Yeni Bir Sol Partiye İhtiyaç Var mı?

"...

"Ne mutlu Türküm diyene" sözü ile "bu memlekette Türkler efendidir, Türk olmayanların hakkı ise ancak hizmetçilik ve kölelikdir" sözlerinin aynı anlama geldiğini iddia ediyorsanız sizin anlayışınıza hayran (!) olmamak elde değil.

..."

Mesleğinize yakışan bir değerlendirmede bulunmuşsunuz bay Bilgili...

Kendinizi savunmak yerine başkalarını eleştirerek konuyu saptırmak... Ama gelin görün ve herkes tanıktır ki horasan böyle bir iddiada bulunmak şöyle dursun, Mahmut Esat'ın sözlerini bu şekilde algılamak ile "Ne mutlu Türküm diyene" sözlerini algılama yolunun sizi götüreceği yeri göstermeye çalışmıştır...

Ve aynı mesajınızla bunu bir kez daha teyit etmiş olmanız sizin iflah olmaz biri olduğunuzun en büyük kanıtı olsa gerek:

"... "Ne mutlu Türküm diyen" sözü bir Türkü ve bu bağlamda beni rahatsız etmeyebilir, ama bu ülkede Türk olmayanlardan bu sözü söylemelerini ve bu sözü benimsemelerini beklemek ne kadar doğrudur..."

Sizi tebrik ederim bay Bilgili, oldukça dürüst sayılırsınız...:)

Sayılırsınız sayılırsınız ama bu sözlerden bu anlamı çıkarmak da siz ve sizin gibilere uygun olur ancak...

Haydi bir hayal edin...

Orada bulunmaya çalışın...

Etraftaki çoşku sevinci, insanların gözlerindeki ışıltıyı yakalamaya çalışın...

Konuk diplomat ve askerlerin siz ve sizin gibilerin düşündüğü öykünme, aşağılanmanın aksine imrenen ve paylaşmak isteyen arzularını yakalayın...

Haydi gidin 29 Ekim 1933'e...

Bakın Mustafa Kemal!in neyi anlatmak istediğini acaba yakalayabilecek misiniz?

Rüyada bile olsa kabulümdür bay Bilgili...:)

...

Unutmadan bay Bilgili,

Ben pek bir sıkıntı duymuyorum bu konuda ama yazdıklarınızdan ve taşıdığınız şaheserlerden etkilenerek bunalıma girecek kadar ruhsal yapısı bozulmak üzere olan üyelerimizin hangi şart ve ortamda, dünyanın neresinde

"Ne mutlu Türküm diyene!"

diye haykırabileceğini yazarsanız sevinirim, sevinirler...

Soru sizi yoracak ise lütfen şaheserlerini taşıyarak gönül verdiklerinize sorunuz...

Bunca emeğinizden sonra vefasızlık etmezler herhalde...

Malum şu sıralar özürleri kabahatlerinden büyük; randevu veya yanıt alamamanızı anlar, sabırla beklerim bay Bilgili...

İyi haftalar...

Hadi o tek parti döneminde edilmiş bir laftı da;

"BEN ODUNU DA KOYSAM SEÇTİRİRİM." lafı 46 ruhunun neresine tekabül eder?

Bırak bu işleri Abbas üstad yoksa borçlu çıkarsın...

Oralara gelirsek, balıklar senden, rakılar benden:o

Ha unutmadan;

M.Esat Bozkurt o sözleri söyledikten sonra Adalet Bakanlığı görevinden alınmıştır.

"Rahşan Ecevit ayrı parti kuruyor"

(MİZAH)

DSP'deki hakimiyetini kaybeden Rahşan Ecevit yeni bir parti kurmaya karar verdi. DSP'ye alternatif olmasını düşündüğü partinin adını da onu çağrıştıracak şekilde RSP koyan Ecevit, açılımını ise "Rakipsiz Sol Parti" olarak belirtti. Ancak bu kısaltmanın "Rahşan'ın Sol Partisi" anlamına geldiğini dağdaki çobanlar bile biliyor.

Partisinin kuruluş dilekçesini eşi merhum Bülent Ecevit'le evlendikleri günün yıldönümünde vereceğini ve ilk genel kurulu da Ecevit'le ilk tanıştıkları günün yıldönümüne denk getireceğini söyleyen Rahşan Ecevit, oturduğu evi de Genel Merkez yapacağını belirtti. Rahşan hanımın, eşinin mezarını Devlet Mezarlığından Ahlatlıbel'e taşıdıktan sonra Genel Merkezi ve oturduğu evini de buraya taşıyabileceği kuvvetli bir ihtimal olarak görülüyor.

