Bana göre de çok doğru tesbitler, tebrik ederim Sayın alisinkay.
Diğer ülkeler Kuzey Irak ile ekonomik bağlantılar için girişim çabalarına girerken, biz hala bir ülke oduğunu kabul etmeyerek yerimizde sayıyoruz , bu da ayrı bir konu!!
Printable View
Azınlıktan kastınız terör sorununa köklü çözüm önerileri getirmek isteyenler mi?Yoksa o sorunun yanına yeni sorunlar eklemeye çalışanlar mı anlamadım.Alıntı:
Peki demokrasi yerine ne çözüm olabilir? Azınlık çoğunluğu mu yönetmeli?
Terör sorununu çözmenin tek yolu insanların terörün getireceği zahiri faydalara tenezzül etmekten alıkoymaktır.Bence bu çok uzun zaman alır.Belki en doğru çözüm bu ama ben bunu istemiyorum.Terör son itirafçıların da açıkladığı gibi artık Abd'nin dolaylı desteklediği serseri gruplarıdır.Kürtlerle ve onların sorunlarıyla bir ilgisi yok onların.Terörden kaçan onlarca insanın örgütteki insanlık dışı uygulamalardan duydukları rahatsızlık ben de bu düşüncenin oluşmasını sağladı.
Kürtleri bile umursamayıp masum insanların canına kıyanlar demokrasiden anlamazlar.
Türkiye'nin Irak ile imzaladığı ve içinden sıcak takip maddesinin çıkarıldığı güvenlik işbirliği anlasması Türk Silahlı Kuvetleri'nin (TSK) olası sınır ötesi operasyonunu'da Bu anlasmayla uluslararası hukuka göre zora sokmustur.
Türkiye,Irak ile bu anlaşmayı hiç imzalamasaydı uluslararası hukuka göre teröristlere yönelik sıcak takip yani sınır ötesi operesyon hakkı saklı kalacaktı.Bugüne kadar diyer hükümetler zamanında nasıl sınır ötesi operasyon yaptıysa öyle olaçaktı.
Ama R.T.E. Hükümeti Bölücünün Barzaninin kürtcünün ve Abileri ABD nin hayır demesiyle bunların ekmeyine yağ sürdü.
Bu sekildeki bir anlaşmayı imzalamaya bilirlerdi!!!:..
Simdi ise T.S.K Bu anlaşmanın iki ülke arasındaki hukuki purosedüre göre onaylanmasından sonra bir sınır ötesi operasyon yapmaya kalkarsa Irak tarafının elinde,Yapmış oldugumuz ikili anlaşmaya göre sıcak takip yapamazsınız.Esas olan ikili anlasmanın uygulamasıdır;Savıyla Türkiye'nin önünü kesebilecektir.
Yapılan bu anlaşmayla Irak'ile 1926 tarihli mutabakatın da cok gerisinde kalmıştır.
1926 anlaşmasına göre Türkiye Irak sınırı içinde 75 kilometre sıcak takip yapabilirdi.9 ve 10 cu maddeler
Simdi soruyorum.Birilerine?
Atatürk,laiklik,Cumhuriyet,Topraklarımızın bütünlüğü'nü çok uluslu şirketlere satılmasına karşı çıkmak, Ulusal kurtuluş savasımızı unutmamak,Atatürk'ü sevmek, evlerimize Ay-Yıldızlı bayrağımızı asmak suçmudur.
Kemalizmi baskıcı bir rejim algılayıp AKP Yalakalığı yapmak
Ülkenin Askerinin elinin kolunun bağlanmasına,Ülkenin dağları ,ovaları, akarsuları koyları yabancılara birer birer satılırken.
Güney doğuda terör,issizlik,ve yoksulluk töre cinayetlerii Ağa,sıh, seyh,aşiret egemenliği, cebinize girenler yüzünden umrunuzda olmaz.
Bu anlasmaların altına atılan imzalardan hiç mi haberiniz olmaz
Öz deyerlerimizi yetirdiğimiz çıkarcılıgın önünde onursuzca eyildiğimiz
Bu Günlerde EY Gurur Geldiysen ÜÇ KERE VUR..!
AKP hükümetinin terör konusunda
başarılı olabileceğine inanıyor musunuz?
