-
Re: Fıkralar
Gürcü delegeler Stalin’i çalışma odasında ziyaret eder. Görüşme bitip delegeler odadan çıkarken Stalin piposunu aramaya başlar. Kağıtların altına, masaya bakar bulamaz. Bunun üzerine siyasi polis şefi Lavrenti Beria’yı çağırır: “Gürcüleri koridorda yakalayıp bak bakalım. Pipomu onlardan biri mi almış?” Beria koşarak çıkar. Bir süre sonra Stalin piposunu masanın altında bulur. “Beria, gel buldum pipoyu gerek kalmadı.” Beria cevap verir: “Biraz geç kaldınız efendim. Delegelerin yarısı piponuzu aldığını itiraf etti. Geri kalanı da sorgulama sırasında öldü!”
-
Re: Fıkralar
Temel çok güzel bir kadınla evlenmiş. Ama içi de kıpır kıpır, kıskançlık krizleri geçiriyor. Aradan 2 ay geçtikten sonra bir gece karısına “Benden önce birkaç sevgilin olduğu doğru mu?” diye sormuş.
“Dinle tatlım” diye cevap vermiş karısı ve başlamış konuşmaya:
“Evinde sıcak iyi yemeğin var mı?”
“Evet var”
“Temiz ve ütülü elbiselerin var mı?”
“Evet var”
“Evin düzgün ve temiz mi?”
“Hem de nasıl”
“Gece yatakta benimle sevişmekten memnun musun?”
“Hem de çoook”
“Öyleyse söyle bakalım...Ulan nerede öğrendim bütün bunları... Nerde ha? Cami de mi öğretiyorlar? Tövbe tövbe!”
-
Re: Fıkralar
Temizlikçi kadın ilkokul diploması almak için sınava girer. Tabiat bilgisindeki sorulara şu karşılıkları verir:
- Mide ne iş yapar? “Sindirim yapar.”
- Akciğer ne iş yapar? “Solunum yapar.”
- Kalp ne iş yapar? “Dolaşım yapar.”
- Beyin ne iş yapar? “Kapıcılık yapar efendim.”
-
Re: Fıkralar
Öğretmen, 8-10 yaşındaki erkek çocukları bir araya toplamış, nezaket, görgü kuralları ve yaşam dersleri veriyormuş.
“Michael” demiş, “Genç bir hanımla ilk kez akşam yemeğine çıkıyorsun. Masaya oturdunuz ve tam o sırada senin çişin geldi. Kız arkadaşına ne dersin?”
Michael hiç düşünmeksizin yanıtlamış: “Bir dakika, çişimi yapmam lazım.”
Öğretmen gülümsemiş: “Ama bu pek kaba olmadı mı? Şöyle daha kibar bir şekilde söylesek?” Sonra dönmüş “Sherman, sen söyle bakalım ne dersin?”
Sherman biraz düşünmüş: “Çok özür dilerim, tuvalete gitmem gerek, hemen döneceğim.” Öğretmen beğenmiş ve “Bakın bu daha iyi oldu. Ama yine de yemekteyken tuvalet kelimesini kullanmasak, ne dersiniz?”
Sonra “Edward, sen söyle bakalım, nasıl izin alırsın kız arkadaşından” diye sormuş.
Edward kendinden emin: “Sevgilim, bana bir dakika müsaade eder misin? Çok eski bir arkadaşımla bir el sıkışacağız. Hem durum uygun olursa yemekten sonra seni onunla tanıştırabilirim de!”
-
Re: Fıkralar
Bir mafya babası evli bir kadınla ilişki kurmuş. Bir gece kocası yok diye kadının evine gitmeye karar vermiş ve adamlarına “Ben içeri girdikten sonra hemen büyük bir branda ayarlayın ve pencerenin hemen altına dört ucundan gerin” demiş.
Sonra da ne yapacaklarının talimatını vermiş: “Kadının kocası gelirse kapıyı bir kere çaldırın, ben aşağıya atlayacağım, yakalanıp raconu çizdirmeyelim... Tamam mı?”
