Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Alıntı:
feyyar rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Veysel , birincisi iktidar olan bir partiye halk ona kendi iradesiyle oy vermedi, yönlendirmeyle oyları aldı demek olmuyor bence. Neden yönlenmesinler, biriside çıkıp C partisine oy verenler yönlendiriyorlar derler. Herkes özgür iradesiyle kullanıyor. Cevremde görmedim öyle birşey.Halkın eğitim seviyesini tartışırım o başka birşey. İkincisi hiçbir gelişmiş ülkede ordu siyasete karışmaz, gerçi o ülkelerde bizim gibi ordu anlayışı yok zaten. ANAYASA yapmaktan nereye geldik. Ben şunu diyorum, ne sivil vesayet nede askeri vesayet. Her kurum kendi işini yapsın, biz vatandaşlarda seçim zamanı gidelim oylarımızı kullanalım, ve kurulan hükümete de 4 yıl saygı gösterelim.demokrasi budur. Tamam eleştirmeyelim demiyorum. Saygı diyorum.
Anayasa bir toplum sözleşmesi değil midir ? Ben mi yanlış biliyorum. Hukuk denilince aklımıza salt kurallar mı geliyor ? Toplumda bir mutabakat olmadan nasıl bir iktidar anayasayı değiştirebilir ki ? Hukuken sakınca yok diyoruz, hiç olmaz olur mu ? Toplum kendini bağlayan bir üst sözleşmeyi yani anayasayı benimsemezse neler olur hiç düşündünüz mü ? Eleştirdiğimiz 82 anayasası %92 evetle yürürlüğe girdi. Yanlış mı ? Şimdi yapılacak bir anayasa bu çoğunluğu elde edemez, apaçık ortada. Neyin tartışması yapılıyor bu ülkeden anlamak mümkün değil. Sivil anayasa daha iyi olur diyip duruyoruz. 82 Anayasasının üzerinden ne kadar değişiklik yapıldı ? AB bile bizi alkışladı, evet artık bu bir sivil anayasadır dedi. Anayasa taslağını okumadık mı ? Değişen bir kaç şeyin dışında temel değişiklikler hep yargı erki üzerinde, göremiyor muyuz ?
Umarım böyle bir işe, şu kaotik ortamda kalkışılmaz. Ülkem yaşanmaz hale gelmez...
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Sayın veysel Demir yazınızı okudum,şimdiki anayasanın % 92 evet alırmı onu referandum yapıldığında sonuçlanınca öğreneceğiz.Bakın sözde soykırım tasarısı temsilciler meclisi dış ilişkiler komitesinde 1 oy la aleyhimize sonuçlandı.Ne güzel demişsiniz değistire değiştire AB bile tebrik etmiş bizi.Boşa zaman kaybı vs.Ney mesala karşı çıkttığınız,HSYK ve YAŞ kararlarına yargı yolunun açılmasımı.Parti kapatma zorlaştırılmasımı.Sayısı 21 e çıkarılması öngörülen HSYK üyelerinden üçünün PARLEMENTO veya CUMHURBAŞKANI tarafından,seçilmesi ve bu üyelerin HAKİM,SAVCI sınıfı dışında olmasımı. HAKİM ve SAVCILARI soruşturacak müfettişlerin de doğrudan HSYK ya bağlı olmasımı.Yavaş yavaş belirginleşince ayrıntılar bakacağız,sizde bakacaksınız.Yapılırsa referandumda evet yada hayır diyeceksiniz.
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
2007 GENEL SEÇİMLERİNDE SEÇMEN SAYISI 42.799.303 .AKP nin ALDIĞI OY SAYISI 16.327.291. 2009 GENEL MAHALLİ SEÇİMLERİNDE SEÇMEN SAYISI48.049.446 AKP nin ALDIĞI OY 15.353.553.YANİ EN SON YAPILAN SEÇİMDE AKP nin ALDIĞI OY SAYISI TOPLAM SEÇMEN SAYISININ 3 te 1 ri DAHİ DEĞİL.MİLLET İRADESİNDEN BAHSEDENLER,DEMOKRASİDEN BAHSEDENLER,BUNUN NERESİ MİLLİ İRADE,BUNUN NERESİ DEMOKRASİ.
