Cevap: İstifanın ardından
08 Temmuz 2010
Sabahattin ÖNKİBAR
TBMM'de nikahsız iki bebek ve zirvenin tutumu...
Meğer, sekreterden nikahsız bebek yapma olayı bir tane değilmiş! Meğer, 4 ay önce ikinci bir vak’a daha yaşanmış!
İki gün önce aldığım haberi araştırdım ve emin oldum.
Ancak iki hadisede minik bir fark var.
Birincisinde bebeğin annesi özel kalem görevlisi, ikincisi ise danışman!
Bu danışmanın adı da Ankara’nın öbür yakasında herkeslerin dilinde!
O günlerde bu konudan haberdar olan malum zirve o ismi apar-topar yanına çağırarak “Nedir bu iş ..........Bey” diye sormuş, muhatabı da “Aşık oldum ve imam nikahı kıydırdım efendim” karşılığını vermişti.
Peki sonrası mı?
Demek ki aşık olmak ve imam nikahı yetiyormuş!
Öyle çünkü o isim neredeyse her gün hâlâ ekranlarda boy gösteriyor.
Danışmanından çocuk yapan ikinci isim ise bu aralar biraz geri çektirilse de yine de çok tanınan ve bilinen biri!
Ve tam bu noktada soralım:
Deniz Baykal’ın kaseti için feveran edip “Aile yapımız sabote ediliyor ve toplumun ahlakı bozuluyor” diye ayağı kalkanlar bu olanlara neden seyircidir?
Yoksa Deniz Bey’in kabahati bebek yapmaması mıdır?
Bebek yapanlar acaba aile planlamasını ters-yüz ettiği için mi muaf tutuluyor?
Baykal’a yapılan açık bir komplo iken bunu diline dolayıp çirkin istismarlar yapanlar ortada var olan iki bebeğe neden kayıtsızdırlar!
Bunun adı riyakarlık, ikiyüzlülük ve hatta ötesi değil mi?
Yazının tamamı kaynak:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=13990
Cevap: İstifanın ardından
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
08 Temmuz 2010
Sabahattin ÖNKİBAR
TBMM'de nikahsız iki bebek ve zirvenin tutumu...
Meğer, sekreterden nikahsız bebek yapma olayı bir tane değilmiş! Meğer, 4 ay önce ikinci bir vak’a daha yaşanmış!
İki gün önce aldığım haberi araştırdım ve emin oldum.
Ancak iki hadisede minik bir fark var.
Birincisinde bebeğin annesi özel kalem görevlisi, ikincisi ise danışman!
Bu danışmanın adı da Ankara’nın öbür yakasında herkeslerin dilinde!
O günlerde bu konudan haberdar olan malum zirve o ismi apar-topar yanına çağırarak “Nedir bu iş ..........Bey” diye sormuş, muhatabı da
“Aşık oldum ve imam nikahı kıydırdım efendim” karşılığını vermişti.
Peki sonrası mı?
Demek ki aşık olmak ve imam nikahı yetiyormuş!
Öyle çünkü o isim neredeyse her gün hâlâ ekranlarda boy gösteriyor.
Danışmanından çocuk yapan ikinci isim ise bu aralar biraz geri çektirilse de yine de çok tanınan ve bilinen biri!
Ve tam bu noktada soralım:
Deniz Baykal’ın kaseti için feveran edip
“Aile yapımız sabote ediliyor ve toplumun ahlakı bozuluyor” diye ayağı kalkanlar bu olanlara neden seyircidir?
Yoksa
Deniz Bey’in kabahati bebek yapmaması mıdır?
Bebek yapanlar acaba aile planlamasını ters-yüz ettiği için mi muaf tutuluyor?
Baykal’a yapılan açık bir komplo iken bunu diline dolayıp çirkin istismarlar yapanlar ortada var olan iki bebeğe neden kayıtsızdırlar!
Bunun adı riyakarlık, ikiyüzlülük ve hatta ötesi değil mi?
