalarına...
Birisi Bolu'dadır ve hasta; kadındır, hasar oranı %50 dir. Kocası beni; tıbbın "şansı yok" dediği, HTT kullanarak kurtulan bir kanser hastası yakınından tanır. Denemek istemişlerdir. Gönderirim. Bir hafta kadar sonra, bu sefer İzmir'den biri beni arar. Kendisi MS hastasıdır, erkektir ve tekerlekli sandalyede yaşamaktadır. HTTnin karaciğer ve böbreklerle ilgili etkisini duymuştur. Beni aradığında:"Hocam, MS için kullandığım ilaçların; karaciğer ve böbreklerime olan yan etkilerinden kurtulmak için HTT istiyorum" der. Gönderirim. O; yan etkiler için düşünürken, ben; MSte ne yapacak beklentisindeyim.
Bir süre sonra; her ikisini de ararım. Bolu'dan gelen cevap şu: "Hasta, HTT kullanmaya başladıktan sonra; iştahı arttı ve kilo almaya başladı, bıraktık."
İzmir'den gelen cevap şu: "Hocam, hareketsizlikten dolayı bağırsak problemlerim vardı, düzeldi. Yataktan tekerlekli sandelyeye, tekerlekli sandalyeden yatağa geçişlerimde zorlanıyordum, şimdi böyle bir sıkıntım yok." Be birader; MSte ne oldu, diye sordum. Cevap:" MSte gerileme olup olmadığı; MR sonrası plakların (ne demekse) durumundan belli olur. O da, pahalı ve altı ayda bir yapılıyor. Benim MR Mayıs ayında çekilecek." Seçimden bir gün önce; alo derim. Cevap: "MR çekildi. Hekim yutdışında, rapor daha sonra..."
daha sonra ararım. bana bir sürü şey anlatır. Aklımda kalan "beyindeki plakların pasif olduğu" Neyse, bir şey anlamadım. Hastanın son dediği şu: "Hocam, bunun beni iyileştireceğine inanıyorum. Bir yıl mı sürer, iki yıl mı, bilmiyorum. Devam edeceğim."
Bana da; "HTT bitmesine yakın, alo de, devamını göndereyim" demek kaldı gari...
Araştırmalara devam...
Sağlıcakla kalın..
Bu yaz kendi HTT mizi yapıyoruz.İlgilenenler için fotoğrafları;
[IMG]http://i.hizliresim.com/qY5gVd.jpg[/IMG][IMG]http://i.hizliresim.com/MEOzm1.jpg[/IMG]
Üye ve misafirlerimiz,
Bu konu başlığını okuyanlardan; HTT adlı bitkiyi bizzat gösterdiğim kişiler ve ayrıca bilenler var. Ben dahil; sektör44'ün gönderdiği fotoğraflara bakanlar:"Bu; bizim bildiğimiz HTT olamaz, çünkü; daha iri yapraklı, daha iri çiçekli." diyecekler ve dedim. Ama; sektör44'ün bu bitkiyi nerede bulduğunu biliyorum. İznini almadan yazıyorum: sektör44, bu bitkiyi; "Akdeniz İklimi"nin olmadığı bir coğrafyada buldu.
Akdeniz İklimi; yazları sıcak ve kurak, kışları; ılık ve yağışlıdır. Sadece bizim Ege ve Akdeniz Bölgemizde değil; Malta, Yunanistan, Sina, Suriye... gibi bölgelerde yetişen HTTler de; hep aynıdır: Küçük yapraklı, kısa, taç yaprakları bile küçük. Çünkü; bu coğrafyada; bitki büyümeye başladıktan sonra; yağmuru zor görür, yetmezmiş gibi; cehennem sıcağının altında kalır. Ha, başka coğrafyada bulmuşsundur; daha serindir, yaz bile olsa; ara sıra yağmur yağar... Elbette bu bitki farklı olacak...
sektör44'e bu fotoğraf katkısından dolayı teşekkür ederim.
Geriye; bu konu başlığını açtığımda eklediğim; "Medicinal properties"in Türkçe'sini yazacak kişi kaldı...
Yeni haberler var, ileride....
Bu ülke dahil, "İslâm(!) Coğrafyası"nda; BAYRAM mümkün ise; bayramınız kutlu olsun.
Sağlıcakla kalınız...