NOT: BUGÜN SEÇİM OLSA ACABA NE KADAR OY ALIRLAR. MİLLİ İRADENİN 3 1 ine BİLE SAHİP OLAMAYAN BİR PARTİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ YAPMASI MÜMKÜN OLMAMALI.
...
Yönetim Notu: Tüm harflerin büyük yazılmaması hususuna ÖZEN göstermelisiniz.
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
AK Parti'nin Anayasa çalışması tamam
Hukukçu bazı bakan ve milletvekilleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı; Anayasa değişikliği paketine son şeklini verdi. AK Parti şimdi muhalefetin kapısını çalacak. CNN TÜRK, pakette yer alan düzenlemelere dair ilk bilgilere ulaştı.
(CNN TÜRK) -- Başbakan Erdoğan başkanlığında, Başbakanlık Merkez Bina'da yapılan toplantı yaklaşık 4 saat sürdü.
Toplantı sonrası bir açıklama yapan AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, "Son kontroller yapıldı. Çalışmalar tamamlandı. Madde sayısı ve muhteva hakkında bir şey söyleyemem. Muhalefetten randevu talepleri Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından istenecek" dedi.
http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/...9.0/index.html
Çalışmalarını tamamladıkları Anayasa değişikliği paketini muhalefete sunacaklarını kaydeden Bozdağ, "Belki randevu tarihinden önce de çalışmayı muhalefete sunabiliriz. Böylece gidince konuşabiliriz. Bu konuda kamuoyuna açıklamayı Adalet Bakanımız Sayın Sadullah Ergin yapacak" diye konuştu.
Bozdağ, gazetecilerin değişikliğin kaç maddeden oluştuğu ve içeriğine ilişkin ısrarlı sorularını ise yanıtlamadı.
CNN TÜRK'e konuşan İçişleri Bakanı Beşir Atalay ise, ''Pakette sürprizler var'' ifadesini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de, "Anayasa meselesi herkesin katılımına açık bir konudur" dedi. Konuyu sivil toplum kuruluşlarına da taşıyacakları söyleyen Çiçek, "TÜSİAD'ın, Odalar Birliği'nin çalışmaları vardı. Onların katkılarını da önemsiyoruz" dedi.
Paket hakkında ilk bilgiler
CNN TÜRK muhabiri Melek Erhan'ın ulaştığı bilgilere göre Anayasa paketi 12-13 maddeden oluşacak. Bunlar şöyle:
- Askere sivil yargı yolunun açılması
- Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yeniden yapılandırılacak. Toplam 21 üyeden oluşması. HSYK'ya yüksek mahkemelerin yanı sıra alt mahkemelerin de üye gönderebilmesi, Cumhurbaşkanı ve Meclis'in de üye seçebilmesi.
- Parti kapatmaya şiddet ve Meclis'ten izin alma kriteri getirilecek.
- YAŞ kararlarının yargıya taşınabilmesi.
- Yurtdışına çıkış yasağının mahkeme kararına bağlı olması.
- Kişisel verilerin korunması güçlendirilecek
- Ombudsmanlık.
- Çocuk hakları ve kadınlara pozitif ayrımcılık.
İLK TEPKİLER
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır:
"Bize henüz daha herhangi bir metin ulaşmış değil. Konu bize intikal ettiğinde üzerinde oturup çalışacaktır MHP kurulları. Kurullarımızın söylenmiş sözleri var, önceden belirttiğimiz beyanlarımız var. Tüm bunlar değerlendirilerek hem paketin içeriğiyle hem de görüşülme usulüyle ilgili açıklama yapılacaktır. Şu aşamada fazla yorumun doğru olmadığı kanaatindeyim.