EVET 27,1
HAYIR 70,2
anketten çok ilginç ve beni de haklı çıkartan bir sonuç. benim anmadığım şu bir çok vatandaşla konuşuyorum pkk ya lanet okuyor. şehitlere üzülüyor ama bu konuda hiçbir şey yapmayan hatta açıklama yapmaktan bile korkan hükümete hala oy veriyor. sanırım birileri yalan söylüyor. ya anketler yanlış yapılıyor sonuçları ve yapıldığı yer itibarıyle, yada halkımız karakolda doğru söyleyip sandık mahkemesinde şaşıyor....veya hatır için hala oyunu akp ye veriyor
Halkın AKp yi seçmesi diğer partilerde kendisini temsil edecek bir yapıyı göremeyişindendir bence .Kötülerin içinden en iyisini seçmeye çalıştılar.Halk CHP de Devletini ve Milletini daha iyi yerlere taşıyacak bir yapı görseydi kesinlikle bu günkü durum farklı olurdu.Nacizane görüşüm CHP bir an önce yeniden yapılanmalı.Elitlerin partisi imajından sıyrılarak Halkı kucaklamalı
Kuzey Irak’tan Şırnak’ın Uludere ilçesi Yeşilli Köyü’ndeki jandarma karakoluna havan topu ve ağır makinalı tüfeklerle ateş açıldı. PKK’lıların saldırısı sonucu bir asker yaralandı.
Şırnak’ta, Bileç dağının Kuzey Irak kesiminden havan mermisi ve ağır silahlarla ateş açan PKK’lılara güvenlik güçleri karşılık... Devamı İçin Tıklayınız.
TUZAK
Sınır ötesi operasyon gündeme geldiği günden beri herkes akıl veriyor .
İyi niyetli önerileri bir yana bırakırsak, kimi akıl hocalarının tuzak dolu girişimleri de boy göştermeye başladı. Guruplar halinde gazetelerde ve televizyonlarda boy gösterip,inandırıcı ve bilgiç bir ses tonuyla iki tezi işliyorlar.
Sınır ötesi operasyon çare değildir.
Daha önce de 24 operasyon yapıldı ama sonuç alınmadı. Üstelik Amarika ve Avrupa ve Arap dünyasını karşımıza alırız.
Tezleri bu. Ama yine bu görüşle çelişmeyi göze alarak ikinci bir laf adiyorlar;
Olacaksa bari sınırlı bir operasyon olsun;
Bakıyorsunuz,Amarika ve Avrupa'daki bazı siyaset ve medya çevrelerininden de aynı sesler geliyor; Dar kapsamlı bir operasyon anlayışla karsılana bilir.
İşte tuzak burada, iştenen,dar kapsamlı bir sınır ötesi harekattır.
Türk askerinin Kuzey Irak'a girmesi,dağ bayır terörist kovalaması,Barzani hükümetinin sakladığı elamanları arayıp bulması, yorulup geri dönmesi...
Bu kadar basit.
Hemen ardından, Teröre ağır darbe vuruldu' gibi manşetlerin etkisi geçer geçmez başlayacak kampayayı tahmin etmek de güç değil:
Gördünüz mü. demek ki sınır ötesi operasyon çözüm değilmiş.
25'inci yapıldı ama hala terör devam ediyor, sorun iceride.
Sorun daha fazla demokratikleşmede...
İŞTE TUZAK BU
Kesin sonuç alması zaten mümkün olmayan geçmiş sınır ötesioperasyonların,Türkiye'ye yapılan büyük taarruzu püskürtüğü doğrudur. Ama artık kesin sonuç için yeterli değildir.
Artık koşullar değişmiştir.
Artık, siyasal-sitratejik hedefi olan bir eylem söz konusudur.
Bir terör yuvası ve saldırı üssü devlet haline gelen KUZEY IRAK'taki BARZANİ hükümetinin siyasal iradesini kıramıyacaksa,sınır ötesi harekatın başarısı sınırlı kalmaya mahkümdur.
Tepkiler ne olur?
Bırakın onu da Barzani'nin yurt dışındaki destekçileriyle yurtiçindeki silahlı, siyasi ve ticari ortakları düşünsün.