Sayın hocam, beyin kanseri olan annemin bayramda ellerini öpüp kokladım ve otobüste dönüş yolundayım.size yoldayken yazıyorum.öncelikle bayramınızı kutlarım.htt den haberdar oluşumun bugün 3. günü ve kardeslerimle bugün htt bulmak üzere düştük yollara.çok şükür buldukta galiba.bütün mesajları okudum ama annemin bir örneğini goremedim. Tanı GBM evre 4.yani beynin kendi tümörü ve en agresif gelişen,yayılanı.ocak ayında 7*3 cm çapındaki tümörü(küçük hücreli)
alındı, radyo-kemoterapi tedavisi gördü, şuanda da halen kemoterapi (tablet) ilacı aliyor.sürekli oluşan ödem nedeniyle kortizon ilacı da almak zorunda.mümkün olan en düşük dozda(2mg) veriyoruz.biraz kullandirip keserek durumuna göre mümkün olduğunca vermemeye çalışıyoruz. Bayram arefesi doktorumuz "maalesef çok hızlı ilerliyor,çok güzel bir ameliyatla temizledik ve aldığı tedaviye rağmen 6ayda tekrar yayılması sizi zor günlerin beklediğini gösteriyor" diyerek bu bayramı bizler için bayramliktan çıkardı.. Yasadiklarimiz, hissettiklerimiz,tarif edilemez.değerli hocam beyin tümörünün diğer tüm kanserlerden çok önemli bir farkı vardır. Kan-beyin bariyeri.htt acaba beyini normal şartlarda koruma görevi olan bariyeri aşabilir mi dersiniz? ve kortizon...en fazla bir ay kadar kestik en sonunda annem yuruyemeyecek ve düşecek duruma geldi geri başladık.kortizon tümör kaynaklı ödemi kontrol altında tutuyor kullansak bir türlü kullanmasak başka.htt için kestik diyelim 6 hafta ya annem bu sure içinde kötüleşirse?ne zaman kullanalım?htt nin beyin ödemini gidermeye faydası olur mu acaba?aklima şöyle bir fikir geldi en azından kortizonun etkisiyle tümöre fayda etmiyeceksede ödem için kullansak bir sorun olur mu? ve birde hiç vaktimiz yok malesef derhal kullanmamız lazım,yağını yapıp kullanana kadar çok geç kalabiliriz...çayını içmekte yağı ile aynı fayda sağlar mi acaba? Sağlamazsa, bize kullanabilmemiz icin varsa elinizde yağından gönderebilirmisiniz.?ilginize ihtiyacımız var.sorumu; konularda örneği olmadığı için okuyanlar görsün istedim,eğer bir cevabınız olursa buradan yazmanızı dilerim.tekrar bayramıniz kutlu olsun.(topladigimiz bitkiyi size nasıl gösterebiliriz)
Arkadaşlar,
8 Temmuz tarihli yazımda; baba-kızdan söz etmiştim. O yazıdan bir gün sonra, şu mesaj geldi:"... hocam en son yolladığınız htt 10 gün önce bitti.bende olan karın ağrısı eskisine oranla yarı yarıya azalmıştı yani en son kullandığım doz yarı yarıya azalttı şikayetlerimi.ancak şu 10 gün ara verdim yazmadım size bi değişiklik olacakmı diye evet şikayetlerimde geri artma var.bu verilere dayanarak siz ne derseniz ona uyacağım hocam ya devam ya tamam yada farklı bi doz varsa ve elinizde de htt varsa ben denemeye hazırım.birde bir hesap no verirseniz karınca kararınca azda olsa desteklemek isterim hocam.teşekkürler.."
Yani; arttırılmış dozun bir ayda ağrıyı yarıya indirdiğini yazıyor. Bu mesajdan sonra; 50 günlük daha gönderdiğim. Mantık şöyle der: "Bir ayda %50 geriletmişse; kalan elli günde de sıfırlamalı." Bakalım ne olacak?
Daha önce kan kanseriyle ilgili iki yazı yazmıştım:
1-Fethiye'de 13-14 yaşlarında bir çocuk kullanacaktı. Verdikten birkaç gün sonra vefat etti, kullanamadı.