Anayasa metinleri kutsal metinler değil, değiştirilebilir. Toplum arasındaki ilişkiyi belirleyen metinlerdir, dolayısıyla toplumsal mutabakatı sağlamak gereklidir. Siyasal iktidarın öncelikle bir niyet beyanında buluhması lazım. Şimdi henüz önümüze bir metin gelmeden efelenmek yani toplumsal mutabakat arama anlayışına aykırı bir anlayıştır. Referandum yasasında yapılan değişiklikle AKP hükümetinin bir uzlaşma aramayacağı ortaya çıkıyor. Milleti aldatmaya hakları yok.
Biz MHP olarak çok önceden bir anayasa nasıl değiştirilmelidir? Bir mutabakat aranmalıdır diye çok önceden dedik. Bir hazırlığımız, bir taahhüdümüzün olduğunu belirttik. Bu işin itktidar tarafından başlatılması gerektiğini ifade ettik. Ve milletimize seçimde sunalım dedik. Seçilecek mecliste de bu hukukileştirilsin ve en geniş ölçekte anayasa değişikliği, kapsamlı bir anayasa değişikliği yapılmış olsun dedik. Ama AKP'nin böyle bir arayışı, merakı yok. Şimdi ise efeleniyor 'uzlaşırsanız uzlaşın yoksa millete gideriz' diyor. Onları ciddi ve dürüst de bulmuyoruz şu aşamada. Kamuoyuyla kanaatlerimizi en üst düzeyde sayın genel başkanımız paylaşacaktır.
Biz hükümete şunu sormak istiyoruz: Neden bunu 7 yıl sonra getiriyorsunuz? Yargıyla olan kavgada elinizi güçlendirmek için mi bu değişikliği istiyorsunuz? Bu soruların cevaplarını açık yüreklilikle vermeleri lazım. "
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay ise Anayasa değişikliğiyle ilgili AK Parti'den gelecek olan görüşme talebine sıcak baktıklarını ama CHP'nin bu konudaki düşüncesinin belli olduğunu söyledi.
Okay, "Bu tür ziyaretler olur. Nezaket ziyaretidr. Görüşeceğiz. Bu ziyaretlerden Anayasa paketine destek vereceğimiz anlamı çıkmaz.. CHP'nin Anayasa değişikliği konusundaki görüşü bellidir. Yargı konusunda yapılacak olan değişikliklere CHP'nin destek vermesi beklenemez" dedi.
Anayasa değişikliği paketinin içindekilerini bilmediklerini belirten Okay, "Ama amaç yüksek yargıyı biçimlendirmek olduğu ortada. Paketin içindeki diğer değişiklikler ise Türkiye'nin acil sorunları değil. CHP'nin bu konudaki düşüncesi değişmedi" diye konuştu.
Referandum tartışmasına da değinen Okay, "Referandum Anayasa paketenin oylaması olmayacak, iktidarın oylaması olacak. Halk bunun kararını verecek. Bu bir Anayasa değişikliği değil, iktidarın dayatmasıdır. Eğer referanduma gidilirse siyasal iktidarın gidip gitmeme referandumu olacaktır. Bundan sonraki süreçte ise Türkiye seçimi konuşacaktır" dedi.
"AKP'nin ilk söylediği değil, son olarak ne yaptığı önemli" diyen Hakkı Süha Okay, 19887-1988 referandumlarını hatırlatarak,"bu referandumlar Anavatan Partisi'nin bitişi olmuştu. Aynı durum AKP için de geçerli olacaktır" ifadesini kullandı.
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Ben bunları aşağı yukarı bu başlık altında yazmıştım zaten.CNN türk birşeye ulaşmamış.Zaten heryerde yazan şeyler.Peki bu maddelerin neresinde iktidarın kendini güvenceye alma girişimi var söylermisiniz.Ben taraf olmadığım için objektif bakma sansım oluyor,anlamadım maddeler gayet hoşumada gitti.Yani bilmediğim birşeymi var yoksa.mesala şu maddenin sakıncaları sunlardır.Yada şu maddede iktidar veya siyasi partiler kendini güvenceye almıştır. Bas bas bağırmadılarmı muhalefet partilerine gelin düzeltmek veya itiraz ettiğiniz yerler varsa,hukukcularınızı gönderin diye.