Hikmet Bila 14/Ekim/2007
BENCE
ABD ve İsrail hazırlıkların tamamladığı fikrindeler.Irakta kaybolan patlayıcı ve silahların, hatta Stringer füzelerinin,bazı istihbarat teşkilatlarınca da korunması sayesinde Türkiye'ye aktarılması işleminin tamamlandığı ve uygun yerlere stoklandığından eminler.Önceki ABD elçisi Edelman zamanında,malum partinin 11 il başkanıyla yapılan görüşmeler gereği olarak,işaret verilince nerelerde kalkışma başlatılacağının bilgisine sahipler.Çünkü organizatörler onlar.
İktidardaki bir parti milletvekili ile malum partinin milletvekilinin "Sınır ötesi harekata içeriden nasıl tepki geleceğinin hesabı iyi yapılmalıdır" sözünün altında az önce sözünü ettiğim görüşmeler ve yapılan stok yatmaktadır.
Plan şudur:Orduyu ısrarla Irak'a çekmek,orduyu arkadan meşgul etmek için birkaç yerde kalkışma başlatmak.Buna karşı yapılacak mücadeleyi "Bir halka karşı soykırım" olarak nitelemek,buna zaten dünden hazır olan AB cilerle birlikte NATO gücünü kullanarak,doğu ve G.doğuyu işgal ederek,-güya-soykırımı engellemek.Ama şu haliyle kurulursa yaşamaz denen Kürdistan devletini işgal bölgeleriyle birleştirerek denize ulaştırmak,ABDnin yıllardır tanımadığı LOZAN sınırlarını bozmak ve yıllardır istediği Kürdistan yanında,Ermenistan'a da adım atma amacına ulaşmış olacak.Böylece "AB nin sınırı İran,Irak,Suriye olamaz" sözü de gerçekleşmiş olur.İyi "Kul böyle kuruyor" da "KADER" ne der?
Bana göre plan böyle olmakla beraber hem K.Irak,hem de Türkiye'nin içiyle ilgili iki noktada hatalı hesap yapıyorlar.Onlar ne mi?Göreceksiniz.
12 köylü,15 askere rağmen ordu hala mı girmiyor,o zaman 120 köylü 150 asker... Girinceye kadar, ne kadar gerekiyorsa o kadar....
300 milyar doların ağır faturası
Araştırmacı Yazar: FAİK AKÇAY / YeniŞafak
Terör için harcanan 300 milyar dolara, bugüne değin yapılmış olan otoyolların 30 katı kadar otoyol yapılır, ana okulundan yükseköğretime dek eğitim basamaklarında eğitim kurumu eksikliği ve öğretmensiz köy kalmazdı.
Savaşların insanlara ödettiği bedelleri sayılarla, yazılarla, öykülerle, romanlarla, tarih yapıtlarıyla, gerçek boyutlarıyla anlatmanın olanağı yoktur. Savaşlar, savaş araç-gereçleri için harcanan paralar, insanlığın sağlığı, eğitimi, yaşam koşullarının düzeltilmesi için harcansa, uygarlığımız bugünkünden çok daha güzel noktalarda olurdu.
Cemil Çiçek, yaptığı bir konuşmada şunları söyledi: "PKK örgütünün ülkemize vermiş olduğu zarar 1984'ten bugüne kadar yaklaşık 300 milyar dolar. Ülkemiz bu parayı başka şekilde kullansaydı şimdi dünya ülkeleri içinde 7. sıradaydı.". Bu açıklama sınır ötesi operasyondan önce yapıldı. Sınır ötesi operasyonun ne kadar harcamaya patladığı henüz belli değil. Bunu kamuoyunun gerçek boyutlarıyla bilme, öğrenme olanağı yok. Ne açıklamayı uygun görürlerse onu biliyoruz.
300 MİLYAR DOLARA NELER YAPILIRDI?
Sınır ötesi operasyondan önce yapılan 300 milyar dolar harcama, barış, bir arada yaşama duyguları içinde, mal ve hizmet üretimine harcansa, Türkiye'nin bir kuruş dış borcu olmazdı. Bütçenin yarsısı faiz ödemelerine harcanmazdı. Anaokulundan yükseköğretime dek tüm eğitim basamaklarında eğitim kurumu eksikliği kalmazdı. Okulsuz, öğretmensiz köy bulunmazdı. Tüm birimleri olan hastanesiz il, ilçe kalmazdı. Bugüne değin yapılmış olan otoyolların 30 katı kadar otoyol yapılırdı. Fabrikasız bölge, il kalmazdı.