2-İstanbul'dan biri istemişti. Göndermiştim. Bir aydan daha uzun bir süreden sonra aramış ve ne olduğunu sormuştum. "HTTye henüz başlamadığını, diğer alternatif tıp ürünlerini denemekte olduğunu söylemişti. Bir daha sormadım. HTTyi denemeye ömrü yetti mi, yetmedi mi bilmiyorum.
İki haftadır, Marmara Bölgesi Anadolu tarafında bir yerde, 38 yaşında kan kanseri kullanmakta.
Bir haftadır da; Ankara'da 15 yaşında lenf kanseri biri kullanmakta.
Bayramdan önce; İzmir'deki bir Suriyeli ailenin tercümanı hastahane bahçesinden aramıştı. Bugün kargoya verdim. Yarın alacaklar. Hasta 3 yaşında ve göz kanseri. Doz için yaşını sorduğumda; aileye Arapça sormuş ve bana öyle cevap vermişti.
Birisi Marmara diğeri İç Ege'de iki hasta. İkisi de yatakta, solunum cihazına bağlılar. Birinin ise; ayakları da şişmekte. Bana verilen bilgi doğru ise; her ikisi de solunum cihazı ve yataktan kurtulmuşlar. Ayaktaki şişlik de sona ermiş. Muhtemelen KOAH hastaları.
Bayramın birinci günü, saat 10.30 civarı, zırr telefon:"Hocam, ben Mustafa...(Kim bu Mustafa?) Hani, İzmir'de ankilozan sponidilit hastası olan. Bayram kutlaması, teşekkür meşekkür filan... Hocam, tamam mı, devam mı dediğimden sonra, emin olalım diye bir aylık daha göndermiştin ya, o biteli 1,5 ay oldu ve daha ağrım yok. Hekim de; "ağrın olursa kullanırsın" diyerek vermidon yazdı. Daha önceleri; bir kaç çeşit hap veriyordu.
Yani; AS hastası HTT ile tanışalı, kaba hesapla; 4,5 ay oldu ve bu sürenin ilk 1,5 ayı hariç son üç aydır hiç ağrı yaşamıyor.
AS hastalığı; tıp tarihinde ilk defa tedavi edilmiştir, diyebilir miyiz?
Aynı gün öğleden sonra yine telefon:" Hocam, yarın köyde misiniz?" Evet derim ve ertesi günü iki kişiyle kahvehanede oturmaktayız. Gelenler: Birisi sarkoidoz hastası kadının kocası ve elektronikçi bir arkadaşı... İkisi de; ordu mensubu. Kadının kocası; nasıl teşekkür edeceğini bilemiyor. Bir kaç saat konuştuk. Anlattığı: " bir çok hastahane ve uğraşma. Netice yok. Tedavisi yok denince; alternatif tıbba yönelme. İsmini verdi, ben vermiyorum; TVlerde gördüğümüz birine avuç dolusu para ve karışım marışım... Karım daha fena oldu; kusmalar filân... Karım ağırlaşınca; stroit mi, steorit mi, steroit mi öyle bir şey dedi,, tedavisi uygulanıyor. Bu da tedavi etmiyor, bastırıyor. Durum böyleyken; geçici görevle Aydın'a gelmesi ve beni duyması... Ağustosta kontrole gidecekleri, ilaçsız dönem geçirdikleri filan...
Neyse; çene çalma bitti ve "Hocam, bu bitkiyi tanıyalım. Haydi, doğru tarlaya. Külüstüre binmeden bana bir paket: "Hocam, ev yakınsa bırakıverin." teşekkür meşekkür, eve bıraktım. Gittik tarlaya. Fotoğraflarını filen çekiyorlar. Eve götürüp yapmak istedikleri için, topladık. Nasıl yapılacağını uygulamalı gösterdim. Toplayıp gittiler. Bu arada; benim çuval da gitti, iyi mi?
Merak ettiğinizi ben sordum:"Karınızın soyunda; bu hastalık var mı, görülmüş mü?" Cevap: Yok!...
Daha önce ne yazmıştım: "Sarkoidoz hastalığı; İsveçli tıpçıların dediği gibi, bakteri kökenli olmalı. Diğer tıpçıların dediği gibi; "genetik" olsa, hiç bir ot, genetik bir hastalığı tedavi edemez."