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
BU MECLİS ANAYASA’YI DEĞİŞTİRMEMELİ
Çağdaş demokrasilerin karakteristiği ve “çoğulcu/ katılımcı” niteliğini yaşama geçiren temel öge “uzlaşma” kültürüdür. Uzlaşma kültürünün en üst düzeyde olduğu demokrasilerde bir anayasaya bile gereksinim duyulmaz (İngiltere) ya da devlet aynı anayasa ile yüzyıllardır yönetilir (ABD). Yine bu kültürün yerleşmiş olduğu ülkelerde, yüksek mahkeme üyelerinin parlamentoca seçilmesinde bir sakınca görülmez. Örneğin, Almanya’da, Anayasa Mahkemesi üyelerinin tümünü parlamento seçer; ama, 50 yıldır bu seçimler, parlamentoda temsil edilen siyasal partilerin uzlaşmasıyla gerçekleştirilir.
Bizde ise, ne yazık ki, çağdaş demokrasinin çoğulculuk ilkesi “çoğunluk iktidarı” olarak görüldüğü için uzlaşma kültürü gelişememiştir. Günümüz siyasal iktidarına da aynı düşünce egemendir. Bu, ya bilisizlikten kaynaklanmakta ya da rejimi dönüştürmenin başka yolu görülmediği için, bilinçli biçimde yeğlenmektedir. Bugünkü iktidarın uzlaşmadan anladığı şudur: “Ben yaparım, sen kabul edersin; kabul etmezsen bile çoğunluk bende olduğu için son sözü ben söylerim”. Böyle bir uzlaşma yöntemi demokratik ülkelerde görülmemiştir ve uzlaşmayı değil, baskıyı ve dayatmayı içerir.
BU MECLİS NEDEN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPMAMALI
Bu nedenle, bu Meclis’in Anayasa değişikliği yapmaması gerekir. Bu sonuca hangi gerekçelerden yola çıkarak vardığımızı açıklamak isteriz.
(1) Bir kez ve öncelikle belirtmek gerekir ki, bugünkü Meclis’in oluşumu, Anayasa’daki “temsilde adalet” ilkesine uygun değildir. Seçim barajı nedeniyle tüm siyasal görüşlerin temsilcileri Meclis’te bulunmamakta; tam tersine, çeşitli siyasal görüşler, kendi düşünceleriyle hiç bağdaşmayan siyasal partilerce Meclis’te temsil edilmektedirler. Halkın tümünün siyasal görüşlerinin temsil edilmediği böyle bir meclisçe Anayasa değişikliği yapılması demokrasi ile bağdaşmaz.
(2) Bunun dışında, AKP’nin çoğunlukta olduğu bugünkü Meclis’in Anayasa değişikliği yapması, “demokratik laik Cumhuriyet” ve “hukuk devleti” ilkelerine de uygun düşmez. Çünkü;
- AKP, yukarıda da belirtildiği gibi uzlaşma kültüründen yoksundur ve bunu Cumhurbaşkanı seçiminde kanıtlamıştır.
- Anayasa Mahkemesi’nce hakkında “demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerin odağı olduğu” kararı verilen AKP, anayasal meşruiyetini yitirmiştir.
- AKP yöneticileri, siyasal parti kurulmadan önce ve sonraki söylem ve eylemleriyle, laik Cumhuriyet rejimini, (ılımlı ya da değil) İslam Cumhuriyeti’ne dönüştürme amaçlarını ortaya koymuşlardır ve bunun için Anayasa’yı değiştirmek istemektedirler.
Bu nedenlerden uzlaşma kültürü ile ilgili olanı üzerinde biraz durmak gerekir.
UZLAŞMA KOŞULU
Anayasa’nın 175. maddesinde, “Anayasanın değiştirilmesi TBMM üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür” denilmektedir. Maddede, Anayasa değişiklik önerisinin “tasarı” biçiminde değil, “teklif” yöntemiyle yapılacağının belirtilmesi, bunun için üçte bir çoğunluk aranması, Meclisteki görüşmelerin yasa tekliflerinin görüşülmesinden farklı yönteme bağlanması ve değişiklik için nitelikli çoğunluk aranması, anayasa koyucunun teklif aşamasından başlayarak, anayasa değişikliklerinde “uzlaşmayı” koşul gördüğünü ortaya koymaktadır.