Milyonlarca insana iş, aş kapısı açılırdı. 100 milyar doları geçen Türkiye'nin dışsatımı, 300 milyar dolarlara dayanırdı. Hastane kuyruklarında ölen yurttaşımız kalmazdı. Evleri yıkılan, köyleri boşaltılan insanlar, evlerinde, işlerinde mutlu bir yaşam sürerlerdi. 40 bin insanın kanı akmazdı. Bu 40 bin insan bugün ekonominin, toplumsal yaşamın içinde mal ve hizmet üreten birer değer olarak aramızda olurlardı. Ölen hayvanlar, bunlardan doğan yavrular soframıza et, süt, besin kaynağı, sırtımıza kazak, kürk, ayağımıza çorap olurlardı.
Emekli komutanlarımızdan Erdal Sarızeybek kitabında, "...1 PKK'lının bertaraf edilmesinin devlete maliyeti 10 trilyon Türk Lirası'dır. 10 trilyon Türk Lirası'yla bir PKK'lı bertaraf edilmiştir." demektedir. 1 teröristin ortadan kaldırılması için harcanan 10 milyon YTL (10 tirilyon TL.) ile, tanesi 150 bin YTL'den 67 daire alınırdı. Orta ölçekli bir sanayi kuruluşu, 10 okul, 1 hastane yapılabilirdi. Kilogramı 15 YTL'den 715 bin kişiye birer kilogram et, şişesi 500 YKR'dan 20 milyon insana birer şişe su, günde 10 YTL harcayacak 1 milyon kişiye bir günlük geçim parası, ayda 250 YTL burs verilen 40 bin öğrenciye bir ay para ödenebilirdi.
"...Yürürlük tarihi henüz belli olmayan sosyal güvenlik reformu, uygulanacağı ilk üç yılda bütçeye 1 milyar YTL ek yük getirecek. 5 puanlık prim indirimiyle reformun maliyeti 10.7 milyar YTL'yi bulacak." (Ali Berat Meriç, Reformun maliyeti 11 milyar YTL olacak, 24.12.2007, Yeni Şafak) 70 milyon insanımızı sağlık güvencesine kavuşturmak için harcayacağımız parayı, kaç terör yanlısının yok edilmesi uğruna harcadığımızın dökümü ortadadır.
800 bin dolayında olduğu söylenen askerlerin, sözgelimi 600 bini üretimde, ağaçlandırmada, çevrenin korunmasında, yol, okul, hastane yapımında, mal ve hizmet üretiminin herhangi bir yerinde üretici olarak ekonomik yaşama katılsalar, Türkiye dünyanın en güçlü ülkeleri arasına girme yolunda hızla ilerler. Savaş gereçleri üretimi nedeniyle doğaya salınan zararlı maddelerin insanlığa ne bedeller ödettiğini net biçimde ortaya koyma olanağı yok.
Türkiye, bütçesinden savunmaya en çok pay ayıran ülkelerin ön sıralarında gelmektedir. (İran 3.8, Rusya 4.3, Pakistan 4.4, Türkiye 4.9) Bunun yanında, Türkiye sağlık harcamalarında, dünya ülkeleri arasında son sıralarda yer almaktadır. "Kişi başına sağlık harcaması, ABD'de 5635, Yunanistan'da 2011, Kore'de 1074, Yeni Zelanda'da 1886, Macaristan'da 1115, Türkiye'de 452 dolar."