Adamları, “Başüstüne patron” demişler. Mafya babası kadının evine girmiş, tam soyunup yatağa uzandığı anda evin kapısı çalınca bizimki kendini tereddütsüz pencereden donla 4. kattan aşağı fırlatmış. Kadın üzerine alelacele bir şey alıp kapıyı açmış ki karşısında patronun adamlarından biri... “Yenge” demiş adam mahcup bir şekilde önüne bakarak, “Patrona söyle her taraf kapalı branda falan bulamadık!”
-
Re: Fıkralar
İdris kumar oynuyormuş. Temel de arada sırada gidip soruyormuş:
-Nasıl gidiyor kanaryam?
-Kaybediyorum!
Bir müddet sonra yine:
-Nasıl gidiyor güvercinim?
-Kaybediyorum!
Bu konuşma bülbülüm, serçem diye devam edince Cemal, “Ne tuhaf adamsın” demiş, “İnsan hiç erkek arkadaşına böyle hitap eder mi?”
Temel fısıldamış: “Bu kadar kişinin içinde kuş beyinli diyemem ya!”
-
Re: Fıkralar
Temel çok iyi eğitilmiş bir köpek satın almış, adı Bigi... Bigi, Temel’in her söylediğini anlıyor, hatta Temel eve telefon ettiğinde telefonun ilgili tuşuna basıp ahizenin karşısında havlayarak Temel’in sorularına cevap veriyormuş. Temel yine bir gün evi aramış, telefonu açan Bigi, “HAV...” demiş.
- Ula Bigi... Sen misin?
- HAV..!
- Fadime evde mi?..
- HAV..!
- Başka kimse var mı?..
- HAV...
- Ula kaç kişi var?..
- HAV, HAV...
- Ne yapıyorlar?...
- Hehehehehhhhhehhhh! (soluma sesi)
- Yahu ne zamandan beri?..
- UUUuuuuuuuuuuuuuuuuu..!
-
Re: Fıkralar
NESLİ TÜKENEN AYI!..
Dünyada sadece bir çift kalan nadir bir ayı türünün erkeği ölmüş. Bu ender hayvanın üreme ihtimali sıfır,bu yüzden soyu
tükenecek. Ne yapalım diye düşünmüşler;kurullartoplanmış,çözüm yok. Kuruldaki bir Türk bilim adamı şöyle demiş:
'Bizim memlekette bir Hayati abi var , söylemesi ayıptır aynen buayıya benziyor,hatta daha kıllıdır,ondan rica edebiliriz,
100-200 dolarda ödül verirsek bu işi yapar ve ayıların soyun ukurtarır herhalde' demiş.
Bakmışlar başka çare yok, Hayati abiye gitmişler ve durumunönemini, yapacağı hizmetin büyüklüğünü anlatmışlar,
birde 'Karşılığında 100 dolar söz konusu' demişler.
Hayati abi düşünmüş ve 'Olur ama 3 şartım var.' demiş.
Herkes sevinç ve merakla 'Ne?' diye sormuş...
1. Öpüşmem...
2. Yavru erkek olursa babamın adını koyarsınız.
3. 100 dolar çok,en fazla 50 dolar veririm.
-
Re: Fıkralar
Bu fıkrayı bana sevgili Duygu Tekay yollamış yeri burası diye düşündüm.
Temel dava açmış ve ilk duruşmada hakim sormuş:
- Nedir şikayetin?
- Hakim bey bu Temel fıkraları var ya, benle Fadimeyi ağızlarına dolamışlar, bizi rezil ediyorlar. Hepsinden davacıyım. Kim fıkra diye bizi anlatıyorsa onlardan da tazminat talebim olacak.
- Senin adın Temel mi?
- Evet, Temel.
- İyi de, binlerce Temel var. O fıkralar neden senin için anlatılmış olsun.
- Hakim bey, ben çok iyi biliyorum beni kastediyorlar.
Hakim, Temel'i iyice süzdükten sonra 'Bak ama' der:
- O Temel fıkralarının çoğu belden aşağı. Oysa sana bakıyorum çelimsiz ve yaşını almış bir Temelsin. O fıkralar senden çok daha genç, güçlü kuvvetli ve çapkın bir Temel için anlatılıyor. Seninle hiç ilgisi yok; bu dava düşer.
- Hakim bey, madem siz böyle takdir ediyorsunuz mesele yok. Demek tevatürmüş, ben değilmişim.