Şimdi yapılanlara bir bakalım: Başbakan’ın talimatıyla bir Anayasa değişiklik taslağı hazırlanmıştır. Bu taslak Başbakan’a sunulmuş ve istediği değişiklikler taslağa işlenmiştir. Şimdi bu taslağa Başbakan ve “kurmayları” (!) tarafından son biçimi verilmeye çalışılmaktadır. Ve bu taslak diğer partilere gönderilerek “görüşünüzü bildirin” denilecektir. Sonuçta da güçlü olasılık, bu taslak Meclis’te kabul edilip, halkoyuna sunulacaktır.
Daha acı olan gerçek, taslak henüz ortaya çıkmadan milletvekillerinin imzasına açılması ve kuşkusuz yine verilen talimat üzerine AKP milletvekillerince imzalanmaya başlanmasıdır. Hatta, imza sayısının tamamlandığı, 184 AKP milletvekilinin, Anayasa değişiklik metni ortada yokken, “değişiklik önerisi”ne imza attığı belirtilmektedir.
Bu durum, Anayasa’da öngörülen uzlaşma koşulunun hiç dikkate alınmadığını göstermektedir. Ve değişiklik, daha şimdiden, “teklif” yönünden Anayasa’ya aykırı duruma gelmiştir.
Siyasal iktidarın, “Halkoylamasını göze aldık. Anayasa değişikliğini getiriyoruz” açıklaması da, değişikliğin Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi sırasında da uzlaşma aranmayacağını ortaya koymaktadır. Çünkü, esasen, izleyen yazımda ortaya konulacağı gibi, yapılmak istenen değişiklikler konusunda uzlaşmak da olanaksızdır.
"SİVİL DARBE ANAYASASI"
Tüm bunlar, demokrasiden ve hukuk devleti ilkesinden uzak durularak yapılacak Anayasa değişikliklerinin, “AKP anayasası” nitelemesinden kurtulamayacağını ve bir “sivil darbe anayasası” olacağını göstermektedir.
Bu tür uygulamalar, her siyasal partinin kendi ideolojik yaklaşımına göre Anayasa’yı değiştirebileceği anlamına gelir ki, bunu Cumhuriyet’i kuran iradenin koyduğu ilkelerle bağdaştırmak olanaksızdır. Ayrıca bu düşünce, toplumsal barışı bozar, toplumda ayrışmalara ve kaosa neden olur.
Bülent Serim
Anayasa Mahkemesi Eski Genel Sekreteri
Odatv.com
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
İŞTE ANAYASA PAKETİ’NİN MADDE MADDE ANALİZİ
Buna anayasal reform diyorsanız Ecevit ile Bahçeli’yi büyük devrimciler olarak anmak gerekiyor. Cumhuriyeti kuran kadrolar için reform yapmakla yasa yapmak aynı anlama geliyordu. Peki şimdi? Kemalizm eleştirisinde muhafazakâr-liberal ittifakın avadanlığında kullanılabilecek neler varsa bugün bunlarla bizatihi bu ittifakı eleştirmek mümkün: Toplum mühendisliği, gardırop devrimciliği, pozitivizm vb…
Hükümetin her çıkardığı ya da çıkarmaya çalıştığı yasayı reform olarak allayıp pullayanlarda devlet merkezli epistemoloji bütün siyasal ve hukuksal çözümlemeye hakim ve kuramsal çerçeveleri üst yapı kurumlarına odaklı: Ordu, hükümet, yargı, HSYK vb. Sanki bütün toplumsal sorunlar bu kurumlarda cisimleşmiş ve bunlar da kanun maddelerinde ve dava dosyalarında çözümlenebilirmiş gibi. Çözümleneceğini iddia edenlere pozitivist diyoruz.