Savunma harcamalarımız oran olarak çok olmanın yanında, demokratik bir toplumda olması gereken kamuoyu denetiminin dışındadır. "... Milli Savunma Bakanlığı bütçesi, bütçe dışında iki ayrı kaynaktan besleniyor. Önemli olan bu. 1- Modernizasyon adı altında Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bir para ayrılıyor. Bu para bu yıl için üç milyar dolar. 2- Savunma Sanayii Fonu'ndan ayrılan bir pay var, bu miktar bu yıl 1.3 milyar dolar. Dolayısıyla, bütçenin dışında, toplam 4.3 milyar dolar daha, bu yıl Milli Savunma Bakanlığı'na veriliyor. 3- Terörle mücadelede görev alan ve sınır ötesi operasyonda görev alabilecek Jandarma Genel Komutanlığı'nın bütçesi ayrı. Bunların ötesinde, ilginç nokta şu. Hâlâ ihtiyaç duyulursa, olabilir savunma harcamaları, hesaplama ötesinde artabilir, bu durumda başka bakanlık bütçelerinden kısıntı yapılıyor, Milli Savunma Bakanlığı'na aktarılıyor. Geçmişte bunun örnekleri var. Örneğin, yatırımlardan kısılıyor, örneğin tarımsal desteklemeden kısılıyor." (Yalçın Doğan, Operasyonun maliyeti devlet sırrı, 15.11.2007, Hürriyet Gazetesi.)
Savaşlarda canını, malını, sevdiklerin yitirenler, insan kanı, canı üzerinden kazanç sağlayanlardan daha çok, daha acılıdır. Kuzey Irak'a bomba atma yerine, mal ve hizmet satsak, bu yöntemle elde edileceklerden daha kazançlı olurduk.
"...Bizim medyamızda estirilen "zafer çığlıkları", giderek, "uluslararası medya"da bir "bumerang" etkisi yapmaya başlamış görünüyor" diyen Cengiz Çandar, The Economist 'den şu alıntıyı yapmış : "... yirmi yıldan fazla süren savaşın ardından, Türkiye'nin generalleri ve siyasetçileri, Kürt sorunlarını sadece askeri önlemlerin çözemeyeceğini kabulleniyorlar." Son deneyle, bu gerçeği iyice anlamış olmalıyız. Bu sorunun çözümünün, sivil çözüm yollarından geçtiğini algılamamız zorunludur.
BARIŞTAN BAŞKA ŞANSIMIZ YOK
Duygularımızla değil aklımızla çözümler üretme çabasında olmamız gerekmektedir. Ülkemizi böyle bir noktaya taşımak, küçük bir azınlık dışında kimseye yarar sağlamayacaktır.
Savaşlarda yapılan harcamaların bedelini yoksul halk yığınları öder. İnsan yığınları, ödedikleri bedellerin gerekli olduğu yanılsaması noktasına taşırlar. Hiçbir parasal değerle ölçülemeyecek insan kanı üzerinden çıkar sağlamaya çalışanlar için, her yolu denemekte bir sakınca yoktur. Çocuğunun tabutunu kucaklayan bir anaya, yavrusunun niçin öldürüldüğünü sorma yerine, "öteki oğlumu da kurban ederim" dedirtirler.
Türkiye gibi bütçesinin yaklaşık yarısını borçlarının faizlerini ödemek için harcamak durumunda olan bir ekonomiye, herhangi bir savaşın yarar sağlayacağını söyleme olanağı yoktur. Sınır ötesi saldırı sonunda Türkiye ekonomisi sıkıntılı bir döneme girmiştir. Sıkıntılar giderek artacaktır. Bu sıkıntıyı geniş halk yığınları çekecek, bedeli onlar ödeyecektir. Bu bedellerin ödenmesi, ülkenin yıllarını alacaktır. Yalnız ülkemizde, bölgemizde değil tüm dünyada savaş çılgınlığının son bulması insanlığın en önemli sorunudur.
YeniŞafak
TSK nın kuzey ırak girmesi yeni bir durum değil TSK ırak a gerekli gördüğü durumlarda zaten girmiştir ve eğer benim ülkemin toprakları dışında yasa dışı illegal bir yapılanma benim ülkeme girip karakolunu vuruyorsa ve askerlerini öldürüyorsa halkını öldürüyorsa ve bunları bizim sınırlarımız dışından yapıyorsa ülkemin bağımsızlığına ve bölünmez bütünlüğüne kastediyorsa bu gücün yok edilmesi için her Türk sınırötesi operasyonu desteklemelidir diye düşünüyorum ve kesinlikle destekliyorum.