- Evet sen olamazsın, başka Temel'dir onlar. Sana sıra gelene kadaaar.
- İyi hoş da Hakim bey, bu dava için köyden kalktım buralara kadar geldim, boş dönmeyeyim. Hiç değilse o güçlü kuvvetli Temel'den sana bir fıkra anlatayım hakim bey.
- Anlat bakalım.
- Bizim bu iri kıyım pazulu Temel, hakimlerin karılarına çok düşkünmüş.
- Hop, hop, hop... Dur, dur be, ne diyorsun sen..
- N'oldu hakim bey?
- Daha ne olacak? Benim Hakim olduğumu bile bile 'Temel hakim karılarına meraklıymış' diyorsun. Ağzından çıkanı kulağın işitmiyor galiba!
Temel 'Rica ederim Hakim bey' der:
- Temel fıkrası için karısı güzel binlerce hakim var. Asliyecisi var, sulhçusu, ağır cezasıcısı var. Seninkine sıra gelene kadar; daha çoook var.
-
Büyük mağaza
Adamin biri yolda giderken gozu , yeni acilan magazaya
takilmis ve bir gireyim bakalim neler var demis,
girmis magazaya. Guler yuzlu bir tezgahtar adami
karsilamis.
Tezgahtar - Buyrun efendim, hosgeldiniz, magazamizi
tercih ettiginiz icin tesekkur ederiz. Size nasil
yardimci olabiliriz ? Ne bakmistiniz?
Adam - Merhaba. Bana eldiven lazim.
Tezgahtar - Lutfen su bolume gecin, ordaki tezgahtar
sizinle ilgilenecek.
Adam - Merhaba. Bana eldiven lazim.
Tezgahtar - Hosgeldiniz, kislik mi , yazlik mi
istiyorsunuz?
Adam - Kislik.
Tezgahtar - Oyleyse lutfen su bolume gecin, ordaki
tezgahtar sizinle ilgilenecek.
Adam - Merha ba , bana eldiven lazim. Kislik.
Tezgahtar - Merhaba efendim, deri mi yoksa yun mu ?
Adam - Deri.
Tezgahtar - Oyleyse lutfen su bolume gecin, ordaki
tezgahtar sizinle ilgilenecek.
Adam - Merhaba , bana eldiven lazim. Kislik ve deri.
Tezgahtar - Merhaba efendim. Gercek deri mi
istiyorsunuz yoksa sahte deri mi ?
Adam artik sinirlenmeye baslamis.
Adam - Gercek deri.
Tezgahtar - Su bolume gecin lutfen, ordaki tezgahtar
sizinle ilgilenecek.
Adam - Eldiven istiyorum. Kislik ve gercek deri .
Tezgahtar - Tabi, kollarinizi uzatir misiniz,
parmaklarinizida iyice acin.
Adam - Tabi, buyrun.
Tezgahtar - Yandaki bolume gecin lutfen.
Adam - Siz benimle dalga mi geciyorsunuz, ben eldiven
istiyorum. Verinde gideyim.
Tezgahtar - Telaslanmayin, siz gercekten nasil bir
eldiven ariyorsaniz, size en uygun eldiveni
alacaksiniz. Biz sizi maksimum derecede memnun
edebilmek icin elimizden geleni yapiyoruz.
Eldiveninizin bu paltoya uygun olmasini mi
istiyorsunuz ?
Adam birazda bagirarak
Adam - Evet
Adam bir sonraki tezgahtarin yanina gider.
Adam - Ben kislik, gercek deriden , fermuarli, bu
paltoya uygun , bu ellere giyebilecegim bir cift
eldiven istiyorum.
Tezgahtar - Tabi efendim. Fermuarli mi olsun ,
citcitli mi ?
Adam - Fermuarli.
Tezgahtar - Su tezgahtarla gorusmeniz gerekiyor.
Tam bu sirada kapidan iceri bir adam girer. Bir elinde
altindan beton parcalari dokulen klozet, obur elinde
tuvalet duvarindan birkac parca fayans, bagirir.
- Iste bu benim tuvaletim, buda tuvaletimin fayansi,
kıçımı da demin size gosterdim, artik verin su lanet tuvalet
kagidini.