Kendisine yakın olan bazı DSP ve CHP milletvekillerini de transfer ederek Meclis'te bir grup kurmayı hedefleyen Rahşan Hanım, Genel Başkanlığa ise kedilerine çok iyi bakan şoförünü getirmeyi düşünüyor.


Rıfat Yörük/Habervaktim.com/Mizah
2008-12-17 13:00:55
---------------------

Not:"Gelen kurdu (Parti ),giden kurdu" ....N'olcak bu milletin yurdu... :)

(Mizah bölümüne eklicektim,ancak, bu konuya uygun gördüm....)

Biliyorsunuz bu forumu Sayın Rıza Türmen'in Milliyet'te yazdığı "yeni bir sol partiye ihtiyaç var" başlıklı yazısını kopyalayarak açmıştım. Bu konuyu Rıza Türmen değil de bir başkası yazsaydı ben de önemsemez ve üzerinde durmazdım. Zira Rıza Türmen'ın yazılarını ideolojik tarafgirlikten arınmış, objektif yazılar olarak görüyorum.

Konu hakkında katılan, katılmayan görüşler yazıldı, tartışıldı.

Tesadüfen Sayın Rıza Türmen'le tanışmak ve sohbet etmek imkanı buldum.

16.01.2009 günü Adana Barosu'nun davetlisi olarak "insan hakları ve adil yargılanma hakkı" konusunda konuşmak üzere Adana'ya geldi.

Seminer sonundaki özel sohbette kendisine bu forumun konusu olan "yeni bir sol partiye ihtiyaç var" yazısını hatırlattım ve "üstadım, yeni bir sol partiye ihtiyaç var dediğinize göre, CHP'yi sol parti olarak göremediğiniz anlamını çıkarabilir miyiz?" diye sordum.

Milliyet'teki yazısında parti isminden bahsetmediğini, Türkiye'nin yeni bir sol vizyona gerek duyduğunu, CHP'nin bu vizyona sahip olmadığını belirttikten sonra; "güney doğudan ve gecekondulardan oy alamayan partiye sol parti denir mi?" dedi. Ve bu konunun bir başka yazıda daha geniş izah edilmesi gerektiğini söyledi.

… ERMENİLER, ASİ DURUMLARINDA, VAN'DAKİ İNGİLİZ KONSOLOSUNUN GÜYA ÜLKE VE HALKI İNCELEME AMACIYLA YER YER DOLAŞMASINDAN CESARET ALMIŞLARDIR VE BU DOLAŞMA COŞKUN ERMENİLERE KONSOLOSUN KENDİLERİ VE HAREKETLERİYLE İLGİLENDİĞİ İNANCINI VERMİŞTİR. BUNDAN BAŞKA “KIZIL ELBİSELİLERİN”, YANİ İNGİLİZLERİN, YAKINDA MEMLEKETİ KURTARMAYA GELECEKLERİ İNANCI, ERMENİSTAN'DA PEK YAYGINDIR…

… İŞİTTİM Kİ İNGİLTERE BÜYÜKELÇİLİĞİ ORAYA SORUŞTURMA İÇİN ATEŞEMİLİTERİNİ GÖNDERMEK İSTİYOR, BUNU ONAYLAYAMAM, ZİRA ORADA BİR İNGİLİZ SUBAYININ GÖRÜNMESİ, ERMENİLERİN EN AÇIK BİÇİMDE AYAKLANMALARINA YOL AÇAR…

(BU MEKTUBU OKUYAN KAYZER’İN BU CÜMLENİN YANINA DÜŞTÜĞÜ NOT : ZARARI YOK, BU, İNGİLTERE'Yİ, OYUNUNU AÇIK OYNAMAK ZORUNDA BIRAKIR.)

…


////////

Yukarıda 1894-1895 Ermeni olayları nedeniyle Abdülhamit'in Alman büyükelçisi ile yaptığı görüşmenin, elçi tarafından Kayzer'e iletilmiş halinden ve Kayzer'in mektup üzerindeki notunu içeren bir nottan alıntı mevcuttur...

Bu alıntıdan maksat, günümüzde sergilenen tavır ve hareketlerin geçmişine bir yolculuktur...

Konu dönüp dolaşıp gecekondu (ki 1965 seçimleri analizini verdim) ve güneydoğudan oy alamamaya gelince "ilintileyim" dedim...