Yazının tamamı kaynak:
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=13990
Gerçek veya senaryo, beklenendi şu yazılanlar, geç bile kalmışlar, niye acaba?
Sözü edilen şahıs da bir parti liderimiymiş?
Cevap: İstifanın ardından
CHP'de 'ayak oyunları!'
Kurultayda Deniz Baykal'ın yanında yer alan Samsun, Ağrı, İzmir'in ardından Afyon Merkez İlçe de görevden alındı. Gece yarısı "ayak oyunlarıyla" istifaya zorlandıklarını belirten CHP Afyon Merkez İlçe eski Başkan Yardımcısı Özlem Kıran da, çareyi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na mektup yazmakta buldu.
GECE YARISI OPERASYONU
Soruları yanıtlayan Özlem Kıran, yönetimde yer alan 15 kişiden 7 kişinin zorla istifa ettirildiğini iddia etti. Bir gece yarısı yönetim kurulunda yer alan 7 kişinin, "İstifa edin, herkes istifa etti" diyerek istifalarının istendiğini belirten Kıran, "Zorla istifasını alanlar daha sonra istifalarını geri almak istediklerinde, "tamam, istifa mektuplarınızı yırttık' yanıtı verilmiş, ancak daha sonra yürürlüğe konulmuştur" diye konuştu. Gece yarısı yönetim kurulunda yer alan kişilerin evlerine tek tek gidildiğini ve istifaların istendiğini ifade eden Özlem Kıran, konuyu CHP yönetimine taşıyacak. Özlem Kıran, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MYK üyelerine mektup gönderecek.
"PARTİ İÇİ BARIŞI SAĞLAYALIM"
Kıran, CHP Genel Başkanı'na göndereceği mektupta şöyle diyecek: "Bir gece yarısı ev ev dolaşılarak zorla istifa istenmiştir. Bu yapılan baskı ve dikta rejimidir. Ne siyasi ahlâka uygundur ne etikle bağdaşan bir yanı vardır. Ayak oyunları ve çelme takılarak insanlar istifa ettiriliyor. Kendi içimizdeki çekişmelerle uğraşmaktansa parti içi barışı sağlayalım. Yıllardır parti için çalışıyorum. Size karşı da değiliz. Bu yapılan içimizi acıtıyor. Biz partimiz için çalışmak istiyoruz."
Haber Mynet
Pes yani..
Cevap: İstifanın ardından
Kılıçdaroğlu ibadet sözü verdi
Rize'de halka seslenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'ibadetini yapması engellenen kişi bana gelsin' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Kim ben ibadetimi yapmakta engelleniyorum derse gelsin beni bulsun' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: İnsanlarımızın etnik kimliğine saygılıyız. Herkesin inancı başımızın üstünde. Kim ben ibadetimi yapmakta engelleniyorum diyorsa gelecek Kemal Kılıçdaroğlu'nu bulacak. Ben onun sorunu çözceğim.
İnternethaber
Bu bir hak ki zaten, ne diye Kılıçdaroğlu'na gitsinler anlamış değilim!
Başka, daha başka somut işlerle uğraşın Sn. Başkanım , olmuyor böyle, boş şeylerle uğraşmayın lütfen.
Cevap: İstifanın ardından
Gürsel Tekin'in istediği oldu
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, parti genel merkezinde yapılan toplantıda 76 üye oy kullandı. 48 kişinin oyunu alan Tekin, MYK üyesi oldu.
Gürsel Tekin, CHP'nin iktidar olabilmesi için elinden gelen bütün gayreti sarfedeceğini söyledi.
Tekin, PM toplantısı sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, toplantıda herhangi bir gerginliğin söz konusu olmadığını söyledi.