PAKETİN MADDE MADDE ANALİZİ
Paketten kimileri adına iktidar çıkarken halk adına özgürlük çıkmıyor. Eşitliğe ilişkin 10. maddede öngörülen değişiklik zaten uluslararası sözleşmeler, içtihat ve doktrinle yerleşmiş olan pozitif ayrımcılık: yani malumun ilanı. Özel Hayatın Gizliliğine ilişkin 20. maddede öngörülen değişiklik, kişisel verilerin korunmasına ilişkin ve yine sözleşmelerle, doktrin ve içtihatlarla yerleşmiş bir düzenleme. Üstelik bu verilerin hukuka aykırı bir şekilde toplanması ve kullanılması konusunda hükümetin kendi görevini ne kadar yerine getirdiği ortadayken, bu değişikliğin hayata geçirilmesine ilişkin beklentimiz fazla değil. Nitekim zamanın Ulaştırma Bakanı da çare olarak “telefonla konuşmamayı öneriyordu”. 53. madde de kamu çalışanlarına sadece toplu sözleşme hakkı getiriyor. Bu hak zaten var: Sendika hakkı daha önce anayasaya konulmuş idi. Grev ve toplu sözleşme sendika hakkının özüdür, böyle olmasa sendika hakkı ile dernek kurma hakkının arasında bir fark kalmaz. Sendika hakkının grev ve toplu sözleşme hakkını içermediğini iddia etmek Anayasa’nın 13. maddesini ihlal etmektir, yani hakkın özüne dokunmaktır.
Siyasi parti kapatma konusunda getirilen yenilikler daha önce kamuoyuna yansımış idi. Ama bir saçmalık hemen dikkatimizi çekiyor: “İdarenin işlem ve eylemleri, odaklaşmanın tespitinde gözetilemez.” Bu madde iktidar partisinin kapatılamayacağına ilişkin liberal hukukçular tarafından zaman zaman dile getirilen saçma düşünceyi yansıtıyor. Diyelim herhangi bir hükümet belli bir etnik grubun tehcirine ilişkin karar alacak bu idari işlem niteliğinde olduğu için hükümetteki parti sorumlu olmayacak, bizler o partiye faşist diyebileceğiz ama Anayasa Mahkemesi bunu diyemeyecek.
74. Maddede öngörülen düzenlemeyle kamu denetçiliği öngörülüyor. Seçimi de Meclise bırakılıyor. Kamu Etik Kurulunun kurulmasına ilişkin yasadaki gibi birçok istisnanın burada da yer almasını beklemek kötümserlik değil. SGK’daki bir personel çocuğunu sigortalı gösterdiği için kınanabiliyor ama aynı işlemi yapan devlet büyükleri kınanamıyor.
125. maddedeki değişiklik ile YAŞ kararları yargı denetimine açılıyor. Hukuk devleti açısından olumlu fakat yargıya ilişkin diğer değişikliklerle birlikte düşündüğümüzde alt metin amacın farklı olduğunu söylüyor. Aynı maddedeki değişiklikle mahkemelerin yerindelik denetimi yapamayacağı öngörülüyor. Kural olarak aksini iddia eden de yok zaten, bu hüküm konmasa da yerindelik denetimi yapamazlar, değişikliğin bir anlamı yok.
148. Madde ile anayasa şikayeti yolu açılıyor. Ama hemen daraltma çalışması başlıyor. Şikayet sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ve anayasal haklarla sınırlı. Dolayısıyla AİHM’ne başvuruyu kısıtlamak anlamına geliyor mu diye düşünüyoruz.
ÖZEL ÇIKARLAR KAMUSAL YARAR KILIFINDA
Denetleyici değil destekleyici kamuoyu özlemi hükümetin tüm icraatına yansımışken bile, reformlarına toplumsal bir talep yaratmak konusunda başarılı oldukları ya da olacakları söylenemez: Her arz kendi talebini yaratmıyor. Peki devletin tepesinde keman çalındığı zaman, aşağıdakilerin oynamaya koyulmamalarını nasıl bekleyebiliriz? Gönüllü oynayanların köşe yazarları, televizyon müdavimleri, parti fanatikleri, siyasal ya da hukuki polemiklerde ikbal kollayanlar olduğunu kaydediyoruz. Bunların arasında oyuna ilkel kabile dillerindeki sözcük sayısıyla katılan liberallere özel önem veriyoruz. En önde liberal hukukçuları görüyoruz. Kemanın kıvrak ritimlerine en iyi onlar eşlik ediyor: Nikâh törenlerinde gelin cenaze törenlerinde ceset olmak istiyor. Hümanist yanımız depreşiyor. Onları, iktidarın nikâhında görmeyi toprağın altında görmeye tercih ediyoruz.