Bu ülkenin yeni bir sol partiye değil, yeniden kurtuluşuna ihtiyaç vardır...

CHP, batının "malum" standartlarında elbette bir sol parti değildir...

Burada, rejimin geldiği bu noktada, CHP duruşuyla, söylemi ile, "sol parti olma"nın da ötesinde, çok daha ötesinde, bir misyonu sırtlamaktadır...

Bu misyon öyle bir misyon ki, artık yarım kalmış bir idealin değil, yıkılmak üzere olan bir idealin misyonudur...

Lütfen siz de biraz olsun anlamaya çalışın...

Sizin bu ülke hakkında hiç mi kaygınız yok?

HİÇ Mİ?

Engin Ardıç'ın yazısı ...

Size bu hükümetten kurtulmanın yolunu göstereyim
Öğrendiğimize göre, birtakım karanlık adamlar, kapalı kapılar ardında "AKP hükümetinden nasıl kurtulmalı" diye tartışıyorlarmış...
Elbette okurlarımız arasında da bu hükümetten kurtulmak isteyenler vardır.
Dev bir kıyak yaparak size bunun yolunu göstereyim. (Ayrıca ücret alınmaz, servis ücreti gazete fiyatının içindedir.)
Önce, tersten gidelim, bu işin nasıl olamayacağına bakalım: Başbakanı öldürerek bu hükümetten kurtulamazsınız. Yerine başkası geçer.
Darbe yaparak kurtulabilirsiniz ama Amerika izin vermiyor.
Öyle yerli yersiz Atatürk'ün gençliğe hitabesini yayınlayarak, yani "ilkokul düzeyinde Kemalizm satarak" hiç kurtulamazsınız. "Ankaralı memur çocuğu Kemalizmi" artık kargaları bile güldürmüyor.
"Atatürk bugün sağ olsaydı" ya da "mezarından çıksa da gene Samsun'a gitse" türünden dangalak özlemleriyle de hiç mi hiç...
Mevcut muhalefet partilerinden de hayır hasenat beklemeyiniz. AKP bu gidişle 2011 seçimlerini de kazanacaktır.
Kurtulmanın bir tek yolu kalıyor:
Yeni bir parti kuracaksınız.
Ya da yeni bir parti doğacak, bir ucundan siz de tutacaksınız. Ama üye olarak, ama oy vererek, ama reklamını yaparak...
Bu parti, mecliste en az 276 koltuk kazanacak.
Bunu başarması için de "memleketi AKP'den daha iyi idare edebileceğini" seçmene anlatacak, anlatmak yetmez, ikna edecek.
Elbette bunun için de somut bir planı ve programı olması şart. "Kalkınmayı sağlayacağız" falan gibi enayi sloganlarını kimse yemez.
Yani, "kriz var, öldük bittik batıyoruz" diye bağırıp da ellerinde hiçbir "krizden çıkış planı" göremediklerimize benzemeyecek...
Bu parti halkçı bir parti olacak. "Memurcu" olmayacak.
Hem de özgürlükçü olacak. Hem de kapitalizmi geliştirecek. Hem de sosyal hakları çiğnemeyecek.
"Ufukta ne böyle bir parti var, ne onun lideri, ne kadrosu, ne de halkta böyle bir beklenti, böyle bir arayış" mı diyorsunuz?
O zaman AKP hükümetinden kurtulamayacaksınız.
Yazı bitti, başa döndük. Biletler yandı. İşin kötüsü, verdiğiniz parayı da geri alamazsınız.
Gelin de çay ısmarlayalım bari...

Engin Ardıç'ın "yeni bir parti" söylemi dışında her yazdığına imzamı basarım...

Ve iddiasını ve bu iddiayı buraya taşıyanlara da sorarım:

Türkiye'de bir sürü yeni parti kuruluyor... Peki siz hangisinin ucundan tutup yardım ettiniz, destek verdiniz?

HANGİSİ?

Baykal ve CHP buna engel mi?

YOKSA SİZ YENİ BİR PARTİYE İHTİYAÇ DUYMAYANLARDAN MISINIZ? :)

Bence kurulmalı, yıllardır yeni bir sol parti kuracağız diyenler bir türlü söylemden öte gidip işi fiiliyata dökemediler, bu arada sol olmadığını söyledikleri anamuhalefet partisini de bunca uğraşılarına rağmen ele geçiremediler. Kursunlar kurtulalım... Yeni sol partiyi ABD de desteklerse, belki baraja takılmayabilirler.:)