Tekin, toplantıda 53 üyenin oy kullandığını, bunlardan 48'inin oyunu alarak MYK'ya
girdiğini söyledi. Oy veren, vermeyen bütün üyelere teşekkür eden Tekin sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bundan sonraki süreçte Gürsel Tekin'e onur verici bir görev verildi. Genel Başkanıma çok çok teşekkür ediyorum. CHP tabanını, ailesini ve Kılıçdaroğlu'nu mahcup etmeyeceğim. Bütün gücümle önümüzdeki süreçte 12 Eylül Anayasası'yla ilgili mücadele edeceğiz. Daha sonra da CHP'nin iktidar olabilmesi için elimden gelen bütün gayreti sarfedeceğim."
Bir gazetecinin, "CHP Parti Meclisinde neden 48 oy aldınız, bu az değil mi? Önder Sav ile aranızda herhangi bir sorun var mı" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Tek aday olduğu için bazı arkadaşlarımız erken ayrıldı. Onun için 53 arkadaşımızdan 48'i oy verdi. O konuda bir sıkıntı yok. CHP ailesi içerisinde herhangi bir kırgınlık, dargınlık söz konusu değil. Kimseyle aramda bir sorun yoktur. Genel Sekreterimle de partimin bütün yetkilileriyle de aram son derece iyidir."
Bir gazetecinin CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile aynı katı paylaşıp paylaşmayacağını sorması üzerine de Tekin, "Aynı yuvayı paylaşıp da aynı katı paylaşmamak olur mu" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili ve PM üyesi Çetin Soysal da, bir gazetecinin, neden aday olmadığına ilişkin sorusu üzerine, "Aday olacağımı hiçbir şekilde açıklamadım. Aday olacağım yönünde de bir çaba içinde olmadım. Sayın Genel Başkanımız MYK'da daha önce açıkladığı eski İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ile birlikte çalışacağını ifade etmişti. Bugün de Parti Meclisi'miz o yönde karar vermiştir" dedi.
Soysal, "Genel Başkanımızın bu konudaki çalışma arkadaşını seçmesi ve bu konuda kendisiyle uyum içerisinde partimizin iktidara geleceği bu süreçte bir dayanışma içinde olabileceği koşulları yaratan kimlerse bizim de o çalışmayı, o katkıyı vermemiz gerekiyor. Bu konuda Genel Başkanın daha önce de ifade ettiği gibi çalışma arkadaşını belirlemesine katkı sağladık" diye konuştu.
Bir başka gazetecinin PM toplantısının gergin geçip geçmediğine ilişkin sorusu üzerine Soysal, şunları söyledi:
"Toplantıda her hangi bir gerginlik yok. Gergin olması için de bir neden yok. CHP bu süreçte çok önemli bir çalışma yürütüyor. Önümüzde 12 Eylül var. Bir referandum süreci var. Genel Başkanımız Anadolu'nun dört bir yanında yoğun bir çalışma temposu içerisindeyken burada böyle bir kriz yaratmak doğru değil, haklı değil. Burada Genel Sekreterimizin çok önemli katkısı oldu."
Tekin: "Demokrasilerde her türlü sürpriz olur"
Gürsel Tekin, PM toplantısına katılmak üzere CHP Genel Merkezi'ne gelişinde de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, PM'de yapılması beklenen genel başkan yardımcılığı seçimine ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine Tekin, "Parti içi demokrasiye inanan bir insanın 25 yıllık siyasi yaşamında bu mücadeleyi verdim. Bu açıdan hiçbir tereddütüm yok" dedi.
Bir başka gazetecinin, "Genel başkan yardımcılığına aday mısınız?" sorusunu Tekin, "Sayın genel başkanımız gerekli açıklamayı yaptı" şeklinde yanıtladı.
Tekin, "CHP PM'de genel başkan yardımcılığı seçiminde bir sürpriz olur mu" sorusuna ise "Demokrasilerde her türlü sürpriz olur" karşılığını verdi.
CHP İstanbul Milletvekili ve PM üyesi Çetin Soysal da, bir gazetecinin "CHP PM'de genel başkan yardımcılığı seçiminde Gürsel Tekin'e rakip olarak aday olacağınız söyleniyor. Neler söyleyeceksiniz" sorusu üzerine "PM'de göreceğiz" dedi.