Liberalleri bugün işbaşında tutan şey baskının olduğu yerde bir eksikliği tamamlamak: Rızayı. Tekel işçilerine, “yedikleri copun aslında acılarının ilacı olduğu”, tersane işçilerine, “yakamozları seyretmek için gece vardiyasını tercih etmeleri gerektiği” konusunda sofistçe nutuklar atarken görebilirsiniz onları. Ancak gaz sıkışmasının sadece midede değil, kömür ocaklarında da olabileceğine ikna edemezsiniz.
Poulantzas’ın söylediği gibi, hukuksal sistem, bir yandan var olan mülkiyet ve mübadele ilişkilerini onaylayıp üretim koşullarının yeniden üretilmesini sağlarken, diğer yandan siyasal işlevler üstlenir; bir sınıf ya da fraksiyonun ötekiler üzerinde hegemonyasını düzenler. Bu gün de özel çıkarlar kamusal yarar kılığında piyasaya sürülüyor: Bir kliğin beka kaygısına bugün anayasal reform deniyor.
ÖZGÜRLÜKSÜZLÜĞÜN MAGNA CARTA’SI
Ancak Büyük İskender bile sadece kılıcın gücüne güvenmedi: Gündemdeki anayasal reform paketi içerisindeki elma şekerlerini görünce şaşırmıyor, sapını unutmuyoruz. Reform paketini geçirebilmek için hak kırıntılarından bahsediliyor. Ne büyük reform! Bunlar zaten var, fiili olarak kullanılamamaları baskıdan ve sendikaların renginden ileri geliyor. Bu hakların anayasal düzeyde tanınmaları bir ilerleme olarak değerlendirilse bile bunun anlamını iktidarın özgürlüklere düşkünlüğünde değil, bir mübadele ilişkisinde arıyoruz: Rızayı satın almak için ödenecek ucuz bir bedel. Liberaller ise fiyatı düşürmek için var güçleriyle çalışıyor: “Yargı reformu herkes için gerekli”, “Hâkimlerin iktidarı demokrasiyi engelliyor.”, “Demokrasi dalgası geliyor”. Sonuçta belirlenecek olan özgürlüksüzlüğü kimin dayatacağı. Marx’ı hatırlıyor, anayasal reformlarına özgürlüksüzlüğün Magna Carta’sı diyoruz. Özgürlüksüzlüğün uygulayıcıları değişiyor özgürlüksüzlüğün sınırları ve ilkesi değişmiyor.
Sadece halk desteği hiçbir iktidarı demokrat yapmıyor. Bu yüzden hiç kimse Hitler’e demokrat demiyor. Wallerstein ekliyor, “Halk egemenliği uygulamasını ehlileştirmenin hikâyesi liberal ideolojinin hikâyesidir.” Onlardan ötesini beklemiyoruz.
Dr. İlker Kılıç
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Odatv.com
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Alıntı:
feyyar rumuzlu üyeden alıntı
Sayın veysel Demir yazınızı okudum,şimdiki anayasanın % 92 evet alırmı onu referandum yapıldığında sonuçlanınca öğreneceğiz.Bakın sözde soykırım tasarısı temsilciler meclisi dış ilişkiler komitesinde 1 oy la aleyhimize sonuçlandı.Ne güzel demişsiniz değistire değiştire AB bile tebrik etmiş bizi.Boşa zaman kaybı vs.Ney mesala karşı çıkttığınız,HSYK ve YAŞ kararlarına yargı yolunun açılmasımı.Parti kapatma zorlaştırılmasımı.Sayısı 21 e çıkarılması öngörülen HSYK üyelerinden üçünün PARLEMENTO veya CUMHURBAŞKANI tarafından,seçilmesi ve bu üyelerin HAKİM,SAVCI sınıfı dışında olmasımı. HAKİM ve SAVCILARI soruşturacak müfettişlerin de doğrudan HSYK ya bağlı olmasımı.Yavaş yavaş belirginleşince ayrıntılar bakacağız,sizde bakacaksınız.Yapılırsa referandumda evet yada hayır diyeceksiniz.