Haklı çıktım. İyi de, tıp; eşheriya helvetica adlı bakteriyi yok edecek ilacı mı yapamıyor da, bu hastalık "tedavisi yok"lar kategorisinde oluyor. Yani; tıbbın yok edemediği bakteriyi; HTT antibakteriyel özelliği sebebiyle mi yok etti de, bu hasta kurtuldu?
Eve geldiğimde; paketin baklava dolu olduğunu gördüm.
Daha önce de yazmıştım. Tamamını yazayım: HTT insanı; gözlük, ceviz, ayva, mayalı üzüm suyu, pirinç, baklava kestaneli çikolata, pişmaniye, çeşitli mahalli reçel sahibi yapar.
Ne otmuş be!...
Sağlıcakla kalın.
Not:Karamber, mesaj gönderdim
Cevabınız için çok teşekkürler hocam, Ancak nasılsa sormamısım size.sonradan haber alamadiginiz bir kişi dışında olumlu veya olumsuz,htt kullanan beyin tümörlü hastaniz oldumu acaba forumda hiç bahsetmediginiz?(olumlu örnekler inanın öyle bir umut veriyorki..)Bizler için bir kapı actınız inşallah şifaya da vesile olursunuz.
Merhabalar sayın sektör44 bu htt ye rumuzunuzdan yola çıkarak tahmin ettiğim yerdemi ulastiniz acaba yoksa başka bir sehirdemi?
Merhaba;
Malatya değil.Kocaeli'de buldum.Ayrıca Sakarya,Bilecik,Eskişehir,Bolu ve Düzce de bolca HTT var.
isminizi bilmedigim icin sayin sakar bey olarak baslamak istiyorum
benim adim huseyin yilmaz
hollanda amsterdamda kaliyorum
forumda okudugum yazilarinizdan yola cikarak kantoron otu ile ilgili bilgi almak istiyorum lutfen
annem pankreas kanseri ve son arastirmalarimda kantoron otunun cok fayda ettigini okudum
ama ne kadar dogru olup olmadigi hangi cesidinin iyi geldigi ve nerde bulabilecegimi
soracaktim.
normal mail adresim hyilmaz@hotmail.com
telefonum 0031686424241 whatsapp icin olabilir
lutfen yardimci olurmusunuz bu bilgiye ihtiyacim var
Arkadaşlar,
HTTnin yetiştiği bölgeleri gösteren harita aşağıda verdiğim linktedir.
http://tubives.com/index.php?sayfa=1&tax_id=2103
Not: İzmir ile Muğla arasında boş görünen bölgede de yetişmektedir.
Sağlıcakla kalın...
Bitkideki etken maddenin bir Polifenol olduğu ve bunun kanser dışında alzheimer ve kalp hastalıklarına da iyi geldiğini okudum bir yerlerde.
Bu başlık çok uzadı ve bilgiler parça parça. Nerede bulunur, ne zaman toplanır, benzer bitkilerden nasıl ayrılır, nasıl hazırlanır, nasıl kullanılır ve ne kadar kullanılır gibi bilgileri bir makale şeklinde toplamak sanırım size düşüyor. Böylece çok faydalı bir çıkmış olacağını düşünüyorum.
Arkadaşlar bir kiz öğrencimize sağ overde 58-32mm çapinda cidarli kisti vardi annesi ni yakinen tanirdim bir ğun durumu bana açti
ilaç tedavisiyle geçmemiş ağrilari ve a..düzensizliğide mevcuttu bende ona savaş bey den ve bu ilaç"dan bahsettim kabul ettiler bir litre kullanimin sonunda kist yok oldu, a..düzene girdi,ağrisida artik olmuyor. çocuk ameliyattan döndü
bu gibi fayda görülmüş tedevileri forumda paylaşalim lütfen -çünkü sağlik herşeyin başi
Merhaba biz bu ilaçi yumurtalik bölgesinde kisti olan bir öğrencimiz için savaş beyle irtibata geçip getirttik
58-32mm civarindaki cidarli kist bir ayin sonunda tamamen yok oldu ağrilari ğeçti aa..düzene girdi ilaçla tedavisi olmamişti, ameliyattan döndü.bizzat ben takip ettim
bu gibi iyileşme ve olumlu gelişmeleri forumda paylaşalim lütfen---sağlik her işin başi çünkü
Savaş Hocam merhaba,
Metin26'nın rumuzlu abi tanıdığımız olur seneler sonra karşılaşıp abisinin hastalığı, yaşadıklarını birebir kendisinden dinledim ve çok etkilendiğimi söylemek istiyorum. İyi insanların da var olduğunu bilmek umut verici... Ben de sizinle irtibat kurmak istiyorum. Ben 5 senedir levotiroksin ilacı kullanıyorum ( tiroid bezlerim yavaş çalışıyor, 50 mg ilaç kullanıyorum günde) ve alerjik rinit hastalığım var. Sonu "it" ile biten hastalıklarda etkili olduğunu da yazmışsınız ben ilacınızı denemek istiyorum uygun görürseniz. Sizden cevap bekliyorum. İyi akşamlar hocam...