CNNTürk
Cevap: İstifanın ardından
CHP'den istifa
CHP Disiplin Kurulu'na sevk edilen Ankara Milletvekili Eşref Erdem, partisinden istifa etti. Erdem, siyasi hayatına bağımsız milletvekili olarak devam edeceğini açıkladı.
Ankara- CHP Parti Meclisinde, 4 Ağustos'ta, ''İhraç istemiyle'' Disiplin Kuruluna sevk edilen, CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem, partisinden istifa ettiğini bildirdi.
Erdem, Gordion Otel'de düzenlediği basın toplantısında, partisinden istifa ettiğini söyledi.
Erdem, ''Ben siyasette ömrümün sonuna gelmişim, sol, CHP bugüne kadar bana çok şey verdi. Kendi çapımda 37 yıldır kayıtlı üyesiyim. 40 yıla yakın bir süredir oraya hizmet ediyorum. Bundan bir pişmanlıkta duymuş değilim. Ama geldiğimiz noktada maalesef, böyle bir disiplin işlemi ile karşı karşıya kaldım'' dedi.
YAHU ARKADAŞLAR NE OLUYORUZ. Küçük çatlaklar var ise kapatmamız gerekirken, üzüm salkımından dökülen taneler gibi savrulmayalım lütfen.
CHP sağa kaydı
CHP Disiplin Kurulu'na sevk edilen ve ardından istifa eden Ankara Milletvekili Eşref Erdem, CHP'yi özellikle, AB, Kürt ve Ermeni açılımları konusundaki tavrı nedeniyle eleştiri yağmuruna tuttu. "Sivil siyaset" vurgusu yapan Erdem, CHP'nin son 8-9 yıldır çizgisinin giderek sağa ve şovenizme kaydığını belirterek, toplum mühendislerinin CHP için bir CHP-MHP koalisyonunu "reva gördüklerini" iddia etti.
Cevap: İstifanın ardından
Referandum’da evet oyu vereceği için CHP tarafından disiplin kuruluna sevk edilen Ankara milletvekili Eşref Erdem partisinden istifa etti. “Mahalle Baskısı derken içimizdeki baskıyı da görmeliyiz” diyen Eşref siyasi hayatına bağımsız olarak devam edeceğini belirtti.
CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem, ''50 yıldır CHP tek başına bir türlü iktidar olamıyor. O
zaman burada bir aksaklık var. Bu aksaklığı çıkıp 'Halk bilinçsizdir, bilmiyor, etmiyor' gibi
gülünç ifadelerle yorumlamak doğru değildir'' dedi.
Konya'nın Beyşehir ilçesinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun mitingi öncesi CHP'li bir belde belediye başkanı referandumda 'evet' oyu kullanacağını açıkladı.
Haber Türk
Cevap: İstifanın ardından
Sevgili Baykal’ a mektubumdur,
Aklımın kendime ben kimim diye sorduğunda çevremde vıcık vıcık bir din sarmalı vardı..
sahtekar din tüccarları tarafından uydurulmuş bir yığın hikayeden kendimi sıyırmak çok zamanımı almıştı..
sorgulamaya başladığım yıllar beni delicesine serseri bir rüzgarın önünde ordan oraya sürüklerken, sosyal demokrasinin insana huzur veren denge unsurunu hiç abartmadan peşinize takıldım.
Aklımı aklınızla ölçtüm
Dürüstlüğümü dürüstlüğünüzle
Hırsımı hırsınızla ölçtüm
Vatan severliğinizi vatanseverliğimle
Eğitimimi eğitiminizle ölçtüm
Yaşımı tecrübenizle
Hepsini siz kazandınız ,
Ve sizi bir idol olarak merkezime koydum.
Ancak
Bugün elinden ekmeği alınmış yetim çocuklar gibi ortalıktayım,
Kurduğun CHP kahıttan kaplan gibi dağıldı avuçlarımda
Sizi yurduma yar etmediler
Yurdumu sana,