Kendimden alıntı yapmamım sebebi,o zamanki düşüncemdi.Ancak sonraki gelişmelerden dolayı,tasarının tümünü referenduma götürmek istemeleri mesela,olumlu fikrimi değiştirdi.Olumsuz düşünüyorum.
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Anayasa Mahkemesi eski raportörü ve Demokratik Yargı Derneği Eşbaşkanı Osman Can’ın bu tespiti
Anayasa Mahkemesi iptal kararı verirse, yok hükmünde sayılmalı
M.E.Sezen yokya! Ulemaya soralım..Meclisteki bir hükümet 2 dönem muhtarlık yapanlar Meclis Başkanlığı yapa bilir şeklinde bir Anayasa deyişikliği yapsa Anayasa Mahkemesi bu yanlışlığı görmeyecek mi...
SİYASİ MALZEME OLARAK Fehmi HASPOLAT
Taraf gazetesine konuşan Demokrat Yargı Derneği değerlendirmede "Yüksek Mahkeme'nin Anayasa Değişikliği Paketi'ndeki bazı maddeleri iptal etmesi halinde bu kararı yok hükmünde olacaktır.”dedi.
Anayasa Mahkemesi eski raportörü ve Demokratik Yargı Derneği Eşbaşkanı Osman Can’ın bu tespitinin hukukla ilgisi yoktur.Sayın Can’ın yok sayılma hükmüne neden olarak Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa'nın kendisine çizdiği sınırların dışına çıkıp, değişiklik paketini esastan incelemesi olarak göstermekte ve bunu hukuksuzluk olarak saymaktadır.Böylece Sayın Can’ın hukuki tespitinin asıl hareket noktası olarak Anayasa Mahkemesinin Anayasada Değişiklik paketini esastan incelemesi ve bazı maddeleri iptal etmesi olarak göstermekte, bu durumu, Mahkeme'nin, Anayasa'nın kendisine çizdiği sınırların dışına çıkma olarak göstermektedir.Sayın Can,bu noktada da yanılmaktadır.Şöyleki:
Anayasa Mahkemesi,Anayasa değişikliğini sadece şekil yönünden değil, esas bakımından da inceler. Eğer sadece şekil yönünden incelerse Anayasa’nın başlangıç bölümü,değiştirilemez,değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddeleri, bu Anayasa Değişikliği paketinde olduğu gibi dolaylı yollardan yani tabir caizse hukuku arkadan dolaşılarak değiştirilmeye kalkışılmışsa o zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kuruluş felsefesinin ilkeleri olan bu maddeler değiştirilmiş olacaktır. Böyle bir duruma hukuk seyirci mi kalacaktır?Anayasa Mahkemesi’nin Türban kararında da değişikliği esas yönünden incelemiş,buna göre iptal kararı vermişti. Can, buna da dayanarak “hukuksuzca alınan bir kararın üzerine ikinci kez hukuksuz bir karar alınamayacağını” söylemiştir.
Yazının tamamı Kaynak:http://www.anafor.org/haber_detay.asp?id=4704&uyeid=128
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
12 Eylül'de yapılacak olan referandum ile ilgili oy vermek için seçmen listeleri askıya çıktı.Ve bu hafta sonu itibari ile askıdan indirilecek.
Bundan bir çok insanın haberi bile yok.
Lütfen aşağıdaki linke tıklayıp, adınızın seçmen listesinde olup olmadığını kontrol ediniz.
http://www.ysk.gov.tr/ysk/secmenBilgi.jsp