http://webtv.hurriyet.com.tr/default...5&hid=14387785
Printable View
Adana'da hissedilen sıcaklık 45 dereceyi bulmuş..
"hava nasıl oralarda üşüyor musun?"
CHP'li gençlerin kuru soğanlı eylemi
Adana'da Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Seyhan İlçe Gençlik Kolları, hayat pahalılığının ve işsizliğin arttığını belirterek kuru soğanla protesto ederek, "Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana" türküsünü söylediler.
Çakmak Caddesi'ndeki Ahmet Kalfa Sanat ve Kültür Sokağı girişinde toplanan CHP Seyhan İlçe Gençlik Kolu üyesi bir grup genç, ellerinde ekmek ve kuru soğanla son 8 yıldır AK Parti hükümetinin, yanlış ekonomi politikaları sonucunda yoksulluğun ve işsizliğin arttığını savunarak eylem yaptı.
Adana İl Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Yıldızeli ile il ve ilçe yönetim kurulu üyelerinin de katıldığı eylemde grup adına basın açıklamasını okuyan Seyhan İlçe Gençlik Kolu Başkanı Mustafa Arıkanoğlu, "Yaşadığımız son ekonomik krizden sonra sayın Başbakan her ne kadar 'Kriz bizi teğet geçti' dese de durumun böyle olmadığı açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır. İşsizlik, krizle beraber daha da artmış ve bütün yurda yayılmıştır. Bu durumdan en çok etkilenen de ne yazık ki Adana olmuştur. İnsanlarımız bir kilo domates alamaz hale gelmiştir. Bu da gösteriyor ki; yakında yiğitlerimiz kuru soğana bile muhtaç hale gelecektir" dedi.
Basın açıklamasının ardından eylemci gençler, ellerinde ekmek ve kuru soğanlarla "Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana" türküsünü söyledi. Grup, daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı. Eylemi yoldan geçen çok sayıda vatandaş izledi.
http://www.haberturk.com/yasam/haber...soganli-eylemi
Bu gençler CHP döneminde ekmeğin karne verildiğinden habersizler..
Bu nedenle bu millet "geldi İsmet gitti kısmet" özdeyişini CHP dönemi için söylemiştir.
Adana'lı gençler, CHP döneminde Adana çiftçisinin mazot bulamadığı için traktör kullanamadığını da bilmiyorlar.
Oysa babalarına sorsalar bunu öğrenirlerdi.
Bu memlektte CHP dendiğinde yokluk, kıtlık, kuyruk ve politik kadrolaşma akla gelir.
Adana'da Büyükşehir Belediye binasına yapılan baskın an be an kaydedildi
Adana'da iki gün önce belediye binasına 20 kişilik bir grup tarafından yapılan baskının güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı.
Kendilerini Ülkücü olarak tanıtan bir grup Adana Büyükşehir Belediyesi'ni basıp aralarında Genel Sekreter Yardımcısı Kenan Gündoğdu'nun da bulunduğu bazı görevlileri tartaklamıştı. Kendilerini engellemek isteyen güvenlik görevlilerine saldırıp binaya giren grubun bina içinde yaptıkları güvenlik kamerasına yansıdı.
BASKININ GÖRÜNTÜLERİ
"Biz Ülkü Ocaklarıyız bize kimse yanlış yapamaz" diye bağırdıkları iddia edilen grup üyeleri kapı ve pencereleri kırıp altüst etmişti. Olayla ilgili 7 kişiyi darp ettiği iddiasıyla 8 kişi gözaltına alınmıştı.
HaberTürk.com
Ekmek Karnesi ya da O Zor Günler
BAŞBAKAN,
Cumhuriyet Halk Partisi’ni eleştirecek ya, AKP mitinglerinde 1940’lardan kalmış nüfus kâğıtlarının sayfalarını açıp halka “ekmek karnesi” damgalarını gösteriyorlar. “İşte” diyor, “bunlar ekmeği bile halka karneyle yedirirler!”
Bu, yakışıksız bir davranıştır.
Neden?
Ekmeğin karneye bağlandığı o günlere bir bakalım, neler olmuş.
24 Şubat 1941: Ülkenin iaşe (yedirip, içirme, besleme) işlerini düzenlemek, yönetmek ve kontrol amacıyla, Ticaret Bakanlığı’na bağlı olarak çalışacak “İaşe Müsteşarlığı” kuruldu.
22 Haziran 1941: Almanya, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni istila etti. Türkiye, Almanya-Sovyetler Birliği savaşı karşısında tarafsızlığını ilan etti.
14 Ağustos 1941: İngiltere ve Sovyetler ortak bir nota ile Montreux Antlaşması’na bağlılıklarını bildirdiler.
07 Aralık 1941: Japonlar ABD’nin Pasifik donanmasını Pearl Harbor’da ani bir baskınla yok ettiler. Böylelikle ABD de 2. Dünya Savaşı’nda taraf oldu.
11 Aralık 1941: İtalya ve Almanya, ABD’ye resmen savaş ilan ettiler. Cephe genişliyor, savaş iyice kızışıyordu.
17 Aralık 1941: Türkiye genelinde, ekmeğin “karne” ile dağıtılmasına karar verildi. Karne ile ekmek dağıtımına ocak ayında başlanırken; aile reislerinden alınan beyannamelere göre herkese, adına düzenlenmiş bir “ekmek karnesi” verildi.
25 Aralık 1941: Buğday Koruma Vergisi kaldırıldı. İstanbul çevresinde yetiştirilen yulaf, buğday ve arpaya devlet tarafından el konuldu.
Dünya, 50 milyon insanın ölümüyle son bulacak, tarihin en kanlı savaşının ortasındadır. Türkiye, bu küresel kıyımın dışında kalma çabası içindedir. Türkiye, savaşın içinde doğrudan yer almadığı halde “savaş ekonomisi” uygulamak zorunda kalmıştır. Savaş boyunca yarı seferberlik havası zorunlu olarak sürdürülmüş, yetişkin nüfusunun uzun dönem askere alınması üretim hacminde düşmelere neden olmuştur. Savaş öncesinde başlayan planlama çalışmaları ve sanayi yatırım programları, savunma harcamalarının bütçeye egemen olması nedeniyle ertelenmiş, bu yıllarda yeni yatırımlara girişmek yerine mevcut yatırımların korunup işletilmesi temel politika olarak benimsenmiştir.
Tarımsal üretimin yarı yarıya düştüğü koşullarda ekmek de, patiska da, ayakkabı da 3 Nisan 1939 - 9 Temmuz 1942 arasında görev yapan 2. Refik Saydam hükümeti tarafından karneye bağlanmıştır.
“Karne”, o günün koşullarında kaçınılmaz olarak alınması gereken bir önlemdi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek parti yönetimindeki uygulamalarını savunmak bana düşmez. Fakat doğruya “doğru”, yanlışa da “yanlış” demek bir Cumhuriyet yazarının sorumluluğudur.
Başbakan'nın bir Cumhuriyet Hükümeti’nin 1940’ların zor koşulları altında almak zorunda kaldığı bir önlemi 68 yıl sonra seçim malzemesi olarak kullanması yakışık almayan bir davranıştır.
Başbakan öyle şeyler yapıyor, öyle şeyler söylüyor ki insan nasıl tepki gösterceğini bilmiyor.
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
22 MART 2009 Cumhuriyet G.Z.T