Alternatif tıp alanında kullanılan en popüler bitkisel ilaçlarından potansiyel umut taşıyanları ise modern tıp uygulayıcıları tarafında sorgulanmış ve iyi dizayn edilmiş çalışmalarda anlamlı sonuçlar elde edilememiş ve bu alanda kullanımı destek görmemiştir. Bu tip ilaçlara en iyi örnek; ökse otu ekstresi (mitsel veya ıskador), kantaron otu, aloa vera, zakkum, reishi mantarı sayılabilir. B
Sıkça kullanılan bazı bitkisel ürünlerin etkileştiği kanser tedavi ajanları ; tablo 1
Sarımsak (Garlic)
Decarbazin ile kullanımından kaçınılmalı (CYP2E1 inhibisyonu)
Mabet ağacı (Gingko)
Çok sayıda kemoterapi ajanı ve EGFR-TKİ ile etkileşir
(CYP3A4 ve CYP2C19 inh.)
Mor koni çiçeği (Echinacea)
Çok sayıda kemoterapi ajanı ve EGFR-TKİ ile etkileşir.
(CYP3A4 induksiyon)
Soya
Tamoxifen (antagonism of tumor growth inhibition), ve ER pozitif meme kanseri ve endometrium kanserinde kullanılmamalı.
Ginseng
Çok sayıda kemoterapi ajanı ve EGFR-TKİ ile etkileşir (CYP3A4 inhibisyonu),
ER pozitif meme kanseri ve endometrium kanserinde kullanılmamalı.
Sarı kantaron
(St. John Worth)
Neredeyse tüm kemoterapiler ile etkileşir. (CYP2B6, CYP2C9, CYP2C19, CYP2E1, CYP3A4, and P-glycoprotein indiksiyonu), irinotekanın aktif metabolitinin düzeyini azaltır ve siklofosfamid plazma konsantrasyonunu azaltır.
Kediotu (Valerian)
Çok sayıda kemoterapi ajanı ve tamoksifen ile etkileşir.
(CYP2C9 inhibisyonu, CYP2C19 indüksiyonu)
Kaya koruğu (Kava)
Çok sayıda kemoterapi ajanı ve EGFR-TKİ ile etkileşir. Hepatotoksisitede ciddi sorun yaratabilir. (CYP3A4 induksiyonu)
Üzüm Çekirdeği (GrapeS.)
Çok sayıda kemoterapi ajanı ve EGFR-TKİ ile etkileşir
(CYP3A4 indüksiyonu)
Sıkça kullanılan bitkisel ürünlerin gözlenen yan etkileri ; tablo 2
Kantaron otu
(St. John's wort)
Bulantı, hipersensitivite
Kaya koruğu (Kava)
Cilt ve tırnaklarda renk değişikliği, hepatik fonksiyon bozukluğu
Koni çiçeği
(Echinacea)
Hypersensitivite (anaflaksi dahil)
Saw palmetto
Diare, konstipasyon, baş ağrısıs, hipertansion, bulant, uriner reatnsiyon
Ginseng
Diare, baş ağrısı, hipertansiyon, insomnia, bulantı, kanamaya eğilim, hipoglisemi
Yeşil çay (green tea)
Bulantı, insomnia, diare, konfüsion
Hydrazine sulfate
Hepatorenal yetmezlik
Köpek balığı kıkırdağı (Shark cartilage)
Hepatit, bulantı, konstipasyon
Sarımsak
Kanamaya eğilim
Ökse otu (mistletoe)
Hepatotoksisite, anaflaktik şok
Antineoplaston
Somnolans, konfusion
KAYNAK: http://www.kanser.org/toplum/?action=sayfa&id=2